SPOR - 01 Aralık 2020 Salı 16:06

Bakan Kasapoğlu cimnastiğin altın kızları ile bir araya geldi

A
A
A
Bakan Kasapoğlu cimnastiğin altın kızları ile bir araya geldi

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Ritmik Cimnastik Avrupa Şampiyonası'nda altın madalya kazanan sprcuları kabul etti. Bakan Kasapoğlu, "Sizler bizim, bu aziz milletin hem bugünüsünüz hem yarınısınız. Bizler de bakanlığınız olarak tüm imkanlarımızla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerin yanınızda olmaya devam edeceğiz" dedi.

Gençlik ve Spor Bakanı Kasapoğlu, Ukrayna'nın başkenti Kiev'de düzenlenen Ritmik Cimnastik Avrupa Şampiyonası'nda bir ilki başararak Ritmik Cimnastik Grup müsabakaları "3 çember, 2 labut" aletinde altın madalya kazanan milli takım sporcuları bir araya geldi.

Bakan Kasapoğlu, Türk cimnastik tarihinde bir ilki başaran altın madalyalı sporculardan Duygu Doğan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina ve Eda Asar'ı Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın genel merkezinde kabul etti. Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen, Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkan Vekili Emre Bağcı ve ve Ritmik Cimnastik Milli Takım Antrenörü Ülker Şule Bağışlayan'ın katıldığı kabulde Bakan Kasapoğlu sporcu bursunun da müjdesini verdi.

"Muhteşem bir hikayeyi, başarıyı yazdılar"

Elde edilen başarıdan dolayı emeği geçen herkese teşekkür eden Bakan Kasapoğlu, şunları söyledi:
"Bilindiği gibi Avrupa Ritmik Jinmastik Şampiyonası’nda Miili Takımımız 3 çember 2 labut aletinde Avrupa şampiyonu oldu. Finallerde altın madalyayı almaya hak kazandılar. Muhteşem bir hikayeyi, başarıyı yazdılar. Tarihte bir ilki yaşattılar ve bu sporcularımız bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndalar, kendi bakanlıklarındalar. Ben her birinizi ayrı ayrı kutluyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Sizler bizim iftihar vesilemizsiniz. Tabi ki sizlerin başarısında katkısı olan başta hocalarınız, antrenörleriniz ve her türlü özveriden kaçınmayan kıymetli aileleriniz, teknik ekip ve bununla birlikte federasyon yönetimini bir aile olarak görüyorum ben. Bu vesileyle bu alenin tüm mensuplarını ayrı ayrı tebrik ediyorum. Tabi sizler bize bir ilki yaşattınız. Sporcularımızın da her branşta, her farklı çalışmada iddiası olduğunu ve bu iddialarında da ne kadar haklı ve başarılı olduklarını da ispat ettiniz. Türk gençliğinin, Türk sporunun ve Türk kadınının gücünü en mükemmel şekilde gösterdiniz. Bizleri, değerli ailelerinizi ve bu aziz milleti büyük bir sevince boğdunuz. Her birinize teşekkür ediyorum. Sizler bizim, bu aziz milletin hem bugünüsünüz hem yarınısınız."

"Türk sporu artık dünyanın gündeminde"

Türkiye'nin olimpiyatlarda büyük başarı elde edeceğine inandığını belirten Bakan Kasapoğlu, "Bizler de bakanlığınız olarak tüm imkanlarımızla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerin yanınızda olmaya devam edeceğiz. Sizler Ay Yıdızımız, şanlı bayrağımızı göndere çektirdiniz. Bunlar hakikaten çok önemli başarılar ve bu başarıların bir tesadüf olmadığını da en güzel şekilde ortaya koydunuz. İnşallah 2021 Haziran ayında Bulgaristan’da düzenlenecek bir şampiyona var. Orada da kota mücadelelerinden de inanıyorum ki alnınızın akı ile çıkacaksınız. Türkiye’nin olimpiyat tarihinde cimnastik branşında en fazla sporcuyla katılacağı bir müsabaka, olimpiyat olacağına inanıyoruz. Tarihe geçecek. Bunlar hakikaten büyük bir emeğin sonucu ve bu hikayenin başrol kahramanı siz değerli sporcu arkadaşlarımızsınız. Türk sporu artık dünyanın gündeminde. Biz sporu birkaç branştan ibaret saymıyoruz. Hamdolsun bugün onu görüyoruz" diye konuştu.

