EKONOMİ
Yatağan Mermer İhtisas OSB’ye yer tahsisi resmi gazetede yayımlandı 25 Aralık 2025 Perşembe - 12:55:58 Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, Yatağan Mermer İhtisas Organize Sanayi Bölgesi projesinin yer tahsisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla Resmi Gazete’de yayımlandığını duyurdu. Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, Regaip Kandili vesilesiyle paylaştığı açıklamada Yatağan için önemli bir müjde verdi. Akbıyık, Yatağan Mermer İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB) projesinin yer tahsisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlandığını açıkladı. Vali Akbıyık, çevreci bir anlayışla hayata geçirilecek Yatağan Mermer İhtisas OSB ile mermer atıklarının ekonomiye kazandırılacağını, üretim ve lojistik süreçlerinde verimliliğin artırılacağını belirtti. Projenin, Muğla ekonomisine ve istihdama önemli katkılar sunmasının hedeflendiğini vurguladı. Muğla Valisi Akbıyık, Yatağan İhtisas Mermer OSB’ye destek verenlere teşekkür etti. Vali Akbıyık, "Yatağan Mermer İhtisas OSB Projesi’nin önemli kilometre taşlarından biri olan yer tahsisi sürecinde desteklerini esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kaçır’a, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’ya, Orman Genel Müdürümüz Sayın Bekir Karacabey’e ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:32 Dünyaca ünlü Manisa Çekirdeksiz Sultaniye Üzümü AB tesciline gün sayıyor Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, Manisa’nın dünyaca ünlü Çekirdeksiz Sultaniye Üzümü için 2022 yılında Avrupa Birliğine yaptıkları tescil başvurusunda son aşamaya gelindiğini açıkladı. Özkasap ayrıca askı AB Tescili aldıktan sonra bir ilki gerçekleştirerek İngiltere’de coğrafi işaret almak için başvuruda bulunacaklarını söyledi. Manisa’nın dünyaca ünlü Çekirdeksiz Sultaniye Üzümü’nün Avrupa Birliği coğrafi işaret tescili için geri sayım başladı. Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, 2022 yılında yapılan AB tescil başvurusunda son aşama olan 3 aylık askı sürecinin başladığını açıklarken, AB Tescilinin hemen ardından İngiltere’de coğrafi işaret almak için başvuruda bulunacaklarını açıkladı. Askı sürecinin tamamlanmasının ardından Manisa Çekirdeksiz Sultaniye Üzümü AB tescili alan Manisa’nın Mesir Macunu ve Kırkağaç Kavunundan sonra 3’üncü, Türkiye’nin ise 45’inci ürünü olacağı öğrenildi. "İngiltere bir ilk olacak" Manisa Çekirdeksiz Sultaniye Üzümü için AB Tescil sürecinin son aşaması olan 3 aylık askı sürecinin başlamasının kendilerini fazlasıyla mutlu ettiğini kaydeden Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, "Bizim için büyük bir mutluluk oldu. 2019 yılında Türkiye’de coğrafi işaretimizi aldık. Daha sonra 2022 yılında Avrupa Birliği coğrafi işaret için başvurduk. Tabii bu konuda ciddi bir titizlik, bir çalışma oldu. Avrupa coğrafi işaretini tescilini alabilmemiz için istekler vardı. Bunun son aşaması olan 3 aylık askı süreci başladı. Bu zamandan sonra da inşallah hayırlısıyla 3 ay sonra askı tarihi bittikten sonra da coğrafi işaretimizi almış bulunacağız. Tabii biz bununla da kalmayacağız. Bir ilki daha yaşatacağız. İngiltere coğrafi işaretini almak için, Avrupa coğrafi işaretini almak için yine bir başvurumuzu olacak. Bildiğiniz üzere Manisa, Türkiye’de yüzde 90 üzümü üreten bir ilimiz. Yüzde 85’i de ihracat gidiyor. Bu ihracatımızın ağırlıklı kısmı da Avrupa Birliği’dir. Üreticilerimizin alın terini, tüccarlarımızın üzüm işletmelerimizin ve ihracatçılarımızın bu ürünü daha fazla katma değerli olarak satabilmesi ve üreticilerimizin de tüccarlarımızın daha büyük bir gelire kazanması için bu çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Dünyada tanınan bir ürün. Bu ürünü biz yeniden başlatıp tanıtmıyoruz. Ama bu ürünün izlenebilir, güvenilir bir ürün olduğunu anlatmak ve oradaki pazar payını arttırmak bizim için en önemlisi olacaktır. Aşağı yukarı yılda 270-280 bin ton civarında ihracat gerçekleştiriyoruz. Bundan da 500 milyon doların üzerinde de bir ülkemize döviz girdisi sağlıyoruz. Bazı hava iklim şartlarının ne olacağını tespit edemiyoruz. Bu yıl yaşadığımız iklim sorunundan dolayı büyük sıkıntı içinde kaldı üreticilerimiz. Avrupa’daki pazar payında da bir kayıplar oldu geçen seneye göre 17-18 bin ton. Şu an aynı tarihe baktığımız zaman daha aşağıdayız. İnşallah inanıyoruz ki önümüzdeki sezon iyi bir sezon olsun. Tekrar yine ürünümüzün bol olduğu, ihracatımızın yüksek olduğu, üreticilerimizin gelirinin yüksek olduğu bir sezon yaşarız diye umut ediyoruz" dedi. Avrupa coğrafi işareti Manisa’nın da hakkıdır" "Artık iklimi de pek açıkçası tahminde bulunmak çok zor" diyen Özkasap açıklamasını şöyle tamamladı: "Dediğimiz gibi don, dolu, iklim krizi, susuzluk, tarımda çok çok önemli konu bunlar. Bunlar için gerekli çalışmaları mutlaka şimdiden yapmamız gerekiyor. Damlama sulama sistemlerine girmemiz gerekiyor ki önümüzdeki sıkıntıları, gelecek olan sıkıntıları öngörebilmek, önümüzü görmekte çok büyük bir desteği olacağına inanıyoruz. Dediğimiz gibi üzümümüzde de bu çalışma tek başına bir çalışma olmadı. Burada sağ olsun ki yine tarım bakanımız, tarım il müdürümüz, başta Sayın Valimiz, Celal Bayar Üniversite’deki çok değerli hocalarımız, bağcılık araştırma, yine bir ekip olarak çalıştık. Çünkü üzümün tarihini geleceğinle beraber önümüzde bugüne getirmenin mücadelesini verdik. Çünkü coğrafi işaret almak çok kolay değil. Ama coğrafi işaret de Manisa’nın Avrupa coğrafi işareti Manisa’nın da hakkıdır. Neden derseniz artık üzümle özleşmiş bir ilimizdir. Yani Türkiye’de başka yerde üretilmiyor. Manisa’da üretiliyor dediğimiz gibi ve artık rakiplerimiz de dünyada çok fazla olmaya başladı. Eskiden daha rahattık. Pazarlamamız da daha büyük rahatlık içinde devam ediyorduk ama şimdi artık Güney Afrika dediğimiz zaman İran, Özbekistan tarafları artık dünyada yine Amerika, yine Amerika kendi içindeki üzümünü kendi tüketiyor. Orada sıkıntımız yok. Ama artık rakiplerimiz de var. Fiyat istikrarı oluşturmamız. Biz bunlardan bir adım öne geçerek bu ürünümüzü daha iyi tanıtmak, daha iyi değerlendirmek istiyoruz. Sağ olsunlar üreticilerimizin bilgi ve tecrübesi bu konuda çok önemli. Tüccarlarımızın desteği, ihracatçılarımızın bu ürünü alıp dünya pazarında açmış oldukları stantlarda tanıtabilmeleri, bunlar hepsi üstüne düşen görevi layıkıyla yerine getiriyorlar."
