POLİTİKA - 24 Nisan 2023 Pazartesi 16:48

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Yok dedikleri fabrikada 3 dakikada bir araç üretiliyor'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Yok dedikleri fabrikada 3 dakikada bir araç üretiliyor'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gemlik'te yapılacak batarya fabrikası ile 10 yılda milli gelire 30 milyar avro, cari açığın azaltılmasına da 10 milyar avro üzerinde katkı sağlanacağını söyledi. TOGG üzerinden muhalefeti de eleştiren Erdoğan, "Muhalefetin fabrikası yok dediği TOGG'un Gemlik'teki tesislerinde her üç dakikada bir araç üretiliyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Siro Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü Temel Atma Töreni'ne katıldı.

Törende konuşan Erdoğan, geçtiğimiz haftanın Türkiye Yüzyılı vizyonu açısından adeta bir hasat dönemi olduğunu vurgulayarak, "Bugüne kadar ülkemize yaptığımız altyapı yatırımlarının insan kaynağı yatırımlarının önemli meyvelerini tek tek topladık. Bor madeninin katma değerinin cevherden mücevhere anlayışıyla üç yüz kat arttıracak üretim tesisimizi hizmete açtık. Türkiye'nin uzaydaki gözü imece uydumuzu yolcu ettik. İmece uzaya fırlatıldıktan sonra ilk sinyali aldı. TÜBİTAK aşı ve ilaç geliştirme merkezinin resmi açılışını yaptık. Ülkemizin yerli elektrikli lokomotifi Eskişehir 5000'in ilk hareket testini gerçekleştirdik. Donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu'yu Deniz Kuvvetleri'ne gururla teslim ettik. Böylece Ege, Doğu Akdeniz ve Karadeniz'deki haklarımızı daha güçlü savunmamızı sağlayacak savaş gemisine kavuştuk. Şu ana kadar 70 bini aşkın vatandaşımız TCG Anadolu'yu ziyaret etti. Son bir hafta on gün içerisinde de İzmir'de demirlemek suretiyle vatandaşlarımızın ziyaretine inşallah TCG Anadolu'yu açacağız. Savunma sanayi atılımlarına yeni Altay tankıyla bir yenisini ekledik. Silahlı kuvvetlere teslim ettik" diye konuştu.

"Muhalefetin fabrikası yok dediği TOGG'un Gemlik'teki tesislerinde her üç dakikada bir araç üretiliyor"

En büyük hayallerinden biri olan TOGG'un gerçeğe dönüştüğüne dikkat çeken Erdoğan, "TOGG hikayesi ve özellikleriyle asla sıradan bir araç değildir. Milli gururumuz TOGG Türkiye'nin teknolojik gelişiminin ekonomik kalkınması küresel saygınlığının sembolüdür. Satışa sunulmasıyla Türkiye giderek gelişen elektrikli araç sektöründe artık 'ben de varım' demiştir. Yerli ve milli otomobilimizin yollara çıkmasıyla ülkemiz dünyanın en iyileri ile rekabet edecek markaya sahip oldu. Son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız her eser gibi, maalesef TOGG'un üretim sürecinde de çok ciddi zorluklarla karşılaştık. Korona virüs ile emtia fiyatlarındaki fahiş fiyat artışları, bizi de etkiledi. Rusya-Ukrayna savaşı ile Türk ekonomisini mahvetmeye yönelik tehditleri de bunlara eklememiz gerekiyor. Bu süreçte TOGG ilk günden itibaren haksız eleştiri, iftiraların, yıpratma kampanyalarının muhatabı oldu. Mühendislerimizin ilk yerli araç teşebbüsü devrim otomobilini 60 sene önce garaja hapsetmek için neler yapıldıysa çok daha fazlası TOGG için uygulandı. Binlerce mühendis, teknisyen, emekçimiz bu proje için gece gündüz çalışırken, vatandaşlarımız bu projeyi yürekten desteklerken, birileri hep aynı yalana sarıldılar. Hep aynı hezeyanları sıraladılar. Önce çıktılar 'TOGG fabrikası nerede, bu inşaatı bitiremezsiniz' dediler. Sonra 'burada üretim bandı yok. Siz bu araçları üretemezsiniz' dediler. Bu iddiaları da boşa çıkınca 'bu araç satılmaz vatandaş bunu alamaz' dediler. TOGG aldığı ön siparişleri ile talep rekoru kırarak bu bühtanlara en güzel cevabı verdi. Muhalefetin fabrikası yok dediği TOGG'un Gemlik'teki tesislerinde her üç dakikada bir araç üretiliyor. Bu sene 28 bin. 2030 yılına kadar 1 milyon TOGG'u sahipleri ile buluşturmayı hedefliyoruz. İnşallah 2025 yılından itibaren TOGG'u ihraç edip tüm dünyaya satacağız" şeklinde konuştu.

