EKONOMİ - 08 Kasım 2025 Cumartesi 10:28

Zeytin hasadı başladı, Marmarabirlik’ten 70 bin tonluk alım ve 50 milyon dolarlık ihracat hedefi

A
A
A
Zeytin hasadı başladı, Marmarabirlik’ten 70 bin tonluk alım ve 50 milyon dolarlık ihracat hedefi

Bursa ve ilçelerinde zeytin hasadı başladı. Çiftçiler sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bahçelerin yolunu tutup sofraları süsleyen zeytinleri ailece topluyor. Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, bu yıl iri taneli ve kaliteli ürünlerin öne çıktığını belirterek, Türkiye genelinde sofralık ve yağlık zeytin rekoltesinin toplamda 2 milyon 450 bin ton olarak öngörüldüğünü, bunun 740 bin tonunun sofralık zeytin olduğunu ifade etti.


Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, Marmara Bölgesi’nde başlayan zeytin hasadıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yıldız, Marmarabirlik bölgesinden gelen rekolte beyannamesinin 67 bin ton olduğunu, şu ana kadar alınan ürün miktarının 8 bin ton civarına çıktığını, ortalama fiyatın ise 115 TL seviyelerinde bulunduğunu kaydetti.


Bursa Valiliği, Mudanya Kaymakamlığı ve Marmarabirlik tarafından organize edilen Hasat Başlangıcı Programı Marmarabirlik’in Mudanya Kooperatifi’nin Yörükali Mahallesi’ndeki zeytin alım deposu bahçesinde gerçekleştirildi. Programa, Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Ak Parti Mudanya İlçe Başkanı Arif Bayrak, Tarım Orman İl Müdürü İbrahim Acar, Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, Marmarabirlik Mudanya Kooperatifi Başkanı Cüneyt Soylu ile Marmarabirik ortakları zeytin üreticisi çiftçiler katıldı.


Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, çiftçiliğin zor olduğunu bildiğini ancak çiftçiliğin sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde zor olduğunu belirtti. Kaymakam Terzi, gerek zeytinde gerekse başka ürünlerde modern tarıma geçmenin şart olduğunu da sözlerine ekledi. Mudanya Kooperatifi Başkanı Cüneyt Soylu da bu sene Mudanya bölgesinden 10 bin ton civarında ürün beklediklerini belirtti.


Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız da hasat programına ev sahipliği yapmaktan gurur ve onur duyduklarını ifade etti.


Konuşmaların ardından kooperatife ait zeytinliklerde hasat başladı. Zeytin ağaçlarının altına serilen mavi yaygılar, gökyüzünden bakıldığında halı desenini andıran etkileyici bir görüntü oluşturdu. Ağaçlar tek tek silkelenerek düşen zeytinler kasalara toplandı. Kaymakam Ayhan Terzi ve Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız da zeytin silkeleme makineleriyle hasada katılarak üreticilere destek verdi.


Üreticilerden yoğun katılım


Hasat programının ardından Yörükali Mahallesi çevresindeki zeytin üreticileri, traktörlerine yükledikleri tonlarca zeytini Marmarabirlik deposuna getirerek teslim etti. Teslim alınan zeytinler, bilgisayar destekli sistemle boyutlarına göre ayrılarak özel havuzlara yerleştirildi. Drone ile görüntülenen zeytin havuzları, hasadın büyüklüğünü gözler önüne serdi.


Geleneksel fermantasyon, modern teknolojiyle buluştu


Toplanan zeytinler, 6 ay boyunca doğal fermantasyona bırakılıyor. Sürecin sonunda zeytinler, son teknolojiyle donatılmış steril havuzlarda yıkanıyor ve tuz eşliğinde üzerlerine taş basılarak dinlenmeye alınıyor. Bu yöntemle elde edilen ürünler, hem lezzet hem de kalite açısından öne çıkıyor.


"Şu ana kadar 67 bin ton rekolte beyanından ortalama 115 TL’ye 8 bin tonu alındı"


Programın ardından hasat yerinde İHA muhabirinin sorularını cevaplandıran Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, Marmara Bölgesi’nde başlayan zeytin hasadıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yıldız Marmarabirlik Bölgesi’nden gelen rekolte beyannamesinin 67 bin ton olduğunu, şu ana kadar alınan ürün miktarının 8 bin ton civarına çıktığını, ortalama fiyatın ise 115 TL seviyelerinde olduğu bildirildi.


Yeni depolama tesisi, ihracat hedefi


Marmarabirlik’in gelecek hedeflerine de değinen Yıldız, 30 bin ton kapasiteli yeni bir depolama tesisi planladıklarını ve 70 bin ton zeytin alım hedefi koyduklarını açıkladı. İhracat alanında ise 50 milyon dolarlık bir hedefe odaklandıklarını belirten Yıldız, özellikle sofralık siyah zeytin için iç ve dış pazarda daha etkili bir pazarlama stratejisi geliştirdiklerini söyledi.


Yeni ürünler ve işleme tesisleriyle ilgili çalışmaların sürdüğünü ifade eden Yıldız, bu yatırımların Marmarabirlik’i ve ortak yapısını daha da güçlendireceğini dile getirdi.


Kuraklık rekolteyi etkiliyor


Yıldız, Marmara Bölgesi’nde yaklaşık altı aydır yağış görülmediğini ve bu kuraklığın özellikle suyla üretim yapılmayan bölgelerde rekolteyi olumsuz etkilediğini belirtti. Son yağışların ürün kalitesine katkı sağladığını ifade eden Yıldız, daha fazla yağmurun daha kaliteli ürünler getireceğini söyledi.


Tüketim ve tağşiş uyarısı


Türkiye’nin sofralık siyah zeytin tüketiminde dünya lideri olduğunu belirten Yıldız, buna rağmen Avrupa’da yeşil zeytinin daha fazla tercih edildiğini aktardı. Yıldız, zeytinyağı tüketiminde ise Türkiye’nin kişi başı 2-2,5 kilo ile Avrupa’nın 13 litre seviyesinin oldukça gerisinde olduğunu vurguladı. Marmarabirlik’in doğal fermantasyonla ürettiği ürünlerin 8-9 ay mahzenlerde olgunlaştığını hatırlatan Yıldız, iç tüketimin artmasının üreticiye ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını ifade etti.


Son olarak zeytinyağında artan tağşiş üretimine dikkat çeken Yıldız, merdiven altı üretimlerin hem üreticiye hem de tüketiciye zarar verdiğini belirterek, vatandaşları güvenilir markaları tercih etmeleri konusunda uyardı. Tarım ve Ticaret Bakanlıklarının denetimlerinin arttığını da sözlerine ekledi.



Zeytin hasadı başladı, Marmarabirlik’ten 70 bin tonluk alım ve 50 milyon dolarlık ihracat hedefi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.