ASAYİŞ - 05 Temmuz 2017 Çarşamba 15:38

Jet Fadıl’dan ilginç savunma

A
A
A
Jet Fadıl’dan ilginç savunma

Yaklaşık 15 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen Jet Fadıl lakaplı Fadıl Akgündüz, nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılandığı davada, Caprice Gold projesinin bitmesi için biraz daha yatırım gerektiğini söyledi.

Jet Fadıl lakaplı iş adamı Fadıl Akgündüz’ün dolandırıcılık suçundan 2 Bin 443 yıl hapis istemiyle yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Fadıl Akgündüz ve yeğeni Mehmet Salih Obut ile bazı mağdurlar katıldı. Mağdurlarca Akgündüz’e yönelik olası sözlü ve fiziki saldırılara karşı güvenlik önlemi alındı. Akgündüz ve yeğeni duruşma salonuna ayrı bir kapıdan alınırken, sanıkların bulunduğu yer ile mağdurlar arasında Çevik Kuvvet polisleri oturtuldu. Duruşmada ifadeleri alınan mağdurlardan Sümeyye Çikot, evlerini satarak 2014 yılında Caprice Gold’dan devre mülk aldıklarını belirterek, “Eşimle birlikte 102 Bin TL verip peşin aldık. Proje kapsamında 2 ay kira bedeli ödendi. Zaten onu da zorla aldık. Benim 3 çocuğum var. Geçimimizi zor sağlıyoruz. Çocuklarıma okul harçlığı veremiyorum. 14 yaşındaki oğlum bana ‘Biz fakir miyiz?’ diye soruyor. Huzurumuz yok, yardımlarla geçiniyoruz. Fadıl Beyin yüzü burada, elini vicdanına koysun” dedi.

Caprice God projesinden 7 gayrimenkul, Maldivler projesinden de 1 gayrimenkul aldığını kaydeden mağdur İlker Arslan, “Ben 7 proje almama rağmen 4’ünün tapusunu verdiler. Fadıl Bey batığını söylüyor. Ben kendisini hacda yakaladım. ‘Utanmıyor musun?’ diye sordum. Paralel yaptı falan dedi. Gitmiş sağa sola kendisini tehdit ettiğimi söylemiş. Arafat’da bile yan gelip yattı” diye konuştu.

“BAŞKANIM AĞABEYİMLE BENİ BARIŞTIRIN"

Duruşma salonunda sık sık söz alarak yeğeninin içeri alınmasını talep eden ve yer sıkıntısı nedeniyle talebi kabul görmeyen mağdur Mehmet Yıldız, “2011 yılında devre mülk aldım. Noterde bile uzun sıralar vardı. Herkes güvenmişti. Noter sırasında ağabeyim yoğunluğu görünce, kendisine ve yeğenime de devre mülk aldı. Bu olaylar patlak verince ağabeyim ve yeğenimle aram bozuldu. Çünkü projeyi bir bakıma benim referansımla almışlardı. Proje tamamlansaydı bana teşekkür edeceklerdi. Sizin huzurunuzda burada bulunan ağabeyimle barışmak istiyorum. Ağabeyim yüzüme bakmıyor. Kardeş kardeşin cenazesine gitmiyorsa gerisini siz düşünün” ifadelerini kullandı.

Mağdurların ifadelerinin ardından mahkeme başkanı Mustafa Karayıldız, sanık Akgündüz’e, “Bu projenin bitirilmesi için ne yapacaksın? Bir girişimin var mı? Bu insanların mağduriyetini giderecek misin? Tahliye oldun, projeyi bitirmek için uğraşların var mı?” diye sordu.

“Biraz daha yatırım gerekiyor”

Akgündüz, “Proje hem şirket hem de yatırımcıların kaynaklarıyla zaten yüzde 85 seviyesinde. Projenin hacmi büyük olduğu için biraz daha yatırım gerekiyor. Benim tahliye olmam iş dünyasında olumlu olarak algılandı. İnşallah çok uzun sürmeden iyi neticeler olacak. Bitmemesi gibi bir ihtimal olamaz. Grubun kendi kaynakları var. Bir sonraki celse daha iyi anlatacak şeylerimiz olacak. Piyasa kendine gelince icraatlarımız başlayacak. Bu aşamadan sonra bırakacak halimiz yok” diye yanıt verdi.

“ŞİKAYETLER OLUNCA PROJELER GERİ KALDI"

Mahkeme başkanı bunun üzerine “Dava bitmeden hallet” deyince, Akgündüz, “Bu şikayetlerin olması nedeniyle proje geri kaldı” dedi. Bazı mağdurlar ve avukatları da Akgündüz’ün tutuklanmasını talep etti. Mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. Duruşmanın sona ermesinin ardından Akgündüz ve yeğeni ile mağdurlar ayrı ayrı kapılardan çıkartıldı.

