DÜNYA - 19 Ağustos 2024 Pazartesi 14:17 | Son Güncelleme : 19 Ağustos 2024 Pazartesi 14:20

İran 1953 darbesiyle ilgili 71 yıl sonra ABD'ye dava açtı

A
A
A
İran 1953 darbesiyle ilgili 71 yıl sonra ABD'ye dava açtı

İran, 1953 yılında Başbakan Muhammed Musaddık’ın devrilmesiyle sonuçlanan darbede ABD’nin rolü nedeniyle açtığı davanın ilk duruşmasını gerçekleştirdi.

İran, İngilizlerin kontrolündeki petrolü millileştiren Başbakan Muhammed Musaddık’ın 1953’te devrilmesiyle sonuçlanan darbede ABD’nin rolü nedeniyle dava açtı. Davanın ilk duruşması dün başkent Tahran’daki 55. Uluslararası Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada çok sayıda İran vatandaşının yanı sıra Musaddık’ın torunu Mahmud Musaddık da yer aldı. Yargıç Mecid Hüseyinzade yaptığı açıklamada, davanın 20’den fazla eyaletten 402 binden fazla İran vatandaşı tarafından aralarında ABD hükümeti ve yetkililerinin de bulunduğu 6 tüzel ve gerçek kişiye karşı açıldığını belirtti.

Musaddık’ın torunu Mahmud Musaddık, yaşlılık ve sağlık sorunları nedeniyle açıklama yapamazken, yazılı açıklaması oğlu Golamali Musaddık tarafından okundu. Açıklamada, “Petrolün millileştirilmesi hareketi, ülkemizin tarihindeki önemli bir dönüm noktası olmakla beraber iç baskı ve dış sömürgeciliğe karşı verilen mücadelenin sembolüdür. Üzerinden 74 yıl geçmesine rağmen, bu hareketin ilkeleri, ülkemizin bağımsızlık ve güçlenme yolunda büyük bir rol oynamaya devam etmektedir. Bu anlayış sayesinde ülke, dış bağımlılıklardan kurtulmuştur ve birçok alanda daha özgür adımlar atmıştır” ifadelerine yer verildi.

Sömürgeci güçlerin Musaddık'ın hükümetini devirmek için bir darbe düzenlediği belirtilen açıklamada, “Bu darbe, İngiltere'nin İran'ın petrol kaynaklarını yeniden kontrol etmesini sağladı. İngiltere ve ABD, bu süreçte İran halkını bölmek için çeşitli grupları kullanarak geniş çaplı bir plan uyguladı. Muhammed Musaddık'ın petrolün millileştirilmesi ve yabancı egemenliği sona erdirme çabalarının önemi İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından, ‘1950'lerin başından Musaddık'ın düşüşüne kadar geçen 3 yıl, İran için kritik bir dönemdir. Bu süreçte, İngiltere'nin egemenliğine büyük bir darbe vurulmuş ve halkın milli duyguları yeniden canlanmıştır. Bu dönem, Orta Doğu'da büyük bir uyanışı ve İran tarihinde önemli bir dönüm noktasını simgelemektedir’ sözleriyle vurgulanmıştır. Muhammed Musaddık’ın halkın ve dini liderlerin desteğiyle yürüttüğü mücadele, modern İran tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır” denildi.

Musaddık açıklamasında, mahkemeden ABD’nin meşru İran hükümetini ortadan kaldırma ve ülkenin kaynaklarını yağmalama yoluyla yol açtığı zararlar nedeniyle maddi, manevi ve cezai tazminata hükmetmesini talep etti.

“Darbenin hedefi İran'daki egemenliği İngiltere'den ABD'ye devretmekti”