"TOGG için bırakın teşekkür etmeyi, yarım ağızla dahi olsa tebrik etmediler"

TOGG üzerinden muhalefeti de eleştiren Erdoğan, "Kardeş ülkelerden bizi arayıp tebrik edenler, araç talep edenler oldu. Fakat muhalefet bu milli duruşu henüz gösteremedi. Şöyle yarım günlerini ayırıp Gemlik'e gelerek TOGG'un fabrikasını ziyaret edemediler. Altında Türk mühendisleri, işçilerinin, babayiğit işadamlarının imzası bulunan teknoloji harikası böylesi araç için bırakın teşekkür etmeyi, yarım ağızla dahi olsa tebrik etmediler. Yollardaki TOGG araçlarına rağmen, bu başarıyı halen görmezden geliyorlar. Varsın görmesinler. Az önce Gemlik'te deniz kenarında meydandaki 60 bin kişiye hitap etmeye giderken arabamızın önünü kesenler, karanfillerle bizi karşılayanlar, uğurlayanlar bu milletin gerçek evlatlarıdır. Varsın onlar Türkiye'nin başarılarından rahatsızlık duysun, Allah'ın izniyle aziz milletimizin desteği ile Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı'nın kilometre taşlarını döşemeyi sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.

"10 yılda milli gelire 30 milyar avro, cari açığın azaltılmasında 10 milyar avro üzerinde katkı sağlanacak"

