EKONOMİ - 22 Temmuz 2025 Salı 09:38

Bursa Büyükşehir’den üreticiye yüzde 100 hibeli mazot desteği

A
A
A
Bursa Büyükşehir’den üreticiye yüzde 100 hibeli mazot desteği

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından üreticilerin desteklenmesi ve girdi maliyetlerinin azaltılması amacıyla başlatılan ‘Mazot Desteği’ projesi kapsamında 6 bine yakın üreticiye yüzde 100 hibeli mazot desteği sağlandı.


Bursa’da çiftçilerin üretmesi ve ürettiğinin karşılığını alabilmesi için kırsal kalkınmaya yönelik birçok projeyi hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üreticilerin girdi maliyetlerinin azaltılması ve daha fazla gelir elde edebilmesi hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından 2 Haziran’da uygulamaya alınan yüzde 100 hibeli ‘Mazot Desteği’ projesi ile başvuru şartlarını sağlayan yaklaşık 6 bin Bursalı üreticiye, düzenlenen törenle kişi başı 4 bin TL değerinde mazot kartı teslim edildi. Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Osmangazi Salonu’nda düzenlenen teslim törenine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra, Milli Eğitim Eski Bakanı Turhan Tayan, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Büyükşehir Belediyesi genel sekreter yardımcıları, belediye yöneticileri, muhtarlar ve çiftçiler katılım gösterdi.


"Bursamızın üreticilerini yalnız bırakmadık"


Üreticiye verilen mazot desteğinin kırsal kalkınmayı büyütmek ve tarımsal üretimi güçlendirmek adına çok anlamlı olduğunu söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, desteğin tamamının Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılandığını ifade etti. Günümüz dünyasında tarımın sadece gıda üretimi değil, doğal kaynakların korunması, kırsalda istihdamın sürdürülmesi ve toplumda refahın adil paylaşılması açısından da stratejik bir alan haline geldiğini söyleyen Başkan Bozbey, ‘’Tarımsal üretim, gün geçtikçe artan girdi maliyetleri nedeniyle ciddi bir baskı altında. Gübre, sulama, ekipman ve özellikle mazot gibi temel girdilerde yaşanan maliyet artışlarının, çiftçilerimizin üretim yapma kapasitesini doğrudan etkilediğini biliyoruz. İşte tam da bu noktada, Bursamızın üreticilerini yalnız bırakmadık. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, sizlerin gerçek ihtiyaçlarını temel alarak elimizi taşın altına koyduk, yüzde 100 hibe mazot desteğiyle güçlü bir adım attık’’ diye konuştu.


‘’Bu gibi projeler yarının güçlü altyapısını inşa ediyor’’


Mazot desteği programının planlı tarımsal altyapıyı güçlendirmek, kayıtlı üretimi yaygınlaştırmak ve veriye dayalı kırsal yönetim anlayışını geliştirmek adına da önemli bir adım olduğunu ifade eden Başkan Bozbey, ‘’Bu desteği, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı üreticilerimize yönelik olarak hayata geçirdik. Bu yönüyle mazot desteğimiz, istatistiksel ve yapısal bir işlev de görmektedir. Üretimi izlenebilir, ölçülebilir, planlanabilir hale getirmeden, ne verimlilikten ne de sürdürülebilirlikten söz etmek mümkündür. Kimin ne kadar ektiğini, hangi üründen ne kadar verim alındığını ve hangi alana ne kadar destek sağlandığını bilirsek, Bursamızda üretimin gerçek tablosunu net bir şekilde ortaya koyabiliriz. Çiftçimiz plansızlık sebepli kayıplar yaşıyor. Planlamayı doğru yaptığımız takdirde çiftçimizin geliri artar, toprağımız korunur. Köylerdeki gençler il merkezine gelmek yerine ektikleri tarladan ürünlerinin karşılığını alır ve akabinde iyi bir hayat sürmelerinin önü açılmış olur. Bu nedenle mazot desteği gibi projelerimiz sadece bugünün ihtiyacını karşılamıyor, yarının güçlü tarım altyapısını da inşa ediyor’’ dedi.