"Eğitimiyle, sporuyla iç içe bir stili inşallah hep birlikte devam ettireceğiz"

Başarılı olan milli sporculara eğitim hayatları boyunca burs imkanı sağlayacaklarının müjdesini veren Bakan Kasapoğlu şunları dedi:

"Geçtiğimiz günlerde bir çalışma yapmıştık. Ama benim bugün size bugün o çalışmanın meyvelerinden biri olarak müjdelemek istediğim bir konu var. Milli Sporcu Bursluluğumuz. Başarılı milli sporcularımız için 52 tane vakıf üniversitesi ile sözleşme yaptık. Yüzde yüz faydalanma, ücretsiz okuma, sporcumuz spora ayırdığı zamandan dolayı yeteri belki hazırlanamadığı üniversitede gitmek istediği bölüme gitsin diye yüzde yüz burs imkanını sunduk ve bugün sizler bu şampiyonanın altın madalyalı gençleri olarak yüzde yüz bursu hakkettiniz. Onun da sizler için, eğitim hayatınızın için hayırlı olmasını diliyorum. Bizler eğitim ve sporun birlikte yürümesi için birbirine engel olmaması konusunda inşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da var ise engelleri ortadan kaldıracağız. Eğitimiyle, sporuyla iç içe bir stili inşallah hep birlikte devam ettireceğiz."

"Ülkemize şampiyonlukla döndüğümüz için çok mutluyuz"

Altın madalya sahibi milli takımın kaptanı Duygu Doğan yaşadığı mutluluğu, "Ülkemize şampiyonlukla döndüğümüz için çok mutluyuz. Olimpik havuz sporcularıyız, destekleriniz için çok teşekkür ederiz. Bakanlığımızın ve Federasyonumuzun desteklerini he zaman hissediyoruz. Üzerimizde emeği geçen bütün antrenörlerimize çok teşekkür ederiz. Altın madalyayı ülkemize kazandırdığımız için çok gururluyuz" açıklamasını yaptı.

"Birincilik bizim için çok kıymetli"

Şampiyon takımın Antrenörü Ülker Şule Bağışlayan ise, "Bir ilki başardık. Ritmik jimnastiği tanıttık. Bu çok önemli bizim için. Kadın sporu olması çok önemliydi bizim için. Sürpriz de oldu açıkçası ama çok mutluyuz. Birincilik bizim için çok kıymetli. Bütün destekleriniz için teşekkür ederiz. Bundan sonraki hedefimiz tabi ki olimpiyatlar. İnşallah elimizden geldiğince mücadele edeceğimize ve başaracağımıza inanıyorum" şeklinde konuştu.

"Bu madalyalar bizim sorumluluğumuzu arttırdı"

Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanı Suat Çelen de, "Ben öncelikle her platformda kadınların spor yapması noktasında bizi teşvik etmenizden dolayı çok mutluyum. Ritmik cimnastik sadece kadınların yaptığı bir spor. Türk Cimnasik Federasyonu'nun Avrupa’da hiç altın madalyası yoktu. Bu kızlarımız aynı zamanda da Türkiye’nin ilk altın madalyasını aldılar. Bu madalyalar bizim sorumluluğumuzu arttırdı. Sizleri mahcup etmemek için biz de elimizden gelen gayreti göstereceğiz" ifadelerini kullandı.