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:32 "Dijital Refah İçin Yapay Zekâ Çözümleri" hackathon’u sonuçlandı Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği, "Yapay Zekâ Yıldızları" projesi kapsamında yeni bir hackathon düzenledi. "Dijital Refah İçin Yapay Zekâ Çözümleri" temasıyla gerçekleştirilen ve 10 takımın yarıştığı hackathon’u İzmir’den BALAL Wasp Coding takımı kazandı. Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği işbirliğiyle hayata geçirilen "Yapay Zekâ Yıldızları" projesi kapsamında yeni bir hackathon düzenlendi. "Dijital Refah İçin Yapay Zekâ Çözümleri" temasıyla düzenlenen hackathon’a 9 ilden 10 lise takımı katıldı. Yarışmayı İzmir’den BALAL Wasp Coding takımı birinci, İstanbul’dan VFLAI takımı ikinci ve Gaziantep’ten Us to Us takımı üçüncü olarak tamamlarken, Hatay’dan katılan AI of All takımı da Toplumsal Etki Ödülü aldı. Hackathon süresince 15 Vodafone Gönüllüsü katılımcılara mentorluk desteği verdi. Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, şunları söyledi: "Ülkemizin toplumsal gereksinimleri doğrultusunda şekillendirdiğimiz Vakıf projelerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Habitat Derneği ile birlikte başlattığımız ‘Yapay Zekâ Yıldızları’ projesinde amacımız, genç nesillerin teknolojik bakımdan donanımlı olmalarını sağlamak, günümüzde her alanda gördüğümüz yapay zekâ teknolojisini öğrenip kullanarak üretici fikirlerini yeni teknolojilerle birleştirmelerini mümkün kılmak. Son olarak, ülke genelinde ‘Dijital Refah İçin Yapay Zekâ Çözümleri’ temasıyla gerçekleştirdiğimiz hackathon ile gençlere ulaştık. Bu yarışmayla, potansiyelini desteklediğimiz tüm katılımcıların yalnızca teknik bilgilerini değil, aynı zamanda tutkularını, yenilikçi bakış açılarını ve fikirleri etkili çözümlere dönüştürme becerilerini de teşvik etmiş olduk. Yarışma için fikir üreten, proje geliştiren tüm öğrencileri içtenlikle kutluyorum." Habitat Derneği Genel Başkanı Bora Caldu ise şöyle konuştu: "Dijital refah kavramını yalnızca teknolojiye erişimle değil, teknolojiyi bilinçli, etik ve toplumsal fayda odağında kullanabilme becerisiyle birlikte ele alıyoruz. ‘Yapay Zekâ Yıldızları’ hackathonu, bu yaklaşımın sahadaki en güçlü yansımalarından biri oldu. Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen lise öğrencilerimiz, iki gün boyunca yapay zekâyı bir araç olarak kullanarak dijital refaha katkı sunabilecek çözümler geliştirdi; problem tanımlamadan prototip fikrine uzanan gerçek bir üretim sürecinin parçası oldular. Hackathon boyunca gençlerimizin analitik düşünme, takım çalışması ve toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerine tanıklık etmek bizler için son derece ilham vericiydi. Yapay zekânın geleceğini konuşurken, bu geleceği şekillendirecek gençlerin bugünden böylesi deneyimlerle desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Habitat Derneği olarak, Vodafone Vakfı iş birliğiyle yürüttüğümüz Yapay Zekâ Yıldızları projesiyle, gençlerin yalnızca teknoloji tüketicisi değil, topluma değer üreten çözüm geliştiriciler olarak yetişmelerine katkı sunmaya devam edeceğiz." Dijital yaşamın sorunlarına çözüm geliştirildi Hackathon’da birinci gelen BALAL Wasp Coding takımının geliştirdiği "Nexus AI v5.0" projesi, kamera destekli yapay zekâ ile kullanıcının duruşunu, göz durumunu ve beden hareketlerini anlık analiz ederek farkındalık oluşturan uyarılar veren; interaktif, kişiselleştirilebilir ve ücretsiz bir dijital sağlık asistanı sunmayı amaçlıyor. Yarışmanın ikincisi VFLAI takımının tasarladığı API tabanlı ve Türkçe odaklı "ArbitrA" etik filtreleme platformu, dijital ortamlarda içerikleri yayınlanmadan önce denetleyip gerekli düzeltmeleri önererek şirketler için yayın öncesi güvenli bir dijital kalkan görevi görüyor. Yarışmada üçüncü sıraya yerleşen Us to Us takımının geliştirdiği "BizBize" adlı oyunlaştırılmış mobil uygulama, ebeveynlerin telefon kullanımına yönelik farkındalığını artırmayı ve aile bireyleri arasında yüz yüze, nitelikli iletişimi yeniden güçlendirmeyi amaçlıyor. Yarışmada "Toplumsal Etki Ödülü" alan AI of All takımının geliştirdiği "Datia" yapay zekâ destekli asistan, özel gereksinimli çocuklar için VR teknolojisiyle güvenli bir sanal dünya kurgulayarak, gerçek hayatta zorlandıkları durumları herhangi bir risk olmadan ve diledikleri kadar tekrar edebilmelerini sağlıyor. Hedef 55 bin öğrenciye ulaşmak Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği’nin dijital geleceğe hazır nesiller yetiştirme hedefiyle 1,5 yıl önce başlattığı "Yapay Zekâ Yıldızları" dijital eğitim projesiyle, Türkiye’nin 81 ilinde 11-14 yaş arası ortaokul ve 14-18 yaş arası lise öğrencilerine yapay zekâ eğitimleri veriliyor. Bugüne kadar 90 bini aşkın öğrenciye ulaşılan projenin bu dönemki hedefi ise 55 bin öğrenciye ulaşmak.
