TEKNOLOJİ - 25 Temmuz 2017 Salı 16:02

Dünya’da 100’den fazla ülkede 11 dilde oynanan Türk oyunu: ZULA

A
A
A
Dünya’da 100’den fazla ülkede 11 dilde oynanan Türk oyunu: ZULA

Yüzde 100 Türk yapımı ilk ve tek MMOFPS oyunu Zula, Türkiye ve Dünya’da hızla büyüyor. Dünyada 100’den fazla ülkede ve 11 dilde oynanan oyun, 5 milyon oyuncu sayısını aştı. Oyunun yapımcısı InGame Group, İstanbul’da düzenlenecek Zula Dünya Şampiyonası’na hazırlanıyor.

Türk mühendis ve tasarımcılar tarafından geliştirilen oyun, bu sektörde çalışmak isteyenlere de model oluşturuyor. Bizden karakterlerin olduğu Zula’ya sahip çıkan oyuncular, fikirleriyle Zula’yı destekliyor. En son eklenen Çanakkale haritası oyuncuların isteği ile geliştirildi ve oyuna açıldı. 

Tek odalı ofisten Dünya markasına uzanan yol...

InGame Group tarafından geliştirilen Zula’nın arkasında tam anlamıyla idealist bir ekibin geceli gündüzlü çalışması var. Arkadaş ofisindeki küçük bir odada başlayan macera bugün 100’den fazla ülkede 11 dilde oynayan Zula başarısını getirmiş. InGame Group Yöneticisi Özgür Soner Zula’nın başlangıç hikayesini şöyle anlatıyor: “2000'li yılların başında Dinç İnteraktif'te çocukluk hayalim olan oyun geliştirme alanında çalışmaya başladım. Sonrasında Nintendo platformu için oyun geliştirdim. Çeşitli projelerde programcı, oyun tasarımcısı ve ekip lideri olarak çalıştım. ‘Futbol Menajer, Bilardo Magic’ ve ülkemizde çok sevilen ‘İstanbul Kıyamet Vakti’ gibi önemli oyunlarda hep ekibin içindeydim. 2009 yılında firmanın Türk Telekom'a satılmasıyla Tuncay Büyükoğlu ile tanıştık. Zula’nın temeli bu tanışmaya dayanıyor. Birlikte ‘I Can Futbol’ oyunu ile başarılı bir lansman gerçekleştirdik. 2012 yılında artık kendi projemizi yapma vaktinin geldiğine karar verdik ve Türk Telekom grubundan ayrıldık. İlk çalışma yerimiz bir arkadaşımızın ofisindeki kullanılmayan küçücük bir odaydı. 5 yıllık bir emekle bugün Türkiye'de pazar lideri olan, Dünyada da hızla büyüyen Zula'yı yaptık. Harika bir ekibimiz var, o küçücük odada başlayan çalışma, şimdi kendi yerimizde ve 40 kişilik bir ekiple devam ediyor. Geriye dönüp baktığımda iyi ki hayal etmişiz ve iyi ki o küçük odada, tek bir masa etrafında hiç bıkmadan çalışmışız diyorum. Brezilya’dan başladık, şimdi 100’den fazla ülkedeyiz. Zula’nın oynandığı ülkelerin olduğu Dünya haritasına baktığımızda büyük mutluluk duyuyoruz. Bu ülkelere Zula ile birlikte aslında Türkiye’yi de götürüyoruz, bir noktada Türkiye’nin tanıtımını yapıyoruz. Zula ile gerçek bir başarı ve mutluluk yaşıyoruz. Aynı mutluluğu konsollar ve mobil dahil olmak üzere tüm oyun platformlarında yayınlanacak olan Bilardo oyunumuzda da tekrar etme azmi ve heyecanıyla çalışmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda Türkiye’de oyun sektörünün büyümesi ve gelişmesi için çaba harcıyoruz. 

Yüzde 100 Türk oyunu…

Özgür Soner oyunun bu kadar sevilmesini, Türk Mühendis ve tasarımcılar tarafından yapılmasının yanı sıra karakterlerin bize çok yakın olmasına bağlıyor: “Zula oynarken bir anlamda kendinizi evinizde gibi hissedebilirsiniz. Karakterler Türk geliştiricilerin elinden çıktığı için birebir olarak bizleri yansıtıyor. Bir çok oyuncu bu nedenle karakterleri kendilerine ya da yakınlarına benzetiyor. Haritalarda genellikle kendi kültürümüzü yansıttığımız için oyunculara hiç yabancı gelmiyor. Haritalar da Üsküdar, Trabzon, Uzungöl, Safranbolu, Çanakkale gibi bilinen yerler olunca ilgi daha da arttı. Bizim için anlamlı olan haritalar gibi önemli günleri de unutmuyoruz. 29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs’ta kutlamalar; Ramazan boyunca Zula’da sahur – iftarda vakit hatırlatması, mahya ve tanıtımlar, bayramda torpiller, zillere basıp kaçan çocuklar vardı.”

