GÜNDEM - 14 Şubat 2025 Cuma 18:54

Yer Bilimci Naci Görür’den Bursa için deprem uyarısı

A
A
A

Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ adlı söyleşiye katılan Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, "Bursa’yı tehdit eden fay sistemi, 7 ve üzeri şiddette depremler üretebilir. Kent, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolunu oluşturan fay sisteminin tam kucağında bulunuyor. Bursa’yı 10 senede depreme dirençli hale dönüştürülebiliriz. Yeter ki devlet birimlerini harekete geçirelim" dedi.

Bursa veya Marmara bölgesinin bir noktasında meydana gelebilecek bir depremin tüm Türkiye’yi etkileyeceğine vurgu yapan Naci Görür, "Muhtemel bir Marmara depreminde, Marmara bölgesinin ekonomisi çöker. Marmara bölgesinin ekonomisi çöker ise Türkiye diz çöker. Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı kaybederiz" diye konuştu.

Osmangazi’yi muhtemel bir depreme hazırlamak, deprem anında ve sonrasında yapılacakları planlamak adına çalışmalar yürüten Osmangazi Belediyesi, ‘Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ adlı söyleşi düzenledi. Osmangazi Gösteri Merkezi’nde gerçekleşen söyleşiye Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, İş Sağlığı Uzmanı Dr. Şebnem Akman Balta, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kentin bileşenleri katıldı.

Bursa’nın Depremselliği ve Depreme Dirençli Osmangazi’ söyleşisi öncesinde Bursa Sinema ve Fotoğraf Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Öğr. Gör. Alper Keskin tarafından Kahramanmaraş depremleri sonrası çekilen fotoğraflardan oluşan ‘Deprem Geliyorum Der’ adlı fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı.

Yer Bilimci Naci Görür’den Bursa için deprem uyarısı

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, serginin açılışında yaptığı konuşmada, "Kahramanmaraş depremlerinin ikinci yılında, hayatını kaybeden 53 bin yurttaşımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Yaşadığımız depremler ve kaybettiğimiz hayatlar, bizlere çok önemli dersler çıkartmamız gerektiğini söylüyor. Depremin acı gerçeğini hissettiriyor. Ancak üzerinden çok kısa bir süre geçtiğinde, toplum olarak her şeyi unutuyoruz. Bursa’da geçmiş yıllarda büyük depremler meydana gelmiş. Olmaya da devam edecek. Yerel yöneticiler, genel yöneticiler ve toplum olarak bu gerçeği sadece depremlerden sonra hatırlıyor olmamız, bir sonraki depremde aramızda birçok kişinin olmayışı anlamına geliyor. Biraz ürkütücü geliyor ancak gerçek bu. Yöneticiler olarak bizlerle birlikte vatandaşlarımızın da üzerlerine düşeni yapması gerekiyor ki depreme hazırlıklı olalım. Muhtemel bir depremde can kayıplarını en aza indirelim" dedi.

Başkan Aydın’ın konuşmasının ardından katılımcılar sergiyi gezdi.

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, söyleşideki konuşmasına, Bursa için yapılacak en önemli şeyin kenti depreme dirençli hale getirmek olduğuna vurgu yaparak başladı. "Bursa, depreme karşı dirençli hale gelirse depremin zararlarını minimum şekilde atlatır" diyen Prof. Dr. Naci Görür, "Deprem dirençli kent demek, bu demektir. Bugün Kaliforniya, Japonya, İtalya, Meksika, Çin, Tayvan’da depreme dirençli kentler var. Bizde her büyük depremde 50-60 bin kişi toprağa verirken, depreme dirençli kentlerde 3-5 kişi ölüyor. Günlük yaşam bile değişmiyor. Tayvan’da bizim kadar büyük bir deprem oldu. Yaşam değişmedi. Biz de Güneydoğu’da deprem oldu, 2 senedir, hayat durdu. Bursa, depreme dirençli bir kent haline yerel yönetimlerce dönüştürülebilir. Bunu yapabilmek için merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaş el ele, omuz omuza vermeli" diye konuştu.

