POLİTİKA - 24 Aralık 2015 Perşembe 10:16

Bakan Müezzinoğlu: 'Zırhlı ambulans sürecini devreye sokuyoruz'

A
A
A
Bakan Müezzinoğlu: 'Zırhlı ambulans sürecini devreye sokuyoruz'

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, TGRT Haber ekranlarında "İki tane ambulansımıza molotof geldiği zaman, hemen peşinden 3 tane, 4 tane, 5 tane yeni ambulans geliyor. Önümüzdeki günlerde zırhlı ambulans sürecini de devreye sokuyoruz" dedi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan 'Neler Oluyor' programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sorularını cevaplayan Müezzinoğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Müezzinoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a Genelkurmay Karargahı'nda yaptığı ziyaretle ilgili, "Bu özel bir ziyaretti. Geçtiğimiz hafta kendisi Şırnak'taydı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bizden bir talepleri olup olmadığıyla ilgili konuştuk. Bunları paylaşarak bir çözüm üretmek için bu özel görüşmeyi yaptık" diye konuştu.

"ZIRHLI AMBULANS SÜRECİNİ DEVREYE SOKUYORUZ"
Terör olaylarının yaşandığı bölgelerde sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunlardan bahseden Müezzinoğlu, sağlık konusunda bir eksik ya da sorun yaşanmadığını ifade ederek, "İki tane ambulansımıza molotof geldiği zaman, hemen peşinden 3 tane, 4 tane, 5 tane yeni ambulans geliyor. Önümüzdeki günlerde zırhlı ambulans sürecini de devreye sokuyoruz. Dünyada çok olağanüstü durumları olan bölgeler de var, biz de artık bu ambulansları kullanacağız" şeklinde konuştu.

"AYNI ANDA SİLAH SESLERİ VE DOĞUM MUTLULUĞUNU DUYDUM"
Bakan Müezzinoğlu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan terör olayları nedeniyle bölge halklarının mağduriyet yaşadığını dile getirdi. Sağlık çalışanlarının zor şartlar altında görevlerini yerine getirdiklerini, bütün zorluklara rağmen de görevlerini yapmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Müezzinoğlu, "Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 20 Temmuz'dan sonra başlayan süreçte, en ağır bedeli o bölgedeki insanımız yaşadı. Bizim sağlık camiası olarak, o bölgedeki insanımıza sağlık hizmeti sunmamızda veya onların bizden sağlık hizmeti almasında ciddi sorunlar var. Ya sağlığa ulaşımda güvenlik nedeniyle sorun yaşıyorlar veya biz onlara acil hizmetleri götürmekte zorluklar yaşıyoruz. Bütün bunlara rağmen bu ülke bizim ülkemiz. Hakkari'siyle, Silopi'siyle, Şırnak'ıyla, Şemdinli'siyle, Cizre'siyle bu ülkenin her karış toprağı bizim toprağımız. Dolayısıyla her köşeye gitmek, her köşede var olmak, her köşedeki insanımıza sağlık hizmetini en ideal şekilde sunmak gibi bir görevimiz var. Ben buradan bütün sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Önceki akşam Cizre'yi aradığımda, bir taraftan silah sesleri geliyor, bir taraftan da yeni bir doğum olmuş. Arkadaşlarımız o doğumun, bebeğin mutluluğunu kendi aralarında yaşıyor; telefonda iki sesi bir arada duyuyorum. Bu mesleğin onurunu güçlü bir şekilde taşıyan sağlık çalışanlarımız, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde zor şartlarda çalışan arkadaşlarıma, meslektaşlarıma teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

