GÜNDEM - 23 Ağustos 2023 Çarşamba 11:03

Hititler’in kutsal suyunun kaynağı Şapinuva kazılarıyla gün yüzüne çıkartılıyor

A
A
A
Hititler’in kutsal suyunun kaynağı Şapinuva kazılarıyla gün yüzüne çıkartılıyor

Hitit İmparatorluğu’ndaki arınma ritüellerinde kullanılan ve kutsal olduğuna inanılan suyun kaynağı, Şapinuva’da yürütülen kazılarda gün yüzüne çıkartılıyor.


Dünyanın en büyük medeniyetlerinden biri olan Hitit İmparatorluğu’na başkentlik yapan aynı zamanda en önemli dini ve askeri merkezlerinden birisi olan Çorum’daki Şapinuva’da arkeolojik kazılar sürüyor. Antik kentteki kutsal mekanların yer aldığı Ağılönü ve idari yapı ile depoların bulunduğu Tepelerarası mevkiiinde Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Önder İpek başkanlığında devam eden kazıların yanı sıra, Hititlerin başkenti Hattuşa’da bulunan arınma ritüelleri içeren tabletlerden elde edilen bilgiler ışığında 7 kaynaktan alınarak küçük kaplar içerisine konulup bütün Hitit dünyasına dağıtılan arınma suyunun kaynaklarının tespit edilmesi için çalışma yürütülüyor.



Anadolu’nun en büyük tablet arşivleri tarihe ışık tutuyor


Şapinuva kazılarında açığa çıkan ve sayıları 5 bine ulaşan çivi yazılı tablet ve parçanın oluşturduğu arşivde, Hititçe yazılmış olanların yanı sıra Hattice, Hurrice ve Akadca dillerinde idari, dini, askeri ve fal metinleri bulunuyor. Hattuşa’dan sonra Anadolu’nun ikinci büyük tablet arşivi Şapinuva’da bulunurken, yazışmalardan elde edilen bilgilerden 2. Tuthaliya ve eşi Taduhepa ile kraliyet ailesinin bu şehirde hüküm sürdüğü görülüyor.



Şapinuva’nın geçmişi araştırılıyor


Ortaköy Şapinuva’daki kazılarıb 1990 yılında Prof. Dr. Aygül Süel ve Dr. Mustafa Süel tarafından başlatıldığını ve ve 2021 yılından itibaren Hitit Üniversitesi adına Dr. Öğr. Üyesi Önder İpek başkanlığında devam ettiğini hatırlatan Şapinuva Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Murat Aydın, Orta Hitit Dönemi kenti ve Hattuşa’dan sonra ikinci büyük çivi yazılı tablet arşivine sahip olan Şapinuva’nın önemli bir idari merkez olduğunu söyledi.



"Şapinuva bir dönem Hitit İmparatorluğuna da başkentlik yapmıştır"


Hitit arşivlerinde Hititçe, Hurrice, Akadça tabletler ve tablet parçalarının ele geçtiğini anlatan Dr. Aydın, “Tabletler incelendiğinde mektuplar, dini metinler, ritüeller, Hurrice dini ritüellerin bulunduğu bilgilerin olduğu görüldü. Bu metinlerin gün yüzüne çıkmasıyla birlikte orta Hitit döneminde karanlık bir dönem vardı. Bu dönem biraz daha aydınlanmış oldu. Burada büyük kral 2. Tuthaila ve eşi Taduhepa Şapinuva’dan Hitit İmparatorluğunu yönetmiş. Şapinuva bir dönem Hitit İmparatorluğuna da başkentlik yapmıştır. Dini öneminin yanı sıra başkentlik önemi de vardır. Bunları biz çivi yazılı tabletlerden görüyoruz. Bu alanda Prof. Dr. Aygül Süel hocamızın çok sayıda yayını da bulunuyor. Hitit dünyasının yanı sıra Mısır’la olsun Kuzey Suriye ve Batı Anadolu’daki devletlerle olsun yazışmaları mevcut. Bunlar tarihe yeni bilgiler kattı. Bilinenleri değiştirdi. Örneğin Şapinuva buranın keşfinden önce biraz daha Hurri bölgesine yakın bir yerde güneyde aranırdı. Keşfiyle birlikte coğrafi olarak hem kendi hem de Şapinuva’nın yanında adı geçen birçok kenti yukarı taşımış oldu” dedi.



"Şapinuva’daki 7 kutsal kaynaktan Hitit dünyasına su dağıtılmış"


Boğazköy tabletlerinde Şapinuva’daki 7 kutsal kaynaktan Hitit dünyasına su dağıtıldığına dair bilginin yer aldığının altını çizen Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Murat Aydın, “Şapinuva’daki kazılarla birlikte tabletlerde belirtilen 7 kutsal kaynağın da nerelerde olabileceğine ilişkin çalışmalarda devam ediyor. Tespit ettiğimiz birkaç nokta var. Şapinuvanın başkent olmanın yanı sıra, dini bir önemi var. Bugünkü Kudüs, Mekke gibi Hititlerin kutsal bir kenti. Tabletlerde yer alan kutsal kaynaklardaki sular ağız temizleme ritüellerinde kullanılıyor. Tövbe ritüellerinde kullanılıyor. Onun için buradan gitmesi ve Hitit dünyasına dağılması çok önemli. Kurban çukurlarımız var. Yabancı bilim adamları kurban çukurlarının bulunmasının imkansız olduğunu belirtmişti. Burada Prof. Dr. Aygül Süel ve Dr. Mustafa Süel hocalarım söz konusu kurban çukurlarının arkeolojik kanıtlarını bularak bu düşünceyi ortadan kaldırdılar. Burada kurban çukurlarıyla ilgili birçok çalışma yapıldı. Ayrıca metinlerde yer alan bilgilerle kurban çukurlarının nasıl bir yapıda olduğu, içerisinde hangi malzemelerin olduğu kurban çukurlarında metinlerle birebir örtüşen bilgiler var” diye konuştu.



