GÜNDEM - 15 Temmuz 2020 Çarşamba 16:18

Atatürk Havalimanı kule çalışanları o gece yaşananları anlattı

A
A
A
Atatürk Havalimanı kule çalışanları o gece yaşananları anlattı

15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağının iniş yaptığı Atatürk Havalimanı’nda görev yapan kule çalışanları o gece yaşananları anlattı.

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçti. Darbe girişiminin yaşandığı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağının iniş yaptığı Atatürk Havalimanı, darbe girişiminde direnişin simge noktalarından biri haline geldi. O karanlık gecede yaşananları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağının güvenli bir şekilde piste inmesini sağlayan kule görevlileri anlattı.

“Durumu amirlerime bildirdim”

15 Temmuz darbe girişimi gününde yaşananları anlatan Kule Şefi Enver Yavuz, “O gece başlangıçta her şey normaldi. Saat 23.30 gibi iki polis eşliğinde 6-7 kadar asker geldi. Başlarında bulunan Albay, ülkenin huzur ve selameti için ordunun göreve el koyduğunu bildirdi ve bize ’sizin göreviniz artık bitti’ dedi. Tabii durumu amirlerime telefonla bildirdim. Sonra Cumhurbaşkanımızın televizyon kanalından yaptığı çağrıyı izleyen halkımız Atatürk Havalimanı’nda giriş kapısındaki tankların olduğu bölgede toplanmaya başladı. Bir kısım halk, iç hatlardan geçerek şu arkamda görmüş olduğunuz eski kuleye doğru yönlendi. O sırada aralarından geçen iki askeri araçtan ateş açıldı ve maalesef iki şehidimiz oldu” dedi.

“Uçak emniyetli bir şekilde iniş yaptı”

Gece saat 01.00’de özel hareket polislerinin kulenin giriş kapısına geldiğini belirten Yavuz, “Askerlerle pazarlık etmeye başladılar. Sıkı, sert bir şekilde onları silah bırakmaya ikna etmeye çalışıyorlardı. 02.10’a kadar bu tartışmalar sürdü ve sonunda özel harekatçılar askerlerin elindeki silahları alarak, kuleyi emniyete almışlardı. O sırada yaklaşma kontrolden Cumhurbaşkanımızın uçağının geleceği bilgisini aldık. Tabii halkın bir kısmı apronda olduğu için ve daha tam güvenli olmadığı için uçak bir miktar bekledi havada fakat daha sonrasında 3-5 sol diye tabir ettiğimiz piste inişini yaptı” ifadelerini kullandı.

Atatürk Havalimanı kule çalışanları o gece yaşananları anlattı

“Helikopter kulenin etrafında dönmeye başladı”

Darbeci askerleri gece boyu tacizlerinin devam ettiğini anlatan Yavuz, "Olay kontrol altına alındıktan sonra daha zor anlar yaşadık çünkü sabah 06.00 civarında askeri meydandan, harp okulundan kalkan helikopterlerden biri pist başında beklerken, diğeri doğrudan kule üzerine geldi. Silahlı bir helikopter, hani filmlerde gördüğümüz gibi yan uçuşla, silahını göstererek kulenin etrafında dönmeye başladı. Daha sonrasında Cumhurbaşkanımız o sırada Devlet Konukevi’nde konuşma yapıyordu, Devlet Konukevi üzerine devam etti. Bir müddet orada da tacizlerini sürdürdükten sonra uzaklaştı. Tabii ben bu sırada frekanstan bölgeyi terk etmesi için sürekli çağrıda bulundum. Fakat herhangi bir cevap alınamadı. Benim için en zor kısım o kısımdı. Askerler ilk geldiğinde, kuleye çıktığında polisle birlikte geliyorlar. Düşünemiyorsunuz böyle bir olayı. Bu çağda böyle bir girişime ihtimal dahi veremiyorsunuz fakat gözünüzün önünde cereyan ediyor. Yani yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Çok çelişkili duygular içinde görevimizi yapmaya çalıştık elimizden geldiğince” dedi.