TOGG ile birlikte Türkiye'nin vizyoner bir adım attığını anlatan Erdoğan, "Otomotiv sektöründe yaşanacak dönüşümü, dünyada yaşanan devrimi ön görüp vizyoner bir adım attık. Türkiye'yi elektrikli araçlarla birlikte şarj ve batarya teknolojilerinde Avrupa'nın üretim üssü yapmayı hedefleyerek yola koyulduk. TOGG bu vizyonun birinci adımıydı. Seri üretime geçerek ülkemizin otomotiv sektöründe yenilikçi ve sürdürülebilir geleceğinin tohumlarını serptik. Şarj istasyonları bu vizyonun önemli halkasıdır. Elektrikli araçlar hızlı şarj istasyonları destek programı kapsamında 81 ilde bin 572 şarj istasyonu kurulumuna destek verdik. 2022 Ağustos'ta 250 adet olan hızlı şarj noktası 700’ü aştı. Bu sayılar önümüzdeki dönemde daha da artacak. Türkiye'nin yeşil teknolojilerde ilerlemesi sadece çevre değil ekonomik ve stratejik açıdan da önemlidir. Özellikle batarya teknolojileri alanında yapılan yatırımlar Türkiye'nin dünyadaki yerini değiştirecek potansiyele sahiptir. Hem yerli teknolojileri geliştirip hem uluslararası yatırımları ülkeye çekerek bu alanda söz sahibi olmayı hedefliyoruz. Batarya teknolojilerinde güçlü oyuncu olmamızı sağlayacak devasa yatırımın adımını atıyoruz. TOGG akıllı cihazlarının bataryalarını üretmek için kurulan Siro hücre teknolojisinin üretimi ve geliştirilmesini sağlayacak. TOGG Siro teknoloji kampüsünde batarya modül ve paket seri üretimine zaten başlamıştı. Mart ayında TOGG'un ilk akıllı cihazı T 10X'in seri imalatı ile birlikte Siro'nun üretimi de hızlandı. Bugünkü tesisin devreye girmesiyle 2026 yılı itibariyle batarya hücresi de dahil olmak üzere yüksek nikel içerikli batarya modül ve paketleri üreten entegre bir üretim merkezine dönüşecek. Böylece Türkiye az sayıda ülkede bulunan hücre geliştirme ve üretme yetkinliğine sahip olacak. Otomotivin yanı sıra mikro mobilite, endüstriyel uygulamalar, deniz taşıtları, yenilenebilir enerji için sabit depolama uygulamalarıyla geniş alanda hizmet verecek. Dünyaya gerçekleştireceği ihracat, yerli elektrikli üreticilere katkısı, nitelikli istihdamla bu tesis ülkemize ciddi değer kazandıracak. Siro bu yatırımla 10 yılda milli gelire 30 milyar avro, cari açığın azaltılmasında 10 milyar avro üzerinde katkı sağlayacak, istihdam 7 bin çalışanla destek verecektir. Siro'nun ilk etapta hedeflediği 20 GW saat kapasiteyi 50 GW saat üzerine çıkarmasını bekliyoruz" açıklamalarında bulundu.

"Nasıl tefecilerle değil, gerçek yatırımcılarla yol yürüdüysek, gelecekte de yatırımcı dostu tavrımızı devam ettireceğiz"

