POLİTİKA - 28 Ağustos 2025 Perşembe 21:15

Bakan Bolat: "Esnaf kefalet kooperatifi üyelerimiz için inşallah yarın itibarıyla 150 milyon liralık daha yüzde 50 sübvansiyonlu, yüzde 25 maliyetli, 4 yıl geri ödemeli esnaf kredisini buraya göndermiş olacağız"

A
A
A
Bakan Bolat: "Esnaf kefalet kooperatifi üyelerimiz için inşallah yarın itibarıyla 150 milyon liralık daha yüzde 50 sübvansiyonlu, yüzde 25 maliyetli, 4 yıl geri ödemeli esnaf kredisini buraya göndermiş olacağız"

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Yıl sonunda inşallah 1,4 trilyon doları da hep birlikte aşacağız milli gelir olarak" dedi.


Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) üyeleriyle bir araya geldi. ETSO Toplantı Salonu’ndaki toplantıda konuşan Bakan Bolat, 2004 yılında o dönem genel başkanı olduğu MÜSİAD’ın Erzurum şubesini kurmak için ilk defa Erzurum’a ayak bastığını anlatarak, "O günden bugüne geçen 21 yılda birçok defa gelmek nasip oldu. Bakan olarak da buraya Palandöken Ekonomi Forumu’na geçen gelmiştik. Ve bugün de Türkiye Kooperatifler Fuarı’nın altıncısını, Ticaret Bakanlığı olarak düzenlediğimiz bu fuarın açılışını yapmak üzere Erzurum’dayız. Ve mükemmel bir fuar merkezinde, Erzurum’a yakışır büyüklükte ve güzellikte, 200 kadar kadın kooperatifinin ürettikleri alın teri ürünleri sergilemek ve Erzurum’u Türkiye’nin diğer bölgelerinden gelen ziyaretçilere göstermek üzere düzenlenen bu fuar hamdolsun başarıyla başladı. Fuar toplam 4 gün açık olacak. Ben Erzurumlu vatandaşlarımızı, bölgedeki vatandaşlarımızı, ilgi ve merak duyan bütün vatandaşlarımızı, Erzurum’daki Türkiye 6. Kooperatifler Fuarı’nı gezmeye, oradaki nadide ürünleri görmeye davet ediyorum. Ve gerçekten gurur duyulacak bir fuar. Biz Ticaret Bakanlığı olarak bunu bu yıl yapmak için Erzurum’u belirlemiştik. Kararımızın ne kadar isabetli olduğunu gördük" diye konuştu.



"Mili gelir 1,4 trilyon dolar olacak"


Ziyaret ettikleri şehirlerde ticaret ve sanayi odası, borsa, iş dünyası, STK’lar, OSB’ler, ihracatçı birlikleri, esnaf odaları birlikleriyle bir araya geldiklerini ifade eden Bakan Bolat, "Daveti için Erzurum Ticaret Sanayi Odası Başkanı Saim Özakalın’a ve Ticaret Borsası Başkanı Hakan Oral ile OSB Başkan Murat Urkuç’a çok teşekkürler ediyorum. Çok güzel bir salonda ve Erzurum’un da merkez olduğu bu programı gerçekleştiriyoruz. Asıl amacımız sizleri dinlemek. Sizlerin beklenti ve taleplerini öğrenmek hem ev sahibi başkanımız Sahin Özakalın Bey, hem Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen Bey, hem kıymetli Vali Mustafa Çiftçi Bey Erzurum’la ilgili bize önemli bilgiler verdiler ve beklentilerini, taleplerini ortaya koydular. Ben de onları tek tek not aldım. İlgili bakan arkadaşlarıma mutlaka aktaracağım. Ve de bizim bakanlığımıza düşen görevleri de biz seve seve hemen yapacağız. Bu vesileyle sizlerle paylaşmak isterim ki gerçekten kadirşinas ve vefakar halkımızın destekleriyle 22 yıldır saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Türkiye Cumhuriyeti’nde siyasi istikrar, ekonomik istikrar ve ekonomik atılımlar, gelişmelerle dolu dolu bir dönemi geçiriyoruz. Ve burada Türkiye ekonomisinin 17. sıraya cari fiyatlar ve döviz kurları üzerinden yükselmesi, satın alma gücü paritesine göre ise dünyada 11. sıraya yükselmemiz çok büyük bir başarı. Yıl sonunda inşallah 1,4 trilyon doları da hep birlikte aşacağız milli gelir olarak" dedi.



