GÜNDEM - 14 Şubat 2025 Cuma 18:54

Yer Bilimci Naci Görür’den Bursa için deprem uyarısı

A
A
A

Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ adlı söyleşiye katılan Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, "Bursa’yı tehdit eden fay sistemi, 7 ve üzeri şiddette depremler üretebilir. Kent, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolunu oluşturan fay sisteminin tam kucağında bulunuyor. Bursa’yı 10 senede depreme dirençli hale dönüştürülebiliriz. Yeter ki devlet birimlerini harekete geçirelim" dedi.

Bursa veya Marmara bölgesinin bir noktasında meydana gelebilecek bir depremin tüm Türkiye’yi etkileyeceğine vurgu yapan Naci Görür, "Muhtemel bir Marmara depreminde, Marmara bölgesinin ekonomisi çöker. Marmara bölgesinin ekonomisi çöker ise Türkiye diz çöker. Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı kaybederiz" diye konuştu.

Osmangazi’yi muhtemel bir depreme hazırlamak, deprem anında ve sonrasında yapılacakları planlamak adına çalışmalar yürüten Osmangazi Belediyesi, ‘Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ adlı söyleşi düzenledi. Osmangazi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşen söyleşiye Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İş Sağlığı Uzmanı Dr. Şebnem Akman Balta, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kentin bileşenleri katıldı.

Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ söyleşisi öncesinde Bursa Sinema ve Fotoğraf Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Öğr. Gör. Alper Keskin tarafından Kahramanmaraş depremleri sonrası çekilen fotoğraflardan oluşan ‘Deprem Geliyorum Der’ adlı fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı.

Yer Bilimci Naci Görür’den Bursa için deprem uyarısı

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, serginin açılışında yaptığı konuşmada, "Kahramanmaraş depremlerinin ikinci yılında, hayatını kaybeden 53 bin yurttaşımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Yaşadığımız depremler ve kaybettiğimiz hayatlar, bizlere çok önemli dersler çıkartmamız gerektiğini söylüyor. Depremin acı gerçeğini hissettiriyor. Ancak üzerinden çok kısa bir süre geçtiğinde, toplum olarak her şeyi unutuyoruz. Bursa’da geçmiş yıllarda büyük depremler meydana gelmiş. Olmaya da devam edecek. Yerel yöneticiler, genel yöneticiler ve toplum olarak bu gerçeği sadece depremlerden sonra hatırlıyor olmamız, bir sonraki depremde aramızda birçok kişinin olmayışı anlamına geliyor. Biraz ürkütücü geliyor ancak gerçek bu. Yöneticiler olarak bizlerle birlikte vatandaşlarımızın da üzerlerine düşeni yapması gerekiyor ki depreme hazırlıklı olalım. Muhtemel bir depremde can kayıplarını en aza indirelim" dedi.

Başkan Aydın’ın konuşmasının ardından katılımcılar sergiyi gezdi.

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, söyleşideki konuşmasına, Bursa için yapılacak en önemli şeyin kenti depreme dirençli hale getirmek olduğuna vurgu yaparak başladı. "Bursa, depreme karşı dirençli hale gelirse depremin zararlarını minimum şekilde atlatır" diyen Prof. Dr. Naci Görür, "Deprem dirençli kent demek, bu demektir. Bugün Kaliforniya, Japonya, İtalya, Meksika, Çin, Tayvan’da depreme dirençli kentler var. Bizde her büyük depremde 50-60 bin kişi toprağa verirken, depreme dirençli kentlerde 3-5 kişi ölüyor. Günlük yaşam bile değişmiyor. Tayvan’da bizim kadar büyük bir deprem oldu. Yaşam değişmedi. Biz de Güneydoğu’da deprem oldu, 2 senedir, hayat durdu. Bursa, depreme dirençli bir kent haline yerel yönetimlerce dönüştürülebilir. Bunu yapabilmek için merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaş el ele, omuz omuza vermeli" diye konuştu.

