ASAYİŞ - 01 Aralık 2023 Cuma 10:46

Çapayla çelik kasayı düşe kalka böyle soydu, çaldığı 150 bin lirayla otel odasında basıldı

A
A
A

Bursa’da Köfteci Yusuf’un Özlüce Şubesi’ndeki çelik kasayı çapa ile patlatan ve sevgilisi ile tatile kaçan hırsız Bursa Polisi’nin nefes kesen takibiyle gözaltına alındı. Camdan atlayarak içeri giren şüpheli, yanında getirdiği çapayla kasayı açmak için dakikalarca uğraştı. Düşe kalka kasayı açmayı başaran şüpheli aldığı paralarla kayıplara karışırken, o anlar güvenlik kamerasına anbean yansıdı. Bu esnada kız arkadaşının da dans ettiği görüntüler güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay, merkez Nilüfer ilçesine bağlı Özlüce Mahallesi’nde meydana geldi. Ünlü bir yemek restoranını gözüne kestiren 24 yaşındaki Yusuf K., yanına aldığı çapayla camı zorlayıp içeri girdi. Çekmecelere bakan şüpheli, gördüğü çelik kasayı açmak için dakikalarca uğraştı. Elindeki çapayla kasayı açmak isteyen Yusuf K. düşe kalka uğraş sonrası çelik kasayı açmayı başardı.

Yanında getirdiği çanta ile paraları alan Yusuf K. giderayak "parmak izi çıkmasın" diye de çekmeceleri sildi. Sabah işe gelen çalışanlar durum üzerine hemen polisi aradı. Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü, Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri düğmeye bastı. Güvenlik kameralarını inceleyen ekipler, şüphelinin kimliğini tespit etmek için onlarca güvenlik kamerasını izledi. Teknik ve fiziki takibin ardından düğmeye basan Bursa polisi, tespit ettiği şüpheliyi, kız arkadaşı Yeliz G.’yi bir otelde yakaladı.

Yusuf K.’nın çaldığı 150 bin liranın 80 bin lirasıyla uyuşturucu aldığını yaptığı çalışmayla öğrenen polis ekipleri, 25 bin lira nakit para ve cep telefonuna da el koydu. Emniyete götürülen şüpheliler ifadesi alındıktan sonra, adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece Yusuf K., tutuklanırken, olaydan habersiz kız arkadaşı ise serbest bırakıldı. İkilinin adres sorarken ve Yusuf K.’nın hırsızlık anları ise güvenlik kamerasına anbean yansıdı. Bir güvenlik kamerasında hırsızlık zanlısının dans etmesi de dikkat çekti.

Ahmet Burak Öztürk-Emir Aktaş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Metin Öztürk: "Türk futbolu adına hazin bir akşam" Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Türk futbolu için hazin bir akşam olduğunu belirterek, hiçbir algının Galatasaray’ı yolundan döndürmeyeceğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 23. haftasında Galatasaray ile Adana Demirspor arasında RAMS Park’ta oynanan müsabaka, Adana ekibinin 33. dakikada sahadan çekilmesinin ardından tatil edildi. Bu olayın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, "Beklediğimiz bir şey oldu. Bazıları bekliyormuş herhalde. Biz ne olduğunu anlamaya çalışırken, tivitler atılmaya başlandı. Demek ki bir bildikleri varmış. Hiçbir algı, hiçbir operasyon Galatasaray’ı yolundan döndüremeyecek. Ne Adana Demirspor’un başkanı Murat Sancak, ne ikinci başkanı Metin Bey açıklama yapmadan suyun öbür tarafından tivitler görmeye başladık. Demek ki bir planları vardı, hazırlıkları vardı. Yarın tüm Avrupa, dünya medyasında göreceğiz. Gerçekten Türk futbolu adına hazin bir akşam" diye konuştu. 