"Dünya ve Türkiye krizleri yaşadı"


Ticaret Bakanı Ömer Bolat, dünyanın 2000’li yıllardan itibaren krizleri yaşadığını anlatarak, "2008-2009 dünya ekonomi krizi, 2012-2014 arası Avrupa’nın borç ve ekonomik durgunluk krizi, 2021 Covid-19 salgını ve bunun ekonomileri durdurma krizi, salgından çıkarken tedarik zincirlerinin kopması nedeniyle talebin de aşırı şişmesi nedeniyle yaşanan bütün dünyadaki hiperenflasyon dönemi ve üstüne kuzey komşularımızın mini bir dünya savaşına tutuşması, ardından da Anadolu coğrafyasının 800 yılda gördüğü en büyük iki deprem. 6 Şubat Maraş depremleri gerçekten çok sarsıcıydı. Ama hamdolsun Sayın Cumhurbaşkanımızın yönettiği hükümetlerimiz, önceki hükümetlerimiz ve bu hükümetimizde hiçbir malın yokluğunun görülmediği ve hiçbir malın arz sorununun ortada olmadığı ve bu 22 yılın en az 18-19 yılında, 17-18 yılında tek haneli ya da yüzde 12-13’lerde makul enflasyon sürecinin olduğu istikrarlı bir süreç yaşadık. Bunun sonucunda 22 yılda ortalama yüzde 5.4 büyüdük real olarak ve 1-2 gün sonra TÜİK milli gelir rakamımızı da açıklayacak. Ve aşağı yukarı 10 gün sonra da orta vadeli 3 yıllık programda halkımızla paylaşılacak. Ve bu çalışmaları yaparken hep ülkemizin kaynakları, ihtiyaçları, halkımızın beklentileri, halkımızın alım gücünün yükseltilmesi; bunlar hedeflendi" diye konuştu.



"Krizler Türkiye’de çok iyi yönetildi"


Tarımın, sanayinin, hizmetler sektörünün, ihracatın ve hizmetler ihracatının arttırılması konusunda çok büyük mesafeler alındığını kaydeden Bakan Bolat, "Günlük ve kısa vadedeki içimizde yaşadığımız bazı sorunlar bizlerin bazen yeise kapılmamıza yol açabilir. Ama inanın orta ve büyük vadeli resme baktığımızda Türkiye 22 yılda siyasi istikrar, ekonomik istikrar ve ekonomik reformlar, atılımlar sayesinde çok büyük mesafeler sağladı. Ben 2004 yılında MÜSİAD Şubesi’ni açtığım Erzurum’la bugünkü Erzurum arasında 40-50 katı olumlu yönde fark olduğunu her gelişimde görüyorum. Dört ay önce Palandöken Forumu’na geldiğim Erzurum’la dört ay sonra geldiğim Erzurum’un arasında bile yenilikleri, olumlu gelişmeleri gözle dahi görebilmek mümkün oluyor. Biz insanız. Kendi içimizde bazen göremiyoruz. Neler oluyor, neler bitiyor, gelişmeler. Ama dışarıdan arada gelenler bu farkları çok daha iyi fark edebiliyorlar. Anadolu’muzun her tarafında büyük atılımlar oldu. Trakya’mızda büyük atılımlar oldu. 180 OSB’den 380’ne çıktık. Üretimimiz 238 milyar dolardan 1.4 trilyon doları aşacak bir rakama doğru ilerliyor. Kişi başına milli gelirimiz 3 bin 608 dolardan şu anda birinci çeyrek sonunda 16 bin dolara yaklaştı. Şimdi ikinci çeyrek rakamları açıklandığında 16 bin doların üzerini göreceğiz. Dünyada bu kadar ekonomik, siyasal krizler, savaşlar olduğu bir ortamda, afetler olduğu bir ortamda bu krizler Türkiye’de çok iyi yönetildi. Halkımız sağlık yönünden, ihtiyaçları yönünden, eğitim alanında, enerji alanında bunlar çok iyi yönetildi. Elektrik krizi var mı? Birçok ülkeler, komşular dünyada günde üç saat, beş saat elektrikle hayatlarını sürdürmeye çalışan ülkeler var" dedi.



