SAĞLIK - 04 Aralık 2025 Perşembe 10:59

"Günde 4-5 fincan sınırı aşılmamalı"

A
A
A
"Günde 4-5 fincan sınırı aşılmamalı"

Kahvenin diyabete olumlu etkisi olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşegül Akkaya Erden "Geniş ölçekli çalışmalar, düzenli kahve tüketen bireylerde Tip 2 diyabet gelişme riskinin yüzde 20 ila 30 oranında azaldığını gösteriyor. Ancak günde 4-5 fincan sınırını aşmamak gerekiyor" dedi.


Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşegül Akkaya Erden, dünya genelinde en çok tüketilen içeceklerden biri olarak hem kültürel hem de biyolojik açıdan özel bir yere sahip olan kahvenin diyabet ile ilişkisine dair önemli bilgiler verdi. Güne enerjik başlamanın en pratik yolu olarak görülse de, son yıllarda yapılan bilimsel araştırmaların kahvenin bundan çok daha fazlasını sunduğunu belirten Diyetisyen Erden "Kahve, beslenmede antioksidan alımının en önemli kaynaklarından biridir. İçeriğinde yer alan klorojenik asit ve polifenoller, serbest radikallerin neden olduğu hücresel hasarını azaltmaktadır. Bu sayede yalnızca enerji verici bir içecek değil, aynı zamanda hücre koruyucu bir bileşen olarak da değerlendirilmektedir" dedi.


"Kahve içenlerde Parkinson ve Alzheimer daha az görülüyor"


Araştırmaların, kahvenin karaciğer sağlığı üzerinde de olumlu etkiler gösterdiğini aktaran Diyetisyen Erden düzenli kahve tüketiminin karaciğer yağlanması, fibrozis ve siroz riskini azaltabildiğini; kafeinsiz kahvenin de benzer sonuçlar doğurmasının bu etkinin yalnızca kafeinden değil, kahvenin bitkisel bileşiklerinden kaynaklandığını ifade etti.


Uzun yıllar boyunca kahvenin, kalp sağlığı açısından riskli kabul edilmesine rağmen güncel verilerin bu algıyı değiştirdiğine dikkat çeken Diyetisyen Erden "Ölçülü kahve tüketiminin kalp hastalığı riskini artırmadığı, hatta bazı durumlarda koruyucu olabileceği yönünde bulgular mevcuttur. Günde 2-3 fincan kahve içen bireylerde Parkinson ve Alzheimer hastalıklarının daha düşük oranda görüldüğü de bilimsel çalışmalarla desteklenmiştir" diye konuştu.


"Günde 400 mg kafein alımı yeterli"


Kahvenin diyabetle ilişkisine dair güncel klinik çalışmalara değinen Diyetisyen Erden geniş ölçekli çalışmaların, düzenli kahve tüketen bireylerde Tip 2 diyabet gelişme riskinin yüzde 20 ila 30 oranında azaldığını gösterdiğini söyledi. Diyabet ile ilgili önde gelen bilimsel bir dergide yayımlanan araştırmada, günde 3-4 fincan kahve içenlerde bu riskin anlamlı şekilde azaldığını; daha kapsamlı çalışmalarda ise her ek fincan kahveyle diyabet riskinin yaklaşık yüzde 7 oranında azaldığının ortaya konulduğunu dile getirdi. Diyetisyen Erden bununla birlikte günlük 400 mg kafein yani yaklaşık olarak 4-5 fincan kahve sınırının aşılmaması uyarısında bulundu.


Bu ilişkinin arkasında kahvenin biyoaktif bileşenlerinin rol oynadığı düşüncesinin yer aldığını belirten Diyetisyen Erden "Polifenoller ve klorojenik asit gibi maddelerin antioksidan etkileri, vücuttaki oksidatif stres ve kronik inflamasyonu azaltarak metabolik dengeyi desteklemektedir. Bazı araştırmalarda kahve tüketiminin insülin duyarlılığını artırdığı ve pankreas -hücre işlevlerini koruduğu da bildirilmiş durumdadır. Güncel kanıtlar, günde 3-5 fincan kahvenin (yaklaşık 300-400 mg kafein) koruyucu etkiyle ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.


"Sade ve şekersiz kahve daha etkili oluyor"