Ali Nargüner - Yunus Özkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye kompozit üssü olacak Dünyada ‘çağın malzemesi’ olarak adlandırılan kompozitte Türkiye atağa kalktı. Hedef, Türkiye’yi kompozit üssü haline getirmek. Türkiye’de yaklaşık 3 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip kompozit sektörü, 5 yıl içinde 7 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmayı hedefliyor. Kompozit Sanayicileri Derneği Başkanı Barış Pakiş, "Kompozitte elde edilecek başarılar, ülkemizin ihracatını direkt olarak etkileyecektir. Çünkü, kompozitten elde edilen ürünler yüksek katma değere sahip” diye konuştu. Pakiş, ‘çağın malzemesi’ olarak nitelendirilen kompozitin, havacılıktan savunma sanayine, otomotivden tekne üretimine, yapı malzemelerinden tarıma, enerji sektöründen altyapı çalışmalarına, gıda depolamadan banyo malzemelerine kadar onlarca sektörde kullanıldığına dikkat çekerek, "Türkiye ’kompozit konusunda dünyada öne çıkan ülkeler arasında. Hafif ve mukavemeti yüksek bir ürün. Bu sayede, kullanılan tüm sektörler için büyük avantajlar sağlıyor. Yanmaz ürün de üretilebiliyor, görselliği yüksek ürün de. Dünya çapında birçok üretim alanında kompozit ürünlere olan talep hızla artıyor. Uçaklar, otomobiller bu ürünle hafifleyip, daha az yakıt harcarken savunma sanayinde çok kritik bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Gelecekte hidrojen depolama kısmında da karşımıza çıkacak en önemli malzemeler arasında kompozit yer alıyor. Bu malzeme Türkiye’de de ciddi şekilde kullanılıp, üretiliyor. Kompozit pazarında Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, ABD, Çin ve Brezilya güçlü konumda. Tüm dünyada global kompozit pazarının, 2026 yılında yüzde 7,5 büyüyerek 126,3 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye’nin bu ticaretten aldığı pay ise yüzde 1 ile 1,5 arasında değişiyor. Biz, bu pastadan daha fazla pay almak istiyoruz. Bizim hedefimiz, Türkiye’yi bir ‘kompozit üssü’ haline getirmek. Aslında bu ortama da sahibiz. İlgili bakanlıklarımız da kompozit sektörüne ciddi şekilde eğilmiş durumda. Kompozit konusunda iki ana ham madde var ve Türkiye olarak bunlara sahibiz. Bunları işleyecek yerli-yabancı üretici şirketlerimiz de var. Tüm bunlar birleşince ‘neden daha iyi noktalara gelmeyelim?’ diyoruz. Kompozitte elde edilecek başarılar, ülkemizin ihracatını direkt olarak etkileyecektir. Çünkü, kompozitten elde edilen ürünler yüksek katma değere sahip. Bu da ihracatımızın hızlı bir şekilde artmasına yardımcı olacak. Sektörümüz, üretim teknolojileri bakımından da çok iyi noktalarda. Aynı zamanda ülkemizin istihdamına da ciddi katkı sunuyoruz. Türk kompozit endüstrisinin uluslararası buluşma noktası olması hedefiyle 10-12 Ekim 2024 tarihleri arasında ‘Meet4Composite’ fuarı düzenlenecek. Gelecek 5 yıl içinde sektörümüzün büyüklüğünü 7 milyar dolar seviyelerine çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Ankara Yaşlı Destek Programı’na başvurular başladı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, yaşlıların korunması, desteklenmesi ve yaşamlarının kolaylaştırılması için belediyeler tarafından hazırlanacak projelerin değerlendirileceği Yaşlı Destek Programı’na (YADES 2024) başvuruların başladığını belirterek, bu yıl YADES için 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdıklarını bildirdi. Göktaş, yaşlı nüfus oranının yüzde 10,2’ye yükseldiği Türkiye’de, bakanlığının yaşlılara sunulan hizmetlerin sayısının artırılması ve ihtiyaçlara göre çeşitlendirilmesi için çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Göktaş, “Bu kapsamda bakanlığımızca aile temelli aktif ve sağlıklı yaşlanmanın desteklenmesi politikasını YADES programıyla sürdürüyoruz. Yaşlılarımıza yönelik hizmetlerin sunumunda kurum bakımı hizmetleri yanında, evde bakım, gündüz bakım gibi koruyucu önleyici alternatif hizmet modellerini de yaygınlaştırıyoruz. Ayrıca yaşlılar ve yakınlarının öncelikli tercihi olan gündüz bakım ve evde bakım destek hizmetlerinin geliştirilmesi için projeler yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı. “Bu yıl 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdık” Bakan Göktaş, 2016’da uygulanmaya başlanan ve genel bütçeden aktarılan kaynakla sürdürülen YADES ile yerel dinamikleri harekete geçirerek, yaşlılık alanında