KÜLTÜR SANAT - 07 Aralık 2023 Perşembe 16:37

Demir Atlı Adam üniversite öğrencileriyle buluştu

A
A
A
Demir Atlı Adam üniversite öğrencileriyle buluştu

Bartın Üniversitesindeki (BARÜ) söyleşide, bisikletiyle çıktığı dünya turunda 10 yılda 122 bin kilometre yol yaparak 68 ülkeyi gezen “Demir Atlı Adam” lakaplı Gürkan Genç öğrencilerle bir araya geldi.


Bartın Üniversitesinin (BARÜ) ev sahipliğinde ETİSAN Holdingin Kariyer 101 programı kapsamında düzenlenen “Demir Atlı Adam Gürkan Genç, Gençlerle Buluşuyor” etkinliği yoğun ilgi gördü. Programın açılış konuşmasını Gürkan Genç’in ‘hayal ortağı’ olarak tanımladığı ETİSAN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mert Özgün gerçekleştirdi. Özgün, gençlere örnek olmak amacıyla projeler gerçekleştirdiklerini belirterek “Sosyal sorumluluk bilinciyle bugün sizlerin karşısındayız. Geleceğimizin inşasında söz sahibi olan siz gençlerin vizyonlarına katkı sunmaya büyük önem veriyoruz. İnanıyoruz ki doğru bir hedef ve vizyon ile aşılamayacak hiçbir zorluk yoktur. Bu inançla fikirlerine, yolcuğuna ve vizyonuna değer verdiğim Gürkan Genç’i siz gençlerle buluşturmak da bir fırsat olarak karşımıza çıktı. Bugün hem keyifli vakit geçirecek hem de kendinize örnek alarak güzel farkındalıklar edineceğinizi düşünüyorum. Bu ulvi eğitim çatısını bizlere açtığı için başta Rektörümüz Prof. Dr. Orhan Uzun olmak üzere değerli hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi.


Sunumunu gerçekleştirmek üzere sahneye çıkan Gürkan Genç, Bartın’ın onun için farklı bir anlamı olduğunu belirterek ilk uzun bisiklet seyahatini Bartın-İstanbul arasında yaptığını söyledi.


Genç, “Burası benim hikâyemin başladığı yer. Bu yüzden benim için ayrı bir önemi var. Gürkan Genç’in ‘Demir Atlı Adama’ dönüştüğü yolculuğun ilk pedallarına burada atmaya başladım. Daha sonra Japonya ile başladığım dünya turunda tüm kültürleri ve farklı yaşam tarzlarını öğrenmeye başladım. Bu yolculuğumda doğayı en az kirleten karbon aracı olan bisikleti tüm dünyaya hatırlatmaya, Türk bayrağını tüm dünyada bisikletimle dalgalandırarak ülkemi ve insanlarını temsil etmeye çalıştım” diye konuştu. Genç, Moğolistan’da kendisine “Demir Atlı Adam” lakabı takıldığını da aktararak seyahati sırasında çektiği videoları katılımcılara izletti. Kara yolculuğunun tamamında sadece bisiklet kullandığını, gemi ve uçağa yalnızca kıta geçişlerinde bindiğinin altını çizen Genç, “Soğuk, sıcak, yağmur benim için hiçbir şey fark etmiyor. -42 dereceden 62 dereceye kadar farklı şartlarda pedal çevirdim. Tozpembe bir yolculuk geçirmiyorum; kaza yaptığım, yediklerimden zehirlendiğim ve sakatlandığım oldu. Birçok farklı tecrübe yaşadım ama ben yolculuğa hep devam ettim. Çünkü bir hedefim vardı ve bu beni her zaman mutlu etti” ifadelerini kullandı. Genç, 12 yaşında kurduğu dünyayı bisikletle gezme hayalini gerçekleştirdiğini belirterek gençlere yaşadıkları zorluklar karşısında pes etmeden hayallerinin peşinden gitmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.


Öğrenciler tarafından ilgiyle takip edilen etkinlik, soru ve cevapların ardından hatıra fotoğrafının çekilmesiyle son buldu.



