SAĞLIK - 07 Haziran 2010 Pazartesi 10:24

"Çölyak, öldürücü bir hastalıktır"

A
A
A
"Çölyak, öldürücü bir hastalıktır"

Çölyak Hastalığı Bilimsel Toplantıları çerçevesinde, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Aydoğdu, Trabzon'da yaptığı konuşmada önemli uyarılarda bulundu.

BEKİR KOCA - ERSEN KÜÇÜK/TRABZON

Aynı zamanda Ege Çölyakla Yaşam Derneği'nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Aydoğdu, Çölyak Hastalığının Türkiye’de görülme sıklığının yüzde 1 olduğuna dikkat çekerek hastalığın, dünyada çocukluk ve yetişkin dönemlerde en sık rastlanan kalıtsal hastalık olarak kabul edildiğini söyledi.

Türkiye’nin Çölyak hastalığını 2002'lerden sonra tanıdığını ifade eden Aydoğdu, " Türkiye, bu hastalığı 2002'lerin başına kadar tanımıyordu. 2002'lerde Türkiye bu anlamdaki ilk sivil toplum örgütü Ege Çölyak Yaşam derneği kuruldu. Şu anda da toplumun bilinç düzeyi yeterli değil. Bu konuda çok yol almamız gerekiyor. Hastalığın toplumda görülme sıklığı yüz kişide 1 dolayında. Yani Türkiye'de 700 bine yakın çölyaklı hastamız var. Çölyak genetik bir hastalıktır. Aynı zamanda öldürücü bir hastalık. Tek tedavisi glutensiz diyettir.

Bu hastalıktan korunmak için birincisi akraba evliliğinden uzak durun, ikincisi ilk 1 yaşta mutlaka anne sütü diyoruz. İlk 1 yaş içersinde ekmek kırıntısı, bisküvi gibi buğday unundan yapılmış olan ürünlerin 6 aydan önce bebeklere kesinlikle verilmemesi gerekir. Eğer ailede daha önceden bilinen çölyaklı varsa tüm ailenin ve birinci derece akrabalarının taranması gerekir. Bu taramalar için Avrupa ve Kuzey Amerika da kullanılan hızlı serolojik testler artık yurdumuzda da bulunmaktadır." dedi.

Çölyak hastalığı hakkında bilgi veren Aydoğdu " Çölyak hastalığı, buğday, arpa ve çavdarda bulunan gluten adlı proteine karşı ince barsakta oluşan duyarlılıktır. Gluten içeren tahıl çeşitleri veya imalatı sırasında gluten ilave edilmiş gıda maddeleri tüketildiğinde inca barsakta iltihaplanma olur. Gluten vucudun bağışıklılık sistemince zararlı madde olarak algılanır ve ince barsaklara zarar verir. İnce barsaklarda besinlerin emilimi ve vucuda yararlı hale getirilmesi villus adı verilen parmaksı çıkıntılarla olmaktadır. Çölyak hastalığı villusların fonksiyonlarını yitirmesi sonucunda besinler emilememekte ve vucuda yararlı hale getirilememektedir. Ortaya çıkan emilim bozukluğu gelişme geriliği ve kemik hastalıklarına yol açmaktadır. Zamanında önlem alınmadığı takdirde ince bağırsak (adenokarsinom), özafagus, cilt (melanom) ve non-Hodgkinleforma kanser risklerinin de çölyak hastalığında arttığı görülmüştür"

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ


Çölyak hastalığının, çocukluk ve yetişkin dönemlerde en sık rastlanan kalıtsal hastalık olarak kabul edildiğini kaydeden Aydoğdu "Çölyak hastalığı tıp dünyası tarafından tüm dünyada çocukluk ve yetişkin dönemlerde en sık rastlanan kalıtsal hastalık olarak kabul edilmektedir. Yaşamın herhangi bir döneminde görülebilir. Çölyak hastalığının çeşitli belirtileri olabilir. Belirtilerin çok farklılık göstermesi ve bazı durumlarda hastalığın hiç belirti vermemesi çölyak hastalığının teşhisini zorlaştırmaktadır. Tipik belirtileri, ishal, kusma, kilo ve güç kaybı, karın şişkinliği, karın ağrısı, mide bulantısı ve özellikle çocuklarda gelişim bozukluklarıdır. Yetişkin insanlarda bazen halsizlik, yorgunluk, anemi, osteoporoz, vitamin ve mineral eksikliği ile laktoz intoleransı gibi barsak bölgesi dışında da belirtiler görülebilir"

