Yetkililer, mahkumların hapishane kayıtlarının bulunduğu Civile de Port-au-Prince hapishanesini yaktığını açıklarken, başkent Port-au-Prince'teki mahkumların Cite Soleil gibi bölgelere gidip yeniden çete gruplara katılmasından endişe ediliyor.
Eder Philippe gibi yerli halk ise hapishane üzerlerine yıkılırken mahkumların kaçmaktan başka şansının olmadığını düşünüyor. Başkent Port-au-Prince'te ikamet eden Eder Philippe, "Mahkumlar da insan. Hapishane çatısı üzerlerine düştüğünde kaçmak zorunda kaldılar. Şimdi ne yapılacağı yetkililere kalmış. Ama birçok insan haksız yere hükmedilmiş. Adalete ihtiyaçları var. Ben olsam ben de aynı şeyi yapardım" diye konuştu.
Haiti'deki hapishaneler, suçlular ve duruşmasını bekleyenler için "tazyik hapsi" faaliyeti gösterirken, oldukça kalabalık hücrelerde kötü şartlarda yaşayan mahkumlar, tüberküloz ve beslenme bozuklukları gibi hastalalık riskleriyle karşı karşıya kalıyor. BM Haiti Misyonu, Haiti hükümeti ile ülkeye daha iyi bir adalet sistemi getirmek ve mahkumlara karşı insan haklarını geliştirmek için çalışıyor. BM Haiti İstikrar gücü yetkilisi Danielle Boisvert, kaçan mahkumların yüzde 80'inin henüz hüküm giymediğini ifade ediyor. Danielle Boisvert, "Mahkumların yüzde 80'inden fazlasının henüz duruşması yapılmadı.
Bu yüzden onların suçlu olduğunu kanıtlayamayız" diye konuştu. BM Haiti İstikrar gücü, 5 bin 100 mahkumun kaçtığı ve şimdiye kadar 36'sının La Cayes ve Jacmel'de yakalandığını belirtiyor. Boisvert, kaçanların çetelere yeniden katılmasa bile önceden çete üyesi olanların olduğunu söyledi. ABD ve AB'li yetkililerin başkentin daha dışında yeniden yakalanan mahkumlar için hapishane inşa etmeyi planladığı kaydedildi.