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünü olduğunu hatırlatan Öztürk, "Bugün gördüğünüz gibi bence en kıymetlisi oydu, bu üzücü ortamda 6 Şubat’ın ikinci yıldönümündeyiz. Kahramanmaraş’ta vefat eden vatandaşlarımızı andık, Adıyaman’da yine öyleydi. ’Birlikte 1905’ kampanyası çerçevesinde başkanımız Dursun Özbek ve Fatih kardeşimiz, Adıyaman’da. Eray Yazgan ve yönetim kurulu ekibimiz Kahramanmaraş’ta. Bunlar kıymetli. Bugün forma göğüs sponsorumuz fedakarlık yaptı, futbolcularımız siyah formayla çıktı. Buradan gelecek gelirler de o bölgeye aktarılacak. Biz sadece bir spor kulübü değiliz, kocaman bir STK’yız. Lisesiyle, üniversitesiyle bambaşka bir kulübüz" dedi. "İnanılmaz bir kaos yaşanıyor" Kıskanıldıklarını ifade eden Metin Öztürk, "İki senedir şampiyon oluyoruz. 3. sene şampiyonluğumuza çok az bir şey kaldı. Tesisleşiyoruz. Çok geri kaldılar, ne yapacaklarını bilemiyorlar, perişanlar, çaresizler. Kabul ediyorum, bu da onların kusuru. Doğru bir yönetim seçselerdi. Bu durumda kalmazlardı. Okan hocamız da söyledi, Adana’dan gelen taraftarlar var. Pankartları var, ’Yılmayız, ayaktayız’. Adana Demirspor’un transfer tahtası kapalı, buna rağmen gencecik kardeşler canla başla çalışıyor. O çocuklar yarın Süper Lig’de başka takımda oynayacaklar. Onların emeklerine yazık değil mi? Adana Demirspor ilk defa mı haksızlığa uğruyor, Galatasaray ilk defa mı haksızlığa uğruyor. 10. dakikadaki bir pozisyon sebebiyle sahadan çekiliyor. O zaman her haksız penaltıdan sonra takım çekilecekse 4. haftada lig biter. İnanılmaz bir kaos yaşanıyor. Murat başkan da, Metin başkan da konunun MHK ve federasyonla ilgili olduğunu söylüyor, Galatasaray ile ilgili değil. Zaten biz de her zaman söylüyoruz, ’Orta hakem hata yapabilir, insandır’ ama VAR hakemi hata yapamaz. Burada federasyon başkanıyla aynı görüşteyiz. Hata varsa da o anındır, maç devam eder, 90 dakikadır. Fırsatçıları lanetliyorum. Sezon sonunda onlara gereken cevabı vermiş olacağız. Suyun öbür tarafındaki rakibimizin 7. sıradaki yöneticisi açıklama yapıyor, ’Yabancı VAR istiyoruz’ diyor. Bugün VAR, Türk müydü? Adana Demirspor’a, Galatasaray’a ve diğer takımlara karşı ilk defa mı haksız karar verildi. Gerçekten bir komedinin ortasındayız. Size yazık, bize yazık ve ülkeye yazık" şeklinde konuştu. Galatasaray’a yetişemediklerini belirten İkinci Başkan Öztürk, "Ne olursa olsun her koşulda adaletsizliğin olduğu ortamlarda bile Galatasaray’a yetişemiyorlar. Ara transfer döneminde Galatasaray’ın daha da kuvvetlenmiş olması, bunun farkını Avrupa’da da göreceksiniz. Onları endişelendiriyor. Onlar adına üzülüyorum" ifadelerini kullandı. "Konunun Galatasaray ile ilgili değil, MHK ve federasyonla ilgili olduğunu söylüyorlar" Olayın ardından Adana Demirsporlu yöneticilerle görüştüklerini söyleyen Öztürk, "Görüşmemek mümkün değil ki, protokolde yan yana otuyorsunuz. Onlar da üzgün oldukları söylüyorlar. Konunun Galatasaray ile ilgili değil, MHK ve federasyonla ilgili olduğunu söylüyorlar. Bizle ilgili olmayan şikayete benim cevap vermem mümkün değil. Ben federasyon ve MHK’yi temsil etmiyorum" açıklamasında bulundu. Metin Öztürk, son olarak pusuda bekleyenlerin olduğunu belirterek, "Attıkları tivitlerden de görüyoruz. Onları kendi komedileriyle baş başa bırakıyoruz. Kimsenin işine yaramaz. O pusuda bekleyip, Adana Demirspor’un başkanı ve yardımcısı demeç vermeden tivit atanların da işine yaramaz. Çamurda güreşenler, devam etmeyim" diyerek sözlerini tamamladı.
Ankara Bakan Fidan: "Ülkem kendi içinde fikir olarak birçok konuda bölünürken Filistin meselesinde tek yürek olması tarihi andı" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Türkiye ziyareti sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) hitabında ortaya çıkan görüş birliğine ilişkin, "Ülkem kendi içinde birçok konuda bölünürken, fikir olarak tabii ki, Filistin meselesinde tek yürek olması, tek vücut olması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şahsında bunu Sayın Abbas’a göstermesi bence tarihi bir andı" dedi. Dışişleri Bakanı Fidan, Filistin merkezli bir televizyon kanalının programında Gazze’deki ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistin ile ilgili açıklamaları, Kudüs’ün geleceği hakkındaki soruları cevapladı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistinlilerin tehcir edilmesi gerektiği açıklamalarına ilişkin soru üzerine Bakan Fidan, "Filistin tehciri kabul edilemez. Bu türden tekliflerin biz ciddiye alınması gerektiğini düşünmüyoruz. Bu biraz tarihi bilmemek, anlamamak manasına gelir. Biz İslam dünyası olarak, Türkiye olarak, Arap dünyası olarak ve uluslararası toplumun kahir ekseriyeti bu görüşün arkasında. Dünyada bu görüşün desteklenmesinden daha fazla desteklenen başka bir siyasi proje yok. Fakat ne acıdır ki bu kadar büyük bir genel kabule sahip iki devletli çözüm projesi pratikte hayata geçirilemiyor" diye konuştu. "Rehineleri kurtardıktan sonra onu tutacak başka hiçbir şey yok" İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun rehinelerin serbest bırakılmasından sonra savaşı tekrar devam ettirme ihtimali ve Gazze’de sağlanan ateşkes anlaşmasına dair beklentilerinin neler olduğu sorusuna Bakan Fidan, şu cevabı verdi: "Bu senaryo maalesef geçerliliğini koruyan bir senaryo. İnşallah olmaz. Bizim bütün dileğimiz 7 Ekim’den bu yana devam eden soykırımın durması ve ulaşılan ateşkesin devam etmesi, Gazzelilerin tekrar yurtlarına dönmesi, normal hayatlarına başlayabilmeleri. Bu konuda uluslararası toplum olarak elimizden geleni yapıyoruz. Fakat Netanyahu’nun zihni tabii ortada. Zaman zaman kendisi de bunu göstermekten çekinmiyor. Rehineleri kurtardıktan sonra onu tutacak başka hiçbir şey yok. Tutacak sadece uluslararası toplumun gerçekçi bir tavır koyması, yani İsrail’i tamamıyla izolasyon altına alan bir tavır koyması. Biliyorsunuz anlaşmaya garantör olan üç tane devlet var: Mısır, Katar ve Amerika Birleşik Devletleri. Amerika’nın burada İsrail üzerinde bu anlaşmanın hükümlerine tâbi tutacak bir zorlama yapması gerekiyor. Bunun olmadığı bir yerde tekrar Amerika desteğiyle Netanyahu bir savaş başlatırsa Amerika’nın zaten diplere vurmuş olan kredisi daha da fazla dibe vuracak ve uluslararası sistemdeki bu çarpıklık bir krizin devam etmesini sağlayacak." "Günün sonunda yine orman kanununun geçerli olduğunu görüyorsunuz" İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını uluslararası toplumun neden durduramadığı sorusuna Bakan Fidan, "Amerika’nın kayıtsız şartsız desteği var. Yani bu bir matematik meselesi, ona bakmak lazım. Adalet meselesi olmaktan, hak ve hukuk meselesi olmaktan çıktı ve matematiğe döndü, güç matematiğine dönüştü. Gücü daha fazla olan, yanlış veya doğru olduğuna bakmaksızın kan dökmeye yol açıyor. Buna orman kanunu diyoruz biliyorsunuz. İnsanlık binlerce yıl daha iyiye doğru evrilirken ahlaken, hukuken, sistem olarak, anlayış olarak ama günün sonunda yine orman kanununun geçerli olduğunu görüyorsunuz" cevabını verdi. "Bu zulüm döngüsü bir yerden kırılacak" Bakan Fidan, "Kudüs’ün geleceğini mevcut şartları da göz önünde bulundurarak nasıl buluyorsunuz, nasıl değerlendiriyorsunuz ve sizlerin Kudüs’ün kimliğini korumak için sarf ettiğiniz çabalardan bahseder misiniz, Müslüman ve Hristiyanlık kutsalları hakkında?