SAĞLIK - 07 Temmuz 2022 Perşembe 09:18

Beslenme uzmanından bayram uyarısı geldi, kronik hastalıkları olanlar dikkat

A
A
A
Beslenme uzmanından bayram uyarısı geldi, kronik hastalıkları olanlar dikkat

Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde Beslenme Uzmanı Elif Dila İmançer uyarılarda bulundu. İmançer, “Kalp-damar, diyabet, yüksek tansiyon, böbrek ve mide hastalığı gibi kronik hastalıklara sahip veya bu hastalıklar için risk altındaki bireylerin beslenme konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir” diye konuştu.

Kurban Bayramı’nda sağlıklı yiyecek ve içeceklerin tercih edilerek, porsiyon kontrolü sağlanması ve yemek pişirme tekniklerine dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Beslenme Uzmanı Elif Dila İmançer, “Kurban Bayramı’nda dikkat edilmesi gereken sağlıklı beslenme prensiplerinin herkes için geçerli olduğu unutulmamalıdır. Öncelikle veteriner kontrolünden geçmemiş ve hijyen kurallarına uygun kesilmeyen hayvanlardan insanlara hastalık bulaşma riski yüksektir. Çiğ ya da az pişmiş et tüketmek bazı zoonoz hastalıkların bulaşmasına neden olabilmektedir. Bu yüzden etler çiğ ya da az pişmiş olarak tüketilmemelidir. Yeni kesilen havyan etleri sert olduğu içine sindirimi zordur, midede şişlik hazımsızlık gibi sorunlara neden olabilir. Özellikle mide rahatsızlıkları olan bireyler, eti 24 saat bekletmeden tüketmemelidir” dedi.

“Kızartma ve kavurmadan uzak durun”
“Etler pişirilirken haşlama, fırınlama, ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli” diyen İmançer, “Kızartma ve kavurmadan uzak durulmalıdır. Kanserojen maddelerin oluşumuna zemin hazırladığı için etleri mangalda pişirirken kömürleştirmemeye dikkat edilmelidir. Ayrıca çok yüksek ısıda pişirmek besin ögesi kaybına da sebep olmaktadır. Etle yapılan yemeklere ilave tereyağı/kuyruk yağı gibi yağlar eklenmemeli, kendi yağı ile pişmesi sağlanmalıdır. Kalp-damar ve kolesterol hastaları, doymuş yağ ve kolesterol içeriği yüksek olan sakatatların tüketiminden kaçınmalı, tuz tüketimini de sınırlamalıdır” şeklinde konuştu.

“Tek kullanımlık poşetleyin”
Etlerin bozulması kolay olduğundan için riskli gıdalar olduğuna değinen İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu’ndan Beslenme Uzmanı Elif Dila İmançer, “Kesilen etler küçük miktarlarda tek kullanımlık olacak şekilde poşetlenerek buzluk veya derin dondurucuda uzun süre saklanabilir. Dondurulan et çözdürüldüğünde sağlığı tehdit eden mikroorganizmalarda artış gözlendiği için dondurulduktan sonra çözünen et tekrar dondurulmamalıdır. Etleri çözdürmede en sağlıklı yöntem buzdolabının alt bölmesinde çözdürmektir. Etleri hazırlarken kullandığımız kesme tahtaları ayrı olmalıdır, çiğ sebze ve meyvede kullanılan tahtalar kullanılmamalıdır.

