ASAYİŞ - 27 Ekim 2024 Pazar 13:30

Park tartışmasında cami imamını dövüp hastanelik ettiler

A
A
A

Antalya’da araç park etme yüzünden çıktığı ileri sürülen tartışmada 2-3 kişilik bir grup, cami imamını döverek hastanelik etti. O anlar ise cep telefonuyla kayda giren imamın kızının cep telefonuna yansıdı.

Olay, geçtiğimiz hafta Muratpaşa ilçesi Güvenlik Mahallesi Turgut Reis Caddesi üzerinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Güllük Cami İmamı İbrahim Bircan (57), otoparkta aracının önünde başka araç olunca beklemeye başladı. Bir sür sonra aracın sahipleri ile tartışmaya giren Bircan’a bir grup, tekme, yumruk ve taşlarla saldırdı. Bazı kişiler kavgayı ayırmaya çalışırken, Bircan, aldığı darbeler sonrası yere düştü. Yerde de tekmelerle darp edilen Bircan, yüzünden yaralandı.

Genç kız dakikalarca yalvardı

Evinin önünde gerçekleşen olaya şahit olan cami imamının kızı, o anları kaydetti. Genç kız saldıran gruba ‘yapmayın’ diye yalvarırken, babasının da uzaklaşması için dakikalarca çağrıda bulundu.

