POLİTİKA - 17 Mart 2019 Pazar 15:17

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli ortak miting düzenledi!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli ortak miting düzenledi!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli, İzmir'de Gündoğdu Meydanı'nda ortak miting düzenledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP'nin kalesi olarak bilinen İzmir'de Gündoğdu Meydanı'nda ortak miting düzenledi. 

 İzmir Gündoğdu Meydanı’nda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Cumhur İttifakı’nın ilk mitingini gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “31 Mart, CHP’ye gönül veren kardeşlerimizi Bay Kemal’den kurtarma seçimidir. Siz delege sistemi ile bu adamdan kurtulamazsınız ama demokratik olarak sandıkta bundan kurtulursunuz” derken, Yeni Zelanda’daki terör saldırısı ile ilgili de, “Onlar gelecekmiş oradan bizi oradan süreceklermiş. Ya senin atan bizi süremedi bu ülke artık eski Türkiye değil. Bir gelmeye teşebbüs etseniz geleceğiniz varsa göreceğiniz de var” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesi ilk kez İzmir Gündoğdu’da ‘Cumhur İttifakı’ adıyla dev miting gerçekleştirdi. Cumhur İttifakı’nın iki lideri, tarihi mitingde önemli mesajlar verdi. 

Mitingde Bahçeli’nin ardından binlerce vatandaşa seslenen Erdoğan, “İzmir, güzel İzmir, efelerin efesi İzmir. İstiklalimizin tapusu İzmir. Milletimizin gür sesi İzmir. Ne güzelsin İzmir. Asırlardır yolunu kaybedene yol, yurdunu kaybeden yurt, ailesini kaybedene kardeş olan İzmir. Selanik’in, Girit’in, Üsküp’ün, nice Balkan şehrinin acısını dindiren İzmir. Ülkemizin tüm renklerini, tüm zenginliklerini kendinde toplayan İzmir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ordularının 9 Eylül’de yeniden özgürlüğüne kavuşturduğu İzmir. Gavuru denize döken, garibi bağrına basan İzmir. Doğunun batıya açılan, batının da doğuyla ilk selamlaştığı yer İzmir. Türkiye’nin sadece siyasi değil iktisadi bağımsızlığının da sembolü İzmir. Bugün son bir yılda dördüncü defadır İzmirli kardeşlerimle hasret gideriyorum. Yine de İzmir’e doyamadık. İnşallah seçimden sonra zaferi sizlerle kutlamak için tekrar geleceğiz. Buna hazır mıyız?” diye konuştu.

“İlk ortak mitingimizi buraya çok önem verdiğimiz için İzmir’de yapıyoruz” 

“Dikkat edin bizimki Cumhur İttifakı’dır” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilk ortak mitingimizi buraya çok önem verdiğimiz için İzmir’de yapıyoruz. Cumhur İttifakı’nı masa başında değil 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı birlikte mücadele ederken meydanlarda kurduk. Seçin ittifakı bu birlikteliğin tabii sonucundan ibarettir. Bahçeli ile ülkemizin önüne kurulan tuzakları birer birer bozarak yolumuza devam ediyoruz. 14 gün kaldı. Onun için kapı kapı dolaşıyoruz. Unutmayın kale içeriden fethedilir. Siz kararı verirseniz evelallah bu iş biter. İzmir, rahmetli Menderes’in, Özal’ın gözde şehridir. Biz de hasbi bir muhabbetle İzmir’i seviyoruz. Birileri terör örgütünün desteği ile bu şehirde kendine yol açmaya çalışıyor. İzmir için dişe dokunur tek hizmeti olmayanlar bu şehri yıllardır belli değerler ve korkular üzerinden istismar ettiler. Şimdi gösterdikleri aday da böyle bir aday. Onun üzerinde birleştiler. Onlardan buraya inanın hiçbir fayda gelemez. Bugüne kadar bir eserleri var mı? İzmir’in körfezine bakın kokudan omu? Bu kokuyu yok edebildiler mi? İzmir’e bu layık mı? Bu kardeşiniz İstanbul’a belediye başkanı oldu. İzmir’i Zeybekci ile şanına yakışır hale getirmeye kararlıyız.”

“Biz insanımızın giyimine mi, yediğine içtiğine mi karıştık?” 

Konuşmasında muhalefete yüklenen Erdoğan, “Biz insanımızın giyimine mi, yediğine içtiğine mi karıştık? Ama bunlar ‘bunlar gelirse şöyle böyle olacak diyor’ 17 yıldır iktidardayız. Hanım kardeşlerime bakıyorum. Herkes istediği gibi giyiniyor. Yıllardır Atatürk’ü istismar ettiler. Bunların Atatürk’ün Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma vasiyetine tırnak ucu kadar katkıları olduğunu gördünüz mü? Katkılarını kenara bıraktım ecdadın emanetine saygı duyduklarına şahitlik ettiniz mi? Gaziemir’in ilk fethedilen yeri Seydiköy’dür. Gazi Umur Bey burayı fethederken Seydi Baba adına türbe yaptırıyor. Bunlar tarumar edip yerini vezir çiftliğine peşkeş çektiler. Yunan’ın işgal ettiğinde cesaret edip yapamadığını maalesef bunlar gerçekleştirdi. Bu şehirde hiçbir sorunu çözemedikleri gibi hükümetin yatırımlarını da doğru dürüst değerlendiremediler. Bu seçimlerde adaylarını gösterdiler. Bu aday CHP’nin adayı değildir ha. Bu kişiye tüm CHP karşıydı. Bu kişi Kılıçdaroğlu’nun kendi adayıdır. Adaylık icazetini Kandil’den almıştır. Bu adayın İzmir’e hizmet etmek, yatırım getirmek, proje üretmek gibi bir derdi de yok. Öyle bir kalitesi de yok. CHP Buca adayını değiştirmesinin sebebi de Kılıçdaroğlu’nun İzmir’e rant anlayışı ile yaklaşıyor olmasıdır. ‘İzmir’e ceketimizi assak kazanırız’ diye baktıkları için İzmir’i umursamıyorlar” dedi.

“Defol git oraya orada yaşa” 

“Bunların amacı belediyelere CHP görüntüsü altında bölücü örgüte teslime etmektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne kadar saklamaya çalışırlarsa çalışsınlar bölücü örgütün eş başkanı bunu açıkça ifade etti. Eş başkan çıktı ‘Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu da, İzmir’deki adayı da HDP’nin oylarıyla seçildiğini bilecek' diye meydan okudu' diyerek HDP Eş Başkanı Sezai Temelli’nin videosunu izletti. Erdoğan videonun ardından, 'Bu adam Kürt bile değil. Bu Kürt kardeşlerimi istismar eden bir sahtekardır. ‘Kürdistan’ diyor. Benim ülkemde Kürdistan diye bir bölge var mı? Benim ülkemde Güneydoğu Anadolu var, Doğu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz, Orta Anadolu, Ege var, Marmara var ama Kürdistan diye bir bölge yok. Ey Sezai sen Kürdistan’da yaşamak istiyorsan Irak’ın kuzeyinde var, defol git oraya orada yaşa. Bu adamın alacağı cevap nedir? CHP’ye ve ittifaka İzmir’de seçimi kaybettirmektir. Buna var mıyız?” diye sordu.

