GÜNDEM - 30 Eylül 2011 Cuma 17:25

"Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?"

A
A
A
"Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?"

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" sözünden sonra yeni bir Türkçe deyim daha öğrendiğini açıkladı.

AHMET TOPAL


Ricciardone, Türkçe deyimleri kullanmayı sevdiğini ifade ederek, Başbakan Erdoğan'ın daha önce dile getirdiği "Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?" deyimini kullanmaya başladığını vurguladı.


TGRT HABER Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'a konuşan ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Ricciardone, Başbakan Erdoğan'ın Obama ile yaptığı görüşme sonrasında açıkladığı predator konusuna açıklık getirdi. Predatorların ne zaman devreye gireceği sorusunu cevaplayan Ricciardone, "Bu konuda zaten uzun zamandan beri aktif işbirliğimiz vardır" dedi.

 

ABD Büyükelçisi, konuşmasına teröre kurban verilen şehitlerin yakınlarına başsağlığı dileyerek başladı. Terör saldırılarını en güçlü şekilde kınadıklarını belirten Ricciardone, "Teröre karşı işbirliği konusunda uzun zamandır, çok verimli, çok olumlu işbirliğimiz bulunuyor. Tabii ki ayrıntılı bir şekilde yorum yapamam. Ama genel olarak söyleyebilirim ki, istihbarat, yasal, diplomatik her alanda çok önemli yardımlarımızı sunuyoruz ve desteğimizi devamlı olarak sürdüreceğiz" dedi.


ABD kongresinin diplomasi konusuyla yakından ilgilendiğini söyleyen Ricciardone, "Ama bu predator konusunun bazı ayrıntılarının gizli kalması lazım. Operasyonlarda nasıl kullandığımız falan, gizli kalması lazım" değerlendirmesini yaptı.


"TÜRKİYE'YE ABD'DEN BAŞKA YARDIM EDEN ÜLKE VAR MI?"


Türkiye'ye anlık istihbarat paylaşımının halen devam ettiğinin altını çizen ABD Büyükelçisi, Batuhan Yaşar'ın "Türkiye'de 'terörle mücadelede ABD'nin Türkiye'ye yeterli desteği vermiyor' şeklinde bir algı var. Bu tür eleştirilere neden maruz kalıyorsunuz? Algı yeterli şekilde yönetilemiyor mu?" şeklindeki sorusuna ise, "Haklısınız. Bizim için biraz tuhaf geliyor. Maalesef bu konuda böyle bir algı var söylediğiniz gibi ve böyle bir algı olduğunu biliyoruz" diyerek Batuhan Yaşar'a bir soru sormak istediğini söyledi. "Türkiye'ye ABD'den başka yardım eden bir ülke var mı?" diye soran ABD Büyükelçisi, "Biz istihbarat, yasal, diplomatik yardım sunuyoruz. Başka bir ülke var mı bugüne kadar böyle destek veren?" dedi.


Terörle mücadelenin basit bir mesele olmadığına vurgu yapan Ricciardone, "Böyle olsaydı daha önceden çözülürdü" dedi. Ricciardone, ABD Dışişleri Bakanı Clinton'ın Ahmet Davutoğlu ile birlikte bu konuyu görüştüklerini ve görüşmenin ardından Clinton'ın çok net bir şekilde "Biz Türkiye'nin terörle mücadelesine yüzde 100 destek veriyoruz" dediğini hatırlattı. ABD'nin PKK'yı resmi terör listesine aldığına da belirten ABD Büyükelçisi, "Demek ki, PKK resmen Amerika ve Türkiye arasında ortak bir düşmanımız" şeklinde konuştu.


Batuhan Yaşar'ın ABD'den 3 tane Süper Kobra'nın Türkiye'ye geleceği şeklinde haberler olduğunu hatırlatması üzerine Ricciardone, "Helikopterler geliyor. Bu gizli bir şey değil. 3 tane Süper Kobra helikopter geliyor" dedi.