İDDİANAMEDEN

Jet Fadıl lakaplı Fadıl Akgündüz hakkında, ’Caprice Gold’ ve Maldivler’de projelerinde devre mülk satışı yaparak vatandaşları dolandırdığı iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılmıştı. İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı tarafından Jet Fadıl hakkında "tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı" suçu kapsamında iddianame hazırlandı.

REKOR CEZA İSTENİYOR

Savcılık, 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngörülen suçun 349 kez işlendiğini belirterek, Akgündüz’ün 698 yıldan 2 Bin 443 yıla kadar hapsi cezası ile cezalandırılmasını isteniyor. Akgündüz’ün şirketlerinin ortakları olan ablası Avniye Obut, eniştesi İbrahim Obut ve yeğeni Mehmet Salih Obut da iddianamede aynı suçlamalarla sanık olarak yer alıyor. İddianamede, Caprice Gold Bayrampaşa ön ödemeli devre mülk ve Caprice Gold Maldivler’de ön ödemeli devre tatil projeleri kapsamında 349 kişiden para toplandığı, buna rağmen projelerin bitirilmeyerek vatandaşların mağdur edildiği anlatılmıştı. Bayrampaşa Caprice Gold projesi bitirilmeden Maldivler’deki projenin satışa çıkarıldığı, bu şekilde nakit akışının sağlandığı, şirketin dolandırıcılık amacıyla kurulduğu vurgulanmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmal sonucu ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7’nci duruşması görüldü. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu ileri sürülen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan iddianame ana dava ile birleştirilmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşma, yoklamaların alınmasının ardından sanıkların savunmaları ile başladı. Davada sanık sayısı 61 oldu Duruşmada, dava dosyasına eklenen evraklar okunduğu sırada, dosyadan ayrılan iki davanın ana dava ile birleştirildiği ve sanık sayısının böylece 61’e yükseldiği öğrenildi. Savunma yapan tutuklu sanık Şeyhmus Çelik, "Opara bebek, Fırat Sarı tarafından Birinci Hastanesi’ne gönderildi ve Hakan Doğukan Taşçı tarafından teslim alındı. Fırat Sarı tutuklanmadan önce saçsız bir insanken, soruşturma sonrası peruk takmıştır. Opara bebek Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne sevk edildi. Ben hastanede olmadığım gün Opara bebek ex oldu. Bunu diğer sanıklarda belirtmiştir. Hakan Doğukan Taşçı ve diğer sanıklar arasında geçen konuşmamada bebeğin ben hastanede yokken öldüğü bellidir. Ben bebekleri öldürmedim bu bellidir. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Tutuklu sanık Rıza Keykubad’ın eşi tutuksuz sanık Hilda Keykubad da savunmasında, "Ben mesleğimin gerekliliğini en iyi şekilde yaptım. Evimi, eşimi, çocuğumu ihmal ettim ama hastalarımı ihmal etmedim. Hayatım boyunca, polis, adliye görmedim. Onurumla yaptığım mesleğimi ihmalden yargılanıyorum. Burada olmaktan utanıyorum, hicap duyuyorum, utanıyorum. Ben imzaladığım her evrakı ölen bebeklerin defin işlemleri tamamlansın diye, tedaviye gelen bebekler de iyileşsin diye imzaladım. Kaya bebek geldiğinde ben hastanede çalışmıyordum. Bebek Kaya hayatını kaybettikten sonra çalışmaya başladım. Bebek Kaya’nın ölüm belgesini doktorlar imzalamadı. Ben de bebek ortada kalmasın, evrakları eksik olmasın diye defin işlemleri için kendim imzaladım evrakları ve aileye teslim ettim. Bu aile şehir dışından gelmişti’’ diye konuştu. Mahkeme, duruşmayı yarın saat 10.00’a erteledi.
