DÜNYA - 29 Haziran 2021 Salı 18:01

Gamaleya Enstitüsü: 'Sputnik V Delta mutasyonuna karşı yaklaşık yüzde 90 etkili'

A
A
A
Gamaleya Enstitüsü: 'Sputnik V Delta mutasyonuna karşı yaklaşık yüzde 90 etkili'

Gamaleya Enstitüsü Direktör Yardımcısı Denis Logunov, Rusya’nın korona virüse (Covid-19) karşı geliştirdiği Sputnik V aşısının Covid-19'un Delta mutasyonuna karşı etkinlik oranının yüzde yaklaşık 90 etkili olduğunu duyurdu.

Rusya’da, korona virüs (Covid-19) ile mücadele kapsamında Rus bilim insanları tarafından Covid-19'a karşı geliştirilen Sputnik V, CoviVac ve EpiVacCorona aşıları uygulanmaya devam ederken, tüm aşılama ve tedbirlere rağmen Covid-19'un Delta mutasyonunun vaka ve can kaybı sayılarında artışa neden olması yetkilileri harekete geçirdi.

Dünyanın ilk tescilli aşısı olma özelliğini taşıyan Sputnik V aşısının geliştiricisi Gamaleya Enstitüsü’nün Direktör Yardımcısı Denis Logunov yaptığı açıklamada, Sputnik V aşısının Covid-19'a karşı etkinlik oranının yüzde 92, Delta mutasyonuna karşı etkinlik oranının ise yüzde 90 dolaylarında olduğunu kaydetti. Logunov, "Delta mutasyonunda aşının etkisinde hafif bir azalma görüyoruz. Bu, Sputnik V aşısında yüzde 2,6 dolaylarında bir azalma. Bu oran, yabancı aşılarda 3 ile 5 oranları arasında değişiyor. Aşının Delta mutasyonuna karşı etkinlik oranı yüzde 90 dolaylarında" ifadelerini kullandı.

Ayrıca Logunov, enstitü olarak tüm verileri topladıklarını ve toplanan verileri istatistiksel olarak devletin sağlık sistem veri tabanına işlediklerini belirtti.