"Bursa 10 senede depreme dirençli hale dönüşür"

Bursa’nın 10 senede depreme dirençli bir kent haline dönüştürülebileceğinin mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Görür, "İstanbul’u 25 senede depreme dirençli yapamadık; ancak Bursalılar 10 sene veya daha az zamanda kenti depreme karşı dirençli yapabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin birimleri ve yapılanması, kentlerimizi depreme dirençli yapmaya yeter de artar bile. Biz yeter ki devlet birimlerini harekete geçirelim. Bursa’yı depreme hazırlamak için merkezi yönetimden bir şey gelmesini beklemeyin. Mevcut sistemi çalıştırın. Halkı deprem konusunda eğitin. Halk deprem konusunda bilinçli değilse, Bursa’yı kesinlikle depreme karşı dirençli yapamazsınız. Halkımız barınma ihtiyacınız karşılamak için depreme dayanıksız olarak inşa edilen kaçak binalara yöneliyor. Bir Japon’u öldürsen dahi imara uygun olmayan bir bina yaptıramazsın. Biz de ise şehirler kaçak binalar ile dolu. Bursa’yı depreme dirençli yapmak için başlangıçta paraya da ihtiyaç yok. İlk olarak yapılacak iş masa başından kalkıp sahaya inmek. 6 kişi ile Bursa’yı dirençli hale getirebiliriz. Bu ekip, belediye başkanı, yönetim koordinatörü, halk koordinatörü, alt yapı koordinatörü, yapı stoku koordinatörü, ekosistem çevre koordinatörü ve ekonomi koordinatöründen oluşacak. Koordinatörler yapılan her işi yönetim koordinatörüne o da belediye başkanına bildirecek. Sonrasında belediye başkanı halka açık basın toplantısı yaparak; neler yaptıklarını, ne yapacaklarını, hangi kurumların yardımcı olduklarını, hangi kurumların engellediklerini vatandaşa söyleyecek. Halk da hiç siyaset ve particilik yapmadan, mülkün sahibi olarak gözetim ve denetim işlerini yapacak. Eğer böyle olmaz diyorsanız, ebediyen bu ülke adam olmaz" ifadelerini kullandı.

"Bursa’nın ova bölümünün zemini çok çürük"

"Kentler için tehdit fay sistemleridir" diyen Prof. Dr. Görür, "Türkiye’deki depremleri oluşturan faylar 14 milyon sene önce var oldu. 14 milyon yıldır depremler bu ülkede devam ediyor. Milyonlarca sene daha devam edecek. Bursa’nın üzerinde yer aldığı fay sistemi 7 ve üzeri deprem üretebilirler. Bursa, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolunu oluşturan fay sisteminin kucağında yer alıyor. Bursa’nın ova bölümünün zemini de çok çürük. Yer altı suyu fazla. Depremde en fazla hasar verebilecek nitelikte. Yıllardır deprem olmuyor, bana bir şey olmaz demeyelim. Bu kenti deprem dirençli yapmaya konsantre olalım. Eğer fay zonu içerisindeyseniz, ya binanızı depreme dayanıklı yapacaksınız ya da sağlam bir zeminde oturacaksanız. Fay kırıldığı an inanılmaz bir enerji ortaya çıkar ve önüne çıkan her şeyi yok eder. Bu işin hiç şakası yok. Deprem her gün olmuyor ancak olduğu zaman da insanı öldürüyor. Deprem bir yerde bir sefer olmuş ise tekerrür periyodunu doldurduğunda muhakkak ki aynı yerde yeniden olur. Bu hiç kaçmaz" ifadelerini kullandı.

"Yer altından gelebilecek tehlikeyi bilirseniz, yerin üstünde ona göre önlem alırsınız"

Prof. Dr. Görür, konuşmasında şu ifadeler ile devam etti:

"Merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaş birlikte olmadığı sürece bir kenti depreme karşı dirençli hale getiremeyiz. Bu iş, sadece belediye başkanının iyi niyetiyle olacak iş değil. Bu hazırlık şöyle olmalı; merkezi hükümet, belediye başkanların önünü açacak bir yasa çıkartmalı. Kentleri deprem dirençli yapma adına çıkartılan bu yasada belediye başkanlarına tam yetki verilmeli. İkinci olarak, Bursa’nın bütün bilimsel veriler ile mikro bölgeleme çalışmasını yapmak lazım. Bursa’nın sınırları ele alınarak kent karelere bölünmeli. Bu karelerin ortasına en az 30 metrelik sondajlar yapılmalı. Elde edilen veriler doğrultusunda kentin depremselliği ve muhtemel bir depremin etkisinin ne kadar olacağı hesaplanmalı. Bu çalışma en az iki yıl sürer. Mikro bölgeleme çalışması tamamlandıktan sonra tüm kentin tehlike haritaları ortaya çıkarılacak. Depremin şiddeti nerede daha çok olacak buna bakılacak, nerede azaldığı bilinecek. Zemin özellikleri ortaya çıkacak. Yer altından gelebilecek tehlikeyi bilirseniz, yerin üstünde ona göre önlem alırsınız. Yerin altını bileceksiniz. Bunu bildiğiniz zaman belediye başkanı bir kentte nereye binaların yapılacağını, hangi bölgelerin tehlikeli olduğunu, kaç katlı binaların inşa edilmesi gerektiğini, nerelere yeşil alan yapılacağını bilir. İmar planlarını da bu doğrultuda hazırlar. Yapılara ruhsatı ona göre verir."