25 Aralık 2025 Perşembe - 12:32 Migros, Erzincan’ın yerel ürünlerini tüm Türkiye’ye ulaştırıyor Yerel ürünlerin üretim ve satışına verdiği katkıları sürdüren Migros, bu kez de Türkiye’nin tarım ve hayvancılıktaki en önemli üretim merkezlerinden biri olan Erzincan’ın yerel üretim değerlerini raflarına taşıyor. Migros, Erzincanlı üreticilerin İyi Tarım ve Organik Tarım uygulamalarıyla ürettiği ürünleri raflarına taşımak üzere önemli bir iş birliğini hayata geçirdi. Migros, yerli ürünlerin üretim ve satışına verdiği katkılara bir yenisini ekledi. Türkiye’nin tarım ve hayvancılıktaki en önemli üretim merkezlerinden biri olan Erzincan’ın İyi Tarım ve Organik Tarım kriterlerine uygun şekilde üretilen yerel ürünlerini müşterileriyle buluşturuyor. Migros, bu proje kapsamında; Erzincan Valiliği ve Erzincan Belediye Başkanlığı koordinasyonunda, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, Ticaret ve Sanayi Odası, ZZEF ve Gürata ile bir iş birliği toplantısı gerçekleştirdi. Proje çerçevesinde, Erzincan’da yerel üreticiler, birlikler, kooperatifler ve işletmeler tarafından üretilen; meşhur Erzincan dermason fasulyesi, Erzincan tulum peyniri, Bögert maden suyu, kuzu eti, patates, domates başta olmak üzere meyve ve sebze ürünleri Migros’un 81 ildeki mağazalarında satışa sunuluyor. Migros ayrıca üretim süreçlerinin geliştirilmesi, kalite standartlarının yükseltilmesi için de üreticilere destek veriyor. Üretim planlaması ve teknik süreçler ise İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yürütülüyor. Bu iş birliği ile sürdürülebilir üretimin desteklenmesi, küçük aile işletmelerinin güçlendirilmesi, Erzincan’ın tarımsal üretim gücünün ulusal ölçekte değer kazanması hedefleniyor. "Erzincan adı raflarda daha güçlü, daha görünür olacak" Toplantıda konuşan Erzincan Valisi Doç. Dr. Hamza Aydoğdu, "Gıda meselesi artık sadece ticari bir konu değil. Gıda; güven, sağlık ve gelecek meselesidir. Doğal, izlenebilir, kaynağı belli ürünlerin değeri her geçen gün daha da artıyor. Bugün Erzincan’da üretilen ürünler; aracısız, üreticiden doğrudan, Türkiye’nin dört bir yanındaki sofralara ulaşıyor. Bu çok kıymetli bir modeldir. Üretici kazanıyor, şehir kazanıyor, tüketici güvenle alışveriş yapıyor. Migros, yerel üretime verdiği destekle sadece bir market zinciri olmanın ötesine geçiyor. Anadolu’nun emeğine, yerel ürünün değerine sahip çıkan bu yaklaşım için Migros ailesine gönülden teşekkür ediyorum. Bugün uğurlayacağımız her tır; Erzincan’ın toprağından çıkan emeğin, Türkiye’ye açılan yoludur. Önümüzdeki dönemde bu ürünlerin hem çeşidi hem miktarı artacak, Erzincan adı raflarda daha güçlü, daha görünür olacak" dedi. "Erzincan’ın coğrafi işaretli ve bölgeye has üretim değerleri Türkiye’nin 81 iline ulaşıyor" Migros Grubu İcra Başkanı Özgür Tort, "Kamu ve özel sektör iş birliğiyle yapılan bölgesel çalışmalar daha çok üreticiye ulaşma imkânı sunuyor. Ayrıca bu projeler, bölgelerin üretim potansiyelinin artması ve verimliliği açısından da kıymet oluşturuyor. Migros olarak bugüne kadar yerelleşme çalışmalarımız kapsamında 50 ilde yaklaşık 330 farklı üreticiden 1.600’e yakın yerel ürün tedarik ettik ve bunları öncelikli olarak kendi bölgesinde satışa sunduk. Bunun yanında valilikler ve belediye başkanlıkları koordinasyonunda kooperatifler ve birlikler altında toplanan üreticilerin alım garantimizle güçlenen yerel üretim değerlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki mağazalarımızda satışa sunmak üzere çalışmalarımızı genişletiyoruz. Bu kapsamda, Türkiye’nin önemli havzalarından oluşan 10 şehirde faaliyetlerimizi başlattık. Bugün de Türkiye’nin tarım ve hayvancılıktaki en önemli üretim merkezlerinden biri olan Erzincan’ın coğrafi işaretli ve bölgeye has kıymetli üretim değerlerini 81 ildeki mağazalarımızda müşterilerimizle buluşturuyoruz. Çalışma kapsamında Erzincan’da birlikler ve kooperatifler kanalı ile 250’ye yakın üreticiye ulaştık. İlk aşamada da yaklaşık 200 milyon TL’lik bir alım yaptık. İlerleyen dönemlerde bu hacmi ve satışımıza aldığımız ürün çeşitliğimizi artıracağız. Başta Valimiz Doç. Dr. Hamza Aydoğdu olmak üzere bu kıymetli projeyi hayata geçiren tüm proje ortaklarımıza, kooperatiflerimize ve üreticilerimize teşekkür ediyorum" diye konuştu. GürAta ve ZZEF Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Gürkan, yerel üreticilerin ulusal pazarda kalıcı yer edinebilmesi için desteğin önemine vurgu yaparak, "GürAta ve ZZEF’in himaye ve koordinasyonunda birlikler ve kooperatifler aracılığıyla üreticileri perakendecilerle doğrudan buluşturuyoruz. Üreticilere sürdürülebilir destek sağlıyoruz. Daha önce bu çalışmaları yaptığımız Bingöl, Ordu, Kayseri, Samsun ve Niğde’de elde ettiğimiz çıktılar, oluşturduğumuz bu modelin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Erzincan’da da çok başarılı bir çalışma yürütüyoruz. Yerel üretimi destekleyen projeleri yaygınlaştırmaya devam edeceğiz" dedi.