Erhan Altıparmak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Doybox Bidaa, WorldFood İstanbul 2024’ün yıldızı oldu Doybox Bidaa, Türk gıda sektörünün en önemli buluşma noktalarından biri olan 32. WorldFood İstanbul Uluslararası Gıda Ürünleri Teknolojileri Fuarı’nda, bu yıl da ilgi odağı oldu. Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da fuarda yerini alan Bidaa ürünleri, 80 ülkeden gelen 900’ü aşkın profesyonel ziyaretçiden tam not aldı. Fuarda hızlı tüketim noktaları olan “Bidaa Dükkan” konsepti ve tam otomatik çorba makineleri “Doymatikler” ile dikkat çekti. BİDAA markasıyla ve ‘Geleneğin Pratik Tadı’ mottosuyla üretilen yeni nesil hızlı tüketim ürünleri, restoranlar ve fast food işletmelerinde maliyet ve zaman avantajları sağlamasıyla öne çıkıyor. Özellikle geleneksel tatların doğallığıyla sunulması, tüketicilerden büyük ilgi görüyor. Bidaa Dükkân konseptiyle, son tüketicilere 3 dakika içinde hazırlanabilen, tamamen doğal ve ev yemeği lezzetinde ürünler sunuluyor. Ayrıca, tam otomatik çorba makineleri Doymatikler, doğal ve lezzetli çorbaları 24 saat boyunca taze tutarak tüketicilere ulaştırıyor. Doybox Bidaa’nın hedefi, Bursa’dan başlayarak tüm Türkiye’ye yayılacak bir ‘BİDAA Dükkan’ zinciri kurmak. Bu hedef doğrultusunda adımlarını atan şirket, perakende pazarına da güçlü bir giriş yapmayı planlıyor. Doymatik çorba makineleri ise 24 saat boyunca sıcak çorba sunma imkânıyla hızlı tüketim noktalarında önemli bir çözüm ortağı oluyor. Doybox Bidaa, tam otomatik çorba makineleri olan Doymatikleri de fuarda tanıttı. Uzun süren ar-ge çalışmaları sonucunda geliştirilen bu makineler, özellikle hızlı tüketim noktalarında pratik ve lezzetli çözümler sunarak sektörde farkını ortaya koyuyor. Yankı Yemek A.Ş ve Doybox A.Ş CEO’su Coşkun Dönmez, tüketici alışkanlıklarının hızla değiştiğini vurguladı. Özellikle 35 yaş altı gençlerin zamanlarının büyük bölümünü ev dışında geçirdiğini belirten Dönmez, evde yemek yediklerinde bile önceden pişirilmiş, hızlı hazırlanabilen yiyecekleri tercih ettiklerini söyledi. "Yemek sektöründe 35 yılı aşan tecrübemizle, geleneksel ev yemeği lezzetinde, tamamen doğal ve hızlı hazırlanabilen yiyecekler üretiyoruz," diyen Dönmez, Ev Dışı Tüketim (EDT) pazarında yenilikçi çözümler sunmaya devam edeceklerini belirtti. Coşkun Dönmez, bu yıl 3-6 Eylül tarihlerinde düzenlenen WorldFood İstanbul Fuarı’nda, 80 ülkeden gelen 900’den fazla profesyonel ziyaretçiye yeni ürünlerini ve Bidaa Dükkân ile Doymatik projelerini tanıttıklarını söyledi. Dönmez, "Tüketim alışkanlıklarının değiştiği yepyeni bir döneme girdik. Doybox Bidaa olarak bu sürece tam anlamıyla hazırız" diyerek sözlerini tamamladı.
Denizli Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: “Ayşenur Ezgi Eygi’nin dosyasını tüm delilleriyle beraber ibraz edeceğiz ve sonuna kadar onun haklarını savunacağız” Denizli’de AK Parti Türkiye Buluşmaları toplantısına katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’nin AK Parti döneminde değişen adalet sistemi hakkında açıklamalarda bulundu. Batı Şeria’da İsrail askerlerince öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi hakkında da konuşan Bakan Tunç, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız iç hukuktan kaynaklana n soruşturma yetkisini kullandı ve soruşturma başlattı. Elimizde deliller, görüntüler var. O saldırganların kendi ülkemizde de yargılanması ve uluslararası alanda yakalanması için soruşturmamızı başlattık” dedi. Bir dizi ziyaret kapsamında kente gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Denizli İl Başkanlığı’nda düzenlenen AK Parti Türkiye Buluşmaları toplantısına katıldı. 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini hatırlatan Bakan Tunç, “2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimleri geldiğinde vesayetçi anlayış devreye girdi. ’Cumhurbaşkanını meclise seçtirmeyiz’ dediler. Anayasa değişti mi? Hayır. Eskiden meclis seçiyordu. Mecliste Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldığında geçerli bir seçim olmasına rağmen dönemin YÖK Başkanı ‘Bu seçim geçersizdir’ diyebildi. YÖK Başkanı TBMM’de yapılan bir seçim için geçersizdir diyebiliyordu. O günlerden bugüne gelindi. Bugün duayen denilen gazeteciler, köşe yazılarında ahkam kesen gazeteciler, sosyal medyada kanalları olan yaşlı başlı, kelli felli gazeteciler o gün Genelkurmay Başkanının karşısına geçip ‘Meclisteki yapılan seçim ile ilgili karşı çıkmayacak mısınız’ dediler. O da ‘Evet, karşı çıkıyoruz’ dedi. Maalesef böyle dönemlerden geldik. Mecliste yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri iptal edildi. Referandumda bu kez Türkiye’nin ana muhalefeti bu kez halkta seçemez dedi. Böyle bir ortamlardan geçtik biz” dedi. “Darbecilerin yanında saf tutan, milletin hakkını hukukunu savunmayan bir yargı vardı” Türkiye’nin yakın tarihinden hatırlatmalar yapan Bakan Tunç, AK Parti’nin 2008 yılında Laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle dava açıldığını ve 1 oy ile partisinin kapatılmaktan kurtulduğunu söyledi. 