EĞİTİM - 17 Ekim 2025 Cuma 10:29

BUÜ’de yeni öğrenciler için ‘Oryantasyon günleri’

A
A
A
BUÜ’de yeni öğrenciler için ‘Oryantasyon günleri’

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), yeni öğrencilerin üniversite, kampüs, şehir ve topluluklar hakkında detaylı bilgiler edinebilmeleri amacıyla ‘Oryantasyon Günleri’ düzenledi.


BUÜ’ye bu yıl kayıt olan öğrenciler,geleneksel olarak düzenlenen ‘Oryantasyon Günleri’ etkinliği ile üniversitesini ayrıntılarıyla tanıma fırsatı yakalıyor. Öğrenciler, 14-16 Ekim tarihleri arasında devam eden program sayesinde üniversite yaşamı boyunca gerekli olacak tüm bilgilere ulaşabiliyor. Görükle Kampüsü’ndeki Mediko Binası önünde yapılan program kapsamında açılan stantları BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, akademik ve idari personelin yanı sıra binlerce öğrenci ziyaret etti.


Kalite çıtası yükseliyor


Öğrenci topluluklarının ve kurum temsilcilerinin açtığı stantları tek tek gezen ve sohbet eden Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin kalite çıtasını her geçen gün daha da yukarıya taşıma gayretinde olduklarını vurguladı. Yeni öğrencilerin de bu kalite yolculuğunda kendilerine önemli katkılar vereceğine inandıklarının altını çizen Rektör Yılmaz; "Yapılan yatırımlar ve akademik kadronun iyileştirilmesi sonucunda öğrencilerin üniversiteye olan ilgileri her geçen gün artıyor. Öğrenci tercih oranımız her geçen yıl biraz daha yukarılara gidiyor. Bu gelişmeler bizi mutlu ediyor. İnşallah çok daha iyi konumlara geleceğiz" dedi.