Başkan Kıvanç: "Yatırımlarınızı yeni sistemin kriterleriyle yeniden değerlendirin"
14 Kasım 2025 Cuma - 11:39 Başkan Kıvanç: "Yatırımlarınızı yeni sistemin kriterleriyle yeniden değerlendirin" T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü ile Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) iş birliğinde, Adana Sanayi Odası’nın (ADASO) ev sahipliğinde Yeni Yatırım Teşvik Sistemi Bilgilendirme Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, 30 Mayıs 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren sistemin getirdiği fırsatlar ve stratejik değişiklikler Adanalı sanayicilere aktarıldı. ADASO’da yeni yatırım teşvik sistemi bilgilendirme toplantısı gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını yapan Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, yeni sistemi "ülkemiz açısından bir dönüm noktası" olarak nitelendirdi. Devlet desteklerinin artık daha stratejik, seçici ve hedef odaklı bir yapıya kavuştuğunu belirten Başkan Kıvanç, "Amaç; sadece daha fazla yatırım yapmak değil, nitelikli, katma değeri yüksek, teknoloji odaklı ve bölgesel dengeleri gözeten bir üretim modeline geçişi hızlandırmaktır" dedi. Yeşil dönüşüm, dijitalleşme ve yüksek teknoloji yatırımlarına sağlanan ilave desteklerin sanayinin dönüşümüne ivme kazandıracağını belirten Başkan Kıvanç, "yerel kalkınma hamlesi" kapsamında Adana özelinde öncelikli destek kapsamına alınan bazı yatırım konularına da dikkat çekti. Başkan Kıvanç, "Teknolojik Tarım Makineleri Üretimi, turunç ve benzeri meyve atıklarından pektin veya meyve tozu gibi katma değerli gıda ürünleri üretimi, sentetik kâğıt üretimi ve tornalama için kesici uç üretimi gibi projeler öne çıkmaktadır. Mevcut veya planladığınız yatırımlarınızı yeni sistemin kriterleriyle yeniden değerlendirmenizi öneriyorum" dedi. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdür Yardımcısı Sait Cordan ise konuşmasında, teşvik sistemindeki paradigma değişikliğinin altını çizdi. Önceki sistemlerin bölgesel dengesizlikleri gidermeye odaklandığını ve 6. bölgede (Şırnak, Batman, Van vb.) emek yoğun yatırımlarda başarılı sonuçlar alındığını belirtti. Cordan, yeni sistemin hedefini, "Şimdi ise bir adım öteye gittik. Dedik ki; yatırımımızın tipini değiştirmeye çalışalım. İşte yüksek teknoloji, orta yüksek teknoloji, buralara doğru gitmeye çalışalım. Yeni sistemde seçicilik öne çıkıyor. Türkiye’nin Yüzyılı ve bölgesel hedefli yatırımlar olmak üzere iki ana sacayağı var" diye konuştu. Artık tematik yatırımlar, tematik konular, konulara göre teşvik yatırımlarına yönelindiğini belirten Cordan, "Artık bölgesellikten ziyade bu tip konulara yönelmemizde fayda olacak. Yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik yatırımları gibi tematik programlara özel önem veriyoruz. Bu alanlarda 50 milyon TL üzerindeki yatırımların doğrudan stratejik yatırım, altındakilerin ise öncelikli yatırım kabul ediliyor" dedi. Açılış konuşmalarının ardından T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Uzman Yardımcısı Mehmet Korkmaz ve Çukurova Kalkınma Ajansı Uzmanı Burak Can Gezer, yeni sistemin teknik detayları, başvuru süreçleri ve destek kalemleri hakkında katılımcılara kapsamlı sunumlar gerçekleştirdi.
DenizBank ve ENBD, OYAK Grubu ile 400 milyon dolarlık krediye imza attı
14 Kasım 2025 Cuma - 11:07 DenizBank ve ENBD, OYAK Grubu ile 400 milyon dolarlık krediye imza attı DenizBank, hissedarı Emirates NBD (ENBD) liderliğinde OYAK Grubu ile 1 yılı ödemesiz, toplam 6 yıl vadeli 400 milyon dolar tutarında ortak kredi (club loan) anlaşması imzaladı. OYAK Grubu ilgili kaynağı, sürdürülebilir büyüme hedeflerine yönelik stratejik yatırımların finansmanında değerlendirecek. DenizBank ve ENBD, OYAK Grubu ile 400 milyon dolarlık krediye imza attı. DenizBank’ın koordinatörlüğünde yürütülen işlem, Körfez Bölgesinin en büyük bankalarından olan ENBD’nin Türkiye ekonomisine olan inancını güçlü şekilde gösterirken; Türkiye’nin önde gelen kurumsal gruplarından OYAK’ın uluslararası sermaye piyasalarındaki erişim gücünü de bir kez daha teyit etti. Sözleşmenin imza töreninde konuşan DenizBank Genel Müdürü Recep Baştuğ, "OYAK Grubu, güçlü finansal yapısı ve uzun vadeli büyüme vizyonu ile ülkemizin en köklü kuruluşları arasında yer alıyor. Banka olarak Grup’un faaliyetlerini yurt içinde ve dışında destekleyerek Türkiye’ye sağladığı katma değeri artırması hedefindeyiz. Hem hissedarımız ENBD’nin hem bizim Türkiye’nin potansiyeline olan inancı tam. Hissedarımızın Türkiye’ye katkılarını artırarak sürdürme konusundaki kararlı yaklaşımı da motivasyonumuzu artırıyor. Bu işlem, OYAK’a duyulan güvenin somut bir göstergesi olduğu gibi Bankamızın kurumsal finansman alanındaki lider konumunu ve uluslararası ağını ortaya koyması açısından da değerli. Ülkemize olan uzun vadeli taahhüdümüzü bu kredi plasmanı ile bir adım öteye taşıyor; OYAK’ın sürdürülebilir büyüme stratejisine katkı sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu. OYAK Genel Müdürü Murat Yalçıntaş ise yaptığı değerlendirmede, "DenizBank ile gerçekleştirdiğimiz bu anlaşma, OYAK’ın büyüme ve verimlilik odaklı yatırım stratejisinin önemli bir adımını oluşturuyor. Uzun yıllardır Türkiye’nin kalkınmasına katkı sunan sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. Sağlanan bu kredi olanağıyla finansman yapımızı güçlendirirken, farklı sektörlerdeki faaliyetlerimizde verimliliği artıracak ve küresel rekabet gücümüzü pekiştirecek yatırımlara odaklanacağız. Bankanın ve hissedarı ENBD’nin ülkemize ve OYAK’a duyduğu güven, bizim de uzun vadeli hedeflerimize olan inancımızı güçlendiriyor. Türkiye ekonomisine değer katmaya, istihdamı ve üretimi artırmaya kararlılıkla devam edeceğiz" dedi.
