POLİTİKA - 21 Ağustos 2025 Perşembe 20:41

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: "Dünya literatürlerine geçen yatırımlarımız var’

A
A
A
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: "Dünya literatürlerine geçen yatırımlarımız var’

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye’de kişi başına düşen su miktarının bin 13 metreküp olduğunu, bin metreküpün altına düştüğünde su fakiri ülkeler listesine girileceğini söyleyerek, "Vatandaşlarımızın bu konuda bize destek olması şart" dedi. Bakan Yumaklı ayrıca, yapılan yatırımlar içinde dünya literatürlerine giren eserler olduğunu söyledi.


Düzce’nin gelecek 50 yıllık su ihtiyacını karşılaması planlanan ve Uğur Suyu’nun yanı sıra Bıçkı Deresi’ni de içine alacak olan Düzce Merkez İlçe Suyu Arıtma Tesisi’nin temeli düzenlenen törenle atıldı. Törene Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Düzce Valisi Selçuk Aslan, AK Parti Düzce Milletvekilleri Ayşe Keşir ve Ercan Öztürk, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, daire amirleri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Bakan Yumaklı, Türkiye’de yapılan yatırımların dünya çapında değer gördüğüne dikkat çekerek, "Bu tesis, Düzce Merkez İçme Suyu Arıtma Tesisi Düzceli kardeşlerimize en az 50 yıl hizmet verecek. İnşallah bu hizmet ve bundan sonra yapılacaklarda hep birlikte Düzce’ye hayırlı olsun. Hayat kaynağımız su. Suya dair yatırımları bir an bile gecikmeksizin yapmak üzere 7/24 çalışıyoruz. Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde olmaz denilen şeyler oldu, yapılamaz denilen işler yapıldı. Ilısu ve Yusufeli gibi kendi kategorilerinde dünya literatürüne giren barajlar, Ermenek gibi mühendislik harikaları, Kuzey Kıbrıs Türki Cumhuriyeti’ne su temin projesi uluslararası mecralarda örnek gösterilen çok kıymetli bir proje, Mavi Tünel ve Çine Adnan Menderes Barajı gibi asırlık özlemler son bulmuş oldu. Bu eserlerle birlikte 23 yıl içinde 10 bin 663 tesis hizmete alındı Türkiye çapında. Bu yaptığımız çalışmaların içinde en önemlilerinden birisi de elbette içme suyu projeleri. Bu kapsamda son 23 yılda içme suyu temin amaçlı 75 baraj ve gölet inşa edildi. Bu sayede 3,4 milyar metreküplük su daha fazla depolanmış oldu. Kaynağından musluğa kadar, kaynağından arıtma tesisine kadar 5 bin 500 kilometre isale hattı döşendi. DSİ’nin bütün projelerinde döşenmiş olan boruların toplam uzunluğu 115 bin kilometre. Büyüklüğünü şöyle algılayalım, Dünya’yı çevreleyecek şekilde yan yana dizecek olsak Dünya’yı 3 kere saracak şekilde bir tesis, bir yatırım hizmeti alınmış oldu" dedi.



"Belediyeler algıyı değil suyu yönetmeli"


Bakan Yumaklı, DSİ’nin yatırım yapmadığı konusunda yanlış algılar ve dezenformasyon yapıldığını söyleyerek, "Şehirlerimizin 2050 yılına kadar su ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli altyapı hazırlanmış oldu. Son dönemde iklim krizi nedeniyle bazı şehirlerimizin, içme suyu maksatlı barajlarında problem yaşadıklarını görüyoruz. Bazı yerel yönetimlerin barajlar ve kaynak suyu kullanımıyla alakalı bunların zamanın ve durumunu, enerji maliyetlerini gözeterek yada farklı maliyetlerini gözeterek yerinde ve zamanında işletmemeleri bugün geldiğimiz sonucu bize gösteriyor. Yani kurak dönemde öncelikli kaynaklardan yıl boyunca maksimum kapasitede faydalanmak, kurak olan yaz döneminde ise barajları kullanmak ve işletmek gerekirken buna uyulmadığını görüyoruz. Bugün içme suyu ile ilgili hangi belediye hangi yerel yönetme söylüyorsa tamda bu sebeple işletme düzensizliği veya uyumsuzlukları nedeniyle içme suyu problemi yaşıyordur. Ayrıca bizim binbir zorlukla, çok büyük yatırımla isale hattı ile arıtma tesisine getirdiğimiz suların daha sonra musluklara giderken kimi yerde yüzde 50 kimi yerde yüzde 60 kimi yerde hatta yüzde 70’e varan oranlarda kayıp, kaçağının olması bu yatırımların manasız hale gelmesine neden oluyor. Siz suyu alıyorsunuz, arıtma tesisine kadar yüz litreyi getiriyorsunuz ama çeşmeden akan sadece 30 litre, 40 litre. Bu anlamda yerel yönetimlerimizi kayıp, kaçak oranlarını indiremeye davet ediyorum. Son dönemde hem işletme planlarına uymamak hemde kayıp kaçakla ilgili yatırımları yapmayı gereksiz görmek yada bunu piyarı yapılamayacak bir faaliyet gibi görmek sebebiyle problem yaşayan bazı belediyelerin olayı gerçekliğinden saptırarak, DSİ’nin görevini yapmadığı ile ilgili bir dezenformasyon yöntemine girdiğini görüyoruz. Bunun tamamıyla haksız bir suçlama olduğunu, gerçeği tamamen kapatma ve perdeleme olduğunu belirtmek istiyorum. DSİ görevini fazlasıyla yapıyor. Kendi görevini yapamayan yada bu konuda yardım isteyen belediyelerimizi geri çevirmiyor. Belediyelerimiz algının değil, suyun yönetimini yapması gerekir. Bu gerçekliği de buradan kendilerine ifade etmiş oluyorum. Biz Düzce’de olduğu gibi belediyelerimiz ile iş birliği ve koordinasyon içerisinde illerimizin ihtiyacı neyse DSİ tarafından yapmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.



