GÜNDEM - 07 Kasım 2019 Perşembe 19:58

Burak Özkoçak’tan Sosyal Medya Tüyoları

A
A
A
Burak Özkoçak’tan Sosyal Medya Tüyoları

Sosyal medya konusunda merak edilen konular hakkında hem sosyal medya fenomeni olan hem de profesyonel olarak sosyal medya danışmanlığı yapan Burak Özkoçak tüyo niteliğinde bilgiler verdi.

Yaygın kullanımıyla medyayı kitle iletişim araçları (gazete, dergi, radyo, televizyon ve internet) olarak tanımlamak mümkündür. Medya kısaca yazılı, sesli ve görsel kitle iletişim araçları olarak tanımlanır.
Günümüzde televizyon, radyo, gazete, internet ve dergi gibi sayılabilecek pek çok kitle iletişim araçlarının toplamını oluşturan tek bir terim olarak ortaya çıkan “medya“, bu kitle iletişim araçları vasıtasıyla bireylere sunulan hizmeti ifade etmektedir. Bazen bu tip iletişimler söz konusu olan aracın tam olarak kendisiyle, bazen de aracı olarak kullanılarak yapılmaktadır.

Kitle iletişim araçları medya aracılığı için kullanılmaya başlamadan önce, ilk dönemlerde sadece kitlelerin haber alma ihtiyacını karşılamak amacıyla hizmet vermeye başladığından medyanın bir bütün olarak haber alma ihtiyaçlarının üzerinden basamak basamak şekillendiğini de söylemek mümkündür. Bu şekillenme sürecinde farklı kitle iletişim araçlarının farklı amaçlara hizmet etme amacıyla dallanıp budaklanması da medyanın çok kollu bir içerik olabilmesini sağlamıştır.

Buna örnek olarak televizyonların hala haber alma ihtiyacına yönelik çalışabilmesinin yanında dergilerin kendilerine sanat, spor, edebiyat gibi farklı farklı kollar seçebilmesini gösterebilmekteyiz. Böylelikle “medya“, kendisini bir terim olarak çok geniş kapsamlı ifade edebilme imkanı bulmaktadır. Günümüze gelindiğinde medya artık dünya çapında bir sektör olmuş; hem temel ihtiyaç olan haber alma ihtiyacımıza hizmet etmekte, hem çok geniş kapsamlı bir eğlence ortamı olmakta hem de çok geniş bir bilgi alışverişi portalı olarak görev almaktadır.

Ve bu dünya çapındaki işlevselliği kendisine bir sektör olabilme imkanı kazandırmış, milyarlarca dolarlık yatırımlar yapılabilen bir sektör olmuş ve özellikle reklam sektörünün kendisiyle çok yakından ilişkisi olmasıyla kanalize bir sektör ilişkisi yürütebilmektedir.

Medyanın kitleleri yönlendirme gücü, büyük oranda reklamlar sayesinde mümkün olabilmektedir. Bunun dışında dünya üzerinde pek çok ülkede çok büyük paralar harcanarak ayakta tutulan ve aynı zamanda çok büyük hasılatlara da sahip olan gazeteler, dergiler ve yayın evleri artık çoğunlukla kitle iletişim araçlarına hizmet için yani dolayısıyla medya sektörüne hizmet için çalışmaktadır.

Medyanın içerisindeki yeni medya sektörünün popülerleşmesi

Yeni medya olarak bahsedilen ortam, dijital medyayı kapsar ve dijital ortam sayesinde hedef kitlesine ulaşılabilen bir sektördür. Yeni medyanın başlıca kullanım alanları internet; bununla birlikte web siteleri, DVDler ve video oyunlarıdır. Yeni medyayı medyanın genel kapsamından ayıran temel özelliği, herhangi yazılı bir kaynak ya da kaydedilmiş bir televizyon programı yayınını içeriğinde barındırmamasıdır. Çünkü bu tip kitaplar, dergiler ve tüm yazılı basımlar dijital bir özellik içermemektedir. Yeni medya tamamen dijital ortam üzerine şekillenen bir sektördür.

Yeni Medya Ortamları

Yeni medyanın içeriğinde sayılabilecek ortamlardan bazıları ise şu şekildedir;
Sanal gerçeklik ortamları
Bilgisayar oyunları
Blog sayfaları
Mobil medya ortamları
Multimedya araçları (animasyonlar, çok ortamlı sesler, çok ortamlı videolar vb.)
Elektronik postalar
İnteraktif televizyon yayınları
Web siteleri
Yazılımlar

Medyanın İşlevleri

Haber ve Bilgi Verme: Medyanın en önemli işlevidir. Hayatın pek çok alanına ait ulusal ve uluslararası bilgi ve haberler medya araçları ile insana ulaşır. Medya aracılığıyla bilgilenirken aynı zamanda yönlendiriliriz; bu bakımdan medyaya büyük sorumluluk düşmektedir.

