GÜNDEM - 30 Mart 2017 Perşembe 11:13

İşte Zigana Dağı'nı aşmak için yapılan 3 tünelin hikayesi

A
A
A
İşte Zigana Dağı'nı aşmak için yapılan 3 tünelin hikayesi

Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan ve asırlar boyunca hem insanlara hem de araçlara güçlükle geçit veren Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarındaki 2 bin 100 metre rakımlı Zigana Dağı'na yeni yapılan tünelle birlikte 30 yıl önceki 6 saatlik mesafe 40 dakikada alınacak.

İlk tünelin yaşanan çığ faciasının ardından 77 yıl önce yapıldığı Zigana Dağı'nda yapımı 14 yıl süren ve dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından 1989 yılında açılışı yapılırken “Dağı göbeğinden değil boğazından deldik” dediği bin 702 metre uzunluğundaki mevcut Zigana Tüneli'nin ardından bu kez Zigana Dağı'na dünyanın ikinci, Avrupa’nın ise en uzun karayolu tüneli yapılıyor.

Geçtiğimiz günlerde Başbakan Binali Yıldırım tarafından temeli atılan tünelde çalışmalar hızla devam ederken, hem Gümüşhane hem de Trabzon tarafından başlanan çalışmalar sonucunda çift tüpte toplam 4 kilometrelik mesafeye ulaşıldı.

Gümüşhane’nin çılgın projelerinden birisi olarak nitelendirilen, Trabzon tarafından bin 15, Gümüşhane tarafından da bin 212 metre rakımdan başlayan çalışmalar hızla yol alırken, tünelin 29 Ekim 2019 tarihine kadar bitirilmesi bekleniyor.

14,5 kilometre uzunluğunda çift tüplü tünel

Bin 800 metre rakımdaki mevcut Zigana tünelinin yerine yapılan ve sol tüpü 14 bin 448, sağ tüpü de 14 bin 481 metre olarak projelendirilen yeni Zigana tünelinin dünyanın en uzun ikinci, Avrupa ve Türkiye’nin en uzun karayolu tüneli olacağını kaydeden Gümüşhane Valisi Okay Memiş, yeni tünel çalışmalarını yerinde inceledi.

Yeni Zigana tüneli projesinin Doğu Karadeniz bölgesinin, Gümüşhane’nin çılgın projesi olduğunu kaydeden Vali Memiş, “Geçtiğimiz haftalarda Sayın Başbakanımızın ilimizi teşrifleri ile birlikte Zigana Tünelinin temel atma törenini gerçekleştirdik. Orada da Sayın Başbakanımız ifade ettiler. Müteahhit firma yetkililerinden aldıkları sözler doğrultusunda 29 Ekim 2019 tarihi itibariyle hem Gümüşhane’ye hem Trabzon’a hem de Karadeniz bölgesinin hizmetine açılacak. Bu tünel doğu Karadeniz bölgesinin çılgın projesi” dedi.

İşte Zigana Dağı'nı aşmak için yapılan 3 tünelin hikayesi

“30 yıl öncesinde 6 saatte alınan mesafe 40 dakikaya düşecek”

Yapılan tünel ve duble yollar sayesinde Gümüşhane’den sahile ulaşım mesafesinin kısalacağını kaydeden Vali Memiş, “Bundan bir 30 yıl öncesinde neredeyse 6 saatte Gümüşhane’den Trabzon’a gidilirken yapılan bu tünel sayesinde ve diğer duble yollarla beraber ilimizden Trabzon’a yani sahile ulaşım neredeyse 40 dakikada gerçekleşecek. Yine tarihi İpek Yolu üzerinde olan bu tünel sayesinde daha önceden meydana gelen trafik kazaları neticesinde oluşan ölümlerinde önüne geçmiş olacağız, kazaların önüne geçmiş olacağız. Belki de yapım maliyetini çok kısa sürede tolere edecek bir tünel olacak. Ben bu vesile ile ilimize ve bölgemize bu kadar önemli bir yatırıma bizleri kavuşturan başta sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey olmak üzere, sayın Başbakanımıza, Ulaştırma Bakanımıza, Karayolları Genel Müdürlük yetkililerine ve müteahhit firmanın bütün çalışanlarına, bütün teknik elemanlarına, işçilerine teşekkürlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum” şeklinde konuştu.

