YEREL HABERLER - 09 Aralık 2011 Cuma 13:20

DİYARBAKIR`A BİR MÜJDE DAHA

A
A
A
DİYARBAKIR`A BİR MÜJDE DAHA

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten’in dünyanın en karlı yatırımlarının başında gelen elektrik enerjisi ile ilgili yaptığı çalışmalar sonuçlandı. Konuyla ilgili Enerji Bakanı Taner Yıldız ve E.Ü.A.Ş. yetkilileriyle görüşen İçten, Dicle HES projesinin işletme müdürlüğünün Diyarbakır’da kurulacağının müjdesini verdi.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten ülke kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda herkese önemli görevler düştüğünü belirterek, "Verimli topraklarımızdan faydalanmak ülkeye ve halka büyük kazançlar sağlamak yolunda çaba sarf etmek, asli hizmetlerimizin başında geliyor" dedi.
Bugüne kadar Karakaya HES işletme Müdürlüğü’ne bağlı olarak işletilen Dicle, Kralkızı ve Batman HES projelerinin artık ikinci bir işletme müdürlüğünün Dicle ve Yöresi HES İşletme Müdürlüğü olarak Diyarbakır’da kurulmasının memnuniyet verici olduğunu ifade eden İçten: "Yıllardır bu işletmenin ilimizde kurulmasına yönelik çalışmalar yapıldı. Bu projenin derhal Diyarbakır’ımızda faaliyete geçmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla görüştük. Diğer milletvekili arkadaşlarımız ile birlikte bu işin peşini
bırakmadık. Şükürler olsun ki, Enerji Bakanımız ve E.Ü.A.Ş. yetkilileriyle yaptığımız istişareler meyvesini verdi. İnsanımız artık enerji sıkıntısı ve sulama problemi yaşamayacak" diye konuştu.
Dicle ve Yöresi Hidroelektrik Santrali İşletmesinin Diyarbakır’da kurulması ile birlikte milyonlarca dolarlık enerji tasarrufu sağlanacağını söyleyen İçten, şöyle devam etti: "Diyarbakır tarihinde çok şey değiştirecek bu projede ilimiz enerji üretiminde söz sahibi olacaktır. Halkımıza yeni iş sahaları açılacaktır. Burada çalışacakların ilimizde yerleşik olmaları halkımız için büyük bir moral olacaktır. Enerji konusunda düzenlenecek kongreler, sempozyumlar gibi etkinliklerle ilimizde önemli
hareketlilikler yaşanacaktır" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Halkla araya mesafe koymanın bizim siyaset geleneğimizde yeri yoktur” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Halkla araya mesafe koymanın, duvar örmenin, sokakla, çarşıyla, pazarla, mahalleyle, bağı zayıflatmanın bizim siyaset geleneğimizde yeri yoktur” dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 senesinin ilk genişletilmiş il başkanları toplantısında dava arkadaşlarıyla birlikte olmaktan gurur duyduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İl Başkanları Toplantısı’nın sonuncusunu 30 Kasım tarihinde yaptıklarını 31 Mart seçimleriyle ilgili ön hazırlıklarını değerlendirdiklerini kampanya döneminde il ziyaretleri vesilesiyle görüştüklerini yakın istişare halinde olduklarını hatırlattı. Ziyaret ettiği 52 ilin halkın nabzını tutmanın yanı sıra seçim çalışmalarını da sahada görme fırsatı bulduklarını ifade eden Erdoğan, “Yine bu ara dönemde Seçim İşleri Başkanlıkları ve Seçim Koordinasyon merkezi temsilcilerimizle münhasıran bir araya geldik. 31 seçim çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde devam ettirirken teşkilatlarımızla irtibatımızı daima en üst seviyede tuttuk. 31 Mart mahalli idareler seçimleri rekabet seviyesi yüksek bir atmosferde demokrasi şöleni havasında gerçekleşti. Bölücü örgüt uzantılarının seçmeni baskı altına alma girişimleri dışında ülkemiz genelinde sandığa gölge düşürecek hiçbir olay yaşanmadı. Seçim öncesinde hatırlayacağınız üzere çok farklı kampanyalar vardı. Bu son seçim olacak, kehanetinden, ekonomiyle ilgili piyasaya sürülen teşkilata kadar pek çok algı operasyonuna maruz kaldık. Bunların hepsini boşa çıkardık. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca propagandaya rağmen 85 milyon olarak sandığın gücünü ortaya koyduk. Türkiye’nin demokrasi standardının nereden nereye geldiğini tüm dünyaya bir kez daha gösterdik” diye konuştu. “Vesayet odaklarının asla uyumadığını, asla pes etmediğini, uygun ortam ve fırsat kolladığını hepimiz çok iyi biliyoruz” Demokrasi asla ve asla sıfır toplamlı bir oyun olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demokrasinin kazandığı bir yerde kaybeden olmaz. Sandığın itibarının arttığı bir denklemde galip 85 milyonun tamamıdır. Sivil siyaseti güçlendiren her sonuç Türk demokrasisinin istikbali adına eşsiz bir başarıdır. Bakınız biz 75 yıllık çok partili demokrasi hayatına iki darbe, iki muhtıra, iki darbe girişimi sığdırmış bir milletiz. Neredeyse 10 yılda bir demokrasimiz vesayet odaklarının saldırısına uğradı. En son 15 Temmuz’da 253 insanımızın canı pahasına tarihimizin en alçak darbe teşebbüsünü püskürttük. Bunların haricinde milli iradeyi gasp etmeye yönelik gizli açık daha nice girişimle karşılaştık. Vesayet odaklarının asla uyumadığını, asla pes etmediğini, uygun ortam ve fırsat kolladığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Son yıllarda FETÖ’cülerin ve marjinal yapıların da propagandasıyla bazı toplum kesimlerinde çok partili demokrasiye ve sandığa karşı istifhamların zemin bulmaya başladığını görüyorum. Gerek 14 Mayıs seçimleri gerekse 31 Mart mahalli idareler seçimleri demokrasi düşmanları tarafından körüklenen bu algıyı yerle bir etmiştir. 14 Mayıs seçimlerinde cumhurbaşkanı seçimi yüzde 0,5 farkla ikinci tura kalırken 31 Mart seçimlerinde milli irade farklı şekilde tecelli etmiştir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak her iki seçim sonucunu da büyük bir olgunlukla karşıladık. Milletin iradesini öpüp başımızın üstüne koyduk. Sandık sonuçlarından dolayı milleti suçlama, kabahati millete atma gibi yollara tevessül etmedik. Nitekim 14 Mayıs’ta ortaya çıkan belirsizlik 28 Mayıs seçimleriyle giderildi. Millet yasamada olduğu gibi ülke idaresinde de mührü bize takdim etti, Cumhur İttifakı’nı açık ara lider yaptı. 31 Mart yerel yönetimler seçimlerinde yine milletimizin takdiriyle Türkiye haritası daha fazla renge boyandı. 2019 seçimlerine göre daha çok sayıda siyasi parti il ilçe ve belde düzeyinde belediye başkanlığı kazandı. Bu tablo karşısında başkaları gibi 14 Mayıs gecesi sahnelenen ‘öndeyiz’ müsamerelerine başvurmadık. Parti olarak her ne kadar hedeflerimizin uzağında kalsak da 31 Mart seçim sonuçlarını müspet karşıladık. Bizim için önemli olan Türkiye’nin ve Türk demokrasinin kazanmasıdır. Biz siyaseti önce milletin önce memleketim şiarıyla yapıyoruz. Sandığın itibarına itibar katan her neticeyi partimizin oyları ne olursa olsun Türkiye’nin 75 yıllık çok partili demokrasi mücadelesinde aşılmış yeni bir eşit olarak görüyoruz” şeklinde konuştu. “AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın olgun duruşu 31 Mart sonrasında siyasetin genel havasını da değiştirmiştir” AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın olgun duruşu 31 Mart sonrasında siyasetin genel havasını da değiştirdiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Siyasi atmosferde oluşan yumuşama ikliminde siyasetçilerin mesajları kadar toplumda siyaset kurumuna yönelik güvenin artmasının da önemli payı vardır. Bu iklimin geçici bir bahar