Bakan Bayraktar: "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefinde en önemli görev enerji uzmanlarına düşüyor"
14 Kasım 2025 Cuma - 10:48 Bakan Bayraktar: "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefinde en önemli görev enerji uzmanlarına düşüyor" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, enerji sektöründe en önemli paydaşlardan birinin enerji uzmanları olduğunu belirterek, "‘Enerjide bağımsız bir Türkiye’ hedefiyle yürüdüğümüz yolda en önemli görev onlara düşüyor" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Enerji Uzmanları Derneği bünyesinde kurulmuş olan ve faaliyetlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) çatısı altında sürdüren düşünce, paylaşım ve gelişim platformu EPIX’in (Enerji, Paylaşım, İlham ve X) ‘Enerji, Vizyon ve Bir Portre’ temalı söyleşisinde enerji uzmanları ile bir araya geldi. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın da iştirak ettiği programa EPDK başta olmak üzere enerji sektöründe çalışan yaklaşık 700 genç enerji uzmanı katıldı. Bakan Bayraktar, 7 gün 24 saat Türkiye’deki 86 milyona kesintisiz elektrik ve doğal gaz götürebilmek, 32 milyon araca yakıt sağlamak için çalıştıklarını ifade etti. Türkiye’nin enerji faturasını düşürmesi, katma değerli ürün üretmesi ve karbon nötr bir ekonomi olması gerektiğine işaret eden Bayraktar, tüm politikaları bu hedeflere yönelik olarak geliştirdiklerini anlattı. "Yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimum düzeyde ekonomimize katmamız lazım" Enerjide bir ‘Türk yolu’ geliştirdiklerini ifade eden Bayraktar, "Bu modelin içerisinde yenilenebilir enerji var. Yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimum düzeyde ekonomimize katmamız lazım. Enerjisini verimli kullanan bir Türkiye var. Enerjimizi verimli kullanmamız lazım. Petrol ve doğal gazını arayan, bulan, üreten bir Türkiye var. Bunu hem Türkiye’de hem de yurt dışında yapan bir Türkiye var. Nükleeri mutlaka enerjiye katmış bir Türkiye olmamız gerekiyor. Madenlerini de katma değerli bir şekilde ekonomisine katan bir Türkiye var; vizyonumuz budur" açıklamasında bulundu. Bayraktar, Türkiye’nin dengeli, çok katmanlı ve çok boyutlu bir enerji politikası yürüttüğünü ifade etti. "Gabar’dan bugün 80 bin varil petrol üretilir hale geldik" Bakan Bayraktar, 2016’da bir strateji değişikliğine gittiklerini belirterek, bu strateji değişikliği ile Türkiye’nin denizlerde kendi gemileri ve kendi mühendisleriyle petrol ve doğal gaz aramaya başladığına, Gabar’da petrol keşfettiğine vurgu yaptı. Bayraktar, "Türkiye Petrolleri 2016’da günde 30-36 bin varil petrol üretirken, sadece Gabar’dan bugün 80 bin varil petrol üretilir hale geldik. Yani, 2,5 katına çıkardık" ifadelerini kullandı. "Gabar’ın üzerine çıkabilecek potansiyel" Kaya gazı ve kaya petrolüyle ilgili çalışmalar yürüttüklerini de aktaran Bakan Bayraktar, "Diyarbakır’da ve Trakya’da potansiyeline inandığımız, piyasada ‘kaya gazı, kaya petrolü’ diye bilinen ve Amerika’yı dünyanın bir numaralı petrol ve doğal gaz üreticisi yapan alanda şimdi yeni bir çalışmamız var. Onu hayata geçiriyoruz. Bu, yeni bir alan ve buradan çok ümitli olduğumuzu söyleyebilirim. Bu Gabar’ın da üzerine çıkabilecek potansiyele sahip bir alan" şeklinde konuştu. "Enerjide merkez ülke olmaya altyapımız müsait" Türkiye’nin enerjide merkez ülke olma hedefi bulunduğuna vurgu yapan Bayraktar, "Neden merkez ülke olmayalım; buna coğrafyamız, enerji altyapımız, hukuki altyapımız, regülasyon altyapımız, pazarımız müsait" açıklamasını yaptı. Gazı gaz ile rekabet ettirebilecek bir altyapıya sahip olduklarını ifade eden Bayraktar, "Zaten bu altyapı bizi otomatik olarak enerjide merkez ülke haline getiriyor. Bugüne kadar olduğu gibi transitin ötesinde güvenilir bir tedarikçi olma noktasında da adımlar atıyoruz. Bu altyapıya sahibiz, bu insan kaynağına sahibiz. Gelişmiş piyasamızla biz merkez ülke olmayı hedefliyoruz. Elektrikte aynı şeyi söyleyebilirim. Elektrikte de Türkiye, komşularıyla enterkoneksiyonu arttırmış, kendi üretim kapasitesi artmış bir ülke" değerlendirmesinde bulundu. "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefinde en önemli görev enerji uzmanlarına düşüyor" Enerji sektöründe en önemli paydaşlardan birinin enerji uzmanları olduğunu belirten Bayraktar, kouşmasında şu ifadelere yer verdi: "Çünkü işin hem strateji tarafında hem bunları hayata geçirme noktasında, işin tasarımından projelerin hayata geçmesine, onların denetimine birçok alanda çok önemli rolleri var. ‘Enerjide bağımsız bir Türkiye’ hedefiyle yürüdüğümüz yolda en önemli görev onlara düşüyor" dedi. Enerji uzmanlarının verileri görev ve dünyadaki gelişmelere göre politika önerisi getirecek kişiler olduğunu aktaran Bayraktar, "Onların büyük resmi görmeleri benim için en değerli kısımlardan bir tanesi. Dünyanın nereye gittiğini okumaları lazım. Bu kadar önemli yetkinliği olan bir ekiple bizim daha iyi işler çıkarmamız lazım, daha çok çalışmamız lazım" diye konuştu.