Toplumsallaştırma: Medya bireyin toplumla bütünleşmesini ve toplumsal hayata uyum sağlamasını kolaylaştırır.

Eğitim: İnsanların, özellikle gelişme çağındaki çocukların algı, beceri ve bilinç düzeyini yükselterek eğitimlerine yardımcı olur.

Eğlendirme: İnsanları toplumsal hayatın sıkıcı temposundan uzaklaştırıp hoşça vakit geçirme imkânı sunar.
Kültürel Değerlerin Korunması: Medya doğru kullanıldığı takdirde kültürel mirasın korunması, yaşatılması ve geliştirilmesinde önemli rol oynar.

Kamuoyu Oluşturma: Medya kamusal bir görevi yerine getirir. Kamu kurum ve kuruluşlarını kamu adına denetleme ve eleştirme yetkisini elinde bulundurur. Vatandaşın hakkını savunmak adına toplumun ve kamunun vicdanı vazifesi görür.

Tanıtım: Medya devletlerin, şirketlerin, kurum, kuruluş hatta kişilerin en önemli tanıtım aracıdır. Günümüz ekonomisi pazarlama üzerine kuruludur. Pazarlamanın en önemli aracı da medyadır.

Kaynak: www.burakozkocak.com.tr 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Fırat Üniversitesi, 14 göstergede ilk sıralarda yer aldı Fırat Üniversitesi, YÖK’ün değerlendirme raporunda 14 göstergede ilk sıralarda yer aldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından Türkiye genelindeki 201 üniversitenin 67 farklı gösterge üzerinden analiz edildiği "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. Türk yükseköğretim sisteminin mevcut durumunu kapsamlı biçimde ortaya koyan rapor, üniversitelerin eğitimden araştırmaya, uluslararasılaşmadan sürdürülebilirliğe kadar birçok alandaki performansını gözler önüne serdi. Bu kapsamda Fırat Üniversitesi, "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025"te 14 farklı göstergede Türkiye genelinde ilk sıralarda yer alarak dikkat çekici bir başarıya imza attı. Fırat Üniversitesi; BİDEB destekleri toplam sayısında Türkiye 4’üncüsü, Değişim programları kapsamında en fazla öğretim elemanı gönderen üniversiteler arasında 5’inci, İklim Eylemi kategorisinde en başarılı üniversiteler arasında 5’inci, İstihdam edilen doktoralı araştırmacı sayısında 6’ncı, Araştırma-Geliştirme, Teknoloji ve Yenilik projeleri toplam sayısında 7’nci sırada yer aldı. Ayrıca üniversite; TEKNOFEST, TÜBİTAK, TÜBA gibi kurumlarca düzenlenen yarışmalarda alınan ödül sayısında 9’uncu, Değişim programları kapsamında en fazla öğretim elemanı kabul eden üniversiteler arasında 13’üncü, Yeşil Üniversite Sıralaması’nda 14’üncü, Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar ile Yoksulluğa Son kategorilerinde 15’inci, Faydalanılan TÜBİTAK proje bütçesinde 16’ncı, Topluluklara kayıtlı öğrenci sayısında 17’nci, Faydalanılan TÜBİTAK bursu sayısı ile değişim programları kapsamında en fazla öğrenci gönderen üniversiteler arasında 18’inci sırada yer alma başarısı gösterdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, "Yükseköğretim Kurulumuz tarafından yayımlanan raporda üniversitemizin 14 farklı göstergede Türkiye genelinde üst sıralarda yer alması, bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Bu başarı; akademik ve idari personelimizin özverili çalışmaları, öğrencilerimizin dinamizmi ve üniversitemizin bilim odaklı, kaliteyi esas alan vizyonunun somut bir göstergesidir. Özellikle araştırma projeleri, TÜBİTAK destekleri, uluslararası değişim programları ile sürdürülebilirlik ve iklim eylemi alanlarında ortaya konulan güçlü performans, Fırat Üniversitesi’nin ülkemizin saygın yükseköğretim kurumları arasındaki yerini her geçen gün daha da sağlamlaştırdığını göstermektedir. Bu vesileyle, üniversitemizin bu başarısında emeği geçen tüm akademik ve idari personelimize, öğrencilerimize ve paydaşlarımıza teşekkür ediyor; Fırat Üniversitesi’nin bilimsel üretimi, topluma katkısı ve uluslararası görünürlüğü artarak yoluna devam edeceğine yürekten inanıyorum" dedi.