"Bursa 10 senede depreme dirençli hale dönüşür"

Bursa’nın 10 senede depreme dirençli bir kent haline dönüştürülebileceğinin mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Görür, "İstanbul’u 25 senede depreme dirençli yapamadık; ancak Bursalılar 10 sene veya daha az zamanda kenti depreme karşı dirençli yapabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin birimleri ve yapılanması, kentlerimizi depreme dirençli yapmaya yeter de artar bile. Biz yeter ki devlet birimlerini harekete geçirelim. Bursa’yı depreme hazırlamak için merkezi yönetimden bir şey gelmesini beklemeyin. Mevcut sistemi çalıştırın. Halkı deprem konusunda eğitin. Halk deprem konusunda bilinçli değilse, Bursa’yı kesinlikle depreme karşı dirençli yapamazsınız. Halkımız barınma ihtiyacınız karşılamak için depreme dayanıksız olarak inşa edilen kaçak binalara yöneliyor. Bir Japon’u öldürsen dahi imara uygun olmayan bir bina yaptıramazsın. Biz de ise şehirler kaçak binalar ile dolu. Bursa’yı depreme dirençli yapmak için başlangıçta paraya da ihtiyaç yok. İlk olarak yapılacak iş masa başından kalkıp sahaya inmek. 6 kişi ile Bursa’yı dirençli hale getirebiliriz. Bu ekip, belediye başkanı, yönetim koordinatörü, halk koordinatörü, alt yapı koordinatörü, yapı stoku koordinatörü, ekosistem çevre koordinatörü ve ekonomi koordinatöründen oluşacak. Koordinatörler yapılan her işi yönetim koordinatörüne o da belediye başkanına bildirecek. Sonrasında belediye başkanı halka açık basın toplantısı yaparak; neler yaptıklarını, ne yapacaklarını, hangi kurumların yardımcı olduklarını, hangi kurumların engellediklerini vatandaşa söyleyecek. Halk da hiç siyaset ve particilik yapmadan, mülkün sahibi olarak gözetim ve denetim işlerini yapacak. Eğer böyle olmaz diyorsanız, ebediyen bu ülke adam olmaz" ifadelerini kullandı.

"Bursa’nın ova bölümünün zemini çok çürük"

"Kentler için tehdit fay sistemleridir" diyen Prof. Dr. Görür, "Türkiye’deki depremleri oluşturan faylar 14 milyon sene önce var oldu. 14 milyon yıldır depremler bu ülkede devam ediyor. Milyonlarca sene daha devam edecek. Bursa’nın üzerinde yer aldığı fay sistemi 7 ve üzeri deprem üretebilirler. Bursa, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolunu oluşturan fay sisteminin kucağında yer alıyor. Bursa’nın ova bölümünün zemini de çok çürük. Yer altı suyu fazla. Depremde en fazla hasar verebilecek nitelikte. Yıllardır deprem olmuyor, bana bir şey olmaz demeyelim. Bu kenti deprem dirençli yapmaya konsantre olalım. Eğer fay zonu içerisindeyseniz, ya binanızı depreme dayanıklı yapacaksınız ya da sağlam bir zeminde oturacaksanız. Fay kırıldığı an inanılmaz bir enerji ortaya çıkar ve önüne çıkan her şeyi yok eder. Bu işin hiç şakası yok. Deprem her gün olmuyor ancak olduğu zaman da insanı öldürüyor. Deprem bir yerde bir sefer olmuş ise tekerrür periyodunu doldurduğunda muhakkak ki aynı yerde yeniden olur. Bu hiç kaçmaz" ifadelerini kullandı.