“Bu maskeli baloya ne gerek var?” 

İzmir’de oyun oynandığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"CHP’li belediye meclis üyesi listesinden bölücü terör kontenjanından çok isim var. Seçime niye girmiyorlar? Zaten CHP listesinden seçime girdiler. Geçmişte İzmir’deki her seçimde aday gösteren parti bu seçimde neden görünmüyor? Çünkü bu seçimde kendi adıyla değil CHP adıyla yarışıyorlar. Adı iyi, kendi karışık partinin büyükşehir ve ilçelerin birkaçı dışında aday var mı? Bu maskeli baloya ne gerek var? Biz de delikanlıca, mertçe, açıkça Cumhur İttifakı olarak çıktık. İzmir’de büyükşehir adayımız, ilçe adaylarımız belli. Gizlediğimiz hiçbir şey yok. Öteki tarafta neyin ne olduğu belli değil. Kimin kimi desteklediği belli olmayan ittifaktan ülkeye hayır gelir mi?”

“Senin her yeriniz keleş olsa ne olur” 

Konuşmasında Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın videolarını izleten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ne diyor, ‘1 Temmuza terörle mücadele yasasını kaldırmazsanız savaş kapıda’ diyor. Bu adam suçludur. Savaş ilanı yazıyor. Sizin her yeriniz savaş olsa ne yazar. Topunuz gelin topunuz. Bir kaşık suda bunları boğarız. ‘Sırtımızı PYD’ye dayadık’ diyor. Biz de sırtımızı İzmirli kardeşlerimize ve Allah’ımıza dayadık. Milletimize dayadık. Farkımız bu. Keleşleri bize döndüreceklermiş. Senin her yeriniz keleş olsa ne olur, siz kalleşsiniz kalleş.” 

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ilgili, “Bay Kemal’in bir özelliği var; oturduğu yerden kalkmaz. Bütün seçimleri kaybetti, yahu adam oradan kalkmıyor. Kalkarsa bir daha oturamayacak onun için. 31 Mart, CHP’ye gönül veren kardeşlerimizi Bay Kemal’den kurtarma seçimidir. Siz delege sistemi ile bu adamdan kurtulamazsınız ama demokratik olarak sandıkta bundan kurtulursunuz” dedi.

“Tüm engellemelere rağmen inşa edeceğiz” 

İzmir hakkındaki projeleri tek tek sıralayan Erdoğan, tüm engellemelere rağmen Karşıyaka’ya modern stadyumu kazandırmaya kararlı olduklarını, İzmir Atatürk Stadı yerine dünyanın en modern yapılarından biri olacak İzmir Atatürk Olimpiyat Stadı’nı inşa edeceklerini belirtti. Erdoğan, “İzmir ibreyi İzmir tersine çevirecek. Sizlerden bu maskeli balo, bu matruşka oyunu, bu bukalemun siyasetini 31 Mart’ta sona erdirmenizi bekliyorum” ifadelerine yer verdi.

“İZBAN’ın yüzde 50’sini biz yaptık” 

Erdoğan, “İzmir- İstanbul arasını 8 saatten 3,5 saate indirecek otoyol projemizi bu yıl bitiriyoruz. 31 Mart’ta bu CHP zihniyetine gereken dersi sandıkta vermemiz gerekmez mi? İstanbul-İzmir Otoyolu her şeye değer. Bugün mitingden sonra canlı bağlantı ile otoyolun 65 kilometrelik kesimini daha resmen hizmete açıyoruz. Böylece Balıkesir-Edremit-Ayvalık yolu bağlantısını sağlıyoruz. 30 dakikadan 15 dakikaya inecek. İş bilenin kılıç kuşananın. Yol medeniyettir, su medeniyettir. Yolu olmayan suyu olmayan gayri medenidir. Zeybekci, İzmir’in trafiğini sorun olmaktan çıkaracak projeleri hazırladı. Bu İZBAN’ın yüzde 50’sini biz yaptık, büyükşehir yapmadı. Çünkü yapacak güçte değil baktık yarıda kalacak dedik biz bunu yapalım. Kemalpaşa yeni yol bağlantısını, Aliağa Selçuk bağlantısını şehrimize biz kazandırdık. Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’ne demiryolu bağlantı hattı yaptık. Halkapınar-Otogar arasında 2,3 kat trilyon maliyette bir metro hattı yapmak için çalışmalara başladık. İhalesine yakında çıkıyoruz. Körfez Geçiş Projesi’nin de etütlerini tamamladık. 16 kilometre raylı sistem, 12 kilometre kara yolu, deniz kesiminde 4,2 kilometre köprüsü ile bu iki yapıyı birbirine bağlayan yapay ada bulunuyor. ÇED belgesi alındı. Bu projenin ihalesini yap işlet devret modeli ile yapıp 2023 yılına kadar hizmete sunmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“Bunları helvaya dönüştürecek usta lazım” 

İzmir’in su sorununu çözdüklerini belirten Erdoğan, “Bay Kemal ‘çiftçiler aç’ diyor. Çiftçi kardeşlerimize şu ana kadar 3,8 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. 3 yeni OSB, 4 teknopark, 82 AR-GE merkezi, 28 tasarım merkezi kurduk. İzmir’de Serbest Bilim, Teknoloji ve Yazılım Vadisi kurma amacıyla hazırlıklara başladık. Ayrıca Gıda ve Tarım Teknolojileri Vadisi kurmayı da planlıyoruz ve İzmir kendi markalarını oluşturarak dünyaya pazarlayabilecek. Geleneksel iş kollarının üretime ve kazanca dönüşmesini sağlamak istiyoruz. İzmir’de un var, yağ var, şeker var sadece bunları helvaya dönüştürecek usta lazım; işte Zeybekci” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun videosunu izletti 

31 Mart seçimlerinin beka seçimleri olduğunu kaydeden Erdoğan, “Yeni Zelanda’da bir cani, cuma namazı için toplanan Müslümanları katlettiği silahın üzerine ülkemizi ve milletimizi hedef alan semboller çiziyor. Bu saldırıyı Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm örgütler, dünya liderleri saldırı olarak değerlendiriyor ama bunun adını koymuyorlar. Bu ‘Hristiyan terörist’ diyemiyorlar ama Müslüman olsa ‘İslami terör’ diyorlar. Batı’ya İzmir’den sesleniyorum; niye söyleyemiyorsunuz? Kılıçdaroğlu ve Yeni Zelanda’daki sapkın siyasetçi saldırı sorumluluğunu İslam’a ve Müslümanlara yüklemeye kalkıyor. Şimdi size onu da ispatlıyorum” diyerek hep terör saldırısı görüntülerini hem de Kılıçdaroğlu’nun saldırı ile ilgili açıklamalarını izletti.
Erdoğan, “Bay Kemal’in söylediğine bakın ‘İslam dünyasından kaynaklanan terör’ diyor. Ya sen ne menem adamsın. Yüzde 99’u Müslüman olan ülkede ana muhalefetin başında nasıl bu ifadeyi kullanırsın? CHP’ye gönül veren kardeşlerim 31 Mart’ta bu adama haddini bildirmeyecek misiniz? Hristiyan’ın ağız ile konuşuyorsun. 31 Mart’ta bu aziz millet Allah’ın izni ile Kandil’dekilere de, HDP’ye de, Bay Kemal’e de dersini en güzel şekilde verecektir” diye konuştu.