"Sanayide gerçekten büyük atılımlar yaptık"


"Dış ticaretten sorumlu devlet bakanı olarak birçok ülkeye gittiğimiz için aramızda ne kadar büyük bizim lehimize farklar oluştuğunu görebiliyoruz" diyen Bakan Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Gerçekten sizlerden de yurt dışına gidenler bunları görüyor. Ve dışarıda bunlar çok daha iyi takdir ediliyor. Güçlü Türkiye, ekonomisi güçlü Türkiye, ürünleri kaliteli, teknolojisi yüksek Türkiye, güçlü yönetimi, lideri olan Türkiye, dünyada barış konusunda ara buluculuğu olan, sözü dinlenen, bölgesel lider, küresel oyuncu olan Türkiye olarak hep görülüyoruz ve sanayide gerçekten büyük atılımlar yaptık. Şimdi milli gelir 1.4 trilyon dolara yükseliyorsa bunun yaklaşık yüzde 22-23’ü sanayi ürünü. Ne yapıyor? Yaklaşık 350, 375 milyar dolar bir sanayi üretiminden bahsediyoruz. Tarımsal üretimimiz -Erzurum tarım ve hayvancılık başkenti olan illerden birisi- üç katına çıktı. 24 milyardan 74,5 milyar dolara çıktı. Bazen yazıyorlar çiziyorlar, konuşuyorlar. İşte ekonomi krizde, ülke battı, yok tarım bitti lafları. Tarım bittiyse 75 milyar dolar, üç katına çıkmış üretimi kim yapıyor? Çiftçilerimiz yapıyor. Bunun dışında eğer ülke krizdeyse bu kadar üretimi, sanayiyi kim yapıyor? Krizde olan bir ülkenin ihracatı olur mu? Ve bizim ihracatımız mal olarak 270 milyar dolar sınırına geldi. Hizmet ihracatı olarak 118 milyar dolar, 120’ye yaklaştık. Topladığımızda 390 milyar dolar hedefini gerçekleştireceğiz bu sene. Ve 390 milyar dolar ihracat demek 1,4 trilyon dolar milli gelirin yüzde 25’inden fazla, yüzde 30’una yakın bir ihracat demek. Ve bunlar gösteriyor ki, sıkıntılarımız var. Başkanlar ortaya koydu. Ama yaşadığımız depremler, salgınlar, etrafımızdaki savaşlar çok büyük hadiseler. O ülkeleri veya ekonomisi zayıf, dayanıksız ülkeleri yerle yeksan eden olaylar bunlar. Ama biz vatandaşımızın hayatının kötüleşmesine müsaade etmedik, önce istikrar ve hemen yükseliş. Biz bunun için çaba sarf ediyoruz."



Bakan Bolat’tan esnafa kredi müjdesi


"Önceki hükümetlerimizdeki bakan arkadaşlarımız gerçekten bir asker gibi cansiparane çalışıyorlar gece gündüz" diyen Bakan Bolat, "Bizim ekibimiz cuma günü Sirt’teydi. Pazartesi Ahlat Bitlis’teydik. Salı günü Malazgirt Muş’taydık. Çarşamba günü, dün Şam Suriye’deydik. Akşam fuar açıldı. En büyük Türkiye’nin standıydı. Bizim İhracat Genel Müdürlüğü ekibimiz bin metrekareye yakın büyük bir tanıtım operasyonu yaptı. Ve sabah da Erzurum’a ayak bastık. Yani 3-4 saatlik uykularla bunları gerçekleştiriyoruz. Fuarda yaklaşık 5 buçuk saate yakın, 5 saate yakın da arkadaşlarımızı ziyaret ettik, standlarını gezdik. Çünkü onlar reel sektör, tabanı temsil ediyorlar. Ülkemizin real sektörünü temsil ediyorlar. Üreten kesimi temsil ediyorlar. Onları dinlememiz, onlara kulak vermemiz çok önemli. Bunun için yapıyoruz. Esnaflarımızın yanındayız, destek veriyoruz. 22 yılda tam 4,5 milyon kullandırma ile 658 milyar lira, yüzde 50 finansman maliyeti sübvansiyonu finansman verildi. Bu yılda ilk 7 ay itibarıyla 94 milyar verildi. Erzurum’da da esnaflarımız bu yıl ilk 7 ayda 709 milyon liralık destek aldılar ve Erzurum’daki esnaflarımız da bu 22 yılda 33 bin 373 defa esnaf kredisini kullanarak 5 milyar liralık destekten faydalanmışlar. Şimdi ben buna bir müjde ilave etmek istiyorum. TESKOP başkanımızla gelirken görüştüm ve Halk Bankası Genel Müdürümüz de sağ olsun her zaman TESKOP’la birlikte esnaflarımızın yanında. Esnaf kefalet kooperatifi üyelerimiz için inşallah yarın itibarıyla 150 milyon liralık daha yüzde 50 sübvansiyonlu, yüzde 25 maliyetli, 4 yıl geri ödemeli esnaf kredisini buraya göndermiş olacağız. Hayırlı uğurlu olsun inşallah" diye konuştu.