"BDP ŞİDDETE SON VERSİN"


Batuhan Yaşar'ın, BDP'nin Meclis'e gelme kararı almasına rağmen halen şehit haberlerinin geldiğini hatırlatması ve BDP'nin Meclis'e dönme kararı almasını nasıl değerlendirdiklerini sorması üzerine ABD Büyükelçisi, "Tekrar ayrıntılı bir şekilde içişlerinize müdahale etmeyiz ve edemeyiz de. Ama aynı zamanda Türkiye'nin demokrasisinin ne kadar çok geliştiğini gördük son zamanlarda. Ve Türkiye demokrasisini destekliyoruz, teşvik ediyoruz. Hepimiz demokratik ülkeler olarak, demokrasilerimizi korumak ve geliştirmek için daima çalışmalıyız" diye konuştu.


BDP'nin de demokrasi içerisinde kalması gerektiğini söyleyen Ricciardone, BDP'nin de seçilmiş olduğunu hatırlatarak, "Onların Meclis'e katılmasını olumlu bir şey olarak görüyoruz. Biz bu konuyu yakından takip ediyoruz ama müdahale edemiyoruz" şeklinde konuştu.


Bundan sonraki süreçte de BDP'ye nasıl önerilerde bulunacakları sorusu üzerine Ricciardone şunları kaydetti:


"Dışişleri Bakanı Hilary Clinton'ın Türkiye'deki terör sorunu ve BDP'yle ilgili ilginç bir benzetmesi vardı. SİNN FEIN ve İRA silah bırakıp barış görüşmelerine katılacağını açıkça ifade etmedikçe hiçbir barış yolu bulunmuyordu. ABD'nin Türkiye'deki tüm partilere ve hatta PKK'ya çağrısı var; Bu problemin üstesinden gelmek istiyorsanız silah bırakın... BDP bu süreçte Türk demokrasi sistemi içinde kalmalı.

 

Bu ABD'nin bu konuya ilişkin görüşüdür. Şiddete son verin. Şiddet bir yere varmanızı sağlamaz. Bir şey kazanamazsınız. Türkiye'yi her zaman teröre karşı destekleyeceğiz. Çünkü Türkiye bizim müttefikimiz. Ama çekinceleriniz varsa da Türkiye'de demokrasi kültürü de var. BDP de tabii ki bu demokrasi çerçevesinde Meclis'te. O halde sorumluluğunuzu yerine getirin. Siz kanuna uyan bir parti olduğunuz müddetçe, ABD'de size saygı gösterecektir ve beraber çalışmaktan mutluluk duyacaktır. Tabii ki bu çağrımız BDP'nin yanı sıra tüm muhalefet partilerine de..."


"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ, TÜRKİYE'Yİ İKİNCİ PARLAK DÖNEMİNE TAŞIYACAKTIR"


"Yeni Anayasa ve terörle mücadeleyi aynı fotoğraf karesine koyduğumuz zaman ne görüyorsunuz?" sorusunu da cevaplayan Ricciardone, "Düşünüyoruz ki, Anayasa değişikliği çok önemli bir şey. Türkiye'nin demokrasisi için gayet olumlu bir şey olabilir. Türkiye demokrat bir ülke olarak daha güçlü olursa, terörizme karşı, her düşmana karşı güçlü olacaktır. Yeni Anayasa Türkiye Cumhuriyeti'ni ikinci parlak dönemine taşıyacaktır" değerlendirmesini yaptı.

 

SONDAJ KRİZİ


Ricciardone, Doğu Akdeniz'deki doğalgaz arama çalışmalarını ve Türkiye ile İsrail arasındaki gerilime olan etkilerini de değerlendirdi. Doğalgaz arama çalışması yapılacak olan bölgenin Akdeniz'in stratejik bir bölgesi olduğunu belirten Ricciardone, "Barışsal bir çözüm bulmamız gerek. Bunun için gerilimi artıracak herhangi eylem ve söylemlerden kaçınılmalı" diye konuştu.