“Şapinuva’nın dini misyonu başkentlikten sonra da devam etti”


Şapinuva’nın dini misyonunun başkentlikten sonra da devam ettiğini açıklayan Aydın, “Daha sonraki dönemlerde anlaşma metinlerinde örneğin Şapinuva’nın iki ’fırtına tanrısı’ vardır. Boğazköy tabletlerinin yanı sıra Ortaköy belgelerinde de bunları görüyoruz. Hitit dünyasına yenilikler sunmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.



“Zemzemin bizdeki yerinin farkı gibi Hititler’de kutsal kaynaklardan çıkan suyun önemi aynı”


Hititler’de kutsal kaynaktan çıkan suların önemli olduğunu anlatan Aydın, “Zemzem’in bizde yeri farklıdır. Hitit dünyasında da 7 kutsal kaynaktan çıkan suyun önemi aynı. Yani ruhen temizlenmek vardır. Bir suç işlersiniz cezasını çekersiniz ama ruhen de arınmanız gerekir. Kötü söz söylemişsinizdir arınmanız gerekir. Hititlerin başkenti Boğazköy’ün Çorum’da olması büyük bir şans. Ayrıca ikinci başkentinde burada olması kültürel anlamda büyük bir zenginlik katıyor bize” ifadelerini kullandı.



Hititler’in kutsal suyunun kaynağı Şapinuva kazılarıyla gün yüzüne çıkartılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Boluspor-Pendikspor maçının ardından Trendyol 1. Lig’in 18. haftasında oynanan Boluspor-Pendikspor maçının ardından iki takımın teknik direktörleri açıklamalarda bulundu. Trendyol 1. Lig’in 18. haftasında Boluspor sahasında Pendikspor’a 2-1’lik skorla yenildi. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında teknik direktörler karşılaşmayı değerlendirdi. "Beklemediğimiz bir yenilgi" Beklemedikleri bir yenilgi olduğunu ifade eden Boluspor Teknik Direktörü Ertuğrul Arslan, "Beklemediğimiz bir yenilgi. İçeride ben geldiğimden beri üçte üç yapmıştık. Ama burada kazanırken de Erzurum maçından sonra bir şeylere değinmiştim. Zor bir süreçten geçtiğimizi söylemiştim. Bunu biz oyunumuza yansıtmamaya çalışıyoruz. Elimizden geldiği kadar takımımızı en iyi şekilde maçlara hazırlamaya çalışıyoruz. Oyuncularımızın son ana kadar gösterdiği mücadelede bu gayretin ispatı diye düşünüyorum. Tabii maça gelecek olursak ilk yarı oyunun üstün tarafı bizdik. Çok net fırsatlarımız var. Değerlendiremedik. İkinci yarı VAR’dan dönen bir pozisyon sonra Hasani’ye acımasızca bir faul. VAR görmedi pozisyonu. Bize yakışmayan bir ikinci golü yedik. Sonra tekrar oyuna müdahalelerde bulunduk. Son ana kadar, beraberliği kurtarabilirdik ama dediğim gibi futbol böyle bir oyun. Üzgünüz, söyleyeceklerim bu kadar" dedi. "Haberim yoktu bu protestodan" Boluspor oyuncularının yaptığı protestoya değinen Arslan, "İnanın benim haberim yoktu bu protestodan. Mümkün olduğu kadar sahanın içine konsantre etmeye çalışıyorum oyuncuları ama bazen benim de yapabileceklerim sınırlı. Hangi kelime doğru kelimeyi bulmakta da zorlanıyorum açıkçası ama tabii oradaki o an bile yani oyunun konsantre tarafına geldiğiniz zaman bir düşüklük oluyor. Ama dediğim gibi yani ben takımımı en iyi şekilde maçları hazırlamaya çalışıyorum. Bunu yine başında da söylemiştim. Zor bir süreç yönetiyoruz ama çağrımız da maalesef şu ana kadar destek bulmadı. Yani benim görevim söyledim ben Boluspor her maçın kazanma adayı. Kazandığı kaybettiği maçlarda da mücadeleyi gösterecek demiştim. Oyuncularım bugün de bu mücadeleyi gösterdiler diye düşünüyorum. Pendikspor takımının tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı. "Aldığımız 3 puan bizi yine yukarıya taşıdı" Aldıkları 3 puandan memnun olduklarını dile getiren Pendikspor Teknik Sorumlusu Metin İlhan, "Zor bir deplasman. Çünkü Boluspor burada Amedspor’a üstünlük sağladı, Erzurum’a üstünlük sağladı, Bodrum’a üstünlük sağladı, çok iyi takım. Fena oynamadık. Özellikle ikinci yarı oyunu domine ettik. Aldığımız 3 puan bizi yine yukarıya taşıdı. İnşallah bunun devamı gelecek. Son hafta içeride Erokspor maçıyla 3 puan alıp önümüze bakacağız. Rakip takımın maddi sıkıntısıyla işleyişiyle alakalı bir problem vardı. Allah yardımcılar olsun" şeklinde konuştu.
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.