GÜNDEM - 20 Mayıs 2016 Cuma 09:22

İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Türkiye’de bir ilk

A
A
A
İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Türkiye’de bir ilk

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) bir ilke imza atarak okulun Batı Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne bağlı “Batı Platformu” adıyla yeni bir düşünce kuruluşunu (think tank) hayata geçirdi.

Batı’yı tanımak ve Batı’nın ne olduğunu anlamak amacıyla oluşturulan bilgi üretim ve analiz merkezinin kurucuları arasında akademisyenlerin yanı sıra, eski bakanlar, milletvekilleri, yazar ve çeşitli inanç gruplarının temsilcileri de bulunuyor.

İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Batı dışında Batı'nın akademik düzeyde çalışılması Dünya’da ender rastlanan bir durum. Hatta bir ilk denebilir. Batı Platformu’nun ne denli önemi olduğu çok kısa sürede görülecektir” dedi.
Düşünce kuruluşunun tanıtım toplantısı “Batı Bize Ne Söylüyor?” başlıklı oturumla gerçekleştirildi. Toplantıya İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, AB Eski Bakanı Egemen Bağış, İstanbul Boğazı Belediyeleri Birliği Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın yanı sıra çok sayıda akademisyen katıldı.

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK VAKIF ÜNİVERSİTESİYİZ”

Batı Platformu’nun birçok başlıkta araştırmalar gerçekleştireceğini, raporlar yayınlayacağını, dergi ve kitap gibi yayınlar çıkararak uluslararası alanda projeler üreteceğini de belirten İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Bu üniversiteyi kurarken 1-2 hayalim vardı. Bunları yavaş yavaş gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin en büyük vakıf üniversitesiyiz. Ben bir eğitimci olarak üniversitelerin toprağına, toplumuna, ülkesine, bayrağına hizmet etmesinin kaçınılmaz olduğuna inanırım. Üniversiteler, dört tarafı çevrili hapishaneler formundan kurtulup halkıyla bütünleşmeli, ilk önce de kendi yerelindeki halkın daha sonra da ülkesindeki ve dünyadaki vatandaşların ihtiyaçlarına cevap vermeli. Biz de bu üniversiteyi bu maksatla kurduk. Hep bu yönde çalıştık. Son 4 yılda da üniversitemizin yanında üç önemli kuruluşu hayata geçirdik. 30’a yakın araştırma merkezimiz var, önemli çalışmalar yapıyorlar. Batı Platformu ise; Batı’yı tanımak, Batı’nın ne olduğunu anlamak amacıyla kuruldu. Ummanda bir damla misali devletimize katkı sağlamak için çalışıyoruz. Maksadımız; ülkemize, devletimize katkı sağlamak, arkadan gelen nesle ışık tutmak. Batı’yı biraz masaya yatırarak bu konuyu irdeleyelim diye bu platform oluşturuldu. İçinde bulunduğu coğrafyanın da üzerine yüklediği bilgiye katkı yapma sorumluluklarının kendi payına düşenini yerine getirmek için İstanbul Aydın Üniversitesi'nin kurduğu Batı Platformu, Batı dünyası üzerine düşünce dünyasını bu bağlamda zenginleştirecek çok önemli bir girişim” ifadelerinde bulundu.

“Batı ile Doğu uygarlığının farklı kültürel, tarihsel, felsefi, sosyolojik, ekonomik ve dini dinamiklerinin derinlemesine incelenmesini teşvik etmeyi hedefliyoruz” diye sözlerine devam eden Aydın aynı zamanda, “Bu amaçla kurduğumuz disiplinler arası düşünce merkezi Batı Platformu gerek iç, gerek dış politikada sosyal sorunlar, ekonomi ya da savunma gibi konularda yoğunlaşacak. Bunu yaparken siyaset ve yönetim konularında farklı fikirleri kamuoyunun gündemine taşıyacak. Bölgesel bir çerçevede sıkışıp kalmak yerine küresel anlamda da tümüyle bilimsel veriler temelinde siyaset belirlenmesine katkı sunmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“HEP BATI’YA GİTMEYE ÇALIŞMIŞIZ”

