POLİTİKA - 23 Ekim 2018 Salı 13:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ittifak açıklaması! 'Herkes kendi yoluna'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ittifak açıklaması! 'Herkes kendi yoluna'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ittifak ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhur İttifakı'nı ülkemizin son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri olarak görüyor ve geleceğe taşımak istiyoruz. Bu ittifakın ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmadık, olmayız. Milletimizin bize emaneti olan cumhur ittifakını günlük siyasi tartışmaların üzerinde tutmak istedik. Gördük ki MHP kendisi için çok farklı bir tercih yaptı. Saygı duyarız. Söyleyeceğimiz tek şey; yerel seçimlerde mademki biz yolumuza diyorlar bizde herkes kendi yoluna deriz” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, partisinin grup toplantısında yaptığı ittifak açıklamalarına ilişkin bir değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeni yönetim sisteminin inşası gibi temel konularda ittifak içinde olmak, iki ayrı siyasi partinin her konuda aynı çizgiyi takip etmesini gerektirmiyor. AK parti ve MHP her biri kendi politikaları olan iki ayrı partidir. Anlaştığımız hususlarda birlikte hareket ederken, farklı düşündüğümüz konularda da her birimiz kendi yolumuzu takip ederiz. MHP ile son dönemde; af, erken emeklilik, Danıştay’ın kararı gibi kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor. Bu farklılıklarla ilgili değerlendirmelerimizi mümkün olduğunca yapıcı bir dille ifade ettik. Politikalarımızı sonuna kadar savunuruz ama kimseye kişisel olarak saygısızlık etmeyi aklımızın köşesinden geçirmeyiz. Bizim siyaset tarzımızda böyle bir üslubun yeri yoktur. Af meselesi ilk gündeme geldiğinde hemen arkadaşlarımıza talimatı verdim: Bu işi tüm boyutlarıyla masaya yatırın. Karşımıza çıkarılan manzara bize teklif edilen tarzda bir düzenlemenin milletimizin vicdanını rahatsız edecek neticelere yol açacağını gösterdi. Bunun içinde teklife sıcak bakmadığımızı çeşitli örneklerle anlatmaya çalıştık. Burada temel ilke; bir devlet kendisine karşı işlenen suçları af yetkisine sahip olabilir ama halkına milletine kişilere karşı işlenen suçları af yetkisine devlet sahip değildir. Eğer adalet mülkün esası ise o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil davranmaya mecburuz. Kalkıp da uyuşturucu baronlarıyla, uyuşturucu baronlarına torbacılık yapanları bir araya getirmek veya ayrı ayrı değerlendirmek bunu anlamakta mümkün değil. Biz devlet olarak uyuşturucu baronlarıyla da, torbacılarla da, onu içenlerle de mücadele ettik. Hiçbir dönemde uyuşturucularla veya uyuşturucu müptelaları ile mücadelede bizim iktidarımız döneminde olduğu kadar yoğun mücadele verilmemiştir. Şu anda 50 binin üzerinde cezaevlerinde sadece uyuşturucu mahkumu var. Allah aşkına bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? ‘İşte aldatılmış’ Ne demek aldatılmış. Bu 6, 7, 8 yaşında çocuk mu? Hepsi de bu işi gayet iyi bilen, hem içen hem satan hem de bu işin aracılığını yapan tipler. Bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz. Katillere mi kader mahkumu diyeceğiz. Hırsızlık yapanlara mı kader mahkumu diyeceğiz. Say saya bildiğin kadar. Ama biz devlete karşı işlenen suçlarda devlet olarak burada yapılabilecek olan ne varsa yapmaya gayret ederiz. Biz devlet olarak bir katili affettiğimiz zaman maktulün ailesine acaba bunu nasıl anlatacağız” diye konuştu.
Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili çıkan tartışmalar hakkında da konuşan Erdoğan, “Karşımıza ülkemizin kaldıramayacağı benzer bir yükün fotoğrafı çıktı. Bu konulardaki kararı meclisimiz ve milletvekillerimiz verecektir. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı olarak böylesine önemli konulardaki hissiyatımızı, milletimizle paylaşmamızdan daha tabi bir şey olamaz. Bunun ötesinde bizim kimseyi ne kurum ne de isim olarak hedef almamız söz konusu değildir. Sosyal medyadaki kimi açıklamaların yanlış anlaşılmalardan kaynaklandığını düşünüyorum ve üzülüyorum” ifadelerini kullandı.

"Bize göre milletimizin en büyük, en etkili andı İstiklal Marşı’dır" 

Danıştay'ın 'Andımız' kararından sonra çıkan tartışmalara yönelikte değerlendirme yapan Erdoğan, konuya ilişkin şunları söyledi: 

"Geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu. 2013 yılında bu meseleyi çözmüştük. Danıştay’ın ilgili dairesi birikimine ve yetkinliğine inandığımız hukukçularımızın ifade ettiği gibi yetki aşımı yaparak bu konudaki düzenlemeyi iptal etmiştir. Türkiye’yi geldiği yer itibariyle kesinlikle hak etmediği bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar bir takım eski hastalıkların bünyemizde yaşadığını gösteriyor. 2. Dünya Savaşı iklimi öncesinde tek parti CHP’si döneminde başlatılan bir uygulamayı bugünün demokratik, özgürlükçü, aydınlık Türkiye’sinde hala sürdürmeye çalışmak yanlıştır. Andın ilk halini Türk Ocaklarını kapatmasıyla üniversiteleri perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. İnsanları kafataslarına göre sınıflayan çalışmaları destekleyen bu kişi aynı zamanda Türkçe ezan zulmünün de mimarıdır. Bunun yazdığı andı şu anda hala tartışıyoruz. Daha sonra bu ant metni değiştirile değiştirile kullanılmıştır. Bize göre milletimizin en büyük, en etkili andı İstiklal Marşı’dır. İstiklal Marşı dışında bir ant tanımıyoruz ve tanımayacağız. Türküm ben. Ama şunu söyleyim: Ben Türkçü değilim. O başka bir şey o başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır. Her etnik unsur kendi etnik unsuru ile iftihar edebilir. Türk’te eder, Kürt’te eder, Laz’ı da eder, Çerkez’i de, Roman’ı da eder ama cılık cılık etmez. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var ama öbür tarafta benim Kürt vatandaşımın siz böyle yaptığınız zaman Kürtçülük yapma hakkı doğar. Bırakalım Türk Türklüğü ile Kürt Kürtlüğü ile övünsün, Laz Lazlığıyla, Roman Ramonlığıyla, Çerkez Çerkezliğiyle övünsün ama asla bunu kalkıp da ırkçılık yapma boyutuna taşımayalım. Bunu yaptığınız anda ayrımcılık yapmış olursunuz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 81 milyon vatandaşımızın tamamının ortak devleti olduğuna göre sembolik unsurlarımızın da hepimizi kucaklaması gerekir. Bizim rabiamız tam da bu anlayışın ifadesidir.”