"Kent tüm fonksiyonlarıyla depreme hazırlıklı olmalı"

Bir şehri depreme dayanıklı bir hale dönüştürmek için kanun çıkarılması ve mikro bölgeleme çalışmasının yanında bir de finansın gerekli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Görür, "Evini depreme dirençli hale getirmek isteyen vatandaşlara, devlet kolaylık sağlamalı. Devlet bankaları ve özel bankalar uzun vadeli, düşük faizler vermeli. Bursa’yı depreme hazırlayan bir belediyeye depremin belli ölçüde yardım etmesi gerekir. İnsanların can güvenliği için yatırım yapılmalı. Kentlerin depreme dirençli hale dönüştürülmesinde yapı stoku meselesi önem taşıyor. Yöneticiler, kentsel dönüşüm yapmayı depreme hazırlanmak olarak değerlendiriyor. Kent tüm fonksiyonlarıyla depreme hazırlıklı olmalı" dedi.

Prof. Dr. Görür, konuşmasını şu sözler ile sonlandırdı:

"Bursa’nın ekonomisin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Ancak iş dünyası depreme hazırlıklı mı onu bilmiyorum. Deprem sonrasında da üretimi devam ettirebilecek yapıya sahipler mi? Deprem bölgesindeki kentlerdeki iş insanlarının, muhtemel bir depremin ardından da çalışmayı sürdürebilecek hazırlığa sahip olması gerekiyor. Bursa’nın iş dünyası depremden bir gün sonra da çalışıyorsa Bursa kendini çok çabuk toparlar. Ekonomisi yerle bir olmuşsa Bursa’da hayat durur."

Başkan Aydın, söyleşinin ardından Prof. Dr. Görür’e teşekkür plaketi takdim etti.