Toplantıda konuşan ve Türkiye’nin Doğu ile Batı’ya aynı derecede önem vermesi gerektiğini söyleyen eski AB Bakanı Egemen Bağış da şunları söyledi, “5 sene boyunca Türkiye’nin AB nezdindeki baş müzakereciliğini yürüttüm. Bu süreçte kendime sorduğu bir soru vardı; Biz gerçekten Batılı mıyız, Avrupalı mıyız? Benim kendi kendime geldiği sonuçta şu oldu. Biz ne Batılıyız ne Doğuluyuz. Ne Kuzeyliyiz ne de Güneyli. Tarih boyunca da hep bir geçiş noktası olmuşuz. İpek Yolu ticaretinden tutun, enerji kaynaklarına biz hep arz- talep arasında bir köprü olmuşuz. Ama tarihin belli kesimlerinde Doğulu kesimlerimiz öne çıkmış, belirli kesimlerinde Batılı yönümüz öne çıkmış. Bugün de aynı git-gelleri yaşıyoruz. Madem biz köprüyüz- coğrafya da bizi buna zorlamış- köprünün güçlü olabilmesi için 4 sağlam ayak üzerine kurulu olması gerek. Yani bizim Doğu- Batu- Kuzey- Güney ayaklarımızın güçlü olması gerek. Biri uğruna diğerini zayıf tutma lüksümüz olmamalı. Bir ayağı çürük olan köprüden kimse geçmek istemez. Türkiye’nin 50 yıla yakın bir süre sonra AB’den müzakere tarihi alabildiği bir dönem, İslam Konferansı Genel Örgütü Genel Sekreterliği’ne bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı seçildi. Görüldüğü gibi; Batı’da güçlü olduğunuz zaman Doğu’da da güçlü oluyorsunuz. Tarihimize de baktığımız da; biz Orta Asya’dan çıkmışız ama biz hep Batı’ya yönelmişiz. Bizim kızıl elmamız Viyana olmuş. 3 kere kuşatmışız. Hep Batı’ya gitmeye çalışmışız” dedi.

Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine de değinen eski Bakan Bağış konuşmasını şöyle sürdürdü, “Biz hep Avrupa’nın merkezi olan AB’ye girmeye çalışan bir ülkeyiz. Ama bunu yaparken Doğu’yu ihmal etme lüksümüz de yok. Çünkü bugün enerji kaynaklarına, zenginliğe baktığımız zaman göz ardı edemeyeceğiz değerlerin Hindistan’da, Çin’de, Afrika’da olduğunu görüyoruz. Türkiye bu zenginliği de göz ardı edemez” şeklinde konuştu.
Batı Platformu’nun kurulmasından dolayı heyecanlı olduğunu dile getiren, Başbakan Başdanışmanı Prof. Dr. Bekir Karlıağa da, “Öncelikle Aydın Üniversitesi’ni bu alan yöneldiği için tebrik ediyorum. Bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Biz Batılı mıyız, Doğulu muyuz tartışmaları da bence artık geçilmeli. 5 milyon Türk Avrupa’da yaşıyor. Avrupa da 150 yıl bizim içimizde imparatorluk kurmuş. Ermeniler, Rumlarla iç içe yaşamışız. Burada üzerinde durmamız gerek konu; Biz Batı’yı ne kadar tanıyoruz, Batı’nın bizi tanıdığının kaçı kadar biz Batı’yı tanıyoruz.” Bunu anlamamız gerekiyor. Yaklaşık 300 yıllık Batılılaşma maceramız içinde biz Batı’yı hep yüzeysel tanıdık. Batı’nın değerlerini ve bu değerlerin unsurlarını yeterince tahlil edemediğimizi ben bir araştırma vesilesiyle gördüm” dedi.

Batı Platformu üyelerinden Prof. Dr. Sedat Aybar ise son zamanlarda ön plana çıkan, göç, güvenlik ve iktisadi refahın bölüşülmesi gibi konuların Avrupa Birliği ile Kuzey Amerika'yı bir ruh arayışına sürüklediğini vurgulayarak, “Bu durum Batı'yı akademik düzeyde çalışmayı ve anlamayı önemli kıldı. Batı'da yükselen ırkçılık ve sistem karşıtı hareketlerin popülerliğinin artması, Batı'nın gelişmiş, homojen, tek düze, oturmuş bir cazibe merkezi olmadığını da ortaya çıkardı. Bu dönüşüme hükmeden dinamiklerin ne olduğunun, toplumsal alt-üst oluşun ve yenilenmenin nereden geleceğinin akademik düzeyde tartışılması, bilimsel çalışmalar yapılması ve bu bilginin paylaşılması da Batı dışı dünya için bir gereklilik oldu” diye konuştu.

İAÜ bünyesindeki Batı Platformu, Batı üzerine tarihi, siyasal, askeri, ekonomik, kültürel ve inançlar çerçevesinde toplumsal algılar ile farklılıklar temelinde bir arada yaşamaya ilişkin araştırmalar gerçekleştirip bu yöndeki bilimsel çalışmalara destek sunmayı amaçlıyor.

