YEREL HABERLER - 09 Aralık 2016 Cuma 10:56

GAÜN’de “Teknikerler ve Teknikerlerin İstihdamı” Paneli

A
A
A
GAÜN’de “Teknikerler ve Teknikerlerin İstihdamı” Paneli

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Teknikerler Topluluğu tarafından düzenlenen “Teknikerler ve Teknikerlerin İstihdamı” paneli GAÜN Atatürk Kültür Salonunda gerçekleştirildi.
Panelin açılışında konuşan GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Bedir, ülkede orta ölçekli sanayiden tutun büyük ölçekli sanayilere kadar bilginin teknolojik ürünün içerisine gömülmediği müddetçe teknolojik olarak belli aşamaların geçilemeyeceğinin net anlaşıldığını belirtti. Prof. Dr. Bedir, “Ülkemizde bu olgu o kadar yüksek bir düzeye ulaştı ki, tekniker yetiştiren meslek yüksekokullarının da daha kapsamlı programlarla, daha kapsamlı teknolojik alt yapılarla donatılması gerektiği sonucunu ön plana çıktı. Ülkemizde mühendislik uygulama alanlarının alt yapılarını oluşturan siz teknik elemanlara da çok büyük ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
’’Teknik elemanlara çok büyük ihtiyaç var’’
Gaziantep sanayisinin on binlerle ölçülebilecek derecede teknik eleman ihtiyacı olduğunu aktaran Prof. Dr. Bedir, “Sanayicilerimiz bu ihtiyacı donanımlı teknik elemanlarla doldurmak istiyor. Okuduğunuz okulun alt yapısı neyi gerektiriyorsa bunlarla donanmak zorundasınız. Biz bu alt yapılarla sizi donatmak istiyoruz. Gaziantep Üniversitesi olarak bunun büyük gayreti içerisindeyiz. Sizlerden de bu konuda dönütler almak istiyoruz. Üniversitemiz Rektörü Prof.Dr.Ali Gür hocamız şehirdeki bir toplantısından dolayı etkinliğinize katılamadı, ama tüm öğrencilerimize ve katılımcılara selam söyleyerek, MYO öğrencilerimizin ara eleman değil, aranan eleman olmaları konusunda üniversite olarak tüm imkanlarımızla arkalarındayız dediğini beyan etti’’ dedi.
Meslek yüksekokulu ve tekniker adayı öğrencilerine ilk derslerde genellikle üniversite, sanayi ve hayatın her alanı için ne kadar değerli, önemli olduklarını anlatmaya çalıştıklarını söyleyen Teknikerler Topluluğu Akademik Danışmanı Öğr.Gör. Özge Düren, bir farkındalık oluşturmaya, kendilerinin ara eleman değil aslında aranan eleman olduklarının bilincini aşılamaya çalıştıklarını, bu amaçla Şubat 2016’da Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü ve Kültür Müdürlüğünün yoğun desteğiyle Teknikerler Topluluğunu kurduklarını ifade etti.
’’İki yılınızı dolu dolu geçirin’’
Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Ünverdi ise, Gaziantep Sanayi Odası hakkında bilgi vererek, Gaziantep’in sanayisinin hedeflerini açıkladı. Ünverdi öğrencilere seslenerek, “Siz gençler bizim için çok önemlisiniz, geleceğimiz sizlersiniz. Geleceğin, bu ülkenin yöneticileri sizler olacaksınız. İki yıl göz açıp kapanıncaya kadar geçen bir süre ama bu sürenin sonunda boş kalmamak anlamında bu süreyi dolu dolu geçirmek durumundasınız. Sanayi Odası olarak üniversitemizin intörn öğrenci uygulamasını bu anlamda çok destekliyoruz ve onlarla hep işbirliği içerisinde oluyoruz” diye konuştu.
Açılış konuşmaları sonrası başlayan panelde Teknikerler Birliği Başkanı Ertan Kılıç konuşmasında mesleki aidiyet kültürü, mesleki alandaki paydaşlar, Tekniker Odaları Birliğinin kurulması konularında öğrencilere bilgi verdi. Kılıç, “Gelecekte Türkiye’nin en önemli stratejik iş gücü olarak iş yapacaksınız. Cebinize beklentilerinizin üzerinden çok ekonomik kaynak girecek ve bu kaynaklarla yine Türkiye’ye, dünyaya ve insanlığa hizmet üreteceksiniz. Sanayi odaları, meslek yüksekokulları ve Teknikerler Birliğinin iş birliği yapmasıyla ülkemiz ekonomide, teknolojide adeta bir sıçrama tahtasına dönüşecektir ve geri dönüşüm katma değer olarak ülkeye daha büyük faydalar sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
’’İşinizi sevmeniz çok önemli’’
Teknikerler Birliği İstanbul İl Temsilcisi Cemal Güney, tekniker unvanıyla mezun olduktan sonra iş hayatına atılacak kişilerin işini sevmesinin çok önemli olduğunu belirterek, “Severek bir işi yapıyorsanız başarılı olmama şansınız yok. Mesleği ne olursa olsun bir hedef olduktan ve o hedefe doğru gidildikten sonra başarılı olmama şansı yok. Tesadüfen olmayacağını da bilmeniz lazım. Çalışarak çok çalışarak başarılı olunacağını bilmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
Panelde üniversite-sanayi işbirliği konulu sunumunda Teknikerler Birliği Trabzon Şube Başkanı Orhan Baki, “Devletlerin ekonomik hedefi yurttaşlarına her zaman daha refah bir hayat sağlamak ve bunu yükseltmektir. Bu hedefin gerçekleşmesi için ulusal kaynakların verimli kullanılması esastır. Ulusal kaynağınızı verimli kullanamazsanız asla böyle bir hedefe ulaşamazsınız. Verimliliğin artırılması, kalitenin yükseltilmesi ise yetişmiş insan gücü sayesinde olur. İnsan gücünüz, toplumunuzun geneli eğitilmiş değilse bu sizin için bir hayaldir mümkün değildir” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yaşlı Destek Programı’na başvurular başladı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, yaşlıların korunması, desteklenmesi ve yaşamlarının kolaylaştırılması için belediyeler tarafından hazırlanacak projelerin değerlendirileceği Yaşlı Destek Programı’na (YADES 2024) başvuruların başladığını belirterek, bu yıl YADES için 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdıklarını bildirdi. Göktaş, yaşlı nüfus oranının yüzde 10,2’ye yükseldiği Türkiye’de, bakanlığının yaşlılara sunulan hizmetlerin sayısının artırılması ve ihtiyaçlara göre çeşitlendirilmesi için çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Göktaş, “Bu kapsamda bakanlığımızca aile temelli aktif ve sağlıklı yaşlanmanın desteklenmesi politikasını YADES programıyla sürdürüyoruz. Yaşlılarımıza yönelik hizmetlerin sunumunda kurum bakımı hizmetleri yanında, evde bakım, gündüz bakım gibi koruyucu önleyici alternatif hizmet modellerini de yaygınlaştırıyoruz. Ayrıca yaşlılar ve yakınlarının öncelikli tercihi olan gündüz bakım ve evde bakım destek hizmetlerinin geliştirilmesi için projeler yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı. “Bu yıl 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdık” Bakan Göktaş, 2016’da uygulanmaya başlanan ve genel bütçeden aktarılan kaynakla sürdürülen YADES ile yerel dinamikleri harekete geçirerek, yaşlılık alanında farkındalık oluşturmayı, yaşlıların ev ortamlarında ve sosyal hayata katılımlarının desteklenmesini amaçladıklarını belirterek, şunları kaydetti: “65 yaş üstü vatandaşlarımızın korunması ve desteklenmesiyle bakım desteği ve psikososyal desteğe ihtiyacı olanların yaşadıkları mekanlarda gerekli bakımlarının yapılarak yaşamlarının kolaylaştırılmasını sağlamak üzere, 8 yılda toplam 45 milyon TL finansman desteği sağladık. Bu kapsamda 8 yılda 42 belediyede yürütülen 74 projeyle 87 bin 987 hanede 128 bin 691 yaşlıya ulaştık. Yaşlıların korunması, desteklenmesi ve yaşamlarının kolaylaştırılması için belediyeler tarafından hazırlanacak yeni projelerin değerlendirileceği YADES 2024 başvuruları ise başladı. Bakanlığımızca bu yıl YADES için 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdık.” Proje teklifleri 3 Haziran’a kadar valiliklere teslim edilecek YADES 2024 programı kapsamında ayrılan ödeneğin bakanlık tarafından belirlenen usul ve esaslar kapsamında belediyelerin hazırlayacakları ve valiliklerce teklif edilecek projeler için kullandırılacağını kaydeden Göktaş, belediyelerce hazırlanacak projelerin sürelerinin bir yıl olacağını, onaylanan projelerin, belediyeler tarafından uygulanacağını ve denetimlerin ise valilikler aracılığıyla yürütüleceğini ifade etti. Bakan Göktaş, programa başvuracak belediyelerin hazırlayacakları proje tekliflerini, en geç 3 Haziran saat 17.00’ye kadar valiliklere teslim etmesi gerektiğini bildirdi.