Ricciardone ayrıca, "Siz Telaviv ile Ankara arasında bir arabuluculuğa soyunacak mısınız?" şeklindeki bir soruya da, "Arabuluculuk söz konusu değil. Zaten verimli diplomatik diyoloğunuz devam ediyor. Ve İsrail ile Türkiye arasındaki doğrudan diyoloğun devam etmesi de lazımdır ve çok önemli bir şey. Bunu destekliyoruz. Başkan Obama'nın dediği gibi, diploması kapısı hep açık tutulmalı" cevabını verdi.


ABD Büyükelçisi Ricciardone, Batuhan Yaşar'ın "Neden ABD kayıtsız-şartsız İsrail'in yanında yer alıyor?" şeklindeki sorusuna ise, "Türkiye ile olduğu gibi İsrail ile de pek çok ortak değeri paylaşıyoruz. Çok esasi, hayati değerlerimiz var. İsrail ve biz, özgürlüğe çok bağlıyız. Demokrasiye bağlıyız ve destekliyoruz" diye konuştu.


ARAP BAHARI ARAP ÜLKELERİ İÇİN MAALESEF GEÇ GELDİ


Ortadoğu'yu yeniden şekillendiren Arap Baharı konusuna da değinen ABD Büyükelçisi Ricciardone, "Bence Arap Baharı hepimiz için iyi bir şey olabilir. Bu bölgeye büyük bir demokratik açılım lazımdı ve Arap ülkeleri için geç geldi maalesef. Ama İsrail ve Türkiye çok güçlü birer demokrasi ülkesi olarak bu bölgenin istikrarı için, bu bölgenin demokrasisinin gelişmesi için gayet önemli rolleri vardır" değerlendirmesini yaptı.


Suriye'deki ABD Büyükelçiliği'nin taşlanması ve Arap Baharı kapsamında Suriye'nin durumu da değerlendiren Ricciardone, "Suriye ile ilgili Libya ile ilgili basit cevaplar, çözümler bulunmaz. Bunun için biz ve Türkiye, diğer dost ülkelerimizle birlikte yakın bir diyalog içinde kalmalıyız. Tabii ki Suriye'nin son davranışlarını en sert şekilde kınıyoruz. Bu gayri medeni davranıştır. Onun için kınıyoruz. Suriye konusuna hemen hemen Türkiye'nin bakış açısından bakıyoruz" şeklinde konuştu.


FÜZE SAVUNMA SİSTEMİ NATO İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR KARAR


Malatya'ya kurulacak olan Füze Savunma Sistemi'ne de değinilen programda, Ricciardone, Türkiye'nin Füze Savunma Sistemi'ne izin vermesinden dolayı Türkiye'ye minnettar olduklarını söyledi. "NATO için çok önemli, çok olumlu bir karar. Hepimiz için çok olumlu bir şey" diyen Ricciardone, Füze Savunma Sistemi'nin İran'a karşı kurulduğu iddiaları içinse, "Hiçbir ülkeye karşı değil. Bu bir savunma sistemi, bir radar Bir füze sistemi değil, savunma sistemi. Demek ki, hiçbir ülkeye karşı olduğu söylenemez. Ama İran kendi füzelerini NATO'ya karşı kullanmak isterse o başka bir şey. Bu bir savunma sistemi" diye konuştu.


Ricciardone, Türkiye'nin gelecekte Avrupa Birliği'ne girip giremeyeceği hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine de şunları söyledi:


"Bizim için Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılması mantıklı bir şey. Çünkü biz de ortak çok önemli. Stratejik, ekonomik, politik ortak menfaatlerimiz var. Avrupa ve Türkiye ile ortak menfaatimiz bulunuyor. Bu malum bir şey. Tabi ki çok önemli gerçek meseleler kaldı ama yolun sonunda Türkiye ve Avrupa beraber kalacaklar bize göre. Bizim için bu çok mantıklı bir şey."