Otomotivde yaşanan çip krizinin bir benzerinin gelecekte batarya konusunda da yaşanabileceğine dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Siro işte bu kritik dönemde hem 2030'lara kadar devam edecek arz açığını değerlendirecek, hem de TOGG için batarya arz güvenliği sağlayacak. Türk ekonomisine güvenen herkesin başımızın üzerinde yeri var. Stratejik yatırım olan Siro'yu Türkiye Cumhuriyeti olarak biz de destekliyoruz. Bu desteğimizi 30 milyar lira sabit yatırım tutarıyla ülkemizin en etkili teşviklerden birini vererek gösterdik. Bundan sonra da yerli yabancı ayrımı yapmadan Türk ekonomisine katkı sunan herkesin yanında olmayı sürdüreceğiz. Nasıl 21 yılda tefecilerle değil, gerçek yatırımcılarla yol yürüdüysek inşallah gelecekte de yatırımcı dostu tavrımızı devam ettireceğiz. Milli teknoloji hamlesi rehberliğinde Türkiye'yi yeni teknolojilerin pazarı yerine üretim üssü yapmak için gece gündüz çalışıyoruz. Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olacaksa bunun yolu bürokrasiyi daha fazla şişmanlatmaktan değil özel sektör öncülüğünde bir ekosistem oluşturmaktan geçiyor. Elbette vatandaşımızın her alanda en iyi kamu hizmeti alması için kurumları daha da güçlendireceğiz. Polisinden askerinden mühendisine kadar, sağlıkçısı öğretmenine kadar hiçbir alanda boşluk bırakmayacağız. Asıl enerjimizi kamunun teşvik ve destekleri ile özel sektörün büyümesine vereceğiz. Ülkemizin altyapı ve üstyapı eksiklerini tamamlayacağız. Yeni yollar, köprüler, havalimanları yapacağız. Doğal kaynakların tamamını devreye alacağız. Eğitim kalitesini arttırıp evlatlarımızın donanımlı yetişmesini temin edeceğiz. Genç girişimcileri destekleyerek kendi işlerini kurmalarını sağlayacağız. Yeni ihracat pazarları bularak daha önce varlık gösteremediğimiz yerlere ulaşacağız. Şimdiye kadar ülkemize 250 milyar dolar yatırım yapan uluslararası yatırımcıları çekmek için daha fazla çaba harcayacağız. Böylece Türkiye'de kamu himayesinde, özle sektörün lokomotifliğinde, uluslararası yatırımcıların destekleriyle yeni bir hikaye yazacağız. Son 21 yıldaki mesafe Türkiye'nin teknoloji alanında neleri başarabileceğini gösteriyor. Ancak bizim bu ülke ve gelecek nesiller için yapacaklarımız asıl şimdi başlıyor. Coğrafi konumu, altyapısı, genç nitelikli nüfusu ve siyasi istikrar ve güçlü liderliği ile Türkiye ciddi potansiyele sahiptir. Bunu hayata geçirmekte kararlıyız. Gençlere mutlu müreffeh ülke bırakmakta kararlıyız. İçinde bulunduğumuz asrı milletimizin asrı yapmakta kararlıyız. Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmekte hiç olmadığımız kadar kararlıyız. İnşallah 14 Mayıs imtihanını da alnımızın akı ile vererek Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşa yolunda tarihi bir adım atmış olacağız."
Erdoğan temel atma sırasında ise, "Kamu bankaları arabanın satışında yüzde 50'ye kadar 18 ay vade ile kredi verecek" ifadelerini kullandı.