Sivas Güneş çarpması olarak düşünülüyor, asıl tehlike fark edilmiyor İlkbahar’ın gelmesiyle birlikte kene popülasyonunda artış devam ediyor. İnsanların hayatını kaybetmesine sebep olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), İç Anadolu Bölgesi’nde hızla yayılıyor. Kene ısırıklarına ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Numune Hastanesi’nde görev yapan Uzman Doktor Murtaza Öz, “Güneş çarpması diye kendini önemsemiyor ve hastaneye başvurmuyor” dedi. Baharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) virüsüne sebep olan kene ısırığı vakaları görülmeye başlandı. Kırsal kesimlerde daha sık rastlanan ve tedavi olunmadığında ölüme neden olabilen kene ısırığı hakkında uzmanlar sıklıkla uyarılarda bulunuyor. Hastalığın belirtilerini sıralayan uzmanlar, belirtilerin görülmesi halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını öneriyor. Sivas Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları bölümünde görev yapan Uzman Doktor Murtaza Öz, KKKA virüsüne ilişkin bilgiler verdi. Virüsü taşıyan kenelere Sivas ve çevresinde çok sık rastlandığını ifade eden Uzman Doktor Murtaza Öz, “Çok çeşitli kene türleri var ama bizim bölgemizde endemi oluşturan Kırım Kongo bulaşına sebep olan Hyalomma burada daha ön planda. Keneler yaklaşık 20 civarında hastalık bulaştırma potansiyeline sahip. Bunun başında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) geliyor. Kırım Kongo bulaşı, kenelerin insanları ısırmasıyla oluşuyor. Hayvanlarda ise belirti vermeden sessiz enfeksiyon şeklinde seyredebiliyor. Kasaplarda da kesim sırasında bulaş söz konusu olabiliyor” dedi. “Temas riskini azaltmak gerekiyor” Vücutta kene görülmesi halinde yapılması gerekenleri anlatan Murtaza Öz, “Keneyi çok ürkütmemek lazım. Üzerine kolonya dökülmesi ve yakma gibi şeyler yapılmamalı. İlk yapılması gerek bir sağlık kuruluşuna gitmek. Çıkarıldıktan sonra o bölge bol sabunlu su ile yıkanmalı ve alkol ile dezenfekte edilmeli. Özellikle kene teması için risk faktörü taşıyan tarım ile uğraşan insanlar uzun kollu ve açık renkli giyişiler giyebilir. Pantolonu çizmenin veya çorabın içine geçirebilir. Temas riskini azaltmak gerekiyor” şeklinde konuştu. Güneş çarpması değil kene ısırığı Hastaların bir kısmının kene ısırığını fark etmediğini ifade eden Uzman Doktor Murtaza Öz, “Kene ısırığını fark edenler de genellikle duş aldıklarında fark edebiliyor. Hastalarımız rutin tarama yapmıyor. Bunun dışında hasta bağ, bahçeden geldikten sonra özellikle güneş çarpması olduğunu ifade ediyor. ‘Beni güneş çarptı’ diyor, keneyi fark etmiyor. Bulantı, kusma, baş ağrısı gibi şikâyetler başlıyor. Güneş çarpması diye kendini önemsemiyor ve hastaneye başvurmuyor. Bu da sıkıntılı bir durum. Güneş çarpması diyerek hastalığın hem ilerlemesine neden oluyor hem de tedavinin gecikmesine neden oluyor” ifadelerine yer verdi.