Erzurum’a Türkbank Şubesi açılıyor


Türkbank’ın şubesini Erzurum’da açacaklarını belirten Bakan Bolat, "Bu yıl sonuna kadar. Bakın size bu müjdeyi de vermiş oluyorum. Türkbank ihracat kredisi verir. Yüzde 50 sübvansiyonludur ve Erzurum’a şube açıyor. Erzurumlu ihracatçılarımızın yanına geliyor. Bu da çok çok önemli bir gelişme. Bunun yanında ihracatımız da Erzurum’dan artıyor. Bu yıl faaliyet bazında 2024 yılında söylüyorum Erzurum’un ihracatı 164 milyon dolar oldu hamdolsun ve yüzde 53 artış gösterdi. 2024’te 2023’e kıyasla bu yılda ocak-temmuz döneminde bir yıl öncesinin ocak-temmuzuna göre de 85 buçuk milyon dolar olmuşuz. Erzurum’un ihracatı inşallah yine bu 164 milyon dolara doğru gelecek diye ümitliyiz. İthalatta da Erzurum’un net cari fazla veren bir il olduğunu memnuniyetle söylemek istiyorum. Geçen yıl 91 milyon dolar ithalatı var Erzurum’un. Bu yıl ilk 7 ay itibarıyla da 64 milyon dolar ithalatı var. Bu anlamda da Erzurum net 20 milyon dolar bu yılın ilk yedi ayında dış ticaret fazlası var. Daha iyi olacak inşallah" dedi.



"Gelişmeler finans şartlarına olumlu olarak yansıyacak"