Uğur Uslubaş - İhsan Altıkardeş
 


Uğur Uslubaş - İhsan Altıkardeş
BURSA (İHA) -

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul AK Parti’den İBB’ye zam tepkisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) AK Parti Grubu Tarife Komisyonu üyeleri, İBB yönetiminin 7 yıllık görev süresini değerlendirdiği toplantıda zam tepkisinde bulundu. İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, "’Yeni finansal modeller bulacağız’ diyen CHP’li İBB yönetiminin 7 yıl sonra gelmiş olduğu nokta İstanbulların en zaruri ihtiyaçları olan su, ulaşım gibi başlıklarda bile yüzde binleri aşan zamlarla; hiçbir enflasyon oranıyla izah edilemeyecek noktada zamlar yaparak bir zam ekonomisi üzerinden kaynaklarını yönettiğini görüyoruz" dedi. İBB AK Parti Meclisi Grubu Tarife Komisyonu, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP’li meclis üyelerinin oylarıyla kabul edilen yeni tarifeler sonrasında ücret artışlarına ilişkin bir basın açıklaması yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Binası AK Parti Grup Odasında gerçekleşen basın açıklamasında İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, AK Parti Meclis Üyeleri ve Tarife Komisyonu Üyeleri Meryem Karaköse ve Süheyla Topçu katıldı. Basın açıklamasında konuşan İBB Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, "’Finansal kaynaklar anlamında 2019 yılında kendi öz kaynaklarımızı temin edeceğiz. Yeni finansal modeller bulacağız’ diyen CHP’li İBB yönetiminin bugün 7 yıl sonra gelmiş olduğu nokta İstanbulların en zaruri ihtiyaçları olan su, ulaşım gibi başlıklarda bile yüzde binleri aşan zamlarda hiçbir enflasyon oranıyla rakamıyla izah edilemeyecek yakıt, elektrik giderlerinden gelen zamlarla izah edilemeyecek bir noktada zamlar yaparak bir zam ekonomisi üzerinden kaynaklarını yönettiğini maalesef görüyoruz" dedi. "Ne enflasyon söylemi ne de genel gider argümanı bunu açıklamaya yetmeyecektir" AK Parti Meclis Üyesi ve Tarife Komisyonu Üyesi Meryem Karaköse mezar fiyatı artışlarıyla ilgili, "272 TL’den 408 TL’ye çıkarıldı dese de aslında fiyat 272 TL’den 544 TL’ye çıkarılması meselesidir. Burada da bu artışla 2019 yılında 80 TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda aslında küçümseyerek bir cümleyle geçiştirdikleri rakamdaki artış bile yüzde 580’dir. Kıymetli basın mensupları, sorumuz da çok basittir bu konuda ruhsat vermenin hangi maliyet unsuru bu artışı izah edebilir? Ne enflasyon söylemi ne de genel gider argüman bunu açıklamaya yetmeyecektir. Yine kendilerinin bizzat değindiği konularla devam etmek istiyorum. Birinci grup mezar yeri konusudur. Bu basında çok fazla yer aldı biliyorsunuz. Burada mezar yerinde 334 bin 896 TL’ye yükseldiği çok fazla basınında yer aldı. Bu artış bir yıl öncesine göre bile 2025’te yapmış olduklarından da 111 bin 632 TL idi. O zaman bile büyük bir artışla bunu gerçekleşti. Son yapılan zamla beraber de bu artış maalesef bugün 334 bin 896’ya yükseldi" dedi. "Burada da yine yani 2019’da 2000 TL olan en düşük dördüncü grup mezar yerimiz 10 bin 728 TL’ye yükseltildi" Mezarlık ücretlerinin fahiş oranda yükseltildiğini söyleyen Karaköse, "Peki, 2019’da bu rakam neydi? 