Yer Bilimci Naci Görür’den Bursa için deprem uyarısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Buca Ramazan Bayramı’nı bu manzarayla karşılıyor Ramazan Bayramı öncesi Buca Belediyesi’nde yaşanan maaş krizi, işçilerin iş bırakma eylemine neden oldu. İş bırakma eylemi sebebiyle, ilçede neredeyse her mahallede oluşan çöp yığınları tepkiyle karşılandı. Buca Belediyesi’nde, şubat ayı maaşlarının, dört aylık geriye dönük farkların ve iki aylık gıda kartı ödemelerinin yapılmaması üzerine işçiler, iş bırakma eylemi başlattı. Belediyede çalışan bin 600’ün üzerinde işçi eyleme katılırken ve ilçede 2 gündür çöpler toplanmıyor. Toplanmayan çöpler nedeniyle ilçedeki çöp konteynerleri ağzına kadar dolu, çevresinde çöp yığınları birikmiş halde çirkin bir görüntü sergiliyor. Çocuk parkının hemen yanında köpeklerin eşelediği çöpler, sağlığı da olumsuz etkiliyor Vatandaşlar tepkili İnönü Mahallesi’nde toplanmayan çöplerden rahatsız olan vatandaşlar belediyenin çevre temizliği konusunda her zaman ihmalkar davrandığını belirtti. Defalarca şikayet etmelerine rağmen çöplerin toplanmadığını söyleyen vatandaşlar Buca Belediye Başkanı Görkem Duman’a tepki gösterdi. Başkan eylemi yersiz gördü Buca Belediyesi’nde çalışan işçilerin yaptığı iş bırakma eylemiyle ilgili açıklama yapan Başkan Görkem Duman ise, "Bizler, birinci derecede sorumlu olduğumuz Buca halkının refahı için gece gündüz çalışırken bazı belediye işçilerinin gerçekleştirdiği bu eylem yersizdir" dedi.
Erzurum Bakan Tekin: "Akademik ve sportif eğitim mutlaka beraber yürütülmeli" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Erzurum programı çerçevesinde öğrencilerle birlikte bayrak törenine katıldı. Erzurum’un Palandöken ilçesinde Kayakyolu Çimento Müstahsilleri İşveren Sendikası Ortaokulu’nda öğretmen odası buluşması ve bayrak törenine katılan Bakan Tekin, burada öğretmen ve öğrencilerle sohbet etti. Matematik Öğretmeni Nur Betül Sümbüllü’ye bayrak töreni sonrası sürpriz yapan Bakan Tekin, Nur Betül öğretmenin doğum gününü kutladı. Bayrak töreni sonrası öğrencilerin Bakan Tekin’e olan ilgisi zaman zaman izdihama neden oldu. Daha sonra Spor Eğitim Merkezi’ne geçen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, burada antrenör ve sporcularla bayramlaştı. Bakan Tekin, antrenör ve sporculara hitap ederken, Türkiye’nin son 20 yılda birçok alanda olduğu gibi sportif eğitim anlamında da, sportif tesisleşme anlamında da çağ atladığını ifade ederek, "Erzurum’un özellikle kış sporlarıyla ilgili sahip olduğu tesislerin dünyada birçok ülkede örnek gösterilecek evsafta olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu sadece Erzurum için değil, Türkiye’deki her ilimizde çok yoğun bir sportif tesisleşme süreci yaşadık. Bunda en çok Sayın Cumhurbaşkanımızın sportif bir geçmişten gelmesi ve sportif eğitimi önemsemesi var. Sadece tesisleşme değil aynı zamanda lisanslı sporcu sayısının ülke nüfusuna oranı anlamında da çok ciddi mesafeler kat ettik. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Ama bütün bunlara rağmen eksik olduğumuz alanlar var. Eksik olduğumuz konular var. Bunlardan en temeli sportif eğitimin, akademik eğitimle beraber yürütebileceğimiz mekanizmalar konusunda arzu ettiğimiz noktada değiliz. Bir de bununla bağlantılı bir başka sorunumuz da sportif yeteneklerin erken yaşlarda tespit edilip hem akademik eğitimlerin hem de sportif eğitimlerinin bu yetenek doğrultusunda sürdürülmesi konusunda da arzu ettiğimiz düzeyde değiliz" dedi. "Sportif ve akademik eğitim mutlaka birlikte yürümeli" 2016-2017 eğitim öğretim yılında bu konularda tohumları atmaya başladıklarını hatırlatan Bakan Tekin, "Yani sportif yeteneklerin tespit edilip devam ettirilmesi anlamında akademik eğitimle beraber onların yürütülmesiyle ilgili süreçleri başlatmıştık. Aynı şekilde Milli Eğitim Bakanlığı olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla bir protokol yapıp okullarımızda ilkokul düzeyinde ve ortaokul düzeyinde sportif tarama testleri organize etmeye başlamıştık. Orada da mesafe kat ettik. Fakat sportif eğitimle akademik eğitimi paralel yürütecek eğitim kurumları oluşturmak da biraz istediğimiz gibi değildik. 