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) bünyesinde kurulan ‘Batı Platformu’ adlı düşünce kuruluşunun yönetim kurulu şu isimlerden oluşuyor: TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Dr. Ahmet Berat Conkar, Prof. Dr. Ahmet İnam, İstanbul Boğazı Belediyeleri Birliği Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal Doğan, Prof. Dr. Ali Köse, Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay, Kültür ve Turizm eski Bakanı Atilla Koç, Prof. Dr. Belkıs Gürsoy, Başbakan Başdanışmanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, Prof. Dr. Celal Nazım İrem, Devlet eski Bakanı Egemen Bağış, Prof. Dr. Fabio Grassi, İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Prof. Dr. Halis Ayhan, Prof. Dr. Kenan Gürsoy, Prof. Dr. Korkut Tuna, Türkiye Katolik Ermeni Başepiskoposu Prof. Dr. Levon Boğos Zekiyan, Prof. Dr. Mehmet Aydın, Prof. Dr. Mim Kemal Öke, Dr. Mustafa Aydın, Prof. Dr. M. Saim Yeprem, Prof. Dr. M. Sait Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Nadir Devlet, Prof. Dr. Necat Birinci, Prof. Dr. Saadettin Öktem, Araştırmacı-Yazar Senail Özkan, Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, Adana Milletvekili Prof. Dr. Talip Küçükcan, Prof. Dr. Teoman Duralı, Prof. Dr. Yurdagül Mehmetoğlu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri’de komşuluk örneği: Ulaşamadığı komşusundan soğuk havada haber bekledi Kayseri’nin Kocasinan ilçesinde şeker hastası olan komşusuna ulaşamayan aile ekiplere haber verdi. Adeta komşuluk örneği gösteren aile komşularının evden sağ salim çıkması için dua ederken, soğuk havada umutla bekledi. Komşusundan iyi haberi alan yaşlı kadın derin nefes aldı. Edinilen bilgiye göre, ilçeye bağlı Barbaros Mahallesi Akgün Sokak’ta 3 katlı binada meydana gelen olayda, şeker hastası komşusu C.A.’yı art arda arayan komşusu Şemsi Erzurum, C..A.’nın telefonuna bakmaması üzerine telaşlanarak, 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine bölgeye polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri de C.A.’nın son kattaki evine platformlu merdivenle ulaştı. Pencereden eve giren ekipler C.A.’nın hareketsiz şekilde yattığını gördü. C.A. sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından tedbir amaçlı ambulansla hastaneye kaldırıldı. Ekiplerden iyi haberi alan Şemsi Erzurum ise komşusu C.A.’ya ambulansa kadar eşlik ederken, derin nefes aldı. "Vicdanen rahatsız oldum" Ekiplerin çalışması sırasında komşusundan iyi bir haber bekleyen Şemsi Erzurum, "Komşumuz şeker hastası ve kimsesi yok. Bende kendisini akşam saatlerinde hastaneye gitmesi için aramıştım. Çok kez aradım ve geceye kadar ulaşamadığım için vicdanen rahatsız oldum. Polisi ve itfaiyeyi aradım. İnşallah sağ çıkar inşallah bir şey olmaz. İyi bir komşumuz. İnşallah sağlığı, sıhhati yerinde olur. Komşum inşallah iyi olur. Bende mutlu olurum. Soğukta olsa ben vicdanen rahatsız oldum" dedi. "Çok şükür bulundu" Komşusundan gelen iyi haberi gülücüklerle karşılayan Erzurum, "Çok şükür bulundu. Sağ salim bulunduğuna çok sevindim. Bayılmış içeride ve şimdi de hastaneye götürüyorlar. İnşallah iyi olur. Geçmiş olsun" ifadelerini kullandı.
Kırıkkale Kırıkkale’de "kız meselesi" nedeniyle çıkan kavgada 3 kişi yaralandı: 5 gözaltı Kırıkkale’de iki grup arasında "kız meselesi" nedeniyle çıkan tartışmanın silahlı kavgaya dönüşmesi sonucu 3 kişi yaralanırken, olayla ilgili 5 şüpheli gözaltına alındı. Olayın ardından firar eden 3 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışma başlatıldı. Olay, Sanayi Mahallesi Alparslan Türkeş Bulvarı üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, O.D. (29), Y.K.K. (21), Y.Ö. (19) ile M.D. (19), T.C. (21), Y.K. (21), M.D. (17), M.K. (23), H.M.C. (23), U.K. (18) ve A.A.U. isimli şahıslar arasında "kız meselesi" nedeniyle tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışmanın silahlı kavgaya dönüşmesi üzerine, O.D. tüfekle, Y.Ö. bıçakla, Y.K.K. ise darp edilerek yaralandı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekipleri, yaralılara ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Yaralılar, ambulanslarla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastanede tedavileri süren 3 yaralının da hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Saldırının ardından araçla kaçan şüpheliler, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Olayla bağlantılı olduğu belirlenen H.M.C., U.K. ve A.A.U. isimli firari şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü bildirildi. Silahlı kavganın yaşandığı bölgede Olay Yeri İnceleme ekiplerince yapılan çalışmada, bir adet tabanca ile 4 adet kovan ele geçirildi. Şüphelilerin yakalandığı araçta ise bir adet av tüfeği ve sentetik ecza hapı bulundu. Şüpheliler hakkında "kasten yaralama", "mala zarar verme" ve "genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçlarından adli işlem başlatılırken, her iki tarafın da çeşitli suçlardan sabıkalarının bulunduğu öğrenildi.