2019’da sadece 30 bin TL olan bu ücret bugün 334 bin 896’ya çıkarılarak yüzde bin 16 artış yapılmıştır. Bunu söylerken de artışın oranına tabii ki söylemediler. Bunu da ’bazı kesimler kullanıyor zaten diyerek’ geçiştirmemeye çalıştılar. Gelelim peki burayı bazı kesimler kullanıyor diyelim, yer az diyelim. Dördüncü grup dediğimiz ve fiyatın en düşük olduğu mezar yerinde durum ne aslında burada da durum çok iç açıcı değil. Burada da yine 2019’da 2 bin TL olan en düşük dördüncü grup mezar yerimiz 10 bin 728 TL’ye yükseltildi. Kendilerinin küçük gördüğü ’çok fazla artış demedikleri’ bu yerde bile yüzde 436’lık bir artış söz konusudur. Yine lahit mezarlara kendileri değinler. Lahit mezarlarda da bunu da yine bir cümleyle ’ya zaten bu iki katlı ikinci katı da isteyen yaptırıyor isteğe bağlı bir şey’ diyerek geçiştirdikleri lahit mezarda da artış var arkadaşlar. Yüzde bin 271’dir" şeklinde konuştu. "Çeşme yaptırma meselesi son geçen tarife ile beraber 500 bin TL’ye yükseltilmiştir" Konuşmasına devam eden Karaköse, "Bir cümleyle geçiştirdikleri isteğe bağlı zaten spesifik bir şey dedikleri yani CHP yönetiminin spesifik anlayışı artışı yüzde bin 271’lerin altına düşmüyor gibi görünüyor. Bu durum bu tarifeleri kim alıyor tartışmasıyla da örtülenemeyecek kadar önemlidir. Mezar yerlerini konuşmuşken kendilerinin değinmediği ama bizim en çok dikkatimizi çeken konulardan bir tanesi de çeşme suyu yaptırma. Yani çeşme yaptırma hayır işi. İstanbul’un kadim geleneği olan çeşme yaptırma ve hayır işlemi iradesi maalesef adeta bir tarife bariyerine çarpmış durumdadır. Kendileri bu konuyu hiç gündeme almadılar ama burada da size çarpışık bir rakam olduğu için paylaşmak istiyorum. Bir önceki yıla göre bile yüzde 731 artış yaparak 61 bin 660 TL’ye çıkarttıkları bu çeşme yaptırma meselesi son geçen tarife ile beraber 500 bin TL’ye yükseltilmiştir. Yani bir önceki yıl daha 61 bin 666 TL’ye yaptırılan çeşme aradan bir yıl geçtikten sonra nasıl bir artışla bağdaştırıldı ki 500 bin TL’ye çıkarıldı. Yani 2019’da bu çeşme yapım ücretinin de 10 bin TL olduğunu düşünürsek, buradaki artışın 2019’dan bugüne kadar yüzde 4 bin 900 olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı. "Otopark ihtiyacının büyüdüğü bir ortamda çözüm üretmek yerine de yaptıkları tek şey, maalesef tarifeleri büyütmek oldu" CHP’li İBB Yönetiminin üzerine düşen görevi yeterli şekilde yerine getirmediğini söyleyen Karaköse, "Seçim vaatlerinde hatırlarsanız ilk seçimlerde 100 bin otopark yaptıracağız vaadiyle gelen bir anlayış söz konusuydu. Tabii burada otopark yapmak yerine otopark ihtiyacının büyüdüğü bir ortamda çözüm üretmek yerine de yaptıkları tek şey maalesef tarifeleri büyütmek oldu. Üstelik bunu yapan zihniyet aynı zamanda 2019 yılında otopark ücretlerini mecliste vermiş oldukları bir önerge ile otopark ücretlerinin günlük 1 TL olmasını öneren zihniyet bugün maalesef otopark ücretlerinde de fahiş rakamlarla karşımıza gelmektedir. Günlüğü 1 TL olsun diyen anlayış bugün geldiğimizde 1 - 2 saatlik otopark ücretlerindeki artışlar sadece sizlere kısaca paylaşmak istiyorum" ifadelerini kullandı. "1 TL olsun diye önerdikleri otopark ücretine 2019’dan bugüne kadar yüzde 3 bin 567’lik bir artış yaptılar" İBB’nin verdiği vaatleri yerine getirmediğini söyleyen Karaköse, "2019 yılında 6 TL olan onların 1 TL’ye indirmek istediğin dönemde 6 TL olan otopark ücreti 2024 yılında 70 TL’ye çıkardılar. O zaman bile arada yüzde bin 67’lik bir artışla hemen bu işi gerçekleştirdiler. 2025 yılına geldiğimizde de 1- 2 saatlik otopark ücreti 220 TL olmuştur. Burada da yaklaşık 2019’dan bugüne kadar toplam artış kıymetli İstanbullular ’1 TL olsun’ diye önerdikleri otopark ücretine 2019’dan bugüne kadar yüzde 3 bin 567’lik bir artış yaptılar. Şimdi bu artış 6 TL’den 220 TL’ye çıktı. Artık İstanbul’un otopark bir ihtiyaç değil karşılanamaz lüks haline getirmiş durumdalar. Bunu söylerken de özellikle bir tarafa da sizlerin dikkatini çekmek istiyoruz. Avrasya Tünel geçişi bunların en çok eleştirdiği geçişlerden biri olan Avrasya Tüneli‘nin