İstikrar ve dengelenme döneminin çok olumlu sonuçlar vermeye başladığını ifade eden Bakan Bolat, "Enflasyon 2022-2023’te yaklaşık yüzde 65’ler, 70’lere yakın bir rakamdaydı. 33,5’a kadar gerilettik. Tam 15 aydır enflasyon oranı her ay geriliyor. Ve bunun yanında faiz oranlarında da, finansman maliyetlerinde de gerileme süreci başladı. Hızlanıyor. Bunu ilgili kurumlar, Merkez Bankamız takip ediyorlar ve onlar da ülkemizdeki finans şartlarının iyileşmesi ve finansmana erişim konusunda çaba sarf ediyorlar. TOBB’un nefes kredisi birinci dilim 23 bin müteşebbise kullandırıldı. İkinci dilimi de şu anda onaylanma aşamasında görüşülüyor. KGF kredileri var şu anda. Bunlarla da bu sorunu kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Bu yıl ikinci çeyrekte yani nisan, mayıs, haziran döneminde büyüme rakamı da birinci çeyrekten daha yukarıda olacak. Bu kesin. Yüzde 2’ydi birinci çeyrek. Niye böyle diyoruz? Çünkü sanayi üretiminde ikinci çeyrekte yüzde 7’nin üzerinde bir artış oldu. Bu hafta birçok önemli gösterge açıklandı. Tüketici fiyat endeksinde, real kesim güven endeksinde, ekonomik güven endeksinde ağustos ayı itibarıyla olumlu iyileşme var, gelişme var. İnşallah eylülün başında enflasyon oranı açıklandığında da ümidimiz var. Yüzde 33,5’un altına gerilemesini bekliyoruz. Bunlar da finans şartlarına olumlu olarak yansıyacaktır diye ümitliyiz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uzmanından uyarı: "H3N2, ölümle dahi sonuçlanabilen ve mutlaka ciddiye alınması gereken bir hastalıktır" Liv Hospital Ankara Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Duran Tok, "H3N2 dahil influenza virüsleri, solunum yollarının koruyucu mekanizmalarını bozarak hastalığın ağır ve uzun sürmesine neden olabiliyor. H3N2, ölümle dahi sonuçlanabilen ve mutlaka ciddiye alınması gereken bir hastalıktır" dedi. H3N2 virüsünün, influenza A grubuna ait bir grip virüsü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Duran Tok, Türkiye’de her yıl ekim ve kasım aylarında başlayıp, nisan mayıs aylarına kadar devam eden bir grip sezonunun yaşandığını ifade etti. Öksürük ve hapşırık gibi solunum yolu semptomları ile kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması, yalnızca H3N2’nin değil; domuz gribi, diğer influenza türleri ve farklı solunum yolu virüslerinde de artışa neden olduğunu belirten Tok, H3N2 virüsünün geçmiş yıllara göre daha yaygın görüldüğünü belirterek, özellikle risk gruplarının dikkatli olması gerektiğini vurguladı. "Havaların soğumasıyla birlikte mevsim geçişlerinde grip vakalarında ciddi artışlar görülüyor" H3N2 virüsünün, influenza A grubuna ait bir grip virüsü olduğunu dile getiren Liv Hospital Ankara Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tok, "Ülkemizde her yıl ekim-kasım aylarında başlayıp nisan-mayıs aylarına kadar devam eden bir grip sezonu yaşanıyor. Havaların soğumasıyla birlikte mevsim geçişlerinde grip vakalarında ciddi artışlar görülüyor. Öksürük ve hapşırık gibi solunum yolu semptomları ile kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması, yalnızca H3N2 değil; domuz gribi, diğer influenza türleri ve farklı solunum yolu virüslerinde de artışa neden oluyor. Ancak mutasyona uğramış H3N2’nin bu yıl geçmiş yıllara göre daha baskın olduğu biliniyor" ifadelerini kullandı. Yeni H3N2 varyantının bulaş hızının daha yüksek olabileceğine dair öngörüler bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Tok, "Ancak daha ağır bir hastalık tablosuna yol açtığına dair net bir veri bulunmuyor. 