GÜNDEM - 02 Mayıs 2020 Cumartesi 15:40

Dünya, Türkiye’nin korona başarısını konuşuyor

A
A
A
Dünya, Türkiye’nin korona başarısını konuşuyor

Dünya genelinde korona virüs ile mücadele sürerken önce BCC ve CNN International şimdi de İngiliz haber ajansı Reuters, Türkiye’nin sürdürdüğü korona virüs ile mücadeleyi dünyaya servis etti. Elde edilen başarıların dünya kamuoyunda geniş yankı bulmasının ardından ABD Sağlık Bakanı Alex Azar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan tedavi protokollerini istedi.

İlk olarak Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede dünya geneline sıçrayan korona virüs nedeniyle 3 milyon 417 bin 943 vaka gözlemlenirken, 239 bin 92 kişi de hayatını kaybetti. Çin’den sonra İtalya’nın Avrupa’daki korona merkezi haline gelmesinin ardından hızlıca yayılan korona virüs salgınında İspanya vaka sayısı ile İtalya’yı geride bıraktı. İspanya, Avrupa’da en fazla korona virüs vakasının görüldüğü ülke olurken Çin’de korona virüs vaka sayısının kontrol altına alınması ancak ABD’nin virüsü önlemedeki başarısızlığı salgın merkezinin ABD olmasına neden oldu. ABD, 1 milyon 131 bin 856 korona virüs vakası ve 65 bin 782 can kaybı ile dünyada salgından en fazla etkilenen ülke oldu.

Salgının her gün yeni bir ülkeye sıçramasıyla vaka sayıları arttı, can kayıpları rekor sayıları ulaştı. İtalya, İspanya, ABD, İngiltere gibi ülkelerde son 24 saat içerisinde hayatını kaybedenler yüzlerle ifade edilirken kamuoyunda önlem alan ülkeler ve almayan ülkeler konuşulmaya başlandı. ABD, İngiltere, ve Çin’in aşı çalışmalarının yanı sıra Belarus, İsveç’in önlem almaması ise gündemin ilk maddesi oldu. ABD, İngiltere gibi ülkelerin önlem almada geç kalmasının yanı sıra Türkiye’deki sağlık çalışanları ve filyasyon ekipleri dünya basınında genişçe yer buldu. Gece gündüz demeden çalışan Türk hekimleri ve sağlık yetkilileri ve fisyasyon ekipleriyle Türkiye’nin başarısı yabancı basın mensupları tarafından örnek olarak gösterildi.

İngiliz ve Amerikan kanalarında Türk hastaneleri anlatılıyor

İngiliz BBC’nin Türkçe servisi, Türkiye’deki kahramanları dünyaya duyurdu. İstanbul Üniversitesi - Cerrahpaşa (İÜC), Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde korona virüsle yürütülen mücadeleyi anlattı. Sabahın erken saatlerinde aralıksız devam eden mücadelede en önde savaşan doktorların, hemşirelerin güvenlik görevlilerinin her anını görüntüleyen ekip, gösterilen çabayı ve başarıyı gözler önüne serdi.
Amerikan CNN International da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yoğun bakımında yürütülen başarılı mücadeleyi duyurdu. Türkiye’de yürütülen çalışma ile diğer ülkelerde yürütülen çalışmayı kıyaslayan ekip, “ABD ve Avrupa’da bazı yerlere karşı burada koruyucu ekipmanda, boş yatakta ve hayat kurtaran tıbbi ekipmanda sıkıntı yok” ifadeleri ile Türkiye’nin ABD ve Avrupa’ya oranla daha iyi bir konumda olduğu vurgusunu yaptı.

İngiliz haber ajansı Reuters ise, salgında unutulmaması gereken korona virüsün tespitinde öncü olan filyasyon ekibini takibe aldı. Salgının “gizli kahramanları” olarak tanımladığı Türk filyasyon ekibini an an fotoğraflayarak bu anları dünyaya servis etti. Korona virüs hastaları ile temasta bulunanları tespit eden filyasyon ekiplerinin haberini geniş kitlelere yayınlayan İngiliz haber ajansı, servis ettiği fotoğraflarla başarının gizli kahramanlarının çabasını dünyaya duyurdu.