Garanti BBVA’ya Sardis Ödülleri’nde 7 ödül
14 Kasım 2025 Cuma - 10:05 Garanti BBVA’ya Sardis Ödülleri’nde 7 ödül Garanti BBVA, finans ve teknoloji dünyasının en prestijli organizasyonlarından biri olan Sardis Ödülleri’nde bu yıl da önemli başarı elde etti. Banka; üreticilik, inovasyon, girişimcilik, teknoloji ve sosyal etki alanlarında toplam 7 ödül kazanarak müşteri odaklı yaklaşımı, yenilikçi ürünleri ve topluma değer katan projeleriyle öne çıktı. Garanti BBVA, bu yıl düzenlenen Sardis Ödülleri’nde üreticilikten inovasyona, sosyal sorumluluktan dijital dönüşüme kadar farklı kategorilerde 4 altın ve 3 gümüş ödülün kazananı oldu. Bankanın projeleri; müşterilere sunduğu yenilikçi çözümler, teknolojiyle şekillenen ürün ve hizmetleri ile toplumsal fayda oluşturma vizyonu doğrultusunda değerlendirildi. Üreticilik ve marka deneyimi alanında 3 ödül Banka, üreticilik kategorisinde; 19 Mayıs Gençlik ve Atatürk’ü Anma Bayramı kapsamında Atatürk’ün sevdiği şarkıları sevilen sanatçıların sesinden dinleyiciyle buluşturduğu "Şarkılarda Sen" filmi ile "En İyi Özel Gün Filmi" altın ödülünü kazandı. Aynı kategoride, "Garanti BBVA’lıyız, Birlikte Yaparız!" kampanyasıyla "En İyi Entegre Kampanya" dalında altın ödülün sahibi oldu. ‘Ada ile Dijital Günlük’ projesi ise ‘En İyi Dijital Fikirler’ dalında gümüş ödüle layık görüldü. İnovasyon ve sosyal etki alanında altın başarılar İnovasyon alanında ‘Bonus Platinum Dinamik’ projesi ‘Bankalar’ kategorisinde altın ödül, Pozitif Sosyal Etki alanında ise kurucusu ve daimi destekçisi olduğu ‘Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV)’ ile ‘Toplumsal Sosyal Sorumluluk’ kategorisinde altın ödül kazandı. Garanti BBVA Kripto’ya çifte ödül Garanti BBVA Kripto, Dijital (Kripto) Varlık Platformları başlığı altında değerlendirilen projeler arasında hem ‘Teknolojinin Yenilikçi Kullanımı’ hem de ‘Girişimcilik’ kategorilerinde gümüş ödül kazandı. Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ceren Acer Kezik, "Sardis Ödülleri’nde elde ettiğimiz bu başarı, bankamızın hem yenilikçi gücünün hem de müşteriye ve topluma değer katma kararlılığının güçlü bir yansıması. Garanti BBVA’da müşteri deneyimi, bankacılığın kalbinde yer alan bir değer. Bizim için bu sadece bir iş alanı değil, tüm stratejimizin, inovasyon kültürümüzün ve teknoloji yatırımlarımızın çıkış noktası. ‘Radikal Müşteri Perspektifi’ yaklaşımımızla tüm süreçlerimizi müşterinin gözünden yeniden tasarlıyor, her temas noktasında empati, güven ve kolaylık oluşturmaya odaklanıyoruz. Bu anlayışın en güçlü yansımalarından biri, dijital dönüşüm alanındaki kararlılığımız ve insan odaklı teknoloji vizyonumuz. Sardis Ödülleri’nde kazandığımız başarılar, yalnızca geçmişteki projelerimizin değil, geleceğe dönük vizyonumuzun da bir göstergesi. Özellikle iştiraklerimiz Garanti BBVA Kripto ve Garanti BBVA Ödeme Sistemleri A.Ş.’nin ödüllerle taçlandırılması, fintek alanındaki öncü rolümüzü bir kez daha ortaya koydu. Bu projeler, teknolojiyi insana dokunan bir değer haline getirme kararlılığımızın somut örnekleri. Pazarlama alanında ise uzun süredir insan hikâyeleriyle duygusal bağ kuran bir marka dili benimsiyoruz. "Şarkılarda Sen" ve "Garanti BBVA’lıyız, Birlikte Yaparız!" kampanyaları, bu anlayışın en güzel yansımaları. Her iki proje de markamızın üreticiliğini, duygusal zekâsını ve birlikte başarma kültürünü güçlü bir biçimde ifade ediyor. Diğer yandan kurucusu ve daimi destekçisi olduğumuz Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ile kazandığımız ödül, toplumsal etkiyi sürdürülebilir kılma vizyonumuzun altını çiziyor. Eğitim, bizler için yalnızca destek verdiğimiz bir alan değil; toplumun geleceğini dönüştürmenin en anlamlı yolu. Banka olarak, teknolojiyle güçlenen, insana dokunan ve topluma değer katan bir bankacılığı geleceğe taşımaya kararlıyız. Bu yolculukta emeği, fikri ve tutkusu ile katkı sunan tüm ekip arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum" dedi.
İTO Başkanı Avdagiç’ten "kur geçişkenliği" açıklaması
14 Kasım 2025 Cuma - 09:53 İTO Başkanı Avdagiç’ten "kur geçişkenliği" açıklaması İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "TCMB yönetiminin ‘TL’deki değer kaybının, enflasyon üzerindeki etkisinin zayıfladığına’ yönelik tespitini önemli buluyoruz. Kur geçişkenliğinin azalması anlamına gelen bu gelişmenin, döviz kuru ile enflasyon arasında bozulan korelasyonun yeniden dengelenmesine yönelik bir sinyal olmasının beklentisi içindeyiz" ifadelerini kullandı. İTO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın Kasım ayı Meclis toplantısında iş dünyasının gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Avdagiç, konuşmasına Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen C130 tipi askeri kargo uçağında şehit olan 20 askerimize Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Avdagiç, "Milletçe büyük bir acıya düçar olduk. Dost ve kardeş ülke Azerbaycan’daki görevinden dönen kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet ve kederli aileleri ile silah arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Vatanımız payidar olsun" açıklamasını yaptı. Ekonomideki gelişmelere değinen İTO Başkanı Avdagiç, dünyada sağlık, ekonomi ve jeopolitik alanda tarihin nadiren gördüğü kadar çapta değişim sürecine girilirken bu süreçte küresel üretim, ticaret ve güç merkezlerinin yeniden konumlanmasının fırsatlar oluşturduğuna dikkat çekti. Avdagiç, Türkiye’nin yeniden çizilen ticaret rotaları ve tedarik zincirlerinde aktif rol almak ve küresel ticaret dengelerini son 25 yılda elde ettiği güçlü liderlikle kendi lehine değiştirmek için büyük çaba gösterdiğini kaydetti. Avdagiç, "Küresel değer zincirinde daha üst basamaklara çıkma kapasitemiz çok yüksek. 