Başka oyunlarda olmayan etik kurallar...

“Zula’yı rakiplerinden ayıran özelliklerin başında hilesiz olması geliyor. Sürekli yenilenen içeriğin yanı sıra oyuna, ortalama her ay büyük bir güncelleme geliyor.” diyen Özgür Soner “Bunun haricinde bazı konular bizim için çok önemli, mesela Zula'yı 15 yaşının altında oyuncuların oynamasını önermiyoruz. Web sayfamıza kayıt olurken oyuncularımızı bu konuda uyarıyoruz. Oyuncularımızın tüm zamanlarını oyunda geçirmesini de istemiyoruz. Bu nedenle oyunda saat başı ne kadar süredir oyunda olduğunu hatırlatıyor ve biraz dinlenmelerini otomatik olarak öneriyoruz. Ayrıca oyun içerisinde oyuncuların birbirine yaklaşımı bizim için çok önemli. Küfür ve benzeri rahatsız edici bir durumun yaşanmaması için oyun içi şikayet sistemi kurduk. Bu şikayetler gün içerisinde değerlendiriliyor ve bu eylemi gerçekleştiren oyuncular oyundan uzaklaştırılıyor.” şeklinde konuştu.

Oynayanlar istedi, Zula’ya Çanakkale haritası eklendi…

Yerel içeriklerin olduğu Zula’da Üsküdar, Çanakkale ve Safranbolu gibi haritalar yoğun ilgi görüyor. Oyuncularla sürekli yakın iletişim halinde olan ekip yaptığı anketlerle oyuna eklenecek içeriğe, oyuncularla birlikte karar veriyor. Bunun en büyük ve en yakın örneği Çanakkale haritası. Özgür Soner “Zula’yı oynayanlardan gelen bilgiler, anket sonuçları bizim için çok önemli.” derken “Zula duyurulduğu ilk günden bu yana her zaman oyunculardan yana olmayı tercih etti. Geliştirme sürecinde onlardan aldığımız görüşlerin büyük bir bölümünü hayata geçirdik. Son olarak çok istedikleri Çanakkale haritasını da Zula'ya ekledik.”

Safranbolu ve Üsküdar en beğenilen haritalar…

Zula'nın hedefi Türkiye'den sonra Dünya'nın farklı ülkelerinde geniş kitlelere ulaşarak global bir başarı hikayesi oluşturmak. Soner hedeflerini gerçekleştirmeyi, sadece Ingame Group için değil aynı zamanda bu sektörde yer bulmak isteyenler için de önemsiyor: “Kısa sürede Zula’yı Dünya markası yaptık. Bunu sadece ticari bir başarı olarak görmüyoruz. Aynı zamanda Türk oyun sektöründe iyi bir örnek oluşturarak yeni kurulacak firmaların önünü açmayı ve sektörü büyütmeyi hedefliyoruz. Oyunumuzu Türkiye'den sonra ilk olarak Brezilya'da yayınladık. Kısa sürede büyük beğeni kazandı. Sonrasında Avrupa, Latin Amerika, Günay Amerika ve İran'da oyunumuz yayınlandı. Bunun tabii bir de ülke tanıtımı açısından faydası var. Bizlerin çok beğendiği Safranbolu evleri, Trabzon Uzungöl gibi doğa ve tarih harikası yerlere artık yabancı dostlarımız da aşina oldu ve bu yerleri çok beğendi. Düşünsenize Brezilya’da, Peru’da çocuklar Safranbolu evleri arasında oyun oynuyorlar. Bu gerçekten gurur verici.”

İlk Dünya Şampiyonası Türkiye’de olacak...

Dünyada gittikçe daha fazla izleyici bulan, sponsorların dikkatini çeken e-spor takımları Türkiye’de de çok konuşulmaya başladı. Özgür Soner Zula’nın bu konuda e-sporcuları desteklediğini söyledi: ”Zula e-spor alanında ciddi yatırımlar yapıyor. Oyunun oynandığı tüm ülkelerde yapılan turnuvalarla en iyi Zula oynayanlar ödüllendiriyor. Şu anda Avrupa, Latin Amerika ve Güney Amerika'da Zula turnuvaları başladı. 2018 yılında bütün ülkelerin yarışacağı dev bir organizasyonla herkesi bir araya getirip bir Dünya Şampiyonası yapmayı planlıyoruz. Bunun ilki oyunun ana vatanında yani Türkiye'de olacak. Dünya’nın her yerinden en başarılı Zula’cılar Türkiye’ye gelerek Türkiye’nin tanıtımına büyük destek verecek.” dedi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı açıkladı: "Güneş kremi sadece yazın değil, kışın da kullanılmalı" Doç. Dr. Mustafa Tosun, kış aylarında düşen sıcaklık ve artan rüzgarların cilt kuruluğu ve dermatolojik hastalıkları tetiklediğini belirtti. Tosun, cilt bariyerini güçlendiren doğru bakımın ve cildi beslemenin önemine vurgu yaparak, güneş kremlerinin sadece yaz aylarında değil kış aylarında da kullanılabileceğini söyledi. Soğuk havaların gelmesiyle birlikte cilt kuruluğu, çatlama ve dökülme gibi şikayetler de görülmeye başladı. Hava sıcaklıklarının düşmesi, nem oranının azalması ve rüzgarın sertleşmesi özellikle el, yüz ve bacak bölgelerinde cildin hassasiyetini artırıyor. Bu dönemde ciltteki doğal yağ dengesinin bozulması, cilt bariyerinin zayıflamasına ve dış etkenlere karşı savunmasız hale gelmesine neden oluyor. Bu noktada cilt bariyeri ise cildi alerjenler, kimyasal maddeler, mikroplar ve soğuk hava gibi dış tehditlerden koruyan en önemli savunma hattı olarak biliniyor. Bariyerin bozulması, yalnızca kurulukla sınırlı kalmayıp egzama, kaşıntı, kızarıklık ve ikincil enfeksiyonlara kadar ilerleyebiliyor. Özellikle ileri yaş grubunda cilt daha ince ve hassas olduğundan, kuruluğa bağlı reaksiyonlar ve bacaklarda ’skuam’ adı verilen kepeklenme, pullanma gibi bulgular daha sık görülüyor. Soğuk havada çalışanlarında ise ’soğuk yanığı’ olarak adlandırılan kulak, el ve parmak uçlarında kızarıklık, ağrı ve yanık benzeri cilt hasarlarıyla karşılaşılabiliyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Tosun, kış aylarında cilt sağlığını korumaya yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Tosun, soğuğa maruz kalan insanların tedavilerinde doktorların önerdiği kremleri kullanmaları gerektiğini söyleyerek, "Özellikle deri kanseri, kış döneminde artış göstermez. Deri kanserinde en büyük etken güneş ışınlarıdır. Yine de biriken dozlarda güneş maruziyeti olacağı için vatandaşların, hem yaz hem kışın güneş kremi kullanmaları gerekiyor" dedi. "Cilt bariyeri önemlidir" Kış aylarında nemlendirici krem önerdiklerini söyleyen Mustafa Tosun, "Özellikle kış aylarıyla beraber cildimizde kuruluk, çatlamalar gibi reaksiyonlar ortaya çıkmakta. Öyle olduğu için nasıl besleniyorsak derimizin de aynı dışarıdan beslenmesi gerekiyor. O yüzden de nemlendirici kremler özellikle kış aylarında daha da sık öneriyoruz. Özellikle yaşlı hastalarda cilt kuruluğu daha fazla gözüküyor. Yine soğuk havalarla beraber ciltte kurumalar artıyor, o yüzden mutlaka hastaların günde 2 defa nemlendirici krem kullanmasını özellikle öneriyoruz. Onları daha çok öneriyoruz. Ama önemli olan alerjinin olmaması iyi bilindik markalardan olması özellikle ve sık kullanmaları. Özellikle hastaların çok elini yıkamaları, çok antiseptik gibi özellikle sağlık çalışanlarında bunu çok görüyoruz. Bu şekilde daha çok maruz kalanlar hem alerjenlere hem soğuğa maruz kalanların daha sık bu nemlendirici kremleri kullanması özellikle önemlidir. Kuruduktan sonraki süreç egzama olur. Kuruluğa bağlı, hastanın cilt bariyeri bozulur. Cilt bariyerine bağlı hastanın sekonder enfeksiyon durumları ve egzama dediğimiz kaşınmaya bağlı sekonder ortaya çıkar. O yüzden cilt bariyeri önemlidir" dedi. "Soğuğa bağlı yanıklar oluşmakta" Güneş kreminin sadece yazın değil kışın da kullanılabileceğini belirten Tosun, "Cilt bariyeri içinde yapmamız gereken en önemli şey nemlendirici krem kullanmaktır. Sıvı sabun, deterjan ve antiseptik alerjenlerden uzak durulması hem de ellerin çok sık yıkanmaması gerekir. Özellikle belli oranlarda titizlik hastalığı gibi obsesif olmaması gerekiyor. Özellikle yaşlı hastalarda bunu daha çok görürüz. Bacaklarda deri dökülmeleri kuruluğa bağlı özellikle skuam dediğimiz kepeklenmeler sık görüyoruz. Bu durumlarda ana temamız nemlendirici kremler kullanmak. Bir de ürtiker ve kurdeşen gibi soğukla bazen tetikleyen hastalıklarımız var. Cildin egzaması, saç deri egzaması ve gül hastalığı gibi durumlar soğukla tetiklenebiliyor. O yüzden bu hastalıkları da tetikleyecek düşündüğümüz için ona yönelikte hastaların tedavi olması gerekiyor. Dışarıda çalışanlar, özellikle soğukta askerler gibi veya inşaat işçileri gibi soğuk yanıkları dediğimiz kulaklarda, ellerde, parmaklarda yanıklar oluşmakta. O yüzden bu bireylerin koruyucu kullanarak ve soğuktan daha az maruz kalarak yine bizim önerilerimiz doğrultusunda tedavilere uyarak dikkat etmeleri gerekiyor. Güneş kremini yazın değil kışın kullanmaları gerekiyor. Özellikle deri kanseri, kış döneminde artış göstermez. Daha çok deri kanserin de yazın artış olur. Yine de biriken dozlarda güneş maruziyeti olacağı için vatandaşların, hem yaz hem kışın güneş kremi kullanmaları gerekiyor" diye konuştu.
Kayseri Talas’ın muhtarları Kepez’de buluştu Talas Belediyesi’nin mahallelerde güçlü iletişim ve çözüm odaklı hizmet anlayışını pekiştiren aylık muhtarlar toplantısı, bu ay Kepez Mahallesi Sosyal Tesisi’nde gerçekleştirildi. Ev sahipliğini Kepez Mahalle Muhtarı Adem Demirezen’in yaptığı buluşmada Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın ile Talas Kaymakamı İlyas Memiş, mahalle muhtarlarıyla bir araya gelerek hem değerlendirmelerde bulundu hem de birlik ve dayanışma mesajları verdi. Geniş katılım, ortak akıl Toplantıya İlçe Emniyet Müdürü Enis Şimşek, İlçe Jandarma Komutanı Fatih Özer, Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Yasin Harmancı, Talas Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Alaattin Kayabaşı, Anadolu Muhtarlar ve Mahalli İdareler Dernek Başkanı ve Barbaros Mahalle Muhtarı Levent Karakaya da katıldı. Buluşmada mahallelerin ihtiyaçları, devam eden çalışmalar ve sosyal destekler ele alındı. Başkan Yalçın: "Muhtarlarımız sahadaki gözümüz, kulağımız" Toplantıda konuşan Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, muhtarların vatandaşla devlet arasında en güçlü köprü olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Muhtarlarımız vatandaşlarımızın en yakınında bulunan insanlar. Devlet ve belediye adına hizmet ediyorsunuz. Vatandaşlarımızın size ilettiği talepleri bizlere ulaştırıyorsunuz, biz de gücümüz yettiğince yerine getiriyoruz. Yüzümüzü yere baktıracak yapılmadık iş kalmadı. Kıyafetinden yakacağına, yiyeceğine kadar kimin ihtiyacı varsa bize bildirin." Kırsaldaki öğrencilere sürpriz Sosyal destek çalışmalarına da değinen Başkan Yalçın, hayırseverlerin katkılarıyla okullardaki tüm öğrencilere kışlık ayakkabı dağıtımı yapılacağını belirterek, önümüzdeki günlerde mont dağıtımının da gerçekleştirileceğini ifade etti. Başkan Yalçın, "Allah hayır sahiplerimizden razı olsun" dedi. Kaymakam Memiş: "Başka ilçelerde pek örneği yok" Talas Kaymakamı İlyas Memiş ise muhtarlar buluşmasının örnek bir çalışma olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu toplantılar gerçekten çok kıymetli. Başka ilçelerde çok fazla örneği olmayan bir program. Hem muhabbetin olduğu hem de mahallelerimizin konularının görüşüldüğü güzel bir ortam. Başkanımıza özellikle teşekkür ediyorum." Devletin sosyal yardım imkânlarına da değinen Kaymakam Memiş, 15 farklı alanda yardım kalemi bulunduğunu hatırlatarak, bu desteklerin hak sahiplerine ulaştırılmasında muhtarlara önemli görevler düştüğünü vurguladı. Muhtarlardan teşekkür Toplantının ev sahibi Kepez Mahalle Muhtarı Adem Demirezen, yapılan hizmetlerden dolayı teşekkür ederek bu buluşmalardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Yenidoğan Mahalle Muhtarı Adem Atasoy ise, "Muhtarlar olarak her zaman ne desek yardımcı oldunuz. Her konuda her yerde işi bitirdiniz. Allah razı olsun başkanım" sözleriyle Başkan Yalçın’a teşekkür etti.