Dünya Sağlık Örgütü de, Türkiye’yi örnek gösterdi

Korona virüsü “pandemi” olarak açıklayan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de, Türkiye’den övgüyle bahsetmişti. Dünyanın zor bir dönemden geçtiğine vurgu yapan Dünya Sağlık Örgütü Türkiye’nnin diğer ülkelere sağladığı tıbbı yardım desteğini takdirle karşıladı. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Türkiye'nin sergilediği dayanışma tüm dünyaya örnek olmalı” ifadelerini kullandı. Genel Direktör, “Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı komşu ve başka ülkelere tıbbi malzeme katkılarından dolayı takdir ettim. Bu bizim savunduğumuz ve gerçekleşmekte olan bir dayanışma ilkesidir. Türkiye'nin (diğer ülkelere yardımlarına) bundan dolayı teşekkür ediyorum ve bunu yapmaya devam etmeliyiz. Kendi sınırlarımız içinde elimizden gelenin en iyisini yaparken, desteğimize ihtiyaç duyanları da desteklemeliyiz” dedi.

ABD, Bakan Koca’dan tedavi protokollerini istedi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ABD'nin Türkiye'den tedavi protokollerini istediğini ve ABD Sağlık Bakanı Alex Azar “Nasıl yaptınız?” diye sorduğunu anlattı. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Tedros Ghebreyesus başkanlığında iki saate yakın süren bir toplantıda 12 dakikalık bir sunum yaptığını belirterek, “Toplantıdan sonra ben sosyal medyada Türkçe, ‘Başarılarımızı anlattık, Türkiye'nin sunumu ilgi gördü’ diye yazdım. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı, bu mesajı takipçileriyle paylaşarak söylediğimize onay vermiş oldu. Bu kadar vakaya rağmen hastane yükümüzün bu kadar az olmasından etkilendiler. Zatürreye dönüşme oranının yüzde 64'ten yüzde 12'ye düşmesinden etkilendiler. Yoğun bakıma geçiş sayısının ve yoğun bakımda kalış süresinin azalmasından da etkilendiler. Mücadeledeki tedavi başarımızı anlattık. Erken dönemde bazı ilaçları stoklamamızı, bazı ilaçları Çin'den getirmemizi, bir tedavi protokolüyle tüm Türkiye'de aynı tedaviyi uygulamaya soktuğumuzu bu tedavi protokolünü sahadaki gözlemlerimize dayalı olarak yenilememizi anlattık" dedi.

Dünya Sağlık Örgütü toplantısının yapıldığı gün ABD Sağlık Bakanı Alex Azar ile de görüştüğünü belirten Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Ben daha anlatmadan, “Nasıl yaptınız?” diye sordu. Ben de anlattım. Özellikle tedavi yöntemlerimizle ilgili olarak, “Sizin erken dönemde belirlediğiniz yöntemlerin geçerli olduğunu, biz yeni yeni görmeye başladık” dedi ve bizden tedavi protokollerini istedi" dedi.