İlker Turak - Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Eski eşi tarafından bıçaklanan kadın hastaneden yardım istedi Bursa’da evine girdiği esnada eski eşi tarafından 6 yerinden bıçaklanan Sevda Çakmak, hastanede yardım çağrısında bulundu. Telefonuyla çektiği videoda yaşadı olayı anlatan Çakmak, “Ben bir anneyim kanım yerde mi kalacak” dedi. Olay, 19 Mayıs günü akşam saatlerinde İnegöl ilçesi Turgutalp Mahallesi Malazgirt Caddesi üzerinde meydana geldi. Evine giren Sevda Çakmak (30), apartmanın önünde bekleyen ayrıldığı eşi Sezgin Aslan ile karşılaştı. Konuşma sırasında Aslan, eski eşi Çakmak’a tekrar bir araya gelme teklifinde bulundu. Ret cevabını alarak öfkelenen Aslan, iddiaya göre eski eşini bıçaklayıp kaçtı. Polis ekipleri tarafından yakalanan Aslan, çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. “Öldükten sonra gelen adalet, adalet değildir” Hastanede video çekerek yardım isteyen Sevda Çakmak, “Müzisyenlik yaparak geçimimi sağlıyorum. 19 Mayıs gecesi kına gecesine gittiğim bir köyden dönüşte, arabamdan enstrümanlarımı indirirken eski eşim Sezgin Aslan pusuya yatmış, kendini kamufle etmiş. Evime kolonlarımı taşırken merdivenden indiğim sırada karşımda belirdi. Cebinden çıkardığı bıçakla beni 6 yerimden bıçakladı. Sadece bacağım değil kalbimin altını da bıçakladı. Benim canım yandı, bana dikiş atıldı. Ben çocuğunu okutmaya çalışan güçlü bir anne olarak çalıştığım, ayakta durduğum, hiç kimseden bir beklentim olmadığı için durduk yere yaralandım. Bizim sesimiz olun, bu adamı nasıl serbest bırakırsınız. Benim ailem, çocuğum ve kardeşlerimle tehdit eden bir adamı nasıl serbest bırakısınız. Daha önceden benim bir sürü şikayetim var. Elim ve bacağımda kesikler var. Her yere yazdık ama bizim sesimiz neden duyulmuyor. Öldükten sonra gelen adalet, adalet değildir. Lütfen bana, çocuklarıma ve aileme yardımcı olun. Çok zor durumdayım. Ben bir anneyim benim kanım yerde mi kalacak” şeklinde konuştu. Daha önce de şiddet görmüş Daha önceden de birçok kez şiddet gördüğünü söyleyen Çakmak, “Bir okulun önünde, öğrenci ve velilerin gözleri önünde şiddete uğramış bir bayanım. Ben artık onurumu gururumu işimi koruyamaz bir duruma geldim. Tek bir canım kalmıştı, onu da parçalamaya kalktı” dedi.
Düzce YÖK Başkanı Düzce Üniversitesi’ne konuk oldu Düzce Üniversitesi’ni ziyaret eden Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, onur konuğu olarak bir dizi programa katılım sağladı. İlk olarak Rektörlük önünde karşılanan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, daha sonra Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir ve Düzce Üniversitesi Yönetimiyle bir araya geldi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Düzce Üniversitesi Anı Defteri’ni imzaladı. Rektör Sözbir, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın Düzce Üniversitesi’ne ziyaretinden onur duyduklarını dile getirerek kendilerine hediye takdiminde bulundu. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, daha sonra Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) tarafından Yığılca’daki DAGEM merkezinde düzenlenen “20 Mayıs Dünya Arı Günü Seremonisi” ile Düzce Üniversitesi programına devam etti. Ardından Düzce Üniversitesi Süs ve Tıbbi Bitkiler Botanik Bahçesi’nin açılışı gerçekleştirildi. Açılış kurdelesi Prof. Dr. Erol Özvar, Prof. Dr. Nedim Sözbir, Prof. Dr. İlhan Genç, Prof. Dr. Ali Öztürk, Prof. Dr. Serkan Torun, Genel Sekreter Nihat Yıldız ve öğretim üyeleri tarafından kesildi. Botanik ve Doğa Müzesi, İstanbul’da Bahçe ve Çiçek Sergisi ile Botanik Bahçesi’ni ziyaret eden Erol Özvar, Düzce Üniversitesi Süs ve Tıbbi Bitkiler Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Necmi Aksoy tarafından Süs ve Tıbbi Bitkiler Botanik Bahçesi hakkında bilgi aldı. “Fındık Üreticilerinin Mikro İşletmelere Dönüşümü Projesi” dahilinde Düzce Üniversitesi’nde hizmet vermeye