Darp edilerek yaralanan cami imamı, bölgeye çağrılan sağlık ekiplerince ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Bircan, tedavi sonrası kendisini darp eden kimliği belirsiz şahıslardan şikayetçi oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize 49 yıllık hatıralarını okulun müzesine hediye etti 49 yıl önce mezun olduğu okula müze açıldığını duyan 68 yaşındaki emekli eğitimci mezun olduğu yılın anı defterini vakit kaybetmeden okula hediye etti. 1975-1976 Eğitim Öğretim Yılı’nda Rize’nin Çayeli ilçesinde bulunan Çayeli Lisesi’nden mezun olan 68 yaşındaki Fethi Karadeniz, eğitim öğretim hayatının ardından camiayı terk etmedi. 7 yıl öğretmenlik, 8 yıl okul idareciliği yapan Karadeniz sonrasında 17 yılda Milli Eğitim Müfettişliği görevini yürüttü. Emekliliğin tadını çıkaran Karadeniz mezun olduğu yılki adı ile Çayeli Lisesi, şimdiki adıyla ise Çayeli Anadolu Lisesi’nde bir müze kurulduğunu öğrendi. Okul Müdürü Dilek Kantarcı’nın çağrısına kulak veren Karadeniz 49 yıldır gözü gibi sakladığı anı defterini alarak Rize’ye geldi. ’49 yıl ben sakladım, şimdi sıra sizde’ diyen Karadeniz anı defterini müzesinde sergilemek üzere okula hediye etti. Yeni nesillere bir örnek olması, ışık tutması için 49 yıl önce tuttuğu hatıra defterini okulun yeni açılan müzesine hediye ettiğine vurgu yapan Karadeniz “1975-1976 yılında okulumuz öğrencileri, öğretmenleri ile ilgili bir hatıra defter tutmuştum. Bundan 49 sene önce o tuttuğum hatıra defterini okulda bir müzeye açıldığını öğrenince gelip okula hediye ettim. Yalnız bende kalmasın herkes faydalansın, herkes görsün. Herkes kendini görsün. Alttan gelen nesiller de onlara da bir ışık tutsun diye düşündüm” dedi. “Hepsiyle can ciğerdik” Bazı arkadaşlarıyla halen irtibatta olduklarını ve anı defterinin yazıldığı 1975 yılına geri dönüp baktığında hiç kötü bir anısının olmadığını dile getiren Karadeniz “Hepsiyle görüşemiyorum da 5 - 6 tanesiyle çok yakinen görüşüyorum. Vallahi hepsiyle çok güzel hatıralarımız var. Hiç kötü anımız yok. Hepsiyle can ciğerdik, o zamanlar iyiydik. Defterde öğretmenlerimiz var, okul müdürümüz var, okul müdür başyardımcımız var, felsefe öğretmenimiz var. Felsefe öğretmeni deyince; benim derslerim çok iyiydi hep 10 alırdım. Felsefe öğretmenim de bana o kadar güvenirdi ki yazılı yapınca ‘Kağıtları sen oku’ derdi. Cevap anahtarı verirdi, ona göre yapardım. Derdi ki ‘Bak benden iyi not veriyorsun’. Hatta ben biraz da fazla verirdim arkadaşlarıma. Öyle bir anı var yani” ifadelerini kullandı. “49 sene sonra geldim, çok duygulandım” 49 yıl sonra mezun olduğu okula adım atmanın kendisini duygulandırdığının ve okulda çok iyi ağırlandığının altını çizen Karadeniz “Çok duygulandım. Yani kendi mezun olduğun okulda tekrar geri gelmek çok değişik bir duygu yani. 49 sene sonra geldim. Hele yeni müdürümüz Dilek Hanım. Sağ olsun. Çok iyi davrandılar. Çok iyi karşıladılar. O bakımdan çok memnunum yani” şeklinde konuştu. Okul müdürü: “Kuruluş yılını duyunca ‘Bana buradan malzeme çıkar’ dedim” Okulun eski mezunlarından belgeler istediklerinde gelen belgelere çok şaşırdıklarını dile getiren Çayeli Anadolu Lisesi Müdürü Dilek Kantarcı “Ben zaten idarecilikten önce tarih öğretmeniydim. Buraya geldiğimde okulun 1970 yılında kurulduğunu öğrendim. ‘Tamam’ dedim. ‘Bana buradan malzeme çıkar’. Arşivleri seviyorum. Bu tarz belgeleri biriktirmeyi seviyorum. Benden önceki müdür tarafından küçük bir arşiv oluşturulmuştu. Onu toparladık. Daha sonra eski mezunlardan belge istedik. Gelen belgeleri bir araya getirdik. Bizi bile çok şaşırtan belgeler geldi” ifadelerini kullandı. “1970’li yıllarda basılmış üniversite kitapçığı” Gelen materyaller arasında kendisini en çok Fethi Karadeniz’in hediye ettiği anı defteri ve bir başka mezunun getirdiği 1970’li yılların Üniversite Seçme Sınavı (ÜSS) yani bu zamanın ÖSYM kitapçığının şaşırttığını sözlerine ekleyen Kantarcı “Fethi Bey’in anı defteri, ya da 1970’li yıllarda basılmış üniversite kitapçığı, çok farklı belgeler geldi. Eski fotoğraflar var içerisinde. Eski gazete kupürleri var. Vefat etmiş öğretmenlerin, öğrencilerin yazıları var. Gerçi artık öğrenci diyemiyorum. Şu an hepsi 70 yaş üstü, 65 yaş üstü büyüğümüz. Hepsi iyi yerlere gelmiş insanlar” dedi.