İstanbul Sergen Yalçın’dan 5 değişiklik Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, Fenerbahçe’ye konuk oldukları Türkiye Kupası C Grubu maçına Süper Lig’de son oynadıkları Çaykur Rizespor mücadelesinin 11’inden 5 değişiklik yaparak çıktı. Ziraat Türkiye Kupası C Grubu ilk maçında Beşiktaş, Fenerbahçe’ye konuk oldu. Siyah-beyazlıların teknik direktörü Sergen Yalçın, Süper Lig’in 17. haftasında Dolmabahçe’de 1-0 kazandıkları Çaykur Rizespor karşılaşmasının 11’inden 5 değişiklik yaparak Kadıköy’de sahaya çıktı. Tecrübeli teknik adam, savunmada Taylan Bulut, Gabriel Paulista ve Rıdvan Yılmaz’ın yerine Gökhan Sazdağı, Emirhan Topçu ve David Jurasek’e şans verirken, Kartal Kayra Yılmaz ve Demir Ege Tıknaz’ın yerine ise Salih Uçan ile Devrim Şahin forma giydi. Beşiktaş’ın, Fenerbahçe maçı 11’i şu şekilde: "Ersin Destanoğlu - Gökhan Sazdağı, Tiago Djalo, Emirhan Topçu, David Jurasek - Salih Uçan, Orkun Kökçü, Milot Rashica, Vaclav Cerny, Devrim Şahin - Tammy Abraham." 3 oyuncunun ilk Fenerbahçe derbisi Siyah-beyazlı takımda 3 futbolcu ise ilk kez Fenerbahçe derbisi heyecanı yaşadı. Kartal’da; Tiago Djalo, David Jurasek ve Devrim Şahin ilk defa sarı-lacivertlilere karşı top koşturdu. Yedek kulübesinde bulunan Demir Ege Tıknaz, Kartal Kayra Yılmaz ve Taylan Bulut da ilerleyen dakikalarda görev alması durumunda sarı-lacivertli takıma karşı siftah yapacak. Rafa Silva kadroda yok Beşiktaş’ta Rafa Silva, Fenerbahçe karşılaşmasının geniş kadrosunda yer almadı. Rafa, tam 5 hafta aranın ardından ligdeki Çaykur Rizespor mücadelesinde kadroya girmesine rağmen formayı sırtına geçirememişti. Teknik Direktör Sergen Yalçın, fiziksel olarak hazır durumda bulunmadığını belirttiği Portekizli oyuncuya Fenerbahçe mücadelesinde şans tanımadı.
Trabzon Şenol Güneş: "Yurt dışından iki teklif vardı, kabul etmedim" Trabzonspor’un eski futbolcusu ve teknik direktörlerinden Şenol Güneş, Trabzon’da bir lisede düzenlenen söyleşiye katıldı. Söyleşi öncesinde horon ekibinin gösterisiyle karşılanan Güneş, daha sonra hayatına dair anılarını paylaşırken, öğretmen kimliği ve spor adamı tecrübesiyle katılımcılara önemli mesajlar verdi. Türk futboluna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şenol Güneş, Türk teknik direktörler arasında 1056 maçla en fazla karşılaşmaya çıkan isim olmasına da değinerek, rakamların çok üzerinde durmadığını söyledi. Yaklaşık 38 yıldır antrenörlük yaptığını hatırlatan Güneş, futbolculuk dönemiyle birlikte bu sürenin daha da arttığını ifade etti. Çocukluk döneminde futbola bakışın ve imkanların çok sınırlı olduğunu dile getiren Güneş, "Eğitimde, tesiste, malzemede ciddi eksiklikler vardı. Futbola bakış da olumsuzdu. Bu ortamda hem eğitimimi alarak hem de işimi iyi yapmaya çalıştım. Bunun karşılığını bugün Türkiye’nin her yerinde, hatta dünyada görüyorum. En büyük sermayem itibarım" dedi. Futbolun zamanla magazinleştiğine dikkat çeken Güneş, "Zaman zaman verdiğimiz mesajların yerini magazin aldı. Gündem futbolun dışına kaydı. Futbolun ekonomik tarafı kullanılırken, buna bağlı olarak kirlenme tarafına fazla kaçıldı. Üretmeden kolay kazanmak isteyenlerin arttığı bir dönem yaşıyoruz. Antrenörler, oyuncular ve hakemler olarak futbola sahip çıkamadık. Yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç var. Türk futbolu ortak değerimizdir, erozyona uğrarsa herkes zarar görür" diye konuştu. "Trabzonspor’un önü açık" Trabzonspor’un mevcut durumunu da değerlendiren Şenol Güneş, bordo-mavili kulübün bir marka olduğunu vurguladı. Geçmişten ders alınması gerektiğini belirten Güneş, mazeretlerle yol alınamayacağını söyledi. ’Biraz iyi gidince çok iyiyiz, kötü gidince de bizden bir şey olmaz diyoruz’ sözlerinin doğru olmadığını ifade eden Güneş, Trabzonspor’un ekonomik, idari, sosyal ve teknik gerçeklerinin olduğunu dile getirdi. Uluslararası düzeyde rekabet edebilecek oyuncuların kazanılması gerektiğini ifade eden Güneş, "Kişiler üzerinden değil, doğru planlama üzerinden gitmeliyiz. Geçmişi kötülemeden, ders alarak geleceği planlamak gerekiyor. Hiçbir oyuncuyu büyütmeden ya da küçültmeden takım için değerlendirmeliyiz. Fatih Hoca’nın bunu iyi yapacağına inanıyorum. Trabzonspor’un önünün açık olduğunu düşünüyorum" dedi. "İki teklif vardı, kabul etmedim" Kendisine gelen transfer teklifleriyle ilgili soruyu da yanıtlayan Güneş, yurtdışından iki takımdan teklif aldığını ancak kabul etmediğini açıkladı. Bu tür konuların magazinleştirildiğini belirten Güneş, "Çalışmayacağım desem yarın çalışırsan derler, çalışacağım desem kulüp bulamadı derler. Dedikodu çok olduğu için susmayı tercih ediyorum" ifadelerini kullandı.
İzmir Başkan Pehlivan: "Menemen, Şehit Kubilay ve silah arkadaşlarını bağrına bastı" Şehit Asteğmen Kubilay ile şehit bekçiler Şevki ve Hasan, şehadetlerinin 95. yıl dönümünde Menemen’de törenle anıldı. Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Asteğmen Kubilay’ın, kent dışından gelen karanlık odaklar tarafından şehit edilişinin hiçbir izahı yoktur. Ancak Menemen, o günden bu yana Şehit Kubilay’ı ve silah arkadaşlarını bağrına basmış, aziz hatıralarını her zaman saygı, minnet ve sevgiyle yaşatmıştır. Her 23 Aralık’ta aynı inanç ve kararlılıkla burada olmaya devam edeceğiz" dedi. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı, Menemen dışından gelen bir grubun ilçede başlattığı ayaklanma girişiminde şehit düşen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki, Yıldıztepe’de bulunan Kubilay Anıtı’nda anıldı. Düzenlenen törende Şehit Kubilay ve silah arkadaşları anılırken, Kubilay Anıtı’na çelenk sunuldu ve şehitlikte yatan vatan evlatlarının kabirlerine karanfil bırakılarak dualar okundu. "Şehit Kubilay’ı rahmet ve minnetle anıyoruz" Törene katılan ve 95 yıl önce bayraklaşan şehadetiyle İnkılap Şehidi olarak hafızalara kazınan Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın aziz hatırasını her daim yaşattıklarını ifade eden Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Her 23 Aralık’ta burada, bu şehitlikte aynı inanç ve aynı kararlılıkla olmaya devam edeceğiz" dedi. "Dinmeyecek acı" Başkan Pehlivan, "İnkılap şehitlerimiz Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki; bu ülke için hiçbir zaman dinmeyecek bir acıdır. İlçemiz Menemen içinse tam anlamıyla derin bir yaradır. Asteğmen Kubilay’ın, kent dışından gelen karanlık odaklar tarafından şehit edilişinin hiçbir izahı yoktur. Ancak Menemen, o günden bu yana, Şehit Kubilay’ı ve silah arkadaşlarını bağrına basmış, aziz hatıralarını saygı, minnet ve sevgiyle yaşatmayı görev bilmiştir. Bu topraklarda doğan her Menemenli bilir ki; Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay sadece bir asker değildir. O, bir fikrin, bir inancın, bir Cumhuriyet idealinin temsilcisidir. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Cumhuriyetimiz, uğruna şehit ve gazi olanların bizlere mukaddes bir emanetidir. Bu nedenle Şehit Kubilay’ı anmak, bu toprakların bağımsızlık ve özgürlük ruhuna olan bağlılığımızı tazelemektir. Onları hatırlamak, bu toprakların bağımsızlık ve özgürlük ruhuna olan sarsılmaz bağlılığımızı yeniden ifade etmektir. Şehit Asteğmen Kubilay’ın aziz hatırası bize, karanlığa karşı uyanık olmayı, ayrışmaya karşı birlik olmayı, umutsuzluğa karşı inancı korumayı öğretir. 23 Aralık tarihi, Menemen İnkılap Şehitleri’nin yası, saygıyla anıldığı günün adıdır. Bu ve bunun gibi anmalar, siyasete malzeme yapılamayacak kadar kıymetli ve ağır konulardır. Tıpkı dinimiz, kutsal kitabımız, bayrağımız, vatanımız ve elbette Atamız gibi, siyaset üstüdür. Bu nedenlerle bizler, tıpkı 10 Kasım’da Atatürk’ü andığımız gibi, her 23 Aralık’ta da Şehit Kubilay’ın yasını tutuyor, saygı ve minnetle anıyoruz. Ülkesi ve milleti için karanlığa karşı bedenini siper eden tüm şehitlerimizi bir kez daha saygı, minnet ve hürmetle anıyorum. Böylesine karakterli, cesur ve vatanına adanmış evlatlar yetiştiren kıymetli ailelerine de şükranlarımı sunuyorum" dedi.