BUÜ’de yeni öğrenciler için ‘Oryantasyon günleri’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Eşi boğazını kesti engelli kaldı: 2 çocuk annesi dehşet anlarını ilk kez anlattı Adana’da ayrıldığı eşinin boğazından bıçakladığı 2 çocuk annesi 29 yaşındaki kadın, 4,5 aylık tedavi sürecinin ardından yeniden hayata tutundu. Engelli kalan 2 evladı devlet korumasına alınan genç kadının, tek isteğinin fizik tedaviye gidip yeniden ayağa kalkmak ve çocuklarına bakmak olduğunu söyledi. Ev hanımı Nazmiye Çalışkan (29), 2020 yılında terzilik yapan İ.D.Ö. (30) ile dini nikahla evlendi. Çiftin S. (4) ve A.A. (3) isminde biri engelli 2 evlatları dünyaya geldi. Nazmiye Çalışkan, geçtiğimiz ocak ayında eşinin kendisine sürekli şiddet uyguladığını öne sürerek ayrılıp ailesinin evine gitti. 10 Nisan 2025’te İ.D.Ö., iddiaya göre, çocuklarından S.’yi yanında götürdü. 12 Nisan 2025 günü ise ayrıldığı eşini arayıp ‘Çocuk durmuyor, gel’ diyerek babasının evine çağırdı. Buraya giden anne Çalışkan, evine geri döneceği sırada iddiaya göre, ayrıldığı eşi İ.D.Ö, tarafından evladının gözü önünde boynundan ve boğazından bıçaklanıp darp edildi. Çocukların feryatları ve evdeki bağırışımalar üzerine çevredekiler durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri evden kaçan şüpheli eski eşi kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı. Saldırgan, çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yüzde 96 engelli kaldı Sağlık ekipleri tarafından ambulansla hastaneye kaldırılan Nazmiye Çalışkan ise 4,5 ay boyunca yoğun bakımda tedavi gördü. Yüzde 96 engelli kalan ve yürüme kabiliyetini yitiren genç kadın, taburcu olduktan sonra bir şok daha yaşadı. İddiaya göre, evindeki bütün eşyaların eski kayınbabası tarafından satıldığını gören genç kadın, önce ailesinin yanına sığındı ardından da arkadaşlarıyla birlikte yaşamaya başladı. 2 çocuğuyla bir başına kalan Çalışkan, geçtiğimiz haftalarda ise üst üste hastaneye gitmesi gerektiği için evlatlarını dedesinin evine bıraktı. Bu sırada ise mahallede yardım dağıtan bir dernek çocuğun o hallerini görüp sosyal medyada paylaştı ve çocuğun dedesi de ‘Anneleri çocukları terk etti’ diyerek beyan verdi. Bunun üzerine çocuklar anında devlet korumasına alındı. Hastaneden döndükten sonra evlatlarını göremeyen anne, bir kez daha yıkıldı. "Ambulans geldiğinde benim üzerimde çekyat vardı" Yaşadığı bütün dramı İhlas Haber Ajansı’na anlatan Nazmiye Çalışkan, şimdi tek istediğinin fizik tedavi görüp evlatlarına bakacak kadar ayağa kalkmak olduğunu söyledi. Çalışkan, "Olay günü ben eski kayınbabamın evine gittim ve eski eşimin kız kardeşiyle kahve içtik. Eve geri dönecekken oğlum ‘Cips paketini aç’ dedi. Cips paketini açarken şah damarımdan 2 bıçak darbesi yedim. Orada yere düştüm sonra boynumdan bıçakladı. Ben yerde yatarken İ.’nin ağabeyi kanlı tişörtünü değiştiriyor, oda evden kaçıyor. Daha sonra tekrar geliyor ve ‘Ölmedin mi lan sen’ dedi. Ölme numarası yaptım ve İ. gitti. Ambulans geldiğinde benim üzerimde çekyat vardı. Hemşire çekyatı kaldırdı" ifadelerini kullandı. "Yüzde 96 engelli kaldım" Bütün ailenin olaya şahit olduğunu anlatan Çalışkan, "İ.’nin babası evdeki kanlı bıçağı çöpe atmaya kalkarken olay yeri inceleme polisleri fark edip hemen müdahale etmiş. Bütün aile bu olaylara şahit oldu. Hepsi mahkemede konuşuldu. İ. şuanda cezaevinde ancak diğerleri dışarıda. Mahkeme devam ediyor, ben adalete sığınıyorum, benim engelli çocuğum var ve benim gibi hiçbir anne bu şekilde yatmayı hak etmiyor. Yüzde 96 engelli kaldım. Olay gününden bu yana böyle yatıyorum" diye konuştu. "Ayağa kalkıp, çocuklarıma sahip çıkmak istiyorum" Çocuklarının devlet korumasında olduğunu, bir