ASAYİŞ - 07 Mart 2012 Çarşamba 14:55

ENGELLİ KADININ ÇANTASINI BİLE ÇALMIŞLAR

A
A
A
ENGELLİ KADININ ÇANTASINI BİLE ÇALMIŞLAR

Gaziantep’te 4 ayrı kapkaç olayını gerçekleştirdikleri belirlenen 2 şüpheli gözaltına alınırken, şüphelilerin bir engelli kadını da hedef aldıkları öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre kent merkezinde meydana gelen kapkaç olayları üzerine Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri bir çalışma başlattı. Farklı bölgelerde meydana gelen ancak eşkalleri aynı çıkan olaylar üzerinde yoğunlaşan polis şüphelilerin izini sürdü. Son olarak Turan Emeksiz Mahallesi’nde 37 yaşındaki engelli Ö.İ.’nin çantasını kapkaç yöntemiyle çalan şüpheliler, motosikletle olay yerinden hızla uzaklaştı. Durumun bildirilmesi üzerine harekete geçen polis ekipleri, bölgeyi
ablukaya aldı. Engelli bayanın çantasını alarak motosikletle kaçmaya çalışan bir şüpheli, Yunus Timleri ve Güven Timlerince kısa sürede yakalandı. İlk olarak şüphelilerden H.E.’yi (24) gözaltına alan polis, diğer şüpheli S.A.’ya da kısa sürede ulaşarak gözaltına aldı. Şüphelilerin 4 ayrı kapkaç olayına karıştıkları öğrenilirken şüpheliler emniyet müdürlüğünde ifadelerinin alınmasının ardından adli makamlara sevk edildi.
Öte yandan Asayiş Şube Müdürlüğü Yan Kesicilik ve Dolandırıcılık büro amirliğinde kapkaç olaylarının önlenmesi için bir görüntü de hazırlandı. Bayanlar kol çantalarını sokak ve caddelerde yürürken daha emniyetli bir şekilde taşımaları konusunda uyarıldı. Hazırlanan görüntüde ise bir kadının güvenli bir şekilde tutmadığı çantasını alan kapkaççılar, motosikletle olay yerinden hızla uzaklaşıyor. Kısa sürede motorlu kapkaççılar polis ekiplerince yakalanırken, yapılan tatbikat gerçeğini aratmadı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla ‘Aslı Baş’ davası 4 Haziran’a ertelendi 2003 Türkiye Mankenler Kraliçesi Aslı Baş’ın Bodrum’da şüpheli ölümüne ilişkin Yargıtay’ın bozma kararının ardından görülen ilk duruşmada, Aslı Baş’ın cep telefonundaki silinen mesajların geri getirilerek incelemesi için telefonun İstanbul’a gönderildiği belirtildi. Dava 4 Haziran 2026’ya ertelendi. 2003 Türkiye Mankenler Kraliçesi Aslı Baş’ın, 21 Temmuz 2010 tarihinde Muğla’nın Bodrum ilçesi Yalıkavak Mahallesi’nde iş insanı Ahmet Bayer’e ait villada 6,5 metrelik terastan düşerek yaşamını yitirmesine ilişkin duruşma Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 5 Ağustos’ta beraat kararını bozmasının ardından yeniden ele alınan dosyada sanıklar ve taraflar bir kez daha hakim karşısına çıktı. Duruşmaya Aslı Baş’ın babası Mehmet ve Anne Müesser Baş, sanıklardan Ahmet Bayer’in oğlu Hakan Sadi Bayer katılırken, diğer sanık Volkan Bayer SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katıldı. Duruşmada Aslı Baş ailesinin avukatı Fahri Safa Küpçü, daha önce de talep ettikleri üzere cep telefonu verilerinin ayrıntılı şekilde incelenmesi talebini yineledi. Aslı Baş’ın babası Mehmet Yavuz Baş, mahkemede yaptığı konuşmada, "Adil bir yargılama istiyorum. Haksızlıklara uğradık" dedi. Anne Müesser Baş ise, "15 senedir mücadele veriyoruz. Kızımız geri gelmeyecek ama cezalarını almalarını istiyoruz" ifadelerini kullandı. Sanıklardan Volkan Bayer duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılırken, Hakan Sadi Bayer duruşma salonunda hazır bulundu. Aslı Baş’ın babası Mehmet Yavuz Baş’ın, Hakan Sadi Bayer’e yönelik "Hiç mi vicdan yok, canımızı yaktın" şeklindeki sözleri üzerine duruşma salonunda kısa süreli gerginlik yaşandı. Mahkeme heyeti, cep telefonu incelemesine ilişkin olarak cihazın İstanbul’a gönderildiğini, buradan gelecek bilirkişi raporunun bekleneceğini açıkladı. Mahkeme kararında; SEGBİS dökümlerinin incelenmesine, diğer tanıkların dinlenmesi yönündeki talebin reddine, davanın 4 Haziran 2026 tarihine ertelenmesine hükmedildi. Babadan tepki Duruşma sonrası konuşan baba Mehmet Yavuz Baş ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Böyle bir adalet olamaz. Bu yargı sisteminde, davamızda türlü tiyatrolar, türlü oyunlar, yani inanır mısınız, neden bu kadar sürüyor? Yani olay yerinde MOBESE kameralar sökülüyor, tekniker aranıyor ve bu kaldırılıyor. Bir deliller sürü delil kaldırıyorlar. Eğer bu kadar delil kaldırılmışsa, adalet bunun neden yani? Bunlar neden serbest geziyorlar? Bunlar olduğu gibi Yargıtay’da eksikliklerini ortaya koydu. Bunlar nasıl bir serbest gezebiliyorlar? Bu davadaki bu adaletsizlik artık bizim canımıza yetti. Aynı masa ol, herkes aynı ifadeyi versin. Bilim kurgu gibi bunlar olayı kurguluyorlar. Biz adalet istiyoruz. Biz adil yargı istiyoruz. Bizim kimseyle bir şeyimiz yok. Benim çocuğumun kanı yerde kalmasın. Hak yerini bulsun" dedi. Avukattan duruşma sonrası açıklama Duruşma sonrası açıklama yapan Aslı Baş ailesinin avukatı Fahri Safa Küpçü, şunları söyledi: "Bozma sonrası ilk duruşma yapıldı. Mahkeme bozma ilamına uyulması yönünde kararını yineledi. Eksik hususlar vardı. Eksik hususlar, tanıkların dinlenmesiydi. İki tanık arada dinlendi. Bir tanık şu an halen aranıyor. Aranan tanık, olayın olduğu gün güvenlik şirketi aranıyor ve bir takım talepler de bulunuyor anladığımız kadarıyla, kamera kayıtları ile alakalı. Bunun ortaya çıkması lazım, bunun netleştirilmesi lazım. Bunun için o tanık halen aranıyor. Onun ifadesi bekleniyor. İkinci husus, Aslı Baş’ın telefonunda silinen mesajlar vardı. Bu silinen mesajların ortaya çıkması gerekiyordu. Buradaki uzman bilirkişilerin altından kalkamadığı bir husus olmuş. Telefon şu an İstanbul’a gönderildi, gönderilmiş arada. Oradan biz geri dönüş bekleneceğiz. Duruşma 4 Haziran 2026’ya ertelendi" dedi. Ne olmuştu 2003 yılında düzenlenen Miss Model Of Turkey yarışmasında birinci olan Aslı Baş, 21 Temmuz 2010’da Bodrum Yalıkavak’taki Club Flipper Tatil Köyü içerisindeki bir villanın 6,5 metre yüksekliğindeki balkonundan düşerek yaşamını yitirmişti. Olay sırasında villada bulunan ve vurgun sonrası tekerlekli sandalyeye mahkûm olan turizmci Ahmet Bayer ile oğulları Hakan Sadi ve Volkan Bayer hakkında yürütülen soruşturma kapsamında ağır suçlamalar yöneltilmişti. Soruşturma sonunda Ahmet Bayer hakkında "nitelikli kasten öldürmeye azmettirme", oğulları hakkında ise "nitelikli kasten öldürme" suçundan ömür boyu hapis istemiyle dava açılmıştı. Yargılama sürecinde tutuklanan sanıklar, ilerleyen yıllarda tahliye edilmişti. Yaklaşık 9,5 yıl süren dava sürecinde 3 savcı ve 3 mahkeme başkanının değiştiği dosyada; Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Ocak 2020 tarihinde aralarında iş insanı Ahmet Bayer, oğulları Volkan ve Hakan Bayer ile diğer sanıkların da bulunduğu davada, yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle tüm sanıkların beraatine karar vermişti. Dosya, Aslı Baş ailesinin itirazı üzerine Yargıtay’a taşınmıştı. Yargıtay 5 Ağustos’ta beraat kararını bozmuştu Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 5 Ağustos tarihinde, yerel mahkemenin beraat kararını eksik soruşturma gerekçesiyle bozdu. Bozma kararında; olay gecesi Aslı Baş’ın Ahmet Derya Bayer’e gönderdiği mesaj içeriklerinin detaylı şekilde araştırılmaması, olay sırasında evde bulunan ve daha önce dinlenmeyen tanıkların ifadelerine başvurulmaması ve güvenlik kameralarına ilişkin iddiaların yeterince incelenmemesi gerektiği vurgulanmıştı.