‘’Çiftçilerimizden duyarlı olmalarını bekliyorum’’


Son günlerde Bursa’da ve Türkiye’de yaşanan orman yangınlarına da değinen Başkan Mustafa Bozbey, ‘’Bu yangınların büyük bir kısmı insan eliyle çıkan ve doğaya ağır bedeller ödeten ihmallerden kaynaklanıyor. Etrafa gelişigüzel şekilde atılan çöpler kadar, anız yakma uygulaması da son derece tehlikeli. Anız yakmak, sadece toprağın verimliliğini yok etmekle kalmaz, ormanlarımızı, doğadaki canlıları ve insan hayatını da ciddi şekilde tehlikeye atar. Yangınların önlenmesi noktasında çiftçimizden duyarlı olmalarını bekliyorum. Lütfen hepimiz sorumluluklarımızın farkında olalım’’ dedi.


‘’Ürettiğimiz kadar korumakla da sorumluyuz’’


Karşı karşıya kalınan susuzluk tehdidine de değinen Başkan Bozbey, ‘’Büyük bir tehlike altındayız. Önümüzdeki yıllarda sulama ile ilgili planlarımızın tümünü gözden geçirmemiz gerekecek. Belki de suya daha az ihtiyaç duyan ürünlere yönelmemiz gerekecek. Günümüzde su çok kıymetli bir değer haline geldi. Gelecek nesillere temiz, verimli ve sürdürülebilir bir tarım altyapısı bırakmak istiyorsak, sulamada tasarrufu bugünden hayatımızın merkezine almak zorundayız. Çünkü ürettiğimiz kadar, korumakla da sorumluyuz’’ şeklinde konuştu.


‘’Desteğimizin hayırlı olmasını diliyorum’’


Bir ülkenin gıda güvenliğinin o ülkenin bağımsızlığının teminatı olduğunu söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, ‘’Ekonomik bağımsızlığın en güçlü temellerinden biri, sofradaki ekmeği kendi toprağında üretebilmektir. Siz üretmeye devam ettikçe, biz bu yolda her zaman sizlerle birlikte omuz omuza yürüyeceğiz. Göreve geldiğimiz günden bu yana tohum, fide, fidan desteklerinden mahsul alımına, tarımsal ekipman desteğinden sulama imkânlarına kadar her şartta yanınızda olduk. Sadece bir yılda, tarımsal alanda yaptığımız çalışmalarla çok ciddi yol aldık. Çiftçimiz gülümserse Bursa’nın tamamı gülümser. Hep birlikte bugüne kadar yapılmayan işleri başardık. Bugün kurduğumuz Tarım Plast Fabrikası, tüm Türkiye’ye örnek oldu. Her ilden misafirlerimizi fabrikamızda ağırlıyoruz. Çünkü biz bu toprağın değerinin, sizlerin değerinin farkındayız. Alın terinizin bol kazanca dönüşmesini, mazot desteğimizin hayırlı olmasını diliyorum’’ dedi.


Başkan Bozbey’in ardından salondaki üreticilere seslenen Eski Milli Eğitim Bakanı Turhan Tayan, çiftçilerin içinde yetişmiş biri olarak geride bıraktığı 50 yılı aşkın zamanda çiftçilere her daim yardımcı olmak için çabaladığını söyledi. Son yıllarda çiftçilerin tarımsal anlamda büyük problemler yaşandığını belirten Tayan, ‘’Çiftçi ve köylü son derece sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Su ve iklim krizinin ortaya çıkmış olması da çiftçinin sıkıntılarını çekilemez hale getiriyor. Çınarcık Barajı İçme Suyu Projesi önemli yatırımlardan biri. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i bu projeyi büyük özveriyle devam ettirdiği için kutluyorum. Bu baraj sayesinde Bursa’nın yüzü gülecektir. Biz de zamanında proje konusunda yaptığımız çalışmalar nedeniyle gurur duyacağız. Mazot desteği tüm üreticilerimize hayırlı olsun. Sayın Başkanımıza da başarılarının devamını diliyorum’’ dedi.


Konuşmaların ardından Başkan Bozbey tarafından üreticilere mazot kartları teslim edildi.



Bursa Büyükşehir’den üreticiye yüzde 100 hibeli mazot desteği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitimce ekonomiye etkileri anlatıldı Bartın Üniversitesinde (BARÜ) düzenlenen sempozyumda dijitalleşmenin medya, pazarlama, eğitim ve ekonomi üzerindeki çok boyutlu etkileri disiplinlerarası bakışla anlatıldı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Bartın Meslek Yüksekokulu tarafından "Yeni Medya, Yeni Pazarlama: Dijital Çağın Dinamikleri" başlığıyla çevrim içi bir sempozyum düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya yaptı. Dijital çağda üniversitelerin rolünü Rektör Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Günümüz çağında yeni medya etkileşimin ve hızın merkezde olduğu yeni bir iletişim kültürüdür. Bu kültür düşünme biçimlerimizi, üretim anlayışımızı ve ekonomik ilişkilerimizi etkilemektedir. Bu noktada üniversitelerin temel sorumluluklarından biri de geçmişin birikimini dijital çağın gereklilikleriyle harmanlayabilen, değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilen dijital yetkinliklere sahip bireyler yetiştirmektir. Bu sempozyum öğrencilerimizin dijital dönüşümü akademik ve uygulamalı boyutlarıyla değerlendirmesine, güncel gelişmeleri alanın uzmanlarından takip etmesine ve üniversite-sektör-toplum etkileşiminin güçlenmesine önemli katkılar sunacaktır" dedi. Dijitalleşmenin medya, eğitim ve ekonomiye etkileri Sempozyumun oturum başkanlığını Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Barış Bulunmaz yaptı. Prof. Dr. Bulunmaz, "Dijital Medya ve Kültürel Dönüşüm" başlıklı değerlendirmesinde yeni medyayı ve gelişim sürecini anlatarak dijital platformların toplumsal değerler ve kültür üzerindeki dönüştürücü rolünü ele aldı. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulundan Doç. Dr. Yasemin Bilişli, "Yapay Zekâ Çağında Influencer Ekonomisi: Dijital Güvenin Anatomisi" başlıklı sunumunda influencer ekonomisinin evriminin yapay zekâ destekli içerik üretimiyle yaşadığı dönüşümü aktardı. Bağımsız araştırmacı Dr. Hakan Öngören, "Yeni Eğitim ve Dijital Vatandaşlık" başlığı altında dijitalleşen dünyada eğitim modellerinin değişimini, dijital vatandaşlık bilincini, 21. yüzyıl becerileri ve öğretmenin rolünü anlattı. "Yapay Zekâ Pazarlaması" konusunda Iğdır Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Barış Armutcu, kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri ve otomasyon uygulamalarının günümüz pazarlama anlayışını nasıl dönüştürdüğünü örneklerle açıkladı. Son olarak Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Nazlıcan Dindarik ise "Dijital Dönüşüm Çağında Akıllı Lojistik ve Tedarik Zinciri: Yeni Medyanın Etkileri" başlıklı konuşmasında yeni medya ve dijital teknolojilerin lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde getirdiği yeniliklerin akıllı sistemlerde sunduğu katkılara dikkat çekti. Dijital çağın dinamiklerine ilişkin disiplinler arası bir bakış sunan sempozyum, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
İstanbul Sedef Güler cinayeti davasında tutuklu sanık: "O anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım" Büyükçekmece’de denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılı halde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in öldürülmesine ilişkin 3 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü" dedi. Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde 7 Haziran 2024 tarihinde denizde elleri ve ayakları bağlı, halıya sarılmış ve ağırlık bağlanmış şekilde bir kadın cesedi bulunmuştu. Hayatını kaybeden kadının 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu tespit edilerek 3 sanık hakkında iddianame düzenlenmişti. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, tutuklu sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör ile Sedef Güler’in müşteki annesi Gülizar Sezer, müşteki abla Sevda Güler ve tarafların avukatları hazır bulundu. "Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" Duruşmada beyanda bulunan müşteki anne Gülüzar Sezer, "Bana atılan iftiraların hiçbirini kabul etmiyorum. Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" dedi. Müşteki abla Sevda Güler ise, "Ben ve kardeşim uyuşturucu kullanmadık" diye konuştu. "Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Yavuz Güngör, "Ben hiçbir şey yapmadım o anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım, uyandığımda o kadın ölmüştü. Tekrar cezaevine girmemek için böyle bir şey yaptım. O an için ne yapacağımı bilemedim ama maktule zarar vermek istemedim" ifadelerini kullandı. Tutuklu sanık Fırat Baykara ise savunmasında, "Olayın en başından beri benim suçsuz olduğum belli. Sevda başından beri bir şeyleri gizliyor. Bu olayda en zayıf halka benim. Benim üstüme oynanmaya çalışılıyor. Ben Yavuz dahil olmak üzere dosyada adı geçen kimseyle telefon bağlantısı kurmadım. Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" diye konuştu. Müşteki anneden sanığa: Kızıma iftira atamazsın Sanık Fırat Baykara’nın savunması üzerine söz olan müşteki anne Sezer, "Çocuklarıma iftira atamazsın’ diyerek sanıklara tepki gösterdi. Bunun üzerine anne ve sanık Baykara arasında tartışma çıktı. Yaşanan gerginlik sonrası mahkeme duruşmaya ara verdi. Duruşma ertelendi Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Fırat Baykara, Yavuz Güngör ve Yiğit Hüseyin Ayvalık şüpheli sıfatıyla yer aldı. İddianamede denizde cansız bedeni bulunan Sedef Güler’in halıya sarıldığı, ellerinin koli bandı, ayaklarının ise zincir ve dambıl ile bağlandığının tespit edildiği belirtildi. Sedef Güler’in cansız bedeninin sarılı olduğu halı üzerinde halı yıkama fabrikası etiketi bulunduğu da iddianamede aktarıldı. Polis ekiplerince etiketteki firmaya gidildiğinde halının Zafer E. isimli kişi tarafından verildiği ifade edildi. Emniyet güçleri tarafından ifadesi alınan Zafer E. emlak işi yaptığını söyleyerek halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını anlattı. Halının bulunduğu evin Baykara tarafından kiralandığı ve Yavuz Güngör isimli sanık ile beraber kullanıldığı da soruşturma aşamasında tespit edildi. Yapılan incelemelerde 4 Haziran günü bir şahsın araç ile Sedef Güler’i Yavuz Güngör’ün kızı ile birlikte yaşadığı ikamete bıraktığı iddianamede belirtildi. Burada Sedef Güler ile Yavuz Güngör’ün kızı Y.H.G. arasında tartışma çıktığı ve Yavuz Güngör’ün Sedef Güler ile beraber Fırat Baykara adına kiralanan eve gittiği kaydedildi. Fırat Baykara’nın sonradan eve geldiği iddianamede açıklandı. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’i tespit edilemeyen bir nedenden dolayı burada öldürdükleri, cesedi yok etmek için plan yaptıkları ve bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları iddianamede aktarıldı. Sanıkların 6 Haziran’da tekrar buluştukları ve maktulün cesedini koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları da iddianamede ifade edildi. Yavuz Güngör ve Fırat Baykara’nın Sedef Güler’in ellerini koli bandı ile bağladığı, halıya sardığı, ayaklarını zincir ve dambıl ile bağlayıp Mimar Sinan Köprüsü’nden aşağıya attıkları da iddianamede kaydedildi. Baykara’nın daha sonra polise giderek "Yavuz beni Gürpınar’da bulunan ikametine çağırdı. Eve gittiğimde hareketsiz yatan bir kadın gördüm, kontrol ettim, yaşam belirtisi yoktu. Polise haber vermek istediğimde Yavuz Güngör bana silah çekti. Nalburdan zincir ve ağırlık aldıktan sonra kadını halıya sardık. 7 Temmuz günü ise Büyükçekmece sahil tarafına gittik. Cesedi köprü üzerinden suya attık" dediği iddianamede ifade edildi. İddianamede, Yavuz Güngör’ün Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a gönderildiği ancak daha sonra bir şekilde ülkeye iadesi sağlandığı ve Güngör’ün Edirne’de yakalandığı belirtildi. Sedef Güler’in Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopsi işleminin sonucunda ölüm nedeninin belirlenemediği belirtildi. Öte yandan Adli Tıp Kurumu 1 İhtisas Dairesi’nin incelemesinde maktulün kanında uyuşturucu madde bulunduğu, ölümünün uyuşturucu, uyarıcı madde sonucu meydana gelmiş olabileceği ancak baş, boyun bölgesinde ileri derecede çürüme nedeniyle yumuşak dokularında ayrıntılı analiz yapılamadığı yönünde değerlendirme yapıldı. İddianamede Fırat Baykara ve Yavuz Güngör’ün ‘nitelikli kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise Yavuz Güngör’ün yurt dışına kaçmasına yardım etmesi gerekçesiyle ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapsi istendi.
