GÜNDEM - 12 Kasım 2017 Pazar 09:46

Bitcoin nedir ? Ne zaman çıktı ? Nereden alınır ?

A
A
A
Bitcoin nedir ? Ne zaman çıktı ? Nereden alınır ?

Bitcoin son zamanlarda en fazla popüler olan para birimlerinden biri ve çıktığı ilk günden beri herkes bitcoin nedir ? Bitcoin nereden alınır ? sorularının cevaplarını araştırıyor. İşte bu haberimizde bitcoin ile ilgili tüm gelişmeleri derledik.

Bitcoin, çıktığı ilk zamandan beri bütün dünyada araştırılan bir konu. Bu haberimizde bitcoin hakkında bilmeniz gereken her şeyi ayrıntıları ile beraber derledik. İşte detaylar...

Bitcoin nedir ? Ne zaman çıktı ? Nereden alınır ?

BiTCOİN NEDİR ?

Bitcoin (sembolü: ฿, kısaltma: BTC) herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan elektronik bir para birimidir. Virgülden sonra 100-milyonuncu basamağa kadar birimlere ayrılabilir. Ayrıca Derin Ağ'da en çok kullanılan para birimidir. 

BiTCOİN NE ZAMAN ÇIKTI ?

Bitcoin ağı 3 Ocak 2009'da hayata geçti. Manifestonun yazarı Satoshi Nakamoto'dur fakat muhtemelen gerçek ismi değildir. Maksimum bitcoin sayısı 21 milyonla sınırlıdır. 22 Temmuz 2013 tarihi itibarıyla dolaşımdaki Bitcoin'lerin toplam değeri 1.2 milyar dolar seviyesindeyken 4 Haziran 2014 tarihi itibarıyla bu değer 8.2 milyar dolar seviyesine ulaştı. 

BiTCOİN NASIL İŞLİYOR? 

Herhangi bir merkezden üretilmeyen Bitcoinler, Bittorent ağlarına benzer şekilde noktadan-noktaya dağıtık bir ağ özelliği gösterir. Bu ağda gerçekleşen ödemeler diğer noktalara anında ulaşır, böylece hangi adresten hangi adrese ödeme yapıldığı kayıtlara geçer. Böylece toplanan kayıtlar blok adı verilen yapıların içinde yer alır. Her bir blok üzerinde yüksek işlem gerektiren bir hash algoritması uygulanarak, belli bir sıfır sayısıyla başlayan ifadenin bulunması istenmektedir. Yaklaşık 10 dakikada bire tekabül eden bu işlemi gerçekleştiren ilk kullanıcıya sıfırdan 50 BTC (şu anda 25 BTC) ödül olarak verilir. Böylece Bitcoin'ler emisyona sürülmüş olur. Her bir blok kendisinden önce gelen son bloğun da hash ifadesini içerir. Böylece bozulması oldukça zor (\%51 saldırısı hariç) bir blok zinciri oluşur. Bundaki amaç da, çifte harcamayı önlemek ve gönderimleri kayıt altında tutmaktır. Verilen ödül miktarı her 210 bin blokta bir (yaklaşık 4 senede bir yarıya düşürülür. 

BiTCOİN MADENCİLİĞİ NASIL YAPILIR ?

Para oluşturma işlemine madencilik(mining) denilmektedir. Madencilik, hesaplama yetkisini ve gücünü kullanarak matematiksel işlemleri gerçekleştirme işleminin genel adıdır. Bu işlemleri yapmak için, sunulan bitcoin yazılımını indirerek donanımları (genellikle ekran kartları) üzerinde yoğun işlemci gücü gerektiren işlemleri gerçekleştiren bitcoin ağındaki düğümlere "madenci" denilmektedir.