5 yaş altı çocuklar ve 50 yaş üzerindeki bireylerde hastalık daha ağır seyredebilir. Ayrıca kronik akciğer, karaciğer ve kalp hastalığı olanlar, diyabet ve kanser hastaları, gebeler, küçük çocuklar ve aşırı kilolu bireyler yüksek risk grubunda yer alıyor" ifadelerine yer verdi. "Bazı kişilerde ateş olmadan da seyredebilir" H3N2 belirtilerinin genellikle ani başladığını belirten ve ateşin bu belirtiler arasında olmama ihtimalinin de var olduğunun altını çizen Dr. Tok, "Ateş, baş ağrısı, kuru öksürük, halsizlik, terleme, boğaz ağrısı, kas ve eklem ağrıları ile burun tıkanıklığı ya da akıntısı görülebiliyor. Ancak bazı kişilerde ateş olmadan da seyredebilir. Çocuklarda ise bulantı, kusma ve ishal tabloya eşlik edebilir. H3N2 dahil influenza virüsleri, solunum yollarının koruyucu mekanizmalarını bozarak hastalığın ağır ve uzun sürmesine neden olabiliyor. Bu durum, yeni enfeksiyonların tabloya eklenmesine zemin hazırlıyor. H3N2, ölümle dahi sonuçlanabilen ve mutlaka ciddiye alınması gereken bir hastalıktır" cümlelerine yer verdi. "Kapı kolları ve lavabo başlıkları sık sık dezenfekte edilmeli" Gripten korunmanın kişisel ve toplumsal önlemlerle mümkün olduğunu ifade eden Dr. Tok, şu önerilerde bulundu: "El hijyenine dikkat edilmeli, eller sık sık ve özenle yıkanmalı, aralık-mart ayları arasında kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulmalı. Mecbur kalındığında maske ve mesafe kurallarına dikkat edilmelidir. Hasta kişilerle yakın temastan kaçınılmalı, toplu yaşam alanlarında kapı kolları ve lavabo başlıkları sık sık dezenfekte edilmelidir. Mevsimsel grip aşısı her yıl güncellendiği için, özellikle risk grupları ekim-kasım aylarında aşılarını yaptırmalı. Düzenli uyku, dengeli beslenme, düzenli egzersiz, vitamin eksikliklerinin (özellikle D vitamini) giderilmesi ve moral-motivasyonun korunması bağışıklık sistemi için büyük önem taşıyor."
Antalya ’Üvey oğlum’ demedi, engelli Tunahan’ın eğitimi için hamallık yaparak evine raylı sistem kurdu Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşayan doğuştan bedensel ve zihinsel engelli 18 yaşındaki Tunahan Kaplan’ın hayatı, üvey babası Bilal Aktoy’un yaptırdığı raylı asansör sistemiyle bir nebze de olsa kolaylaştı. Hayatını büyük ölçüde yatağa bağlı olarak sürdüren Tunahan, artık okula ve dışarıya daha rahat çıkarılabiliyor. Gündüzleri hamallık akşamları ise üvey oğlunun bakımı üstelen Üvey baba, hayata tutunabilmek için yoğun mesai harcıyor. Alanya’da yaşayan Tunahan Kaplan, doğuştan bedensel ve zihinsel engelli olarak yaşamını sürdürüyor. 18 yaşındaki Tunahan, günlük yaşamının tamamını yatağında geçirirken, haftanın iki günü özel bir okula giderek eğitim alıyor. Tunahan’ın babasının vefat etmesinin ardından annesi Fatma Aktoy (50), Bilal Aktoy (55) ile hayatını birleştirdi. Bu evlilikten sonra Tunahan’ın bakım ve yaşam mücadelesi aile için daha da büyük bir sorumluluk haline geldi. Tunahan’ın evden çıkarılması, özellikle de okula götürülmesi aile için uzun süredir ciddi bir zorluk oluşturuyordu. Yatağa bağımlı olan Tunahan, zaman zaman annesi, zaman zaman da üvey babası Bilal Aktoy tarafından kaldırılarak tekerlekli sandalyeye alınıyor, ancak merdivenler ve fiziksel engeller nedeniyle dışarı çıkmak neredeyse imkânsız hale geliyordu. 40 bin TL’ye raylı asansör Tunahanın yaşamına duyarsız ve kayıtsız kalmayan üvey baba Bilal Aktoy, tüm maddi imkânlarını zorlayarak evlerine raylı asansör sistemi yaptırdı. Yaklaşık 40 bin TL’ye mal olan sistem sayesinde Tunahan’ın evden çıkarılması ve okula ulaştırılması artık çok daha kolay hale geldi. Raylı asansör, Tunahan’ın tekerlekli sandalyesiyle güvenli şekilde taşınmasını sağlarken, aileye de büyük bir rahatlama sağladı. Geçimini Alanya Sebze ve Meyve Hali’nde hamallık yaparak sağlayan Bilal Aktoy, ağır şartlarda çalışmasına rağmen Tunahan için elinden geleni yapmaya devam ediyor. Asgari ücret ile çalışan Aktoy, kazandığı parayla hem evin geçimini sağlıyor hem de Tunahan’ın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Hayatını yatağa mahkûm şekilde sürdüren Tunahan Kaplan için raylı asansör, sadece bir teknik sistem değil, aynı zamanda okula gidebilmenin, temiz hava alabilmenin ve sosyal hayattan tamamen kopmamanın da kapısını aralıyor. Öte yandan gecenin karanlığında evinin geçimi için halin yolunu tutan üvey baba zorlu hayat şartlarına rağmen hem evine hem ise