“Tedirginlikler yaşandığını söyledim”

Kontrolör Özer Özermen ise, “Benim o gece olaya dahil oluşum Ankara’daki meslektaşlarımızdan aldığımız bir telefonla başladı. Cumhurbaşkanımızın uçağının şu an İGA üzerinde beklediğini, ya Sabiha Gökçen ya da Atatürk Havalimanı’na gelmek istediğini ama meydandaki bilgileri istediklerini söylediler. Kule şefimiz Enver bey ve müdürlerimiz doğrultusunda gerekli bilgileri aldık, koordinasyonlar yapıldı. Ben durumun karışık olduğunu, burada sivil, asker, özel harekat herkesin bulunduğunu, kontrol altına alınmış gibi görünse de hala tedirginlikler yaşandığını söyledim” diye konuştu.

Atatürk Havalimanı kule çalışanları o gece yaşananları anlattı

“Aklımıza tek gelen uçağa emniyetli bir şekilde hizmet verebilmekti”

Pilot ile konuşmayı yaptığını söyleyen Özermen, “Kendisine gerekli bilgileri verdim. O sırada Atatürk Havalimanı üzerinde de en az 5-6 tane askeri uçak takip ettiğimi söyledim. Herhangi bir temasımız olmadığını, bu uçakların tanımı olmadığını söyledim. Kendisine niyetini sordum yine de yaklaşmak istiyor musunuz diye. Kendisi ’evet Atatürk Havalimanı’na yaklaşmak istiyoruz’ dedi. ’Bize bütün bilgileri verirseniz memnun oluruz’ dedi. Tabii biz işimiz gereği standart bir protokol izlemeye çalışsak da bu çok olağan dışı bir durum olduğu için tek aklımıza gelen emniyetli bir şekilde bu uçağa hizmet verebilmekti” açıklamalarında bulundu.

“Sanki bomba atılmış gibi hissediyorduk”

Konuşmalarının devamında Özermen, “Hava sahasında başka uçaklar yoktu sivil olarak. Sadece tanımlı olmayan askeri uçaklar takip ediyorduk. Kendisine diğer uçakları takip ederek yaklaşma talimatı verdim. Tabii o sırada bizim diğer arkadaşlarımız konuşmuyordu frekanstan ama koordinelerimiz sürüyordu ne yapmamız gerektiği doğrultusunda. O doğrultuda ilerliyorduk zaten. Gerekli bilgileri verdik. Çok şükür kazasız belasız bir şekilde inişini yaptı. Bu sırada askeri uçaklar havalimanı üzerinde sürekli suni patlamalar yapıyorlardı. Ses hızının üzerine çıkarak sanki bomba atılmış gibi hissediyorduk biz. Bir anda panik korku her şey üst üsteydi ama bunu pilota yansıtmamaya çalışıyorduk. Gerekli bilgileri de vermek zorundaydık. Yani her şeyi düşünüyorduk ama bir yandan da hiçbir şeyi düşünmüyorduk diyebilirim çünkü sakin olmak ve aktarmak zorundaydık. Sonuç olarak yaklaşma ve iniş talimatını verdik, kuleye devrini sağladık” dedi.