Avukat Şami Akdem de yaptığı konuşmada, “Mevcut istihbarat belgeleri ve kanıtlar, CIA'nın İngiltere'nin istihbarat servisleriyle birlikte, 19 Ağustos 1953'te İran'ın meşru hükümetine karşı kapsamlı bir darbe planladığını ortaya koyuyor. Bu darbenin temel hedeflerinden biri İran'daki egemenliği İngiltere'den ABD'ye devretmekti” dedi. İngiltere’nin İran'ın petrol endüstrisinin millileştirilmesi ve ülkenin kaynaklarının sömürülmesinin sona ermesiyle, İran'daki gücünün kısıtlandığını fark ettiğini belirten Akdem, petrol satışlarının engellenmesi ve askeri işgal tehdidi gibi önlemler de sonuç vermedi. Bu durumu fırsat gören Amerikalılar, İngiltere'nin yerini almak için uygun bir fırsat gördü. Ancak, Ayetullah Kaşani ve Dr. Musaddık gibi petrol millileştirilmesinin öncüsü olan liderlerle karşılaşabileceklerini bildikleri için İngiltere'nin yerine geçemezlerdi. Bu nedenle, Amerikan istihbarat ve güvenlik servislerini kullanarak ve İran hükümeti ve halkı içinde siyasi çatlaklar oluşturarak, iç ve dış etkenleri belirleyip sokak çetelerini kullanarak sivil itaatsizlik hareketlerini kışkırtarak darbenin zeminini hazırladılar” şeklinde konuştu.

Petrolün millileştirilmesi

Muhammed Musaddık, 1951 yılında İran'ın petrol endüstrisini millileştirmişti. Bu adım, İngiltere'nin İran'ın petrol kaynakları üzerindeki kontrolünü sona erdirmiş ve böylece ülkenin ekonomik bağımsızlığının artırılması hedeflenmişti. Petrolün millileştirilmesi, büyük ölçüde Musaddık'ın liderliğinde gerçekleştirilen bir ulusal hareket olarak tarihte yerini almıştı.

İngiltere ve ABD'nin tepkileri

Musaddık’ın petrolü millileştirme adımı, İngiltere’nin çıkarlarını doğrudan etkilemiş ve İran petrolü üzerindeki kontrolünü sona erdirmişti. Bu durum, İngiltere'yi öfkelendirmiş ve ABD'nin desteğiyle gerçekleşecek bir darbe planını hızlandırmıştı. ABD, Sovyetler Birliği'nin İran üzerindeki etkisini artırmasını engellemek amacıyla İngiltere'ye destek vermişti.

CIA ve MI6'ın rolü

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve İngiltere'nin MI6 istihbarat servisleri, Musaddık'ın hükümetini devirmek için operasyon planlamıştı. "Ajax Operasyonu" olarak bilinen bu darbe planı, İran'daki siyasi durumu istikrarsızlaştırmayı ve Musaddık'ı görevden almayı amaçlamıştı. 19 Ağustos 1953 tarihinde gerçekleşen darbe, Musaddık'ı devrilmesine yol açarken, Muhammed Rıza Pehlevi'yi tekrar iktidara getirmişti. Darbenin ardından, İran petrol endüstrisi tekrar yabancı konsorsiyumların kontrolüne geçmişti. 