Türkiye’den, salgının merkezi ABD’ye ikinci yardım uçağı

Türkiye, korona virüs salgını ile mücadelesini sürdürürken salgından en fazla etkilenen ülkeleri de unutmadı. ABD başta olmak üzere İngiltere, İspanya, İtalya, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Bosna-Hersek gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu pek çok ülkeye tıbbi yardım malzemesi desteği sağladı. Korona virüs salgının merkez üssü olan ABD'de salgın nedeni ile can kayıpları artmaya devam ederken, Türkiye'den ABD'ye bir destek daha geldi. Türkiye'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı üzerine başkent Ankara'da bulunan Etimesgut Askeri Havaalanı'nda kalkan C-130 tipi nakliye uçağı 2. yardım paketini ABD'nin başkenti Washington'da bulunan Joint Base Andrews askeri havaalanına dün akşam saatlerinde ulaştırdı. Türkiye'den gönderilen 2. yardım uçağı ile ABD'ye maske, koruyucu sağlık malzemesi, tulum ve dezenfektan olmak üzere önleyici sağlık malzemesi gönderilirken, yardım malzemesi kolilerinin üzerinde Mevlana'nın "Ümitsizliğin ardında nice ümitler var. Karanlığın ardında nice güneşler var" sözlerine Türkçe ve İngilizce olarak yer verildi.
Türkiye, ABD'ye korona virüs salgını ile mücadelesine destek amacı ile ilk yardım uçağını 29 Nisan tarihinde göndermişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize İlhan Palut: “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Çaykur Rizespor’un teknik direktörü İlhan Palut, “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında yarın deplasmanda Beşiktaş ile karşılaşacak Çaykur Rizespor’da Teknik Direktör İlhan Palut, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Gerekli transferlerle ve takımdaki oyuncularla bu sezona başlayarak kemik bir kadro yapılanması oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Palut, “Bir alt ligden çıkarken bu takıma 25 transfer yaparak takımı değiştirelim. Yeni bir takım kuralım stratejisi ile yola asla çıkmadık. Var olan oyuncularımızın bir kısmı ile yola devam ettik. Amacımız gençlerden oluşan ve gelecekte de kemik bir kadro oluşturmaktı. Bunu sürdürülebilir hale getirmek istedik. Bunun belli başlı riskleri vardı. Dönem dönem çok güzel periyotlar yaşadık, dönem dönem istemediğimiz sonuçlar oldu. Rizespor takımı her sezon yapboz gibi yeni kadro oluşumundan daha istikrarlı bir yapıya gitmekti amacımız. Bugün itibariyle daha iyi olabilirdik ama kabul edilebilir bir sezon geçiriyoruz. Hala en iyisi için savaşmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “Ankaragücü maçını kazanmalıydık” Beşiktaş maçının kendileri için zor geçeceğini belirten İlhan Palut, “İki hafta önce daha avantajlı bir durumdaydık. Bugün son 4 maç var. Bir adım dezavantajlı duruma düştük. Bundan iki hafta sonra ne hale geleceğini bilemeyiz. Herkes puan olarak çok yakın durumda. Ankaragücü maçını kazanmalıydık. Bizim için iki puan çok önemliydi. Yeni duruma konsantre olacağız. Geri kalan maçlarda hata yapma olasılığımız az. Beşiktaş maçı da bunlardan bir tanesi. Doğal olarak zor bir maç oynayacağız. Beşiktaş’ın tekrar üzerinde bulunan negatif havayı dağıtmak adına reaksiyon gösterecek. Biz de her zaman ki gibi futbol oynamaya çalışacağız. Oradan güzel bir sonuçla ayrılmak isteyeceğiz. Kendi kredimizi biraz tükettik” ifadelerini kullandı. “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” Rizespor ile ligi en iyi yerde bitirmek istediklerini söyleyen Palut, “Beşiktaş ile bir maçımız var. Ona hazırlanıyoruz. Sadece Rizespor’un Beşiktaş deplasmanında en başarılı nasıl olunur günün konusu bu. Bu iş yükseldikçe zor. Baskı arttıkça daha da zor. Hiçbir göreve talip değilim. Ben talip olmam. En zor görev hangisi ise ben ona hazırım. Beni acaba şurası ister mi gibi bir telaşım yok. Bugün Rize’de üretebiliyorum. Bugün tüm konsantremle Rizespor’u yönetiyorum. Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi.