Eskişehir Bir garip yaş bilmecesi ESKİŞEHİR(İHA) – Eskişehir’de yaşayan ve iddiasına göre kimlikte doğum tarihi yanlışlıkla 1 Temmuz 1912 yazıldığı için 113 yaşında gözüken Havva Koltuk, özellikle hastane işlemlerinde birçok problemle karşılaştığını belirtti. Yakınları, Havva Koltuk’un 2 sene önce 92 yaşında vefat eden ablası Durkadın Karayılan’dan 19 yaş büyük olduğu, en küçük oğlunu ise 68 yaşında dünyaya getirdi anlattı. Konya’nın Çeltik ilçesinden Eskişehir’in Odunpazarı ilçesi Emek Mahallesi’ne yakın zamanda taşınan Koltuk ailesinin en büyük üyesi Havva Koltuk’un doğum tarihi, resmi kayıtlara göre 1 Temmuz 1912 olarak görülüyor. Fakat Koltuk ailesi, Havva Teyze’nin hem görünüşü hem de 2 sene önce 92 yaşında vefat eden ablası Durkadın Karayılan’ın yaşı itibariyle bu doğum tarihinin doğru olmadığını iddia ediyor. Üç kardeşten ortancası olan Havva Koltuk’un 7 çocuğundan en küçüğü 45 yaşındaki Mustafa Koltuk’un kimlikteki yaşı temel alarak yaptığı hesabına göre, annesinin kendisini 68 yaşında dünyaya getirmiş olması gerektiğini aktardı. "Ben yaşımı bilmiyorum" Havva Koltuk, "Eskişehir’e Konya’dan geldik. Ben yaşımı bilmiyorum. Ablamı kaybettim, ama onun da yaşını bilmiyorum. Hastaneye gittiğimde bakmıyorlar. Hastanede bana bakmalarını istiyorum. Dilim dönmüyor, kulak duymuyor, ne edeceğimi bilmiyorum" dedi. "Kimliğe göre annem 68 yaşında beni doğurmuş oluyor" Havva Koltuk’un 7 çocuğundan en küçüğü Mustafa Koltuk, "Merhum teyzem normalde 90-95 yaşındaydı. Annem, teyzemin küçüğü. Dayım da annemin küçüğü. Yani annem, kardeşler arasından ortanca. Kimliğe göre annem 113 yaşında. Biz o doğum tarihinin yanlış olduğunu biliyoruz, nüfusta öyle yapmışlar. Teyzem büyük, annemin yaşı daha büyük. Hastaneye gittiğimizde zorluk çekiyoruz. Yaşı büyük olduğu için bakmakta zorlanıyorlar, ’Bugün git, yarın gel’ diyerek bizi çok oyalıyorlar. Anneme dışarıdan bakıldığında 85-90 yaşında gibi gözüküyor, en azından ben öyle tahmin ediyorum. Bu konuyla ilgili bir akrabamızdan da tam yaş alamadık. Ne teyzem ne de dayım bilmiyordu. Ben 45 yaşındayım. Kimliğe göre hesap yapacak olursak, annem 68 yaşında beni doğurmuş oluyor. Acayip bir hesap. Toplam 7 çocuğu var; 3’ü oğlan, 4’ü kız. En büyüğümüz 60 küsur yaşında. Hastaneye gittiğimde annemle ilgilenilmesini istiyoruz, başka bir şey de istemiyoruz. Resmi yerlerde bizimle ilgilensinler" diye konuştu. "Kimlikte 1912 doğumlu diye geçiyor" Emek Mahallesi Muhtarı Sibel Akıl ise, mahallesinde yaşayan 113 yaşındaki Havva Koltuk için şöyle konuştu; "Kimlikte 1912 doğumlu diye geçiyor. Teyzemiz kâğıt üstünde 113 yaşında. Ablası 94 yaşındaymış, o hayatını kaybetmiş. Baktığımızda, teyzemiz abladan bile büyük. Ayrıca, bu hesaba göre 68 yaşında doğum yapmış oluyor. Bu düzeltilebilir mi artık, bilmiyorum."