“Çift tüpte toplam 4 kilometreye ulaşıldı”

Tünelin yapımında şu anda toplamda 4 kilometreye yaklaştığını ifade eden Vali Memiş şunları söyledi: “Torul’dan gireceğiz, Maçka’dan çıkacağız. Bu çok önemli bir çalışma. Türkiye’de ki bütün vatandaşlarımızın karayolları ağında görebileceği en güzel coğrafya, en güzel karayollarından bir tanesi Gümüşhane-Trabzon karayoludur. Bu güzergah yaklaşık 1 saat mesafeliktir. Ancak Zigana Dağıyla, Toruluyla, Trabzon tarafında Hamsiköy’ü Başarköyüyle büyüleyici bir atmosferdir. İnanılmaz bir doğal güzelliği olan yoldur. Onun için bu karayolunu biz Türkiye’nin en güzel karayollarından biri olarak değerlendiriyoruz ve bununda en somut göstergesi Doğu Karadeniz Bölgesine gelen yaklaşık 1 milyona yakın Arap turist kardeşlerimiz bu güzergahı kullanmaktadırlar. Bu da bizim için çok önemli bir değer, çok önemli bir turizm potansiyelidir” kaydetti.
Dünyanın ve Türkiye’nin en güzel coğrafyalarından birisinde seyahat etmek isteyen vatandaşların yine Zigana Dağını kullanarak ulaşımı sağlayacaklarını dile getiren Vali Memiş, yeni Zigana tünelinin başlı başına bir turizm potansiyeli olduğunu belirterek, “Çünkü insanlarımız dünyanın en uzun ikinci tünelinden, Avrupa’nın en uzun tünelinden geçmeyi deneyimleyecekler. Bu tünelin bütün bölge halkına, bütün Türkiye’ye hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Zigana dağına tünel yaptıran çığ faciası

Zigana dağının zirve geçidinde 3 nesilden beri sürdürdüğü iş yerinde hayatını sürdüren emekli öğretmen Osman Özgün ise “Atlı kızaklarla zor geçilen Zigana Dağı, şimdi dünyanın ikinci, Avrupa’nın en uzun tüneli ile geçilecek” ifadelerini kullandı.

Kendisinin de dedesi ve babası gibi Zigana dağında mücadele verdiklerini kaydeden Özgün, “O yıllarda yol yoktu. Kış ayları çok yoğun kar yağışı ile geçerdi, 3-4 metre yüksekliğinde kar kalınlığı olurdu. Karayolları bugünkü gibi değildi. Yolları açamıyorlardı. Kızaklarla buradan geçiş sağlanıyordu. Dedem İzzet Ağanın çift atlı kızağı vardı. O dönemlerde posta vazifesi görüyordu. Gümüşhane tarafından gelen yolcuları Zigana köyünden alıp, Trabzon tarafına götürüyordu. Trabzon tarafından gelenleri de alıp Gümüşhane’ye getiriyorlardı. İki amcamdan bir tanesi kızağı kullanıyordu. Zigana köyünden 2 amcam, 2 yolcuyu alarak bu zirveye geliyorlar ve buradan da izine gidecek olan 2 askeri alarak Trabzon’a doğru yola çıkıyorlar. Şu anda çığ tünelinin olduğu yerde bir çığ geliyor, bunları atıyla, arabasıyla, kızağı ile alıp dereye kadar sürüklüyor. Amcamın bir tanesi yaralı olarak kurtuluyor, diğerleri ise çığ altında kalarak hayatlarını kaybediyorlar. Ancak bütün aramalara rağmen askerin bir tanesini bulamıyorlar. Bahar aylarında karlar eriyince askeri buluyorlar ve şu anda babaannemin mezarının bulunduğu yere defnediliyor. Arayıp soranı da olmadı” dedi.
Çığın geldiği ve dört kişinin hayatını kaybettiği yere çığ tüneli yapıldığını belirten Özgün, “1940’lı yıllarda yapılmış, ben o zamanlar daha doğmamıştım. Çocukluğumuzda oraya giderdik, büyüklerimiz o tünele ‘cankurtaran’ derdiler. Ancak, çığ tüneli yapıldıktan sonra da bir daha o bölgeden çığ gelmedi” ifadelerini kullandı.

İşte Zigana Dağı'nı aşmak için yapılan 3 tünelin hikayesi

“Yeni Zigana tüneli dağın tam göbeğinden deliniyor”

Karayolundaki mevcut Zigana Tüneli'nin ise yapımına 1975 yılında başlanıldığını ve 14 yılda tamamlandığını ifade eden Özgün, “Tünel başladığı zaman ‘bu tünel 10 senede bitecek’ dediler. Ama 14 senede tamamlandı. Tünelin açılışına gelen rahmetli Turgut Özal dağı çok yukarıdan deldiklerini söyledi. Özal, dağı bir insana benzeterek, ‘Göbeğinden bıraktık, boğazından deldik’ demişti rahmetli. İşte şimdi bugün de Yeni Zigana Tüneli ile dağ tam göbeğinden deliniyor” şeklinde konuştu. 