"İNSANIN OLDUĞU HERHANGİ BİR YERDEN ÇEKİLMEMİZ SÖZ KONUSU OLMAZ"
Sağlık çalışanlarının, terör olaylarının yaşandığı yerler dahil ülkenin herhangi bir yerinden çekilmesinin söz konusu olmadığını kaydeden Müezzinoğlu, "Bazı sivil toplum kuruluşu üyeleri, 'can güvenlikleri yok' gibi gerekçelerle bölgeden sağlık çalışanlarının çekilmesi gerektiği gibi sözler söylemeye çalışıyorlar. Hastaneye roket atıyorlar, arkadaşlarımız sığınağa iniyor. Orada yine sağlık hizmeti sürüyor; çünkü orada yatan hastalar var, orada doğum bekleyen anneler var. Sağlık camiası olarak insanın olduğu herhangi bir yerden çekilmemiz söz konusu olmaz. Biz, tıbbi öğrencilerimizin neredeyse tamamını Çanakkale'de şehit verdik. Biz, orada 'tıbbıyeliyiz, hekimiz, sağlıkçıyız, biz rahat ve huzurlu ortamda sadece mesleğimizi yaparız' dersek, bu mesleğin onuruyla da sorumluluğuyla da bağdaşmaz. Hiçbir halükarda çekilmemiz söz konusu değil. Ama güvenli ortamın sağlanmasını, meslektaşlarımızın sağlık hizmeti sunmada can güvenliğinin ve hizmet sunmada güvenlik ortamlarının sağlanmasını, valiliklerimiz, emniyet güçlerimiz yoluyla sağlıyoruz. Biz her halükarda oranın her karış toprağında olacağız" değerlendirmelerinde bulundu.

"4 TANE KÜRT KÖKENLİ SAĞLIK ÇALIŞANIMIZI KAYBETTİK"
"Biz 4 tane Kürt kökenli sağlık çalışanımızı kaybettik. Cizre'nin mahallesinde oturan Eyüp Ergen isimli sağlık çalışanımız, mesaisi bitiyor ve evine giderken aracında katledildi" diyen Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ambulans şoförümüz Şehmuz; yine Diyarbakırlı ve Kürt kökenli arkadaşımız ambulansın direksiyonunun başında vuruluyor. Eczacı Yunus Koca, Diyarbakır'da eczanesinde katlediliyor. Bu katledilenler bizim meslektaşlarımız, bizim kardeşlerimiz, bu ülkenin vatandaşları, Kürt kökenliler ve o bölgenin Kürt kökenli insanları terör örgütü tarafından katlediliyor. Dün bir şehit eşi 'sizin Kürtlüğünüz batsın' diyordu. Bütün bu olanlar bizim sağlık çalışanlarımızın psikolojilerini olumsuz etkiliyor tabi. Bunlara rağmen meslek sevgisi onların bu meslekten kopmalarına engel oluyor."

DEMİRTAŞ'IN RUSYA ZİYARETİ
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Moskova ziyaretiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Müezzinoğlu, "Rusya ile meydana gelen hadisede bizim sınırlarımız ihlal ediliyor. Kobani'yle ilgili koparttıkları fırtınayı Rusya adına 'ya bu Rus uçakları benim sınırımı nasıl ihlal eder' diye kopartması gerekirdi ki, Kobani'deki fırtınaya bir haklılık gözüyle bakalım. Burada esasında ülkenin birlik ve beraberliğini, bu milletin birlikte ve büyük bir millet olduğunu hazmedemeyen, ayrıştırmacı ve fırsatçı bir anlayış var. Selahattin Demirtaş'ın 8-9 yıldır, genel başkan olduğu sürece baktığımızda, Rusya'ya bugüne kadar gitmemiş. Ne oldu da son 1 ayda birdenbire ziyaret etti? Rusya'nın Dışişleri Bakanı tarafından kabul edilmesi de büyük bir fırsatçılık" diye konuştu.

"HDP'YE OY VERMİŞ KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZIN TAVRI BUGÜN SEÇİM OLSA ÇOK DAHA FARKLI OLUR"
Bakan Müezzinoğlu, bölge halkının terör olaylarına karşı tavrının ne yönde olduğuyla ilgili soruya, şu cevabı verdi:
"AK Parti'ye oy veren Kürt vatandaşlarımızın duruşunun ne olduğuyla ilgili hiçbir tereddütüm yok. Şuna eminim ki; HDP'ye oy vermiş Kürt kökenli vatandaşlarımızın tavrı bugün seçim olsa çok daha farklı olur. Bu süreç HDP'nin terör örgütüne daha da sırtlarını dayadıkları bir süreç oldu. Mesela; gece vakti, saat 21.00'de ambulans ekibimize el koyulmuş. Gece 01.30'da telefonum çalıyor, telefonda HDP'li arkadaşlarımızdan biri. Diyor ki; 'Şurada katliam yapılıyor, sizden duyarlılık bekliyorum.' Sayın vekilim, saat 21.00'de ambulans ekibimiz kaçırıldı. Bununla ilgili bir telefon etseydiniz, ben şuanda gece 01.30'da sizin talebinizle ilgili iki misli gayret gösterirdim. Burada hastane bombalanıyor, hastanenin önünde bomba yüklü araç patlatılıyor, hastane tahrip ediliyor, ambulansa ateş ediliyor, ambulans şoförü şehit ediliyor; bunlarla ilgili hiçbir ses yok ama öbür tarafta teröristin bu ülkeye, bu millete, bu devlete ödettiği bedel sanki daha güçlü olsun diye gayret ediliyor. 'Hendeklerdeki mücadeleyi destekliyorum' diyor. Bunu diyen bir siyasi karşıtımızla nasıl iletişim kuracağız da sorun çözeceğiz ?"

