SAĞLIK - 22 Kasım 2023 Çarşamba 10:07

Antibiyotik kullanımına bağlı dünyada her yıl 700 bin insan ölüyor

A
A
A

Antimikrobiyal direncinin insanlığın karşı karşıya olduğu 10 halk sağlığı tehdidi arasında olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Erkan Erbaş, her yıl dünya çapında 700 bin kişinin ilaca dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar sonucu ölmekte olduğunu ve 2050 yılında antimikrobiyal direnç nedeniyle 10 milyon kişinin hayatını kaybedeceğinin tahmin edildiğini söyledi.

Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde görevli Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Erkan Erbaş, "Dünya Antimikrobiyal Direnci Farkındalık Haftası" çerçevesinde açıklamalarda bulundu. Antibiyotik direncinin artmasıyla birlikte gelecek yıllarda en basit enfeksiyon hastalığının bile tedavi edilemeyeceğini ifade eden Dr. Erbaş, gereksiz yere, uygun olmayan dozda antibiyotik kullanımının özellikle antibiyotik direncine yol açan en önemli sebeplerden bir tanesi olduğunu vurguladı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) antimikrobiyal ilaç direncini dünyanın 10 küresel halk sağlığı tehdidi arasında değerlendirdiğini aktaran Dr. Erbaş, “Yapılan çalışmalarda göstermiştir ki, ilaca dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar sonucu tüm dünyada yılda yaklaşık 700 bin hasta hayatını kaybetmektedir. Antimikrobiyal ilaç direncinin 2050 yılında 10 milyon hastanın ölümüne yol açacağı tahmin edilmektedir. Antibiyotik ve antimikrobiyaller üzerinde durmak gerekiyor. Antibiyotik bakterileri öldüren ilaçtır. Antimikrobiyaller ise tüm mikropları yani bakterileri, virüsleri, parazitleri ve mantarları öldüren ilaçlar olarak ifade edilebilir” dedi.

Antibiyotik kullanımına bağlı dünyada her yıl 700 bin insan ölüyor

Bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucu ortaya çıkan dirençten dolayı basit bir enfeksiyon hastalığının bile tedavi edilemeyeceğini ifade eden Uzm. Dr. Erbaş, şöyle konuştu:

“Özellikle bizim korkumuz şudur ki, mikroorganizmaların dirençlerinin daha da çok artmasıyla gelecek yıllarda basit enfeksiyonları dahi örneğin idrar yolları enfeksiyonunu bile tedavi edemeyeceğimiz endişesi var. Antibiyotiğin gereksiz yere, uygun olmayan dozda kullanımı özellikle antibiyotik direncine yol açan en önemli sebeplerden bir tanesidir. Bunun yanında tarımda ve hayvancılıkta uygun olmayan dozlarda antibiyotiklerin kullanıldığını görüyoruz. Bu da antimikrobiyal dirence yol açan en önemli sebeplerden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor. Antimikrobiyal dirençle mücadelede sadece bizim değil bütün paydaşların da bir arada çalışması bir çözüm bulunması gerekiyor."

Antibiyotik kullanımına bağlı dünyada her yıl 700 bin insan ölüyor

Grip ve nezle halinde antibiyotiklerin kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Erbaş, "Hastalar başkalarının önerisiyle değil de bir hekim önerisiyle antibiyotik kullanması gerekiyor. “Hastalıklarla mücadele ederken hastalara çok önemli bir rol düşüyor. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında sıklıkla virüsleri etken olarak görmekteyiz. Antibiyotik virüslere kesinlikle etki etmez. Bu hastalıkları tedavi ederken antibiyotik kullanılmamalıdır. Gereksiz yere kullandığımız antibiyotiklerle özellikle bağırsak floramızda ve tüm vücut floramızda bulunan faydalı mikropları öldürüyoruz" diye konuştu.

"Hastalarımız başkalarının önerisiyle değil de bir hekim önerisiyle antibiyotik kullanılmalı"

Özellikle enfeksiyon hastalıklarından korunmada el hijyenine çok dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Erbaş, "Aşılama burada çok önemli. Eğer ki vatandaşlarımız önerilen aşılarını yaptırırsa enfeksiyona yakalanma riski azalacaktır. Hastalarımız başkalarının önerisiyle değil de bir hekim önerisiyle antibiyotik kullanılmalı. Ülkemizde son yıllarda antibiyotik kullanımının kısıtlanmasıyla ilgili çalışmalar yapıldı. Şuanda eczaneden reçetesiz antibiyotik alamaz vatandaşlarımız. Bu yapılan çalışmalarla bir program dahilinde antibiyotik tüketiminin azaltılarak direnç gelişimin azaltılması hedeflenmektedir. Ülkemiz antibiyotik tüketiminde maalesef dünyada iyi bir noktada değil. Son yıllarda etkili politikalarla antibiyotik tüketiminin kısıtlanmasına rağmen halen antibiyotiğin en çok kullanıldığı ülkelerden biriyiz" şeklinde konuştu.