Recep Ergin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak İl Emniyet Müdürü Sazak, Cizreli muhtarlarla ilçenin güvenlik ve asayişini masaya yatırdı Şırnak İl Emniyet Müdürü Volkan Sazak, Cizre İlçe Emniyet Müdürü Emre Tufan ile birlikte mahalle muhtarları ile bir araya gelip ilçenin güvenlik ve asayişini masaya yatırdı. Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü tarafından Cizre Öğretmen Evi’nde düzenlenen toplantıda Şırnak İl Emniyet Müdürü Volkan Sazak ve Cizre İlçe Emniyet Müdürü Emre Tufan, merkez mahalle muhtarları ile bir araya gelip, ilçenin sorunlarını mahalle muhtarlarından dinleyip, bu sorunlarla ilgili ilgili birim yetkililerine talimat verdi. İlçenin güvenlik ve asayişinin masaya yatırıldığı toplantıda muhtarlar kendi mahallelerindeki sorun, talep ve düşüncelerini emniyet yetkilileri ile paylaşıp, sorunların çözümü konusunda destek istedi. "Cizre’nin daha güvenli bir şehir olması için çalışıyoruz" Yaklaşık iki saat süren toplantıdan sonra gazetecilere açıklama yapan Şırnak İl Emniyet Müdürü Volkan Sazak, birçok şehirden büyük olan Cizre’nin daha huzurlu, daha mutlu, daha güvenli bir şehir olması için gece gündüz demeden çalıştıklarını söyledi. Sazak, "Huzurun şehri Şırnak dedik ve asayiş berkemal dedik. Bunu yaklaşık 94 gündür hem merkez Şırnak’ımızda, Cizre’mizde, Silopi’mizde, Beytüşşebap’ımızda, Uludere’mizde tüm ilçelerimizde uyguluyoruz" dedi. Cizre’de emniyet için yeni bir konsept oluşturduklarını belirten Sazak, "Bu oluşturmuş olduğumuz güvenlik stratejisi ile de Cizre’nin daha huzurlu, daha mutlu, daha güvenli bir şehir olması için elimizden geleni yapıyoruz" diye konuştu. "Uyuşturucuyu bitirmeye kararlıyız" Uyuşturucuyu bitirmede kararlı olduklarının altını çizen Sazak, "Bundan kesinlikle vazgeçmeyeceğiz. İlimizde aranan şahıs kalmayacak, aranan şahıslar ile mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Suç işleyen hiç kimse Şırnak’ımızın sokaklarında, dışarıda gezemeyecektir. Asayiş, trafik ve kaçakçılıkla mücadele tedbirlerimiz ile en üst seviyede devam ediyoruz. Bizim çalışma sistemimiz halk odaklı ama hem vatandaşımızın hem de personelimizin memnuniyetini sağlayacak şekilde bir çalışma sistemimiz. İnşallah bunu da vatandaşlarımız ile omuz omuza devam ettireceğiz" dedi. "Notumuzu alıyoruz, gereğini yapıyoruz" Cizre muhtarları ile birlikte yaklaşık iki saatlik bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Sazak, "Ben her zaman söylüyorumdur, notumu alırım, gereğini yaparız. Notlarımızı aldık, güvenlikle ilgili çok güzel ve yerinde eleştirileri oldu. Muhtarlarımızın çok güzel tavsiyeleri oldu. Çünkü her zaman şunu söylüyorum, muhtarlarımız halkın içinde olan birinci seçilmişlerdir. Onlar halkın talepleri ile ilgili her şeyi bize ilettiler. Ve biz de bunları ilçe emniyet müdürümüze gerekli talimatımı iletiyorum. Önümüzdeki süreçte muhtarlarımızın bu taleplerini, 150 bin vatandaşımızın bu taleplerini en kısa sürede yerine getireceğimizden emin olsunlar. Halkımız bize destek olsun, biz halkımızın yanındayız. Cizre’mizin, Şırnak’ımızın, diğer tüm ilçelerimizin emrindeyiz. Omuz omuza şehri Nuh’un huzuru için çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Toplantı toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim" töreninde yaptığı konuşmada, "Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni"ne katıldı. Tören kapsamında; Pakistan MİLGEM Projesi 2’nci gemisi Khaibar’ın Pakistan Deniz Kuvvetleri’ne teslimi, Açık Deniz ve Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilen Akhisar’ın Romanya’ya teslimi, Koçhisar’a bayrak çekilmesi, Hızırreis Denizaltısı, Ç-159 Çıkarma Gemisi ve ULAQ İnsansız Deniz Aracı’nın hizmete girişi ve Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilecek 7’nci geminin sac kesimi törenleri gerçekleştirildi. "Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek" Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği önemli noktalara dikkat çekerek, şunları aktardı: "Bugün çok özel bir program münasebetiyle İstanbul tersane komutanlığında sizlerle bir aradayız. Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum. mavi vatanın dört bir yanında adanmışlıkla görev yapan tüm mensuplarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye için çalışan, mavi vatanın muhafazası ve müdafaası için gecesini gündüzüne katan herkesten Allah razı olsun. Bugün Türk tersaneciliği ve donanması açısından çok büyük bir gurur tablosuna şahitlik ediyoruz. İstanbul tersanesinin tüm mensuplarına şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemiz tersanelerine güvenmekte ne kadar haklı olduğumuzu bugün bir kez daha görüyoruz. En son teknoloji ile donatılmış bu gemilerin kardeş Pakistan donanmasını şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Kökleri ortak tarihimizin derinliklerine uzanan ve asırlar boyunca sınanarak bugünlere gelen Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek." "ULAQ’ın bir özelliği Türk mühendislerinin geliştirdiği yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır" Erdoğan, savunma sanayine kazandırılan ve son teknolojiyle donatılmış deniz araçlarının önemine dikkat çekerek, "Bugün burada denize uğradığımız ve bayrak çektiğimiz platformlar alın terimizin, aklın, emeğin, cesaretin ve adanmışlığın eseridir. Bunların en başında havadan bağımsız tahrik sistemi ve gelişmiş son teknoloji yetenekleri ile sessiz derinliklerinin milli bekçisi olacak TCG Hızır Reis denizaltımız var. Hizmete aldığımız bir başka platformumuz, Yeni Tip Çıkarma Gemimiz Ç-159’dur. Bu platform, hem askeri harekatlarda hem de barış dönemindeki insani yardım operasyonlarında fırtınalı sularda görev yapacaktır. ULAQ silahlı insansız deniz aracımız, bir diğer kıvanç kaynağımızdır. Dijital dönüşümün, yapay zeka tabanlı otonom sistemlerin denizlerdeki sembolü olacak ULAQ, geleceğin harekât sahasının ölçülerindendir. ULAQ SİDA’nın bir başka özelliği ise Türk mühendislerinin geliştirdiği, yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır" şeklinde konuştu. "Denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız" Savunma sanayinde başarının ancak bütüncül bir stratejiyle elde edileceğine vurgu yapan Erdoğan, "TCG Koçhisar karakol gemimiz, Mavi Vatan’daki hak ve hukukumuzu koruma irademizin nişanesidir. Barış zamanında milletimize hizmet edecek, kriz zamanlarında ise caydırıcı gücümüz olacaktır. Koçhisar’ı Mayıs ayı sonunda Donanmamıza katacağız. Son olarak, bugün ayrıca açık deniz karakol gemimiz Seferihisar’ın saç kesimini gerçekleştireceğiz. Türkiye olarak savunma sanayi alanında yürüttüğümüz her projede ürün geliştirmekle kalmıyor; teknoloji üretim kapasitesini de büyütmeyi hedefliyoruz. şurası bir gerçek ki savunmada başarı ancak bütüncül bir stratejiyle elde edilir. denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız. Kapasitemizi günden güne artıyor, kendi teknolojimizi yine kendimiz üretiyoruz. ARGE’den tasarıma, yazılımdan seri üretime tüm süreçleri yerli ve milli kaynaklarımızla yönetiyoruz. şu an savunma ihracatında dünyanın 11. en büyük ülkesiyiz. Son 11 aylık dönemde savunma ve havacılık ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artarak 7 milyar 445 milyon dolara ulaştı" diyerek aktardı. "Hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz" Türkiye’nin mevcut teknolojilerini her gün daha da ileriye taşıdığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendimize inandık, Türk savunma sanayine güvendik ve elbette burada durmayacağız. 2028 yılı için 11 milyar dolarlık ihracat rakamıyla savunma ve havacılık ihracatında ilk 10’a gitmektir. Bu hedefe doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz. Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir. Sahadan aldığımız verileri titizlikle analiz ediyor ve mevcut teknolojilerimizi her gün daha da ileriye taşıyoruz. Başkanı olduğum Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde aldığımız kararlar doğrultusunda, projelerimizin meyvelerini birer birer topluyoruz. Ana muhalefetin balıklar rahatsız oluyor diyerek eleştirdiği kızıl elmamız görüş ötesi bir hava füzesiyle vurarak etkisiz hale getirdik. TCG - Anadolu’nun abisi olacak uçak gemimizin inşa süreçlerini de başlattık. İnsansız hava araçlarından firkateyne kadar hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz" dedi. "Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin" Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayinde kat ettiği başarıların ve muhalefetin eleştirilerine rağmen yüzde 80 yerli sermayeye ulaşıldığının altını çizerek, şunları söyledi: "Buradaki başarıyı görmek için uzaklara gitmeye hiç gerek yok. Türkiye’nin savunma sanayinde son 23 senede kat ettiği başarıları görmek için 60’ları 70’leri eşelemeye de gerek yok. Bunun için kamuoyunda paylaşılan çalışmalarımıza bakmak yeterlidir. Türk savunma sanayinin gelişmesi ve güçlenmesi için ter döken tüm kardeşlerime ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin. sosyal medyada ve gazete köşelerinde sağa sola karamsarlık aşılayan felaket tellallarına lütfen kulak asmayın. Biz bugüne kadar neler yaptıysak bunlara rağmen yaptık. Şu an