Özel Medoran Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Serpil Hasırcı, vücudun gereksinim duyduğu şekerlerin dışında ekstra alınan basit şekerlerin büyüme gelişme fonksiyonlarına, üreme bozukluklarına, beyin fonksiyonlarına, solunum sistemine hasar verdiğini belirterek, "Bu gıdalara örnek vermek gerekirse beyaz şeker, mısır şurubu girmiş gıdalar , şekerli gazlı içecekler, meyveli renkli şekerler, kremalarla hazırlanmış hazır paketli gıdalar diye sıralayabiliriz. İnsan vücudunun basit şekere direkt olarak bir ihtiyacı yoktur. Yani bizler zaten yediğimiz ekmek ve ekmek grubu besinlerle (çorba,makarna, patates, kestane vb.), doğal şekerli meyvelerle ve süt, yoğurt grubu ile vücudun ihtiyaç duyduğu şekeri sağlayabiliyoruz. Yüksek karbonhidratlı besinler bize, sağlıklı ve formda olmak için vitamin, mineral ve lif açısından yeterli bir kaynak oluştururlar" dedi.Vücudun yakıt olarak karbonhidrat, protein ve yağları kullandığını belirten Hasırcı, "Ancak en etkin yakıt olarak karbonhidratı tercih eder. Alınan karbonhidrat yetersizse yağ ve protein yakıt olarak kullanılır. Kas hücreleri ve beyin karbonhidratlarla çalışır. Bu nedenle karbonhidratlara daha fazla gereksinim duyarız. İkiden fazla basit şekerin birleşimi ile oluşan karbon hidratlara ise kompleks karbonhidrat denir. Günlük yaşantımızda meyveler (kayısı, hurma, muz, incir, elma, portakal, armut) ekmek, kuru baklagiller (nohut, bakla, börülce, kuru fasulye) tam tahıllar, kök sebzeler (patates, havuç) gibi karbonhidrat kaynaklarından aldıklarımız yeterlidir" dedi.
Günlük şeker alım seviyesinin, toplam kalorinin yüzde 10’unu geçmemesi gerektiğini belirten Hasırcı, "Oysa tüketilen miktarlar bunun çok üzerinde. Ülkemizde günlük tüketilen şekerin önemli bir kısmı doğrudan tüketim diğer önemli kısmıysa içeceklerden geliyor. Şeker yenmesi ile birlikte vücutta insülin hormonu salınımı tetikleniyor. İnsülin hormonunun görevi, kandaki şekeri hücre ve karaciğere sağlıklı bir şekilde taşımaktır. Ancak basit şekerler kana diğer karbonhidrat kaynaklarına nazaran çok daha hızlı geçtikleri için bir anda fazla miktarda insülin salgılanır. Fazla salgılanan insülün, kan şekerinin tekrar hızlı bir şekilde düşmesine neden olur" diye konuştu.
Hasırcı, "Sağlıklı bir bireyde vücuttaki yağ depolarının yüzde 25'in üzerine çıktığında vücutta artan yağ dokuları başta diş çürümesi olmak üzere, obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, böbrek taşları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, omurga ve eklem rahatsızlıkları, kronik yorgunluk sendromu ve kemik erimesine neden oluyor. Dolayısıyla günlük alınan kalorinin içinden rafine şeker ve içinde rafine şeker kullanılmış gıdalara (şerbetli tatlılar, pastalar, kekler, kurabiyeler, simit, poğaça) yer vermemeye özen göstermeliyiz. Özellikle büyük şehirlerde yaşayıp uzun süre ofis ortamında çalışma gerçekleştiren bireyler ve tüm gün okulda olan çocuklar hareketsiz ortamlarda vakit geçirmelerinden dolayı yakmaları gereken kalori miktarını harcayamadıkları için hızlı kilo alımlarıyla karşı karşıya kalabiliyorlar" uyarısında bulundu.