“Bir gelmeye teşebbüs etseniz geleceğiniz varsa göreceğiniz de var” 

Yeni Zelanda’daki terör saldırısı hakkındaki sözlerini sürdüren Erdoğan, “Ne diyor, ‘Anadolu yakasında yaşayın, Avrupa’ya giremezsiniz’ diyor. Onlar gelecekmiş oradan bizi oradan süreceklermiş. Ya senin atan bizi süremedi bu ülke artık eski Türkiye değil. Bir gelmeye teşebbüs etseniz geleceğiniz varsa göreceğiniz de var. Bu Bay Kemal 15 Temmuz 23.15’te havalimanına indi. 01.15’te ben indim. Bay Kemal FETÖ’cülerle dayanışma içinde olduğundan tankların arasından Bakırköy’e gitti. Bay Kemal sen ürkeksin, korkaksın. Senden bir şey olmaz” ifadelerini kullandı.

“Biz de bu kararınızı bekliyoruz zaten” 

Avrupa Parlamentosu’nun tamamının bölücü olduğunu söyleyen Erdoğan, “Fırsat bulsalar bu ülkeyi terör örgütlerine teslim etmekte tereddüt etmezler. Diyorlar ki ‘AB ile müzakereleri durduralım.’ Tamam güzel hadi. Senin aldığın kararın kıymeti yok ama AB böyle karar alsa ne kadar hayırlı olur. Biz de bu kararınızı bekliyoruz zaten. Biz hazırız ama alamazlar. Savunma sanayimizi baltalamaya çalışıyorlar. Baltalayamayacaksınız” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Gebze Orhangazi İzmir Otoyolu açılışı 

Konuşmaların ardından Gebze Orhangazi İzmir Otoyolu Yap-İşlet-Devret Projesi kapsamında; Balıkesir kuzey kavşağı ile batı kavşağı arasındaki 29 kilometrelik ana gövde, 3,5 kilometre bağlantı yolu olmak üzere 32,5 kilometrelik otoyol kesimi ve Akhisar kavşağı ile Saruhanlı kavşağı arasındaki 24,5 kilometrelik ana gövde, 8 kilometrelik Akhisar bağlantı yolu olmak üzere toplam 32,5 kilometrelik otoyol kesiminin açılışı canlı bağlantı ile yapıldı.

“Nihat Zeybekci ile balkon konuşması yapmaya var mıyız?” 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da, “İzmir; 2004’te, 2007’de, 2009’da, 2014’te mitinglerde tarih yazdı. İzmir, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’ın hep yanında durdu, durmaya da devam edecek inşallah. siz bugün bir şey söylüyorsunuz; 31 Mart’a işaret fişeği atıyorsunuz. 31 Mart’ta 20 senedir devam eden CHP’li belediyeye ‘tamam’ diyorsunuz. Tamam mı bunlar için? 31 Mart’ta İzmir Büyükşehir Belediyesinin balkonundan Nihat Zeybekci ile balkon konuşması yapmaya var mıyız? 30 ilçemizin meydanlarında zeybek oynamaya var mıyız?” diye sordu.

“Fotoğraf karesi aynı” 

Mitingde konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise şunları söyledi: “İzmir Recep Tayyip Erdoğan’la, Devlet Bahçeli ile Nihat Zeybekci ile daha güzel. İzmir’in bakanı olarak Ankara’ya gittim ama İzmir’i unutmuyorum. Sizlerin emrindeyim. İzmir AK Parti belediyeciliği ile ne yazık ki tanışamadı. 1983 yılında İzmir’den ayrıldım, 2004 yılında döndüm. Fotoğraf karesi aynı. İzmir artık AK Parti belediyeciliğine kavuşmak zorundadır 31 Mart’ta alanda zeybek oynamaya var mıyız?”

Mitingden detaylar 

Gündoğdu Meydanı’nda yapılan mitingde, daha önce İstanbul Yenikapı’daki miting için hazırlanan sahnenin aynısı kuruldu. Parti flamalarının yer almadığı mitingde, İzmirlilere 100 bin bayrak dağıtıldı. Gündoğdu Meydanı’na rahatlıkla girilebilmesi için de gerekli planlamalar yapılırken, vatandaşlara 250 bin adet su verildi. Alanın iki farklı noktasına Kızılay çadırları kuruldu. Ayrıca alan içerisinde olası bir sağlık sorununa karşı güvenlik koridoru oluşturuldu. Alan Cumhuriyet Meydanı’ndan Alsancak Vapur İskelesi’ne kadar polis bariyerleri ile kapatıldı. Alana girişler, altı kapıdan yapıldı. Vatandaşlar, arama noktalarından geçerek alana giriş yaptı. 

Öte yandan alana Recep Tayyip Erdoğan’ın olduğu ve ‘Beka için milli karar’ yazılı dev bir pankart asıldı. Bu pankartın hemen yanında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bulunduğu ve üzerinde ‘Cumhur için istikrar’ yazılı pankart asıldı. Ayrıca, Cumhur İttifakı’nın AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci’nin de ‘Zeybekci çözer, İzmir’e değer’ yazılı bir pankartı alanda yer aldı. Mitingde Cumhur İttifakı İzmir adayları da sahneye davet edilerek halkı selamladı.  

MHP lideri Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları;

İzmir'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ortak miting gerçekleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Avrupa’ya gidersek bizi öldüreceklermiş. Tüm cami ve minareleri yıkacaklarını; İstanbul’un bir Hristiyan kenti olacağını iddia ediyor. Ey Haçlılar biz buradayız, gelin de görelim. Ey Haçlılar bekliyoruz sizi, hadi gelin de kanınızda boğalım. Beka sorununa inanmayan çulsuzlar, çapulcular. Nasılsınız iyi misiniz? Buradan 104 yıl sonra Türk milletine kefen biçmeye çalışanları uyarıyorum. Sakın aldanmayın, yanlış hesap yapmayın. 104 yıl önce o hatanın bedelini Çanakkale’de ödediniz. Türk milletini çaresiz sanmayın, işte Cumhur İttifakı, işte Türkiye, işte kahraman İzmir. Dimdik ayaktalar. Türk milletini kesinlikle aşamazsınız. Zillete düşenler, teröristlerle yol yürüyenler, PKK ve FETÖ’ye tutunanlar son siper Cumhur İttifakı'dır, son kale Türkiye Cumhuriyeti’dir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 31 Mart yerel seçimleri öncesi ilk kez İzmir Gündoğdu’da ‘Cumhur İttifakı’ adıyla dev miting gerçekleştirdi. Cumhur İttifakı’nın iki lideri, tarihi mitingde önemli mesajlar verdi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Şükürler olsun ki İzmir’deyiz, İzmirli kardeşlerimle hasret gideriyoruz. Bu seçimlerin ülkemize, İzmirimize, milli beka ve milli birliğimize hayırlı olmasını, nurlu bir dirilişe kaynaklık etmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Cumhurunuz kutlu olsun, geleceğimiz aydınlık olsun. Tarihin hiçbir döneminde rahat bırakılmadık. Hiçbir dönemde tehlike ve tehditlerden mahrum yaşamadık. Devamlı üzerimize geldiler. Su uyudu düşman uyumadı. Yıllar yılı kovaladı, ne husumet bitti, ne hain tükendi. Anadolu’yu fethedişin üzerinde 948 yıl geçti ama yankısı hala geçmedi, hesabı bitmedi.

Bu hesap yüzünü hakka dönenlerle yolunu batıla çevirenlerin çetin hesaplaşmasıdır. Bu hesabın bir tarafında Türk İslam medeniyeti, Türk milleti vardır. Diğer tarafında zalimler, emperyalistler ve maalesef içimize sızmış yerli işbirlikçileri vardır. Biz bekamız için ecdadımızdan gücümüzü aldık. Biz bağımsız yaşamak için şehitlerimizden duamızı aldık. Milli mücadele duruşu ile Cumhur İttfakı’na ruh verdik. Milli bekamız için bir araya geldik. Cumhur İttifakı İzmir’in sinesinde çıkıp işgalcilere ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin’in gelecek umudur. Konak hükümet meydanına al bayrağı gururla çeken Yüzbaşı Şerafettin’in özlemidir. Tam bağımsızlık hamur, fedakarlığın numunesidir.

Cumhur İttifakı çarpan yürek, yükselen bayraktır. İzmir’in dağlarında çiçekler açacak. İzmir’i kimse çantada keklik görmesin. Kimse arka bahçesi zannetmesin. Güzel İzmir’de bir şey değişecek, her şey değişecektir. 12 Eylül zulmünün mirasçılarına İzmir sırtını dönmeli, daha fazlasını yapacak iradeye kucağını açmalıdır. Bu irade Cumhur İttifakı'dır. Cumhur İttifakı adayı da tecrübesiyle öne çıkan Sayın Nihat Zeybekci’dir. Bütün ilçe adaylarına da başarılar diliyorum. MHP bütün gücü, imkanlarıyla Cumhur İttifakı başarısı için çalışacak, birlikte başaracak ve İzmir de ağırlıklarından kurtulacaktır” diye konuştu.

“Ey Haçlılar biz buradayız, gelin de kanınızda boğalım” 

Yeni Zelenda’da gerçekleşen katliama değinen Bahçeli, “Vahşet verici katliamda bir vandal, barbar, din kardeşlerimizi namaz kıldıkları esnada kurşun yağmuruna tutmuş, 50 kişi hayatını kaybetmiştir. Bir kez daha hayatlarını kaybedenlere rahmet diliyor, yaralılara şifa diliyorum. Bu şerefsiz terörist silahın üzerinde dikkat buyurunuz; Türk yiyici ifadesi gözlerden kaçmamıştır. Ayrıca ikinci Viyana kuşatmasına atıf yapılmıştır. Haçlı seferleri sırasında kullanılan ‘Tanrı bunu istedi’ sözünü bir kez daha gündeme getirmiştir. Karşımızda bir manyaktan, teröristten daha fazlası vardır. Sosyal medya hesabından 70 sayfalık manifesto yayınlayan Haçlı kalıntısı Türk milletine mesajlar yazmıştır. Avrupa’ya gidersek bizi öldüreceklermiş. Tüm cami ve minareleri yıkacaklarını; İstanbul’un bir Hristiyan kenti olacağını iddia ediyor. Ey Haçlılar biz buradayız, gelin de görelim. Ey Haçlılar bekliyoruz sizi, hadi gelin de kanınızda boğalım. Beka sorununa inanmayan çulsuzlar, çapulcular. Nasılsınız iyi misiniz?

Türkmenistan düşmanlarının emellerini hala fark edemediniz mi? Hiç kimse beka sorunu yok demesin. Yeni Zelenda’da bir cani tarafından sıkılan kurşunlar hepimize isabet etmiştir. Kanı dökülen sadece mazlum kardeşlerimiz değil, hepimizdir. Şimdi yerine oturdu mu beka sorunu, şimdi yerine oturdu mu 31 Mart seçimlerinin niçin beka seçimi olduğu. Biliniz ki zillet İzmir’i her gün zehirliyor. Çanakkale’de yendiklerimizi, İzmir’e kadar kovaladıklarımız tekrar karşımızdalar. Bu nedenle tek çözüm Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhur İttfakı’dır. Bir olursak Çanakkale’de olduğu gibi bu milleti geçemezler. El ele verirsek Türkiye’yi yenemezler. Cumhur İtitfakı’nda kucaklaşırsak Cumhuriyeti asla yıkamazlar” ifadelerini kullandı.

“Çanakkale Zaferi’nin yaşaması için Cumhur İttifakı diyoruz” 

Türkiye’nin derin ve sinsi bir kuşatma ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:
“Çanakkale’de tarih yazarak düşmanlara geçit vermeyen, işgalcilere fırsat tanımayan kutlu ceddimiz gibi bugün de Cumhur İttifakı olarak benzer tehditlerle mücadele ediyoruz. Ancak bu kez tehlike ve tehdit daha sinsi, daha zorludur. Çünkü kökü dışarıda, uzantısı içeridedir. Bu nedenle bugünkü tehdit ve tehlikeyi iyi analiz etmenin en önemli yolu tarihten ders çıkararak tedbir almaktır. Düşmanlar değişse bile emeller aynı, işbirlikçiler tanıdıktır. Cumhur İttifakı olarak bir gerçeği vurgulamaktan öte gelecek nesiller için uyarıyoruz. Tarihi bilmeden bu günü anlamaya imkan yoktur. Bugünü anlamak için Çanakkale’yi, Çanakkale’yi yorumlamak için bugüne bakmak gerekmektedir.