Kayseri Erciyes Üniversitesi ’gelengi’leri besledi Erciyes Üniversitesi ekosisteminin simgesi haline gelen gelengiler için beslenme etkinliği düzenlendi. Erciyes Üniversitesi akademisyenleri, personeli ve öğrencileri baharın gelmesiyle; ’geleni’, ’gelengi’, ’Anadolu sincabı’ veya ’tarla sincabı’ olarak da bilinen minik ve sevimli canlıların beslenmesi için yaşam alanlarına yem bıraktı. Düzenlenen etkinlikte konuşan ERÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Özkan, gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve muhafazasıyla ilgili çalışmaların devam ettiğini aktararak; "Erciyes Üniversitesi biliyorsunuz sürdürülebilirlik çevre konularında, ekolojik denge anlamındaki çalışmalarda Türkiye’de öncü üniversitelerden biri. Şu anda birçok konularda ciddi başarılar elde ediyoruz. Yine sürdürülebilirliğin birçok alanında farklı derecelerimizi var. Bu anlamda da kampüs içerisindeki ekolojik dengeyi korumak, bu konudaki hassasiyetlerimizi de ortaya koymak adına birçok çalışma yürütüyoruz. Yine Veterinerlik Fakültesi ile ilgili de gelengiler konusunda hassasiyetimiz var. Geçen sene itibariyle izleme komitesi oluşturmuştuk. Bu izleme komitesi gelengilerin kampüs içerisindeki yaşama alanlarının oluşturulması, bu alanların muhafazası ve özellikle popülasyon artışı konusunda birtakım raporlar hazırladı. Biz de bu anlamda destek verdik. Bugün de yine bu alan içerisinde gelengilerle ilgili bir yaşam alanı oluşturulması, onların erken dönemdeki sıkıntısı olan beslenme ile ilgili katkıyı sağlamak için burada bulunuyoruz. Bu anlamda da üniversitenin çok farklı yerlerinde gelengilerin yaşam alanlarının tespiti ve bunların muhafazasıyla ilgili çalışmalar hem bizim hem kulüp vasıtasıyla devam etmektedir. Bu konuda bize desteklerinden dolayı öğrenci arkadaşlarımıza ve hocalarımıza teşekkür ediyoruz. İnşallah bu konuda çalışmalarımız devam edecek" dedi. Üniversite olarak farklı projeler de hayata geçireceklerini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Özkan, "Farkı projelerimiz var. Özellikle güvercinler için bir alan oluşturuyoruz. Üniversitemizin farklı alanlarına yaymakla ilgili çalışmalar var. Yine kedi besleme ile ilgili güzel çalışmalarımız var. Sürdürülebilir bir üniversite kavramı açısından yapılması gereken her şeyi yapacağız" diye konuştu. Etkinliğe katılan akademisyen ve öğrenciler, kampüs içerisindeki gelengilerin yaşam alanlarına yem bıraktı.
Yozgat Boşanma aşamasındaki eşini öldüren kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis Yozgat’ta boşanma aşamasında olduğu eşini bıçaklayarak öldürüp, kayınvalidesini de ağır yaralamaktan yargılanan şahıs, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kadına ve eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanan sanık M.T.’nin karar duruşması, Yozgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanık M.T., maktul Rabia Temel’in annesi müşteki mağdur Güler Güler, maktul yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Savcı mütalaasının okunmasının ardından sanık M.T. savunmasında daha önceki ifadelerini tekrar ederek, beratını ve tahliyesini talep etti. Maktulün annesi Güler Güler ve babası A.G. ise sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Duruşmada tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanık M.T.’ye eşe karşı canavarca hisle ve tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, kayınvalideyi canavarca hisle öldürmeye teşebbüs suçundan ise 19 yıl hapis cezası verdi. Cezada herhangi bir indirim uygulanmadı. “Bu ceza umarım başka kadınların yaşamasına vesile olur” Karar duruşması sonrası açıklamalarda bulunan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin avukatı Arzu Sena Topuz, geçen yıl boşanmak üzere olan Rabia Temel’in eşi tarafından öldürüldüğünü belirterek, "Rabia öldürülürken annesi de yaralandı. Bugün karar duruşması görüldü ve mahkeme heyeti Rabia için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Annesine yönelik eylem için de öldürmeye teşebbüsten 19 yıl hapis cezası