üvey oğlunun bakımını üstlenmek adına yoğun mesai harcıyor. Çevre köylerden gelen sebze ve meyveleri hale indiriyor, ardından ise boş kasaları yerlerini istifliyor. İşin ağırlığına aldırış etmeyen Bilal Aktoy akşam ise evinin yolunu tutuyor. Yapılan raylı asansör ile Tunahan’ın hayatının daha kolaylaştığını söyleyen anne Fatma Aktoy ‘’Tunahan’ı engelli okula getirip götürüyoruz. Asansör ile indirip çıkarıyoruz. Altını ve yemeğini kendim yapıyorum. Asansör’ü yapmayı eşimim aklına geldi. Tunahan için asansör yaptıralım dedi eşim. Yukarı çıkması daha kolay olur dedi. Beton zemin yaptırılsa zor olacağını düşünerek raylı asansör yaptırdık. 40 bin tl’ye kendimiz asansör yaptırdık. Bu şekilde daha kolay oldu. Servis geldikten sonra yukarıda bulunan cihazla yukarı çıkarıp okula götürüyorlar’’ dedi. Tunahan’ın bakımının zor olduğunu belirten üvey baba Bilal Aktoy ‘’Asansör sistemi kurdurduk. 40 bin TL masraf ettik. Raylı sistemden eşim düştükten sonra kolu kırıldı. Tunahan’ın bakımını ben üstendim. Eşimin kolu düzelene kadar hergün işyerinden geldim altları değiştirdim. Zorlukla karşılaşıyoruz. Okul yönetimi Tunahan’ı asansöre alıktan sonra okul dönüşü tekrardan asansör ile indirip yatağına bırakıyor. Tunahan’ın bakımı zor’’ şeklinde konuştu. Ayrıca haldeki işin zorluğundan da bahseden Aktoy ’’ Yıllardır çalışıyorum. Evimin geçimini sağlıyorum. Ağır işlerde çalışıyorum. Buradan gittikten sonrada üvey oğluma bakıyorum. Tunahan’ı kaldırıp yatağa koymak biraz zor oluyor. Buradaki işler de ağır ama katlanıyoruz’’ şeklinde konuştu.
Burdur Bakan İbrahim Yumaklı: "Burdur Gölü’nde yılda 66 milyon metreküp su açığı meydana geliyor" Tarım ve Orman Bakan İbrahim Yumaklı, Burdur Gölü Eylem Planına yönelik yaptığı açıklamada, "Eylem Plan kapsamında; buraya 5 yılda 5,8 milyar liralık yatırım yapacağız. Bu yatırımla yıllık 50 milyon metreküp suyu göl havzamıza kazandırmayı hedefliyoruz. Eylem uygulamaları yaygınlaştıkça, su kazanımımızın da artmasını bekliyoruz" dedi. Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, çeşitli ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Burdur’a geldi. Burdur Gölü Kuş Gözlem İstasyonu’nda, Burdur Gölü Eylem Planını açıklayan Bakan Yumaklı, "Ülkemiz küresel iklim değişikliğinin etkilerini derinden hissediyor. Son 25 yıldır sıcaklıklar, ortalamanın üzerinde seyrediyor. 2024 yılı sıcaklığı uzun yıllar ortalamasının 1,7 derece üzerine çıkarak 15,6 derece ile son 54 yılın en sıcak yılı oldu. 2025 yılı Temmuz ayı son 55 yılın en sıcak Temmuz ayı olarak kayıtlara geçti. 2025 su yılı yağışları, uzun yıllar ortalamasının yüzde 27 altında ve son 52 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti. Artan sıcaklıklar ve azalan yağış ile birlikte ülkemizde şiddetli kuraklıklar yaşanıyor. Neticesinde de su kaynaklarımız azalıyor. Bunların başında da göllerimiz geliyor. Su konusundaki bütün kurumların katılımıyla teşekkül eden Ulusal Su Kurulu’nda, bu göllerimizle ilgili bazı kararlar aldık. Bu kararlar doğrultusunda; Bakanlık olarak Eğirdir, Beyşehir, Akşehir, Eber, Bafa, Burdur, İznik, Seyfe ve Sapanca göllerimiz için eylem planlarımızı hazırladık" şeklinde konuştu. "Burdur Gölü’nde yılda 66 milyon metreküp su açığı meydana geliyor" İlk olarak İlk Eğirdir Gölü Eylem Planını açıkladıklarını ifade eden Bakan Yumaklı, "Göllerimiz için yürüttüğümüz bu çalışmaları belediyelerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, ilgili kurumlarımızın katkılarıyla güçlendirdik. Eylem Planlarımızı, yerinde incelemeler ve bilimsel veriler ışığı altında oluşturduk. Burdur Gölü, hem uluslararası Ramsar Alanı, hem de ulusal ölçekte birinci derece doğal sit alanı olmasıyla, ekolojik açıdan son derece önemli. Nesli tehlike altında olan dik kuyrukların kışlama alanı, endemik tür olan Burdur dişli sazancığının yuvası olan bu göl, biyolojik çeşitlilik açısından da kıymet taşıyor. Ülkemizin yedinci büyük gölü olan Burdur Gölü, kapalı bir havza olması