Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu tarafından düzenlenen ve ‘’Uluslararası İlişkilerde Bölgesel Krizlerin Küresel Boyuta Taşınmasında Medyanın Rolü’’ başlıklı çalıştay medya mensuplarını ve akademisyenleri bir araya getirdi. Etkinliğe, bundan kısa bir süre önce Amerika’daki Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’nin açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ağlayarak Azerbaycan’daki şehit askerleri soran Azeri gazeteci Ganire Ataşova da katıldı. ANS TV Washington Temsilcisi Azeri gazeteci Ganire Ataşova, çalıştay öncesi verdiği röportajda şunları söyledi: ‘’Batı medyası bizim coğrafyamızda yaşanan bir acıyı iki dakikalık bir habere sığacak şekilde veriyor. Oysa kendilerine yakın olan ülkeler söz konusu olduğu zaman onların problemlerine çok daha sıcak bakıyorlar. Bu durum bize medyanın, kendi devletinin çıkarlarını koruduğunu gösteriyor’’ dedi.
AZERİ MEDYASI VE ERDOĞAN’IN ETKİSİ
‘’Ermenistan ve Azerbaycan arasında yaşanan son olayların dünyaya yansımasında Azerbaycan medyası ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rolü büyük oldu’’ diyen Ataşova, Rusya, Fransa, Amerika gibi dünya devletlerinin ise bu konuya duyarsız kaldığını ifade etti. Dünya medyasında bu sorunun bir kez gündeme geldiğini söyleyen Ataşova, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Amerika’da birçok dünyaca ünlü medya kuruluşlarının olduğu bir toplantıda Dağlık-Karabağ problemini dile getirdi. Biz de hem kendi medyamız hem de Erdoğan sayesinde sesimizi dünyaya duyurabildik’’ diyerek sözlerini sürdürdü.
‘’ALMANYA’DAKİ TÜRKLER ETKİSİZ KALDI’’
Almanya’nın sözde Ermeni soykırımı tanıması hakkında bir özeleştiri yapan Ataşova, ‘’Fransızların Ermenilerin yanında olduğunu biliyorduk ancak Almanya’nın onların yanında olduğunu düşünmüyorduk ama Almanya maalesef Ermeni soykırımı iddialarını kabul etti. Ben bu noktada Türklerde de biraz hata görüyorum. Çünkü uzun yıllardır Almanya’da yaşayan pek çok Türk var. Ama maalesef oradaki Türkler istenilen etkiyi oluşturmada sıkıntı yaşamışlar. Eğer bir devletin içinde bu kadar Türk yaşarken hâkimiyete etki etme noktasında sorun yaşanıyorsa burada bizim de hatamız var’’ diye konuştu.
‘’BÖLGESEL GİBİ GÖRÜLEN HADİSELER GÜN GELİR TÜM DÜNYAYI ETKİLER’’
Etkinliği düzenleyen Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu’nun Başkanı Burak Küntay ise çalıştayın amacını şu şekilde açıkladı: ‘’Bazı ülkeler kendilerinden uzak olan, bireysel ve birincil olarak kendilerini etkilemeyen olayları dünya problemi olarak görmekten kaçınıyor ve olaylara mesafeli kalıyorlar. Fakat Suriye meselesinde olduğu gibi gerçekten bu olayları içinde yaşayan ülkeler durumun ne demek olduğunu net bir şekilde anlıyorlar. Ancak lokal gibi görülen, bugün sizden çok uzak duran bu mevzular öyle ya da böyle birikerek, gün gelir küresel hale gelir, içinizde, yüreğinizde hissedilir ve ülkenizde bunun sıkıntılarını yaşamaya başlarsınız. Biz de bu noktada lokal hadiseler için dünyada nasıl küresel bir yankı uyandırabiliriz, bu konuda tek görev basına mı düşüyor yoksa basının da desteğini alarak bu mevzularda dünyada nasıl gündem oluşturabiliriz sorularına cevap aramak amacıyla bu etkinliği düzenledik.’’
‘’DÜNYA BASINININ DAHA FAZLA SORUMLULUK ALMASI GEREKİYOR’’
‘’Bugün dünyada yaşanan bütün bu sosyal problemlerin sebebi, ‘benden uzak olan hiçbir şey beni alakadar etmiyor’ şeklinde gelişen yaklaşımla alakalı’’ diyen Küntay, dünya üzerinde yaşanan problemlerle ilgili olarak tüm dünya basınının daha fazla sorumluluk alması gerektiğine dikkat çekti. Özellikle Suriye konusunda Avrupa basınının üzerine alması gereken sorumluluğun önemine vurgu yapan Küntay, ‘’Suriye’de insanlar bir katliam içinde yaşıyorlar, canlarını veriyorlar diğer tarafta ise sözde Ermeni tasarısı konusunda yüksek ihtimalle hiçbir fikri olmayan insanlar istisnasız bir şekilde el kaldırıp bu tasarıya onay verebiliyorlar’’ diye konuştu. Basının üzerine düşen yükün büyüklüğünden söz eden Küntay, ‘’Ancak basın sadece bu haberleri vermekle kalmamalı çünkü sivil toplumu harekete geçirme ve yaşananları hatırlatma noktasında, sadece olanları aktarmada değil yaşananları diri ve dik tutma konusunda da üzerine büyük görev düşüyor’’ diyerek konuşmasını noktaladı.