an önce iyileşip evlatlarına yeniden kendisinin bakmak istediğini belirten Çalışkan, daha sonra şunları söyledi: "Ben çocuğumu hastaneye gitmek zorunda kaldığım, kimsemde olmadığı için mecburen dedesine bıraktım. Ancak dedesi yanlış beyan verdi ve ortaya çıkan bazı videolar sonucu benim çocuklarımı devlet koruma altına aldı. Benim evim, eşyalarım, kurulu düzenim vardı. Eşyalarım hep satıldı. Ev kullanılmayacak hale geldi. Çocuğumu o halde sosyal medyada görünce yıkıldım. Ben çocuğumu mecburen dedesine bıraktım. Karton topluyorum diyerek beyan veren kişi belediyede çalışıyor ve 52 bin TL maaş alıyor. Çocuklarım devlet korumasında, ben sadece ayağa kalkmak, çocuklarıma sahip çıkmak istiyorum. Tek isteğim fizik tedaviye gitmek ve bunun için bana yardım edilmesi. Ayağa kalkıp çocuklarımı almak ve onlara sahip çıkmak istiyorum."
Gümüşhane Hafta sonları onlar için bir doğal terapi gibi geçiyor Gümüşhane’de 37 sporcu, kentin ’İsviçresi’ olarak bilinen Yurt Köyü’nden ekmeğiyle dünyaca ünlü Araköy köyüne uzanan 14 kilometrelik parkurda sonbaharın eşsiz renkleri arasında unutulmaz bir doğa yürüyüşü gerçekleştirdi. Yılın bu mevsiminde sarı, kırmızı ve turuncunun binlerce tonunu barındıran ağaçlarıyla Gümüşhane, sonbaharın en görkemli manzaralarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Ekim ayı başlarında ketin yüksek kesimlerinde başlayan ve artık sona yaklaşan sonbahar manzaralarının eşsiz senfonisine tanıklık etmek isteyen doğa tutkunları Gümüşhane’nin saklı cennetlerine akın ediyor. Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) düzenli olarak her hafta düzenlediği doğa yürüyüşleri etkinliğinde bu hafta 37 sporcu kentin en etkileyici rotalarından birinde bir araya geldi. Yürüyüş, Sarıç Dağı’nın ihtişamlı manzarasının eteklerinde, Gümüşhane’nin "İsviçresi" olarak ünlenen Yurt Köyü’nden başladı. Doğa severler Yurt Köyü’nden başladıkları 14 kilometrelik zorlu parkurda, orman yollardan ve Sarıç Dağı eteklerinden geçerek sonbaharın sunduğu görsel şölenin tadını çıkardı. Rota boyunca Aşağı Karadere Köyü’nü aşan sporcular, yürüyüşü dünyaca ünlü ekmeğiyle meşhur Araköy köyünden Torul Barajı üzerindeki Araköy asma köprüsünden geçerek sonlandırdı. Her adımda adeta bir tabloyu andıran doğanın güzelliklerine hayran kalan katılımcılar, şehrin stresinden uzaklaşarak Gümüşhane’nin cennet köşelerinden birinde doğayla bütünleşti. Gün boyunca sonbahar renklerini içlerine çeken sporcular, bu anları fotoğraf kareleriyle ölümsüzleştirdi. "Yaprak biraz dökülmüş ama yine de son zamanları gayet güzel" Etkinliğe katılan İş Güvenliği Uzmanı Bağdan Gül Turan Yücel, "Sonbahardayız. Gayet güzel, keyifli bir ekiple yeni arkadaşlarla tanıştık. Sonbaharın güzelliklerini görebiliyorsunuz burada. Yaprakların renkleri sarılar, kırmızılar, biraz dökülmüş ama yine de son zamanları gayet güzel. Temiz hava, güneş, enerji dediğim gibi ekibinde güzelliğiyle birlikte gayet keyifli bir gezi yaptık" dedi. "Pazar günümü burada geçirmek beni çok iyi hissettirdi" Bir diğer sporcu Melda Kılıç ise "Orta zorlukta bir parkurdu bence. Yer yer yokuş çıkmalı, yer yer yokuş inmeliydi. Benim ilk deneyimimdi, gayet keyif aldım. Bundan sonra devamını getireceğim. Hava çok güzeldi, yazdan kalma bir gün gibiydi. Çok keyif aldım. Pazar günümü burada geçirmek beni çok iyi hissettirdi. Normalde hafta sonları yatıyor ve dinleniyor oluyordum. Bugün 20 bin adım attım. Çok güzel oldu benim için" diye konuştu. Her hafta farklı bir rotada yürüyüş düzenleyen GÜDAK, katılımcılarına hem fiziksel aktivite hem de doğayla iç içe vakit geçirme imkânı sunuyor. Kulüp, Gümüşhane’nin eşsiz coğrafyasını tanıtmayı ve doğa bilincini artırmayı hedefliyor.