nedeniyle dışa akışı olmayan, buharlaşmanın yoğun olduğu tuzlu-sodalı bir gölümüz. Ancak iklim değişikliği etkileri sebebiyle gölümüz kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya. Burdur Gölü Havzası’nda uzun yıllar yağış ortalaması 484 mm iken, son 10 yılın 8’inde bu değerlerin altında kaldı. Bu yılın ilk 11 ayında ise bu rakam maalesef 304 mm oldu. 1980-2000 yıllarında bu havzada ortalama sıcaklık 12,4 derece iken, bu yıl şu ana kadarki ortalama sıcaklık 14,2 derece oldu. 1970’te 857 metre olan su seviyesi, 21 metre azalarak bugün 836 metreye kadar indi. Yüzölçümü ise yarıdan fazla azalarak, 250 kilometrekareden 115 kilometrekareye düştü. Bu göl, yılda ortalama 179 milyon metreküp su kaybediyor. Bu miktarın yüzde 78’i buharlaşmadan kaynaklanıyor. Yağışlar ve depolamalarla birlikte, göle giren su miktarı ise 112 milyon metreküp. Bu durumda Burdur Gölü’nde yılda 66 milyon metreküp su açığı meydana geliyor" diye konuştu. "Eylem Plan kapsamında; buraya 5 yılda 5,8 milyar liralık yatırım yapacağız" Eylem planın amacını anlatan Bakan Yumaklı, "Eylem Planımızın amacı da; işte bu su açığını kademeli olarak azaltarak, gölümüzü hayatta tutmak ve gelecek nesillere taşımaktır. Eylem Plan kapsamında; buraya 5 yılda 5,8 milyar liralık yatırım yapacağız. Bu yatırımla yıllık 50 milyon metreküp suyu göl havzamıza kazandırmayı hedefliyoruz. Eylem uygulamaları yaygınlaştıkça, su kazanımımızın da artmasını bekliyoruz. 8 ana eylem ve 35 alt tedbirden oluşan planımızı 3 ana başlıkta uygulayacağız. İlk olarak Havzada Ekosistem Temelli Entegre Su Yönetimi başlığı altında şu eylemleri uygulamaya alacağız: Tarımsal Su Kullanım Yönetimi, İlave ve Alternatif Su Kaynaklarına Yönelik Çalışmalar, Su Kullanımlarının Kontrolü, İzleme ve Denetimi, Su Kalitesine Yönelik Çalışmalar. İkinci olarak Suyun Etkin ve Verimli Kullanılması başlığı altında şu konulara odaklanacağız: Sulama Tesislerinin Yenilenmesi, Bazı Proje Yatırımlarının Ertelenmesi, Su Verimliliği Çalışmaları, Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları. Üçüncü başlık olan Doğal Kaynakların Korunmasıyla da; doğa temelli yaklaşımlarla halk sağlığını olumsuz etkileyen tozumanın azaltılması çalışmalarını yapacağız. Bölgede basınçlı sulama yöntemleri yaygın olarak kullanılıyor. Bu anlamda çiftçilerimize teşekkür ediyoruz. Şunu vurgulamak isterim ki, bölgedeki kuraklık şartlarından dolayı, tarla içi modern sulama sistemi kullanımını daha yüksek seviyeye çıkarmalıyız. Bu konu, artık bu iklim şartlarında, sadece bu yöre değil, bütün Türkiye için zaruri hale geldi" ifadelerini kullandı. "Burdur Gölü Eylem Planımızın, ülkemiz için bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum" Hazırlanan eylemlerin sonuçları hakkında da bilgi veren Bakan Yumaklı, "Eylemlerden başka çarpıcı örnek vermek gerekirse; Isparta atık su arıtma tesisi çıkış suyunun ileri arıtılarak gölün beslenmesi ile 8,5 milyon metreküp su kazanımı sağlayacağız. Yine içme-kullanma suyu şebekelerindeki su kayıplarının yüzde 50 oranında düşürülmesiyle de 3,4 milyon metreküp yıllık su kazanacağız. Bugün burada, yalnızca bir gölü değil; ekosistemimizi, geleceğimizi, üretim gücümüzü değerlendiriyoruz. Suyun stratejik önemini, birleştirici gücünü konuşuyoruz. Üreticilerimiz, kurumlarımız, üniversitelerimiz, belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımızla, ortaya koyduğumuz bu iradeyi sizlerle paylaşıyoruz. Suyla gelen bereketi, kültürü, tarihi, ekosistemi korumak için birlikte hareket ediyoruz. Gelin, bu doğa harikasını, ortak geleceğimizi hep birlikte koruyalım. Başarı, tüm paydaşların bu sürece katkısıyla mümkün. Sözlerimin sonunda, bize çalışmalarımızda güçlü destek veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ediyorum. Eylem planımıza katkı veren bütün kurumlarımıza ve akademisyenlerimize teşekkür ediyorum. Burdur Gölü Eylem Planımızın, ülkemiz için bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum" dedi.