yüzde 80 yerli sermayeye yine biz ulaştık. Bizi yolumuzdan çevirmeye çalışanlara inat hep beraber omuz omuza vererek çok daha kararlı bir şekilde hedeflerimize yürüyeceğiz." "Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır" Son olarak Türkiye’nin hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemediğini dile getiren Erdoğan, "Bu vesileyle hem Türkiye’nin hem de Pakistan’ın savunma sanayi açısından çok stratejik adımlar attık. Yakın zamanda inşallah başka müjdelerimiz de olacak. havada, karada, denizde ve siber vatanda caydırıcı olacak tüm projelerimizi tek tek hayata geçireceğiz. Her fırsatta vurguladığım bir hususu yeniden hatırlatmak isterim; bizim kimsenin toprağında ve egemenliğinde gözümüz yok. Biz hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemiyoruz. Türkiye olarak herkesin emin olabileceği ve güven duyabileceği, en zor en sıkıntılı günlerinde sırtını yaslayabileceği ülke biziz. Bunun dışında hak ve hukukunun da çiğnenmesine asla müsaade etmeyecek olan bir ülkeyiz. Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır. Dost ve kardeş Pakistan halkına selamlarımı gönderiyorum, emeği geçen tüm kurum ve tersanelerimize şükranlarımızı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Açık Deniz ve Karakol Gemileri 7. Gemisi Seferihisar’ın sac kesimini gerçekleştirdi. Ardından Erdoğan tarafından Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf’a Pns Khaibar ile komutanlık sembolü verildi. Akabinde Pns Khaibar ve Koçhisar gemilerinin bayrakları; Hızırreis, Ç-159 ve Ulaq gemilerinin flandraları da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gemi komutanlarına verildi. Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni’ne Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, İstanbul Tersanesi Komutanı Tümamiral Recep Erdinç Yetkin, Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf ve Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin katıldı.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir" İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim" törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "şu an savunma ihracatında dünyanın 11. en büyük ülkesiyiz." dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni"ne katıldı. Tören kapsamında; Pakistan MİLGEM Projesi 2’nci gemisi Khaibar’ın Pakistan Deniz Kuvvetleri’ne teslimi, Açık Deniz ve Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilen Akhisar’ın Romanya’ya teslimi, Koçhisar’a bayrak çekilmesi, Hızırreis Denizaltısı, Ç-159 Çıkarma Gemisi ve ULAQ İnsansız Deniz Aracı’nın hizmete girişi ve Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilecek 7’nci geminin sac kesimi törenleri gerçekleştirildi."Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek"Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği önemli noktalara dikkat çekerek, şunları aktardı:"Bugün çok özel bir program münasebetiyle İstanbul tersane komutanlığında sizlerle bir aradayız. Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum. mavi vatanın dört bir yanında adanmışlıkla görev yapan tüm mensuplarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye için çalışan, mavi vatanın muhafazası ve müdafaası için gecesini gündüzüne katan herkesten Allah razı olsun. Bugün Türk tersaneciliği ve donanması açısından çok büyük bir gurur tablosuna şahitlik ediyoruz. İstanbul tersanesinin tüm mensuplarına şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemiz tersanelerine güvenmekte ne kadar haklı olduğumuzu bugün bir kez daha görüyoruz. En son teknoloji ile donatılmış bu gemilerin kardeş Pakistan donanmasını şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Kökleri ortak tarihimizin derinliklerine uzanan ve asırlar boyunca sınanarak bugünlere gelen Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek.""ULAQ’ın bir özelliği Türk mühendislerinin geliştirdiği yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır"Erdoğan, savunma sanayine kazandırılan ve son teknolojiyle donatılmış deniz araçlarının önemine dikkat çekerek, "Bugün burada denize uğradığımız ve bayrak çektiğimiz platformlar alın terimizin, aklın, emeğin, cesaretin ve adanmışlığın eseridir. Bunların en başında havadan bağımsız tahrik sistemi ve gelişmiş son teknoloji yetenekleri ile sessiz derinliklerinin milli bekçisi olacak TCG Hızır Reis denizaltımız var. Hizmete aldığımız bir başka platformumuz, Yeni Tip Çıkarma Gemimiz Ç-159’dur. Bu platform, hem askeri harekatlarda hem de barış dönemindeki insani yardım operasyonlarında fırtınalı sularda görev yapacaktır. ULAQ silahlı insansız