"SAVCILIK, DEMİRTAŞ İÇİN FEZLEKE HAZIRLADI"
Bakan Müezzinoğlu, Demirtaş'ın teröre destek veren açıklamalarının hukuki karşılığının olup olmayacağına yönelik soruya, "Yanılmıyorsam zaten savcılıktan bu anlamda bir fezleke düzenlemesi hazırlandı. Tabii biz, TBMM'ye gelen her temsilci, ister kürsüde, ister sokakta özgürce fikrini beyan etsin istiyoruz. Özgürce fikrini beyan etmesinin önü kesilmemeli. Ama bu terörizmi destekleyen, ülkenin güvenliğini, ülkenin birlik ve beraberliğini, bütünlüğünü bozacak noktaya geldiği an burada hukuk devreye girmeli ve burada hukuk gereğini yapmalı. Süreci önümüzdeki dönemde göreceğiz. Bu ülkede 90'lı yıllar tekrar asla söz konusu olmaz. Burada bizim geçtiğimiz son çözüm sürecinde esasında devlet, alabildiğince şefkat ve merhamet elini uzattı. Hak, hukuk, gelecek, emniyet, güvenlik, bu bayrağın altında ne istiyorsan vermeye hazırım ama bunu art niyetli kullanan, fırsatçılık yapan ve devletin şefkat ve merhametini istismar eden bir yapıyı ne yazık ki 7 Haziran seçimlerinden sonra çok ağır bir şekilde bu ülke insanı yaşamaya başladı. Suruç'la başlayan, sonra peş peşe gelen olaylar… Devlet, 'benim şefkat elim alabildiğince açık ama bir de kudret elim var. Yanlış yapana kudret elimle her türlü yapılması gerekeni yaparım' dedi. Bu ülkenin, bu devletin kudret eli, yanlış yapan kim olursa olsun gereğini yapar" diye cevap verdi.

"YABANCI DOKTORLAR 6 AY İÇİNDE GELECEK"
Yabancı doktorlarla ilgili düzenlemenin hazırlandığını kaydeden Müezzinoğlu, "Özellikle tıp eğitimi standardı yüksek, Yunanistan'dan tutun, Batı'dan eğitimi yüksek olan yabancı hekimleri, Sağlık Bakanlığı da dahil istihdamının yolunu açtık. Önümüzdeki dönemde yönetmelikleri, onların özlük hakları, malpraktisteki olacak sıkıntıları da düzenlediğimizde, tahmin ediyorum 5-6 ay içinde devreye girecek" ifadelerini kullandı.  