Demir Atlı Adam üniversite öğrencileriyle buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Kuraklık nedeniyle verimin yarı yarıya düştüğü tatlı patateste son hasat yapıldı Hatay’da ismiyle dikkat çeken şifa deposu tatlı patatesin hasadında sona gelindi. Kuraklık nedeniyle verimin yarı yarıya düştüğü tatlı patates, kilogram fiyatı tarladan 30 TL’ye satılırken manavlar da ise 70 TL’den alıcı buluyor. Türkiye’nin bereketli topraklarının yer aldığı Hatay’da çiftçiler, toprağı işleyerek asrın felaketinin saralarını sarmaya devam ediyor. Ürün çeşitliliğinin fazla olduğu kentte şimdiyse tatlı patates hasadı yaklaşık 45 gün önce başlamıştı. Antakya ilçesi Uzunalıç Mahallesi’nde çiftçilerin sökümüne başladığı tatlı patates, bilinen patatesin aksine bir tada sahip olmasıyla biliniyor. Bölgede hasat edilerek Türkiye’nin dört bir yanına satılan tatlı patatesin hasadında sona gelinirken, kilogram fiyatı tarlada 30 TL’den alıcı buluyor. Vitamin bolluğuyla şifa deposu olan tatlı patates, kuraklık nedeniyle verim yarı yarıya düşerken manavlarda 50 TL ila 70 TL arasından satılıyor. "Tatlı patates tarladan 30 ila 35 TL arasında iken manavlarda ise 50 ila 70 TL civarında satılıyor" Kuraklık nedeniyle tatlı patateste verim yarı yarıya düştüğünü ifade eden çiftçi Fadıl Çiftçi, "Tatlı patates üretiyoruz. Hasat normal ama mevsimsel kuraklık nedeniyle verimde düşüşler var. Kuraklık çok etkiledi, verim yarı yarıya düştü. Tatlı patatesi Temmuz ayında ekiyoruz. Ekim ve Kasım aylarında hasat için söküm yapıyoruz. Tatlı patatesin çok çeşidi var. Farklı renklerde olan tatlı patates çeşitleri var. Söküm yapacak işçi bulamadığımız için sökümü iş makinesi yapıyor. Tatlı patates tarladan 30 ila 35 TL arasında iken manavlarda ise 50 ila 70 TL civarında satılıyor. Tatlı patates, tadı ve vitamin bolluğuyla diğer patatesten farklı oluyor. Tatlı patatesi biz kaynatarak, pişirerek veya tatlısını yapıyoruz. Tatlı patates şehir dışlarına gidiyor. Faydası çok kuvvetli ve tam bir şifa deposu bir patatesti" ifadelerini kullandı.
Sivas Sivas, ‘İstiklal Madalyası’ istiyor Milli mücadelenin merkezlerinden olan Sivas’ta, Kent Konseyi öncülüğünde ki sivil toplum kuruluşları TBMM’ye başvurup ‘İstiklal Madalyası’ talep etme kararı aldı. Sivas Kent Konseyi, önemli bir gündem maddesiyle toplandı. Sivas’ın milli mücadeledeki rolünün ele alındığı toplantıda, diğer sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TMBB) ‘İstiklal Madalyası ve Berat Belgesi’ talep edilmesi kararlaştırıldı. Sivil toplum kuruluşlarının mutabakatıyla oluşturulan talep metninin önümüzdeki günlerde siyasiler aracılığıyla TBMM’ye sunulması planlandı. Konuyla ilgili açıklama yapan Sivas Kent Konseyi Başkanı Ahmet Necip Günaydın, Sivas’ın Ankara’dan sonra Milli mücadelenin en uzun süre yönetildiği yer olduğunu belirterek, "Sivas, ‘İstiklal Madalyası’nı’ her şekilde hak eden bir şehir. Bunu tarih ortaya koyuyor. Sivas, bu hak ettiği madalyaya şehrin bir müzesinde sergilenmesinde büyük bir gurur duyacaktır. Ben buna yüzde yüz hak ettiğine inanıyorum" ifadelerine yer verdi. "Sivas gurur duyacaktır" Ahmet Necip Günaydın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na dilekçe sunacaklarını belirterek, "Bugün gerçekleştirdiğimiz toplantıda Sivas iline İstiklal Madalyası’nın verilmesi hakkında değerlendirmeler yaptık. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na dilekçemizi sunmak üzere dilekçeyi toplantıda okuduk. Hiçbir ille kendimizi kıyaslamıyoruz çünkü her bir ilimiz son derece kıymetlidir. Ama şunu unutmayalım ki Sivas, Ankara’dan sonra Milli mücadelenin en uzun süre yönetildiği ve Mustafa Kemal Paşa’nın heyetinin Sivas’ta kalarak, tüm faaliyetleri buradan organize ettiler. Bunları yaparken de Sivas halkının tam desteğini alarak huzur ortamı içerisinde çalıştıklarını çok açık ve net bir şeklinde biliyoruz. Sivas halkı, gerek İstanbul ve işgal kuvvetlerin baskınlarına rağmen Mustafa Kemal ve arkadaşlarına ev sahipliği yapmıştır. Kongre binasının eşyalarını evlerinden getirmişler, sürekli ikramlarda bulunmuşlar, evlerinde misafir etmişler ve onların can güvenlikleri için her türlü fedakarlığı yapmışlardır. Sivas, ‘İstiklal Madalyası’nı’ her şekilde hak eden bir şehir. Bunu tarih ortaya koyuyor. Sivas, bu hak ettiği madalyaya şehrin bir müzesinde sergilenmesinde büyük bir gurur duyacaktır. Ben buna yüzde yüz hak ettiğine inanıyorum" dedi.
Elazığ Yüzde 60 hibe aldığı destekle 300 hayvanlık çiftlik kurdu Elazığ’da 35 büyükbaş hayvanı bulunan ve köyünde süt satarak geçimini sağlayan Ömer Erdem, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’ndan (TKDK) aldığı destekle 300 büyükbaş çiftliği kurdu. Eski geleneksel yöntemden modern üretime geçen Erdem, ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Elazığ’da yaşayan 3 çocuk babası Ömer Erdem (48), merkeze bağlı Alaca köyünde 35 büyükbaş besicilik yapıyor ve süt satarak geçimini sağlıyordu. Eski geleneksel yöntemlerle üretim yapan Erdem, hayali olan çiftlik için devletin sağladığı desteklerden faydalandı. 2014 yılında TKDK’ya başvuru yapan Erdem, devletten aldığı yüzde 60 hibe desteği ile 2015 yılında çiftliği kurarak modern yöntemlerle besiciliğe geçti. Yaklaşık 4 bin 500 metrekarelik kapalı alana 300 büyükbaş hayvan kapasiteli çiftlik kuran Erdem, ardından çiftliğin üzerine GES kurdu. Toplamda 100 KW ile enerji ihtiyacını güneşten karşılayan Erdem, çiftliğin başta olmak üzere ürettiği mısır, yonca, arpa gibi ürünlerin elektrik enerjisini ücretsiz bir şekilde sağlıyor. Erdem, Simental cinsi 300 baş ile şu anda üretimini sürdürürken, kırmızı et üretiminde ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Yatırımlarını devam ettirdiğini aktaran işletme sahibi Ömer Erdem, "Devletin desteği olmasaydı biz böyle bir yeri hayal bile edemezdik" ifadelerini kullandı. "Devletin desteği olmasaydı biz böyle bir yeri hayal bile edemezdik" Merkeze bağlı Alaca köyünde besicilik yapan Ömer Erdem, "Biz daha önce eski geleneklere göre besicilik ve sütçülük yapıyorduk. Orada 35 hayvanla yapıyorduk. TKDK’nın projeleri oldu. Bizde gerekli kriterleri tamamladıktan sonra başvurumuzu yaptık. Arsada kendimizindi. Bu köyde bayağı arazimiz var. Burada hem ekip biçiyoruz hem de besicilik yapıyoruz. Puanımız yeterli olduğu için başvurumuz onaylandı. 300 büyükbaşla besicilik yapmak bizlere nasip oldu. 2014 yılında başvurmuştum 2015 yılında onaylanmıştı. Devletin desteği olmasaydı biz böyle bir yeri hayal bile edemezdik. Yüzde 60 artı yüzde 18 KDV’si vardı. O zamanlar bu kadar fazla besi çiftliği yoktu. Allah bize de nasip etti. Rabbim devletimize zeval vermesin. Bizlere destek oldular bizde çok güzel bir proje yaptık. 