EĞİTİM - 18 Aralık 2014 Perşembe 10:34

İstanbul'un surlarını yıkan topun minyatürü üretildi

A
A
A
İstanbul'un surlarını yıkan topun minyatürü üretildi

Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un fethi sırasında kullandığı Şahi Topu’nun modeli, padişahın ismini alan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından aslına uygun olarak küçük boyutlarda yeniden üretildi.


Çizimleri yedinci Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in önderliğinde Türk mühendisler tarafından gerçekleştirilen ve İstanbul’un fethi sırasında kullanılan Şahi Topu’nun modeli çalışmaları, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezi (ALUTEAM) Hızlı Prototipleme Labaratuarı’nda yürütüldü. Top döküm teknolojisi anlamında çağdaşlarının 100 sene ilerisinde olan iki parçalı Şahi Topu’nun modeli, polimerik tozlar kullanılarak lazer tekniği ile eklemeli şekilde kat kat tüm ayrıntıları ile üretildi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi olarak ismini aldıkları padişahın dönemine damgasını vuran Şahi Topu modelini aslına uygun bir şekilde yeniden tasarladıklarını belirten Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, orijinali İngiltere’deki Fort Nelson Müzesi’nde bulunan Şahi Topu’nun teknik özellikleri hakkında şu bilgileri verdi: “Namlu ile barutun depolandığı iki kısımdan oluşan ve 18 ton ağırlığında olan top, ulaşımın ve tedarikin çok zor olduğu o dönemde üretilmiş ve kullanılmıştır. Ayrıca topların nerede ve nasıl döküldükleri de bende merak uyandırdı. Kayıtlara göre Şahi Topları ile 600 kiloya kadar gülle atılabiliyor. Şahi Topu döküm kalıbı ve özel soğutma sistemi dikkat çekicidir. Topa işlenen ahenkli yazı, rölyef ve resimlerin o zamanki imkanlarla kalıba nasıl verildiği beni çok meraklandırmıştır. Günümüzde benzeri uygulamalar rahatça yapılabiliyor. Tarihçiler günümüz toplarının özelliklerini yakalayan yüksek kapasiteli Şahi Topundan 4-5 adet üretildiğini söylüyorlar. Bakır ve kalay alaşımı dediğimiz tunçtan yapılan Şahi Topu, 1500 km/saat hızla hedefi vurabiliyor. Bu ses hızından fazladır. Literatürde bu bilgi var. Arada yaklaşık 450 yıl olmasına rağmen şimdiki modern toplar 7 bin, 9 bin km/saat hıza erişti. Yani o dönemde Osmanlılar, çok ileri bir top döküm teknolojisi ve top kalıp soğutma sistemleri geliştirmişlerdir.”

SAVAŞ TOPLARI ÜZERİNDEKİ SÜSLEMELERLE DİKKAT ÇEKİYOR

Osmanlıların süsleme sanatına çok önem verdiklerini ve Şahi Topu’nun bir insan öldürme aracı olmasına rağmen, onun uzun ekseni ve alın yüzeyi boyunca süsler yapıldığını belirten Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, resim, kaynak ve uzmanlardan faydalanarak Şahi Topu’nun üzerinde bulunan alın yazısını da çözümlediklerini söyledi. Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Şahi Topu’nun alın yazısının “Allahumme'n-sur es-Sultan Mehemmed b. Murad Han, fî tarîh-i sene semâniye ve sittîn ve semâniye mieh, fî Şehr-i Receb. el-Amel li- Mine Ali (Ey Allahım! Sultan Murat oğlu Sultan Mehmed’e imdâd eyle! Bu top Mine Ali tarafından 868 yılı Recep Ayı’nda imal edilmiştir” ifadesini taşıdığını söyledi. Şahi Topu Projesi sırasında Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi başta olmak üzere çok sayıda doküman ve tarihçi görüşünden de faydalandığını söyleyen Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, “İstanbul’un fethi sırasında Macar Urban Usta’nın Fatih’in toplarını döktüğünü duyardık. Ancak topların yeniden modellenmesi sürecinde, Urban Usta’nın yalnız olmadığını, Müslihiddin, Saruca ve Ali usta gibi Türk ustalarının da top dökümünde görev aldığını öğrendik. O dönemde top dökülürken yangın ve ölümcül kazalar gibi olaylar sık yaşanıyordu. Bugünkü dökümcüler ve sanayiciler, onlara oranla daha rahat çalışıyor” dedi.

Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Şahi Topu’nun kullanıldığı dönemden bugüne yaşanan ekonomik değişimler hakkında ise şunları söyledi: “Şahi Topu’nun üretildiği tarım toplumu döneminde malzeme fiyatları zamana ve şartlara bağlı olarak devamlı artıyordu. O zamanlar malzeme kazma ve kürekle çıkarılıyor, zor naklediliyor, üretim araç ve gereçleri yetersiz ve imalat yöntemleri oldukça kısıtlıydı. Dolayısıyla talep arttıkça elde etme zorluğu nedeniyle malzeme ve ürün fiyat da artıyordu. Oysa son 50 yıldır ve günümüzdeki bilgi toplumda malzeme ve ürün fiyatları dalgalı şekilde düşüyor. Bu kitle üretim ve seri üretim nedeniyledir. Bence burada bir paradoks var, her iki dönemin mukayesesi zor ve bunun üzerinde çalışılması gerekiyor.”

ARŞİVLERDEN ÇIKARILAN ŞAŞIRTICI BİLGİLER VE GİZEM

Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, proje sırasında ulaştığı bilgilerin kendisini bazen şaşırttığını bazen de gizemi ile büyülediğini söyledi. Prof. Dr. Yılmaz şöyle konuştu: “Ateş-i Nemrûd olarak nitelendirilen fırınlarda yüksek hararete dayanan ve yeşilimsi bir renge sahip taş Marmara’daki adalardan getirilmiş. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ndeki top döküm seremonisine baktığımızda ise duacının duaya başladığını, hazır olanların kalpten ‘Amin’ dediklerini ve herkesin tam bir teslimiyetle ağlamaya başladığını gördük. Çünkü bu an top dökümünün en tehlikeli anıdır. Nice ustalar bu safhada canlarını kaybetmişlerdir. Edirne’den yola çıkan toplar, 30 araba 140 öküzle çekilmiş ve devrilmesin diye 200 nefer (asker) görevlendirilmiştir. Büyük topun önünde Kıraç Bey kumandasında on bin akıncı süvarisinden mürekkep bir kol gidiyor topu otuz, bazılarına göre elli veya atmış çift öküz müşkülatla çekiyordu. Yapan kişinin, sevmediği için ömründe hiç bal yemediğini ve onun yaptığı topların da bu durumuna nisbetle ‘bal yemez’ diye şöhret bulduğu söyleniyor.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Yunusemre Belediyespor erkek judo takımı Süper Lig’e yükseldi Ankara’da düzenlenen Süper Lig’e Yükselme Müsabakalarında finale kadar yükselen Yunusemre Belediyespor Erkek Judo Takımı, turnuvayı ikinci sırada tamamlayarak Süper Lig’e yükselme başarısı gösterdi. Yunusemre Belediyespor Erkek Judo Takımı, Ankara’da gerçekleştirilen Süper Lig’e Yükselme Müsabakalarında ortaya koyduğu başarılı performansla adını Süper Lig’e yazdırdı. Kırmızı-beyazlı ekip, turnuvayı ikinci sırada tamamlayarak Manisa’ya kupa ve madalyayla döndü. Turnuvaya etkili bir başlangıç yapan Yunusemre Belediyespor, ilk turda Tekirdağ Hayrabolu Belediyespor’u 4-1 mağlup etti. Çeyrek finalde Karaman İl Özel İdarespor karşısında 5-0’lık net bir galibiyet alan ekip, yarı finalde ise Bilecik GSİM Spor Kulübü’nü yine 5-0 yenerek finale yükseldi. Final müsabakasında Sakarya Çaybaşı Spor Kulübü’ne mağlup olan Yunusemre Belediyespor, organizasyonu ikinci sırada tamamladı. Yunusemre Belediyespor Kulüp Başkanı Bülent Kanik, elde edilen başarıdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Sporcularımız ve antrenörlerimiz, mindere yüreklerini koyarak Manisa’yı en iyi şekilde temsil etti. Süper Lig’e yükselmek kulübümüz adına çok önemli bir adımdır. Sayın Belediye Başkanımız Semih Balaban’ın spora ve sporcuya verdiği destek, bu başarıların en önemli yapı taşlarından biridir. Kendilerine kulübümüz ve sporcularımız adına teşekkür ediyorum" dedi. Yunusemre Belediyespor Erkek Judo Takımı, elde ettiği bu sonuçla önümüzdeki sezon Türkiye Judo Süper Ligi’nde mücadele etmeye hak kazandı. Süper Lig’e yükselen Yunusemre Belediyespor Erkek Judo Takımı kadrosu şu isimlerden oluştu: 66 kg Mustafa Efe Barak, 73 kg Emin Levent Yelkenci, 81 kg Salih Kuzu, 90 kg Enes Pınar, +90 kg Abdülkadir Afşin.
