POLİTİKA - 27 Ekim 2016 Perşembe 08:04

Asker direnmeseydi Özal Musul’a girecekti

A
A
A
Asker direnmeseydi Özal Musul’a girecekti

Atatürk’ün Misak-ı Milli vasiyeti, devlet ajandasında milli bir ukde olarak kaldı. 1923’te içe kapanmacı bir siyaset anlayışına gömülen Türkiye, Özal ile cesur bir çıkış yaptı. Ancak o da arkasında Musul’a girecek orduyu bulamadı.

Bazen yüksek perdeden bazen fısıltıyla da olsa Türkiye'nin Musul ve Kerkük ukdesiaslında hiç kaybolmadı ve devlet aklının bir köşesinde kaldı. Türkiye, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile cesur bir çıkış yaptı, Erdoğan ile de sahaya indi. Her ne kadar Atatürk, Lozan'dan sonra Misak-ı Milli konusunu pek gündeme getirmemiş olsa da Musul'u bir vasiyet olarak dile getirdi. ANAP'ın eski Sakarya Milletvekili Yalçın Koçak, Musul'un Atatürk'ün vasiyeti olduğunu belirterek "Atatürk, Amerikalı general Mac Artruhur'a 1937 yılında aynen şunları söylüyor: Allah nasip eder ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve Adalar'ı geri alacağım. Selanik'te dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutlarına katacağım. İşte bu Atatürk'ün vasiyetidir. Bu vasiyeti İnönü de biliyordu. Hatta bunu Bülent Ecevit'e de söylemişti" dedi.

ECEVİT DOĞRULADI

Ecevit ise Atatürk'ün bu vasiyetine ilişkin şunları söylemişti: "İsmet İnönü, genel sekreteriyken beni çağırıp 'Şartlar elvermiyordu biz alamadık. Şartlar elverdiğinde Türkiye'nin Musul'u topraklarına katması uygun ve gerekli olacaktır. Bunu hatırından çıkarma' dedi" Ecevit, bu vasiyeti dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e de aktaracak ama bir sonuç alamayacaktı. Koçak, Ecevit'in "Şartlar oluştu Kıbrıs'ı aldım" dediğini de aktardı.

GENELKURMAY BAŞKANI İSTİFA ETTİ

1992'de Ankara Kent Otel'inde Özal'ın direktifiyle yapılan ve Irak'taki aşiretlerin katıldığı toplantının aktörlerinden olan Koçak, Özal'ın Musul meselesiyle yakından ilgilendiğini ve Körfez Savaşı sırasında Musul'a girmeyi istediğini belirterek şunları söyledi: "Özal çıkmamak üzere girmek istedi Musul'a. 1990'da Köşk'te zirve yapıldı. Kemal Yamak Paşa ve ekibi Özal'ın bu fikrine destek çıktılar. Ancak Kenan Evren ve NATO'cu askeri grup karşı çıkarak engelledi. Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay da Özal'ın Musul'a girme kararlığını görünce istifa etti. 1998'te Evren verdiği bir mülakatta Musul'a girmek isteyen Özal'ı kendisinin durdurduğunu söylemişti." Musul'un alınmasını isteyen bir mektup gönderen Alparslan Türkeş dışında bütün siyasi liderlerin Özal'ın karşısında olduğunu belirten Koçak, Demirel'in de bunların başında geldiğini söyledi. Koçak o döneme ilişkin bir bilgiyi de ilk kez paylaştı: "Demirel'in sağ kolu olan Necmettin Cevheri, Özal'a geldi. Demirel'in 'Özal Musul'a mehter marşıyla girerse bir daha onu iktidardan indiremeyiz' dediğini ve bu yüzden destek vermediğini söyledi. Musul milli bir meseledir ama o dönem iç politika malzemesi yapıldı. Musul, Türk siyasetçilerine bırakılmayacak kadar önemlidir. Biz orada çimento idik, maalesef çözüldük"

ERDOĞAN SAHAYA GİRDİ

Özal'dan sonra bu meseleyi dillendiren ve kararlılıkla Misak-ı Milli vurgusu yapan diğer isim ise Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Erdoğan' "Eğer Misak-ı Milli'yi kavrarsak, anlarsak Suriye'deki sorumluluğumuzun, Irak'taki sorumluluğumuzun ne olduğunu anlarız. Eğer bugün 'Musul üzerinde bizim sorumluluğumuz var, onun için hem masada hem de arazide olacağız' diyorsak sebebi var" diyerek devlet aklını yeniden tedavüle soktu.