Düzce Kış aylarında sık görülüyor bulaşıyor DÜZCE(İHA) – Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız, zatürrenin özellikle kış aylarında sık görüldüğünü belirterek “Öksürme veya hapşırma yoluyla havaya karışabilir ve diğer insanlara bulaşabilir” dedi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız, 12 Kasım Dünya Zatürre Günü dolayısıyla önemli bilgiler paylaştı. Zatürrenin akciğerlerimizdeki hava keseciklerinin iltihaplanması ile oluşan bir hastalık olduğunu aktaran Doç. Dr. Pınar Yıldız, “Bu iltihaplanmaya genellikle bakteriler, virüsler veya mantarlar gibi mikroorganizmalar neden olur. Hava yoluyla bulaşan bu mikroplar, öksürme veya hapşırma yoluyla havaya karışır ve bizler de bu havayı soluduğumuzda akciğerlerimize ulaşarak enfeksiyona yol açabilirler” dedi. “Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha sık görülür” Zatürrenin dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu olduğunu ve her yaştan insanı etkileyebileceğine işaret eden Doç. Dr. Yıldız, “Özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha sık görülür. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, zatürre her yıl milyonlarca insanı etkilemekte ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde çocuk ölümlerinin önde gelen nedenlerinden biri olmaya devam etmektedir. Türkiye’de de zatürre, özellikle kış aylarında sık görülen bir hastalıktır. Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, zatürre ülkemizde hastane yatışlarının önemli bir kısmını oluşturmaktadır” şeklinde konuştu. “Zatürre bulaşıcı bir hastalıktır” Zatürrenin bulaşıcı bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yıldız, “Daha önce de belirttiğim gibi, hastalığa neden olan mikroplar öksürme veya hapşırma yoluyla havaya karışabilir ve diğer insanlara bulaşabilir. Ayrıca, enfekte kişilerin kullandığı eşyalara temas etmek de hastalığın bulaşmasına yol açabilir” açıklamalarında bulundu. Yıldız, zatürre için 65 yaş üstü yetişkinler, 2 yaş altı çocuklar, bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler (HIV/AIDS, kanser tedavisi görenler vb.), kronik hastalığı olanlar (astım, KOAH, diyabet vb.), sigara içenler ile huzurevlerinde veya bakım evlerinde yaşayanların risk altında olduğunu da sözlerine ekledi. Zatürre belirtilerinin hastalığın nedenine ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebildiğini dile getiren Pınar Yıldız, öksürük, ateş, titreme, nefes darlığı, göğüs ağrısı, yorgunluk ve halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma ve baş ağrısının hastalığın en yaygın belirtileri olduğunu ifade etti. Zatürre tanısı genellikle fizik muayene, hastanın öyküsü ve görüntüleme testleri ile konulduğunu kaydeden Doç. Dr. Yıldız, “Fizik muayenede doktorunuz steteskopla akciğerlerinizi dinleyerek hırıltı veya raller gibi anormal sesler olup olmadığını kontrol edecektir. Akciğerlerdeki iltihaplanmayı göstermek için göğüs röntgeni kullanılır. Enfeksiyonu ve nedenini belirlemek için kan testleri yapılabilir. Öksürükle çıkan balgam örneği, enfeksiyona neden olan mikroorganizmayı belirlemek için laboratuvarda incelenir. Bazı durumlarda, bilgisayarlı tomografi (BT) taraması, bronkoskopi veya akciğer fonksiyon testleri gibi ek testler gerekebilir” şeklinde konuştu. “Sigara içmek, zatürre riskini artırır” Zatürreden korunmak için alınabilecek önlemler hakkında bilgi veren Doç. Dr. Yıldız, “Özellikle öksürdükten veya hapşırdıktan sonra, tuvaleti kullandıktan sonra ve yemeklerden önce ve sonra ellerinizi sabun ve suyla en az 20 saniye yıkayın. Öksürürken ve hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu kapatın. Zatürre veya grip gibi solunum yolu enfeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçının. Sigara içmek, zatürre riskini artırır. Dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın ve yeterli uyuyun. Aşı olun. Zatürreye karşı iki tür aşı mevcuttur: pnömokok aşıları ve grip aşısı. Pnömokok aşıları, zatürrenin en yaygın nedeni olan Streptococcus pneumoniae bakterisine karşı koruma sağlar. Grip aşısı ise grip virüsüne karşı koruma sağlar. Grip, zatürreye yakalanma riskini artırabilir. Aşılar yüzde 100 etkili olmasa da, zatürreye yakalanma riskini ve hastalığın ciddiyetini önemli ölçüde azaltabilirler” ifadelerine yer verdi. Zatürre tedavisi, hastalığın nedenine, şiddetine ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebildiğine işaret eden Doç. Dr. Yıldız, “Hafif vakalarda, kişiler evde tedavi edilebilir ve birkaç hafta içinde iyileşebilirler. Daha ciddi vakalarda ise hastanede yatış gerekebilir ve tedavi süreci daha uzun sürebilir” dedi. “Zatürre konusunda bilinçli olun” 12 Kasım Dünya Zatürre Gününün, zatürre konusunda farkındalık oluşturmak ve bu hastalıktan korunma yolları hakkında bilgi vermek için önemli bir fırsat olduğunu dile dile getiren Pınar Yıldız, “Herkesi zatürre aşıları hakkında bilgi edinmeye ve risk altında olan kişilerin aşı olmalarını sağlamaya davet ediyorum. Unutmayın, zatürre ciddi bir hastalık olabilir, ancak önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Sağlığınıza dikkat edin ve zatürre konusunda bilinçli olun” diyerek açıklamasını sonlandırdı.