GÜNDEM - 12 Mayıs 2020 Salı 10:10

DSİ çok yıldızlı projeleri hayata geçiriyor

A
A
A
DSİ çok yıldızlı projeleri hayata geçiriyor

Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdür V. Kaya Yıldız, “DSİ olarak ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda çalışıyoruz” dedi.

Mühendis olarak göreve başladığı DSİ’de her kademede görev yapan ve 3 yıldır Genel Müdür Yrd. olarak görevini yürüten Kaya Yıldız 16 Nisan tarihinden itibaren ise vekaleten Genel Müdürlük görevine atanmıştır.

Türkiye’nin her alanda daha da güçlü hale getirilmesi konusunda DSİ’ye de önemli görevler düştüğünün altını çizen DSİ Genel Müdür V. Kaya Yıldız, “DSİ olarak bizlere düşen görev, ülkemizin kalkınması ve muasır medeniyet seviyesine yükselmesi adına yatırımlarımızı arttırarak devam ettirmek, devletimizin bize verdiği vazifeleri en iyi şekilde yapmak için çaba sarf etmektir. Bu çerçevede ülkemizin en büyük yatırımcı kuruluşu olan DSİ’ye çok önemli görevler düşmektedir. Bu bilinçle çalışmalarımıza devam edeceğiz ”dedi.

DSİ çok yıldızlı projeleri hayata geçiriyor

DSİ’nin su temini konusunda çok önemli çalışmalar ifa ettiğini belirten Genel Müdür V. Yıldız “Vatandaşlarımızın sağlıklı ve kaliteli içme suyuna, gelişmekte olan sanayimizin enerjiye, tarımımızın modern sulamaya ve tarım alanlarının ve yerleşim merkezlerinin taşkınlardan korunmaya ihtiyacı aşikârdır. Bu bağlamda geriye dönüp baktığımızda, yüzlerce baraj, gölet ve hidroelektrik santral işletmeye alınmış, toplamda sulanan alan 66,5 Milyon dekara çıkmıştır. Esasen baraj ve gölet gibi depolama tesislerimizde biriktirilen sular faaliyetlerimizin çıkış noktasını oluşturmaktadır. Zira bu tesislerde depoladığımız sulardan tarımsal sulama, enerji üretimi, içme, kullanma ve sanayi suyu temini maksadıyla faydalandığımız gibi feyezan akımlarının kontrolünü sağlayarak taşkın zararlarını da azaltıyoruz. Türkiye’de ziraî üretimin üçte ikisi DSİ sulamaları vasıtasıyla gerçekleşmekte olup sulama projeleri neticesinde proje alanında gayri safi millî ziraî gelir yaklaşık 5 kat artmaktadır. ‘dedi.

Suyun günümüzde daha önce hiç olmadığı kadar kıymetli hale geldiğini belirten DSİ Genel Müdür V. Kaya Yıldız, “Nüfus artışı, kontrolsüz sanayileşme, kentleşme ve kirlilik, sınırlı su kaynaklarımızın üzerindeki baskıyı giderek arttırmaktadır. Günümüzde etkileri hissedilir derecede artan küresel ısınma ve iklim değişikliği de tatlı su kaynaklarımız üzerinde ilave strese sebep olmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığımız, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğümüz tüm bu etkenlerin ağır yükü altında bulunan su kaynaklarımızın korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere eksiksiz olarak aktarılması maksadıyla çalışmalarını yoğun biçimde sürdürmektedir. İlgili kurum, kuruluş ve tüm paydaşlarla işbirliği içinde gerek gıda güvenliğinin temini, gerekse enerji arz güvenliğinin sağlanması açısından kilit role sahip olan su kaynaklarımızın optimum seviyede değerlendirilmesi çerçevesinde çevre ve tabiatla uyumlu projeler geliştirilmekte ve hayata geçirilmekte” dedi.