Yarın Çanakkale Zaferi’nin 104. dönümüdür. Yola çıkan zalimlerin hüsran ve kesin yenilgiyle defedilmesinin adıdır. Çanakkale dönemin küresel güçlerinin milletimizin en zayıf olduğunu zannettikleri dönemde yapılan saldırının yüksek iman ile püskürtülmesi demektir. Bugün karşımıza yeniden çıkan Çanakkale sürüleridir. Bugün karşımıza çıkanlar, dün İzmir’de denize dökülenlerdir. Biz bu zillete asla izin veremeyiz. Al bayrağımızın düşmesi, İstiklal Marşımızın susmasını, ezanımızın kesilmesini, nifak ile bin yıllık kardeşliğimizin bozulmasına asla izin vermeyiz. Çünkü biz Cumhur İttifakı'yız, Türkiye’yiz. Dün 51. Alay şahadete hazırdı, bugün Cumhur İttifakı.

Ne büyük bir gurur kaynağı ki Türk milleti bağrından kahramanlar yetiştirmekte ve tarihe damgasını vurmakta en önde yer almıştır. Biz Çanakkale ile milletçe kahraman olduk. Tıpkı 15 Temmuz’da topyekün gazi olduğumuz gibi. Çanakkale binlerce yılda yoğrulmuş Türk milletinin maddi ve manevi bütün güçleriyle gerçekleştirdiği var oluş savaşıdır. Çanakkale Türk milletinin asalet mücadelesidir. Çanakkale, vatan sevgisinin işgal zihniyetine üstünlüğünü haykıran bir menkıbenin adıdır. Onlara ve emanetlerine layık olmak gayretiyle Cumhur İttifakı diyoruz. Bu zaferin yaşaması için Cumhur İttifakı diyoruz.”

“Son siper Cumhur İttifakı'dır, son kale Türkiye Cumhuriyeti’dir” 

Türk milletinin hiçbir zaman aşılamayacağını ifade eden Bahçeli, “Buradan 104 yıl sonra Türk milletine kefen biçmeye çalışanları uyarıyorum. Sakın aldanmayın, yanlış hesap yapmayın. 104 yıl önce o hatanın bedelini Çanakkale’de ödediniz. Türk milletini çaresiz sanmayın, işte Cumhur İttifakı, işte Türkiye, işte kahraman İzmir. Dimdik ayaktalar. Türk milletini kesinlikle aşamazsınız. Zillete düşenler, teröristlerle yol yürüyenler, PKK ve FETÖ’ye tutunanlar son siper cumhur ittifakıdır, son kale Türkiye Cumhuriyeti’dir” dedi.

Mitingden detaylar 

Gündoğdu Meydanı’nda yapılan mitingde daha önce İstanbul Yenikapı’daki miting için hazırlanan sahnenin aynısı kuruldu. Parti flamalarının yer almadığı mitingde İzmirlilere 100 bin bayrak dağıtıldı. Gündoğdu Meydanı’na rahatlıkla girilebilmesi için de gerekli planlamalar yapılırken, vatandaşlara 250 bin adet su dağıtıldı. Alanın iki farklı noktasına Kızılay çadırları kuruldu. Ayrıca alan içerisinde olası bir sağlık sorununa karşı güvenlik koridoru oluşturuldu.