İstanbul Altında yılsonu hareketliliği: Küresel belirsizlikler ve jeopolitik riskler fiyatları yükseltiyor Altın piyasası, 2025’in son haftalarına yaklaşılırken küresel belirsizlikler ve jeopolitik risklerin etkisiyle yükseliş trendini sürdürüyor. Uzmanlar, fiyat artışının yalnızca dönemsel dalgalanma olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirterek, yatırımcıların güvenli liman arayışının altını öne çıkardığını vurguluyor. Küresel ekonomide güvenin yeniden tanımlandığı, siyasi risklerin finansal kararları etkilediği bu dönemde; para politikalarındaki belirsizlikler, jeopolitik tansiyon ve artan küresel borçluluk yatırımcıları somut ve evrensel değeri olan varlıklara yönlendiriyor. Altın, bu süreçte yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda küresel sistemdeki kırılganlıklara karşı güçlü bir denge unsuru olarak öne çıkıyor. DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, yılsonuna yaklaşılırken altın piyasasında yaşanan hareketliliğin yalnızca fiyat artışı olarak okunmaması gerektiğine dikkat çekiyor. DEMAŞ bünyesinde yapılan değerlendirmeler de, altının bu süreçte yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda küresel sistemdeki kırılganlıklara karşı güçlü bir denge unsuru olarak öne çıktığını gösteriyor. Altın, 2025’in son haftalarına yaklaşılırken küresel piyasalardaki belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin etkisiyle yükseliş trendini korumaya devam ediyor. ABD Merkez Bankası (FED) başta olmak üzere büyük merkez bankalarının faiz indirimlerine ilişkin net bir takvim açıklayamaması, yatırımcıları yeniden güvenli limanlara yönlendirirken; altın bu süreçte öne çıkan en güçlü varlık olmayı sürdürüyor. Uluslararası finans kuruluşlarının son değerlendirmelerinde; küresel büyümenin yavaşlaması, yüksek kamu borçluluğu ve artan jeopolitik tansiyonun 2026’ya sarkan bir belirsizlik dönemi oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Özellikle Orta Doğu’daki çatışma riski, Rusya-Ukrayna hattındaki kırılgan denge ve Asya-Pasifik’te ABD-Çin rekabetinin yeniden sertleşmesi, altının yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda sistemik risklere karşı bir koruma enstrümanı olarak görülmesine sebep oluyor. Merkez bankalarının altın rezervlerini artırma eğilimi de bu tabloyu destekliyor. Küresel ölçekte rezerv çeşitlendirme politikalarının hız kazanması, doların mutlak güvenli liman olma konumunun sorgulanmasına yol açarken; altın, para sistemleri açısından yeniden stratejik bir varlık olarak konumlanıyor. Bu durum, ons altın fiyatlarının geri çekilmelerde dahi güçlü kalmasını sağlıyor. Türkiye cephesinde altın: TL bazlı fiyatlamada yapısal yükseliş Türkiye’de ise altın fiyatları yalnızca küresel ons hareketlerinden değil, aynı zamanda ülkenin makroekonomik dinamiklerinden de doğrudan etkileniyor. Yüksek enflasyonla mücadele süreci, sıkı para politikası adımları ve iç talepteki dengelenme çabalarına rağmen; Türk Lirası’nın reel değerine ilişkin soru işaretleri altının TL bazında güçlü seyrini destekliyor. Cari denge, rezerv yönetimi ve finansman ihtiyacı gibi başlıklar, yılsonuna yaklaşırken piyasaların yakından takip ettiği temel göstergeler arasında yer alıyor. Bu çerçevede altın, Türkiye’de hem tasarruf aracı hem de değer koruma refleksinin en somut karşılığı olmaya devam ediyor. Fiziki altına olan talep, düğün sezonu etkisi zayıflamış olsa dahi yatırım gayesiyle alımlarla canlılığını koruyor. "Altın, tartışmasız şekilde ön plana çıkıyor" DEMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Cumhur Kitiş, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Altın fiyatlarındaki yükseliş yalnızca dönemsel bir dalgalanma değil; küresel sistemin yeniden şekillendiği bir sürecin yansımasıdır. Hem dünyada hem de Türkiye’de yatırımcılar artık kısa vadeli kazançtan ziyade, uzun vadeli güven arayışına yöneliyor. Bu tabloda altın, tartışmasız şekilde ön plana çıkıyor. Gümüş, yalnızca altının alternatifi olarak değil; sanayi ve