2026’ya hazırlanırken çok kutuplu ticaret düzeni Türkiye için lojistik, üretim ve enerji geçiş yollarında stratejik fırsatlar barındırıyor" değerlendirmesinde bulundu. "Hizmet enflasyonu yıllık bazda hâlâ yüksek seviyelerde" Dezenflasyon programına değinen Avdagiç, bu süreçte Eylül ve Ekim aylarında gözlenen yavaşlamanın TCMB ve ekonomi yönetiminin de işaret ettiği üzere önemli ölçüde kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda arzındaki sıkıntı ve buna bağlı yükselen gıda fiyatlarından kaynaklandığını söyledi. Hizmet fiyatlarındaki artışın yavaşlamış olmasının da önemli bir gelişme olarak öne çıktığını belirten Şekib Avdagiç, "Ekim ayında hizmet fiyatlarındaki artış, mal fiyatlarındaki artışın altında kaldı. Ancak hizmet enflasyonunun yıllık bazda hâlâ yüksek seviyelerde olduğunu belirtmek gerekir" ifadelerini kullandı. Şüphesiz enflasyonun yüzde 75’lerden yüzde 30’lara indirilmesinin kolay başarılmadığına dikkat çeken Avdagiç, şöyle devam etti: "Önümüzde çok daha önemli bir süreç var. Bu da belli noktalara kadar sıkıştırılan katılığın tamamen kırılması süreci. Bize göre 2026’nın yüzde 16’lık enflasyon hedefinin yakalanması kuşkusuz TCMB’nin kararlı duruşu, maliye politikasının etkin desteği ve özel sektörün ‘olumlu’ fiyatlama davranışından oluşan üçlü sac ayağının başarısı ile olacaktır." Avdagiç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2026 yılı için vergi ve harçlardaki güncellemenin, enflasyon hedeflerini dikkate alarak yeniden değerleme oranından daha makul oranda yapılması hususunun gündemde olduğunu açıklamasını önemli bir adım olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Avdagiç, bu öneriyi İTO Meclisi kürsüsünden sıklıkla dile getirdiklerini vurgulayarak, "Talebimizin yankı bulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Hemen ifade etmeliyim, bir anlamda kamunun olumlu fiyatlama davranışı niteliğindeki bu adım, özel sektör için de örnek oluşturacaktır" dedi. Avdagiç, Türkiye ekonomisinin sıkı para politikası ve enflasyonla mücadele önlemleriyle ılımlı bir büyüme patikasında ilerlediğini, öncü göstergelerin yılın ilk yarısındaki güçlü performansın, üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ettiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, negatif etkiler olarak çıkan küresel yavaşlama, deprem harcamaları ve yüksek enflasyon baskılarına rağmen, yıllık büyümenin yüzde 3,1-3,5 arasında gerçekleşmesi beklendiğini belirtti. "İşletmelerimiz değişen pazar koşullarına adaptasyonda başarılı" Avdagiç, olumsuz dış talep koşullarına rağmen ihracat artışımızın sürdüğünü ve bunun üç önemli nedeni olduğunu söyleyerek, "Birincisi işletmelerimiz gerçekten dayanıklı bir yapıya sahip. İkincisi, değişen pazar koşullarına adaptasyonda başarılıyız. Üçüncüsü de özel sektörümüz hakikaten özverili şekilde gayret gösteriyor. Bunun sonucu da ihracatta artış. Hiç kuşkusuz hükümetin bu süreçte ihracata sağladığı desteklerin de önemli katkısı olduğunu da belirtelim. Bu arada cari açık son aylarda yukarı yönlü bir ivmeye işaret etse de GSYH’ya oranı itibariyle ödemeler dengesindeki kırılganlığın, önemli ölçüde risk alanı dışına çıktığını gösteriyor" açıklamasını yaptı. Merkez Bankası yönetiminin, "TL’deki değer kaybının, enflasyon üzerindeki etkisinin zayıfladığına" yönelik tespitini de önemli bulduklarını ifade eden Avdagiç, "Kur geçişkenliğinin azalması anlamına gelen bu gelişmenin, döviz kuru ile enflasyon arasında bozulan korelasyonun yeniden dengelenmesine yönelik bir sinyal olmasının beklentisi içindeyiz" yorumunu yaptı. Avdagiç, 2025’te artan jeopolitik gerilimler, enflasyon dalgalanmaları ve politika belirsizlikleriyle küresel ekonominin artık yeni bir döneme girdiğini ifade etti. Avdagiç, paradigmanın değiştiği bu dönemde şirketlerin proaktif stratejilere yönelmek zorunda olduklarını, riskleri minimize ederken, sürdürülebilirliğe odaklandıklarını kaydetti. Şirketlere 5 proaktif strateji önerisi Avdagiç, bu yeni paradigmanın yeni stratejileri konusunda öne çıkan 5 başlık bulunduğunu belirterek, bu 5 başlığı şöyle sıraladı: "Birincisi risk değerlendirme ve izleme. Ya da bir tür risk okur-yazarlığı. Şirketlerin politik ve jeopolitik alanlarda risk analizlerine dayalı erken uyarı sistemleri kurmaları, tedarik zincirlerini yeniden haritalayıp senaryo planlaması yapmaları gerekiyor. İkinci başlık çeşitlendirme ve yerelleştirme. Tek bir ülkeye veya tedarikçiye bağımlılığı azaltmak kritikleşti. Tedarik zincirlerini kısaltmak (nearshoring) ve tedariki güvenilir-müttefik (friendshoring) noktalara kaydırmak kaçınılmaz bir değişim süreci olarak şekilleniyor. Üçüncü strateji ise direnç ve koruma önlemleri. Veri, BT altyapısı ve operasyonları tek coğrafyada yoğunlaştırmak riske açık bir yapı oluşturacağından, bu yapıların sanal yedeklerinin oluşturulması riskleri azaltacaktır. Şirketlerin yönelmek zorunda oldukları bir diğer strateji de hızlı yanıt ve senaryo planlaması: En iyi, kötü ve olası senaryoların modellenmesi ve güncellenmesi, fırsatlara daha hızlı erişim ve büyüme sınırlamalarını aşmada önemli bir işlev görebilir. Ve elbette liderlik, yönetişim ve yatırım odaklı yaklaşım stratejisi önem taşıyor. Belirsizlikleri analiz etme, buna göre etkili, esnek ama tutarlı stratejiler oluşturma yetisi rekabette önemli avantaj unsuru oldu." "Bu süreçten yeni başarı hikayeleri çıkarabiliriz" Avdagiç, KOBİ’ler için bu sürecin aynı zamanda kurumsallaşma, verimlilik ve rekabet gücü artışı için bir fırsat penceresi olduğuna dikkat çekti. Dezenflasyon sürecinde KOBİ’lere önerilerde bulunan Avdagiç, şöyle devam etti: "İş dünyamızın nakit akışlarını etkin ve disiplinli biçimde yönetmeleri, finansal dayanıklılıklarını artıracak tedbirler almaları ve maliyet kontrolünü sistematik hale getirmeleri önem arz ediyor. Ayrıca iş dünyamızın bir koordinasyon içerisinde hareket etmesi de çok önemli. Bu süreçten yeni başarı hikayeleri çıkarabiliriz. Yeter ki çağın dili dijitalleşme ve verimlilik artışını destekleyen modellere yatırım yapılsın. Kur-enflasyon makası sebebiyle fiyatlarda rekabetçiliğimizin azalmasına karşı farklı rekabetçilik unsurlarını öne çıkartmaya gayret etmeliyiz."