2012 yılında yaşanan MİT krizine de değinen Bakan Yılmaz Tunç, Türkiye ekonomisinin en parlak dönemi olarak gösterilen 2013 yılında Gezi Olayları ile Türkiye’de sokak darbesi yapılmaya çalışıldığını söyledi. Vesayetçi anlayışın başarılı olamadığı bu girişimlerin ardından önce emniyet yargı darbesi ardından ise 2016 yılında FETÖ’nün darbe girişimiyle hükümeti düşürebilmeyi amaçladıklarını ifade eden Bakan Tunç, “2016 yılına geldiğimiz zaman 15 Temmuz’da AK Parti iktidarını sona erdirmek ve Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan düşürmek için dışarıdan destekli eli kanlı FETÖ teröristleri 15 Temmuz gecesi tankları milletimizin üzerine sürdü. Cumhurbaşkanımız ‘Haydi milletim meydanlara ülkemize sahip çıkıyoruz’ dediğinde milletimiz meydana koştu. Yargı mensuplarımız adliyelere koştu ve o kahraman savcılarımız hemen o teröristler hakkında yakalama kararları çıkarttılar. Şimdi onların yargılamaları birçoğu bitti ve hapiste cezalarını çekiyorlar. Bu ülkede geçmişte de darbeler oldu. Bu ülkede 27Mayıs Darbesine bu ülkenin yargısı karşı gelmediler ve darbecilerin yanında durdu. Milletin hakkını savunacaklarına darbecilere savundular. Böyle bir yargı vardı. 12 Eylüle geldiğimiz zaman bir sağdan bir soldan idam kararları veren bir yargı vardı. Darbecilerin yanında saf tutan milletin hakkını hukukunu savunmayan bir yargı vardı. Sonrasında 28 Şubatta da aynı şekilde darbecilere destek veren bir yargı vardı. Bu bizim yargı tarihinin üzülerek söylüyoruz kara lekeleridir ama 15 Temmuz’a geldiğimizde Türk yargısının halka nasıl savunduğunu, nasıl milli iradenin yanında olduğunu hep beraber gördük” şeklinde konuştu. “Darbe anayasadan kurtulma mücadelesini hep beraber vereceğiz” Türkiye’nin darbe anayasasından kurtulması gerektiğini vurgulayan Bakan Tunç, “İnşallah Türkiye Yüzyılının başında darbe anayasadan kurtulma mücadelesini hep beraber vereceğiz. 184 kez değişikliğe uğrayan anayasanın maddeler arasındaki bütünlüğü bozulduğunu görüyoruz. Burada anayasamızın gerçekleştirmiş olduğumuz gerek 2010 gerek 2017’de değişikliklerinde özellikle demokratik hukuk devletlerinde standardını daha da güçlendiren, yüksek standartlı bir demokrasi ülkemize kavuşturan değişikleri de muhafaza ederek, bir toplum sözleşmesi yaparak Türkiye Yüzyılına başlamamız lazım. Anayasamızda hak arama yollarını arttıran çok önemli düzenlemeler yaptık. Bunları uygulamamız lazım. Kamu denetçiliği kurumunu geliştirmemiz lazım. Vatandaşlarımızın idare ile ilgili bir sorunu olduğunda mahkemeye gitmeden kamu denetçisine giderek sorunu çözebilmesi imkanını biz getirdik. Kişisel verilerin korunması, özel hayatın korunması bunlar önemli insan hakları. Bu ülkede bir daha darbe olmasın yargımız, hukukumuz, milli irademizin yanında olsun, hukuk devletinin yanında olsun diye önemli yapısal reformlar yaptık. Anayasa Mahkemesinin yapısı, HSK’nın yapısı, askeri şuranın yapısı. Yeni anayasa için bir sebep bile yeterli. Darbecilerin yazdırdığı bir anayasa ile demokratik hukuk devletinde yolumuza devam etmemiz lazım” ifadelerini kullandı. “Ekonomi yönetimimiz tekrardan tek haneli rakamlara düşürecek” 6 Şubat depremleri ve çevre ülkelerde yaşanan olumsuzlukların Türkiye için ekonomik etkileri olduğunu belirten Adalet Bakanı Tunç, “Ülkemiz 6 Şubatta büyük bir deprem yaşadı. Şimdi hızlı bir şekilde şehirleri yeniden inşa etme gayretindeyiz. Bir taraftan yukarımızda Rusya ile Ukrayna savaşı ekonomik anlamda en çok bizi etkiledi. Hemen aşağıda Gazze savaşı bir taraftan Suriye’nin kuzeyinde terör devleti kurma çabaları onu önlemek için çabamız devam ediyor. Öncesinde pandemi ile geçen kapalı kaldık. Tüm bunlar üst üste geldi. Bu etkenlerle ekonomimiz olumsuz etkilendi bunu kabul etmemiz lazım. Son 5 yıl özellikle ülkemizin dışındaki gelişmelerle de ekonomimizi etkileyen olumsuzluklarla karşılaştık. Enflasyon çift haneli rakamlara çıktı. Ekonomi yönetimimiz tekrardan tek haneli rakamlara düşürecek. Halkımızın alım gücünü yine yükselterek, emeklimizin, işçimizin, memurumuzun enflasyona ezdirmeden yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu. “Ayşenur Ezgi Eygi’nin hakkını koruyacağız” Dünyadaki adaleti ve hakkı savunmaya devam edeceklerini ifade eden Bakan