2014 yılında başka bir şey yaptık. Proje okullar kurduk, sportif eğitimle beraber akademik eğitimde yürütebileceği çocuklarımızın branş bazlı tematik spor liseleri, spor okulları kurmaya başladık. Türkiye voleybol federasyonuyla beraber yaptığımız voleybol kız lisesi bunun bir örneği. Hemen akabinde o zamanki Türkiye Futbol Milli Takımı direktörü Teknik sorumlusu Fatih Terim Hoca’yla beraber Riva’da bir futbol lisesi açtık. Bütün federasyonlarla Milli Eğitim Bakanlığı olarak oturduk sportif eğitimle akademik eğitimi beraber yürütebileceğimiz okullar açabilir miyiz? Bu süreci daha sağlıklı hale getirebilir miyiz? Daha küçük yaşlardan itibaren bunun başlangıcını yapabilir miyiz diye kafa yormaya başladık. Birçok federasyonla bu anlamda iş birliği yaptık. Arada biraz duraksadı bu süreç. 2023 Haziran ayında tekrar bakan olarak göreve başladıktan sonra bu süreci yeniden hızlandırdık. Birkaç ay İstanbul’da Basketbol Federasyonuyla ortak basketbol gelişim merkezi yani bir anlamda basketbol lisesi açtık. Bunu devam ettiriyoruz. Yine birkaç ay önce Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bilgisi dâhilinde Amatör Spor Federasyonlarının ve özellikle olimpik branşları federasyon başkanlarını bakanlığımızda ağırladık. Olimpik branşlarda sportif eğitimle beraber akademik eğitim veren temel eğitim ve orta öğretim kurumları açabiliriz. Birlikte bu yolculuğu yeniden başlatalım dedik. Çalışmalarımız devam ediyor federasyonlarla" şeklinde konuştu. "Tematik spor kampüsü hayalim var" Erzurum’da bir tematik spor kampüsü yapma arzusu ve hayalini kurduğunu ifade eden Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, sözlerine şöyle devam etti: "Bu kampüsün içerisinde ilkokul, ortaokul ve lise aynı zamanda bir de pansiyonu bulunan bir kampüs. Ve bu kampüs tematik anlamda kış sporları üzerine odaklansın. Kış sporları lisesi, ortaokulu ve ilkokulu. Açalım. Bununla ilgili de yatırım programımızı revize ettik. Böyle bir okul Erzurum’da inşallah açacağız. Hem biraz önce bahsettiğim 2012 için yapılan tesislerin daha efektif kullanılması açısından hem de Erzurum’un hem iklim yapısına hem de toplumsal yapısına uygun bu kış sporlarının burada gelişmesi açısından iyi bir yatırım olacağını düşünüyoruz. İnşallah onu en kısa zamanda hayata geçireceğiz. Bakanlık olarak bu yıl bir pilot uygulama daha başlattık. Önce mesleki ve teknik Anadolu liselerinin ortaokullarını pilot olarak açmaya başladık. Hemen akabinde müzik ilkokulu, ortaokulu ve lisesi açtık. Ve onunla beraber şimdi spor liselerinin tematik hale getirdiğimiz spor liselerinin ortaokullarını da açmaya başlayacağız. Tüm bunlar tesisleşme noktasında geldiğimiz dünyada parmakla gösterilecek ülkelerden birisi olma noktamızı sportif eğitimle akademik eğitimi de beraber verecek hale getirip inşallah ülkemizdeki sportif yetenekleri küçük yaşlardan itibaren keşfedip doğalarına, yeteneklerine, uygun bir biçimde eğitimlerini tamamlamayı planlıyoruz." "Erzurum’a stad sözümüzü yerine getiriyoruz" Erzurum’da sportif tesisleşme ve sportif eğitim noktasında ellerinden geleni yapacaklarını ifade eden Bakan Tekin, "Erzurum İl Kongresi’ne Sayın Cumhurbaşkanımız Erzurum’a gelmişti. Biz Erzurum’u siyasette temsil eden kişiler olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza Erzurum’daki stadyum konusunu tekrar hatırlattık ve Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda kamuya açık biçimde deklare