- 22 Şubat 2020 Cumartesi 11:35

(Özel) Evinin mutfağından restoran şefliğine uzanan yolculuk

A
A
A
(Özel) Evinin mutfağından restoran şefliğine uzanan yolculuk

Eskişehir’de, iki çocuk annesi Derya Könkenti, ailesine katkı sağlamak için evinin mutfağında Çerkez mantısını hazırlayıp sattığı restorana şef oldu.

Eskişehir’de, iki çocuk annesi Derya Könkenti, ailesine katkı sağlamak için evinin mutfağında Çerkez mantısını hazırlayıp sattığı restorana şef oldu. 11 yıldır Ayten Usta Gurme restoranda şeflik yapan Könkenti, restoran mutfağındaki 55 kişiyi adeta komutan edasıyla idare ederek yemek işlerini yürütüyor.


Eskişehir’de, aile ekonomisine katkı sağlamak için 12 yıl önce Ayten Usta Gurme restorana Çerkez mantısı yapan Derya Könkenti, hayallerinin peşinden koşarak evinin mutfağından restoran mutfağına geçti. Bir yıl boyunca evinde restoran için mantı hazırlayan iki çocuk annesi Könkenti, daha sonra restoranda çalışmaya başlayarak şefliğe kadar yükseldi. 55 kişilik mutfak ekibinin başına geçen şef Könkenti, çalışarak hem kızının üniversite masraflarını karşıladı hem de oğlunun düğünü için gerekli altınları aldı.



“Kendimi geliştirmeyi hedefledim”


Ayten Usta Gurme restoranın başarılı mutfak şefi Derya Könkenti, evinin mutfağından restorana uzanan yolculuğunu anlatarak, “Bir yıl kendi evimde halujayı (Çerkez mantısı) yaptım. Bir yıl sonra biraz sıkıldım evde, ardından işe girerek halujayı burada yapmaya başladım. Çocuklarım büyüdü, tabii bazı ihtiyaçları doğdu. Ayrıca daha fazla kendimi geliştirmeyi hedefledim. Aslında Ayten Usta da benim için büyük bir hedefti. Fakat başta çocuklarım küçük olduğundan dolayı olmadı. Sonradan, bu benim için büyük bir şans olduğunu düşünerek buraya geldim” ifadelerini kullandı.



“55 kişiyle mücadele ediyoruz”


Mücadeleci bir yapısının olduğuna da değinen Şef Könkenti, “Tabii ki bayanlarla çalışmanın zorluğu da kolaylığı da var. Fakat baş edebiliyorum, çünkü ben mücadeleci bir bayanım. Kendimi geliştirirken, bayanlarla çalışmak da bana büyük bir katkı sağladı. Güzel bir şekilde devam ediyoruz ve 55 kişiyle mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.



“Eşime, çocuklarıma destek olmak bana çok mutluluk veriyor”