Tunç, 7 Ekim’den günümüze kadar Gazze’de bir soykırım yaşandığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu soykırımın sonlanması için diplomatik çalışmalara ve insani yardımları sürdürdüklerini ifade eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, uluslararası sistemin oradaki zulmü durdurmaya yetmediğini söyledi. İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail askerlerince öldürülen Türk vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi’nin hakkını koruyacaklarını ifade eden Bakan Tunç, “Ayşenur Ezgi Eygi kardeşimiz İsrailli terörist askerlerce şehit edildi. Onun hakkını hukukunu koruyacağız. Hemen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız iç hukuktan kaynaklana n soruşturma yetkisini kullandı ve soruşturma başlattı. Elimizde deliller, görüntüler var. O saldırganların kendi ülkemizde de yargılanması ve uluslararası alanda yakalanması için soruşturmamızı başlattık. Uluslararası hukukta da Ayşenur’un hakkını savunacağız. Uluslararası Ceza Mahkemesine, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyine ve Uluslararası Adalet Divanına Ayşenur Ezgi Eygi kardeşimizin dosyasını tüm delilleriyle beraber ibraz edeceğiz ve sonuna kadar onun haklarını savunacağız. Bir kez daha ailesine, milletimize başsağlığı diliyorum. Yarın inşallah onun cenaze merasiminde olacağız, dualar edeceğiz ve ailesine başsağlığı dileyeceğiz. Temennimiz bir an önce orada akan kanın durdurulması. Türkiye olarak da Uluslararası Adalet Divanına katılma dilekçemizi verdik. Uluslararası Ceza Mahkemesinde de sivil toplum kuruluşlarımız, o teröristlerin, Netanyahu başta olmak üzere bunların yargılanmasıyla ilgili çalışmaları biz Türkiye olarak sonuna kadar takip edeceğiz” dedi.
Ankara AK Parti Altındağ İlçe Kadın Kolları’ndan Filistin için hayır panayırı AK Parti Altındağ İlçe Kadın Kolları Başkanlığı, İsrail askerleri tarafından şehit edilen Ayşenur Ezgi Eygi’ye ithafen Filistin için Ankara’da hayır panayırı düzenledi. AK Parti Altındağ Kadın Kolları Başkanlığı, İsrail askerleri tarafından şehit edilen Ayşenur Ezgi Eygi’nin adına hayır panayırı düzenledi. Şehit Eygi’ye ithafen düzenlenen panayırın tüm gelirlerinin Filistinli hasta, yaşlı, kadın ve çocuklara bağışlanacağı açıklandı. Panayırda barışın ve sevginin simgesi olan güvercin uçuruldu. ‘Filistin’e mektup var’ isimli bir köşe de hazırlanarak, Filistin’e gönderilmek üzere duygu ve düşünceler yazıldı. Düzenlenen panayıra savaş bölgesinden gelen mağdurlar, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ve AK Parti Ankara milletvekilleri katıldı. “Gençler bir kişiyi örnek alacaksa Ayşenur Ezgi Eygi’yi alabilir” İsrail’in Gazze’de açık bir biçimde soykırım yaptığını söyleyen AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Geçtiğimiz haftada bir Türk vatandaşı, aynı zamanda Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi, gerçekten çok vahşi bir şekilde İsrail’in hedefi oldu. Bugün geldiğimiz noktada süper güç dediğimiz ABD’nin dahi ‘bir kazadır olur’ diyecek şekilde hafifletmeye çalıştığını ve gerçekten dünyadaki hiçbir kuruluşun gerekli cesareti gösteremediği bir noktaya evrildiğini görüyoruz. Hatırlarsınız yıllar önce kendisi de bir Yahudi olan Rachel Curry, buldozerlerin üzerine Filistinlileri korumak için yürümüştü, canından vazgeçmişti. Ancak onun bu dünyadan göçüşü başka cesaret abidelerini inşa etti. Ayşenur Ezgi Eygi de bunlardan bir tanesidir. Gerçekten Ayşenur’un örnekliği bence pek çok gence ışık olacaktır. Zira çok daha konforlu bir hayatı olabilirdi. Bildiği dillerle, üniversite mezuniyetiyle, yetkinliğiyle, genç yaşıyla çok farklı bir hayatı olabilirdi ama o mücadele etmeyi, mazlumun yanında olmayı tercih etti. Dolayısıyla her birimize de çok büyük bir örneklik oluşturmuş oldu. Gençler bir kişiyi örnek alacaksa Ayşenur Ezgi Eygi’yi alabilir. Onu yetiştiren anne babadan Allah razı olsun” şeklinde konuştu. “Gazze’de 6 tane çocuğum var” Savaş sonrası Gazze’den Türkiye’ye gelen Filistinli Saha, “Gazze’den Türkiye’ye yeğenimle birlikte geldim. Türkiye’de tedavi olması gerekti. Gazze’de 6 tane çocuğum var. Biz, gösterdikleri insani yardım için Türk milletine ve Recep Tayyip Erdoğan’a çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Gazze’deki savaştan kaçarak 4 yaşındaki çocuğu ile Türkiye’ye sığınan Azize Muse ise, “Annemin evine ziyarete gitmiştik, orada saldırı sonucunda bütün ailem yaralandı. Şu anda durumları iyi ama benim çocuğum başından yaralandı. Bütün vücudu rahatsız. Cumhurbaşkanı Erdoğan bizi Türkiye’ye getirdi. Tedavisi için buraya geldik, fizik tedavi için yardım bekliyoruz” ifadelerini kullandı.