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi: "Kudüs meselesi, Filistin meselesinin önemli bir sembolüdür. Orada hayatını kaybeden aziz, muhterem Filistinli kardeşlerimizin yanı sıra bizim için diğer bir önemli husus da dinimizden kaynaklanan Kudüs ve Mescid-i Aksa’dır. Buranın üzerinde oynanan oyunlar, Kudüs’ün tamamıyla Yahudileştirilmesi, uluslararası kimliğinden, Müslüman kimliğinden, Hristiyan kimliğinden çıkarılması ve buraya tek dinli bir yaklaşımın getirilmesi tabii ki kabul edilemez. Burada Ürdün’le yakın çalışıyoruz. Ürdün’ün buradaki duruşuna destek veriyoruz. İslam ülkeleriyle bu konuda yakınlaşmamız var, ciddi çalışmalarımız var. Ama maalesef İsrail yine kendisine sağlanan destekle Kudüs’te de her türlü provoke edici adımı atmaya devam ediyor. Aslında medeniyetin geldiği noktada, burası uluslararası tevhidi dinlerin temsil edildiği bir barış şehri, bir buluşma şehri olabilirdi. Fakat İsrail hem Müslümanlara ait hem Hristiyanlara ait bütün sembolleri silmede, orayı domine etmede ısrarlı. Bu böyle gider mi? Ben bunun böyle gideceğini düşünmüyorum. Bu zulüm döngüsü bir yerden kırılacak." "Ülkem kendi içinde fikir olarak birçok konuda bölünürken Filistin meselesinde tek yürek olması tarihi andı" Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Türkiye’ye gerçekleştirdiği resmi ziyarette TBMM’de yaptığı konuşma hatırlatılarak, Filistin ve Türkiye yönetimleri arasında yeni bir ziyaretin gerçekleşme ihtimalinin sorulması üzerine Bakan Fidan, "Geçtiğimiz ağustosta Sayın Abbas’ın davetimiz üzerine Türkiye’ye yaptığı ziyaret ve Millet Meclisi’nde yaptığı konuşma tarihi bir andı. Ben de Millet Meclisi’nde bulundum ve konuşmayı dinledim. Bizim Millet Meclisimiz biliyorsunuz 600 vekilimizden oluşuyor, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden ve çeşitli partilerinden seçilmişler. Ondan fazla partiye mensup milletvekillerimiz var. Birçok konuda biz Türkiye’de tartışırız. Zaten demokrasi de bunu gerektiriyor. Meclis yoğun bir tartışma zeminidir, fikirlerin bölündüğü bir yerdir. Fakat Sayın Abbas konuşma yaparken bütün vekillerin kalkıp alkışlaması, sözünü kesmesi sürekli ve ona verilen destek tarihi bir andı. Gerçekten ülkem adına gururlandım. Ülkem kendi içinde birçok konuda bölünürken, fikir olarak tabii ki, Filistin meselesinde tek yürek olması, tek vücut olması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şahsında bunu Sayın Abbas’a göstermesi bence tarihi bir andı. Bu sembolizm açısından önemliydi. Bu ateş sönmeyecek, bu destek bitmeyecek. Önümüzdeki günlerde yeni görüşmelerimiz olacak, yeni bir araya gelmelerimiz olacak. Bizim Filistin yönetimine desteğimiz zaten kesintisiz devam ediyor. Hangi alanda bizden destek isterlerse, iş birliği alanı ortaya çıkarsa biz onu veriyoruz. Filistinli kardeşlerimize elimizden gelen her türlü desteği vermeye de devam edeceğiz. Bu konuda Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz çok hassas. Diğer İslam ülkeleri ile devam eden iş birliği çalışmalarımız var" ifadelerini kullandı. "Kalıcı bir çözüm getirilmediği sürece sürekli biz daha büyük bir savaşla karşılaşacağız" Birinci Gazze Savaşı’ndan itibaren konuya dahil olduğunu vurgulayan Fidan, "O dönemde babam rahmetli olmuştu. İki gün cenazesinde durabildim. Üçüncü gün Şam’a gitmem gerekmişti. O zaman Hamas yönetimi Şam’daydı. Bu savaşın durdurulması için arabuluculuk, müzakere çalışmaları vardı. O günden itibaren ben olanlara baktığımda şunu görüyorum; zaten geçen seneki savaş ortaya çıkınca biz dedik ki sadece ateşkes değil, olması gereken aynı zamanda iki devletli çözüme de şimdi çalışmak. Birinci, İkinci Gazze Savaşı’nda ve diğer çatışmalarda hep biz ateşkes için arabulucu olduk. Hemen bu çatışma dursun, ateşkes olsun, ölüm dursun diye. Ama şunu gördük; kalıcı bir çözüm getirilmediği sürece sürekli biz daha büyük bir savaşla karşılaşacağız. Dolayısıyla bu savaş başlar başlamaz ateşkesin yanına hemen iki devletli çözümü de koyduk ki bir daha bu savaşı görmeyelim. Bakın bizim bu soruna bir siyasi çözüm bulmamız lazım. İsraillilerin de barış içerisinde uzun yıllar bölgede emin şekilde yaşamasının yolu, Filistinlilerin de yaşamasının yolu, bölgenin daha fazla provoke edilmemesinin yolu buradan geçiyor. Ama siz bırakın Filistinlileri, Mısır’ın elindeki, Ürdün’ün elindeki, Suriye’nin elindeki, Lübnan’ın elindeki toprağı da almak isteyen, İsrail’i daha da toprak olarak büyütüp yaygınlaştırmak isteyen bir projenin sahibiyseniz, tabii ki iki devletli çözüm istemezsiniz, oyalarsınız onu" dedi.