Caner Sönmez - İrem Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Thomas Reis: "Takımımın performansı sebebiyle hayal kırıklığı yaşıyorum" SAMSUN (İHA) – Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis,Mainz 05 maçının ardından takımının performansı nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığını söyledi. UEFA Konferans Ligi 6. hafta maçında deplasmanda Almanya temsilcisi Mainz ile karşılaşan Samsunspor sahadan 2-0 mağlup ayrılarak ilk 8’e adını yazdıramadı. 12. sırada lig aşamasını tamamlayan kırmızı-beyazlılarda Alman Teknik Direktör Thomas Reis, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında mücadeleyi değerlendirdi. "Takımımın performansı sebebiyle hayal kırıklığı yaşıyorum" Futbolcularının gösterdiği performanstan memnun olmadığını dile getiren Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, "Açıkçası bir sonraki karşılaşmayla alakalı çok bir şey söylemek istemiyorum. Bugünkü göstermiş olduğumuz performans sebebiyle hayal kırıklığı yaşıyorum. Mainz’e baktığımızda bugün galip gelmeyi hak ettiler. Çünkü biz ikili mücadelelerde o agresifliği gösteremedik ve ikinci topları da onlar kazandı, bizler kaybettik. Emre Kılınç ile yakalamış olduğumuz çok net bir pozisyon vardı. O pozisyonu golle sonuçlandırabilmiş olsaydık normalde 1-0 öne geçen taraf olacaktık ve belki de şu an farklı şeyler konuşuyor olurduk. Göstermiş olduğumuz performanslar ötürü üzgünüz" dedi. Dar bir kadro ile mücadele ettiklerini ve sakatlıktan dönen Ntcham’ın tekrar sakatlanmasının kendilerini üzdüğünü ifade eden Reis, "Olivier Ntcham’ın bir kas sakatlığı oldu. Arka adalesinden sakatlandı Tabi bu bizim adımıza iyi olmadı. Zaten çok eksikle devam etmek zorunda olduğumuz bir dönemde bunun gerçekleşmiş olması bizi üzdü. Maçta da belli oldu. Takımın bir yorgunluğu da var. Birçok eksiğimiz olması sebebiyle genç oyunculara da şans vermeye çalışıyoruz. Ama tabi bu durum onlar için de zor olabiliyor. Çünkü sonradan oyuna girmek her oyuncu için zor olduğu gibi genç oyuncular için de zor oluyor. Bir şekilde yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Sonuçta çok kısa bir süre sonra Pazar günü oynamamız gereken bir karşılaşma var. Daha sonrasında yine kısa bir aradan sonra oynamamız gereken bir kupa karşılaşması var. Umarım sakat oyuncularımız en kısa sürede tekrardan bize katılırlar. Açıkçası bu durum bizim adımıza zor bir dönem. Var olan sakatlıklar sebebiyle zoe bir süreçten geçiyoruz ama bir şekilde yolumuza devam etmek zorundayız" diye konuştu.
İstanbul Bakırköy Adliyesi’nde tahliye vaadiyle dolandırıcılık yapan polis memuru hakkında 17 yıla kadar hapis talebi Bakırköy Adliyesi’nde 2021 yılında görev almış polis memurunun, ‘tefecilik’ suçundan tutuklanan 2 şahsın yakınından tahliye vaadiyle 95 bin euro talep eden ve para alışverişi sırasında 1 şüpheliyle beraber tutuklanmasına ilişkin iddianame hazırlandı. İddianamede, 2 şüpheli hakkında 17 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Bakırköy Adliyesi’nde, 2021 yılında polis memuru olan H.K.’nin, ‘tefecilik’ suçundan tutuklanan C.B. ve B.B.’nin, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın bilgi ve belgelerine erişerek bunları 3’üncü şahıslar ile paylaştığı iddia edildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru H.K.’nin eriştiği belgeleri, tutuklu şüphelilerin yakını olan A.D. ile Whatsapp üzerinden paylaştığı, bu bilgiler karşılığında ise A.D.’nin ise tutuklulardan tahliye vaadiyle 95 bin euro, işe başlamak için ise ön ödeme olarak 50 bin euro talep ettiği olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, A.D. ve H.K. isimli şahıslar ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Şüphelilerin serbest bırakılmaları için 95 bin euro talep etmiş Hazırlanan iddianamede, 30 Eylül 2020 tarihinde haklarında yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan Z.Y. ile A.M.Y. isimli şahısların yakını olan A.D.’nin, H.K. aracılığıyla, gözaltındaki şahısların serbest bırakılmaları ve el konulan malların iade edilmesi şüphelilerden 95 bin euro talep ettiği, işe başlamadan önce ise 50 bin euro almak için sözleştikleri aktarıldı. İddianamede, A.D. isimli şahsın, 2 Ekim 2021 tarihinde, M.A. ile Bakırköy’de buluşup, 40 bin euro teslim alacağı sırada gözaltına alındığı, ardından ise bir diğer şüpheli H.K. ile birlikte tutuklandıkları anlatıldı. 17 yıla kadar hapis talebi İddianamede, şüpheliler A.D. ve H.K. hakkında, ‘soruşturmanın gizliliğini ihlal’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma’ ve ‘kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle dolandırıcılık’ suçlarından toplamda 6 yıldan 17 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Ayrıca, iddianamede, şüpheli H.K. hakkında ise ‘kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak’ suçundan 2 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.