Batuhan Yaşar ayrıca, daha önce bir meseleden dolayı "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" diyen Ricciardone'ye o sözün ardından Başbakan Erdoğan ile aralarının nasıl olduğunu sordu. "Aramız iyi diyen" Büyükelçi, "Son zamanlarda görüşmüştük. Aramızda dostluk var. Birbirimizi anlıyoruz" dedi.


Ricciardone, ayrıca "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" sözünün ardından, Başbakan Erdoğan'ın daha önce bir konuşması sırasında söylediği "Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?" deyimini öğrendiğini söyledi. Ricciardone, ayrıca bu tür deyimleri de sevdiğini de belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yunus Akgün: "Kazanıp dönmek istiyoruz" Galatasaraylı futbolcu Yunus Akgün, Monaco maçıyla ilgili, "Buradan kazanıp dönmek istiyoruz. Önümüzde 2 maç kalıyor, o maçları da kazanıp Şampiyonlar Ligi’nde hedefimiz doğrultusunda devam etmek istiyoruz" dedi. Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında TSİ 23.00’te Monaco ile karşılaşacak. Müsabakanın hazırlıklarını tamamlayan sarı-kırmızılılarda futbolculardan Yunus Akgün, Teknik Direktör Okan Buruk ile birlikte katıldığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Çok önemli bir maça çıkacaklarını belirten Yunus, "İyi bir rakibe karşı oynayacağız. Tabii biz kendi oyunumuzu oynadığımızda neler yapabileceğimizi biliyoruz. İyi çalıştık, analizlerimizi yaptık. Yarın da burada inşallah kazanıp hem camiamızı hem de taraftarlarımızı mutlu etmek istiyoruz" diye konuştu. "Daha iyi olacağım" Yaşadığı sakatlık ve son durumuyla ilgili bilgi veren 25 yaşındaki futbolcu, "Bir operasyon geçirdim. Tabii ki ağrılarım zaman zaman oluyor ama bu süreçte Yener İnce ve ekibine teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten çok yardımcı oldular. Fiziksel olarak ve ağrı durumu olarak gün geçtikçe daha iyiye gidiyorum. Oynadıkça daha iyi olacaktır. Fiziksel olarak dediğim gibi daha yüzde 100’ümde değilim ama çalışmalarımı yapıyorum. Daha iyi olacak zamanla" ifadelerini kullandı. "Kazanıp dönmek istiyoruz" Sarı-kırmızılı taraftarların her zaman kendilerine destek olduğunu ifade eden Yunus Akgün, şunları söyledi: "Taraftarlarımız zaten bize her zaman, her ülkede, gittiğimizde deplasmanda destek oluyorlar. Bu bizim için çok önemli. Yarın maçta da bunu göreceğimizi biliyoruz. Şampiyonlar Ligi bizim için çok önemli. Oyuncular olarak bunu konuştuğumuzda da çok önemli olduğunu biliyoruz. Taraftarlarımızın, camiamızın beklentisini de biliyoruz. Biz de onları mutlu etmek için, sevindirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Aynı şekilde bize destek olmaya devam etsinler. Biz de Allah’ın izniyle yarın buradan kazanıp dönmek istiyoruz. Önümüzde 2 maç kalıyor, o maçları da kazanıp Şampiyonlar Ligi’nde hedefimiz doğrultusunda devam etmek istiyoruz."
