GÜNDEM - 06 Eylül 2024 Cuma 12:38

Rocky filmini gerçeğe dönüştüren adam: ’Sende yetenek yok’ dediler, iki kez Dünya Şampiyonu oldu

A
A
A

Rocky serisi filmlerden etkilenerek boksa başlayıp iki kez Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu olan Türk Sporcu Fırat Arslan, başarısının sırrını anlattı. Arslan, “Bu yola çıktığımda ‘sende yetenek yok’ dediler. Reaksiyonumun ve hızımın yetersiz olduğunu söylediler. Bunun hepsi doğruydu ve haklılardı, fakat bende farklı yetenekler vardı. Cesaret, yılmamak, inanç ve sertlik vardı. Ne kadar dayak yesem de ayakta durmayı başarmıştım” dedi.

Almanya’da dünyaya gelen ve azmiyle iki kez Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonluğu yaşayan 54 yaşındaki Türk Boksör Fırat Arslan, hayat hikayesini ve başarısının sırrını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) anlattı. Rocky serisi filmlerini kendi hayatıyla özdeşleştiren ve 18 yaşında boksa başlayan Arslan, 19 yıllık azim ve kararlılığıyla 37 yaşında boksta ilk dünya şampiyonluğunu yaşadı. Hemen 1 yıl sonrası ise kemerini kaybeden Arslan, tekrar kaldığı yerden çalışmalarına devam edip 15 yıl sonrası, yani 53 yaşında ikinci kez Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu oldu.

"’Sende yetenek yok’ dediler"

Rocky filmlerinden etkilenerek boksa başladığını anlatan dünya şampiyonu boksör Arslan, “Boksa başlamamın nedeni yaşadığımız yerde biraz kendimizi dışlanmış hissettik. Yeterince saygı görmedik. Rocky filmini izledikten sonra ‘vay be’ dedim kendi kendime. Adam dışlanıyor, alay ediliyor ama o yine de pes etmeyerek dünya şampiyonu oldu. Daha sonra herkes tarafından saygı görmeye başladı. Ben de bunu başarmak istedim. Gerçekten çok savaştım. Bu yola çıktığımda ‘sende yetenek yok’ dediler. Reaksiyonumun ve hızımın yetersiz olduğunu söylediler. Bunun hepsi doğruydu ve haklılardı, fakat bende farklı yetenekler vardı. Cesaret, yılmamak, inanç ve sertlik vardı. Ne kadar dayak yesem de ayakta durmayı başarmıştım. Rocky 5. filmindeki bir sahnesinde şöyle demişti, ’Önemli olan ne kadar sert yumruk atabildiğin değil, önemli olan darbe yedikten sonra savaşa devam edebilmen.’ Zaten bu hayatta da böyledir. Güzel günlerde herkes iyidir. Önemli olan sert ve kötü günlerde dik durabilmektir. Bokstaki en büyük başarımın nedeni, ne kadar yumruk yesem de yılmayıp, savaşıp devam edebilmemdir" diye konuştu.

“Boksta ilk dünya şampiyonu olmam değil, tek olmam üzücü”

Türk sporcusu olarak profesyonel boks sporunda kendisini hala tek Türk sporcusu olmasını üzdüğünü belirten Fırat Arslan, “Şu an dünya rekorunu kırdım, kemer hala bende ama muhtemelen geçen yıl son maçım oldu. İleride belki bir maç daha yapabilirim. Dediğim gibi şu anda benim kariyerim bitmiş sayılıyor. İnşallah gençlerimiz ardımdan nice şampiyonluklar elde ederler. Zaten Türkiye’de profesyonel olarak boksta ilk dünya şampiyonu olmam değil, tek olmam üzücü. Çünkü bizde o kadar kapasite var ki. Sonuçta biz Osmanlı torunuyuz. Birçok savaşçı yiğitlerimiz var. İnşallah bundan sonra nice şampiyon gençlerimiz çıkacak” ifadesini kullandı.

"Maalesef futbol dışında diğer spor branşlarına çok ilgi gösterilmiyor"

Bu yıl düzenlenen olimpiyatlara katılan Türk boksörleri hakkında değerlendirmede bulunan şampiyon sporcu Fırat Arslan, “Bu sene olimpiyatlarda istenilen başarılar gelmemiş olsa bile bayanlarda 2 gümüş madalya aldık. Burada üzücü olan yeteri kadar destek olmaması. Bence hem medya tarafından hem de şirketler tarafından sponsorların desteğiyle daha çok başarı gelebilir. Bu konuda Türkiye’de maalesef futbol dışında diğer spor branşlarına çok ilgi gösterilmiyor. Eminim bu konuda diğer spor dallarına da değer verilse Türk milleti olarak başarılı olacağımıza inanıyorum. Son olarak katıldığım turnuvalarda ve maçlarımda her zaman yanımda olan ve maddi, manevi desteğini esirgemeyen otel yetkililerine çok teşekkür ediyorum" dedi. Arslan’ı misafir eden otelin Genel Müdürü Ali Kızıldağ ise, dünya şampiyonu boksör Fırat Arslan gibi sporcular başarılarına duyarsız kalmadıklarını ve her zaman destek olmaya devam edeceklerini söyledi. Kızıldağ, "Bugün misafir ettiğimiz Fırat Arslan dünyada boksta şampiyon olmuş ilk ve tek Türk boksördür. Onun bu başarısını ve yaşamındaki mücadelesini saygıyla karşılıyoruz. Kendisini büyük bir keyifle ve gururla otelimizde ağırlıyoruz” şeklinde konuştu.