10 yıldır kesintisiz bu işi yapıyoruz. 35 hayvanla ben buraya geldim, şuanda 300 hayvanımız var. Buradan kazandıklarımızı da tekrar işletmelere yatırdık" dedi. "Kırmızı et ihtiyacının giderilmesini için ömrüm boyunca uğraştım" Erdem, "Çiftliğin üstünde 100 Kw GES var. Güneşten enerjimizi elde ediyoruz. Buradaki mısır, yonca ve çiftliğin elektrik giderlerini GES ile karşılıyoruz. Özellikle yaz ayında GES’İN sayesinde hayvanların ihtiyacı olan mısır ve yoncanın sulamalarını GES ile yapıyoruz. Ben bu çiftliği açtığım zaman 580 bin EURO’nun yüzde 60’ını hibe olarak aldım. Kırmızı et bizim ülkemizin en büyük sorunlarından birisidir. Kırmızı et ihtiyacının giderilmesini için ömrüm boyunca uğraştım. Bu işi yapan insanların ya güzel meraları olmalı ya da büyük arazileri olmalıdır. Hayvanların ihtiyacı olan samanı satın alırsa, arpayı ve yemi satın alırsa kırmızı et fiyatlarında yükseliş olacaktır. Bu tür destekleri yapacaklar olan öncelikle köylüler olmalıdır. Burada iki çeşit hayvan üretiyoruz. Birisi kurbanlık olarak diğeri de kesim olarak Elazığ merkezde firmalara kesim yaptırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kocaeli KOSTÜ, YÖK’ün 2025 izleme raporunda üst sıralarda yer aldı Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025"te, öğrenci memnuniyeti, uluslararasılaşma ve bağış miktarı gibi kategorilerde ilk 20 üniversite arasına girdi. Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, YÖK tarafından 201 üniversitenin 67 farklı gösterge üzerinden değerlendirildiği rapor yayımlandı. Eğitim ve öğretim, araştırma-geliştirme, proje ve yayın, uluslararasılaşma ile topluma hizmet kategorilerinde yapılan değerlendirmelerde Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi’nin performansı dikkati çekti. Memnuniyet ve erişilebilirlikte üst sıra Raporda yer alan Türkiye Üniversite Deneyim Araştırması verilerine göre Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi, "Erişilebilirlik Memnuniyeti" göstergesinde yüzde 77,50’lik oranla Türkiye genelinde 10’uncu sırada yer aldı. Üniversite, "Öğretim Üyelerinden Memnuniyet" alanında ise yüzde 79,41 ile Türkiye’nin en iyi 18’inci üniversitesi oldu. Üniversitenin kazandırdığı bağış miktarının bir önceki döneme göre artış göstererek 351,7 milyon liradan 638,5 milyon liraya yükseldiği belirtildi. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi,, bu rakamla bağış miktarı kategorisinde Türkiye genelinde 3’üncü sırada yer aldı. Bilimsel bilginin yaygınlaşması kapsamında ise üniversite adresli yayınların yüzde 80,13’ünün açık erişimli olması, kurumu bu alanda Türkiye 6’ncısı yaptı. Öğrenci sayısında yüzde 21 artış Rapora göre, üniversitenin toplam öğrenci sayısı bir yılda 3 bin 927’den 4 bin 756’ya yükselerek yaklaşık yüzde 21’lik büyüme kaydetti. Uluslararasılaşma başlığında da yüzde 16,41’lik uluslararası öğrenci oranıyla Türkiye’de bu alandaki ilk 20 üniversite arasında yer alındı. Ayrıca üniversitenin, 24 bilim iletişimi faaliyeti ile "topluma hizmet ve bilimi toplumla buluşturma" başlığında en aktif ilk 20 kurum arasına girdiği bildirildi.