GÜNDEM - 26 Şubat 2013 Salı 10:32

"Anadolu insanının tepesine çöktüler"

A
A
A
"Anadolu insanının tepesine çöktüler"

28 Şubat 1997 yılında yaşanan post-modern darbeden etkilenen dönemin MÜSİAD Kayseri Şube Başkanı ve Dost Sigorta’nın kurucularından olan Mustafa Tekerli, yaşadıklarını anlattı.

ALPARSLAN ÖTÜKEN

1990 yılında MÜSİAD’ın İstanbul merkezli olarak kurulduğunu ve Kayseri’de de kendilerinin şube açtıklarını anlatan Mustafa Tekerli, dernek olarak çeşitli ziyaretlerde bulunduklarını belirterek, “Bu ziyaretler çerçevesinde dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal’ı da ziyaret ettik” dedi.

Turgut Özal’ın ziyarette hizmet sektörüne atılmaları konusunda tavsiyelerde bulunduğunu anlatan Tekerli, “Biz Kayserililer hizmet sektörünü tam bilmezdik ve bu tavsiyeyi nasıl değerlendirebiliriz diye düşünüyorduk. Sigortacılığa girmeye karar verdik. Gaziantep, Adana, Malatya, Konya ve Yozgat gibi illerden ortak olarak Dost Sigorta’yı kurduk. Samimi duygularla güçlü bir şirket kurabilmenin heyecanı ile Bakanlar Kurulu’ndan da bu yönde karar çıkınca şevk içinde çalıştık” diyerek Dost Sigorta’nın kuruluş aşamasını anlattı.

Turgut Özal’ın vefatı sonrasında Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olduğunu ve Refah-Yol hükümetinin kurulduğunu hatırlatan Tekerli, “Bu sırada ülkede bir şeyler olmaya başladı. Her tarafta bir gerilim var, televizyonlarda gerilimli konuşmalar oluyor. Biz ticaret ile uğraştığımız için bize bulaşacağına ihtimal vermiyorduk. İnsanlara gerici ve irtica yakıştırmaları yapılınca, bize bulaşmayacağını falan düşünüyorduk.

Yeni dönemin geçerli akçesi bütün Anadolu insanının tepesine çökme oldu. Biz bu kadar bilmiyorduk, karanlık dehlizlerde bu kararların alındığını, memlekette başka işlerle uğraşması gerekenlerin bunlarla uğraştığını ve tepemizde örümcek ağı gibi bir şeylerin örüldüğünü bilmiyorduk. Ama gün geçtikçe örümceğin ağının size de yapıştığını ve kurtulamayacağınızı, naftalin kokusu gibi ülkenin her tarafına yayıldığını daha sonra daha net olarak anladık” diye konuştu.

Tekerli, 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını şu şekilde anlattı:

“Bir gece evimizin kapısı çalındı sabah saat 04.00 civarında. Kızım kapıyı açtı ve gözetleme deliğinden baktığında 15 polis geldi. Arkadaşlar Nuh Mete Yüksel’in lahiyasını, gözaltına alma yazısını okuttular. Baştan sona kadar okudum. Baktım ki iş ciddi ve ne gerekiyorsa dolaplarımızı açtık ve gösterdik. Bu sırada ezan okundu ben namaz kıldım. Polislerden de namaz kılanlar oldu. Arabam ile emniyete gelirim dedim. Arabanın durmasını söylediler. Biz bırakırız dediler. Ben bir saat sonra geliriz diye zannediyordum.

Diğer arkadaşları da gözaltına almışlar ve bizi Ankara’ya götürdüler. Güya yurt dışından para toplamışız. Bizim işletmelerimiz incelediler ve en son şunu gördüm, ‘Bu işletmeler kendi işletme sermayelerini nakden ödeyecek güçteler’ diye bir ibare gördüm. Bizim her şeyimizi incelediler. Bizim Almanya’ya gittiğimizi zannediyorlar ama ben sadece Hacca gittim.

Nuh Mete Yüksel o zamanlar birilerinin, sermayenin veya başka kişilerin tetikçisi olabilir. Birilerinin gözünde kahraman olma adına millete zulmeden, suratı asık, beyanat verirken yüzünden düşen bin parça olan bir adamdı. Şimdi ortalarda yok. Yaptığı işlerden utanıyor olsa gerek. Ama utanmak yetmez. Kaç kişilik ihracat yaptın, okul mu yaptırdın diye bir sormak lazım. Kasım kasım kasılıyordu.

Aradan çok zaman geçti ama bazı şeyler unutulamıyor. Gece saat 4’te götürülünce 7 aylık çocuğum vardı. Çok sıkıntılar yaşadık. Kötü bir şey yapmış gibi muamele edildi. 8 gün gözaltı süresi sonrasında bırakıldık. Polisler aklı başında insanlardı. Bize ‘Sizi korkutmak için almışlar. Sizin yaptığınız işlerde bir şey yok’ dediler. Bizi bırakmamak için gayret gösterildi. Mahkemelerde askeri hakimler vardı. Türkiye gestapo gibi yönetiliyordu. İtiraz edemiyorduk. Şimdi sivil mahkemelerde askeri hakimin ne işi var denir. O zamanlarda askeri hakimler vardı. Şimdi bunların ne kadar abes olduğunu görüyoruz.