"Yer altından gelebilecek tehlikeyi bilirseniz, yerin üstünde ona göre önlem alırsınız"

Prof. Dr. Görür, konuşmasında şu ifadeler ile devam etti:

"Merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaş birlikte olmadığı sürece bir kenti depreme karşı dirençli hale getiremeyiz. Bu iş, sadece belediye başkanının iyi niyetiyle olacak iş değil. Bu hazırlık şöyle olmalı; merkezi hükümet, belediye başkanların önünü açacak bir yasa çıkartmalı. Kentleri deprem dirençli yapma adına çıkartılan bu yasada belediye başkanlarına tam yetki verilmeli. İkinci olarak, Bursa’nın bütün bilimsel veriler ile mikro bölgeleme çalışmasını yapmak lazım. Bursa’nın sınırları ele alınarak kent karelere bölünmeli. Bu karelerin ortasına en az 30 metrelik sondajlar yapılmalı. Elde edilen veriler doğrultusunda kentin depremselliği ve muhtemel bir depremin etkisinin ne kadar olacağı hesaplanmalı. Bu çalışma en az iki yıl sürer. Mikro bölgeleme çalışması tamamlandıktan sonra tüm kentin tehlike haritaları ortaya çıkarılacak. Depremin şiddeti nerede daha çok olacak buna bakılacak, nerede azaldığı bilinecek. Zemin özellikleri ortaya çıkacak. Yer altından gelebilecek tehlikeyi bilirseniz, yerin üstünde ona göre önlem alırsınız. Yerin altını bileceksiniz. Bunu bildiğiniz zaman belediye başkanı bir kentte nereye binaların yapılacağını, hangi bölgelerin tehlikeli olduğunu, kaç katlı binaların inşa edilmesi gerektiğini, nerelere yeşil alan yapılacağını bilir. İmar planlarını da bu doğrultuda hazırlar. Yapılara ruhsatı ona göre verir."

"Kent tüm fonksiyonlarıyla depreme hazırlıklı olmalı"

Bir şehri depreme dayanıklı bir hale dönüştürmek için kanun çıkarılması ve mikro bölgeleme çalışmasının yanında bir de finansın gerekli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Görür, "Evini depreme dirençli hale getirmek isteyen vatandaşlara, devlet kolaylık sağlamalı. Devlet bankaları ve özel bankalar uzun vadeli, düşük faizler vermeli. Bursa’yı depreme hazırlayan bir belediyeye depremin belli ölçüde yardım etmesi gerekir. İnsanların can güvenliği için yatırım yapılmalı. Kentlerin depreme dirençli hale dönüştürülmesinde yapı stoku meselesi önem taşıyor. Yöneticiler, kentsel dönüşüm yapmayı depreme hazırlanmak olarak değerlendiriyor. Kent tüm fonksiyonlarıyla depreme hazırlıklı olmalı" dedi.

Prof. Dr. Görür, konuşmasını şu sözler ile sonlandırdı:

"Bursa’nın ekonomisin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Ancak iş dünyası depreme hazırlıklı mı onu bilmiyorum. Deprem sonrasında da üretimi devam ettirebilecek yapıya sahipler mi? Deprem bölgesindeki kentlerdeki iş insanlarının, muhtemel bir depremin ardından da çalışmayı sürdürebilecek hazırlığa sahip olması gerekiyor. Bursa’nın iş dünyası depremden bir gün sonra da çalışıyorsa Bursa kendini çok çabuk toparlar. Ekonomisi yerle bir olmuşsa Bursa’da hayat durur."

Başkan Aydın, söyleşinin ardından Prof. Dr. Görür’e teşekkür plaketi takdim etti.