ONUR EMRE DURAK
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Thomas Reis: "Takımımın performansı sebebiyle hayal kırıklığı yaşıyorum" SAMSUN (İHA) – Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis,Mainz 05 maçının ardından takımının performansı nedeniyle hayal kırıklığı yaşadığını söyledi. UEFA Konferans Ligi 6. hafta maçında deplasmanda Almanya temsilcisi Mainz ile karşılaşan Samsunspor sahadan 2-0 mağlup ayrılarak ilk 8’e adını yazdıramadı. 12. sırada lig aşamasını tamamlayan kırmızı-beyazlılarda Alman Teknik Direktör Thomas Reis, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında mücadeleyi değerlendirdi. "Takımımın performansı sebebiyle hayal kırıklığı yaşıyorum" Futbolcularının gösterdiği performanstan memnun olmadığını dile getiren Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, "Açıkçası bir sonraki karşılaşmayla alakalı çok bir şey söylemek istemiyorum. Bugünkü göstermiş olduğumuz performans sebebiyle hayal kırıklığı yaşıyorum. Mainz’e baktığımızda bugün galip gelmeyi hak ettiler. Çünkü biz ikili mücadelelerde o agresifliği gösteremedik ve ikinci topları da onlar kazandı, bizler kaybettik. Emre Kılınç ile yakalamış olduğumuz çok net bir pozisyon vardı. O pozisyonu golle sonuçlandırabilmiş olsaydık normalde 1-0 öne geçen taraf olacaktık ve belki de şu an farklı şeyler konuşuyor olurduk. Göstermiş olduğumuz performanslar ötürü üzgünüz" dedi. Dar bir kadro ile mücadele ettiklerini ve sakatlıktan dönen Ntcham’ın tekrar sakatlanmasının kendilerini üzdüğünü ifade eden Reis, "Olivier Ntcham’ın bir kas sakatlığı oldu. Arka adalesinden sakatlandı Tabi bu bizim adımıza iyi olmadı. Zaten çok eksikle devam etmek zorunda olduğumuz bir dönemde bunun gerçekleşmiş olması bizi üzdü. Maçta da belli oldu. Takımın bir yorgunluğu da var. Birçok eksiğimiz olması sebebiyle genç oyunculara da şans vermeye çalışıyoruz. Ama tabi bu durum onlar için de zor olabiliyor. Çünkü sonradan oyuna girmek her oyuncu için zor olduğu gibi genç oyuncular için de zor oluyor. Bir şekilde yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Sonuçta çok kısa bir süre sonra Pazar günü oynamamız gereken bir karşılaşma var. Daha sonrasında yine kısa bir aradan sonra oynamamız gereken bir kupa karşılaşması var. Umarım sakat oyuncularımız en kısa sürede tekrardan bize katılırlar. Açıkçası bu durum bizim adımıza zor bir dönem. Var olan sakatlıklar sebebiyle zoe bir süreçten geçiyoruz ama bir şekilde yolumuza devam etmek zorundayız" diye konuştu.
İstanbul Bakırköy Adliyesi’nde tahliye vaadiyle dolandırıcılık yapan polis memuru hakkında 17 yıla kadar hapis talebi Bakırköy Adliyesi’nde 2021 yılında görev almış polis memurunun, ‘tefecilik’ suçundan tutuklanan 2 şahsın yakınından tahliye vaadiyle 95 bin euro talep eden ve para alışverişi sırasında 1 şüpheliyle beraber tutuklanmasına ilişkin iddianame hazırlandı. İddianamede, 2 şüpheli hakkında 17 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Bakırköy Adliyesi’nde, 2021 yılında polis memuru olan H.K.’nin, ‘tefecilik’ suçundan tutuklanan C.B. ve B.B.’nin, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın bilgi ve belgelerine erişerek bunları 3’üncü şahıslar ile paylaştığı iddia edildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru H.K.’nin eriştiği belgeleri, tutuklu şüphelilerin yakını olan A.D. ile Whatsapp üzerinden paylaştığı, bu bilgiler karşılığında ise A.D.’nin ise tutuklulardan tahliye vaadiyle 95 bin euro, işe başlamak için ise ön ödeme olarak 50 bin euro talep ettiği olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, A.D. ve H.K. isimli şahıslar ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Şüphelilerin serbest bırakılmaları için 95 bin euro talep etmiş Hazırlanan iddianamede, 30 Eylül 2020 tarihinde haklarında yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan Z.Y. ile A.M.Y. isimli şahısların yakını olan A.D.’nin, H.K. aracılığıyla, gözaltındaki şahısların serbest bırakılmaları ve el konulan malların iade edilmesi şüphelilerden 95 bin euro talep ettiği, işe başlamadan önce ise 50 bin euro almak için sözleştikleri aktarıldı. İddianamede, A.D. isimli şahsın, 2 Ekim 2021 tarihinde, M.A. ile Bakırköy’de buluşup, 40 bin euro teslim alacağı sırada gözaltına alındığı, ardından ise bir diğer şüpheli H.K. ile birlikte tutuklandıkları anlatıldı. 17 yıla kadar hapis talebi İddianamede, şüpheliler A.D. ve H.K. hakkında, ‘soruşturmanın gizliliğini ihlal’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma’ ve ‘kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle dolandırıcılık’ suçlarından toplamda 6 yıldan 17 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Ayrıca, iddianamede, şüpheli H.K. hakkında ise ‘kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak’ suçundan 2 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.