Antibiyotik kullanımına bağlı dünyada her yıl 700 bin insan ölüyor

Hasan Alan - Muhammet Hüseyin İçli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Auckland City - Boca Juniors maçı gecikmeli tamamlandı 2025 FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda Auckland City-Boca Juniors maçı olumsuz hava koşulları nedeniyle gecikmeli tamamlandı. Yeni Zelanda ekibi turnuvadaki ilk puanını Arjantin’in güçlü takımına karşı aldı. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ev sahipliğinde düzenlenen FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda 3. ve son hafta maçları oynandı. Turnuvanın zayıf takımlarından olan Yeni Zelanda ekibi Auckland City, Arjantin temsilcisi Boca Juniors ile karşılaştı. Boca, müsabakaya beklendiği gibi üstün başlarken 26. dakikada öne geçti. Köşe vuruşu sonrası Di Lollo kafayı vururken direkten dönen topu kaleci Nathan Garrow çekmek istedi ancak başarılı olamadı ve top filelerle buluştu. Sarı-lacivertliler üst üste girdiği pozisyonları değerlendiremedi ve ilk yarı bu sonuçla tamamlandı. Auckland City, 52. dakikada beraberlik golünü buldu. Ceza sahasında Christian Gray kafayla topu ağlara gönderirken, takımı turnuvadaki ilk gol sevincini Boca Juniors’a karşı yaşadı. Bu golden kısa süre İsveçli hakem Nyberg, olumsuz hava koşulları nedeniyle maçı durdurdu ve iki takımın oyuncuları soyunma odasına girdi. Yaklaşık 50 dakika sonra, karşılaşma 55. dakikadan itibaren devam etti. Boca Juniors, 59’da Merentiel ile 2. golü buldu ancak VAR uyarısıyla pozisyonu izleyen hakem golden önce elle oynama belirleyerek golü iptal etti. Kalan dakikalarda sarı-lacivertlilerin etkili ataklarına karşı kaleci Garrow gole izin vermedi. İki ekip de sahadan birer puanla ayrıldı. Auckland City, turnuvada kalesinde 17 gol gördüğü grubu 1 puanla tamamlarken, Boca Juniors da 2 puanla Benfica ve Bayern’in ardından 3. oldu.
Sakarya Sakarya’da film sahnelerini aratmayan olay: Polisle çatıştı, bacağından vuruldu Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde, kendisini polis ekiplerinin takip ettiğini fark eden, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan bir şüpheli, polisle girdiği çatışmada bacağından vuruldu. Kaçtığı motosiklet dükkanında silahı başına dayayarak intihar girişiminde bulunan ve saatlerdir teslim olmayan şahsı ikna etmek için ailesi bölgeye getirildi. Olay, akşam saatlerinde Sakarya’nın Adapazarı ilçesi Yenidoğan Mahallesi Harmanlık Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan Engin Ö. (53), Sakarya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince takibe alındı. Polise ateş açtı, bacağından vuruldu Takibi fark eden Engin Ö., ekiplerden kaçmaya çalışırken yanında bulunan tabancayla ateş açtı. Polis ekiplerinin karşılık vermesiyle kısa süreli çıkan çatışmada Engin Ö. bacağından vuruldu. Buna rağmen kaçarak ateş etmeyi sürdüren şahıs, bölgede bir motosiklet dükkanına girdi. Dükkana giren şüpheli, bu kez elindeki tabancayı başına dayayarak intihar girişiminde bulundu. Bölgeye kısa sürede özel harekât polisleri dahil çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerinde güvenlik çemberi oluşturulurken, Harmanlık Sokak’ın çevresi araç ve yaya trafiğine kapatıldı. Çocukları ikna için getirildi Polis, şahsı ikna etmek için yakınlarına ulaştı. Kısa süre içinde Engin Ö.’nün çocukları, eşi ve ağabeyi olay yerine getirildi. Ailesi, şahsı ikna etmeye çalıştı. Aile üyeleri çelik yelek giydirilip, polis gözetiminde Engin Ö.’ye seslenerek teslim olması için ikna etmeye çalıştı. Polis ekipleri saatlerdir teslim olmayan şüphelinin teslim olması için çabalarını sürdürüyor.