Mehmet Demirci

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çocuğunuzdaki bu eksiklikler Serebral Palsi’nin belirtisi olabilir Halk arasında beyin felci olarak da bilinen Serebral Palsi’nin çocuklarda engelliliğe en sık neden olan durumlardan biri olduğunu vurgulayan Çocuk Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Cem Paketçi, “Beynin bazı bölgelerinin doğumdan önce, doğum sırasında, nadiren de olsa doğumdan sonra hasar almasıyla ortaya çıkar. Buradaki hasar beynin kaslara hareketi nasıl yapacağı mesajını düzgün şekilde iletememesinden kaynaklanmaktadır” dedi. Çocuklarda engelliliğe en sık neden olan durumların başında, halk arasında beyin felci olarak da bilinen Serebral Palsi geliyor. Medipol Bahçelievler Hastanesi’nden Çocuk Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Cem Paketçi, hastalığın nedenlerini ve belirtilerini tüm yönleriyle ele aldı. Serebral Palsi’nin ülkemizde bin doğumun 5’inde görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Paketçi, “Serebral Palsi, hareket etmemizi sağlayan kasları, solunum sistemini, mesane bağırsak kontrolünü, yemek yemeyi ve konuşmayı etkileyebilir. Bazı çocuklarda bu durum yürüme çağına kadar ya da daha büyük yaşlara gelene kadar belirti vermeyebilir. Çocuklardaki belirtileri arasında oturmada, emeklemede ve yürümede gecikme görülebilir” ifadelerini kullandı. Doğum öncesi ve doğum sonrasında görülüyor Serebral Palsi’nin ortaya çıkmasında bazı risk faktörlerinden söz edilebileceğini ifade eden Doç. Dr. Paketçi, “Her zaman neden bulunamamakla birlikte, gebelikte veya doğum sırasında yaşanan sorunlar, prematüre doğumlar önemli risk faktörlerini oluşturmaktadır. Düşük doğumlar, ikiz ya da üçüz gebelikler de Serebral Palsi’ye sebep olabilir. Beynin bazı bölgelerinin gerek doğumdan önce, gerek doğum sırasında, nadiren de olsa doğumdan sonra hasar almasıyla ortaya çıkar” dedi. Gelişimde gerilik en belirleyici faktör Hastalığın tanısının nasıl konulduğu hakkında bilgi veren Doç. Dr. Paketçi, “Hastanın gelişiminde bazı gerilikler söz konusu olabilir. Özellikle zamanında başını tutamayan, oturamayan, emekleyemeyen, yürüyemeyen, kollarını ve bacaklarını olması gerektiği şekilde hareket ettiremeyen bebeklerde bu durumdan şüphelenilebilir. Hastanın hareket koordinasyonunda bozukluklar, kaslarda sertlik ya da gevşeklik görülebilir. Ancak bu bulgular her zaman ilk muayenede saptanamayabilir. Özellikle çocukların hızlı geliştiği ilk iki yılda bu bulgular zaman içerisinde ortaya çıkabilir. Günümüz şartlarında beyindeki hasarları onaracak ya da ortadan kaldıracak kanıtlanmış bir tedavi yöntemi yoktur. Ancak bu hastalığa eşlik edebilecek sorunların tedavisi yapılabilir. Bunlardan biri olan epilepsi, ilaç tedavisi uygulanarak tedavi edilebilir. Öte yandan hastalarda beslenme ve kilo alımı da son derece önemlidir. Davranış problemleri de gerekli terapilerle tedavi edilmelidir” şeklinde konuştu.
İzmir Göztepe, iç sahada kazanmaya devam ediyor Göztepe, bu sezon Trendyol Süper Lig’de oynadığı 4 iç saha maçında 3 galibiyet 1 beraberlik alarak taraftarının önünde yoluna kayıpsız bir şekilde devam ediyor. Trendyol Süper Lig ekiplerinden Göztepe, 8. hafta mücadelesinde Sivasspor’la karşı karşıya geldi. Gürsel Aksel Stadyumu’nda oynanan müsabakayı sarı-kırmızılılar 3-2 kazanmayı başardı. İzmir ekibinin gollerini Romulo, Isaac Solet ve Datro Fofana kaydederken, konuk ekip Sivasspor’un gollerini ise Uğur Çiftçi ve Queensy Menig attı. Bu sonuçla birlikte Göztepe, ligdeki 3. galibiyetini elde ederken taraftarının önündeki kaybetmeme serisini de devam ettiriyor. 