etti. Gençlik ve Spor Bakanımız da süreci başlattı. En son buraya gelmeden kendisiyle konuştuk. Arazinin tahsis ve benzeri işlemleri Büyükşehir Belediyemizin desteğiyle hazırlanmış, tamamlanmış. Zemin etüdü ile ilgili süreç tamamlanır, tamamlanmaz Gençlik ve Spor Bakanımızın kendi ifadesi hemen ihale sürecini başlatacağız dedi. Biraz önce Vali Beyle konuştum. Büyükşehir Belediye Başkanımızla da konuştuk. O süreçte tamamlanmış. Dolayısıyla bayram sonrası Gençlik Ve Spor Bakanımıza milletvekillerimizle beraber gidip ziyaret edip süreci başlatmalarını isteyeceğiz. O da inşallah Erzurum’a, Erzurumspor’umuza hayırlı olur diyorum. 5 bin kişilik bir ayrı kapalı spor salonu da yine inşallah yatırım programımız da bakanlığımız tarafından alındı. Sportif tesisleşme anlamında Erzurum’da ne eksik varsa biz gidereceğiz" şeklinde konuştu. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, buradaki programına ardından Kazımkarabekir Stadyumu’nda oynanan Erzurumspor FK-Manisa FK maçını tribünlerden izledi.
Zonguldak AK Parti Zonguldak İl Başkanı Çağlayan: "Zonguldak’ta CHP’lilerin birbirlerini şikayet eden, ihbar eden açıklamalar görüyorum" AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan, "İstanbul Büyükşehir Belediyesinde olan Zonguldak Belediyesinde de olmaya başladığı gibi görünüyor. Çünkü kendi birbirlerini şikayet eden, ihbar eden açıklamalar görüyorum. Resmen ihbardır" dedi. AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan, yaptığı açıklamada CHP’yi sert sözlerle eleştirdi. Çağlayan, 2019 ve 2021 yıllarında Cumhuriyet Halk Partililerin şikayetiyle başlayan ve sonrasında derinleşen soruşturmalara değinerek, CHP’li isimlerin rüşvet, tehdit ve yolsuzluklarla anıldığını söyledi. "Rüşveti alan da veren de CHP’li ama suçlu onlar değil" Mustafa Çağlayan, "2019 ve 2021 yıllarında Cumhuriyet Halk Partililerin şikayetiyle başlamış, soruşturma derinleştirilmiş ve bu hale gelmiş. Her zaman söylüyoruz. Şu anda Zonguldak’ımızla da karşılaşıyoruz. Cumhuriyet Halk Partili biri şikayet ediyor, bir tanesi ihbar ediyor, bir tanesi ses kaydı yayınlıyor, bir tanesi görüntüleri servis ediyor. Rüşveti alan CHP’li, tehdit eden CHP’li, isteyen CHP’li, veren CHP’li bir tek suçlu CHP’li değil kendilerine göre. Suçlu da CHP’li olmayanlar. Ama gün geliyor bakıyoruz ki yani Muş’tan. Muş’tan köhne bir bakkaldan 100 milyon liralık yaklaşık tatlı alımı yapmışlar. Ne zaman soruşturmadan 10 gün öncesinde" dedi. "Sokakları kirletin, bağırın, çağırın, ona buna küfür edin diye vermediler" CHP’li yöneticilerin halkı sokaklara çağırmasına tepki gösteren Çağlayan, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in halka hizmet etmek yerine partilerine çalıştığını belirtti. Çağlayan, "Vatandaşlarımızı, gençlerimizi özellikle sokaklara davet ediyorlar. Senin işin davet etmek değil. ’Sokaklar bizim diyorlar’ meydanda. Evet sokaklar sizin ama sokaklar niye sizin? En son yerel seçimde sokakları temizleyin diye size verdiler. Sokakları güzelleştirin diye size verdiler. Sokakların altyapısını yapın diye size verdiler. Sokaklarda vatandaşlarımız takılıp düşmesin, rahatça yiyebilsin diye size verdiler. Sokakları kirletin, bağırın, çağırın. Ona buna küfür edin diye vermediler. Ne olduğunu bir önce bir anlayın. Siz Zonguldak hizmet etmekle görevli belediye başkanısınız. Ama Zonguldak’ın belediye başkanı olmanız gerekirken CHP’nin belediye başkanı olduğunuzu burada kanıtladınız" diye tepkisini sürdürdü. "Ön seçim bile kandırmacaydı" CHP’nin iç yönetiminde bile adaletsizlik olduğunu savunan Çağlayan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzlukların örtbas edilmek istendiğini ileri sürdü. CHP’nin yaptığı ön seçimin şaibeli olduğunu vurgulayan Çağlayan, "CHP’ye çalıştınız, CHP’lileri sokağa davet ettiniz, yaşa oturdunuz, taşa oturdunuz. Meydanda oturacak yer bile ayarlamadınız insanlara. Üniversitenin oradan yürüyüşler başlattınız ki üniversiteleri gençleri provoke edelim. Emelinize de ulaşamadınız. Sonra da bir Cumhurbaşkanı adayı diye bir seçim yaptınız. Adına ’ön seçim’ dediğiniz burada bile milleti kandırdınız. Ön seçim, seçim kurulu ile yapılır. Temayül yoklaması yaptınız. Oyu kimin attığı, kimin saydığı belli değil. Rakamlar verdiniz. Ama tek derdiniz şu, kendi belediyedeki kendi beceriksizliğinizi örtmek için İmamoğlu’nun yolsuzluklarına kendinize kılıf yaptınız. Bu şekilde de oyunda, oynaşta, parklarda gününüzü ve akşamlarınızı geçirdiniz" dedi. "CHP, Zonguldak’ı yönetemiyor" Mustafa Çağlayan, Zonguldak Belediyesi’nde CHP’li isimlerin birbirini suçladığını ve bunun da partinin yönetim krizini ortaya koyduğunu belirtti. Çağlayan, CHP’li yöneticilerin Zonguldak halkına hizmet etmek yerine parti içindeki çekişmelerle vakit kaybettiklerini dile getirerek, belediyenin kenti yönetmekte yetersiz kaldığını ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde olan Zonguldak Belediyesi’nde de olmaya başladığı gibi görünüyor. Çünkü birbirlerini şikayet eden, ihbar eden açıklamalar görüyorum. Resmen ihbardır. Kendi şahsi çıkarları için ifadesi, ’şahsi hangi çıkarlarda kimler bulundu’ sorusunu getirir Zonguldak Belediyesi için. Bunu açıklayan kim? Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesi. Suçladığı kişi kim? Cumhuriyet Halk Partili meclis üyesi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi için de aynı olmadı. CHP’li kurultayı için de aynı olmadı. Şikayet edenler yine CHP’li, birbirini suçlayanlar yine CHP’li. Zonguldak Belediye meclisinde de o açıklama eğer doğruysa basına verdikleri açıklama bu bizim sorunumuz değil. Bu gerçekten CHP’nin sorunudur. CHP yönetilemiyor. CHP’li Zonguldak Belediyesi’nin yönetilmediğini aşikare bir şekilde ortaya koymaktır."
Erzurum Trendyol 1. Lig: Erzurumspor FK: 1 - Manisa FK: 0 Trendyol 1. Lig’in 31. haftasında, Erzurumspor FK, sahasında karşılaştığı Manisa FK’yı 1-0 mağlup etti. Maçtan dakikalar 8. dakikada Erzurumspor’un sağ taraftan Giovanni Crociata’nın kullandığı köşe vuruşunda arka direkte topla buluşan Eren Tozlu’nun kafa vuruşunda meşin yuvarlak direkten döndü. 39. dakikada sağ taraftan Moryke Fofana’nın ceza sahası içi sağ çaprazdan şutunda kaleci Ataberk topu kurtardı. 42. dakikada Mamadou Cissokho, Mehmet Taş’a yaptığı faul sonrası kırmızı kartla oyun dışında kaldı. 57. dakikada Oğuz’un ceza saha dışından sert vurdu defansa da çarpan top kaleci Ataberk’te kaldı. 84. dakikada Erzurumspor atağında Tonio Teklic’in ortasında arka direğe seken topa yükselen Mustafa Yumlu kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi. 1-0 Hakemler: Oğuzhan Aksu, Hüseyin Kıvanç, Cem Özbay Erzurumspor FK: Ataberk Dadakdeniz, Mustafa Akbaş, Guram Giorbelidze, Mustafa Yumlu, Orhan Ovacıklı, Mehmet Taş (Furkan Özhan dk. 66), Odise Roshi, Giovanni Crociata (Gökhan Akkan dk. 90+3), Tonio Teklic (Yakup Kırtay dk. 89), Eren Tozlu, Cheikne Sylla (Koray Kılınç dk. 90+3) Yedekler: Göktuğ Bakırbaş, Kağan Moradaoğlu, Salih Sarıkaya, Toni Tasev, İlkan Sever, Ömer Kara Teknik Direktör: Hakan Kutlu Manisa FK: Alperen Uysal, Yusuf Talum (Oktay Gürdal dk. 82), Dino Arslanagic, Umut Erdem (Muhammed Kiprit dk. 89), Bartu Göçmen, Moryke Fofana, Oğuz Gürbulak (Ensar Akgün dk. 82), Demba Diallo (Bede Osuji dk. 82), Mamadou Cissokho, Birama Toure, Georgi Minchev (Kadir Kaan Yurdakul dk. 46) Yedekler: Eren Karataş, Kaan Kanak, Birkan Yılmaz, Dani Ramirez, Efe Taylan Altunkara Teknik Direktör: Taner Taşkın Gol: Mustafa Yumlu (dk. 84) (Erzurumspor FK) Kırmızı kart: Mamadou Cissokho (dk. 42) (Manisa FK) Sarı kartlar: Bartu Göçmen, Oğuz Gürbulak (Manisa FK), Guram Giorbelidze (Erzurumspor FK)