Yer Bilimci Naci Görür’den Bursa için deprem uyarısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul OYAK ve KOOP Market’ten sürdürülebilir iş birliği Türkiye’de tamamlayıcı mesleki emeklilik sisteminin başarılı örneklerinden OYAK, 5 binin üzerinde satış noktasında hizmet veren KOOP Market ile stratejik bir iş birliği gerçekleştirdi. Bu kapsamda, OYAK üyeleri ve aileleri KOOP Market’ten avantajlı alışveriş yapma imkanına sahip olacak. KOOP Market ve OYAK, OYAK üyeleri ve ailelerine yönelik geniş ölçekli bir tüketici fayda modelini hayata geçirmek üzere stratejik bir iş birliğine imza attı. İş birliğiyle birlikte, OYAK üyelerinin KOOP Market üzerinden yapacakları alışverişlerde uygulanacak özel indirimle, avantajlı koşullardan yararlanması hedefleniyor. Gerçekleştirilen iş birliği protokolü, KOOP Market Genel Müdürü Orhan Kozan ve OYAK Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çağrı Özer tarafından imzalandı. 500 bin hanenin sofrasına doğrudan dokunan model Söz konusu iş birliği, OYAK bünyesindeki 500 bini aşkın üye ile birinci derece aile yakınları dâhil olmak üzere yaklaşık 1 milyon kişiyi kapsıyor. Amaç, geniş bir kitlenin tüketim ihtiyaçlarına daha uygun koşullarda erişimini kolaylaştırarak hane bütçelerine katkı sağlamak. OYAK üyeleri, iş birliği çerçevesinde OYAK Platform uygulaması üzerinden tanımlanan kod sistemi ile herhangi bir başvuru olmaksızın kendilerine sağlanan özel iskonto çerçevesinde bu avantajdan yararlanabilecekler. Kod, OYAK Platform üzerinden üretilecek ve uygulamadan faydalanmak için ayrıca bir başvuru gerekmeyecek. Erişilebilirlik ve kullanım kolaylığı esas alınarak hayata geçirilen uygulamanın, tarafların ortak değerlendirmeleri doğrultusunda önümüzdeki dönemlerde daha da geliştirilmesi planlanıyor. Aydın: "Toplumsal fayda üreten bir perakende anlayışı" Tarım Kredi Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Tarım Kredi olarak üreticiden tüketiciye uzanan entegre yapımızla, toplumsal faydayı merkeze alan bir perakende anlayışı benimsiyoruz. Tarım Kredi büyük bir ekosistem ve değer üretmeye, oluşan bu değeri iş birliği yaptığımız kurumlarla da paylaşmaya çalışıyoruz. OYAK ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, KOOP Market’in yalnızca bir satış noktası değil; hanelerin bütçesine katkı sağlayan, erişilebilir ve güvenilir bir çözüm ortağı olduğunun göstergesi" dedi. Özer: "Önceliğimiz üyelerimizin ve ailelerinin yaşam kalitesini artırmak" OYAK Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çağrı Özer ise şunları söyledi: "OYAK olarak üyelerimizin ve ailelerinin yaşam kalitesini artıran, günlük hayatlarına doğrudan dokunan projeleri önceliklendiriyoruz. KOOP Market ile hayata geçirdiğimiz bu iş birliği, yalnızca bir avantaj uygulaması değil; geniş bir kitlenin ihtiyaçlarının birçoğuna erişimini kolaylaştıran, sürdürülebilir ve yaygınlaştırılabilir bir model." Ortak hedef: Geniş kitlelere kalıcı fayda OYAK ve KOOP Market bu iş birliğiyle; kurumsal gücü, sosyal sorumluluk bilinciyle birleştirerek, yüz binlerce ailenin günlük yaşamına dokunan kalıcı fayda modelleri üretmeyi hedefliyor. Resmiyet kazanan bu iş birliği, bugün OYAK Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen imza töreni ile kamuoyuna duyuruldu.