Ankara ‘Kütüphanelerdeyiz’ etkinliği Ankara’da öğrencilerle buluştu ‘Kütüphanelerdeyiz’ etkinliği Ankara’da Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’nde ilkokul öğrencilerinin katılımı ile gerçekleşti. ‘Kütüphanelerdeyiz’ etkinliği, Ankara Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’nde düzenlendi. Etkinliğe, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Ebubekir Sıddık Savaşçı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte, ilkokul öğrencileriyle bir araya gelen müdürler öğrencilere hediye kitap takdim etti. "2025 yılında yaklaşık 5 binin üzerinde etkinlik ortaya çıktı" Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı okullarda ‘Kütüphanelerdeyiz’ etkinliğinin hayata geçirildiğini söyleyen Savaşçı, "Bu etkinlikteki bizim en büyük amacımız, okul dışı öğrenme ortamlarıyla beraber çocuklarımızın eğitim-öğretim faaliyetlerini sadece okulda değil, okul dışında da devam etmelerini istiyoruz. Bu anlamda Türkiye Yüzyılı maarif modeli kapsamında okul dışı öğrenme ortamları çok önemli. Çocuklarımız okuyacaklar, düşünecekler, uygulayacaklar ve neticelendirecekler. 2025 yılında yaklaşık 5 binin üzerinde etkinlik ortaya çıktı. 260 bine yakın öğrencimiz de kütüphanelerimizi ziyaret etti. Kütüphaneler sadece kitap okunan yerler olarak olmadığını da çocuklarımız çok net bir şekilde gördüler. Kütüphanemizi gezerken Ulubatlı Hasan İlkokulu öğrencilerimizle bir araya geldik. Kütüphaneden çok memnun olduklarını ifade ettiler. Çocuklarımızın mutluluğu gerçekten değer. 81 ilimizin tamamında etkinliğimizi 2025 yılında başarı ile yürüttük. Bu sene de devam edecek inşallah. Kütüphanelerde çocuklar ahşap atölyesinde bilgiyi beceriye dönüştürebilecekleri alanlar da buluyorlar. Bu bizim için çok önemli bir etkinlik" diye konuştu. "0-3 yaş bebek kütüphaneleri, 4-6, 7-14 yaş çocuk kütüphaneleri inşa ediyoruz" Gerçekleştirilen projeye dair konuşan Beyoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak ülkemiz genelinde 81 ilimizde, 900’den fazla ilçemizde, bin 300’ün üzerinde halk kütüphanesini işletiyoruz. Son dönemde hem mevcut halk kütüphanelerimizin imkanlarını geliştirmeye çalışırken çok işlevli, zengin hizmet içeriği olan yeni kütüphaneler de inşa ediyoruz. Bu kütüphaneleri ortaya koyarken tabii ki en büyük amacımız toplumda okuma kültürünün gelişimine katkıda bulunmak. En önemli stratejimiz okuma eyleminin bireysel düzeyde öncelikli bir davranışa ve alışkanlığa dönüşmesi. Toplumsal düzeyde de bir okuma kültürünün neşet etmesi elbette. Bu çerçevede çocuklarımızın kitapla hemhal olmaları, kitaplarla birlikte bir hayat geçirmeleri için kütüphanelerimizde de imkanlarımızı geliştiriyoruz. 0-3 yaş bebek kütüphaneleri, 4-6, 7-14 yaş çocuk kütüphaneleri inşa ediyoruz. Öğrencilerimiz, okullarımız bizim için çok önemli. Onları kütüphanelerimize çekmek istiyoruz. Onların kütüphanelerimizle ve kitaplarla tanış olmasını istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımıza, Kütüphanelerdeyiz projesinin yürütülmesiyle ilgili ortaya koyduğu somut, güçlü iradeyle ilgili olarak çok teşekkür ediyorum." Program, Savaşçı ve Beyoğlu’nun hediyeleşmesinin ardından toplu hatıra fotoğrafının çekilmesiyle sonlandı. Etkinliğin ardından ilkokul öğrencileri kitap okumaya başladı.