2024-2025 sezonunda iç sahada 4 maça çıkan sarı-kırmızılılar, bu maçlarda 3 galibiyet 1 beraberlik alarak önemli bir başarıya imza attı. İzmir ekibi, bu alanda ligin en iyi takımları arasında yer alıyor. Datro Fofana, Göztepe formasıyla ilk golünü attı Göztepe’nin yaz transfer döneminde İngiltere Premier Ligi ekibi olan Chelsea’den kadrosuna kattığı 21 yaşındaki forvet oyuncusu David Datro Fofana, Sivasspor maçında 90+4. dakikada galibiyeti getiren golü atarak sarı-kırmızılı formayla bu sezonki ilk golünü kaydetti. İlk maçına geçtiğimiz hafta oynanan Samsunspor maçında çıkan ve oyuna sonradan dahil olarak 14 dakika süre olan genç oyuncu, Sivasspor maçına da 73. dakikada Juan’ın yerine dahil oldu. Hücum bölgesine hareketlilik katan Fofana, karşılaşmanın uzatma dakikalarında kendisine gelen fırsatı değerlendirerek galibiyetin mimarlarından oldu.
Sivas Sosyal medyadan böyle uzaklaşıyorlar Sivas’ın Altınyayla ilçesinde bulunan okulda eğitim gören öğrenciler, sosyal medya bağımlılığından halk oyunları öğrenerek uzaklaşıyorlar. Sivas’ta Altınyayla ilçesinde bağlı Kürkçüyurt köyünde bulunan Şehit Hasan Subaşı Kürkçüyurt İlkokul ve Ortaokulunda, okul müdürü ve öğretmenlerin özverili çalışmalarıyla hayata geçirilen projeler, öğrencilerin akademik başarısını artırmanın yanı sıra sosyal ve kültürel gelişimlerine de katkı sağlıyor. Altınyayla Kaymakamlığının destekleriyle yürütülen ve kültürü yaşatmayı amaçlayan projelerde, öğrencilere kendi köklerini tanıma fırsatı sunuluyor. Yöresel folklor dersleri ve geleneksel oyunlarla zenginleştirilen müfredatta, öğrenciler bu sayede sosyal medya bağımlılığından da hem eğlenerek hem de öğrenerek uzaklaşıyorlar. "Bu projeyle kültürümüzün devamını sağlıyoruz" Şehit Hasan Subaşı Kürkçüyurt İlkokul ve Ortaokulu Müdürü Halil Sayılır yaptıkları proje sayesinde kültürün nesilden nesle aktarım sağladığını söyleyerek, "Projemiz kaymakamımız Batuhan Kalkan öncülüğünde başladı. Projemiz kültürümüze destek sağlayan halk oyunlarını içeriyor. Bu kapsamda öğrencilerimize halk oyunları oynarken üzerlerine giyebilmeleri için yöresel kıyafetler temin ediyoruz. Böylelikle aileleri belli bir yükten kurtarıyoruz. Bu projeyle kültürümüzün devamını, nesilden nesle aktarımını sağlıyoruz. Bu projenin maddi kısmı çok büyük. Destek gerektiren bir proje olduğu dolayısıyla kaymakamlığımızın himayesiyle yürütülüyor. Biz de burada aynı zamanda öğrencilerimize seçmeli halk oyunları dersi açarak beden eğitimi dersi öğretmenimizin öncülüğünde farklı yörelere ait kültürel öğeleri barındıran folklor oyunlarını öğretiyoruz. Bu kapmamda öğrencilerimizin özgüvenleri ve sorumluluk becerileri gelişiyor. Öğrencilerimiz her sene birden fazla farklı yöreye hakim bir şekilde profesyonele yakın seviyede gösteri sergiliyorlar. Bizler de bunun mutluluğunu yaşıyoruz. Günümüzün kanayan yarası sosyal medya bağımlılığı diyebiliriz. Genellikle belli bir saate kadar normal kabul edilse de öğrencilerimize sorduğumuzda şu an uzun bir zaman dilimini televizyon tablet veya telefon ile harcıyorlar. Fakat biz yaptığımız çalışmalarda öğrencilerimize yöresele kıyafet giydirip yöreye uygun folklor oyunlarını tanıtıyoruz" ifadelerini kullandı. "Hiçbir köy okulunda olmayan imkanlara sahibiz" Kafkas yöresine ait Lezginka dansını sergileyen Nurgül Subaşı, köy okulu olmalarına rağmen birçok imkana sahip olduklarını belirterek, "Okulumuzun bize sağlamış olduğu imkân sayesinde birçok kültürün kıyafetlerini giyme imkanına sahip olup yöresel oyunları öğreniyoruz. Bu okula ilk başladığımda imkânlar bu kadar gelişmemişti. Okulun bu düzeye geleceğini hiç düşünmüyordum. Sonra anladık ki istenilince her şey başarılabiliyor. Biz köy okulunda eğitim görüyoruz ama hiçbir köy okulunda olmayan imkanlara sahibiz" şeklinde konuştu. "Bizden hiçbir şey esirgemiyorlar" Yöresel Zeybek oyunu oynayan İhsan Karataş, "Okul müdürümüz ve öğretmenim sağ olsun. Her şeyi öğretiyor, bizi hep destekliyorlar. Bizden hiçbir şey esirgemiyorlar" dedi.