GENEL - 01 Şubat 2008 Cuma 13:56

Abdi İpekçi mezarı başında anıldı

A
A
A
Abdi İpekçi mezarı başında anıldı

Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi, öldürülüşünün 29. yılında Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında anıldı.

1 Şubat 1979 gecesi İstanbul'daki evinin yakınlarında öldürülen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi, öldürülüşünün 29. yılında sevenleri 
tarafından anıldı.


İpekçi'nin Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen anma törenine
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Sibel İpekçi ile kızı Nükhet İpek İzet, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, gazeteci Nail Güreli tanınmış gazetecilerle birlikte sevenleri katıldı. Anma töreninde sevenleri İpekçi'nin mezarına karanfiller bıraktı.

Meslektaşının mezarı başında bir konuşma yapan Orhan Erinç, "Bir caninin bir katilin hala günümüzde kutsanıyor olması aslında onu öldüren onu katleden zihniyetin de aramızda dolaştığını gösteriyor. Bu haliyle bütün basının hala tetikte olması gerektiğini gösteriyor. Cinayetin aydınlatılmasını istiyoruz" dedi.


"Çözümlenmemiş bir cinayet için burdayız"

Ardından söz alan Nükhet İpek İzet, anma törenine gelen herkese teşekkür ederek başladığı konuşmasında, "Teşekkür edemeyeceğimiz bazı şeyler var. Bunları sizinle paylaşmak istiyorum. Bir yıl önce sarsıldığımız cinayet, 5-10-20 saydıkça uzaklaşıyoruz neredeyse 30 yıl önce diyeceğim. Biz çözümlenmemiş bir cinayet için buradayız. Asıl suçluları adaletten kaçırdılar. Sanki suçlu biz gibiydik. Çok fazla cinayet mağduru aile var. Cinayet mağdurları öç alma duygusuyla değil, adalet alma duygusuyla bu kaygı içinde bekliyorlar. Biz bu kadar çok cinayete göz yumulması bu kadar canın yok sayılması yurttaşa hakaret sayılmaz mı diye sormak istiyoruz. Bizi cinayet işletenlerle bir arada yaşamaya mahkum edenleri mahkum etmek gerekmez mi?" diye konuştu.

