GENEL - 31 Mart 2012 Cumartesi 11:56

TÜRKİYE`DE 4 KONUTTAN BİRİ SİGORTALI

A
A
A
TÜRKİYE`DE 4 KONUTTAN BİRİ SİGORTALI

Türkiye`de 16 milyon konuttan yaklaşık 4 milyonunun sigortalı olduğu bildirildi.
Van`da meydana gelen depremin ardından ev sahiplerinin konutlarını sigortalatma oranı arttı. Doğal Afet Sigortaları Kurumu`ndan (DASK) edinilen bilgiye göre, Türkiye`de 16 milyon 375 bin 840 konut var. DASK`tan alınan veriler milyonlarca konutun da sigortasız olduğunu ortaya çıkardı. Türkiye`de yaklaşık 3 milyon 803 bin konutun sigortalı olduğu bildirildi.
DASK verilerine göre, konutların yüzde 23`ü sigortalı. Sigortalılık oranı en fazla Marmara Bölgesi`nde olurken, en düşük sigortalılık oranı ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi`nde. Marmara Bölgesi`nde 5 milyon 550 bin 760 konuttan 1 milyon 663 bin 356`sı, İç Anadolu Bölgesi`nde 3 milyon 78 bin 470 konutun 706 bini, Ege Bölgesi`nde 2 milyon 434 bin 640 konutun 572 bin 618`i sigortalı. Akdeniz Bölgesi`nde 2 milyon 76 bin konutun 361 bin 425`i, Karadeniz Bölgesi`nde 1 milyon 576 bin 510 konutun 262 bin 97`si,
Güneydoğu Anadolu Bölgesi`nde 927 bin konutun yaklaşık 20 bini, Doğu Anadolu Bölgesi`nde 732 bin 310 konutun 118 bin 835`ini sigortalı.
BURSA`DA 4 KONUTTAN BİRİ SİGORTALI
İstanbul`da bulunan 3 milyon 422 bin 380 konutun sadece 1 milyon 85 bin 654`ü sigortalı. Yüzde 31 sigortalanma oranına sahip İstanbul`un ardından Ankara`daki 1 milyon 387 bin 650 konutun 422 bini sigortalı. Başkentin sigortalı konut oranı ise yüzde 30. Türkiye`nin 3. büyük şehri İzmir`de sigortalı konut sayısı da diğer büyükşehirlere nazaran az. İzmir`deki 1 milyon 40 bin konuttan 271 bin 273`ü sigortalı. İzmir`in sigortalı konut oranı ise yüzde 27. Otomotiv ve tekstil şehri olarak bilinen Bursa`da da
sigortalı konut sayısı az. Bursa`da 4 konuttan biri sigortalı. DASK`ın verilerine göre, Bursa`da bulunan 612 bin 400 konutun 142 bin 598`i sigortalı. Bursa`nın yüzde 23 olan sigortalı konut oranı diğer 3 büyük ilin de gerisinde.
Geçen sene 7,2 büyüklüğündeki depremin vurduğu Van`da 80 bin 250 konut bulunuyor. 14 bin konutun sigortalı olduğu Van`da sigortalı konut oranı ise yüzde 18.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Para faize gidiyor emlak satışları düştü Artan emlak fiyatları, emlak satışlarını düşürdüğü için vatandaşlar kadar müteahhitleri de endişelendiriyor. Sivas İnşaat Müteahhitler Derneği (SİMDER) Başkanı Gökhan Fatih Aslan; emlak piyasasındaki gelişmeleri değerlendirdi. Pandemi ve depremden sonra müşteri tercihinin müstakil konutlara yönelmesine rağmen yüksek maliyetler nedeniyle satışların beklenilen düzeyde olmadığını belirterek, “Malum enflasyondan dolayı inşaat maliyetleri sürekli artıyor. Bu artışlarda durmadan devam ediyor. Bir noktada durup sabit hale gelse maliyet de öngörülebilir olur. Konutların maliyetinin artması hem malzeme fiyatlarındaki artış konut maliyetini artırıyor. Hem arsa fiyatlarındaki artış konut maliyetlerini arttırıyor. İşçilik maliyetlerindeki artışta konut maliyetlerini arttırıyor. Satış rakamı artıyor fakat vatandaşın alım gücü buna yetişemiyor. Bu noktada da uygun oranlarda ucuz kredilerin bankalardan gelmesi bekleniyor. Bankalar da bu krediyi açamıyor.” dedi. “Sivas’ta müstakil ev fiyatları 8 milyona ulaştı” Aslan, Sivas’ta müstakil ev fiyatlarının 8 milyona ulaştığını ifade ederek, “Gönül istiyor ki iyi bir evde oturayım. Hatta güvenli, müstakil villa olsun istiyor. Fakat istek artınca fiyat artıyor. Şu anda bu artan maliyetlere baktığımız zaman Sivas’ta da villa fiyatları yaklaşık 8 milyona ulaştı. Bu rakamlarda herkesin karşılayabileceği rakamlar değil. Bankalardan da kredi olmayınca bu parayı nakit verecek müşteri olmuyor” İfadelerini kullandı. “Para faize gidiyor” Aslan, parası olan vatandaşların da parasını konuta yatırmak yerine faize yatırmayı tercih ettiklerini vurgulayarak, “Nakit verecek müşteriye de bakıyorsunuz diyelim 7-8 milyon lirası var. Faiz hassasiyeti yoksa parasını bugün bankaya koysa 500 - 600 bin lira para alıyor. Şimdi bu durumda parayı vermesini zorlaştırıyor. Doğal olarak bu talep bir yerde parası olmayan için kredi olmadığı için duruyor. Parası olan için de para çok kıymetli. Başka ne yapabilirim diye bir kenarda bekliyor. O yüzden aslında