Sağlık ordusuna bugüne kadar sayısız hekim kazandıran ve her yıl binlerce hastaya şifa olan İstanbul Üniversitesi- İstanbul Tıp Fakültesi depreme karşı yerinde yenileniyor. Bir süre önce yenileme çalışmalarına başlanan binalar, fakültenin Çapa’daki yerleşkesinde sismik izolatör ve çelik konstrüksiyonlu olarak depreme dayanıklı şekillerde yükseliyor. Dahili tıp bilimleri gibi yapılarda çalışmalar devam ederken, patoloji sualtı hekimliği, çocuk hastalıkları binası, öğrenci kütüphanesi ve genel poliklinik binasının haziran ayında açılması planlanıyor. Fakültenin Hasdal yerleşkesinde çalışmaları devam süren bölümün ise kısa süre içerisinde hizmete sunulması hedefleniyor. İstanbul Üniversitesi- İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek de fakültedeki çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Tükek, Çapa yerleşkesindeki yapıların yerinde yenilendiğine dikkat çekerken Hasdal'da yerleşkenin yüzde 90-95 oranında tamamlandığını belirtti. Çapa'da hizmete sunulması planlanan yapılar ise havadan görüntülendi.
“İnşallah 4 binamızın açılışını haziranda hep birlikte yapacağız"
Tıp fakültesi bünyesindeki yapıların depreme dayanıklı binalar olarak yenilenme süreçlerine ilişkin bilgi veren İstanbul Üniversitesi- İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “Şu anda 7 tane inşaat devam ediyor bunlardan bir tanesi dahili tıp bilimleri binası aslında kaba inşaatı bitti. İç dizaynı yapılmaya başlandı, aşağı yukarı 9 bin metrekarelik çocuk binası; çocuk acil, çocuk servisi ve çocuk kemik iliği nakil ünitelerinin, yoğun bakımlarının olduğu özellikli bir bina tasarlandı. Hemen onun yanında patoloji su altı hekimliği binası, öğrenci kütüphanesi binası, polikliniklerin yapıldığı alanlar ve öğrenci kantin binası olmak üzere aslında 6-7 tane bir de onkoloji ek binası tasarlanıyor. Onun da ek binası bu hafta içerisinde başlanacak. Bu binaları bitirdikçe biz riskli bölümlerimizden çalışanlarımızı daha emniyetli alanlara kaydırmış olacağız. Bu açıdan da planlamalarımızı yapıyoruz. Açacağımız binalardan bir tanesi çocuk binası, çocuk hastalıkları binamız 2011’den beri yok, yıkılmıştı. Onu buraya alarak aslında bütüncül bir hale getirmiş olacağız. Patoloji su altı hekimliği binası kullanıma hazır hale gelmiş olacak, orayı belki cerrahi üniteler için kullanmış olacağız. Poliklinik binası yapıyoruz, binalarımızın tamamını çelik konstrüksiyonlu alanlara taşıyacağız, o da aslında haziran gibi bitirilecek. Dolayısıyla 3 tane bina oluşumumuz var, bir de kütüphanemizi sayarsak 4, demek ki haziran ayı bizim için güzel bir ay olacak. İnşallah 4 binamızın açılışını hep birlikte yapacağız” dedi.
“Hasdal'da kaba inşaatın yüzde 90-95’i bitti"
Prof. Dr. Tufan Tükek, afet süreçlerinde sağlık hizmetlerinin sağlam yapılarda sunulmasının büyük önem taşıdığını belirterek Hasdal’daki yerleşkenin de hizmete alınmasıyla İstanbul Tıp Fakültesi’nin önemli bir ilerleme kat etmiş olacağına dikkat çekti. Sözlerini sürdüren Prof. Dr. Tükek, “Taşınma en son yapılacak bir işlem, tabi ki yapılabilir ama taşınma esnasında hastaneler bölünüyor, ikiye, üçe bölündüğü zaman yönetsel birtakım sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. En ideal olanı aslında aynı kampüs içerisinde hastane işletmeciliğinin gerçekleşmiş olması. Biz de tabi ki 3, aslında 4 senedir bu inşaatlara başladık. Bunların bir kısmını bitirdik bir kısmını da bitme aşamasına getirdik. Dolayısıyla az bir zamanımız kaldı, sağ olsun hem devletimizin hem bağışçılarımızın üstün gayretleriyle bu süreci hızlandırmak suretiyle öne almış olduk. Hazirandan sonra dediğim gibi çok büyük bir rahatlama olacak. Çapa’da büyük bölümlerimiz güvenli binalarda hizmet vermeye başlayacak. Hasdal çok büyük bir proje, Çapa’dakinin 4-5 katı kadar büyüklükte. Orada da kaba inşaatın yüzde 90-95’i bitti. Bundan sonraki aşamada da iç dizaynının yapılması, içinin planlanması gerekiyor.
Oradaki ilk etabın bitirilmesi için de 1-1,5 yıllık bir sürece ihtiyacımız var. İlk etabı bitirildiği andan itibaren de buradaki cerrahi bölümlerimizi oraya taşımak suretiyle yine güvenli binalara geçmiş olacağız. Tabi deprem yaklaşıyor, onu herkes biliyor, bu esnada İstanbul’a hizmet verecek, ayakta kalacak sağlık kurumlarına ihtiyaç var, bunlar ne kadar çok olursa o kadar büyük avantaj oluyor. Dolayısıyla biz de İstanbul’umuza hizmet vermeye talibiz, yeni güvenli binalarda bu hizmetimizi sürdürmenin arzusu içerisindeyiz. Zamana karşı yarışıyoruz özellikle Maraş depreminden sonra psikolojiler haklı olarak çok bozuldu, insanlar İstanbul’da böyle bir deprem olacağını sürekli dillendiriyorlar. Hazırlıklarımızın tamamlanması gerekiyor, çok güzel binalarımız, hastanelerimiz var ama bunun sayısının artması gerekiyor çünkü İstanbul çok büyük bir mega şehir, metropol. Dolayısıyla bunların sayısı ne kadar artarsa bu süre içerisinde elimizi ne kadar hızlı tutabilirsek çok önemli. Depremde sağlık sistemlerinin, hastanelerin ne kadar önemli zaten gördük” şeklinde konuştu.
Hasibe Karadağ-Alperen Baran Metecan