Gaziantep Bakan Dr. Osman Aşkın Bak: "Çocuklarımız ve gençlerimiz abur cuburdan uzak dursun" Gaziantep’te yapımı tamamlanan Kamil Ocak Kapalı Spor Salonu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın katıldığı törenle hizmete açıldı. Törende konuşan Bakan Bak, "Çağımızın en büyük tehlikelerinden biri obezite. Abur cuburdan uzak duralım, spor yapalım, hareket edelim, derslerimize iyi çalışalım. Hep birlikte; büyüyen, gelişen ve güçlenen Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Gaziantep’te büyükşehir belediyesi tarafından yapımı tamamlanan, toplam 4 bin 300 metrekarelik alanda inşa edilen ve basketbol, voleybol ile hentbol başta olmak üzere tüm salon sporlarına ev sahipliği yapacak olan Kamil Ocak Kapalı Spor Salonu için açılış töreni yapıldı. Gaziantep’in kurtuluşunun 104. yıl dönümünde yapılan açılış törenine bir dizi program için Gaziantep’te bulunan Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak da katıldı. Açılış töreni ile birlikte 55 branştan 40 bin sporcunun katılacağı 4. Gazi Oyunları’nın da startı verildi. Törende konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, "Bu güzel eserin ortaya çıkmasında emeği geçen başta büyükşehir belediye başkanımız olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Kampanya sürecinden itibaren bu projeyi birlikte düşündük, birlikte hayata geçirdik. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak biz de her aşamada destek verdik. Yaklaşık 14 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan bu tesis, bugün Gaziantep’in gençlerinin hizmetine sunulmuştur. Bu tesisin, eski spor bakanımız ve spordan sorumlu devlet bakanımız merhum Kamil Ocak’ın ismini taşıması da ayrıca çok kıymetlidir. Böyle büyük bir devlet adamının adını yaşatmak hepimiz için bir vefa borcudur" ifadelerini kullandı. "Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını da ileten Bakan Bak, "Gençlerimize özellikle selamları var. Türkiye’nin dört bir yanında yüzme havuzları, stadyumlar, atletizm pistleri ve spor tesisleri kazandıran, spordan gelen bir lider olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Sevgili gençler, sizler bizim geleceğimizsiniz. Tribünlerdeki bu coşkuyu görünce şuna inanıyoruz; Türkiye’nin yarını sporla, bilimle ve gençlerle güçlü olacak. Bu tesis basketbol, voleybol ve birçok spor organizasyonuna ev sahipliği yapacak. Sizlerden ricamız, bu tesisleri aktif şekilde kullanmanız ve müsabakaları yakından takip etmenizdir. Ayrıca 4. Gazi Oyunları’na verdikleri desteklerden dolayı Ziylan Ailesi’ne, teşekkür ederim. Gaziantep ve gençler için yaptıkları katkılar çok kıymetlidir. 2025 yılında sporda büyük başarılar elde ettik. 12 Dev Adam, Avrupa Şampiyonası’nda final oynayarak gümüş madalya kazandı. Kadın Milli Voleybol Takımımız dünya ikincisi oldu. Kadın Tekvando Milli Takımımız dünya şampiyonu oldu. Sporcularımız ülkemize sayısız madalya kazandırdı. Bu başarıların arkasında güçlü bir yerel yönetim desteği var. Başta Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’e gönülden teşekkür ediyoruz. Gençlerin yanında, çocukların yanında, sporda, bilimde her alanda güçlü bir duruş sergiliyor. Kendisine büyük bir alkış istiyoruz. Sevgili gençler, sözlerimi iki önemli mesajla tamamlamak istiyorum. Birincisi; sporun birleştirici ve iyileştirici gücünü kullanmak. Dijital bağımlılıkla mücadelede en güçlü araç spordur. Tüm ailelere sesleniyorum. Çocuklarınızı spor tesislerine getirin. Belediyelerimiz bu konuda çok büyük yatırımlar yaptı, yapmaya da devam ediyor. İkincisi de hareketli bir yaşam. Çağımızın en büyük tehlikelerinden biri obezite. Abur cuburdan uzak duralım, spor yapalım, hareket edelim, derslerimize iyi çalışalım. Hep birlikte; büyüyen, gelişen ve güçlenen Türkiye için Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Büyük ve Güçlü Türkiye yolunda çalışmaya devam edeceğiz. Bu güzel tesisin Gaziantep’e hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Gaziantep Valisi Kemal Çeber de spor salonunda emeği geçen herkese teşekkür ederek, spora ve sporcuya verilen her türlü desteği desteklediklerini söyledi. Açılışta konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül, Kamil Ocak Spor Salonu’nun Gaziantepli vatandaşlara hayırlı olmasını dilerken, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ise spora ve sporculara yönelik desteklerini devam ettireceklerini belirtti.