Alan Cumhuriyet Meydanı’ndan Alsancak Vapur İskelesi’ne kadar polis bariyerleri ile kapatıldı. Alana girişler, altı kapıdan yapıldı. Vatandaşlar, arama noktalarından geçerek alana giriş yaptı. Öte yandan alana Recep Tayyip Erdoğan’ın olduğu ve ‘Beka için milli karar’ yazılı dev bir pankart asıldı. Bu pankartın hemen yanında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bulunduğu ve üzerinde ‘Cumhur için istikrar’ yazılı pankart asıldı. Ayrıca Cumhur İttifakı’nın AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci’nin de ‘Zeybekci çözer, İzmir’e değer’ yazılı bir pankartı alanda yer aldı. Mitingde Cumhur İttifakı İzmir adayları da sahneye davet edilerek halkı selamladı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey’in adını kullanarak dolandırıcılık yapan 2 kişi tutuklandı AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey’in, isminin kullanılarak bazı vatandaşları "kamuda işe yerleştirme" vaadiyle dolandıran 2 kişi tutuklandı. Sosyal medya üzerinden kendisine ulaşan şikâyetler üzerine harekete geçildiğini ifade eden Milletvekili Mustafa Canbey, konuyla ilgili Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı’na derhal bilgi verildiğini söyledi. Şikayet üzerine soruşturma başlatıldı Vatandaşların aktardığı bilgiler doğrultusunda yapılan girişimler sonrası, ilgili şahıslar hakkında güvenlik güçlerinin hızlı bir operasyon gerçekleştirdiğini belirten Canbey, "İ.A. ve Y.Ö. isimli kişiler yakalanarak adli makamlara sevk edildi" dedi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüpheliler, ’kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan bahisle bir işin gördürüleceği vaadiyle dolandırıcılık’ suçundan Balıkesir 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararıyla ayrı ayrı tutuklandı. Milletvekili Mustafa Canbey, kamu görevini suiistimal ederek vatandaşların umutlarını istismar eden kişilerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini vurguladı. Açıklamasında sert ifadeler kullanan Canbey, şöyle konuştu: "Bir milletvekilinin adını kullanarak vatandaşlarımızı kandırmak, onların zor durumlarını istismar ederek maddi çıkar elde etmek kabul edilemez. Bu tür kirli girişimlere, milletimizin güvenini sömürenlere asla müsaade etmeyiz. Benim veya çalışma arkadaşlarımın adı kullanılarak herhangi bir iş vaadiyle para talep edilmesi kesinlikle söz konusu değildir. Böyle bir durumla karşılaşan herkesin hiç vakit kaybetmeden emniyete ve savcılığa başvurması büyük önem taşımaktadır" dedi.
Muğla Menteşe Belediyesi, ekolojik gerontoloji ve yaşlanma etkinliği düzenledi Menteşe Belediyesi, "yaşlı dostu ve sürdürülebilir bir kent" oluşturma hedefi doğrultusunda önemli bir adım atarak Ekolojik Gerontoloji ve Yaşlanma Etkinliği’ne ev sahipliği yaptı. Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, yaşlanma süreci ve kent yaşamının bu sürece adaptasyonu çok boyutlu olarak ele alındı. Çok sayıda uzmanın katılımıyla gerçekleşen etkinlik, yaşlılık ve kent yaşamı konularını farklı disiplinlerden ele aldı. Etkinlikte, Uygulamalı Gerontoloji Yaklaşımları Dr. Özlem Özgür, Esra Çiçek ve Murat Esentürk, Demans Hastalıkları ve Sağlıklı Beslenme Dr. Melih Vural, Yaşam Boyu Hukuk ve Yaşlı Hakları Av. Demir Durak, Gerontolojide Yerel Yönetimlerin Rolü Prof. Dr. İsmail Tufan ,Birlikte Filizleniyoruz Bitki Dikme Etkinliği Ziraat Yük. Mühendisi Necla Dal, Hareket ve Esneme Atölyesi: Ant. Melisa Yıldırım tarafından sunum gerçekleştirildi. Etkinlikte söz alan Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras, hayat döngüsünün kaçınılmaz bir parçası olan yaşlanma sürecine ve kent yönetimlerinin sorumluluklarına dikkat çekti. Başkan Köksal Aras, sözlerine "Hepimiz birer bebek olarak dünyaya geliyoruz. Daha sonra yetişkin birer birey oluyoruz ve daha sonra yaşlanıyoruz. Bu hayat döngüsü hepimiz için geçerli" diyerek başladı. Menteşe’nin daha yaşanabilir ve kapsayıcı bir kent olması için yaptıkları çalışmalara değinen Köksal Aras, kısa süre önce tamamlanan Yerleşilebilirlik Eylem Planı çalıştayı hakkında bilgi vererek, "Kent yöneticileri olarak bütün bu hayat döngülerindeki dönemlerimizi dikkate alıp buna göre programlarımızı, planlarımızı, projelerimizi, yol haritamızı belirlememiz gerekiyor. Kentteki bir engelli de, hamile kadın da, yaşlı birey de, çocuk da o kentin imkanlarından faydalanmalı ve bizim görevimiz bunların ulaşılabilirliğini arttırmak" dedi. Çalıştayda her masada kadınlar, engelliler, kamu kurumu ve belediye temsilcileri ile kırsaldaki kadınlardan öğrencilere kadar her kesimden insanın bir araya geldiğini belirten Köksal Aras, çıkan raporun belediyenin yol haritasını oluşturduğunu söyledi. Türkiye ve özellikle Muğla nüfusunun giderek yaşlandığı gerçeğine vurgu yapan Başkan Köksal Aras, özellikle pandemi döneminde Muğla’ya yerleşen büyükler sayesinde nüfusun ciddi anlamda yaşlandığını aktararak, "Nüfusumuz giderek yaşlanıyor. Muğla’nın nüfusu daha da fazla yaşlanıyor. Çok kısa bir süre içinde nüfusumuzun beşte biri yaşlı olacak. Bu bir gerçek olarak önümüzde duruyor" şeklinde konuştu. Başkan Köksal Aras, belediye olarak gerçekleştirdikleri mekansal düzenlemelerin yalnızca belirli bir kesime değil, tüm topluma hizmet ettiğini belirtti. Engelli rampalarının hamile kadınlardan bebek arabası taşıyan ebeveynlere kadar herkesin hayatını kolaylaştırdığını ifade etti. Yaşlılara yönelik tesislerdeki yaklaşım değişikliğini de duyuran Köksal Aras, "Artık biz, ’Bakım evi’ ve ’Huzurevi’ kavramını değiştirelim. Açılan tesislere ’Yaşam Evi’ diyelim dedik. Çok kısa bir zaman içinde Hasan Özcan Yaşam Evi’nin açılışını yaptık. Bu tesislerde sadece hayatın son zamanlarını öylesine geçirmek değil, verimli ve üretken bir biçimde geçirmek, sanat ve fikir üretmek hedefleniyor" Köksal Aras, açılan ve temeli atılan Yaşam Evleri’nin sadece birer yatakhane ve yemekhane değil, kafeterya, toplantı salonu, resim atölyesi, kütüphane, teknoloji odası, kuaför, diyetisyen ve psikolog gibi birçok fonksiyona sahip olduğunu ekledi. Konuşmasının sonunda doğayla etkileşime ve ekoloji konusuna da değinen Köksal Aras, bu tür etkinliklerin yaşlılıkla ilgili farkındalığı artırdığını belirterek katılımcılara ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