farkındalık oluşturmayı, yaşlıların ev ortamlarında ve sosyal hayata katılımlarının desteklenmesini amaçladıklarını belirterek, şunları kaydetti: “65 yaş üstü vatandaşlarımızın korunması ve desteklenmesiyle bakım desteği ve psikososyal desteğe ihtiyacı olanların yaşadıkları mekanlarda gerekli bakımlarının yapılarak yaşamlarının kolaylaştırılmasını sağlamak üzere, 8 yılda toplam 45 milyon TL finansman desteği sağladık. Bu kapsamda 8 yılda 42 belediyede yürütülen 74 projeyle 87 bin 987 hanede 128 bin 691 yaşlıya ulaştık. Yaşlıların korunması, desteklenmesi ve yaşamlarının kolaylaştırılması için belediyeler tarafından hazırlanacak yeni projelerin değerlendirileceği YADES 2024 başvuruları ise başladı. Bakanlığımızca bu yıl YADES için 11 milyon 278 bin lira ödenek ayırdık.” Proje teklifleri 3 Haziran’a kadar valiliklere teslim edilecek YADES 2024 programı kapsamında ayrılan ödeneğin bakanlık tarafından belirlenen usul ve esaslar kapsamında belediyelerin hazırlayacakları ve valiliklerce teklif edilecek projeler için kullandırılacağını kaydeden Göktaş, belediyelerce hazırlanacak projelerin sürelerinin bir yıl olacağını, onaylanan projelerin, belediyeler tarafından uygulanacağını ve denetimlerin ise valilikler aracılığıyla yürütüleceğini ifade etti. Bakan Göktaş, programa başvuracak belediyelerin hazırlayacakları proje tekliflerini, en geç 3 Haziran saat 17.00’ye kadar valiliklere teslim etmesi gerektiğini bildirdi.
Sivas Güneş çarpması olarak düşünülüyor, asıl tehlike fark edilmiyor İlkbahar’ın gelmesiyle birlikte kene popülasyonunda artış devam ediyor. İnsanların hayatını kaybetmesine sebep olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), İç Anadolu Bölgesi’nde hızla yayılıyor. Kene ısırıklarına ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Numune Hastanesi’nde görev yapan Uzman Doktor Murtaza Öz, “Güneş çarpması diye kendini önemsemiyor ve hastaneye başvurmuyor” dedi. Baharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) virüsüne sebep olan kene ısırığı vakaları görülmeye başlandı. Kırsal kesimlerde daha sık rastlanan ve tedavi olunmadığında ölüme neden olabilen kene ısırığı hakkında uzmanlar sıklıkla uyarılarda bulunuyor. Hastalığın belirtilerini sıralayan uzmanlar, belirtilerin görülmesi halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını öneriyor. Sivas Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları bölümünde görev yapan Uzman Doktor Murtaza Öz, KKKA virüsüne ilişkin bilgiler verdi. Virüsü taşıyan kenelere Sivas ve çevresinde çok sık rastlandığını ifade eden Uzman Doktor Murtaza Öz, “Çok çeşitli kene türleri var ama bizim bölgemizde endemi oluşturan Kırım Kongo bulaşına sebep olan Hyalomma burada daha ön planda. Keneler yaklaşık 20 civarında hastalık bulaştırma potansiyeline sahip. Bunun başında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) geliyor. Kırım Kongo bulaşı, kenelerin insanları ısırmasıyla oluşuyor. Hayvanlarda ise belirti vermeden sessiz enfeksiyon şeklinde seyredebiliyor. Kasaplarda da kesim sırasında bulaş söz konusu olabiliyor” dedi. “Temas riskini azaltmak gerekiyor” Vücutta kene görülmesi halinde yapılması gerekenleri anlatan Murtaza Öz, “Keneyi çok ürkütmemek lazım. Üzerine kolonya dökülmesi ve yakma gibi şeyler yapılmamalı. İlk yapılması gerek bir sağlık kuruluşuna gitmek. Çıkarıldıktan sonra o bölge bol sabunlu su ile yıkanmalı ve alkol ile dezenfekte edilmeli. Özellikle kene teması için risk faktörü taşıyan tarım ile uğraşan insanlar uzun kollu ve açık renkli giyişiler giyebilir. Pantolonu çizmenin veya çorabın içine geçirebilir. Temas riskini azaltmak gerekiyor” şeklinde konuştu. Güneş çarpması değil kene ısırığı Hastaların bir kısmının kene ısırığını fark etmediğini ifade eden Uzman Doktor Murtaza Öz, “Kene ısırığını fark edenler de genellikle duş aldıklarında fark edebiliyor. Hastalarımız rutin tarama yapmıyor. Bunun dışında hasta bağ, bahçeden geldikten sonra özellikle güneş çarpması olduğunu ifade ediyor. ‘Beni güneş çarptı’ diyor, keneyi fark etmiyor. Bulantı, kusma, baş ağrısı gibi şikâyetler başlıyor. Güneş çarpması diye kendini önemsemiyor ve hastaneye başvurmuyor. Bu da sıkıntılı bir durum. Güneş çarpması diyerek hastalığın hem ilerlemesine neden oluyor hem de tedavinin gecikmesine neden oluyor” ifadelerine yer verdi.