verdi. Umarız bu ceza başka kadınların yaşamasına vesile olur” dedi. “Kızımın katili cezasız kalmadı” Rabia Temel’in annesi Güler Güler, "Ben bugün adalet olduğunu söyleyeceğim. Çok şükür. Yavrum geri gelmeyecek ama katil de cezasız kalmasın" diye konuştu. "Adalet yerini buldu" Rabia Temel’in ablası Sibel Eğilmez ise mahkeme heyetine ve avukatlara teşekkür ederek, "Başka Rabialar yanmasın, biz çok yandık. Katil cezasını buldu, çok şükür adalet yerini buldu" ifadelerini kullandı. Yozgat’ta 28 Mart 2023 tarihinde M.T., boşanma aşamasındaki karısını bıçaklayarak öldürmüş, kayınvalidesini ise çeşitli yerlerinden bıçaklayarak ağır yaralamıştı. Olay sonrası gözaltına alınan M.T., çıkarıldığı mahmekece tutuklanmıştı.
Ankara Ortaokullu bilimseverler çevreci projeleriyle dikkat çekti Ankara Şehitlik Ortaokulu öğrencileri, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarı kapsamında tasarladıkları projeleri sergiledi. Öğrencilerden Eren Nadir Bostancı ve Anıl Yıldız, süt kutularında kullanılan dikdörtgen şeklin yerine altıgen kullanmanın hem maliyeti hem de kullanılan malzemeyi azalttığını savundu. Ankara’nın Mamak ilçesinde bulunan Şehitlik Ortaokulunun öğrencileri, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarı kapsamında 17 öğretmen ve 37 öğrenci, oyun oyunlaştırma, doğal afetler ve afet yönetimi ve STEAM temalarının yer aldığı 18 projeyi okul içerisinde kurulan stantlarda sergiledi. Neme duyarlı seramik saksıdan, yağmur ve kar suyunu depolayan sistemlere kadar birçok projenin sergilendiği stantları Mamak Kaymakamı Ali Sırmalı ziyaret etti. “Gençlerimizi bilime teşvik etmek adına büyük bir fırsatın kapılarını aralıyor” Okulda Fen Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan ve projenin yürütücülüğünü üstlenen Ayten Gören, proje ve fuar hakkında bilgi vererek, “Oyun oyunlaştırma, doğal afetler ve afet yönetimi ve STEAM temalarını kapsayan 18 projeyle dolu bir TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarı’nda sizlerle bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Etkinliğimiz, bilimin ve keşiflerin önemini vurgulamak, gençlerimizi cesaretlendirmek ve onları bilime teşvik etmek adına büyük bir fırsatın kapılarını aralıyor. Bugün izleyeceğiniz her bir proje; öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin birlikte yürüttüğü uzun ve titiz bir hazırlık sürecinin ürünüdür. 17 öğretmen ve 37 öğrenci, bu projeleri hayata geçirmek için özverili çalışmaları bu etkinliğin başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağladı. Bu fuarda sergilemen projeler, toplumsal sorunlara çözüm arayışlarının bir yansımasıdır. Gençlerimizin, doğal afetlerle mücadele, oyunlaştırma ile eğitim ve STEAM alanındaki yeniliklerle dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirme konusundaki farkındalığı, kararlılığı geleceğe dair umutlarımızı artırıyor” ifadelerini kullandı. Süt kutularını dikdörtgen yerine altıgen yapmak maliyeti azaltıyor Eren Nadir Bostancı ve Anıl Yıldız hocalarıyla birlikte süt kutularında kullanılan malzemelerin maliyetini azaltacak ve çevreye daha az zarar verecek çevreci bir proje yaptıklarını kaydederek, “Günümüzde kullanılan 1 litrelik dikdörtgen süt kutularını inceledik. Aynı miktarda süt alabilecek fakat daha az malzeme kullanabileceğimiz bir süt şişesi yapabilir miyiz diye düşündük. Bu projeyi yaparken doğadan yola çıktık. Arıların bal peteklerini neden altıgen şeklinde yaptıklarını inceledik. Eğer biz de bu şekilde yaparsak maliyeti artıracak mı azaltacak mı diye hesaplama yaptık. Hesaplamalarımız şu şekilde oldu. Dikdörtgen prizmada 1 litrelik bir süt için 700 santimetrekare bir alana ihtiyaç duyuyorken, altıgen prizmada bu sayı 562 santimetrekare bir alana ihtiyaç duyuluyor. İkisini karşılaştırdığımızda yüzde 20’lik bir tasarruf elde etmiş oluyoruz. Bunu günlük hayata geçirdiğimizde hem doğaya hem çevreye hem geri dönüşüme hem de maliyete katkı sağlamış oluyoruz” şeklinde konuştular.