İstanbul 8’inci sınıf öğrencisinin davetine Bakan Tekin’den sürpriz ziyaret Kadıköy’de okul temsilcisi seçilen 8’inci sınıf öğrencisi Uğur Eren Yılmaz’ın CİMER üzerinden yaptığı davet karşılık buldu. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin okula sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Kadıköy’de bulunan Hakkı Değer Ortaokulu’nun 8’inci sınıf öğrencisi Uğur Eren Yılmaz, okulda yapılan seçimle okul temsilcisi seçildi. Yılmaz’ın seçim vaatleri arasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i okula davet etmek de bulunuyordu. Öğrenci, bu isteğini CİMER üzerinden iletti. Talebi değerlendiren Bakan Tekin, daveti geri çevirmeyerek okulu ziyaret etti. Ziyaret kapsamında Bakan Tekin okulda incelemelerde bulundu, öğrencilerle bir araya geldi ve öğretmenlerle görüştü. Ziyarette açıklamalarda bulunan Bakan Tekin, "Hepinize başarılar diliyorum, 8.sınıf LGS senesi. Dersini düzgün düzenli çalışan, öğretmenleriyle ve okulla barışık bütün arkadaşlarımızın rahatlıkla başarılı olacağı bir sınav, o yüzden endişe etmeyin. Sizden bir tek isteğimiz var, burada öğretmenleriniz, evde anne ve babanızın size yapacağı katkılara açık olun. Sizin üstesinden gelemeyeceğiniz hiçbir süreç yok rahat olun" dedi. "Sınıflarının tamamında internet erişimi ve internet altyapısı olan, akıllı tahtası olan dünyadaki tek ülke Türkiye" Teknolojideki yeni gelişmeleri eğitim ve öğretime entegre ettiklerini aktaran Bakan Tekin, "Akıllı tahta sistemi dünyada her ülkede var ama Birleşmiş Milletler Kalkınma Örgütü ülkelerin eğitim-öğretim alt yapılarıyla ilgili raporlar veriyor. Türkiye ile ilgili raporunda diyor ki, ‘Sınıflarının tamamında internet erişimi ve internet altyapısı olan, akıllı tahtası olan dünyadaki tek ülke Türkiye’ yani bizim şuan Türkiye genelinde 650 bin civarında sınıfımız var, 650 bin sınıfımızın tamamında internet erişimi olan akıllı tahtalar var. Dünya da bütün ülkeler böyle değil" ifadelerini kullandı. Ziyaret sonrası duygularını dile getiren 8’inci sınıf öğrencisi Uğur Eren Yılmaz ise, "Vaatlerim arasında sayın bakanımızı okula getirmek vardı. Bende sayın bakanımızın okulumuza gelmesi için CİMER’den başvuru yaptım. Bizi kırmadı, davetimize icabet etti. Çok mutluyuz" sözlerine yer verdi.
Antalya Antalya’ya 2050 sözü: "Bu şehir için ortak bir gelecek inşa ediyoruz" ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Antalya’nın gelecek 25 yılına yön verecek stratejilerin ortak akılla belirleneceğini söyleyerek, "Antalya 2050 Vizyonu sadece bir plan değil, bu şehre verdiğimiz bir sözdür" dedi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda kentin sosyo-ekonomik yapısını geliştirmek ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla Antalya’nın gelecek 25 yılına yön verecek stratejilerin ortak akılla belirleneceği "Antalya 2050 Vizyonu Arama Konferansı" başladı. ATSO öncülüğünde gerçekleştirilen konferans, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman ev sahipliğinde, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Serik Kaymakamı Dr. Cemal Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek kuruluşları, iş dünyası temsilcileri ve sivil toplum paydaşlarının geniş katılımıyla gerçekleşti. Üç gün sürecek olan etkinlik, tarım, turizm, ticaret/sanayi ve kentsel dönüşüm başlıkları altında dört oturum şeklinde ilerleyecek. Elde edilen çıktılar doğrultusunda her alan için hazırlanacak "Antalya 2050 Vizyonu Stratejik Yol Haritası Raporları" ilgili kurumlarla paylaşılarak, belirlenen stratejilerin hayata geçirilmesi için ATSO iş birliğinde projeler geliştirilecek. Antalya’nın uzun vadeli geleceğini ilk kez konuşacağız Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, şehrin geleceğini planlama konusundaki heyecanlarını vurgulayarak, "ATSO olarak şehrimizin geleceğini planlama konusunda büyük heyecan içinde olduğumuzu ifade etmek isterim. Çünkü ilk kez Antalya’nın uzun vadeli geleceğini konuşacağız, ilk kez camiamızın her kesiminden temsilcileri bir araya getiriyoruz ve ilk kez Antalya’yı farklı sektörler boyutunda, şehircilik boyutunda, insan, çevre ve iklim değişikliği boyutunda her açıdan değerlendireceğiz" dedi. Rakamlarla antalya dinamizmi Hacısüleyman, Antalya’nın ekonomik ve demografik gücüne dikkat çekerek, "Antalya bizler için bir memleket, bir yuva olmanın çok ötesinde bir il. Türkiye’nin en büyük altıncı ekonomisiyiz. Ülkemizde her yıl oluşturulan ekonomik katma değer 100 ise Antalya bunun 3,5’ini üretiyor. Tarımsal üretimde lider illerden biriyiz. Örtü altı üretimde ise birinci sıradayız. Her yıl 17 milyona yakın yabancı turist ağırlıyoruz. Ülkenin hizmet ihracatına, döviz gelirlerine en fazla katkı veren illerden biriyiz. Türkiye’deki konut satışlarının aşağı yukarı yüzde 4-5’i Antalya’da gerçekleşiyor. Nüfusumuz 3 milyona yaklaşıyor. Yurt içinden ve yurtdışından yüksek miktarda göç alıyoruz. Trafikteki araç sayısı 1,5 milyonu aştı. Ülkemizdeki her 5 araçtan biri Antalya yollarında. 500 binden fazla öğrencimiz, 40 bine yakın öğretmenimiz var" ifadelerini kullandı. Hacısüleyman, bu verilerin Antalya’nın dinamizmini gösterdiğini belirterek gelecek planlamalarının bu değişkenlere göre şekillenmesi gerektiğini kaydetti. Geleceğin kentini inşa etmek için bir aradayız Konuşulacak her konu, dile getirilen her öneri ve masaya yatırılacak her sorunun, 2050’nin Antalya’sına atılmış bir tohum olacağını belirten Başkan Hacısüleyman, "Bugün burada, sadece bir toplantı yapmak için değil; geleceğin Antalya’sını hep birlikte inşa etme sorumluluğunu üstlenmek için bir aradayız. Bir şehrin geleceği, yalnızca fiziki projelerle, yatırımlarla veya planlarla değil; o şehirde yaşayan insanların ortak aklıyla, birlikte ürettiği vizyonla, cesareti ve kararlılığıyla şekillenir. İşte bu konferans da tam olarak bu nedenle büyük önem taşıyor" dedi. Hacısüleyman, Antalya’nın ulusal ve uluslararası ölçekteki konumuna ilişkin değerlendirmesini yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Antalya, Türkiye’nin vitrin şehirlerinden biridir. Ekonomik olarak ülkemizin en güçlü merkezlerinden biri olmasının yanında, uluslararası ölçekte marka bir şehir olmayı başarmıştır. Türkiye için Antalya turizmin omurgası olduğu gibi, Antalya için de turizm bizim ekonomik yapılanmamızın omurgası. Yılda milyonlarca yabancı turistin kente gelmesi, Antalya’yı ekonomik olarak ayakta tutuyor. Antalya’yı dünyanın farklı kültürlerine ev sahipliği yapan bir ‘barış ve medeniyet vitrini’ hâline getirme konusunda daha fazla ne yapmamız gerektiğini de düşünmeliyiz." Tarım, teknoloji, girişimcilik ve dijital dönüşüm vurgusu Tarımda güçlü yönlerin yanında kırılganlıkların da bulunduğunu belirten Başkan Hacısüleyman, "Tarım konusunda hakikaten büyük bir üretim kapasitemiz var. Türkiye’yi besliyoruz, gelen misafirlerimizi besliyoruz, bir de üzerine ihracat yapıyoruz. Ama aynı zamanda bazı kırılganlıklarımız, bazı zayıf noktalarımız var. Bu konularda ne adımlar atmalı, neler üzerinde kafa yormalıyız? Karşı taraftan, tüm dünyayı saran iki ana eğilim var. Yeni nesil