Aydın Bu camide 433 yıldır ezan sesi hiç susmadı Aydın’ın Kuyucak ilçesinde bulunan ve kitabelerden yola çıkarak 1591 yılında yapıldığının tahmin edilen Şatır Ali Ağa Camii’nde 433 yıldır ezan sesi hiç dinmedi. Aydın’ın tarihine ışık tutan önemli yapılar arasında yer alan, sadece bir ibadethane olmanın ötesinde bölgenin tarihi ve kültürel kimliğinin bir parçası haline gelen Şatır Ali Ağa Camii, hem mimari zarafetiyle hem de kültürel önemiyle dikkat çeken bir ibadethaneler arasında yer alıyor. Yıllar içinde birçok olaya tanıklık etmiş ve bölge halkının sosyal hayatında önemli bir rol oynayan Şatır Ali Ağa Cami, aynı zamanda bölge halkının bir araya gelip ibadet ettiği, birbirleriyle kaynaştığı ve kültürel etkinlikler düzenlediği bir merkez olma özelliğini taşıyor. Geçmişten günümüze uzanan zengin bir geçmişe sahip olan Şatır Ali Ağa Camii bölgenin tarihi ve kültürel dokusunu yansıtıyor. Mimari açıdan incelendiğinde, Şatır Ali Ağa Camii geleneksel Osmanlı mimarisinin izlerini taşırken, kare planlı bir yapıya sahip olan cami dış cephesindeki sadelik ve zarafet dikkat çekiyor. Minaresi ise bölgenin karakteristik mimari özelliklerini yansıtıyor. İç mekanı geniş bir ibadet alanına sahip olan camii basit ancak etkileyici süslemelerle bezenirken, caminin mihrap ve minberi, o dönemin ustalarının işçiliğini yansıtan örnekler arasında yer alıyor. Bugün hala ayakta olan Şatır Ali Ağa Camii, geçmişin izlerini taşıyan ve gelecek nesillere aktarılan önemli bir miras olma özelliğini taşıyor. 2018 yılında başlatılan ve 2 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından restore edilen tarihi ibadethane, ziyaretçilere hem estetik bir deneyim sunarken hem de Aydın’ın tarihine ve kültürüne dair önemli ipuçları veriyor. Çalışmaların ardından cami yepyeni bir görünüme kavuşan caminin son hali görenleri kendine hayran bırakıyor. "Tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor" Aydın İl Müftüsü Hasan Güneş Şatır Ali Ağa Camii hakkında yaptığı değerlendirmede tarihi camilerde ibadet etmenin insana huzur verdiğini ifade ederek, "Camiler bir ülkenin İslam beldesi, yaşayan insanların da Müslüman olduğunun nişaneleridir. Camiler aynı zamanda Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın yer yüzündeki nişaneleri olarak da zikredilmektedir. Dolayısıyla ecdadımız Peygamber Efendimiz’in uygulamış olduğu Medine-i Münevvere’ye gittiğinde ilk olarak cami inşa etmesi sebebiyle yerleştikleri yerlere ilk olarak cami inşa ediyorlar. Kuyucak’ta da bunun önemli örneği olan Şatır Ali Ağa Camii’nde görmekteyiz. Bu caminin 433 yıldır ibadete açık olduğu biliniyor. Hem ecdadımızın hem de bugüne kadar orada yaşayan kardeşlerimizin namazlarını kesintiye uğratmaksızın namazlarını burada deruhte ettiklerini gösteriyor, hem de ecdadımızın cami mimarisinin o dönemlerde nasıl olduğunu bize gösteriyor. Aynı zamanda İslam sanatının güzel bir örneğini caminin içerisinde görüyoruz. Bu tür tarihi camilerde ibadet etmek insana huzur veriyor. Ecdadımız da bu camilerde ibadet ederek bunu bize göstermişler. Biz de onlardan almış olduğumuz bu güzel mirası bu güne kadar getirdik, bundan sonra da nesillerimiz boyunca kıyamete kadar bu camilerimiz varlığını devam ettireceklerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu bilinçle tarihi camilerin tekrar hayata kazandırılması, eski özelliklerini gün yüzüne çıkarmak için elinden gelen gayreti göstermektedir. Bununla birlikte Aydınımızın her ilçesinde buna benzer camimizin varlığını görüyoruz. Bize düşen iki husus var. Bunlardan birincisi bu camilerde bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da ibadetlerimizi yerine getirmek ikincisi de ecdadımızın bizlere bırakmış olduğu bu güzel eserlere sahip çıkmaktır" ifadelerini kullandı.