talep yok demek bu çerçevede daha doğru daha isabetli olur” şeklinde konuştu. “Alanda satanda mustarip” Aslan gelinin noktadan alıcının da satıcının da mustarip olduğunu ifade ederek şunları söyledi. “Ürünün fiyatının artmasından dolayı vatandaş mustarip ama satan tüccar da mustarip. Her zaman satıcı sattığı malın maliyetini uygun mal edip düşük fiyata satmak ister. Maliyet artışlarından kesinlikle bizim sektördeki meslektaşlarımız memnun değil. Daha uygun maliyetlerin olmasını enflasyonun düşmesini, dairelerin ucuzlamasını en çok isteyenler müteahhitlerdir. Yani vatandaş çok istiyor gibi görünüyor ama emin olun onun on katı istek müteahhitlerdedir. Biz daha uygun olmasını isteriz. Aslında müteahhitler vatandaşı uygun fiyatlı ev sahibi yapmak istiyor” dedi. “Müstakil evde yaşamakla bir apartmanda yaşamak aynı değil” Sivaslı vatandaşlar ise müstakil evlerin daha güzel ve güvenilir olduğunu belirterek, “insanlar artık şehir merkezinden uzaklaşmak ve müstakil evlerde yaşamak istiyorlar. Müstakil bir yaşamakla bir apartmanda yaşamak aynı şeyler değil” dedi.
Giresun Fındıkta rekolte tartışması başladı Kanada’da düzenlenen 41. Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Kongresi’nde (International Nut and Dried Fruit Council-INC) fındık rekoltesinin gerçeği yansıtmadığını ileri süren Giresunlu fındık sanayicisi Mustafa Demirci, yüksek fiyat politikası yerine istikrarlı ve yüksek verimli bir politika yürütülmesi gerektiğini söyledi. Giresunlu fındık sanayicisi Mustafa Demirci yaptığı açıklamada, “Kanada’da 41. INC kongresi düzenlendi. Bu kongrede dünyadaki fındık üretiminin yüzde 58.19’unu karşılayan Türkiye hala birinci sırada yer alırken, 2024 yılı rekoltesi ise 785 bin ton olarak açıklandı. Ancak bu rekoltenin gerçeği yansıttığı şüphelidir. Çünkü yapılan rekolte çalışması karanfil sayımına göre yapılmıştır. Bilindiği gibi bu sene mevsim şartları nedeniyle tozlaşma yeterince olmadı ve açan fındık çiçekleri döllenemedi. Yine karanfil sayımından sonra zirai don riski geçmiş olsa da kuraklık ve sis nedeniyle kayıplar yaşandı. Zaten tozlaşma olmayan fındığın dökülmesi muhtemeldir. Bunları göz önünde bulunduracak olursak açıklanan rekolte yanıltıcı olabilir. Ayrıca geçen yıl Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda resmi kaynaklarca açıklanan rekolte sonradan revize edilerek 670 binlere düşürülmüştü. Yani bu INC’nin açıkladığı rekolte geçen yılın üzerinde görünüyor ve bunun imkanı yok” dedi. "Yüksek fiyat politikası yerine, sabit fiyat politikası yürütülmelidir" Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Kongresi’nde açıklanan rekoltenin serbest piyasayı nasıl etkileyeceği yönünde de açıklamalarda bulunan Demirci, “Her yıl INC toplanarak bir rekolte açıklar ve bu rekolteye göre de serbest piyasalar yön bulur. Bu rekoltenin serbest piyasayı nasıl etkileyeceğini göreceğiz ancak ülkemizde her yıl verim düşerken, fındık üretiminde rakiplerimiz artarken biz hala yüksek fiyat politikasıyla hareket ediyoruz. Fındık üretiminde ülkemizin rakipleri olan ülkelerde her yıl fındık üretimi artmaktadır. Bugün dünyada fındık üreten diğer ülkelerin ellerinde fındık kalmazken bizim ülkemizde stok mevcuttur. Fındık ihracat gelirimiz döviz yüksekliğinden dolayı artmış görünürken, rakamsal bazda yüzde 20 düşüş yaşandı. Yani önceki yıla göre yüzde 20 daha az fındık sattık. Elimizde kalan bu fındık stoklarımızda duruyor. Bunun nedeni yüksek fiyat politikasıdır. TMO bile üreticiden 82.5 liraya aldığı fındığı 130 liradan piyasaya arz etti ama yüksek fiyat politikasından dolayı talep görmedi. Peki ne olacak 130 liraya satamadığı fındığı biraz daha elinde tutarsa mecburen yarı fiyatına yağlığa satmak zorunda kalacak. Bu da milli zarar anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bizim yüksek fiyat politikası yerine sabit fiyat politikasıyla hareket etmemiz gerekir. Üreticilerimize de az fındıkla çok kazanç elde etme düşüncesi yerine üretimi artırıcı destek verilmelidir. Bugün bölgemizde dönüm başına en fazla 70 kilogram fındık alınmaktadır oysaki bu verim 150-200 kilograma nasıl çıkartıla bilinir bunun çalışması yapılmalıdır. Bunun için ilgili bakanlık ülkemizdeki fındık paydaşlarını bir araya getirerek fındık şurası gerçekleştirmelidir” ifadelerini kullandı.