esintisi değil, Türk siyasetinin hakim karakteri haline gelmesini ümit ediyoruz. Samimiyetimizi ve yapıcı tavrımızı bugüne kadar muhafaza ettik. Türkiye’yi partiler arasındaki gerilim hattına mahkum etmek isteyenlerin başta 1 Mayıs olmak üzere çeşitli oyunlarına gelmedik. Muhalefetteki muhataplarımızın da dirayetli davrandığını görüyor bundan da ülkemiz siyaseti adına memnuniyet duyuyoruz. Siyasetçilerin sorumluluk bilinciyle hareket ederek bundan sonra sandığın itibarına gölge düşürecek sivil siyaset güveni sarsacak beyanlardan uzak duracaklarına inanıyorum. Bu seçimlerde sandığa giderek oyunu kullanan vatandaşlarımın her birine demokrasiye ve milli iradenin üstünlüğüne olan bağlılıkları sebebiyle bir kez daha teşekkür ediyorum. Siz kurmay kadromuzun nezdinde teşkilatımızın her bir mensubuna, her bir dava arkadaşıma otuz bir Mart seçimleri, dönemi boyunca gösterdiğiniz gayret dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum. Rabbim hepinizden razı olsun” ifadelerini kullandı. “Son Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda geleneksel istişare kampımızı çok yakın bir tarihte toplama kararı aldık” Sonuçlara dair kapsamlı iş muhasebeyi partinin yetkili organlarını da yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, “Bugüne kadar merkez yürütme kurulumuzla, merkez karar ve yönetim kurulumuzla, AK Parti Meclis grubumuzda, fikirlerine kıymet ver dostlarımızla, kanaat önderlerimizle, partimizde daha önce görev almış yol ve dava arkadaşlarımızla siyaset bilinci akademisyen ve sivil toplum temsilcileriyle farklı vesilelerle bir araya geldik görüştük, konuştuk, düşüncelerini aldık. Bugün de il başkanlarımız ve teşkilat kademelerimizin diğer mensuplarıyla bir aradayız. İnşallah istişare halkamızı genişletmeye devam edeceğiz. Son Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda geleneksel istişare kampımızı çok yakın bir tarihte toplama kararı aldık. Önce milletvekillerimizle, ardından da inşallah belediye başkanlarımızla bir araya geleceğiz. Komplekse kapılmadan, eleştirilere kulaklarımızı asla tıkamadan bu süreci büyük bir özgüven ve şeffaflıkla yönetiyoruz. Bir defa şu gerçeğin gayet farkındayız. Hata değil yanlışta ısrar etmek kaybettirir. Siyasetin inişli çıkışlı serencamında esas mesele hep istikamet üzerinde kalabilmektir. Nereden geldiğinizi unutmazsanız hedeflerinizden de kopmazsınız. Bakınız biz siyasi hayatımız boyunca elde ettiğimiz her başarıyı zaferle bitirdiğimiz her mücadeleyi önce Allah’ın yardımına, sonra da milletimizin desteğine, duasına ve yanımızda olmasına borçluyuz” açıklamalarında bulundu. “Ne teşkilatlarımızın, ne belediyelerimizin ne de gönlümüzün kapılarını milletimize hiçbir zaman kapatmadık” AK Parti milletin kurduğu, tabelasını, milletin astığı, siyaseti daima millet için ve milletle birlikte yapmış bir parti olduğunu belirten Erdoğan, “Siyasette rotamızı bugüne kadar hep milletimiz çizdi, biz de milletin belirlediği yoldan hiçbir zaman sapmadık. İstişarelerimizi milletimize, derdimizi milletimize anlattık. Sorunlarımıza milletimizle birlikte çözüm aradık. Başarılarımızın sevincini yine milletimizle paylaştık. İhtiyaç duyduğumuzda her zaman milletimizi yanımızda bulduk. Millet bize bakınca kendini gördü, kendi meselelerini gördü. Ama aynı zamanda sıkıntılarına çözüm üretecek güçlü bir irade gördü. Toplumumuzun farklı kesimleriyle gönül köprülerimizi sağlam tuttuğumuz için Bugünlere kadar alnımızın akıyla gelebildik. Ne teşkilatlarımızın, ne belediyelerimizin ne de gönlümüzün kapılarını milletimize hiçbir zaman kapatmadık” dedi. “AK Parti milletin partisidir ve inşallah ebediyen öyle kalacaktır” AK Parti’nin milletin partisi olduğunu ve inşallah ebediyen öyle kalacağını ifade eden Erdoğan, “Biz şafak vakti evine ekmek götürmek için yola koyulan emekçilerin yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan rızık peşinde koşan çiftçilerin, helal lokmasına, haram bulaştırmayan esnafın, tüccarın, sanayicinin, vatanımız uğruna gözünü kırpmadan şehadete koşan kahramanların, Türkiye’nin aydınlık yarınlarının teminatı olan gençlerimizin, ellerini değdikleri her yeri güzelleştiren bereketlerinden kadınlarımızın ülkemizin başarıları olarak gören tüm mazlumların velhasıl hangi kökene, hayat tarzına, görüşe mensup olursa olsun büyük ve güçlü Türkiye sevdalısı her bir yüreğin partisi olmayı sürdüreceğiz. Milletle kurduğumuz gönül köprülerini kimse yıkamaz. Siyaset milletin içinde, milletle omuz omuza sırta vererek yapılır. Halkla araya mesafe koymanın, duvar örmenin, sokakla, çarşıyla, pazarla, mahalleyle, bağı zayıflatmanın bizim siyaset geleneğimizde yeri yoktur. Bu konularda eksiğimiz hatamız, problemimiz, millete karşı bir kusurumuz varsa çok açık söylüyorum; mutlaka kendimizi düzeltmemiz gerekiyor. Partimizin ve davamızın geleceği her türlü şahsi kaygının her türlü kişisel hesabın üzerindedir” değerlendirmelerinde bulundu. Kampanya döneminde 52 ili ziyaret ettiğini bunun dışında diğer vilayetlerde farklı vesilelerle defalarca gittiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ziyaretlerimde şahit olduğum değişmez manzara şuydu; AK Parti’nin gerçekten inanmış, kendini adamış milyonlarca neferi var. Hepsi birer özveri abidesi olan bu kardeşlerimizin hakkını ödeyemeyiz. Karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek gece- gündüz demeden koşturan samimi AK Parti neferlerinin emeğini kusura bakmayın ama kibirleri boylarını aşan muhterislere kesinlikle kurban edemeyiz. Siyasetçisiyle kaprisli, bürokratıyla, lobisiyle, çıkar gruplarıyla kimse partimize gönül verenlerin fedakarlığını şahsi heves ve hesapları için zayi edemez. Biz buna göz yummayız, rıza göstermeyiz. Bu partinin genel Başkanı ve hepsinden öte bir neferi olarak böyle ağır bir vebali biz şahsen taşıyamayız. ’Olanda hayır vardır’ düsturuyla 31 Mart seçim sonuçlarını partimiz, hareketimiz ve davamız açısından hayra tebdil etmek için ne gerekiyorsa onu yapmaktan kesinlikle çekinmeyeceğiz. Buradaki hiçbir arkadaşımın da bundan şüphe duymamasını istiyorum” şeklinde konuştu. “İstişare ve yenilenme sürecimizin sonunda AK Parti olarak yolumuza çok daha güçlü bir şekilde devam etmekte kararlıyız” "İstişare ve yenilenme sürecimizin sonunda AK Parti olarak yolumuza çok daha güçlü bir şekilde devam etmekte kararlıyız" sözlerinin kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “AK Parti’nin alamet-i farikası kendini daima yenileme, tazeleme, büyütme, geliştirme, yeni şartlara adapte etmek kabiliyetine haiz olmasıdır. Başlatmayı kararlaştırdığımız kongre sürecimizi bunun en önemli vesilesi olarak görüyoruz. Sizlerden bu süreci zehirlemek, aramızda nifak tohumları ekmek için pusuda bekleyen fitne tüccarlarına karşı dikkatli olmanızı bekliyorum. Biz 50 yıla varan siyasi mücadelemizde attığımız adımları bugüne kadar dedikodulara göre belirlemedik. Bundan sonra da belirleyemeyiz. Bizim temel bir kriterimiz vardır. O da hakka ve halka hizmet etmektir. Milletimizin nazarında ibra olan bizim gözümüzde de başarılıdır. Milletin sınıfta bıraktığı biz de baş tacı edemeyiz. İnşallah bu süreci ’kılı kırk yaran’ bir kuyumcu titizliğiyle yürüteceğiz. Kırarak, dökerek, dağıtarak değil, tam tersine toparlayarak birleştirerek, bütünleştirerek, kucaklayarak ilerleyeceğiz. Saflarımızı genişletecek, sıklaştıracak, partimizi daha da büyütmenin gayretinde olacağız. Yeni isimlerle, yeni değerlerle, yeni hizmet erleriyle kadrolarımızı tahkim ederken, partimizin emektarlarına ahdi vefasızlık göstermeyeceğiz. “ “Bizim AK Parti güç devşirecek isimlere değil, AK Parti’ye güç katacak ufuk, vizyon, dinamizm, heyecan katacak şahsiyetlere ihtiyacımız var” "Bizim AK Parti’den güç devşirecek isimlere değil, AK Parti’ye güç katacak ufuk, vizyon, dinamizm, heyecan katacak şahsiyetlere ihtiyacımız var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlayışla partimizin çatısı altında AK Parti rozetiyle ülkeye ve millete gerçekten hizmet etmek isteyenlere kapımızı kapatmıyoruz. Ama siyaseti kariyer basamağı olarak görenlerle yol yürünemeyeceğini de geçmiş tecrübelerimizin ışığında çok çok iyi biliyoruz. Partinizi zirveye taşıyacak isimlerle kongrelerimizi birer yeniden diriliş, yeniden şahlanış vesilesi haline dönüştürmek arzusundayız. Özünde bir gönül seferberliği olan kongremiz ancak böyle bir vizyon, kuşatıcılık ve hassasiyetle yürütülmesi durumunda bekleneni verebilir. Kardeşlerim unutmayın biz Türk siyasi hayatına damga vurmuş bir partiyiz. Biz üye sayısı itibariyle Türkiye’nin en büyük ailesiyiz. 21 yıllık iktidarlarımız bu dönemde bizden önce yapılan hizmet ve eserlerin katbekat fazlasını ülkemize kazandırmış bir hükümetiz. Nasıl Türkiye’nin Son 21 yılına mührümüzü bastıysak inşallah geleceğine de yine biz yön vereceğiz. Şu an burada bulunan her bir kardeşim Türkiye yüzyılının inşasına emeğiyle, alın teriyle, mücadelesiyle katkı sunan bir millet sevdalısıdır. Bu milletin özü, aslı sizsiniz. Milletimiz bizden daha çok çalışmamızı, güç ve enerji toplamış bir şekilde yeniden yola revan olmamızı bekliyor. Şimdi her zamankinden daha fazla birbirimize tutunacağız, daha fazla sarılacağız, daha fazla kucaklaşacağız. ’Niyet hayır, akıbet hayır’ diyoruz. Rabb’im birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı daim eylesin diyorum” diye konuştu.
Bursa Eczacılar, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nde buluştu Nilüfer Belediyesi’nin 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü’nde düzenlediği söyleşiye konuk olan araştırmacı, yazar ve öğretim görevlisi Mert Sandalcı, eczacılık tarihine ilişkin bilgiler paylaştı. Programa katılan Bursa Eczacı Odası Başkanı Adnan Erakın da, eczacıların yaşadığı zorluklara dikkat çekti. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin’in yanı sıra CHP Bursa eski Milletvekili ve Eczacı Ceyhun İrgil, Bursa Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Erakın ve eczacılar katıldı. Açılışta konuşan Bursa Eczacılar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Erakın, meslektaşlarının gününü kutladı. Pandemi, deprem ve ihtiyaç duyulan her zaman mesleki sorumlulukla hastaların yanında olduklarını belirten Erakın, kesintisiz ilaç ve eczacılık hizmetinin devamı için var güçleri ile çalıştıklarını kaydetti. Erakın, Türk Eczacılar Birliği’nin bu yılki Eczacılık Haftası’nın temasını da ‘Eczacı Varsa Hayat Var’ olarak belirlediklerini açıkladı. Mesleki açıdan yaşadıkları zorluklara da dikkat çeken Erakın, döviz kurundaki farklılıktan yakındı. 2009’dan beri ilaç fiyatlarının belirlenmesinde esas alınan mevcut Euro kurunun Türk Lirası karşılığının bugün 17,55 TL olarak baz alındığını söyleyen Erakın, “Aslında bugün 1 Euro 34,75 TL düzeyindedir. Bu durum çok uluslu ilaç firmalarının bazı ilaçlarını Türkiye ilaç pazarından çekmeleri ve hastalarımızın ilaç yoklukları ile karşı karşıya kalmaları sonucuna sebep olmaktadır. Hastaların ilaçlara erişimini zorlaştırmakta, eczacılarımız ile hastalarımızı karşı karşıya getirmektedir. Dünya ilaç pazarında bulunan nanoteknoloji, biyoteknoloji ilaçların sadece yüzde 20’si Türkiye’de hastalara ulaşabilmektedir. İlaç yokluklarının sebebinin eczacılarımız olmadığını bir kez daha hatırlatıyorum” dedi. Enflasyon ortamına bağlı olarak artan işletme maliyetleri sonucu eczacıların işletme giderlerini karşılamada ve kaliteli hizmet sunmada zorlandığını ifade eden Erakın, “Eczacılar, sağlık sisteminin en hayati can damarlarından birisidir. Ekonomik olumsuzluklar ve karlılık oranlarındaki kayıplar ile eczacılarımızın kaliteli ve kesintisiz ilaç ve eczacılık hizmetini sunmaları engellenmemeli” diye konuştu. Ulusal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içerisinde sağlığa ayrılan payın artırılması, sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranlarda pay ayrılmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Erakın, kontrolsüz açılan eczacılık fakültelerinin ciddi bir istihdam sorunu oluşturduğu aktardı. Yeni mezun eczacılar için, yeni istihdam politikalarının hayata geçirilmelisi gerektiğine işaret eden Erakın, kamu kuruluşlarında, özel hastanelerde ve devlet hastanelerinde, ilaç sanayinde, dağıtım kanallarında ve ilaca ilişkin hizmetlerin yürütüldüğü her alanda eczacı sayısının artırılması gerektiğini ifade etti. Açıklamanın ardından araştırmacı, yazar ve öğretim görevlisi Mert Sandalcı, “Ne İçin Eczacılık Tarihi” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. Eczacılık tarihine ilişkin bilgiler aktaran Sandalcı, kendi yaşamından da kesitler sundu.
Samsun Bafra’nın organik çileklerine talep artıyor Samsun’un Bafra ilçesinde yetiştirilen organik çilek, lezzeti, aroması ve görselliğiyle oldukça fazla talep görüyor. Sezonun gelmesiyle birlikte tarım işçileri maske ve eldivenlerini takarak, doğal ortamda yetiştirilen çilekleri özenle topluyorlar. Hasat edilen çilekler, Türkiye’nin dört bir yanına gönderilerek sofralara ulaşıyor. Tamamen organik ve doğal ortamda yetiştirilen çilekler, tüketiciler tarafından hem sağlıklı hem de lezzetli alternatifler olarak tercih ediliyor. Elifli Mahallesi’nde örnek çiftçi Bayram Ali Kadıoğlu, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, çiftçilerin önemine vurgu yaptı. Kadıoğlu, "Elinin değdiği her şeyi güzelleştiren, emeğini üretime geçiren çiftçilerimizi onurlandırmak için her yıl 14 Mayıs’ta Çiftçiler Günü kutlanıyor” ifadelerine yer verdi. "Fiyatlar geçen senenin altında" Ülkedeki çiftçilerin emeklerinin toplum tarafından takdir edilmesi gerektiğini belirten Kadıoğlu, çiftçilerin ekonomik şartlarına dikkat çekerek, “Geçmiş yıllara göre girdi maliyetlerimiz yüzde 30 arttı ancak, satış fiyatlarımız geçen senenin altında. Fiyat yükseltip fırsatçılık yapmıyoruz, tüketicilere karşı sorumlu bir tutum sergiliyoruz. Vatandaşların alım gücünü gözeterek çilekleri makul fiyatlarla sunmayı tercih ediyoruz. Şu anda 100 TL olması gereken çileğin kilosunu 60 TL’den satıyoruz. Ayrıca çileklerimizin bir kısmını şehit ailelerine ücretsiz olarak dağıtıyoruz" şeklinde konuştu. Kaliteli çilekte pazar sorununun yaşanmadığını aktaran Kadığoğlu, günlük bin TL’ye işçi bulmakta zorlandıklarını, çilek yetiştiriciliğini daha fazla yaygınlaştırmak istediklerini de sözlerine ekledi.