İstanbul Okan Buruk: "Şampiyonlar Ligi’nde hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Monaco maçına ilişkin, "Oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" dedi. Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında TSİ 23.00’te Monaco ile karşılaşacak. Müsabakanın hazırlıklarını tamamlayarak Fransa’ya giden sarı-kırmızılılarda Teknik Direktör Okan Buruk, mücadelenin oynanacağı II. Louis Stadyumu’nda düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı. İki takım için de çok önemli bir maç olduğunu belirterek sözlerine başlayan Buruk, "Bundan sonraki hedefleri belirleyecek çok önemli bir maça çıkıyoruz. Rakibimizin de ligde ve Avrupa’da değişken performanslarını görüyoruz. Tabii ki çok iyi bir kadroya sahipler, iyi oyunculara sahipler. Özellikle son iç saha maçlarında Paris Saint-Germain’e karşı aldıkları galibiyet tabii ki çok önemliydi. Ama biz de buraya her zamanki gibi kazanmak için geldik. Kazanmak için buradayız. Eksiklerimiz var. Zor bir dönemden geçiyoruz. Hem kadro yapısı olarak hem de maç sertliği olarak üst üste maçlar oynuyoruz. Aşağı yukarı da aynı oyuncularla oynuyoruz. Çok fazla seçeneğimizin kalmadığı bir durumdayız. O yüzden bizim için tabii ki zorlu bir fikstür ama her şey iyi gidiyor. Ligde lideriz, 3 puan öndeyiz. Trabzonspor’dan da 2 puan öndeyiz. Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde nereye gideceğimizi bu maç çok net bir şekilde belirleyecek. O yüzden çok önemli bir maça çıkacağız. Her zaman olduğu gibi hep söylüyorum, oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" ifadelerini kullandı. "Galatasaray tarihi için çok önemli bir stat" Sarı-kırmızılıların 2000 yılında bu statta kazandığı UEFA Süper Kupa’nın hatırlatılması üzerine Okan Buruk, "Evet, bu stat Galatasaray tarihi için çok önemli, çok değerli bir stat. 2000 yılında Süper Kupa finalini burada oynadık. Bu statta bir kupa kaldırdık. Bu tabii ki hem benim futbolcu olarak hatıramda hem de bütün Türk halkının hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. Galatasaraylıların hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. İnşallah yarın akşam tekrar burada çok önemli bir gece daha yaşarız.Bunun için en iyi şekilde hazırlandık" diye konuştu. "Kazanmaktan başka düşüncemiz olmayacak" Son oynadıkları Union Saint-Gilloise maçındaki eksiklere dikkat çeken Buruk, "Maç maç gidiyoruz. Her maçın ayrı bir hikayesi var tabii ki. Kötü başladık. Sonra 3 maç kazandık.Hiç beklemediğimiz bir anda çok önemli oyuncularımız, çok değerli oyuncularımız eksildi. Çok eksik bir şekilde Union Saint-Gilloise maçına çıktık. İyi bir 11’e sahibiz. Maçı kazanabilecek 11’e sahibiz ama maalesef o maçı kazanamadık. Burada da yine galibiyet için sahaya çıkacağız. Tabii ki aldığınız her puan Şampiyonlar Ligi’nde özellikle deplasmanda çok değerli, çok önemli. Ama her takım kazanmaya oynar, yani kazanmaktan başka bir düşüncemiz olmayacak" şeklinde konuştu. "Rakibimizi en iyi şekilde analiz ettik" Fransız ekibinin taktiği üzerine konuşan Buruk, sözlerine şöyle devam etti: "Monaco takımı, yeni teknik direktörü takıma katıldıktan sonra hep 3’lü oynadı ancak son Pafos maçıyla birlikte başlayarak Paris Saint-Germain maçı ve Brest maçında 4’lü savunmaya geçti. Yine bu dörtlü savunmayı bekliyorum. Paris maçına baktığımızda 10 kişiyle bile pozisyon vermeyen bir Monaco var. Çok iyi oyunculara sahipler gerçekten. Analiz etmesi tabii ki çok zor değil. Son maçlarda özellikle aynı