yatırım talebinin kesişim noktasında yer alan stratejik bir varlık olarak öne çıkıyor. Özellikle yenilenebilir enerji yatırımları, elektrikli araç üretimi, savunma sanayi ve yüksek teknoloji alanlarında gümüş kullanımının artması, bu metalin küresel ölçekte yapısal bir talep artışı yaşamasına neden oluyor. Uluslararası piyasalarda gümüş fiyatları yıl boyunca zaman zaman sert dalgalanmalar gösterse de, bu oynaklık uzun vadeli potansiyelin zayıfladığı anlamına gelmiyor. Aksine, küresel büyümenin sınırlı seyrettiği ancak teknolojik dönüşümün hız kazandığı mevcut konjonktürde, gümüşün orta ve uzun vadede dengeli ve yukarı yönlü bir fiyat arayışı içinde olması bekleniyor. Türkiye özelinde ise döviz kuru etkisiyle birlikte gümüş, TL bazında erişilebilirliği yüksek, altını tamamlayıcı ve portföy çeşitlendirmesinde önemli bir rol üstlenen yatırım aracı olarak öne çıkıyor" dedi. Altın ve gümüş 2025’i güçlü bir zeminle kapatıyor Altın’ın güvenli liman özelliğiyle ön plana çıktığını belirten Kitiş, "Küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik riskler, merkez bankalarının temkinli duruşu ve Türkiye’nin kendine özgü ekonomik dinamikleri birlikte değerlendirildiğinde; altın ve gümüşün yılsonuna doğru güçlü seyrini koruması sürpriz olarak görülmüyor. Altın, güvenli liman özelliğiyle öne çıkarken; gümüş, hem sanayi talebi hem de yatırım potansiyeliyle bu tabloyu tamamlıyor. 2025 yılı, kıymetli metaller açısından yalnızca fiyatların değil, stratejik farkındalığın da yükseldiği bir dönem olarak kayıtlara geçerken; yatırımcılar için altın ve gümüş, belirsizlik çağında denge ve güvenin en somut karşılığı olmaya devam ediyor" diye konuştu.
Manisa Yunusemre’de kırsal kalkınma ve kooperatifçilik masaya yatırıldı Yunusemre Belediyesi ile Yunusemre Kent Konseyi tarafından düzenlenen ’Kırsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’nda, kırsal alanların güçlendirilmesi, yerel üretimin desteklenmesi ve kooperatifçiliğin sürdürülebilirliği ele alındı. Kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi ve kooperatifçilik anlayışının sürdürülebilir bir zeminde ele alınması amacıyla Yunusemre Belediyesi ile Yunusemre Kent Konseyi iş birliğinde ’Kırsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’ düzenlendi. Yunusemre Belediyesi Muradiye Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen çalıştaya; Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Mesut Doğan, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Yılmaz Usta, CHP Yunusemre İlçe Başkanı Yalçın Arcak, MAYEB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Balkan, Yunusemre Kent Konseyi Başkanı Bektaş Kılınç, belediye meclis üyeleri, konuşmacılar ve çok sayıda üretici katıldı. Mustafa Pala’nın sunumlarını yaptığı çalıştayda belgesel gösterimi gerçekleştirilirken, "Yeniden Sürdürülebilir Kooperatifçilik" başlıklı panelle program devam etti. Çalıştayda; kırsal alanlarda sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması, yerel üretimin desteklenmesi ve kooperatifçiliğin güçlendirilmesine yönelik görüş ve öneriler paylaşıldı. Zeyrek ve Durbay anıldı Çalıştayda konuşan Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, kırsal kalkınmayı temel alan bir bakış açısına sahip olduklarını vurguladı. Balaban, göreve geldikten sonra Yuntdağı bölgesindeki 37 köyün kırsal mahalle statüsüne dönüştürüldüğünü hatırlatarak, kooperatif çalışmalarının önünün açıldığını ve belediye imkanları doğrultusunda desteklerin süreceğini ifade etti. Konuşmasında hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ile Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ı da anan Balaban, "Ferdi Başkanımızı altı ay önce, Gülşah Başkanımızı ise kısa bir süre önce kaybettik. Acıları hala yüreğimizde. Her ikisini de saygı ve sevgiyle anıyoruz" dedi. Çalıştay, katılımcıların değerlendirmeleri ve karşılıklı görüş alışverişinin ardından sona erdi.