Ayrıca Şef Derya Könkenti, işe başladığından bu yana değişen hayatını da anlatarak, “Tabi bu zamana kadar çok şey değişti. Kızım üniversiteye başladı. Kızım ve oğlumun eğitim hayatına katkıda bulundum. Oğlum şuan 24 yaşında Haziran ayında düğünümüz var, evlenecek. Onun altınlarını ben kazanarak alıyorum. Bu benim için büyük bir gurur. Tabii ki eşim bana çok yardımcı oluyor. Fakat ben de ona çok yardımcı oluyorum. Eşime, çocuklarıma destek olmak bana çok mutluluk veriyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Siverek’te köy okulu öğrencilerine ağaç sevgisi ve çevre bilinci eğitimi Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde bulanan Şeyhcafer İlkokulu’ndaki öğrencilere yönelik ağaç sevgisi ve çevre bilinci eğitimi düzenlendi. Şanlıurfa Siverek ilçesine 50 kilometre uzaklıktaki kırsal Darık Mahallesi’nde bulunan Şeyhcafer İlkokulu’nda eğitim gören öğrencilere yönelik ağaç sevgisi ve çevre bilinci eğitimi verildi. Köy okulunda düzenlenen etkinlik ile öğrenciler unutulmaz bir gün yaşadı. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) önlüklerini giyen öğrenciler önce TEMA gönüllülerinden eğitim aldı, ardından okul bahçesinde çevre temizliği yaptı. Öğrenciler daha sonra ağaçlara sarılarak ağaç sevgilerini ifade ederek doğayı koruma sözü verdiler. TEMA Vakfı Şanlıurfa Temsilciliği ile Haliliye İlçe Tarım Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen eğitim, öğrencilere küçük yaşta doğa bilinci kazandırmayı hedefledi. Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Tekçe tarafından verilen eğitimde, doğayı koruma, ağaçlandırma ve geri dönüşüm konularında önemli bilgiler aktarıldı. Eğitim, öğrencilerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Şeyhcafer İlkokulu’nda görev yapan öğretmen Ümmühan Akın, "Çok mutluyuz. Uzak bir okuldayız ama öğrencilerimiz uygulamalı olarak bir tohumun nasıl ağaca dönüştüğünü öğrendi. Ayrıca çevre temizliği yaparak doğayı korumanın önemini birebir yaşamış oldular" ifadelerini kullandı. Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Tekçe ise, "Öğrencilere doğa ve çevre bilinci kazandırmak için zaman zaman bu tür etkinlikler düzenliyoruz" dedi.
Kayseri Tezgahlarda palamut yok, hamsi çok Denizde palamudun az olmasıyla, Kayseri’deki balıkçı tezgahlarında hamsi bolluğu yaşanmaya devam ediyor. Kayseri’de 30 yıldır balıkçılık yapan Ali Akçakaya, denizlerde palamut balığının az olmasının hamsi bolluğunun devamına neden olduğunu söyledi. Hamsi balığının yanı sıra diğer balık türlerinde de bolluk yaşandığını belirten Akçakaya, "Önceki sene yaşadığımız palamut bolluğu bu sene bulunmamakta. Bu sene palamut balığı olmadığı için hamsi ve istavrit bolluğu yaşanmaktadır. Hamsi balığının yanında, diğer balık türlerinin de bolluğu söz konusu. Bu sene gerçekten çok çeşitli bir sezon geçmektedir. Fiyatlar; kıyı bölgelerde ucuz ama İç Anadolu bölgesinde fiyatlar biraz daha yüksek seyrediyor. Nakliye ve işçilik masrafları işin içine girdiği zaman fiyatlar yükseliyor. Tam bir fiyat vermek doğru olmaz. Balığın olup olmaması fiyatları etkiliyor" dedi. "Kar yağınca balığın lezzeti artar diye bir düşünce var" Halk arasında ’kar yağmadıkça balık yenmez’ algısına değinen Akçakaya, denizden çıkan balığın ölüm sıcaklığına doğru soğuk zincirin sağlanmasının taze ve lezzetli kalmasını sağlayacağını belirterek, "Yağmur ve kar yağmadıkça balık yenmez gibi görünüyor ama şu anda denizlerde bir bereketlilik söz konusu, çok güzel balıklar çıkmakta. Vatandaşlarımızı düzgün balık, kaliteli balık yemesi için tavsiye ediyoruz. ’Kar yağınca balığın lezzeti artar’ diye bir düşünce var. Bu durum soğuk havadan kaynaklanmıyor, balığın denizden çıktığı andaki soğukluğuyla kaynaklı. Balığın ölüm sıcaklığı vardır. Balığın ölüm sıcaklığına iyi bir soğutma yapılırsa balığın et kalitesinde arttırır. Et kalitesinin arttırılması için soğuk zincirin sağlanması gerekir. Soğuk zinciri sağlanan her balığın lezzeti de tazeliği de her zamanki gibi güzel olur" ifadelerini kullandı.