Eskişehir bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin 4. Uluslararası Etkinliği gerçekleştirildi Eskişehir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından açılış toplantısıyla başlayan bestHONEY Erasmus+ Projesi’nin (En İyi Bal İçin Hijyen, Ambalaj ve Üretim Standartlarını AB Seviyesine Getirme) uluslararası toplantısı, İspanya’nın Barselona şehrinde yapıldı. Geçtiğimiz nisan ayında başlayan proje; Fransa (Compigne), İtalya (Agrigento), İtalya (Bari), İspanya’nın (Barselona) mesleki eğitim kurumları ve sektörel katılımcıların arasındaki işbirliğini güçlendirdi. Projenin, Avrupa Birliği genelinde bal üretimi, hijyen ve ambalaj standartlarının uyumlaştırılmasına katkıda bulunmayı amaçladığı belirtildi. Projenin İspanya ayağında saha ziyaretleri ve pratik öğrenme faaliyetleri Toplantının ilk günü, İspanya ev sahibi kuruluş tarafından koordine edilen saha tabanlı öğrenme faaliyetlerine ayrıldı. Katılımcılar, Sant Antoni de Vilamajor bölgesinde, Montseny Doğal Parkı olarak bilinen dağlık bir alanda bulunan yaklaşık 300 arı kovanına sahip bir arılığı ziyaret etti. Bu ziyaret, arıcılıkta kalite kontrol ve kraliçe arı üretiminde iyi uygulamaları gözlemleme ve profesyonel arıcı ile tüm proje ortakları arasında sürdürülebilir üretim yöntemleri hakkında bilgi alışverişinde bulunma fırsatı sağladı. Proje katılımcıları öğleden sonra, Tarragona ilindeki El Perell’da bir arıcılık kooperatifini ziyaret ederek bal paketleme tesisinin teknik incelemesini gerçekleştirdi. Katalonya’da ki en büyük balmumu üretim tesisi de ziyaret edildi. Ayrıca, İspanya’da arıcılığın tarihi gelişimine ve sosyo-ekonomik önemine dair bilgiler sunan Arı Ürünleri Müzesi’ne de gidildi. Bu faaliyetler, ortak ülkeler arasında akran öğrenimini ve iyi uygulamaların aktarımını destekledi. Uluslararası toplantılar ve bilgi alışverişi İkinci ve üçüncü günlerde, Barselona’daki Generalitat de Catalunya’da proje toplantıları ve eğitim oturumları düzenlendi. Tüm ortaklar önceden hazırlanmış bir gündeme dayalı olarak, arı sağlığı, hastalık önleme, üretim standartları ve arıcılıkta ekonomik sürdürülebilirlik konularına odaklanan sunumlar gerçekleştirdi. Bu oturumlar katılımcıların ulusal uygulamaları karşılaştırmalarına, ortak zorlukları belirlemelerine ve Avrupa düzeyinde yenilikçi ve aktarılabilir çözümleri tartışmalarına imkan sağladı. Toplantı sırasında, ev sahibi kurumu temsilen Rosa Altisent Rosell, Erasmus+ projelerinin kurumsal işbirliğini, karşılıklı öğrenmeyi ve uzun vadeli ortaklıkları teşvik etmedeki önemini vurguladı. Ayrıca gelecekte benzer girişimlere devam etme konusundaki ilgisini dile getirdi. Eskişehir İl Tarım ve Ormancılık Müdürü ve Proje Yetkilisi Yüksel Çil, Erasmus+ işbirliğinin katma değerini ve projenin hem AB Üye Devletleri hem de ortak ülkeler için somut çıktılarının önemini vurguladı. Projenin arıcılık sektöründe kapasite geliştirme, inovasyon ve kalite iyileştirmeyi desteklemedeki rolüne dikkat çekildi. Sonuçlar ve yaygınlaştırma Uluslararası toplantı, proje ortakları arasındaki işbirliğini başarıyla güçlendirdi, mesleki yetkinlikleri artırdı ve bal üretimi ve kalite standartlarına yönelik ortak yaklaşımların geliştirilmesini destekledi. Faaliyetler sırasında elde edilen bilgiler, proje sonuçlarının yerel, ulusal ve Avrupa düzeylerinde yaygınlaştırılmasına katkıda bulunacağı belirtildi. Programın sonunda, ev sahibi kurum tüm katılımcılara katılım sertifikaları verdi. Toplantı, bestHONEY projesi sonuçlarının gelecekteki işbirliğine ve yaygınlaştırılmasına yönelik iyi dilek ve temennilerle sona erdi.