DSİ çok yıldızlı projeleri hayata geçiriyor

DSİ Genel Müdürlüğü olarak özellikle son 17 yılda devasa büyüklükte baraj, gölet, sulama tesisi, içmesuyu ve arıtma tesisi, atıksu arıtma tesisleri, hidroelektrik santralleri inşa ettiklerini çok sayıda derenin ıslahını gerçekleştirdiklerini ve bununla birlikte sosyal yaşam alanları oluşturarak vatandaşların istifadesine sunduklarının altını çizen DSİ Genel Müdür V. Kaya Yıldız, “Bu dönemde 592 adet baraj, 587 HES, 385 adet gölet, 1.389 sulama tesisi, 222 adet toplulaştırma, 248 içmesuyu tesisi, 18 atıksu tesisi, 4.952 taşkın koruma tesisi olmak üzere toplam 8.393 tesisi Aziz milletimizin hizmete sunduk. Ülkemizin 85 milyon dekar olan ekonomik sulanabilir arazisinin yüzde 78’i yani 66,5 milyon dekarı sulamaya açılmıştır. Sulamaya açılan 66,5 milyon dekar arazide uygun ziraat usulleri ve ürün deseniyle tarım yapılması durumunda takriben yıllık 49,5 milyar TL zirai gelir artışı sağlanması mümkündür” diye konuştu.

Türkiye’de suyun dörtte üçünün sulamada kullanılmakta olup bu yüzden sulama tesislerini inşa ederken en modern ve tasarrufu en yüksek yağmurlama ve damlama sistemlerini tercih ettiklerini ifade eden Yıldız, “Kapalı sistem basınçlı borulu sulamaya geçilmesi ile iletim kayıpları minimum seviye indirilmekte ve tarla içi sulama sitemleri ile önemli ölçüde su tasarrufu sağlanarak çiftlik randımanı maksimum seviyeye yükseltilmektedir. Böylelikle, yağmurlama sulamalarda yüzde 35, damla sulamalarda ise yüzde 65 oranında su tasarrufu sağlanmaktadır. DSİ olarak son yıllarda modern sulama projelerini geliştirerek uygulamaya koymaktayız. Modern sulama ile tarımda sağlanan verim artışları, üretim deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı artışa neden oluyor. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması amacına hizmet ederken bir taraftan da yaşam standardını yükseltmektedir” dedi.

İçme suyu temininin en önemli konulardan biri olduğunu ifade eden Yıldız “81 vilayetimiz için İçme Suyu Eylem Planları hazırlanmıştır. Son 17 yılda işletmeye aldığımız 248 adet içmesuyu projesi ile 43 milyon vatandaşımıza içme suyu temin edilmiştir. Tamamlanan modern içmesuyu arıtma tesisleri ile günde 8,6 milyon metreküp AB standartlarında arıtılmış su üretilmektedir. ”dedi.

DSİ çok yıldızlı projeleri hayata geçiriyor

Hidroelektrik enerjide dev hamle

Yerli ve milli kaynaklara önemli yatırım yapıldığını ifade eden Kaya Yıldız, şöyle konuştu:
“2003 yılında 44 milyar kilovat saat olan hidroelektrik enerji üretim kapasitemizi 2020 yılı Mayıs başı itibariyle 102,1 milyar kilovat saate yükseltilmiş böylelikle kaynaklar içinde HES’ler 1. sırayı almıştır. Ülkemizde yanan her üç ampulden birini HES’ler aydınlatmaktadır. Hedefimiz 2023 yılına kadar 135 milyar kilovat saat hidroelektrik enerji üretim kapasitesine ulaşmaktır. Hizmete alınan 565 adet Hidroelektrik Santralinde üretilen 895 milyar kilovatsaat elektrik ile ülke ekonomisine bugüne kadar 233 milyar liralık katkı sağlandı"

Ülkemizin ve DSİ’nin vizyon projelerinden olan kendi kategorisinde Dünyanın 3. Yüksek barajı olacak Yusufeli Barajında çalışmaların aralıksız devam ettiğini söyleyen Yıldız, ‘Yusufeli Barajımızın kurulu gücü 558 MW olup, yılda 1 milyar 888 milyon kWh hidroelektrik enerji üretilecektir. Baraj inşaatımızda gövde beton dolgu çalışmaları devam etmekte olup, gövde yüksekliğinin 205 metreye ulaştı.

Diğer taraftan Güneydoğu Bölgesini yakından ilgilendiren bir proje olan Silvan Barajı’nda çalışmalar devam ediyor. Sulama ve enerji maksatlı olarak inşa edilmekte olan Silvan Barajımız GAP’ta Atatürk Barajı’ndan sonra en büyük sulama projesi olacaktır. Baraj tamamlandığında 2 milyon 312 bin dekar tarım alanına sulama suyu sağlanacak, yılda maksimum 681 milyon kWh hidroelektrik enerji üretimi gerçekleştirilecektir. Şu an itibariyle barajda fiziki gerçekleşme \% 65 seviyesine ulaşmıştır.