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencilerinden ulusal arenada büyük başarı Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Gitar Sanat Dalı öğrencileri, katıldıkları iki prestijli ulusal etkinlikte elde ettikleri derecelerle önemli bir başarıya imza attı. Öğrenciler, hem yarışma dereceleri hem de ’Yılın Genç Virtüözleri’ unvanıyla konservatuvarın sanat eğitimindeki niteliğini bir kez daha ortaya koydu. 4. Uluslararası Ankara Gitar Festivali kapsamında 4-7 Aralık tarihleri arasında düzenlenen gitar yarışmasında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Gitar Sanat Dalı öğrencileri kendi kategorilerinde derece elde etti. Eğitmenliğini Öğr. Gör. Alper Güncan’ın yürüttüğü Devlet Konservatuvarı Müzik ve Sahne Sanatları Lisesi 10. Sınıf öğrencisi Toprak Koca (C Kategorisi) üçüncülük ödülüne layık görüldü. Lisans birinci sınıf öğrencisi Ekin Özlü (D Kategorisi) üçüncülük elde ederken Yüksek Lisans öğrencisi Tamay Erşahin (E Kategorisi) üçüncülük ödülünün sahibi oldu. Ekin Özlü ve Tamay Erşahin’in eğitmenliğini ise Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi Doç. Emre Ünlenen üstlendi. ’Yılın Genç Virtüözleri’ unvanı Erzurum’dan geldi Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde 11-13 Aralık tarihlerinde düzenlenen I. İnovatif Gitar Günleri kapsamında gerçekleştirilen gitar yarışmasında ise Tarık İmran Çodri (Lisans IV) ve Tamay Erşahin (Yüksek Lisans), yarışmanın beş kazananı arasında yer alarak eş kazanan seçildi. Herhangi bir sıralama yapılmaksızın "Yılın Genç Virtüözleri" unvanına layık görülen öğrenciler, 2026 yılı içerisinde ülke çapında bir konser serisi ve kişisel albüm yapımı ile ödüllendirildi. Her iki öğrencinin de eğitmenliğini Doç. Emre Ünlenen yürütüyor. Elde edilen bu başarılar, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın sanat eğitimi alanındaki üretkenliğini ve öğrencilerinin ulusal ölçekteki görünürlüğünü pekiştirirken, genç müzisyenlerin kariyer yolculuklarına da önemli katkı sağlıyor.
