DÜNYA - 06 Aralık 2023 Çarşamba 18:30 | Son Güncelleme : 06 Aralık 2023 Çarşamba 18:31

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk: “Gazze’de Vahşet suçlarının işlenme riski artmaktadır"

A
A
A
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Türk: “Gazze’de Vahşet suçlarının işlenme riski artmaktadır"

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Gazze Şeridi’nde vahşet suçlarının işlenme riskinin arttığını belirterek, “Gazze Şeridi'nde feci durum tamamen öngörülebilir ve önlenebilirdi” dedi.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, BM’nin Cenevre Ofisi'nde İsrail ve Filistin arasında 7 Ekim’den bu yana devam eden çatışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. İnsan haklarının yönetimin merkezinde yer alması gerektiğini vurgulayan Türk, "İnsan hakları, sadece üst düzey yetkililerin güzel konuşmalarında değil, politikalarda ve yasalarda yer almalı ve bu yasa ve politikaların nasıl uygulanacağına rehberlik etmelidir. Yönetişim, ekonomi ve toplumun tüm yönlerini kapsayan ortak bir konu olmalıdır” dedi.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin iki küresel savaştan, Holokost'tan, atomik yıkımdan, derin ekonomik krizden ve nesiller boyu süren sömürge, baskı, adaletsizlik ve dökülen kandan çıkarılan derslerle hazırlandığını belirten Türk, "Daha istikrarlı, daha adil bir dünya için yol haritası olarak tasarlanmıştır. İnsan hakları her insanın doğasında vardır. Bu gerçeği görmezden gelen liderler, hizmet etmeleri gereken insanları tehlikeye atarlar. Ne yazık ki dünyanın pek çok yerinde liderler tam da bunu yapmıştır. Sonuç olarak, dünya genelinde şiddetli çatışmaların arttığına ve yoğunlaştığına tanık oluyoruz” dedi.

“Gazze'deki Filistinliler giderek derinleşen bir dehşet içinde yaşamakta”

Gazze Şeridi’ndeki sivillerin 7 Ekim’den bu yana İsrail tarafından acımasızca bombalanmaya ve toplu olarak cezalandırılmaya devam ettiğini vurgulayan Türk, Gazzelilerin en temel insani ihtiyaçlardan büyük ölçüde mahrum bırakıldığını belirterek, “Gazze'deki Filistinliler giderek derinleşen bir dehşet içinde yaşamakta” dedi.
İsrail’in saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi’ndeki hiçbir yerin güvenli olmadığını aktaran Türk, “Biz konuşurken, 2.2 milyon Filistinliden yaklaşık 1.9 milyonu yerlerinden edildi ve Gazze'nin güneyinde giderek azalan, aşırı kalabalık ve sağlıksız yerlere itiliyor” dedi.

“Vahşet suçlarının işlenme riski artmaktadır”

Bölgeye giden insani yardımların neredeyse kesilmiş durumda olduğunu ifade eden Türk, "Gazze Şeridi'nde ortaya çıktığını gördüğümüz feci durum tamamen öngörülebilir ve önlenebilirdi. İnsani yardım alanında çalışan meslektaşlarım durumu kıyamet olarak tanımladılar. Bu koşullar altında, vahşet suçlarının işlenme riski artmaktadır. Bu tür suçların önlenmesi için hem ilgili taraflar hem de tüm devletler özellikle de nüfuz sahibi olanlar tarafından acilen tedbirler alınmalıdır” dedi.
Uluslararası toplumun, insan hakları ve insani gerekçelerle Gazze Şeridi’nde derhal ateşkes yapılması konusunda tek ses olması gerektiğini vurgulayan Türk, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'daki insan hakları krizi de son derece endişe verici olduğunu belirtti.

“Bireysel cezai sorumluluk tesis edilmelidir”

Çatışmaların taraflarının insanlık dışı ve kışkırtıcı açıklamalarından derin endişe duyduğunu aktaran Türk, “Tarih bize bu tür bir dilin nereye varabileceğini göstermiştir. Bu sadece kabul edilemez değil, aynı zamanda yetkili bir mahkeme bu tür açıklamaları, yapıldıkları koşullar altında, vahşet suçlarına teşvik olarak değerlendirebilir” dedi.
Çatışmanın taraflarının uluslararası insan hakları ve insancıl hukuk ihlalleri hakkında titiz soruşturmalar yürütülmesinin ve hesap verilebilirliğin sağlanmasının hayati önem taşıdığını ifade eden Türk, “Bireysel cezai sorumluluk tesis edilmelidir” dedi.

“Şiddet ve intikam sadece daha fazla nefret ve radikalleşmeye yol açabilir”

Çatışmaların acilen durdurulması ve tüm rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunan Türk, “Tüm taraflar Filistin ve İsrail halkları için barış ve güvenliğin sağlanması için gerçekten neye ihtiyaç olduğunun farkındadır. Şiddet ve intikam sadece daha fazla nefret ve radikalleşmeye yol açabilir. Biriken acıları sona erdirmenin tek yolu işgali sona erdirmek ve iki devletli çözüme ulaşmaktır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Vali Coşkun; “Anne sevgisi, sevgilerin en büyüğü, en kıymetlisidir” DENİZLİ (İHA) – Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Anneler Günü mesajında; “Varlığıyla hayata anlam katan, şefkat dolu yüreğiyle çocuklarına yol gösteren annelerimizin hakkı hiçbir şekilde ödenemez. Anne sevgisi, sevgilerin en büyüğü, en kıymetlisidir” dedi. Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Anneler Günü nedeniyle bir kutlama mesajı yayımladı. Vali Coşkun, mesajında; “Sevginin, şefkatin ve merhametin timsali olan ve hayatımızdaki en kıymetli varlığımız annelerimize ithaf edilen bir Anneler Günü’nü daha hep birlikte kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. İnsan; sevgiye, ahlaka, erdeme, iyiliğe dair bütün duygu ve düşüncelerinin temelini anneden alır. Anne sadece insanı dünyaya getiren bir varlık değil aynı zamanda insanın doğduğu andan itibaren hem koruyucusu hem de öğretmenidir. Varlığıyla hayata anlam katan, şefkat dolu yüreğiyle çocuklarına yol gösteren annelerimizin hakkı hiçbir şekilde ödenemez. Anne sevgisi, sevgilerin en büyüğü, en kıymetlisidir. Sevgili Peygamberimizin ‘Cennet, annelerin ayaklarının altındadır’ sözü, dinimizin annelerimize verdiği önemi ve onlara göstermemiz gereken hürmeti gözler önüne sermesi açısından çok anlamlıdır. Bunun içindir ki annelerimizi kaybetmeden onların değerini bilmek, onları hatırlamak, gönüllerini hoş tutmak ve başımıza her zaman tac etmek biz evlatlar için önemli bir görevdir. Bu duygu ve düşüncelerle, sevgi, fedakârlık, şefkat ve güven gibi duygularla bizleri koruyup kollayan başta şehit ve gazilerimizin anneleri olmak üzere tüm annelerimizin Anneler Günü’nü en kalbi duygularımla kutluyor; ebediyete irtihal eden annelerimize Allah’tan rahmet, hayatta olanlara ise sağlıklı ve hayırlı ömürler diliyorum”