geçişi bugün 225 TL. İstanbul’da geldiğimiz noktada 1- 2 saatlik otopark ücretleri 220 TL’dir. Bu karşılaştırma da İstanbulluların burada yalnızca bir fiyat karşılaştırması değil İstanbul’da yaşamın nasıl bir pahalılaşma noktasına geldiğini sizlere ifade etmek istiyoruz" şeklinde konuştu. "2019’dan bugüne kadar suya yapılan zam yüzde bin 40’tır" Son 6 yılda suya yüzde 1040 oranında zam yapıldığını söyleyen Karaköse, " Bir yandan kent lokantası üzerinden sosyal yardım vitrini yapılırken diğer yandan da yol kenarlarında park, parklanma tarifeleri ile vatandaşın cebine yüklenen ağır bir bedelle karşı karşıya olduğumuz da tekrar ifade etmek istiyorum. Bu da ’sosyal belediyecilik’ değil ’sosyal fatura’ denilir söylemiyle bizlere maalesef karşı karşıya getirmiştir. 2019’dan bugüne kadar suya yapılan zam yüzde bin 40’tır. Bedava vermeyi söyledikleri, bedava vermemizi teklif ettikleri ve kendilerinin geldiğinde de ucuzlatacaklarını söyleyerek seçim kazandıkları bir anlayış bugün suyun metre küpünü maalesef 52,45 TL’ye yükseltmiştir" dedi. "2019 yılında bir bilet ücreti 0,41 litre benzin alırken bugün yapılan zamla 35 TL olan bilet ücretiyle de 0,66 litre benzin alınmaktadır" İETT’de yapılan zam oranın fazla olduğunu söyleyen Karaköse, "Ulaşımda peki durum farklı mı? Elbette değil. 2019 yılında 2,6 TL olan bilet ücreti bugün biliyorsunuz 35 TL’ye yükseltirmiştir. Bu artış 2019’dan bugüne kadar yüzde bin 246 olmuştur. Benzinle kıyasladık Benzinle yaptığımız mukayese de AK Parti döneminde yani 2019 yılında bir bilet ücreti 0,41 litre benzin alırken bugün yapılan zamla 35 TL olan bilet ücretiyle de 0,66 litre benzin alınmaktadır. Daha fazla benzin alabiliyorlar. Buna rağmen daha fazla zam yapıyorlar. Şunu görüyoruz, bugüne kadar kendilerinin vaat ettiği, ‘Hayatı ucuzlatacağız, İstanbullulara daha rahat bir hayat sağlayacağız, hayatlarını kolaylaştıracağız’ dedikleri noktada fahiş zamlarla maalesef karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.
Bursa Bursa’da öğrencisini herkesin içinde darp eden okul müdürü görevden uzaklaştırıldı Bursa’nın İnegöl ilçesinde okul müdürü sinirlendiği öğrenciyi herkesin önünde itekleyerek darp etti. O anlar kameraya yansırken, öğrencinin ailesi şikayetçi oldu. Harekete geçen İl Milli Eğitim Müdürlüğünce, okul müdürü görevinden uzaklaştırdı. Olay, cuma günü İnegöl’ün kırsal Yeniceköy Mahallesi’nde eğitim öğretime devam eden Ömer Osman Çağlayan Ortaokulu’nda meydana geldi. Okul Müdürü Mustafa Ç., sırada bekleyen Muhammed K. (11)’yı saldırarak darp etti. O anlar amatör kameraya yansıdı. Olayın ardından öğrenci, durumu ailesine bildirdi. Aile müdürden şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Olayı anlatan 11 yaşındaki öğrenci Muhammed Emin K., "O beni durduk yere dövdü. Kafa attı, fırlattı ‘Seni buraya gömerim, herkes burada ahlakını bilecek’ dedi. Çocuğa el hareketi yaptım zannetti. Okula gitmeyeceğim. O beni dövecek ben kendimi savunamayacağım, sonra disiplin verecek tutanak tutacak ben gitmem okula" dedi. Baba Nihat Koca (49), "Cuma günü işten eve geldim. Hanım bana ‘Muhammed’i dövmüşler’ dedi. Ben çocuklar arasında olmuş sandım. Sonra bana okul müdürü ‘Muhammed’i dövmüş’ dediler. Öğretmendir kızmıştır dedim. Daha sonra bana video geldi. Videoya bakınca zaten aklım başımdan gitti. 11 yaşındaki çocuğumu kaldırmış vurmuş. Kafası taşa gelse ne olacak? Ben çocuğumu öğretmenlere emanet ediyorum. Öğretmen bunu yapsa sokaktaki vatandaş kim bilir neler yapar" dedi. Şikayetler ve görüntüler üzerine okul harekete geçen İl Milli Eğitim Müdürlüğü okul müdürü Mustafa Ç.’yi görevden uzaklaştırdı.