Balıkesir Edremitli vatandaşların imdadına Başkan Akın yetişti Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Sarıkız Mahallesi’nde yıllardır bölge halkının en büyük sorunu olan kanalizasyon hattındaki taşma ve göçükler Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın talimatıyla BASKİ tarafından kısa sürede çözüme kavuşturuldu. Şehrin dört bir yanında neredeyse 60-70 yıllık altyapıyı değiştirmek için kapsamlı bir dönüşüm başlatan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Edremit’in Sarıkız Mahallesi’nde vatandaşların öncelikli taleplerinden olan kanalizasyon sorununu çözmek için düğmeye bastı. Başkan Akın’ın talimatıyla Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi (BASKİ) Genel Müdürlüğü bölgedeki teknik incelemenin ardından kısa sürede çalışmaları başlattı. Sarıkız Mahallesi’nde özellikle yaz aylarında sık sık taşma yaşanan kanalizasyon bacaları ve hat üzerindeki göçüklerde de detaylı çalışmayla sorunu gideren BASKİ ekipleri, yıllardır süregelen koku şikâyetine de son verdi. -Kanalizasyon hattı değiştirildi Halkın sürdürülebilir ve sağlıklı bir çevrede yaşamını sürdürmesi için yeni kanalizasyon hattı yapım çalışmaları gerçekleştiren Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi (BASKİ) Genel Müdürlüğü, yamalarla üstü kapatılan, yol üzerinde çökmeler meydana getiren ve ekonomik ömrünü yitiren kanalizasyon hatlarını tek tek yeniliyor. Yıllardır Edremit’in Sarıkız Mahallesi’ndeki çevre sağlığını tehdit eden bu sorun BASKİ Genel Müdürü Erdoğan Öztürk’ün koordinasyonunda detaylı çalışmayla giderildi. Ekipler sorun oluşturan tüm kanalizasyon hattının onarımını tamamladılar. Bölgedeki çalışmaları kısa sürede tamamlayan BASKİ ekipleri, yıllardır çevreye rahatsızlık veren ve vatandaşların yaşam kalitesini düşüren, yaz aylarında sık sık taşma yaşanarak koku probleminin sebebi olan bacaları tamamen yenileyip, kanalizasyon hattı değişimini gerçekleştirdi. -"Ahmet Başkan’ımızdan allah razı olsun" Taleplerini Başkan Akın’a iletmelerinin ardından kısa sürede mahallelerinde çalışmaların tamamlandığını söyleyen Sarıkız Mahallesi sakinleri; "Ahmet Başkan’ımızdan Allah razı olsun. Sorunumuzu ilettik, yaz aylarında çok fazla kirlilik oluyordu, Başkanımız BASKİ ekiplerini hemen seferber etti. Yapılan çalışmalarla kanalizasyon hattı yenilendi, rögarlar değişti" ifadeleriyle memnuniyetlerini dile getirdiler.
Kocaeli Kartepe’deki ilkokulda "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" ile çok yönlü eğitim KOCAELİ (İHA) – Kocaeli’nin Kartepe ilçesindeki Süleyman Şah İlkokulu, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" kapsamında oluşturduğu modern öğrenme ortamlarıyla öğrencilerin çok yönlü gelişimini hedefliyor. Okul yönetimi, Milli Eğitim Bakanlığınca yürütülen yeni müfredat modeli çerçevesinde "kapsayıcı, bütüncül ve öğrenci merkezli" eğitim anlayışını hayata geçirdi. Bu kapsamda öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra sosyal, duygusal ve ahlaki gelişimlerini destekleyen uygulamalar yürütülüyor. Eğitim sürecinin öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenmesini destekleyecek şekilde planlandığı okulda, gelişim takibi sınav odaklı değil, süreç odaklı gözlem ve değerlendirmelerle yapılıyor. "Öğrencilerimizin sosyal, duygusal, ahlaki ve manevi gelişimlerini merkeze alıyoruz" Süleyman Şah İlkokulu Müdürü Murat Bülent Kaplanoğlu, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin yalnızca bilgi aktarmayı değil, düşünen, üreten, paylaşan ve değerleriyle bütünleşen bireyler yetiştirmeyi hedeflediğini belirterek, "Okulumuzda öğrencilerimizin sosyal, duygusal, ahlaki ve manevi gelişimlerini de merkeze alıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı inşa edecek güçlü ve bilinçli nesillerin temelini atıyor, her bir öğrencimizin bu yüzyılın fikri ve manevi mimarları olacağına inanıyoruz" dedi. Okulda öğrencilerin kullanımına sunulan fen laboratuvarı, resim ve müzik atölyeleri, jimnastik, bilgisayar, akıl ve zeka oyunları sınıfları ile duyu bütünleme odası ve yaşam becerileri atölyesi gibi alanlar, eğitimin fiziki altyapısını güçlendiriyor. Ayrıca okul bünyesinde anasınıfı bahçe eğitim atölyesi ve tabiat laboratuvarı kurulması için de çalışmaların sürdüğü bildirildi.