BABA BUSH'TAN ÖZAL'A: MUSUL HAKKINIZDIR ALIN

Birinci Körfez Krizi sırasında ABD Başkanı George Bush, Özal'a "Biz güneyden gireceğiz. Siz de kuzeyden Irak'a girin. Musul ve Kerkük'te hakkınız var. Buraları alın" diyerek Türkiye'ye yeşil ışık yakmıştı. Dönemin başbakanı olan Yıldırım Akbulut, yıllar sonra bazı eski ANAP'lı milletvekilleri ile sohbetinde, Özal ile Bush arasında şu diyaloğun yaşandığını aktarmıştı:

Bush: Sayın Özal, Kuzey Irak ve Kerkük'e girin.

Özal: Sayın Bush, bugün gir diyorsunuz. Yarın da çık dersiniz.

Bush: Kim girdiği yerden çıktı ki siz de çıkacaksınız... Kıbrıs'a girdikten sonra çıktınız mı?

Özal'ın kardeşi Korkut Özal'da Bush ile Kerkük ve Musul konusunda gizli bir anlaşma yaptığını belirterek şöyle demişti: Kuzey cephesini Türkiye sağlamlaştıracaktı. ABD ise güneyden Irak'a girecekti. Türkiye'nin varlığı güneydeki ABD güçleri üzerindeki baskıyı azaltacaktı. Böylece çok kolay bir biçimde Bağdat'a gireceklerdi. Turgut Bey, baba Bush'a, sürekli 'Musul ve Kerkük'te kalırsak ve çekilmezsek ne olur, bu sizin için mümkün mü?' diye sordu. Başkan hiç zaman bile istemeden kendisine 'Tabi olur, niye olmasın. Bu bizim için hiçbir zaman sakınca oluşturmaz. Bu sizin kendi işiniz. Elbette kalabilirsiniz' cevabını vermişti.