“Lif içeriği yüksek besinleri akşam tüketin”
Kurban Bayramı’nda yoğun et tüketimiyle birlikte lifli gıdaların az tüketilmesinin de kabızlık gibi sindirim problemine neden olabileceğinin altını çizen İmançer, “Sindirimi rahatlatmak adına et yemekleri öğlen, sebze ve kuru baklagiller yemekleri gibi lif içeriği yüksek besinleri akşam tüketmek daha faydalı olacaktır. Etlerin yanına salata/sebze ve yoğurt/cacık/ayran eklemek C, E vitamini ve kalsiyum bakımından fakir olan et yemeklerini tamamlayıcı olacaktır. Öğünlerde beyaz ekmek gibi beyaz undan yapılmış hamur işleri, beyaz pirinç gibi rafine edilmiş karbonhidrat kaynakları yerine rafine edilmemiş tam buğday, çavdar, bulgur gibi karbonhidrat kaynaklarına yer vermek tokluk süresini uzatacaktır. Tatlı tercihi olarak şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih etmek daha akıllıca olaraktır. Gazlı içeceklerden uzak durarak, günlük ortalama 2-2,5 litre su tüketimine de özen gösterilmelidir” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalyasporlu milli yüzücülerden Bulgaristan’da 4 madalya Bulgaristan’ın Karadeniz kıyı şeridinde yer alan Burgaz kentinde gerçekleştirilen 11. Swimming Talent Cup’a katılan Antalyasporlu sporculardan Mevlüt Efe Güler ve Muhammed Eyüp Oya, Bulgaristan’dan 4 madalya ile ayrıldı. Bulgaristan Yüzme Federasyonu öncülüğünde çeşitli ülkelerin katılımı ile düzenlenen 11. Swimming Talent Cup, 26-28 Nisan 2024 tarihleri arasında Bulgaristan’ın Karadeniz kıyı şeridinde yer alan Burgaz kentinde gerçekleşti. Kupaya katılan milli takımda yer alan Antalyasporlu sporculardan Mevlüt Efe Güler ve Muhammed Eyüp Oya, Bulgaristan’dan 4 madalya ile ayrıldı. Ev sahibi Bulgaristan’ın yanı sıra Romanya, Litvanya, Sırbistan gibi çeşitli ülkelerin sporcularının da süre mücadelesi ettiği organizasyona katılan milli takımda Antalyaspor’un takım antrenörü Özkan Cantürk ile birlikte akreplerin milli yüzücüleri Boran Atasoy, Mevlüt Efe Güler, Abdülaziz Oruç, Muhammed Eyüp Oya, Deniz Keskin ve Bengisu Gürbüz yer aldı. Doğum yılı 2008 olan ve 15-16 yaş grubunda yarışan kırmızı beyazlıların başarılı milli yüzücüsü Mevlüt Efe Güler, 800 metre serbest yarışını 8:26:55 ile tamamlayarak birinci oldu. Aynı yarışı 8:33:27’lik derece ile Mevlüt Efe’nin hemen ardından tamamlayan bir diğer Antalyaspor’lu yüzücü Muhammed Eyüp Oya ise ikinci olarak gümüş madalyayı kazandı ve böylelikle ilk iki sırayı rakiplerine kapattı. Öte yandan 800 metrenin birincisi olan Mevlüt Efe, 400 metre serbest yarışını da 4:05:29 ile tamamlayarak ikinci oldu ve bir de gümüş madalya kazandı. Yine 400 metre mesafeye sahip olan ancak karışık stilde yüzülen yarışı 4:43:30 ile tamamlayan Muhammed Eyüp ise üçüncü sırayı elde ederek takım arkadaşı Mevlüt Efe gibi madalya sayısını 2’ye yükseltti.
Sakarya Sakatlığın getirdiği Avrupa şampiyonluğu Sakarya’da futbol oynarken 14 yaşında sakatlanan ve babasının ısrarı üzerine bilardoya başlayan 19 yaşındaki Seymen Özbaş, Türkiye birinciliğinden sonra Avrupa şampiyonu oldu. Sakarya’nın Akyazı ilçesinde ikamet eden ve futbol oynarken 14 yaşında geçirdiği sakatlık sebebiyle sahalardan uzak kalan Seymen Özbaş, babasının ısrarı üzerine başladığı bilardoda Türkiye birinciliğinden sonra Avrupa şampiyonu oldu. Babasının işlettiği bilardo salonunda antrenmanlarını yapan 19 yaşındaki Özbaş, İspanya’da düzenlenen ve yaklaşık 10 ülkeden 32 sporcunun katıldığı Avrupa Gençler 3 Bant Bilardo Şampiyonası’nda 21 yaş altı kategorisinde rakibi Amir Ibraimov’u yenerek Avrupa şampiyonluğu elde etti. Seymen Özbaş: “Herkes benim kadar sevindi” Avrupa Şampiyonluğu serüvenini anlatan Seymen Özbaş, “Yaklaşık 4 yıldan beri profesyonel olarak bilardo oynamaya çalışıyorum. Bu spora babam vesilesiyle başladım. 