Bizi askeri mahkemede yargılamaya çalıştılar. 8 gün sonra mahkemenin huzuruna çıkmamız lazımdı. Bizi oyaladılar. Bizi bekletemeyeceklerini söyledik. Askeri mahkemeye çıkmamak için direndik. Nuh Mete Yüksel’i çağırdılar sonra bizi mahkemeye çıkardılar ve serbest kaldık.”

Yaşananlar sonrasında Dost Sigortayı kuran arkadaşları ile birlikte şirketi feshetme kararı aldıklarını anlatan Tekerli, “Baktık ki bize rahat vermeyecekler dedik ve şirketi feshettik. 3 milyon dolar toplamıştık. 1.5 milyon dolarına bina, tesis ve elemanlara harcamıştık. Mahvettiler her şeyi. Bu şekilde yakamızı kurtardık. 3 tane dava açtılar Ankara, İstanbul ve Kayseri’de. Davaların hepsi kendiliğinden düştü. Bizim heveslerimiz, iş yapma şevkiz kırıldı. Onların da istediği buydu. Buna dolaylı ceza deniyormuş. Niyetlerimize ceza verdiler. Şirketi feshettirmekle bunu yaptılar. Anadolu insanının daha çok büyüteceği şirketin önünü kestiler.

28 Şubat sürecinde ülkemizin altından kalkması, o kadar büyük örgüler örülmüş, bir takım kahramanlar Hasan Celal güzel gibi bir takım kahramanlar bunu göğüsledi. Bu 28 Şubat’ta seçkin gurubun bizi zenci, kara böcek gibi gören ve Anadolu çocuğunun kırmızı halıda ne işi var gibi düşünen ‘Beyaz Türk’ denen bir zihniyet vardı.

Anadolu insanı bu memleketin bel kemiğidir. O insanlara bu memleketin kalkınmasının çok kolay olduğunu, kendilerinin ise sülük olduğunu gösterdik. Memleketin onlar olmadan nasıl büyüdüğünü fark ettirmeye çalıştık. Zamanı durdurmak mümkün olmadığı gibi Anadolu insanını durdurmak da mümkün değil. Şimdi bize böyle bakan insanlar acınacak durumdalar. Kendilerinde tanrısal güç olduğunu düşünenler şimdi acınacak haldeler” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Trendyol Süper Lig: Kocaelispor: 2 - Antalyaspor: 1 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kocaelispor, Antalyaspor’u konuk ediyor. Karşılaşmanın ilk yarısı ev sahibi ekibin 2-1 üstünlüğüyle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 23. dakikada soldan Churlinov’un kullandığı köşe atışında kaleci Abdullah’ın elinden kaçırdığı topu ön direkte Smolcic ağlara gönderdi. 1-0 32. dakikada sağdan Safuri’nin ortasında arka direkte Giannetti kafayla topu filelerle buluşturdu. 1-1 37. dakikada Keita’nın ceza sahasına ortasında topla buluşan Linetty pasını Tayfur’a aktardı. Sağ çaprazda kaleci ile karşı karşıya kalan Tayfur topu ağlara yolladı. 2-1 Stat: Kocaeli Hakemler: Gürcan Hasova, Mehmet Kısal, Onur Gülter Kocaelispor: Aleksandar Jovanovic, Ahmet Oğuz, Botond Balogh, Hrvoje Smolcic, Massadio Haidara, Karol Linetty, Habip Keita, Daniel Agyei, Tayfur Bingöl, Darko Churlinov, Bruno Petkovic Yedekler: Gökhan Değirmenci, Anfernee Dijksteel, Muharrem Cinan, Furkan Gedik, Serdar Dursun, Tarkan Serbest, Samet Yalçın, Aleksandr Syrota, Can Keleş, Joseph Nonge, Rigoberto Rivas Teknik Direktör: Selçuk İnan Antalyaspor: Abdullah Yiğiter, Bünyamin Balcı, Veysel Sarı, Lautaro Giannetti, Kenneth Paal, Soner Dikmen, Dario Saric, Samuel Ballet, Ramzi Safuri, Sander Van De Streek, Yohan Boli Yedekler: Julian, Samet Karakoç, Hüseyin Türkmen, Abdülkadir Ömür, Dzhikiya, Hasan Yakub İlçin, Jesper Ceesay, Ensar Buğra Tivsiz, Doğukan Sinik, Poyraz Efe Yıldırım Teknik Sorumlu: Alaattin Gülerce Goller: Hrvoje Smolcic (dk. 23), Tayfur Bingöl (dk. 37) (Kocaelispor), Lautaro Giannetti (dk. 32) (Antalyaspor)
Tunceli Tunceli’de DHKP/C operasyonu: 1 şüpheli tutuklandı Tunceli’de polis ekiplerince, DHKP/C terör örgütünün il genelindeki faaliyetlerinin deşifre edilerek engellenmesine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında düzenlenen operasyonda 1 şüpheli yakalanarak tutuklandı. Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, DHKP/C silahlı terör örgütünün il genelinde yürüttüğü faaliyetlerin tespit edilmesi, deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda yapılan istihbari ve teknik çalışmalar neticesinde, kendisini sözde gazeteci ve muhabir olarak tanıtarak habercilik faaliyeti adı altında örgüt propagandası yaptığı belirlenen bir şahıs hakkında operasyon düzenlendi. Yapılan çalışmalarda, C.B. isimli şahsın DHKP/C terör örgütünün talimatları doğrultusunda Moğultay Mahallesi’nde yasaklı materyallerin bulunduğu bir kütüphane oluşturduğu, bu içeriklerle ilgili olarak sosyal medya hesapları üzerinden örgüt propagandası yaptığı tespit edildi. Bunun üzerine şüphelinin yakalanmasına yönelik adli süreç başlatıldı. 19 Aralık 2025 günü sabah saatlerinde şüphelinin ikamet adresine Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince operasyon düzenlendi. Operasyonda C.B. yakalanarak gözaltına alındı. Şahsın ikametinde yapılan aramalarda, toplatma kararı bulunan çok sayıda kitap, dergi ve gazete ile birlikte 1 adet cep telefonu, 1 adet SIM kart, 1 adet dizüstü bilgisayar, 1 adet flash bellek ve 5 adet CD ele geçirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Terörle mücadele kapsamında yürütülen çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceği bildirildi.
Kütahya Bilal Erdoğan Kütahya’da konuştu: "Büyük mesafeler katettik" İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Kütahya’da düzenlenen "Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü" paneline katıldı. Kütahya Kadim Konağı’nda gerçekleştirilen Küresel Araştırma ve Düşünce Merkezi Genel Kurulu ve panel programına İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Prof. Dr. Ömer Türker, Prof. Dr. M. Sait Gökalp, Prof. Dr. Süleyman Elik, Prof. Dr. Ubeydullah Sezikli, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve davetliler katıldı. Panelde konuşan Bilal Erdoğan, Türkiye’nin 25 yıl önce 200 milyar dolar seviyesinde olan milli gelirinin bugün 1,6 trilyon dolara ulaştığını söyledi. Kişi başına düşen milli gelirin ise 3 bin dolardan 18 bin dolara yaklaştığını ifade eden Erdoğan, bu ekonomik büyümenin toplumun beklentilerini de köklü şekilde değiştirdiğini dile getirdi. Ekonomik gelişmenin sivil toplumu da güçlendirdiğini vurgulayan Erdoğan, "Anne babalarımızın yaşadığı Türkiye ile bugün çocuklarımızın yaşadığı Türkiye aynı değil. Gelişen bir ülkede sivil toplumun büyümesi, taleplerin artması ve gönüllülüğün yaygınlaşması kaçınılmazdır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ulaşım, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda büyük mesafeler kat edildiğini belirten Bilal Erdoğan, geçmişte siyasetten beklentilerin ‘devlet baba’ anlayışı çerçevesinde şekillendiğini hatırlattı. Erdoğan, "Bugün Türkiye’de devletin sunduğu hizmetler birçok alanda gelişmiş ülkelerle yarışır hale geldi. Cumhurbaşkanımız siyasetin gerçekten bir şeyler yapabildiğini topluma gösterdi" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinin toplumsal dönüşümde belirleyici olduğunu ifade eden Erdoğan, "Toplumun önünde yürüyerek ezberleri bozdu. Değeri, elbette ki olmadığı zaman daha net anlaşılacak. Büyük liderlerden sonra bu hep yaşanmıştır" dedi. Sivil toplum kuruluşlarının sahaya daha fazla hakim olması gerektiğine dikkat çeken Bilal Erdoğan, sağlık, eğitim ve sanayi gibi alanlarda işi doğrudan yapanların çözüm üretmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Bir hastalığı yaşayanlar, o hastalıkla ilgili en doğru çözümü siyasetçiye anlatmalı. Seramikten eğitime kadar her alanda, o işin erbabı siyasete yol göstermeli" ifadelerini kullandı. Kültür ve kimlik vurgusu da yapan Erdoğan, Türkiye’nin gelişmek için kendi değerlerinden vazgeçmek zorunda olmadığını belirtti. Erdoğan, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde görüldü ki gelişmek için kimliğimizi reddetmemiz gerekmiyor. Kendi kültürümüzle, kendi inancımızla da dünyanın zirvesine oynayabiliriz" dedi. Kendi kültürüne yaslanmadan başka kültürlerle sağlıklı ilişki kurulamayacağını söyleyen Erdoğan, "Köklerimizden ilham alarak dallarımızı her yere yaymamız gerekiyor. Kendi toprağında kök salmayanın başka yerlere uzanması mümkün değildir" şeklinde konuştu. Program, panel değerlendirmeleri ve genel kurulun ardından sona erdi.