Sistemin ilk bloğunun adı "genesis block" olarak isimlendirilmiştir ve 4 ocak 2009'da üretilmiştir. Bunun gibi bloktaki ilk işlem özel bir işlemdir ve yeni para bloğu oluşturan tarafından başlatılır. Bu, ağa madencilerin katılmaları için bir teşvik sistemidir, bu sayede parayı basacak merkezi bir otoriteye sahip olmayan sisteme, para, istenildiği gibi dağıtık olarak girebilmektedir. Madenciler bu şekilde, hem sisteme yeni bitcoinler üretip sürerek hem de bekleyen işlemleri gerçekleştirme hizmetleri karşılığında sistemden bitcoin alarak kazanç sağlamaktadırlar. Yeni paranın sisteme düzenli olarak eklenmesi altın madencilerinin altın bularak dolaşıma sokmalarına benzetilmektedir, madencilik ismi de buradan gelmektedir. Mevcut süreçte madenciler, her yıl dolaşıma girecek olan bitcoin miktarını azalan ve öngörülebilir bir oranla üretmeye devam etmektedirler. Sistemde, toplamda 21 milyon bitcoin dolaşıma çıkıncaya kadar üretim devam edecektir, ardından üretim süreci duracak ve madenciler sadece işlem masrafları üzerinden desteklenmeye devam edilecektir.

BiTCOİN KULLANIM ALANLARI NELER?

Bitcoin, bazı ülkelerde bir ödeme ve yatırım aracı olarak kullanılmaktadır. Türkiye'de de TL karşılığı bitcoin almak mümkündür. Para gibi kullanılabildikleri için bitcoin'lerin bir değerleri vardır ve ayrıca bazı fonların ileride popülaritesi arttıkça, değerinin artacağı beklentisi ile bu ürünle ilgilendikleri bilinmektedir. Bitcoin'in değerini piyasadaki arz ve talep koşulları belirlemektedir. Talep artınca fiyatı artmakta, düşünce de azalmaktadır. Dolaşımda sınırlı miktarda bitcoin vardır ve yeni bitcoin üretmenin de bir limiti ve prosedürü bulunmaktadır. Bitcoin'in piyasa değeri önündeki en büyük tehditler; teknik zorluklar, ülkelerin bu paraya olan yaklaşımına bağlı mevzuat değişiklikleri ve insanların bu paraya olan istek ve güveninin olumsuz yönde değişmesidir.

 

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.
Afyon Emirdağ’da ‘ekranlara bir günlük ara’ verildi Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesindeki Şehit Muhammet Tufan Ortaokulu’nda düzenlenen farkındalık etkinliğinde; huzurlu aile ve güçlü toplum temasıyla ‘ekranlara bir gün ara’ verildi. Okul yönetimi, uygulamanın öğrenci ve veliler arasında dijital farkındalığı artırmayı hedefledi. Program boyunca; ailelere telefon, tablet ve televizyon kullanımını azaltma çağrısı yapıldı. Öğrenciler, gün içinde ders dışındaki zamanlarını kitap okuma ve geleneksel oyunlarla değerlendirdi. Velilere yönelik bilgilendirici içerikler paylaşıldı ve aile içi iletişim vurgusu öne çıkarıldı. Emirdağ İlçe Millî Eğitim Müdürü Gürkan Emeksiz, ‘’Dijital molalar, çocukların gelişiminde önemli rol oynadı. Aileler ve bilinçli adımlar eğitim sürecini olumlu etkiledi. Benzer çalışmaların artırılması için yeni adımlar planlıyoruz. Huzurlu aile, güçlü toplum için ekranlara bir gün ara, verdik. Bir günlüğüne: Telefonu bırakıyoruz. Kitaba sarılıyoruz. Oyuna çıkıyoruz. Hayata dokunuyoruz. Bu etkinlikler; Afyonkarahisar Valiliği’nin uhdesinde, Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün koordinesinde tüm Afyonkarahisar genelinde olan bir etkinliktir’’ dedi. Okul idaresi, ‘’Ekranlarda bir günlük ara verilmesi, öğrencilerin gün içindeki davranışlarında olumlu geri dönüşler oldu ve olumlu netice aldık. Uzman görüşlerine göre: Ekran süresinin azaltılması çocukların sosyal becerilerini güçlendiriyor. Türkiye genelinde uygulanmakta olan benzer çalışmalar, aile içi iletişimin artmasına katkı sunuyor. Araştırmalar, dijital cihaz kullanımındaki düşüşün akademik başarıyı desteklediğini gösteriyor. İlçe genelinde daha önce farklı kurumlarda da farkındalık programları yapılmıştı. Düzenlediğimiz bu tür etkinlikte, velilerden gelen geri bildirimler olumludur. Uygulamanın devamı için yeni planlamalar yapıldı. Program sonunda; ekran molası, aileler üzerinde rahatlatıcı bir etki bıraktı. Etkinlik; ekran süresine dikkat çekerek aile içi iletişimin güçlenmesine katkı sundu’’ diye belirtti.