deniz aracımız, bir diğer kıvanç kaynağımızdır. Dijital dönüşümün, yapay zekâ tabanlı otonom sistemlerin denizlerdeki sembolü olacak ULAQ, geleceğin harekât sahasının ölçülerindendir. ULAQ SİDA’nın bir başka özelliği ise Türk mühendislerinin geliştirdiği, yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır" şeklinde konuştu."Denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız"Savunma sanayinde başarının ancak bütüncül bir stratejiyle elde edileceğine vurgu yapan Erdoğan, "TCG Koçhisar karakol gemimiz, Mavi Vatan’daki hak ve hukukumuzu koruma irademizin nişanesidir. Barış zamanında milletimize hizmet edecek, kriz zamanlarında ise caydırıcı gücümüz olacaktır. Koçhisar’ı Mayıs ayı sonunda Donanmamıza katacağız. Son olarak, bugün ayrıca açık deniz karakol gemimiz Seferihisar’ın saç kesimini gerçekleştireceğiz. Türkiye olarak savunma sanayi alanında yürüttüğümüz her projede ürün geliştirmekle kalmıyor; teknoloji üretim kapasitesini de büyütmeyi hedefliyoruz. şurası bir gerçek ki savunmada başarı ancak bütüncül bir stratejiyle elde edilir. denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız. Kapasitemizi günden güne artıyor, kendi teknolojimizi yine kendimiz üretiyoruz. ARGE’den tasarıma, yazılımdan seri üretime tüm süreçleri yerli ve milli kaynaklarımızla yönetiyoruz. şu an savunma ihracatında dünyanın 11. en büyük ülkesiyiz. Son 11 aylık dönemde savunma ve havacılık ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artarak 7 milyar 445 milyon dolara ulaştı" diyerek aktardı."Hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz"Türkiye’nin mevcut teknolojilerini her gün daha da ileriye taşıdığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendimize inandık, Türk savunma sanayine güvendik ve elbette burada durmayacağız. 2028 yılı için 11 milyar dolarlık ihracat rakamıyla savunma ve havacılık ihracatında ilk 10’a gitmektir. Bu hedefe doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz. Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir. Sahadan aldığımız verileri titizlikle analiz ediyor ve mevcut teknolojilerimizi her gün daha da ileriye taşıyoruz. Başkanı olduğum Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde aldığımız kararlar doğrultusunda, projelerimizin meyvelerini birer birer topluyoruz. Ana muhalefetin balıklar rahatsız oluyor diyerek eleştirdiği kızıl elmamız görüş ötesi bir hava füzesiyle vurarak etkisiz hale getirdik. TCG - Anadolu’nun abisi olacak uçak gemimizin inşa süreçlerini de başlattık. İnsansız hava araçlarından firkateyne kadar hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz" dedi."Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin"Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayinde kat ettiği başarıların ve muhalefetin eleştirilerine rağmen yüzde 80 yerli sermayeye ulaşıldığının altını çizerek, şunları söyledi:"Buradaki başarıyı görmek için uzaklara gitmeye hiç gerek yok. Türkiye’nin savunma sanayinde son 23 senede kat ettiği başarıları görmek için 60’ları 70’leri eşelemeye de gerek yok. Bunun için kamuoyunda paylaşılan çalışmalarımıza bakmak yeterlidir. Türk savunma sanayinin gelişmesi ve güçlenmesi için ter döken tüm kardeşlerime ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin. sosyal medyada ve gazete köşelerinde sağa sola karamsarlık aşılayan felaket tellallarına lütfen kulak asmayın. Biz bugüne kadar neler yaptıysak bunlara rağmen yaptık. Şu an yüzde 80 yerli sermayeye yine biz ulaştık. Bizi yolumuzdan çevirmeye çalışanlara inat hep beraber omuz omuza vererek çok daha kararlı bir şekilde hedeflerimize yürüyeceğiz.""Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır"Son olarak Türkiye’nin hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemediğini dile getiren Erdoğan, "Bu vesileyle hem Türkiye’nin hem de Pakistan’ın savunma sanayi açısından çok stratejik adımlar attık. Yakın zamanda inşallah başka müjdelerimiz de olacak. havada, karada, denizde ve siber vatanda caydırıcı olacak tüm projelerimizi tek tek hayata geçireceğiz. Her fırsatta vurguladığım bir hususu yeniden hatırlatmak isterim; bizim kimsenin toprağında ve egemenliğinde gözümüz yok. Biz hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemiyoruz. Türkiye olarak herkesin emin olabileceği ve güven duyabileceği, en zor en sıkıntılı günlerinde sırtını yaslayabileceği ülke biziz. Bunun dışında hak ve hukukunun da çiğnenmesine asla müsaade etmeyecek olan bir ülkeyiz. Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır. Dost ve kardeş Pakistan halkına selamlarımı gönderiyorum, emeği geçen tüm kurum ve tersanelerimize şükranlarımızı sunuyorum" ifadelerini kullandı.Konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Açık Deniz ve Karakol Gemileri 7. Gemisi Seferihisar’ın sac kesimini gerçekleştirdi. Ardından Erdoğan tarafından Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf’a Pns Khaibar ile komutanlık sembolü verildi. Akabinde Pns Khaibar ve Koçhisar gemilerinin bayrakları; Hızırreis, Ç-159 ve Ulaq gemilerinin flandraları da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gemi komutanlarına verildi.Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni’ne Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, İstanbul Tersanesi Komutanı Tümamiral Recep Erdinç Yetkin, Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf ve Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin katıldı.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir" İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim" törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "şu an savunma ihracatında dünyanın 11. en büyük ülkesiyiz." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda düzenlenen "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni"ne katıldı. Tören kapsamında; Pakistan MİLGEM Projesi 2’nci gemisi Khaibar’ın Pakistan Deniz Kuvvetleri’ne teslimi, Açık Deniz ve Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilen Akhisar’ın Romanya’ya teslimi, Koçhisar’a bayrak çekilmesi, Hızırreis Denizaltısı, Ç-159 Çıkarma Gemisi ve ULAQ İnsansız Deniz Aracı’nın hizmete girişi ve Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi kapsamında inşa edilecek 7’nci geminin sac kesimi törenleri gerçekleştirildi. "Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek" Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği önemli noktalara dikkat çekerek, şunları aktardı: "Bugün çok özel bir program münasebetiyle İstanbul tersane komutanlığında sizlerle bir aradayız. Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan memnuniyet duyuyorum. mavi vatanın dört bir yanında adanmışlıkla görev yapan tüm mensuplarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye için çalışan, mavi vatanın muhafazası ve müdafaası için gecesini gündüzüne katan herkesten Allah razı olsun. Bugün Türk tersaneciliği ve donanması açısından çok büyük bir gurur tablosuna şahitlik ediyoruz. İstanbul tersanesinin tüm mensuplarına şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemiz tersanelerine güvenmekte ne kadar haklı olduğumuzu bugün bir kez daha görüyoruz. En son teknoloji ile donatılmış bu gemilerin kardeş Pakistan donanmasını şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Kökleri ortak tarihimizin derinliklerine uzanan ve asırlar boyunca sınanarak bugünlere gelen Türkiye Pakistan dostluğu Allah’ın izniyle kıyamete kadar devam edecek serpilecek güçlenecek." "ULAQ’ın bir özelliği Türk mühendislerinin geliştirdiği yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır" Erdoğan, savunma sanayine kazandırılan ve son teknolojiyle donatılmış deniz araçlarının önemine dikkat çekerek, "Bugün burada denize uğradığımız ve bayrak çektiğimiz platformlar alın terimizin, aklın, emeğin, cesaretin ve adanmışlığın eseridir. Bunların en başında havadan bağımsız tahrik sistemi ve gelişmiş son teknoloji yetenekleri ile sessiz derinliklerinin milli bekçisi olacak TCG Hızır Reis denizaltımız var. Hizmete aldığımız bir başka platformumuz, Yeni Tip Çıkarma Gemimiz Ç-159’dur. Bu platform, hem askeri harekatlarda hem de barış dönemindeki insani yardım operasyonlarında fırtınalı sularda görev yapacaktır. ULAQ silahlı insansız deniz aracımız, bir diğer kıvanç kaynağımızdır. Dijital dönüşümün, yapay zekâ tabanlı otonom sistemlerin denizlerdeki sembolü olacak ULAQ, geleceğin harekât sahasının ölçülerindendir. ULAQ SİDA’nın bir başka özelliği ise Türk mühendislerinin geliştirdiği, yüzde 90 yerlilik oranına sahip marin motorunu kullanmasıdır" şeklinde konuştu. "Denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız" Savunma sanayinde başarının ancak bütüncül bir stratejiyle elde edileceğine vurgu yapan Erdoğan, "TCG Koçhisar karakol gemimiz, Mavi Vatan’daki hak ve hukukumuzu koruma irademizin nişanesidir. Barış zamanında milletimize hizmet edecek, kriz zamanlarında ise caydırıcı gücümüz olacaktır. Koçhisar’ı Mayıs ayı sonunda Donanmamıza katacağız. Son olarak, bugün ayrıca açık deniz karakol gemimiz Seferihisar’ın saç kesimini gerçekleştireceğiz. Türkiye olarak savunma sanayi alanında yürüttüğümüz her projede ürün geliştirmekle kalmıyor; teknoloji