HASTALIĞIN DÜNYADA GÖRÜLME SIKLIĞI YÜZDE 1


Hastalığın dünyada görülme riskinin yüzde 1 olarak belirten Aydoğdu " Tüm dünyada çölyak hastalığının görülme sıklığı yüzde 1'dir. Avrupa'da teşhisi konulmuş her bir çölyak hastası karşılığında henüz teşhis edilmemiş 7-10 çölyak hastası vardır. Birçok hastalık ile benzer belirtiler göstermesi nedeni ile çölyak hastalığının erken teşhisi en önemli sorundur. Çölyak hastalığının ülkemizde de her 100 kişiden birinde var olduğu yapılan çalışmalar ile tespit edilmiştir."

TEDAVİSİ, GLUTENSİZ BESLENME


Hastalığın tek tedavisinin ömür boyu glutensiz diyet olduğuna dikkat çeken Aydoğdu, "Çölyak hastalığının günümüzde bilinen tek tedavisi ömür boyu glutensiz diyet uygulamaktır. Glutensiz diyeti kararlı bir şekilde uygulayan çölyak hastalarının 2 hafta gibi kısa bir sürede hastalığa ait şikayetler gerilemeye başlar. Kan testleri 6 ay içerisinde normale döner. Barsaktaki bozuklulukların tamamen iyileşmesi ise 1 ila 2 yıl zaman almaktadır. Et, balık, yumurta, meyve ve sebze, süt, çok sayıda süt ürünleri, pirinç, mısır ve patates gibi çok sayıda gıda maddesi doğası gereği gluten içermemektedir.

Ayrıca glutensiz diyet uygulayanlar için özel üretilmiş un, ekmek, erişte, makarna, kek, bisküvi ve gofret gibi çeşitli gluten içermeyen ürünler ülkemizde eczanelerde ve zincir mağzalarda bulunmaktadır"

Tüm dünyada çok yaygın kullanımı olan glutenin bazı kişiler için zararlı olduğunu kaydeden Aydoğdu, "Gluten buğday, arpa, çavdar ve yulafta veya bu tahılların değişik isimler ile anılan çeşitlerinde bulunan bir bitki proteinidir. Doğrudan gluten içeren bu tahılların yanı sıra, gluten ayrıca birleştirici özelliğinden dolayı birçok gıda maddesi imalatında da girdi olarak kullanılır. Tüm dünyada çok yaygın kullanımı olan gluten ne yazık ki bazı kişiler için zararlıdır. Günlük beslenmemizden glutenin çıkarılması bir hastalığa bağlı zorunlu nedenlerden olabileceği gibi bir beslenme tercihi de olabilir.Çölyak hastaları gluten içeren gıdalardan ömür boyu uzak durmak zorundadır. Bir cilt hastalığı olan Dermatitis Herpetiformis'de )DH) glutene duyarlılık ana faktörüdür. Bazı metabolik hastalıklarda (örneğin Diabetes Mellitus) hastanın aynı zamanda Çölyak hastası olma olasılığı 10 kat daha fazladır. Sizde veya ailenizde ya da tanığıdığınız bir şekilde glutene duyarlılık var ise tedavi yöntemi gluten içeren tüm gıdalardan ömür boyu uzak durmaktır" dedi.

Toplantıda KTÜ (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mehmet Çakır'da bir konuşma yaparak bölgede yaşanan Çölyak hastalıkları ile ilgini sunum yaptı.

Konuşmaların ardından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji ve Beslenme Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Aydoğdu ve KTÜ (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji Bilim Dalı Doç.Dr. Murat Çakır'a katkılarından dolayı plaket verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir