EKONOMİ - 02 Aralık 2008 Salı 16:56

Ertürk'ten "porno ile ahlak" benzetmesi

A
A
A
Ertürk'ten "porno ile ahlak" benzetmesi

TMSF Başkanı Ertürk, Hacettepe Üniversitesi Ekonomi Topluluğu'nun düzenlediği toplantıya katılarak, 'Küresel Mali Kriz ve Bankacılık Sistemimiz' konulu bir konferans verdi.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, mevduat garantisinin arttırılmasının olumsuz etkilerine dikkat çekerek, "Bankalar 'Nasıl olsa topladığım mevduatı ben ödeyemezsem devlet ödeyecektir' inancında olduğu için normalde veremeyeceği faizleri vermeye başlıyor. Mevduat sigortacılığının güvencenin artmasının böyle olumsuz bir etkisi var. Bu asla yapılmaması gereken bir şey demiyorum. Ama bu yapılması gerektiği zaman bu tedbirlerin olumsuz etkilerini dengeleyecek şeyler
yapmak gerekiyor" uyarısında bulundu. Ertürk, mevduat garantisiyle ilgili kapsamın ve tutarın Bakanlar Kurulu'nun yetkisinde olduğunu ancak sigorta prim miktarı ve modelinin TMSF tarafından belirleneceğini kaydetti.

TMSF Başkanı Ertürk, Hacettepe Üniversitesi Ekonomi Topluluğu'nun düzenlediği toplantıya katılarak, 'Küresel Mali Kriz ve Bankacılık Sistemimiz' konulu bir konferans verdi.

Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'nde bulunan İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Tuğrul Çubukçu Salonu'ndaki konferansa üniversite yönetiminden ve öğretim görevlilerinden kimsenin katılmaması dikkat çekti. Konuşmasına üniversite hocalarına sitem ederek başlayan Ertürk, "Üniversite yönetiminden kimse yok. Hocalarımızın sizleri yalnız bırakmamasını isterdim" dedi.

Türkiye'nin bu krizi 2008'in sonbaharından itibaren konuşmaya başladığını belirten Ertürk, "Burada bir geç algılama mı söz konusu, yoksa Türkiye dengelerinin gerçekten krizden kendini korumuş olması mı, bunu bilemiyorum. Burada gazeteci arkadaşlar var, onun için biraz politik konuşmam gerekiyor. Ama Türkiye her zaman geleneksel bir 'bize bir şey olmaz' refleksi sergiliyor her zaman. Bize bir şey olmaz diyoruz, ama trafikte her gün yüzlerce ölü veriyoruz. Bize bir şey olmaz diyoruz, hastanelerde çok sayıda kötü olay yaşıyoruz. Bize bir şey olmaz diyoruz, ekonomide bazı dengesizlikler ağırlaşıyor ve çözümü daha kolayken çözümü daha da güçleştiriyor. Bu tabii genel bir yaklaşım, gündelik hayatta var, eğitimde var, her tarafta var. Ama ekonomideki bu rahatlık, bu refleks bazen tehlikeli sonuçlar yaratabiliyor" uyarısında bulundu.

Mevduata garanti uyarısı

"Bu krizden dersler çıkarılmalı ve sorgulanmalı" diyen Ertürk, piyasanın her şeyi daha iyi regüle edeceği yaklaşımının bu krizle sarsılmaya başladığını söyledi. 1994 yılında bankalar sıkıntıya girdiğinde mevduata yüzde 100 güvence verildiğini dile getiren Ertürk, mevduat güvencesinin arttırılmasının olumsuz etkileri olacağına dikkat çekti.

Ertürk, şunları söyledi:

"Şimdi mevduata yüzde yüz güvence demek; devlet bütün bankacılık sistemindeki mevduatı, mevduat yükümlülüğünü bankaların üstleniyor demektir. Şimdi bir bankacı, normal şartlarda 'Nasıl olsa benim aldığım mevduatı, topladığım mevduatı ben ödeyemezsem devlet ödeyecektir' inancında olduğu için normalde veremeyeceği faizleri vermeye başlıyor. O yüksek faizlerle daha fazla mevduat toplamaya başladılar. Demek ki mevduat sigortacılığının güvencenin artmasının böyle olumsuz bir etkisi var. Tabii bu şu anlama gelmiyor; bu asla yapılmaması gereken bir şey. Ama bu yapılması gerektiği zaman bu tedbirlerin olumsuz etkilerini dengeleyecek şeyler yapmak gerekiyor."

Finans sektörüne ahlak göndermesi

TMSF Başkanı Ertürk, konuşmasında finans sektörüne 'ahlak' uyarısı da yaptı. Krizin ahlaki bir boyutunun da olduğuna işaret eden Ertürk, yurt dışında katıldığı finansal toplantıda akademisyenlerin finans sektörüyle ahlak ilişkisini 'porno ile ahlak' ilişkisine benzettiğini kaydetti.

Finansçıların bu benzetmeye biraz alınabileceğine işaret eden Ertürk, finans sektörünün kendine özgü kuralları olduğunu söyledi. Ertürk, "Evet, finans sektörü ahlak alanı değil, bir kazanç alanı denilebilir. Ancak bu yanlış bir görüştür. Anlatılmak istenen geleneksel bir ahlak anlayışı değil. Risk alırken toplumun riskinin yükselmemesi için kurallara uymadır. Kendiniz dışındaki birimlere zarar vermeme kuralıdır" şeklinde konuştu.

Ertürk, yaşanan krizin son yüzyılın en büyük krizi olduğunu, ancak Türkiye'den kaynaklı bir kriz olmadığını kaydetti. Krizin 'V' tipi değil 'L' tipi olduğunu dile getiren Ertürk, "Ne kadar süreceğini bilmiyoruz ama bu krizin yükselişe geçmeden önce bir süre durgunluk sürecinde devam edeceğine işaret ediyor" dedi.

Son dönemde yaptığı açıklamalarla AK Parti kurmaylarının tepkisine yol açan TMSF Başkanı Ertürk, bu durumdan da yakınarak, "Maalesef son dönemde çok konuşmak mayın tarlasında yürümeye döndü. Her konuştuğumuzdan farklı anlamlar çıkarmaya başladılar" dedi. Merkez Bankası ile ilgili de bazı tespitlerde bulunacağını, ancak bundan farklı anlamlar çıkarılmaması ricasında bulunan Ertürk, merkez bankalarının faiz politikalarını yükseltmelerinin ve düşürmelerinin amaçladığının çok ötesinde ekonomik yansımalara yol açtığını söyledi.

Ertürk, "Merkez bankaları sadece kendileri için tanımlanan alanda etki yaratmıyor. Kontrol edilemeyen geniş alanlarda etki oluşturuyorlar. Merkez Bankası'nın faiz enstrümanları çok daha etkileyici enstrümanlar olduğu için ona daha ağırlık vermeliyiz" diye konuştu.

'Ne politikacılar ne bizler rahatlamaya kapılmamalıyız'

Ertürk, tüm kesimleri rehavete kapılmaması konusunda da uyararak, şu tespitlerde bulundu:

"Ne biz, ne politikacılar ne bankacılar hiçbir zaman şöyle bir rahatlamamaya kapılmamalı: 'Yani bütün dünyada bu kriz oluyor. Demek ki bu kriz çok olağan bir şey. Herkesin başına gelebilir bir durum. O zaman biz niye bu kadar gürültü kopardık, niye bu kadar yakındık'. Hayır bu olağan dışı bir durumdur. Olağan bir durum değildir.

Kriz her zaman olağan dışı bir durumdur. Hiçbir zaman olağan görülmemelidir. Ayrıca Türkiye'nin geçmiş yıllarda, 90'lı yıllarda yaşadığı ve 2000'lerin başında yaşadığı kriz daha çok yolsuzluğa bulaşmış bir kuralsızlığın sonucuydu. Oysa dünyada bugün gelişmiş ülkelerde gördüğümüz kriz daha çok risk yönetimiyle ilgili. Risk yönetiminin boyutunun daha fazla öne çıktığı bir krizdir."

Ertürk, bir gazetecinin mevduata garanti konusunda Bakanlar Kurulu'na yetki verilmesi konusunda TMSF'nin devreye gireceğini hatırlatması ve bu konuda bir çalışma yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine, "İstanbul'da olduğum için bu konuyla ilgili çalışmaları çok yakından izleyemiyorum. Yasama sürecinde bizim görüşlerimiz ve önerilerimiz dikkate alınmıştır. Şu anda Bakanlar Kurulu'na yetki verilmiş durumdadır. Bakanlar Kurulu'nun o yetkisini kullandıktan sonra bizim devreye girmemiz gerekiyor. Sigorta
prim miktarını, oranlarını ve onun modelini belirleme yetkisi bizde. Dolayısıyla sigortanın kapsamı belirlendikten sonra alt düzeydeki teknik çalışmaları biz yapacağız. Ama o kapsam ve tutarın belirlenmesi yetkisi artık Bakanlar Kurulu'na geçmiş durumda. Onu hep birlikte göreceğiz, nasıl kullanılacağını" şeklinde konuştu.

DEVLET ARIK - ANKARA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kırıkkale’de "kız meselesi" nedeniyle çıkan kavgada 3 kişi yaralandı: 5 gözaltı Kırıkkale’de iki grup arasında "kız meselesi" nedeniyle çıkan tartışmanın silahlı kavgaya dönüşmesi sonucu 3 kişi yaralanırken, olayla ilgili 5 şüpheli gözaltına alındı. Olayın ardından firar eden 3 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışma başlatıldı. Olay, Sanayi Mahallesi Alparslan Türkeş Bulvarı üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, O.D. (29), Y.K.K. (21), Y.Ö. (19) ile M.D. (19), T.C. (21), Y.K. (21), M.D. (17), M.K. (23), H.M.C. (23), U.K. (18) ve A.A.U. isimli şahıslar arasında "kız meselesi" nedeniyle tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışmanın silahlı kavgaya dönüşmesi üzerine, O.D. tüfekle, Y.Ö. bıçakla, Y.K.K. ise darp edilerek yaralandı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri, yaralılara ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Yaralılar, ambulanslarla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastanede tedavileri süren 3 yaralının da hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Saldırının ardından araçla kaçan şüpheliler, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Olayla bağlantılı olduğu belirlenen H.M.C., U.K. ve A.A.U. isimli firari şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü bildirildi. Silahlı kavganın yaşandığı bölgede Olay Yeri İnceleme ekiplerince yapılan çalışmada, bir adet tabanca ile 4 adet kovan ele geçirildi. Şüphelilerin yakalandığı araçta ise bir adet av tüfeği ve sentetik ecza hapı bulundu. Şüpheliler hakkında "kasten yaralama", "mala zarar verme" ve "genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçlarından adli işlem başlatılırken, her iki tarafın da çeşitli suçlardan sabıkalarının bulunduğu öğrenildi.