EKONOMİ - 07 Nisan 2023 Cuma 15:38

Azure Grup, Borusan Holding’e karşı

A
A
A
Azure Grup, Borusan Holding’e karşı

Borusan Holding ile Azure Şirketler Grubu arasında başlayan hukuki dava sonuçlandı. Azure Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Gül, “Borusan Holding ile 2019 yılından beri devam eden haklı davamızda adalet tecelli etmiş ve hak yerini bulmuştur. Yüce Türk Adaletine teşekkür ederiz” dedi.

2019 yılında Borusan Holding ile Azure Şirketler Grubu arasında başlayan hukuki dava sonuçlandı. Azure Şirketler Grubunun haklı görüldüğü davada Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Gül ile süreç hakkında açıklamalarda bulundu. Geçen 3,5 yılda maddi ve manevi çok fazla kayıplarının olduğunun altını çizen Erkan Gül şu açıklamalarda bulundu:

“Borusan Holding ile 2019 yılından beri devam eden haklı davamızda adalet tecelli etmiş ve hak yerini bulmuştur. Yüce Türk adaletine teşekkür ederiz. 3,5 yıl süren bu zorlu süreçte Türk adaletine ve Allah’ın adaletine sığındık, sabrettik ve bu mücadelemizde öğrendik ki dünyada bir hak vardır ve bu hak kuvvetin üstündedir.

Ancak bu süreçte, maddi ve manevi zarara uğrayan sadece Azure Şirketler Grubu olmamıştır. Buradan ekmek yiyen yüzlerce kişi ve aileleri, burs verilen öğrenciler, kurmuş olduğumuz dernek, destek verdiğimiz vakıf ve kurumlar, yaptığımız yatırımlar ve çektiğimiz yabancı yatırımcıların kaybı ile Türkiye’nin milli geliri de zarar görmüştür.

Borusan bizimle ilişkilendirdiği ve kendi bünyesinde çalışan genel müdür pozisyonuna kadar birçok kişiye süreçle ilgili farklı ithamlarda bulunarak kendi çalışanlarına dahil haksızlık ederek mağduriyet yaşatmıştır. Adalet haklının yanında olarak tüm bu asılsız ve haksız suçlamalara gerekli cevabı vermiştir.

“Gerekli ve alakalı tüm mercilere şikâyette bulunduk, adalet mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz”

Biz grup olarak, çalışanlarımız, tüm dostlarımız, en önemlisi ailemiz üzerinden, maddi ve manevi baskı gücünü kullanan Borusan Şirketler Topluluğu ve ailesinden, hakkımızı aramak üzere dava haklarımızı kullandığımızı ve kullanacağımızı, bu bağlamda tazminat davası açtığımızı belirtmek isterim.

“Yorulduk, yıprandık ama hakkımızdan asla vaz geçmedik”

“Bu fırsattan istifade, Borusan’a destek vermek için organize olmuş ve Borusan davasını emsal göstererek şahsım veya şirketimin hiçbir ilgisi olmayan, akla hayale sığmayan iddialarla, basit bir A4 kâğıdına sahte evrak düzenleyerek bir dava oluşturmaya çalışan Globalink Unimar şirket yetkilileri ve avukatları sırf Borusan ismi kullanılarak algı oluşturulmaya çalışmıştır.

Dosyada gizlilik kararı aldırılmış ama detayları basına verilmiş olan haksız şikâyette bulunan Globallink Unimar’a karşı maddi ve manevi tazminat davası açarak, sahte evrak düzenlemekten ve yalan iddialardan haklarında Cumhuriyet başsavcılığına şikâyette bulunduğumuzu değerli kamuoyuna duyurmak ve bilgilendirmek isteriz.