Bununla birlikte Dicle Havzası’nda inşaatı devam eden, dolgu hacmi bakımından Türkiye’nin 2. Büyük barajı olacak Ilısu Barajı hakkında da açıklamada bulunan Genel Müdür V. Yıldız “Ilısu Barajı ve HES Projesi, Dicle Nehri üzerinde yer alan en büyük proje olmasının yanında 1200 MW kurulu gücü ile de ülkemizin en büyük 4. Hidroelektrik santralidir. Proje ile üretilecek olan yaklaşık 4 milyar kilowatt enerji ile yıllık bazda 400 milyon dolar milli bütçeye katkıda bulunacaktır. Şu an barajda yaklaşık 9,5 Milyar m3 su depolanmış olup, elektrik üretimi için de son hazırlıklar yapılmaktadır. ”dedi.

DSİ çok yıldızlı projeleri hayata geçiriyor

Ilısu Barajı ve HES sayesinde yepyeni modern bir Hasankeyf inşa edildiğini altını çizen Kaya Yıldız “Ilısu Barajı ve HES Projesinde su tutma işlemine paralel olarak Batman'ın Hasankeyf ilçesinin yeni yerleşim yerindeki konutların inşası tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilerek vatandaşlarımızın konutlarına taşınması sağlandı. Ayrıca yapımı tamamlanan ticaret merkezinde 98 iş yerinin anahtarı hak sahiplerine dağıtıldı. Eski Hasankeyf'in yerleşim alanı 500 dekar iken yeni yerleşim yeri yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta 3 bin dekar alana inşa edildi.

Yeşil alan miktarının arttığı yeni yerleşim yerinde, Kaymakamlık, Belediye hizmet binası, İlçe Jandarma Komutanlığı, İlçe Emniyet Müdürlüğü, Batman Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu, 25 yataklı Hasankeyf Devlet Hastanesi, İlçe Kütüphanesi, Spor Salonu, Müze gibi çok sayıda kurum hizmet vermeye başladı. Bölge mimarisine uygun inşa edilen 98 iş yerinden oluşan Ticaret Merkezi'nin ve 710 konutun inşası tamamlanarak hak sahiplerine teslim edildi. Yeni konutların teslim edilmesi ile Hasankeyfliler 30-40 metrekarelik evler yerine 160 metrekarelik tek katlı müstakil(3+1) modern evlerde yaşamlarını sürdürmeye başladıklarını ifade etti.

Toplulaştırmada başarı yakalanacak

DSİ tarafından yürütülen toplulaştırma çalışmaları hakkında da açıklama yapan DSİ Genel Müdür V. Kaya Yıldız, ’Ülkemizde toplulaştırma yapılmaya uygun 14,3 Milyon hektar alan bulunmaktadır. 8,2 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmaları devam etmektedir. 2018 yılında 496 bin hektar, 2019 yılında ise 619 bin hektar alanda tescil çalışmaları tamamlanmıştır. 2019 sonu itibari ile 4,22 milyon hektar alanda arazi toplulaştırma çalışmalarının tescili sağlanmış, 3,98 milyon hektar alanda ise toplulaştırma çalışmaları devam etmektedir. Toplulaştırma ile köy merkezi ile parseller arası yol mesafesi, harcanan zaman, yakıt ve masraflar azalır, çiftçi gelirinde en az yüzde 25 artış sağlanır. GAP Bölgesinde ana kanal ve sulama şebekeleri için ihtiyaç duyulan 60 bin ha arazi, toplulaştırma projeleri kapsamında sağlanmış olup, Kamulaştırma Bedelinden yaklaşık 3,6 milyar TL tasarruf edilmiştir. Karayolları ile yapılan protokol sonucu 16 adet güzergâhta toplam 616 km’lik koridor kamulaştırma bedeli ödenmeden boşaltılmış olup, yaklaşık 1.3 Milyar TL tasarruf sağlandığını belirtti.

DSİ Genel Müdür V. Kaya Yıldız, “Son olarak bu projelerin yapılmasında en büyük destekçimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’ye şükranlarımı sunuyor, Çalışmalarda emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

Mehmet Barlas

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.