başlayan Fındık Dönüşüm Merkezi’ni de ziyaret eden Özvar, daha sonra Düzce Üniversitesi öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin de yer aldığı Düzce Üniversitesi Senatosu’na katıldı. Öğrencilerle ve akademisyenlerle bir arada olmayı önemsediklerini, YÖK’ün fikirlerini, vizyonunu ve perspektifini üniversitelerle paylaşmak istediklerini belirten YÖK Başkanı Özvar, üniversitelerin de görüşlerini alarak sinerji oluşturmak istediklerinin altını çizdi. Düzce Üniversitesi’nin genç nesil üniversite olarak önemli mesafeler kat ettiğini dile getiren Prof. Dr. Erol Özvar, daha sonra Türk yükseköğretim sistemi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Yükseköğretim sisteminin dünya ile mukayese edildiğinde diğerlerinden farklılık gösteren özelliklerinden birini, erişilebilir olması şeklinde açıklayan Prof. Dr. Erol Özvar, üniversitelerin dışarıya açılmasını, yabancı öğrencilerle yabancı akademisyenlerle daha fazla beraber olmasını istediklerini ve yabancı düşmanlığına karşı olduklarını sözlerine ekledi. Üniversitelerin nitelikli eğitimin yanı sıra, ülkemizin hem genel, hem de bölgesel kalkınmasına daha fazla katkı sağlaması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erol Özvar, bunun yetişmiş, üretken, dinamik araştırma kapasitesi ile olacağını vurguladı. Öğrencilerle de sohbet ederek onların üniversite eğitimi, kampüs yaşamı ve kariyer noktasındaki görüşlerini de dinleyen Prof. Dr. Erol Özvar’a Düzce Üniversitesi öğrencileri, kendileriyle bir araya gelmesi ve yakın ilgisinden dolayı teşekkür etti. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın Düzce Üniversitesi programı, Düzce Üniversitesi Senatosu’nun ardından sona erdi.
Zonguldak Devrek’te “Tarla Günü” etkinliği Devrek İlçesinde çiftçilere yönelik “Tarla Günü” etkinliği düzenlendi. Zonguldak’ın Devrek İlçesinde İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Devrek İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün organizasyonu ile hayata geçirilen “Tarla Günü” programında ilçe protokolü bir araya geldi. Devrek’in Dedeoğlu Köyünde düzenlenen programda Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı Yenilik Yayım Projesi kapsamında Yem Bitkileri Gülü Gelemen Üçgülü’nün tarladaki temsili hasadı gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinlikte konuşan Zonguldak İl Tarım ve Orman Müdürü Nihat Ağan,” Tarla günü etkinliği düzenlememizin temel amacı çiftçiliğin ve tarımın önemini gündemde tutmak, hem de tarımdaki yeni gelişmeleri ve bakanlığımızın getirdiği yenilikleri size aktarmak amacıyla burada bir araya gelmiş bulunmaktayız. Değişen iklim koşullarına uygun verimi yüksek, kaliteli üretim hedefiyle ekim yapmaktayız. Bugün burada hep birlikte ekimi yapılan baklagil yem bitkisi olan Gelemen Üçgülü’nün biçimini ve hasadını yapacağız. Gelemen üçgülü Yenilik Yayım Projesi kapsamında Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından 2020 yılında tescil edilen, tek yıllık serin iklim yem bitkisidir. Ortalama bir metreye kadar uzar yeşil ve kuru ot verimi yüksek olan bir bitkidir. Gelemen Üçgülünün avantajı erken gelişme gösterir ve değişik toprak tiplerinde yetişebilmekte, yüksek oranda tohum üretme yeteneğine sahiptir. Gelemen Üçgülü yabancı tozlaşma ile tozlanır. Bunun için bambus ve balarısı kolonileri için iyi bir nektar ve polen kaynağıdır. Tozlaşma arıların etkinliği büyük önem arz etmektedir. Dedeoğlu Köyümüzde 153 adet büyükbaş hayvan bulunmakta köyümüz bazında 2023 yılı destekleme ödemesi yapılmıştır.2022 yılı buzağı desteklemesinde 26.000 TL ödeme yapılmıştır” diye konuştu. Düzenlenen programa; Devrek Kaymakamı Muhammed Evlice, Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar, Zonguldak İl Tarım ve Orman Müdürü Nihat Ağan, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Volkan Hızarcı’nın yanı sıra çok sayıda daire müdürleri vatandaşlar katıldı