10 yaşımdan bu yana hep babam ilgilendi. Bu yol çok zorluydu, bilardo idman olmadan olmayan bir oyundur ve psikolojimizi de sağlam tutmamız gerekiyor. Çok zorlandık ama şükürler olsun kazanmasını bildik. Avrupa şampiyonası çok zorluydu, oyuncular iyiydi ama biz Türkler olarak hep aralardan sıyrıldık. Yaklaşık 10 ülkeden 32 sporcu vardı ve 3 bant kategorisinde yarıştık. Ben de bu kategoride Avrupa şampiyonu oldum. Herkesin benimle gurur duyduğunu düşünüyorum, herkes benim kadar sevindi” dedi. “Hayalim beden eğitimi öğretmeni olmak” Futbol oynarken geçirdiği sakatlık sürecinde bilardoya yeniden başladığını belirten Özbaş, “14 yaşlarında Boluspor’da profesyonel şekilde top oynuyordum, tesis hayatım vardı. Diz kapağım kırıldıktan sonra 5-6 ay kadar yürüyemedim. Türkiye Gençler Şampiyonası vardı ve ben uzun süredir bilardo oynamıyordum. Babam, ’Oğlum bir şansını dene istiyorsan’ dedi. Ben de girdim ve Türkiye şampiyonu oldum. Sonrasında bu spora tekrardan yöneldim. Bu sporda devam etmek istiyorum ama hayalim beden eğitimi öğretmeni olmak” diye konuştu. Ferhat Özbaş: “Türkiye şampiyonu oldu ve sanırım hayatımıza yeni bir sayfa açtı” Baba Ferhat Özbaş da oğlunun kendisini kırmayarak bilardoya başladığını aktararak, “Oğlum sakatlık sonrasında yürüyemedi. Yılın son etabında ben de onun bu sporda çok başarılı olacağını bildiğim için hazırlanmamız ve beraber idman yapmamız gerektiğini söyledim. Beni kırmadı, hırslı bir şekilde çalıştı. İdmanlarını yapıp o sene Türkiye şampiyonu oldu ve sanırım hayatımıza yeni bir sayfa açtı, bizim hikayemiz orada başladı. Oğlumun şampiyonluğunu gurur veya sevinç gibi basit kelimelerle tarif edemem, bunun kelime karşılığı yok. Oğlumun Avrupa şampiyonu olması benim için çok farklı bir duyguydu, İstiklal Marşı’nı okurken dehşet derecede bir heyecan, inanılmaz bir mutluluk ve huzur vardı” şeklinde konuştu. Ayrıca Seymen Özbaş, dün Yunanistan’da düzenlenen Avrupa 25 Yaş Altı 3 Bant Bilardo Şampiyonası’nda da bronz madalya kazandı.
Karaman Türkiye’nin ilk kadın Hacivat oyuncusunun sahnedeki performansı büyük ilgi görüyor Türkiye’nin Hacivat-Karagöz oyununda ilk kadın Hacivat oyuncusu olan anasınıfı öğretmeni 2 çocuk annesi Ayşe Gül Küçüksümbül’ün sahne performansı büyük-küçük herkesin beğenisini topluyor. Karaman Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nda anasınıfı öğretmeni olan Ayşe Gül Küçüksümbül, kendisi gibi öğretmen olan Mustafa Şahin ile birlikte Hacivat olarak 15. sahnesine çıktı. Piri Reis Kültür Merkezi’nde Hacivat-Karagöz oyununda Hacivat’ı canlandıran Küçüksümbül, salondaki çocuklara neşeli dakikalar yaşattı. Oyun sonunda Hacivat ve Karagöz öğrencilerle bol bol fotoğraf çektirdi. “Hacivat olma serüveni bozuk bir prizle başladı” 18 yıllık anasınıfı öğretmeni olan Ayşe Gül Küçüksümbül, kendisinin Hacivat olmasına giden serüvenin geçtiğimiz Ramazan ayından önce bozuk bir prizle başladığını söyledi. Daha önceden Hacivat-Karagöz gölge oyununu sınıfındaki öğrencilerine yıllardır yaptığını anlatan Küçüksümbül, “Yine bir gün öğrencilerime oyunu oynamak için karanlık oda lazım oldu. Okulumuzdaki kütüphaneye çocuklarla birlikte indiğimizde priz çalışmayarak ışıklar yanmadı. En karanlık oda da müdürümüzün odasıydı. Çok tesadüfü bir şekilde oraya çıktık. O sırada da müdür bey yaptığımız oyunu gördü. O da bu durumu milli eğitim müdürümüze aktarmış. Daha sonra Karagöz’ü oynayan öğretmenimiz Mustafa Şahin beni haberlerde görerek, bana Ramazan ayında eğer ona eşlik edersem birlikte bir gölge oyunu oynayabileceğimizin davetini gönderdi. Bir pazar günü kendisiyle buluştuk. Ben de ona bunu önce tiyatro olarak sonrasında da gölge oyunu oynayalım dedim. Bu süreçte tereddüt ve endişelerimiz vardı ve o da bunu kabul etti. Ramazan’da ilk oyunumuza çıktık. Bizim için çok keyifli ve çok stresli bir süreçti. Bu da bizim gölge oyunsuz ilk tiyatro oyunumuz oldu. İzleyen herkesten çok olumlu dönüşler aldık. Aslında biz de hiç beklemiyorduk böyle olumlu düşünceler olacağını. Özellikle çocuklar çok beğendiler ve oynuyorlar. Şimdiden bir hayran kitlemiz oluştu. Ben de bu durum karşısında oldukça şaşkınım. Devamı inşallah gelir. Çocuklardaki o mutluluğu, o neşeyi ve ışığı göründe insan bununla kamçılanıyor“ dedi. “Velimin tavsiyesiyle Karagöz oldum” Sahnede Karagöz rolünü oynayan sınıf öğretmeni Mustafa Şahin ise, “Hacivat ve Karagöz’ü okula geldiğimde küçük denemeler yaparak alıştım. 10 yıl önce bir velimin bana Hacivat-Karagöz sahnesi hediye etmesiyle bu serüven başladı. Benim en büyük şaşkınlığım, Hacivat’ın bir bayan olmasıdır. Belki bu durumun da Türkiye’de ilk olmasıdır. Çok şükür başardık. Beğenildiğimizi ve güzel dönüşler aldığımızı görüyoruz. Karaman’da da Hacivat ve Karagöz oyunu yapan yok. Bu da Karaman’ımıza bizim bir hediyemiz olsun. Bizim işimiz öğretmenlik olduğu için hep çocuklarla. Küçük çocukların bunları seveceğini zaten biliyorduk. Biz güzel başladık. İnşallah bu şekilde devam eder“ diye konuştu.