Aynur Sena Çabuk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli İtfaiyesi, AFAD’ın en üst düzey arama kurtarma akreditasyonunu aldı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, kapsamlı hazırlık ve tatbikatların ardından AFAD’ın ağır seviye arama kurtarma akreditasyonunu kazanarak afetlere karşı tam donanımlı hale geldi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, uzun süreli hazırlıklar ve kapsamlı saha çalışmaları sonucunda AFAD’ın uluslararası standartlardaki en zor seviyesi olan "Kentsel Arama Kurtarma Ağır Seviye Ekip" Akreditasyon sınavını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, zorlu süreci tamamlayarak iki ayrı enkaz alanında 10 gün boyunca kesintisiz görev yapabilme kapasitesine sahip ağır seviye akredite ekipler arasına girdi. AFAD standartlarında en üst yeterlilik seviyesi AFAD’ın uluslararası akreditasyon kuralları doğrultusunda oluşturduğu sistem kapsamında, Türkiye genelindeki arama kurtarma ekipleri ortak bir operasyon dili ve koordinasyon anlayışıyla sınava tabi tutuluyor. Ekipler; hafif, orta ve ağır olmak üzere üç seviyede sınıflandırılırken, ağır seviye akreditasyon arama kurtarma alanında ulaşılabilecek en üst yeterlilik olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, bu zorlu akreditasyon testine katılarak, yetkinliğini ve başarısını bir üst seviyeye taşıdı. Tüm birimler sürece tam destek verdi Akreditasyon sürecinde büyükşehir belediyesinin ilgili tüm birimleri koordinasyon içerisinde görev aldı. Buna göre Afet İşleri ve Risk Yönetimi Dairesi Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Antikkapı Hızır 41 ekipleri süreç boyunca tüm imkanları ile destek verdi. Ana kamp alanı kuruldu Akreditasyon kapsamında oluşturulan ana kamp alanında ekiplerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kapsamlı bir kamp altyapısı kuruldu. Ana kamp alanında; yönetim ve haberleşme çadırları, sanitasyon ve arındırma alanları, banyo ve tuvaletler, 120 kişilik barınma alanı, yemekhane ve dinlenme alanları, arama kurtarma köpeği alanı ve köpek tedavi ünitesi, sağlık alanı ve bulaşıcı hastalık izolasyon bölgesi ve çay ocağı yer aldı. Gerçeği aratmayan zorlu saha uygulamaları Sahada gerçekleştirilen uygulamalarda ekiplerin teknik kapasitesi ve koordinasyon kabiliyeti test edildi. Gerçeği aratmayan zorlu saha çalışmaları kapsamında; 5 tonluk enkaz kütleleri domuz damı yöntemiyle kaldırılarak vinçle taşındı. Beton, çelik ve ahşap elemanları kesim yapılarak kontrollü şekilde ayrıldı. Oksijen-asetilen ile sıcak kesim uygulamaları yapıldı. İple erişim teknikleri kullanılarak yatay ve dikey kazazede tahliyeleri gerçekleştirildi. Temiz ve kirli çalışma yöntemleriyle beton kütlelerde enkaza giriş boşlukları 60x60 ölçülerinde açıldı. Güvenli çalışma için ahşap tahkimat ve destekleme yöntemleri uygulandı. Yaslama, kapı, pencere ve eğik tavan tahkimatları ile t-spot tahkimat uygulamaları başarıyla tamamlandı. Tüm bu zorlu aşamaları başarıyla tamamlayan ekipler AFAD’ın en üst yeterlilik seviyesine ulaştı. Büyükşehir afetlere karşı güçlü ve hazır Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinin birbirleriyle koordine şekilde yürüttüğü bu süreç, Kocaeli’nin ağır seviye arama kurtarma kapasitesini güçlendirirken, afetlere karşı kurumsal hazırlık ve müdahale seviyesini en üst noktaya taşıdı. Türkiye’de afetlere karşı güçlü ve her daim hazır bir kent olarak bilinen Kocaeli, büyükşehir ekipleri sayesinde bu niteliğini bir kez daha ortaya koydu.
İstanbul İleri yaş grubuna uygulamalı spor aktivitesi Yakın Doğu Üniversitesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, egzersizin sağlıklı yaş alma sürecindeki kritik rolü bilimsel veriler ve uygulamalı çalışmalarla ele alındı. Sağlıklı yaş alma sürecine bütüncül bir bakış sunmak amacıyla düzenlenen "Sağlıklı Yaş Alma Yolculuğunda Egzersiz" etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğinde, Lefkoşa Türk Belediyesi ev sahipliğinde Merkez Lefkoşa’da gerçekleştirildi. Akademisyenler ve uzmanların katılımıyla düzenlenen etkinlikte, egzersizin yaşlanma sürecindeki önemi teorik bilgiler ve uygulamalı çalışmalar eşliğinde ele alındı. Egzersiz yaşlanma sürecini yavaşlatıyor Etkinlik, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adile Öniz Özgören ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins’in açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmalarda, artan yaşlı nüfusla birlikte sağlıklı yaş alma kavramının giderek daha fazla önem kazandığı vurgulandı. Prof. Dr. Adile Öniz Özgören, sağlıklı yaş almanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve sosyal boyutları da kapsadığını belirterek "Sağlıklı yaş almak; bedeni, zihni ve ruhu birlikte koruyabilmekten geçer. Doğru yaklaşımlar benimsendiğinde ileri yaşlar daha üretken ve anlamlı bir yaşam dönemine dönüşebilir" dedi. Beslenmenin sağlıklı yaş alma sürecindeki rolüne de değinen Prof. Dr. Özgören, dengeli ve bilinçli beslenmenin kronik hastalık riskini azaltmada belirleyici olduğunu vurguladı. Akdeniz diyetinin yaşlılık döneminde en uygun beslenme modellerinden biri olduğunu ifade eden Özgören, düzenli ve basit egzersizlerin kas-iskelet sistemi sağlığını koruduğunu ve yaşam kalitesini artırdığını söyledi. Kas gücü bağımsız yaşamın anahtarı İnsan ömrünün uzadığını ancak bu uzamanın büyük ölçüde yaşlılık döneminde gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Hatice Jenkins, bu sürecin sağlıklı geçirilmesinin bilinçli tercihlere bağlı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Hatice Jenkins, "Ne kadar yaşadığımızdan çok, uzayan bu yılları nasıl yaşadığımız önemlidir. Yaş aldıkça kaslarımızı nasıl çalıştıracağımızı bilmek hayati önem taşıyor. Kas gücünün korunması, bireyin bağımsızlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler" diye konuştu. Son 30 yılda insan ömrünün ortalama 10 yıl uzadığına dikkat çeken Jenkins, gerçekleştirilen etkinliğin temel amacının, bireylerin yaşlanma sürecini daha sağlıklı ve aktif geçirebilmeleri konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu belirtti. Teorik bilgiler uygulamayla desteklendi Etkinlik kapsamında, Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri ve Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyesi Uzm. Fzt. Yelda Kıngır, "Kas-iskelet sistemi yaşa bağlı emekli olur mu?" başlıklı sunumunda, yaşlanmayla birlikte kas ve iskelet sisteminde meydana gelen fizyolojik değişimleri bilimsel veriler ışığında değerlendirdi. Kıngır, düzenli ve doğru egzersizin hareketsizliğin olumsuz etkilerini azalttığını ve fonksiyonel bağımsızlığın korunmasında kritik rol oynadığını vurguladı. Etkinliğin uygulamalı bölümünde ise Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Fzt. Nima Jabri, "Aktif Yaş Almada Egzersiz" başlığı altında katılımcılarla birlikte grup egzersizleri gerçekleştirdi. Jabri, ileri yaş bireyler için güvenli ve etkili egzersizlerin nasıl planlanması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi.
Düzce Düzce itfaiyesi 700 yangına müdahale etti Düzce Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü 2025 yılı boyunca bildirilen 1700 ihbarın 857 adedi için ekip yönlendirdi, 700 yangına müdahale etti. İtfaiye Müdürlüğü bir yıl boyunca yürüttüğü çalışmaların içeriği hakkında bilgi verdi. Ekipler toplamda bin 700 çağrıyı yanıtladı. Acil durumlara müdahale süreci kapsamında toplam 857 yangın ihbarına ekip yönlendirilirken bu ihbarlardan bina, atölye, motorlu araç, depo ile ormanlık alandan oluşan 696 adedi fiilen söndürüldü. Ayrıca 2025 yılı boyunca toplam 540 insan ve hayvan kurtarma çalışması, 90 trafik kazası ihbarında 58 adet kurtarma çalışması yapıldı. Yine evrak çalışmaları kapsamında müdürlük tarafından bin 200 adet yangına uygunluk ruhsatı düzenlendi. Bunların yanı sıra 180 kez su tahliye çalışması ve 61 adet baca temizleme denetimi gerçekleştirildi. 116 kez tatbikat ve eğitim düzenlendi Acil durumlara müdahale kapasitesinin artırılması ve vatandaşların bilinçlendirilmesi amacıyla yoğun bir eğitim süreci planlayan Düzce İtfaiyesi 2025 yılı boyunca 116 kez tatbikat ve eğitim organize etti. İtfaiye’nin görevlerinin öğrenilmesi, ekipmanlarının tanıtılması amacıyla yürütülen eğitimler kapsamında 4 bin kişiye birebir teorik ve pratik eğitim programı düzenlenerek sertifika verildi. Dış görevlerde Düzce farkı Özellikle yaz aylarında yoğun şekilde meydana gelen orman yangınlarına müdahale için de dış görevlere katılan Düzce İtfaiyesi 2025 yılı boyunca toplam 22 ekip ile dış görev çağrılarına yanıt verdi, müdahale çalışmalarına destek oldu.