"Su fakiri ülke olmak istemiyoruz"


Ulusal Su Kurulu toplantısında önemli kararlar alındığını söyleyen Yumaklı, "Bildiğiniz gibi pazartesi günü 4. Ulusal Su Kurulu toplantısını yaptık. Suyumuzun verimli kullanılması adına orada da kararlar aldık. Önümüzdeki süreçte hem küresel iklim değişikliği hemde nüfus artışının oluşturduğu ihtiyaçlar nedeniyle gerekli olan 6 önemli karara imza attık. Su ve su alanında bundan önce yaptığımız yatırımlar gibi bu yatırımlarda vatandaşımızın hizmetine çok hızlıca sunulacak. Bütün vatandaşlarımıza çok önemli bir konuyu sunmak istiyorum. Bizler, bugün itibarıyla su stresi altında bir ülkeyiz. Kişi başına düşen su miktarı bin 303 metreküpler civarında. Bin metreküpün altına düştüğünde su fakiri bir ülke olarak maalesef kayıtlara girmiş olacağız. Bunu engellemek için yağışlar, iklim değişiklileri haricinde yatırımlar yaparak, suyu verimli kullanarak tarımda olsun, sanayide olsun bireysel kullanımda bunu yönetebiliriz, mecburuz. Sayın Emine Erdoğan’ın himayelerinde 2023 yılında açıkladığımız su verimliliği seferberliğini biz bakanlık olarak gece gündüz bütün illerimizde uyguluyoruz. Uygulamaya devam edeceğiz. Bu konuda vatandaşlarımızın bize desteği çok önemli. Buradan da vatandaşlarımızın desteğini istirham ediyorum" şeklinde konuştu.



"Düzce’ye yatırımlarımız sürüyor"


Düzce’ye yapılan yatırımlara değinen Bakan Yumaklı, "Son 23 yılda Düzce su konusunda önemli dönüşümler yaşadı. Toplam 13,5 milyar civarında 47 eser şehrimize kazandırıldı. Bu eserlerin arasında 2 baraj var, 7 hidroelektrik santrali var, 4 içme suyu tesisi ve 34 taşkın önleme tesisi var. Bu yatırımlarla, bundan sonraki yatırımlarla Düzce’nin su alt yapısını güçlendirmeyi hedefliyoruz. DSİ’nin 2025 yılı yatırım programında Düzce için 27 milyar 654 milyon lira maliyetli 79 projenin hali hazırda devam ettiğinin de altını çizmek istiyorum. Düzce Merkez İçme Suyu Arıtma Tesisi’nin temelini atacağız. Bu tesis Düzce’nin uzun vadeli içme suyu ihtiyacının karşılanması için önemli projelerden bir tanes. İnşallah 2055 yılına kadar içme suyu ihtiyacı güvence altına alınacak. Bugün temelini atacağız inşallah 2026 yılı bitmeden Düzceli vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. 1,3 milyarlık yatırım bedeli var. Düzce’nin güvenli, sağlıklı ve kesintisiz içme suyuna kavuşması için önemli rol oynayacak" dedi.



"Suyu koruma vatanı korumak gibidir"


Bakan Yumaklı, suyu korumak konusunda vatanı korumak anlayışı ile hareket ettiklerine dikkat çekerek, "Biz Türkiye çapında DSİ olarak yapmış olduğumuz bütün projelerde Cumhurbaşkanımızın suyu korumakla vatanı korumak arasında mahiyet itibarıyla hiçbir fark yoktur düsturu ile hareket ediyoruz. Hayat kaynağımız olan suyun korunması, verimli kullanılması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalarda en büyük destekçimiz vatandaşlarımız. Ancak alınacak en güçlü tedbirin her bir vatandaşımızın günlük hayatında göstereceği duyarlılık olduğunu ifade ediyoruz. Suyumuzun tasarruflu kullanımı konusunda çok hassasiyet istirham ediyoruz. Suyumuza sahip çıkmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Düşüncelerin, inançların farkı yoktur. Ortak hareket etmek zorundayız. Türkiye’mizin en ücra köşelerine kadar hizmet için talimat veren bizlerin yatırımlarını hayata geçirmek için destek ve cesaret veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı arz ediyorum. Su gibi aziz bir millet, su gibi bereketli bir ülke, su gibi sonsuz akadar akayacak, yaşayacak bir Türkiye temenni ediyorum" şeklinde konuştu.


Konuşmaların ardından okunan dualarla Düzce Merkez İçme Suyu Arıtma Tesisi’nin temeli protokol üyelerinin butonlara basmasıyla atıldı. Bakan Yumaklı daha sonra Düzce’den ayrıldı.



Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: "Dünya literatürlerine geçen yatırımlarımız var’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.