Şanlıurfa Siverek’te yürek burkan protesto: Eşimin acısı son olsun, bu yolu kaldırın! Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, sık sık ölümle sonuçlanan trafik kazalarıyla gündeme gelen şehir içi çevre yolunun, ilçe dışına taşınması talebiyle protesto eylemi düzenlendi. Geçtiğimiz gün aynı yolda eşini kaybeden ve taziyesini yarıda bırakıp eyleme katılan Ömer Gül’ün feryadı yürekleri dağladı: "Bu yol buradan kalksın, başka çocuklar yetim kalmasın!" İlçenin Şirinkuyu ışıklarında Siverek Kent Konseyi öncülüğünde toplanan siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş, artan trafik kazalarına ve can kayıplarına tepki gösterdi. Kalabalık adına basın açıklamasını okuyan Siverek Kent Konseyi Başkanı Adnan Uğur Tamses, "Siverek’in içinden geçen Şanlıurfa-Diyarbakır karayolunun şehir dışına çıkarılması gerektiğini" vurguladı. "Geçici Önlemler Yetersiz Kalıyor, Artık Ertelenemez" Tamses, açıklamasında, "Geçmişte şehir dışında planlanan bu yol, Siverek’in hızlı ve plansız büyümesi nedeniyle bugün yerleşim alanlarının tam ortasında kalmıştır. Bu durum, ağır tonajlı araçların şehir içi trafikle iç içe seyretmesine, özellikle yayalar, öğrenciler ve bölge sakinleri için ciddi bir can güvenliği tehdidi oluşturmasına neden olmaktadır. Alınan geçici önlemler ve uyarı levhaları, sorunun köklü çözümü için yeterli olmamaktadır. Bu sorun artık ertelenemez bir noktaya gelmiştir" dedi. Basın açıklamasında yetkililere 4 maddelik acil çağrı yapıldı. Bu maddeler," Mevcut çevre yolunun ivedilikle şehir dışına alınması. Yeni çevre yolunun uzun vadeli şehir planlamasına uygun şekilde projelendirilmesi. Mevcut yol üzerinde, çözüm sağlanana kadar acil ve etkili trafik güvenliği önlemlerinin artırılması ve yetkili kurumların, yerel dinamikleri ve halkın taleplerini dikkate alarak süreci şeffaf bir şekilde yürütmesi. Tamses, bu çağrının tamamen insani ve vicdani bir talep olduğunu belirterek, yetkilileri sorumluluk almaya davet etti ve sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı. Eşini Kaybeden Ömer Gül: "Benim Acım Son Olsun, Bu İhmalkârlıktır" Basın açıklamasına, geçtiğimiz gün aynı yol üzerinde meydana gelen trafik kazasında 15 günlük bebeğinin annesi olan eşi Canan Erçek Gül’ü kaybeden Ömer Gül de katıldı. Taziyesini yarıda bırakarak eyleme destek veren acılı eş, şunları söyledi: "Dün bu yolda, karşıya geçerken eşimi kaybettim. Yeni ölümlerin yaşanmaması için taziyemi yarıda bırakıp bu eyleme katıldım. İnşallah benim acım son olur, bu yolda ki ölümler benim acımla son bulsun. Şehir içinden 170 kilometre ile arabalar gidiyor, benim eşime de çarpan sürücü 170 kilometreyle hızla gidiyordu. Bu ihmalkârlıktır. Eşim 3 çocuğu yetim bıraktı, biri henüz 15 günlük. Bunun vebali kime? Ben bunun peşinde değilim, yalnızca bundan sonra gerekli önlemlerin alınmasını istiyorum. Cumhurbaşkanıma buradan sesleniyorum, rica ediyorum bu benim acım son olsun, hiç kimsenin bir daha böyle bir acı yaşamasını istemiyorum. Rica ediyorum yetkililer kimse bu yolu buradan kaldırsınlar, başka çocuklar yetim kalmasın." Ömer Gül’ün feryadı, eyleme katılan vatandaşları derinden etkiledi. Basın açıklamasının ardından vatandaşlar 5 dakikalık oturma eylemi yaptıktan sonra, olaysız dağıldı.