üretim kapasitesini de büyütmeyi hedefliyoruz. şurası bir gerçek ki savunmada başarı ancak bütüncül bir stratejiyle elde edilir. denizde etkin olmadan karada caydırıcı olamazsınız. Kapasitemizi günden güne artıyor, kendi teknolojimizi yine kendimiz üretiyoruz. ARGE’den tasarıma, yazılımdan seri üretime tüm süreçleri yerli ve milli kaynaklarımızla yönetiyoruz. şu an savunma ihracatında dünyanın 11. en büyük ülkesiyiz. Son 11 aylık dönemde savunma ve havacılık ihracatımız, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artarak 7 milyar 445 milyon dolara ulaştı" diyerek aktardı. "Hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz" Türkiye’nin mevcut teknolojilerini her gün daha da ileriye taşıdığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendimize inandık, Türk savunma sanayine güvendik ve elbette burada durmayacağız. 2028 yılı için 11 milyar dolarlık ihracat rakamıyla savunma ve havacılık ihracatında ilk 10’a gitmektir. Bu hedefe doğru sağlam adımlarla ilerliyoruz. Dünyada kendi savaş gemisini geliştirip denize indiren 10 ülkeden biri Türkiye’dir. Sahadan aldığımız verileri titizlikle analiz ediyor ve mevcut teknolojilerimizi her gün daha da ileriye taşıyoruz. Başkanı olduğum Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde aldığımız kararlar doğrultusunda, projelerimizin meyvelerini birer birer topluyoruz. Ana muhalefetin balıklar rahatsız oluyor diyerek eleştirdiği kızıl elmamız görüş ötesi bir hava füzesiyle vurarak etkisiz hale getirdik. TCG - Anadolu’nun abisi olacak uçak gemimizin inşa süreçlerini de başlattık. İnsansız hava araçlarından firkateyne kadar hem kendi ihtiyaçlarımızı hem de dost ve müttefiklerimizin ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz" dedi. "Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin" Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayinde kat ettiği başarıların ve muhalefetin eleştirilerine rağmen yüzde 80 yerli sermayeye ulaşıldığının altını çizerek, şunları söyledi: "Buradaki başarıyı görmek için uzaklara gitmeye hiç gerek yok. Türkiye’nin savunma sanayinde son 23 senede kat ettiği başarıları görmek için 60’ları 70’leri eşelemeye de gerek yok. Bunun için kamuoyunda paylaşılan çalışmalarımıza bakmak yeterlidir. Türk savunma sanayinin gelişmesi ve güçlenmesi için ter döken tüm kardeşlerime ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Morallerimizi bozmaya, cesaretimizi kırmaya çalışanlara aldanmayın, prim vermeyin. sosyal medyada ve gazete köşelerinde sağa sola karamsarlık aşılayan felaket tellallarına lütfen kulak asmayın. Biz bugüne kadar neler yaptıysak bunlara rağmen yaptık. Şu an yüzde 80 yerli sermayeye yine biz ulaştık. Bizi yolumuzdan çevirmeye çalışanlara inat hep beraber omuz omuza vererek çok daha kararlı bir şekilde hedeflerimize yürüyeceğiz." "Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır" Son olarak Türkiye’nin hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemediğini dile getiren Erdoğan, "Bu vesileyle hem Türkiye’nin hem de Pakistan’ın savunma sanayi açısından çok stratejik adımlar attık. Yakın zamanda inşallah başka müjdelerimiz de olacak. havada, karada, denizde ve siber vatanda caydırıcı olacak tüm projelerimizi tek tek hayata geçireceğiz. Her fırsatta vurguladığım bir hususu yeniden hatırlatmak isterim; bizim kimsenin toprağında ve egemenliğinde gözümüz yok. Biz hiçbir ülkeyle kriz, kavga ve çatışma istemiyoruz. Türkiye olarak herkesin emin olabileceği ve güven duyabileceği, en zor en sıkıntılı günlerinde sırtını yaslayabileceği ülke biziz. Bunun dışında hak ve hukukunun da çiğnenmesine asla müsaade etmeyecek olan bir ülkeyiz. Amacımız savaşa hazırlanmak değil; barışı korumaktır. Dost ve kardeş Pakistan halkına selamlarımı gönderiyorum, emeği geçen tüm kurum ve tersanelerimize şükranlarımızı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Açık Deniz ve Karakol Gemileri 7. Gemisi Seferihisar’ın sac kesimini gerçekleştirdi. Ardından Erdoğan tarafından Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf’a Pns Khaibar ile komutanlık sembolü verildi. Akabinde Pns Khaibar ve Koçhisar gemilerinin bayrakları; Hızırreis, Ç-159 ve Ulaq gemilerinin flandraları da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gemi komutanlarına verildi. Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni’ne Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, İstanbul Tersanesi Komutanı Tümamiral Recep Erdinç Yetkin, Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Naveed Ashraf ve Pendik Belediye Başkanı Ahmet Cin katıldı.