girişimcilik ve yüksek teknoloji yarışı. Antalya bu alanlarda da potansiyeli olan bir il. 2050 için planlarımız ne olmalı? Girişimcilik ekosistemini nasıl desteklemeliyiz? Antalya’nın yüksek teknolojili üretim alanlarını, girişimcileri destekleyen kuluçka merkezlerini, dijital dönüşüme hazır işletmeleri çoğaltmak için neler yapmalıyız? Bunları da konuşmamız gerekiyor" açıklamasında bulundu. Gücümüz insan kaynağı Konuşmasında kentin demografik çeşitliliğine de değinen Hacısüleyman; "Bir şehrin gerçek gücü, insan kaynağıdır. Antalya’nın en büyük avantajı da işte burada yatıyor. Çünkü ilimizde yaşayan yabancı misafirlerin payı son yıllarda hızla artıyor ve bu da Antalya’yı, Türkiye’nin en kozmopolit şehirlerinden biri yapıyor. Bu çeşitliliği enerjiye, sinerjiye, üretime, katma değere dönüştürmek için yapabileceğimiz çok şey var" diye konuştu. Artan şehirleşme ve iklim krizi ciddi riskler taşıyor Kentin büyümesine bağlı riskleri de sıralayan Başkan Hacısüleyman, sözlerini şöyle sürdürdü; "Antalya, ülkemizin en yüksek yaşam kalitesine sahip illerinden biri. Ancak artan nüfus, artan şehirleşme, yoğunlaşan trafik ve bunlara bağlı olarak gürültü kirliliği, görüntü kirliliği, çevre kirliliği gibi risklerimiz de giderek yükseliyor. Şehir içi ulaşım ağı, altyapı ve yeşil alanlarda güçlü, iddialı ve uzun vadeli planlara ihtiyaç var. İklim değişikliği artan yaklaşan bir tehdit olmanın ötesine geçti. Resmen hayatımıza girdi. Su kaynaklarımız azalıyor, sıcaklık artıyor, orman yangınları artıyor. Bunlar zamanla tarım sektörünü de turizm sektörünü de olumsuz etkilemeye başlayacak. Dolayısıyla 2050 vizyonumuz mutlaka, yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji, su yönetimi gibi konuları da içermek zorunda. Antalya ortak akılla büyüyecek Antalya’nın ortak akılla büyüyerek kalkınacağına inandıklarını vurgulayan Başkan Hacısüleyman, ortak akıl vurgusu yaparak, "Vizyon, bir kişinin değil, bir toplumun ürünüdür. 2050, bugünden hazırlanmazsa sadece bir tarih olur; ama bugün çalışırsak bir hedefe dönüşür. 2050 vizyonu konferansında, bilgi ile deneyimi buluşturacak, kamu, akademi, özel sektör ve sivil toplumu bir araya getirecek, fikirlerin çarpışmasına değil, birleşmesine zemin sağlayacak ve Antalya’nın geleceğine dair somut bir yol haritası oluşturacağız" ifadelerini kullandı. Geleceğe umutla bakan bir şehir inşa edeceğiz Antalya’nın geleceğini şekillendirecek güçlü bir adım attıklarını kaydeden Başkan Hacısüleyman, "Eminim ki buradan çıkacak fikirler, öneriler, projeler ve stratejiler, Antalya’nın geleceğini olumlu yönde değiştirecek, geleceğe umutla bakan bir şehir inşa etmemizi sağlayacaktır. Antalya 2050 Vizyonunun sadece bir plan değil; Antalya’ya verdiğimiz bir söz olmasını umuyoruz. Biz bu sözü, çocuklarımıza, torunlarımıza, bu şehre emek veren herkese ve bu eşsiz coğrafyaya veriyoruz" diye konuştu. "Bugünün meselesi su ve iklim" Antalya Valisi Hulusi Şahin, ATSO Arama Konferansı’nda yaptığı konuşmada kentin geleceğinin bugünden alınacak kararlarla belirleneceğini vurgulayarak, "25 yıl sonra dönüp baktıklarında Antalya’ya dair nasıl bir vizyon ortaya koyduğumuzu bugün burada yazdıklarımız gösterecek. Bu nedenle popülizme değil, gerçek sorunlara dokunan çözümlere odaklanmalıyız" dedi. Tarihe not düşecek nitelikte bir toplantıda bir araya gelindiğini belirten Vali Şahin, sosyal bilimlerin laboratuvarının tarih olduğunu hatırlatarak, geçmişten çıkarım yapmadan geleceğe dair doğru politika üretilemeyeceğini söyledi. Antalya’nın 30 yıl öncesiyle bugününün karşılaştırmasını yapan Şahin, turizm ve tarımda yaşanan büyük dönüşümlere dikkat çekti. 1980'li ve 90'lı yılların en büyük sorununun turistik yatak kapasitesi olduğunu hatırlatan Şahin, "Bugün Antalya’nın yatak kapasitesi birçok ülkenin toplamından fazla. O dönem eksik olan ne varsa bugün fazlasıyla var edildi. Ama artık başka şeyleri konuşuyoruz" dedi. Tarımda da benzer bir değişim yaşandığını vurgulayan Vali Hulusi Şahin, geçmişte en temel meselenin verimlilik ve mekanizasyon olduğunu, bugün ise su kıtlığı ve iklim krizinin ön planda olduğunu söyledi. "Artık üretimi değil, suyu konuşuyoruz. Antalya’nın en kıymetli varlığı su. Onu korumak ve doğru yönetmek zorundayız" diye konuştu. "En acil gündem: kentsel dönüşüm ve şehircilik" Arama Konferansı'nda tartışılan tüm başlıkların önemli olduğunu söyleyen Şahin, özellikle şehircilik ve kentsel dönüşüm konusunun kritik seviyede olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü; "Antalya’nın yapı stoğu ciddi anlamda yetersiz. Sadece bina yenilemek değil, şehirleri yeniden planlamak zorundayız. Kimi yerde zemin sıkıntılı, kimi yerde aşırı sıkışık yapılaşma var. Antalya merkez, Kumluca, Alanya… Hepsi bütüncül bir planlamaya ihtiyaç duyuyor." Antalya’da deprem riskinin düşük görülmesine rağmen yakın zamanda yaşanan 4.9’luk sarsıntının bir uyarı niteliğinde olduğunu belirten Şahin, "Oturduğumuz evlerin hangi yıllarda, hangi şartlarda yapıldığını düşünmek zorundayız" dedi. "2050’de bıraktığımız metinler olacak" Vali Şahin, "Bu konferanstan çıkacak her rapor, her öneri 2050’nin Antalya’sına ışık tutacak. Bugünün popülist tartışmaları hatırlanmayacak ama bugün çözüme kavuşturmadığımız her sorun geleceğe taşınacak. Gelin, bu kente kalıcı katkı sunan bir yol haritası oluşturalım" diye konuştu. Antalya sadece turizm değil, ticaret ve üretim üssü Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, ATSO Arama Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Antalya’nın turizm kenti olmanın ötesinde güçlü bir ticaret merkezi ve tarımda dünya markası olma potansiyeline sahip bir üretim üssü olduğunu söyledi. Özdemir, kentin inovasyon ve girişimcilik alanında da giderek büyüyen bir çekim noktası haline geldiğini vurgulayan Özdemir, Antalya’nın geleceğinin tüm kurum ve kuruluşların işbirliğiyle şekilleneceğini belirtti. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak, üst düzey yöneticiler ve yaklaşık 20 uzman personelle konferansa katkı sunduklarını kaydeden Özdemir, arama konferanslarının yalnızca sorunları değil, kentlerin potansiyellerini de ortaya koyduğunu dile getirerek, "Bugün burada yalnızca sorunları konuşmak için değil; çözümler üretmek, yeni fırsatlar keşfetmek ve sürdürülebilir, dirençli bir Antalya ekonomisi için güçlü bir yol haritası oluşturmak için toplandık" dedi. Konferanstan dijitalleşme, yeşil dönüşüm, iklim kriziyle mücadele, kent planlaması, istihdam ve üretim gibi birçok alanda yol gösterici sonuçlar beklediklerini belirten Özdemir, "Antalya’nın geleceğini birlikte konuşmak, birlikte karar almak ve birlikte uygulamak zorundayız" ifadelerini kullandı.