H. SALİH ZENGİN / SABAH

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Rize Valisi Baydaş 1 yıllık asayiş bilançosunu açıkladı Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, yıl boyunca yürütülen asayiş ve diğer kurumlara ait çalışmalara ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu. Rize Valisi İhsan Selim Baydaş 2025 yılı boyunca Rize’de yürütülen güvenlik, asayiş, uyuşturucuyla mücadele, trafik, düzensiz göç, sahil güvenlik, 112 çağrıları ve kamu hizmetleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Asayiş olaylarında 2024 yılına nazaran düşüş olduğuna dikkat çeken Vali Baydaş "2024 Ocak-Aralık ve 2025 Ocak-Aralık dönemlerini karşılaştırdığımızda, kişilere karşı işlenen suçta bir azalma görüyoruz. 2024’te 2 bin 368 olay meydana gelmişken, 2025’te olay sayısı 265 azalarak 2 bin 103’e düşmüştür. Bu yaklaşık yüzde 11’lik bir azalmaya tekabül ediyor ve bu tabloyu memnuniyetle müşahede ediyoruz" dedi. Mal varlığına karşı işlenen suçlara da değinen Vali Baydaş, "Mal varlığına karşı işlenen suçta da azalma devam etmektedir. 2024’te 549 olay meydana gelmişken, 2025’te bu sayı 173 azalarak 376’ya düşmüştür. Hem kişilere karşı işlenen suçlarda hem de mal varlığına karşı işlenen suçlardaki bu düşüş, kolluk birimlerimizin, emniyetimizin ve jandarmamızın dikkatli takibi ve önleyici çalışmalarıyla mümkün olmuştur" ifadelerini kullandı. Rize’de terörle mücadele kapsamında 2025 yılı içerisinde 31 operasyon gerçekleştiğini kaydeden Baydaş "Terörle mücadele kapsamında 2025 yılı Ocak-Aralık döneminde, 25’i kırsal alanda jandarma sorumluluk bölgesinde, 6’sı şehir merkezinde olmak üzere toplam 31 operasyon gerçekleştirilmiştir. Bu operasyonların 4’ü FETÖ, 3’ü DEAŞ, 2’si PKK, 1’i DHKP-C, MLKP ve diğer terör örgütleri kapsamındadır. Bu 31 operasyonla ilgili faaliyetler 2025 yılında da aralıksız şekilde sürdürülmüştür" şeklinde konuştu. Olayların yüzde 100’e yakını aydınlatılıyor Rize’de suç olaylarının tamamına yakının aydınlatıldığının altını çizen Baydaş "Evet, olaylar yaşanıyor ama burada aydınlatma oranı çok önemli. Kişilere karşı işlenen suçlarda aydınlatma oranımız yüzde 99,67. Mal varlığına karşı işlenen suçlarda ise bu oran yüzde 97,72. Bu küsuratlı kısım devam eden soruşturmalardan ve delil toplama süreçlerinden kaynaklanıyor. Bu işlemler tamamlandığında oranlarımızın yüzde 100’lere ulaşmasını hedefliyoruz. Bu alanda arkadaşlarımızın üstün gayretine özellikle teşekkür etmek istiyorum" diye konuştu. "360 bin 112 acil çağrısının 141 bini asılsız" 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan çağrıları da değerlendiren Vali Baydaş, bu çağrılarından asılsız olanların büyüklüğüne dikkat çekerek "112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan çağrıların toplamı 360 bin 904’tür. Maalesef bu çağrıların 141 bin 250’si asılsız çağrı" ifadelerini kullandı.
İstanbul TFF, hak mahrumiyeti cezası alan 70 futbolcunun cezasını onadı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Tahkim Kurulu, bahis soruşturması kapsamında 3, 6, 9 ve 12 ay hak mahrumiyeti cezası alan 70 futbolcunun cezasını onadı. TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PDFK) tarafından bahis eyleminde bulundukları tespit edilen ve hak mahrumiyeti alan futbolcuların itiraz dilekçeleri Tahkim Kurulu tarafından incelendi. TFF’nin resmi internet sitesinden konuyla ilgili yapılan açıklamada, 70 futbolcunun cezalarının onandığı belirtildi. Bahis eylemi nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı’nın 57/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına dair kararda sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, başvurunun reddi ile kararın onanmasına, oybirliğiyle karar verildiği belirtildi. Hak mahrumiyeti cezası onanan futbolcuların aldıkları cezalar şöyle: 3 ay hak mahrumiyeti Abdullah Berk Karadağ, Abdullah Kaan Karaca, Abdullah Kaygısız, Adar Aygür, Ahmed Fırat Seven, Ahmet Keleş, Ahmet Uzun, Ali Akkuş, Ali Ali, Ali Emir Kılıç, Ali Emre Ustaalioğlu, Ali Kılıç, Alper Demir, Alperen Arslan, Alperen Doğan, Arda Bilmez, Arda Furkan Cirit, Arda Kumru, Arda Okumuş, Atakan Akbulut, Atakan Aybastı, Baran Çetin, Batuhan Kara, Batuhan Yılmaz, Berat Şehirli, Berk Akgönül, Berkay Ünlü, Berkcan Aytaç, Bora Barlas, Burak Büyükkaya 6 ay hak mahrumiyeti Abdulkadir Akyüz, Abdullah Özçelik, Abdullah Şahin, Adem Ercan, Ahmet Kutay Çakır, Ahmet Memiş, Ahmet Yalçın Öztürk, Ali Kemal Özkan, Ali Sinan Gayla, Alperen Köroğlu, Baran Işık, Baran Keleş, Bayduhan Taşova, Berkay Arı, Berkay Emre Sarısu, Berkay Sezer, Bertuğ Uz, Buğra Aksoy, Burak Aydın, Can Alp Fidanoğlu 9 ay hak mahrumiyeti Abdullah Berkay Ekmekci, Abdurrahman Emek, Abidin Uslu, Ahmet Emin Aksakal, Ahmet Mert Kara, Ali Erkin, Ali Kızılkuyu, Anıl Arıcıoğlu, Anıl Doyuran, Anıl Özçelik, Atakan Aksoy, Atakan Yılmaz, Barış Baran, Bora Çuha, Burak Gürler, Burak Karapınar 12 ay hak mahrumiyeti Ali Fırat Okur, Anıl Batın Aydın, Behlül Aydın, Berkay Caymaz