Bununla birlikte Diyetisyen Erden faydalı etkinin, sade ve şekersiz kahvelerde daha belirgin olduğu; şeker, krema veya aromalı şuruplarla hazırlanan kahvelerde bu etkinin azaldığını da söyledi. Sağlıklı beslenme adına kahvenin kişisel tolere edilebilirliği, uyku düzeni, anksiyete eğilimi ve kafein duyarlılığı gibi faktörlere göre değerlendirilmesi gerektiği uyarısında bulundu. Diyetisyen Erden kahvenin su yerine geçmeyeceği uyarısında bulunarak "Kahvenin diüretik etkisi olduğu için su yerine geçmeyeceğini dikkate almakta fayda var. Kahve içtiğinizde günlük su tüketiminize de yine dikkat etmelisiniz. Her yetişkinin günlük 2-2,5 litre su içmesi önerilir" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli Şoförler Odası yeni düzenleme öncesi hazıklarını tamamladı Denizli Şoförler Odası Başkanı Köksal Semerci, basit usul vergilendirme sisteminin sona erecek olması nedeniyle, şoför esnafına en uygun hizmeti sağlamak için mali müşavirlerle görüşmeler yaptıklarını belirtti. 1983 senesinde Denizli Şoförler Odasına memur olarak adım attığını hatırlatan Başkan Köksal Semerci, "Daktilo katibi olarak işe başladım, ondan sonra muhasebe müdürü ve genel sekreter yardımcısı oldum. Üç dönemdir, 2014-2025 dönemleri arasında üç dönemdir başkanlığını yürütüyorum. Allah nasip ederse dördüncü dönem için yeniden aday olduk. Odamız için elimizden gelen neyse bugüne kadar yaptığımıza inanıyorum. Üyelerimizin bütün taleplerini inceliyoruz. Taleplerini üst makamlara götürüp, üst makamlarda üyelerimizin haklarını savunabiliyoruz. Son dönemde Federasyon’da da yönetim kuruluna girdim, Ankara’da TŞOF yönetimine girdim. Orada da üyelerimizin sorunlarını değerlendiriyoruz, bakanlıklar ve genel müdürlüklere iletiyoruz. Denizli’de 3 bin 200 tane şoför esnafımız var, mal sahibi olarak. Ama şoför olarak biz çokuz, yaklaşık 15 bin kişiyiz. 15 bin üye demek, güçlü bir oda demektir. 2005’teki Esnaf Sanatkarlar Kanunu değiştikten sonra bu şoförleri odamızdan sildiler. Odamızdaki sırf vergi mükellefi olan ve mal sahibi olan kişiler kayıtlı kaldı. Odalarımızda daha önce gelirlerimiz biraz daha iyiydi, evraklarımız vardı. Bu evraklar falan bitti şimdi. Sadece plaka gelirimiz var. Bu yüzden sadece hizmet olarak yatırım yapabiliyoruz. Esnafımızın bir sorunu varsa, taleplerini biz inceledikten sonra üst makamlara sunuyoruz. Üst makamlarda da bunların taleplerini değerlendiriyoruz, değerlendirdikten sonra bunları takip ediyoruz" dedi. "Yeni düzenlenmeyle ilgili hazırlıklarımızı yaptık" Yeni yıl ile birlikte basil usulde vergilendirme sisteminin artık olmayacağına dikkat çeken Başkan Semerci, "Yeni yıl ile birlikte yeni bir dönem de başlıyor. Basit usulden, gerçek usule vergilendirme sistemine dönülecek. Onun için biz de esnaf için yatırımlarımızı yaptık. Gerekli mali müşavirlerle irtibatımızı sağladık. Eğer 2026’da uzatılmazsa olmazsa, mali müşavirlerle odamızın imkanları doğrultusunda en ucuz defter tutma konusunda esnafımıza destek sağlayacağız. Anlaşmamıza göre onlara yardımcı olacağız. Bunun dışında esnaflarımıza yönelik çekici ve kurtarıcı hizmetimiz var. Didim’deki dinlenme tesislerimiz var. Geçen yıl 600 üyemizi, sabah kahvaltısı fiyatına, 450 lira gibi bir ücretle dinlenme tesisinden faydalandırdık. Düğün salonumuz da üyelerimiz ve birinci derece yakınlarına cüzi rakamla hizmet veriyor. Biz şoförün her zaman yanındayız. Sosyal anlamda da ihtiyaç sahibi şoförlerimize destek veriyoruz. Burayı devraldığımızda 700 bin lira gibi bir borçla devraldık. Şu anda o borçları ödedik. Bütün araçlarımızı yeniledik ve odadaki bütün üyelerimize hizmetlerimizden faydalandırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ın tescilli lezzeti Çağlayancerit cevizi Japonya’da tanıtıldı Kahramanmaraş’ın tescilli lezzeti Çağlayancerit cevizi, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı tarafından Japonya’da gerçekleştirilen toplantıda tanıtıldı. Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) tarafından desteklenen ve Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın yanı sıra İpekyolu, Fırat ve Karacadağ Kalkınma Ajansları işbirliğinde yürütülen "Tarımsal Sanayide Rekabet Gücünün Artırılması Projesi" kapsamında 6-17 Ekim tarihleri arasında Japonya’ya eğitim gezisi düzenlendi. Program çerçevesinde Kahramanmaraş’ın öne çıkan ürünlerinden Çağlayancerit cevizinin Japonya’daki örneklerinin incelenmesi amacıyla Nagano bölgesindeki Tomi şehri ziyaret edildi. Tomi Belediye Başkanı Hanaoka Toshio’nun ev sahipliği yaptığı toplantıda, Çağlayancerit cevizi tanıtıldı. Toplantıda Türkiye heyetinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü Yerel ve Kırsal Kalkınma ve Koordinasyon Daire Başkanı Funda Külerü, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Oğuz Alibekiroğlu ve bakanlık uzmanları yer aldı. Toplantıya çevrim içi katılım sağlayan Çağlayancerit Kaymakamı Yaşar Artar, iki şehir arasındaki benzerliklere vurgu yaparak, kardeş şehir ilişkisi kurulmasına yönelik çalışmaların başlatıldığını ifade etti. Deprem sonrası bölgenin toparlanmasına katkı sunması beklenen bu iş birliğinde coğrafi işaretli Maraş 18 cevizinin Japonya’nın Tomi şehrinde de yeni ekonomik ve tanıtım fırsatları oluşturabileceği belirtildi.