Zor günleri geride bıraktık. Bu süreçte bir an bile şüphe etmeden yanımda duran değerli ailem, çalışma arkadaşlarım, dostlarıma ve değerli ağabeyim Av. Mehmet Şekip Mosturoğlu ve tüm ekibine teşekkürü bir borç bilirim. Onlar güçlünün değil, Haklının yanında olmayı seçmişlerdir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Fransızların 1922 petrol planı: Erzurum neden ilk hedef? Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi, araştırmacı-yazar Taner Özdemir, Osmanlı arşivlerinde yaptığı incelemeler sırasında Doğu Anadolu’nun enerji tarihine yeni bir boyut kazandıran çarpıcı bir belgeye ulaştı. 11 Mart 1922 tarihli bu belge, Omnium adlı Fransız petrol şirketinin özel bir heyeti Erzurum merkezli geniş bir coğrafyada petrol araştırması yapmak için Osmanlı hükümetinden resmî izin istediğini gösteriyor. Şirketin görevlendirmeyi planladığı araştırma ekibinin Erzurum, Erzincan, Van, Bitlis, Siirt ve Zaho bölgelerinde inceleme yapmayı talep etmesi, Erzurum’un listenin ilk sırasında yer almasıyla daha da dikkat çekici hâle geliyor. Bu durum, dünya enerji devlerinin yüz yıl önce bile Erzurum’un yeraltı potansiyeline odaklandığını açık biçimde ortaya koyuyor. İngilizlerin ilginç tespiti Özdemir’in ortaya çıkardığı bu arşiv belgesi, Erzurum’un yalnızca stratejik ve askerî önem taşıyan bir şehir olmadığını; aynı zamanda uluslararası petrol rekabetinin erken dönem kilit merkezlerinden biri olduğunu gösteriyor. 1922 gibi siyasi açıdan kırılgan bir yılda bile bölgenin petrol açısından hedef seçilmesi, Erzurum’un jeolojik değerinin yabancı ülkeler tarafından yakından takip edildiğini kanıtlıdağını vurgulayan Araştırmacı Taner Özdemir, "Bu belge, benzer şekilde İngiltere’nin Doğu Anadolu’da yürüttüğü jeolojik çalışmalarla da örtüşüyor. İngiliz uzmanlar, Musul petrollerinin beslendiği yeraltı damarlarının kuzeyde bir kaynak hattına dayanması gerektiğini raporlarında ifade ederken, bu hattın Erzurum’dan başladığını belirtiyordu. İngiltere’nin Musul üzerindeki stratejik hesabının arkasında Erzurum’un jeolojik konumu olduğunu gösteren bu bulgular, bölgenin 20. yüzyılın başındaki enerji politikalarındaki önemini doğruluyor" diye konuştu. "Musul petrollerinin ana kaynağı Erzurum’dadır" Erzurum’un petrol potansiyelini ortaya koyan en dikkat çekici gelişmelerden birisinin ise 1930’lu yıllarda yaşandığını hatırlatan Özdemir, "Dönemin Türk mühendisleri, Musul petrollerinin oluşum hatlarını detaylı biçimde inceleyen bir çalışma hazırladı. Bu çalışma, yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası basında da yankı buldu ve Mısır’ın ünlü El Ahram Gazetesi tarafından yayımlandı. Haberde, Türk mühendislerin ulaştığı çarpıcı sonuca yer veriliyordu: "Musul petrollerinin ana kaynağı Erzurum’dadır." Bu tespit, hem coğrafi hem jeolojik verilerle desteklenmiş, Erzurum’un petrol açısından taşıdığı önemin dünya kamuoyuna duyurulmasını sağlamıştı. Türkiye sınırları dışındaki bir gazetenin, özellikle de Orta Doğu’nun en etkili yayın organlarından birinin bu bulguyu manşetlerine taşıması, meselenin uluslararası ağırlığını gözler önüne seriyordu. "Ruslar Erzurum’da kaya formasyonlarını inceledi" Erzurum’un petrol geçmişi yalnızca Fransa ve İngiltere’nin değil, Rusya’nın da ilgisini çektiğini belirten Özdemir, şöyle konuştu "Çarlık Rusyası’nın jeologları, 19. yüzyıl sonlarından itibaren Erzurum’da kaya formasyonlarını incelemiş, petrol emareleri taşıyan bölgeleri haritalandırmış ve bu çalışmaları "potansiyel enerji sahası" değerlendirmeleriyle desteklemişti. Sovyet döneminde de araştırmalar sürdürülerek Erzurum, yeraltı damarlarının karakteri açısından stratejik bir alan olarak kaydedildi. Tüm bu çalışmalar bir araya getirildiğinde, Erzurum’un enerji tarihinin bugüne kadar yeterince ele alınmadığı açıkça görülüyor. Hem Fransızların 1922 tarihli arşiv talebi, hem İngiliz ve Rus jeolojik raporları, hem de Türk mühendislerin 1930’larda El Ahram tarafından dünyaya duyurulan bilimsel tespitleri aynı noktada birleşiyor; Erzurum, uluslararası petrol araştırmalarının göz ardı edilmiş merkezidir. Bugün dünyada enerji politikaları yeniden şekillenirken ve Türkiye yerli kaynaklarını değerlendirme konusunda yeni adımlar atarken, Erzurum’un yüz yılı aşkın geçmişe dayanan bu kayıtları yeni bir tartışmanın başlangıcını işaret ediyor. Siyah elmasın izleri yeniden Erzurum’a çıkıyorsa, belki de artık şu soru yeniden sorulmalıdır: "Erzurum’un altındaki sır neden bu kadar uzun süre bekletildi ve şimdi onu konuşmanın zamanı geldi mi?"
Adana Yarım asırlık okulda yıkım çalışmaları başladı: Mezunlar son kez hüzünle gezdi Adana’nın Kozan ilçesinde 1973 yılında eğitim-öğretime açılan ve binlerce öğrenci mezun eden Kahramanmaraş depreminde hasar alan 50. Yıl Şehit İbrahim Yüce Anadolu Lisesi yıkım için çalışmalar başladı. Mezunlardan bazıları gelerek okulu son kez hüzünle gezdi. 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli depremlerde orta hasar alan 50. Yıl Şehit İbrahim Yüce Anadolu Lisesi binasında yapılan teknik incelemeler sonucunda yapının eğitim ve öğretime uygun olmadığı belirlendi. Okul binası içerisinde bulunan Şehit İbrahim Yüce köşesi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından koruma altına alınırken, kuruma ait eğitim materyalleri ilçe milli eğitim müdürlüğü ekiplerince tahliye edildi. Yıkım ihalesini alan firma yetkilileri ise hurda ve söküm çalışmalarına başladı. Önümüzdeki günlerde tamamen yıkılması beklenen okulun, yeni dönemde meslek lisesi olarak eğitim hayatına devam edeceği öğrenildi. Okula gelen eski mezunlar ise koridorlarda ve sınıflarda son kez gezerek hatıralarını tazeledi. Deprem sonrası tahliye edilen okulun öğrencilerinin ise eğitimlerine Şehit Cengiz Eroğlu Anadolu Lisesi’nde devam ettiği öğrenildi. Duygu dolu anların yaşandığı ziyarette 2018 yılında okuldan mezun olan ve şuan beden eğitimi öğretmenliği yapan Durmuş Akbaş "Aynı zamanda okul temsilciliği ve futbol takımının kaptanıydım. Burası bizim için farklı bir ortamda. Burada nasıl aile olunur, arkadaş olunur öğrendiğimiz beraber üzülüp güldüğümüz günleri adeta yeniden yaşadım. Nöbetçi öğretmenin sesini koridorda gezerken yeniden duydum sanki" dedi. 2018 Mezunlarından Ömer Faruk Kayboz ise," Lise yıllarımız apayrı güzeldi. Öğretmenlerimiz ile çok güzel hatıralarımız var, içimiz buruk" diye konuştu.