İpekçi için dualar okuyan yakınları ardından mezarlıktan ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Diyadin’de kardeşlik köprüsü Ağrı’nın Diyadin ilçesine bağlı Burgulu İlkokulu arasında anlamlı bir eğitim dayanışması kuruldu Yeşil Vatan Kardeş Okul Projesi kapsamında Sakarya’da bulunan Mustafa Kemal Atatürk Ortaokulu ile Ağrı’nın Diyadin ilçesine bağlı Burgulu İlkokulu arasında anlamlı bir eğitim dayanışması kuruldu. Proje doğrultusunda Burgulu İlkokulu anasınıfı öğrencileri için oyuncak ve kırtasiye malzemeleri gönderilirken, doğaya katkı sağlamak amacıyla fidanlar da destek paketinde yer aldı. İki farklı şehir arasında kurulan bu kardeşlik bağı, eğitimde paylaşma ve dayanışma kültürünün güzel bir örneği olarak öne çıktı. Gönderilen oyuncaklar ve eğitim materyalleri, anasınıfı öğrencilerinin eğitim ortamına renk katarken, fidanlarla birlikte çevre bilincinin küçük yaşlarda kazandırılması hedeflendi. Proje kapsamında gönderilen fidanların, okul bahçesinde toprakla buluşturularak hem çevreye nefes olması hem de bu anlamlı kardeşliğin kalıcı bir simgesi haline gelmesi bekleniyor. Eğitim ve çevre temalarını bir araya getiren çalışma, öğrenciler arasında yardımlaşma ve paylaşma duygularını pekiştirdi. Yeşil Vatan Kardeş Okul Projesi ile hayata geçirilen bu örnek çalışma, farklı bölgelerdeki okullar arasında kurulan gönül bağlarının çocukların dünyasında kalıcı izler bıraktığını bir kez daha ortaya koydu. Eğitimde atılan bu anlamlı adım, geleceğe umut veren bir tablo çizdi.
Aydın Acısını çalışarak hafifletiyor Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde yaşayan Özcan Kuşçu, pazarcılık yaparak kocasının vefatının ardından manevi olarak geçirdiği zor günleri unutmaya çalışıyor. Eşinin vefatının ardının ardından içine kapanmak yerine insanlarla iletişimi koparmamayı tercih eden Kuşçu, pazarcılığın kendisine adeta terapi gibi geldiğini belirtti. Stres atmak ve ev ortamından uzaklaşmak amacıyla pazarlara çıkmaya başladığını dile getiren Özcan Kuşçu, zamanla bu ilgisinin artırdığını belirtti. İnsanlarla sohbet etmenin, hal hatır sormanın ve iletişim kurmanın kendisini rahatlattığını ifade eden Kuşçu, kendi imkanlarıyla aldığı 100 tavuğa baktığını ve hayvanları çok sevdiğini kaydetti. Öte yandan tezgahını sadece yumurtalarla değil, kendi yetiştirdiği rengarenk çiçeklerle de süsleyen Kuşçu, bu yönüyle pazarın en renkli ve dikkat çeken tezgahlarından birine sahip olmayı da başardı. Pazarcılığın kendisi için bir geçim kapısından öte moral kaynağına dönüştüğünü dile getiren Özcan Kuşçu, "Burada olmak bana iyi geliyor. Konu yumurta satmak değil, hayata karışmak. Eşimin ölümünden önce de pazara çıkıyordum ama eşim vefat ettikten sonra pazar daha da anlam kazandı. Evde oturup içime kapanmaktansa burada hava alıp zaman geçiriyorum. Günün nasıl geçtiğini bile anlamıyorum. O yüzden pazar günleri bana çok iyi geliyor. Yumurtanın yanında kendi yetiştirdiğim çiçekler var. Onlarla hem tezgahımı renklendiriyorum hem de gelir sağlıyorum" diye konuştu.
Erzincan Kış geldi: Grip mi, soğuk algınlığı mı? Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Serkan Altıparmak, kış aylarında grip ve soğuk algınlığı vakalarında artış yaşandığını belirterek iki hastalık arasındaki farklara dikkat çekti. Dr. Öğr. Üyesi Serkan Altıparmak, kış aylarının gelmesiyle birlikte "üşüttüm" ve "grip oldum" şikâyetiyle hastanelere yapılan başvuruların belirgin şekilde arttığını söyledi. Toplumda grip ve soğuk algınlığının sıkça karıştırıldığını ifade eden Dr. Altıparmak, her iki hastalığın da üst solunum yollarını etkilediğini ancak seyir ve sonuçlarının farklı olduğunu vurguladı. Soğuk algınlığının genellikle hafif seyirli olduğunu belirten Altıparmak, burun akıntısı, hapşırık, boğazda yanma ve hafif halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterdiğini, ateşin ise çoğu zaman görülmediğini ya da düşük seyrettiğini söyledi. Şikâyetlerin genellikle 3-5 gün içinde kendiliğinden geçtiğini kaydetti. Gribin ise ani başlayan ve daha ağır seyreden bir hastalık olduğunu dile getiren Altıparmak, yüksek ateş, şiddetli halsizlik, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, kuru öksürük ve titremenin en sık görülen belirtiler arasında yer aldığını belirtti. Özellikle 65 yaş üzerindeki bireylerde, kronik hastalığı olanlarda, hamilelerde ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde gribin zatürre gibi ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini ifade etti. Grip aşısı koruyucu etki sağlıyor Grip ve soğuk algınlığının öksürük ve hapşırıkla havaya yayılan damlacıklar yoluyla kolayca bulaştığını söyleyen Altıparmak, kapalı ve kalabalık ortamlarda riskin arttığını belirtti. Gripten korunmanın en etkili yolunun aşı olduğunu vurgulayan Altıparmak, grip aşısının hastalığa yakalanma riskini azalttığını, hastalık geçirilse bile daha hafif seyretmesini sağladığını ve risk grubundaki bireylerde hastaneye yatış ile ölüm riskini düşürdüğünü dile getirdi. El hijyenine dikkat edilmesi, kapalı alanların havalandırılması, dengeli beslenme, yeterli uyku ve bol sıvı tüketiminin de korunmada önemli rol oynadığını belirten Altıparmak, hastalık belirtileri olan kişilerin maske kullanarak çevrelerini korumaları gerektiğini söyledi. Antibiyotik uyarısı Kış aylarında en sık yapılan hatalardan birinin gereksiz antibiyotik kullanımı olduğunu ifade eden Dr. Altıparmak, grip ve soğuk algınlığının virüs kaynaklı olduğunu ve antibiyotiklerin bu hastalıklarda etkili olmadığını vurguladı. Antibiyotiklerin yalnızca hekim önerisiyle kullanılması gerektiğini belirten Altıparmak, ateşin üç günden uzun sürmesi, nefes darlığı, şiddetli halsizlik veya göğüs ağrısı durumlarında vakit kaybedilmeden sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söyledi. Grip iş gücü kaybına da neden oluyor Grip ve benzeri solunum yolu enfeksiyonlarının yalnızca sağlık sorunlarına değil, ciddi iş gücü kaybına da yol açtığını belirten Altıparmak, yapılan çalışmalarda grip nedeniyle çalışan bireylerin ortalama 3-7 gün iş gücü kaybı yaşadığının ortaya konulduğunu ifade etti. Kış aylarında bu enfeksiyonlara bağlı iş gücü kaybının yüzde 20-40 oranında arttığını belirterek, gripten korunmanın bireysel olduğu kadar toplumsal ve ekonomik açıdan da büyük önem taşıdığını vurguladı.