oyuncularla oynadılar. Bir tek savunma hattında, savunma merkezinde ve orta saha merkezinde değişiklikler var. Zakaria’nın cezalı oluşu son maçta değişikliğe yol açtı. Yarın Balogun oynarsa tam kadro gibi olacak. Balogun’un olmadığı gün tabiiki biraz daha fazla değişiyor. O yüzden rakibimizi biz de en iyi şekilde analiz ettik. Artık saha içi performans, maçın gidişatı ve o maçın aksiyonları çok önem kazanıyor. Kazanmak için rakibimizin de ne kadar iyi bir takım olduğunu biliyoruz. Biz de burada taraftarımızla birlikte, çok sayıda taraftarımızın olacağına inanıyorum, elimizden geleni yapacağız." "Sakatlıklar 90 dakikalık performansımızı etkiliyor" Cok iyi oyunculara sahip olduklarını söyleyen sarı-kırmızılıların teknik patronu her zaman iyi bir 11 ile sahaya çıkmaya çalıştıklarını söyledi. Buruk, "Bazen oyuncu değişikliklerinde zorlanabiliyoruz. Son maçta da bunu yaşadık. Fenerbahçe maçında yaşadık. Çaresiz kaldığım yerler oluyor. Lemina’nın ve Arda’nın olmadığı bir durumda özellikle savunma hattında tamamen çaresizim. Galatasaray’daki bu 4. yılım, bu en zorlandığım dönemler aslında. Bazı mevkilerde değişiklik yapacak oyuncumuz yok. O yüzden bu maçın ikinci yarılarını etkiliyor. Devamlı aynı oyuncularla 4 günde bir maç oynuyoruz. Bazen dinlendirmemiz gereken oyuncuları dinlendiremiyoruz. Sakat sakat oynatıyoruz. Bu durum birçok oyuncunun performansını etkiliyor. Şimdi IsmailJakobs’u antrenmanda bugün denedik ama yüzde yüz hazır olmadığını biliyoruz. Birçok oyuncu için sakatlığının tekrarlanma riskini de göze alarak bu dönemde oynamak zorundayız. Oyuncularımızı korumam gerekiyor çünkü bazen biz onları oynatmak zorunda kalıyoruz. Tabii ki sağlıklarını çok kötü bir şekilde etkilemeyecek şekilde oynatıyoruz ama bu riskleri alıyoruz. Böylesine mecbur kaldığımız bir dönem. Geçen hafta Lemina için bunu söyledim, Yunus da aynı şekilde. Ayağında ağrılarla oyuna girdi. Jakobs bugün antrenmana çıktı. Berkan tam iyileşmemişti ama kadroya aldık. Kısa bir süre oynattık. Yine hep ağrılarla oynuyor. Bu dönemde mecburen bunu yapmak zorundayız. Bu tabii ki 90 dakikalık performansımızı etkiliyor. Her oyuncu bizim için önemli. Her oyuncunun eksikliğini hissediyoruz. Yunus’un da gerçekten eksikliğini çok hissettik. Tabii ki bir plan hazırladık. Elimizdeki mevcut oyuncularla ne yapabileceğimizi düşündük. Bugün de bununla ilgili çalışmamızı yaptık. Yarın da bunun karşılığını göreceğiz" dedi. "Yunus ve Jakobs için kararı yarın vereceğiz" Yunus Akgün’ün son durumuyla ilgili bilgi de veren Buruk, şöyle konuştu: "Son maçta Yunus 25-30 dakika oynadı. Bir sonraki maça hazırlık oldu onun için.Takımı için, takımın başarısı için, arkadaşları için gerçekten kendini zorluyor. Ağrıları olmasına rağmen yarın karar vereceğiz. Burada Ismail Jakobs’un durumu önemli. Yarın onunla ilgili de karar vereceğiz. Orta sahada da çok fazla alternatifimiz yok. Rakibimizin özellikle öndeki santrafor dışındaki 3 oyuncusu çok gezerek oynuyorlar, çok hareketliler. Orta saha oyuncuları ve savunma oyuncuları da tabii ki fiziksel olarak çok büyük bir üstünlük kuruyorlar. Özellikle bunu değerlendirip buna göre planlar yapıyoruz."