Ticaret Bakanlığı yerli plakalı taşıtların gümrük işlemlerini hızlandırıyor
14 Kasım 2025 Cuma - 09:37 Ticaret Bakanlığı yerli plakalı taşıtların gümrük işlemlerini hızlandırıyor Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen dijital dönüşüm projesiyle, trafik sicil verilerinin anlık aktarımı ve yerli plakalı taşıtların gümrük geçiş işlemlerini daha hızlı tamamlanacak. Ticaret Bakanlığı, yerli plakalı taşıtların, gümrük kapılarında gerçekleştirilen giriş-çıkış işlemlerinin daha hızlı ve doğru şekilde tamamlanmasını sağlayacak önemli bir dijitalleşme adımını devreye aldı. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada tescil edilen taşıtlara ilişkin bilgilerin, trafik sicil kayıtlarından anlık olarak Ticaret Bakanlığı sistemlerine aktarılmasına yönelik düzenleme, 18 Kasım 2025 itibarıyla tüm gümrük idarelerinde uygulanmaya başlanacak. Yerli plakalı taşıtların yurt dışına çıkış ve yurda giriş işlemlerinde, tescil aşamasında gerekli taşıt bilgilerinin, gümrük memurlarınca manuel olarak sisteme kaydedilmesi nedeniyle; özellikle turizm dönemlerinde bekleme sürelerinde artış yaşanabilmekteydi. Ticaret Bakanlığı’nın dijital dönüşüm projesi ile taşıtların geçiş işlemleri çok daha hızlı tamamlanacak Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen dijital dönüşüm çalışmaları neticesinde, söz konusu bilgiler artık trafik sicil kayıtlarından eşzamanlı olarak Ticaret Bakanlığı sistemlerine aktarılabilecek duruma getirildi. Bununla birlikte tescil işlemleri sırasında harcanan süre önemli ölçüde azaltılarak, gümrük kapılarında işlem akışı hızlanacak. Ticaret Bakanlığı’nın gümrüklerde yürüttüğü dijitalleşme çalışmaları sayesinde, yerli plakalı taşıtların tescil işlemleri artık daha hızlı biçimde gerçekleştirilerek; gümrük kapılarındaki bekleme süreleri daha da azaltılması hedeflendi.
"Yerel yönetimlerin beceriksizliği kentsel dönüşümü geciktiriyor"
14 Kasım 2025 Cuma - 09:30 "Yerel yönetimlerin beceriksizliği kentsel dönüşümü geciktiriyor" Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de kentsel dönüşüm çalışmaları ağır ilerliyor. Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, "Prosedürler çok ve yerel belediyelerin yetkisinde olan konularda yerel belediyelerin beceriksizliğinden, bakanlığa ayak uyduramayıp profesyonelleşememesi nedeniyle kentsel dönüşüm yeterince hız alamıyor. Bu kısır döngüyü aşmanın yolu bakanlık yetkilileriyle belediyelerin koordinasyonlu bir şekilde çözüm önerisi bulması" dedi. Ülkemizde 6 Şubat depremlerinin ardından kentsel dönüşümün önemi bir kez daha gözler önüne serilirken İstanbul harici geri kalan neredeyse hiçbir ilde kentsel dönüşüm çalışmaları istenilen oranda artmadı. Uzmanlar, belediyelerin kentsel dönüşüm çalışmalarında yetersiz kaldığını analiz ederken birçok yapılan araştırmada ise kentsel dönüşüm ile derme çatma yapıların ortadan kalkmasının asayiş olaylarını da azalttığını belirlendi. "Anadolu bu konuda yavaş ilerliyor" Konuyla ilgili Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, açıklamalarda bulundu. Adana başta olmak üzere birçok ilde kentsel dönüşüme başlanılamadığını ve belediyelerin yetersiz kaldığını belirten Karslıoğlu, "Kentsel dönüşüm projelerine hükümetimiz büyük bir önem gösteriyor. Bu projelere önem gösteren belediyelerimiz de var ancak kentsel dönüşümde sadece İstanbul yok. Geriye 80 vilayetimizde kalıyor ve Anadolu maalesef bu konuda yavaş ilerliyor" ifadelerini kullandı. "Birçok ilde kentsel dönüşüm projeleri kördüğüm gibi bekliyor" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile belediyelerin koordineli çalışamadığına da atıfta bulunan Mustafa Karslıoğlu, "Prosedürler çok ve yerel belediyelerin yetkisinde olan konularda yerel belediyelerin beceriksizliğinden, bakanlığa ayak uyduramayıp, profesyonelleşememesi nedeniyle kentsel dönüşüm yeterince hız alamıyor. Kentsel dönüşüme gidecek alanda müteahhit para kazanmak, vatandaş ise metrekaresinin gitmemesini istiyor. Burada da belediyeler yoğunluk ile alakalı çalışmalı. Bunu yapamadıkları için birçok ilde kentsel dönüşüm projeleri kördüğüm gibi bekliyor. Bu kısır döngüyü aşmanın yolu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileriyle birlikte belediyelerin koordinasyonlu bir şekilde çözüm önerisi bulması" diye konuştu. Kentsel dönüşümün asayiş olaylarını azaltmak için önemli olduğunu belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, daha sonra şunları söyledi: "Eğer bir öneri bulunmazsa kentsel dönüşüm böyle çok ağır gider. Her şeyi devletten beklememek gerek. Belediye başkanları kentsel dönüşümü masasında 1 numaralı gündem olarak bekletmeyip artık sahaya inmeliler. Kentsel dönüşüm en başta asayiş için önemli. Bugün itfaiyenin, emniyetin, ambulansın giremediği sokaklar var. Anadolu’daki birçok ilde sayısız çıkmaz sokak var. Buraları artık yaşanabilir hale getirmeliyiz. Düzgün mahallelerde yaşamak her insanımızın hakkı."