Ankara TBMM Başkanvekili Buldan: "Eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir" TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, "Hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır" dedi. Buldan, TBMM Genel Kurulu açılışında konuştu. Buldan, cezaevinde tutuklu olan milletvekilleri Eş Başkanlar, Baladiye Başkanları’nı andı. Buldan, TBMM’nin kıymetli bir üyesi olan Sırrı Sürreyya Önder’i kaybettiklerini kaydederek, "Bugün öncelikle Sırrı Süreyya Önder’i huzurunuzda bir kez daha rahmetle, en içten duygularımla ve minnettarlığımla saygıyla anıyorum. Sırrı Başkan, demokratik, adil, çoğulcu bir yönetim anlayışıyla, hakikati her zaman ince bir zekâyla ortaya koyan mizahi üslubuyla alışılagelmiş siyasetten farklı bir tarzı meclis zemininde mümkün kıldı, siyasetin yasa yapmaktan daha fazlası olduğunu gösterdi bizlere, siyasetin esas olarak insanlara ulaşabilme, diyalog kurabilme sanatı olduğunu tüm hüneriyle hepimize gösterdi, herkesi ortak duyguda, hissiyatta birleştirmeyi başardı. Çatışma ve kavga için sarf edilen sözler onun lügatinde zarar ziyandı. Söz onun dilinde eşsiz bir muhabbetin mücevherleriydi. Onun hakikatle buluşan sözü yıkmak için değil, onarmak ve yapmak içindi. O, bu meclise ötekileştirilenlerin, ezilenlerin sesini, mutlunun mutsuza olan borcunu, hakikati, hakkaniyeti taşıdı ve bu meclise aslında halkı taşıdı. O bir şifacıydı, bu ülkenin en derin, en çok kanayan yaralarını çok iyi biliyordu ve bu yaralara bir çare olunması için çabalıyordu. Bu nedenle barışa çok inandı, barışın tarafında durdu, barış için yürüdü; çok kıymetli bir barış emekçisiydi. ’Barış, soylu bir çabadır ama iyilik değildir. Bir hayat felsefesi olarak barışı savunmak gerekir.’ derdi. Barışı nasıl savunduğunun en yakın tanığıyım. Her zaman için çok cesur, çok samimi, çok emektar, çok fedakârdı. Kimsenin ölmeyeceği bir barış imkânı için yüreği elinde mücadele verdi. Barışı kendi yaşamından öncelikli tuttu. Kıymetli dostum ve yol arkadaşımdan bu görevi bu şekilde devralmak benim için duygu yüklü, çok ağır bir durum fakat onun bıraktığı yerden devam etmek, onun bizlere bıraktığı birlikte yaşam ve barış iradesini sürdürmek için çaba içinde olmak benim için bir onurdur. Bu görev benim için bir makam değil, bir emanettir. Onun barış hayali benim yolumdur ve onun anısı yolumuza her daim ışık tutacaktır. Ben dostluğuna, yol arkadaşlığına, demokrasi ve barış mücadelesine omuz verdiği her anına huzurlarınızda sonsuz teşekkürler ediyorum; ruhu şâd olsun, devri daim olsun" şeklinde konuştu. Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın milletvekilleri, değerli halkımız; ben de bu kürsüye vekâlet ederken demokratik ilkelere bağlılıkla, tarafsız ve eşitlikçi bir tutumla yol alacağım. Gayretim, halk iradesinin gerçek manada parlamento zemininde tecelli etmesi üzerine olacaktır. Ülkenin dört bir yanından tüm farklılıkların, başta kadınların, ezilenlerin, yok sayılanların sesinin bu zeminde yükselmesi ve duyulması için çaba sarf edeceğim. Her siyasi düşüncenin, her fikrin kendisini özgürce ifade edebilmesi için çoğulculuğu ve katılımcılığı esas alan bir anlayış içerisinde olacağım. İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte ülke ve bölge barışının inşa edilmesi adına Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerine düşen tarihî sorumluluğu yerine getirmesi elbette ki elzemdir. Ortak vatanda 86 milyonun geleceğini yakından ilgilendiren onurlu bir barışı sağlamak istiyoruz. Bu temelde, hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır. Bundan hareketle, barış ikliminin kalıcılaşması ve demokratik çözüm sürecinin güvenli bir zeminde ilerleyebilmesi için hukuki ve siyasi zeminde atılması gereken temel adımların en önemli adresi tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisidir."