GÜNDEM - 07 Kasım 2017 Salı 08:06

Karadeniz ve Erman’a Fahri Hemşehrilik Beratı

A
A
A
Karadeniz ve Erman’a Fahri Hemşehrilik Beratı

Edirne Belediye Meclisi’nin Kasım Ayı Olağan Toplantısı, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın başkanlığında gerçekleştirildi.

Edirne Belediyesi tarafından Edirne’nin Kurtuluş Günü olan 25 Kasım Resepsiyonu’nda geleneksel hale getirilen Fahri Hemşehrilik Beratı’nın bu yıl Trakya Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ahmet Tarık Karadeniz ile Edirne Giyim Sanayi’nin kurucusu Mümtaz Erman’a verilmesine Belediye Meclisi tarafından oy birliğiyle karar verildi.

Edirne Belediye Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantı öncesinde Edirne Belediyesi Tekvando Takımı’nda yer alan, Türkiye ve Avrupa’da katıldığı müsabakalarda derece eden sporcular ödüllendirildi. Sporcuları tebrik eden Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Genç başarılı evlatlarımız Edirne’nin, Türkiye’nin gururu oldular. Ben de Edirne halkı adına sizlere başarılar diliyor, takdirlerimi sunuyorum. Ben ayrıca bu başarıda en büyük payı olan kulübümüzün antrenörü Metin Eşme’yi de tebrik ediyorum” dedi.
Çeşitli müsabakalarda derece elde eden Edirne Belediyesi Tekvando Kulübü sporcuları Irmak Çetin, Güney Takas, Derya Eşme, Efecan Tanrıkut, Naz Erol, Ege Mutlu, Emir Yumurtacı, Mine Karakaçan Belediye Meclis Kararıyla ödüllendirildi.

2 isme fahri hemşehrilik beratı
Toplam 13 gündem maddesinin görüşüldüğü belediye meclisinde konuşan Başkan Gürkan, “4 yıldır; Edirne’ye katkısı olan, Edirne’nin gelişmesine ve büyümesine katkı sunan isimlere 25 Kasım Edirne’nin Kurtuluş Günü Resepsiyonu kapsamında Fahri Hemşehrilik Beratları verdik. Edirne için önemli isimlerden biri olan, kentimizin kültürel kimliğine, sosyal gelişimine ve ekonomisinin dinamizmine ciddi katkısı olan Trakya Üniversitesi’nin kurucu rektörü olan Prof. Dr. Ahmet Karadeniz’e bu yıl Fahri Hemşehrilik Beratı verilmesini meclisimizin takdirlerine sunuyorum. Prof. Dr. Ahmet Karadeniz, o yıllarda çok zor biri işi başardı. 1982’de Trakya Üniversitesi bir bölge üniversitesi olarak kuruldu. Tekirdağ, Kırklareli ve Çanakkale illerini de kapsıyordu. O yılların teknoloji ve imkanlarıyla kurulan üniversite daha sonra 1992’de Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’ni, 2006’da Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’ni ve 2007’de de Kırklareli Üniversitesi’ni bünyesinden çıkarmıştır. Bugün 47 bin öğrencisi olan üniversite kentimizin güzide ve anlamlı değerli bilim yuvasıdır. Kentimize çok ciddi katkıları olmuştur. Bunda Karadeniz’in çok ciddi katkısı vardı. Kendisine Fahri Hemşerilik Beratı’nın verilmesini meclisimizin takdirlerine sunuyorum. Bu Edirne halkının bir vefa, bir minnet borcudur” dedi.
Daha sonra Prof. Dr. Tarık Ahmet Karadeniz’e Fahri Hemşerilik Beratı’nın verilmesi oy birliğiyle kabul edildi.
Gündem dışı ikinci maddeyi değerlendiren Başkan Gürkan, “Kentimizde birçok insanımıza imkan sunan Edirne Giyim Sanayi sosyal sorumluluk projelerine de katkıda bulunmaktadır. Çok kaliteli markalara iş yapan bir firmadır. Kentimize yaptığı katkılar, bu kadar insana ekmek sağladığı için bu firmanın kurucusu, genel müdürü Mümtaz Erman’a da Fahri Hemşehrilik Beratı verilmesini meclisinin takdirlerine sunuyorum” ifadelerine yer verdi.

Gündem dışı ikinci maddede oy birliğiyle kabul edildi
Daha sonra Belediye Meclisi'nde şu maddeler görüşüldü: “Edime Şoförler ve Otomobilciler Odası’nın talebinin Ulaşım Komisyonu’na havale edilmesi. Podgorista Yunus Emre Enstitüsü tarafından 20-22 Kasım 2017 tarihleri arasında Karadağ'ın Niksiç, Pljevlja ve Cetinje şehirlerinde gerçekleştirilecek olan Türk Halk Oyunları gösterisine Edirne Belediyesi’nin halk oyunları ekibinin görevlendirilmesi. Korsan taksiciliğin engellenmesi için Edime Belediyesi Taksi Yönetmeliğinde değişiklik yapılması talebinin Ulaşım Komisyonu’na havalesi. Edime Belediyesi Servis Araçları Yönetmeliğinin revizyon edilerek güncellenmesi talebinin Ulaşım Komisyonu’na havalesi. 2018 yılı Performans Programı’nın görüşülmesi. Edirne Belediyesi’nin 2018 Mali Yılı Gelir-Gider Bütçesinin ve 2018 Yılı Vergi, Resim, Harç ve Ücret Tarifelerinin Plan ve Bütçe Komisyonu’na havale edilmesi. Kitle etütlü plan değişikliği talebi ile ilgili 1 adet konunun İmar Komisyonuna havale edilmesi.”

Koray Ustabaşı 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük 40 yılda biriktirdiği Türk boy damgaları Safranbolu’da sergiledi Koleksiyoner emekli öğretmen Mustafa Gezici’nin 40 yılda topladığı Türk boyu damgalarının bazıları Safranbolu’nun UNESCO’ya kabul edilişinin 31. yılı etkinlikleri kapsamında açılan sergide ziyaretçilerle buluştu. Karabük’ün Safranbolu ilçesinin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kabul edilişinin 31. yılı, düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı. Kutlamalar kapsamında, Tarihi Safranbolu Sempozyumu ile başlayan programda günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalar yapıldı. Etkinlikler çerçevesinde koleksiyoner ve emekli öğretmen Mustafa Gezici (61), 40 yılda topladığı 90 Türk boyu damgasından 39’unu katılımcılarla buluşturdu. "Türk Dilinin Sessiz Tanıkları: Türk Boy Damgaları" adıyla açılan sergide, Türk kültür ve tarihine ışık tutan damgalar ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Serginin, Safranbolu’nun kültürel miras kimliğine katkı sağlamasının yanı sıra Türk boylarının tarihsel izlerinin tanıtılmasına da önemli katkı sağlıyor. Gezici, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Anadolu’da artık son aşamada hayvanlara vurulan damgalardır bunlar. Hayvancılığın artık çiftliklere çevrilmesi, köy hayvancılığının da çok azalması nedeniyle bunlar son 50 yıldır kullanılmaz oldu. Ama tarihin sessiz tanıklarıdır bu hayvan damgaları, Türk boy damgalarıdır" dedi. Şu ana kadar yaklaşık 90 adet topladıklarını ifade eden Gezici, "Bunlar, Türklerin Anadolu’ya 1071’den daha önce geldiğine dair belgelerdir. Sessiz tanıklarıdır. Yılda yaklaşık 4 tane falan bulabiliyoruz. İşte 40 yıllık bir emektir bu yani. Kastamonu, Yozgat, Kayseri, Erzurum, Elazığ, Erzincan; bu bölgelerden topladık. Moğolistan’dan da gelen var. Bir arkadaş gönderdi; 3–4 tane de oradan var. Karşılaştırma açısından Moğolistan’dan geldi" diye konuştu. Gezici, "Büyükbaş hayvanların butlarına, küçükbaş hayvanların da kulaklarına vurulurdu. Yani Türkler ilk defa, şunu söyleyelim, hayvanlara kulak küpesinin ilk mucididir. Kime ait olduğu belli oluyor böylece. Ova ova, boy boy bellidir bunlar. Hatta iki kardeş boyun bile damgaları ayrıdır" ifadelerine yer verdi.
Hakkari Hakkâri’nin hafızası kütüphanede yaşıyor Hakkâri’nin ilk öğretmenlerinden ve matbaacılarından olan İbrahim Hatipoğlu’nun mirası gelecek nesillere emanet edildi. Hakkârili emekli öğretmen ve yazar Aziz Hatipoğlu, Hakkâri’nin eğitim ve kültür tarihine ışık tutan anlamlı bir bağışa imza attı. Hakkâri’nin ilk üç öğretmeninden biri ve aynı zamanda kentin ilk matbaa kurucularından olan merhum babası İbrahim Hatipoğlu’na ait kişisel kütüphanede bulunan kitaplar, Hakkâri Sosyal Bilimler Lisesi Emin Özatak Kütüphanesi’ne bağışlandı. Bağış kapsamında, İbrahim Hatipoğlu’nun Hakkâri’nin kurtuluşunun 30. yıl dönümü dolayısıyla 1947 yılında kutlama programında yaptığı konuşmanın orijinal metni de gün yüzüne çıktı. Tarihî belge niteliği taşıyan bu metin, dönemin ruhunu ve Hakkâri’nin kültürel birikimini yansıtması açısından büyük önem taşıyor. Rahmetli babası gibi kendisi de öğretmen ve yazar olan Aziz Hatipoğlu, 1931 doğumlu babasının hatıralarını paylaşırken duygulu anlar yaşadı. Hakkâri’nin geçmişten bugüne bir ilim ve kültür şehri olduğunu vurgulayan Hatipoğlu, bu kimliğin oluşmasında emeği geçen eğitimcileri ve aydınları saygıyla andı. Hakkâri İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz’ı makamında ziyaret eden Hatipoğlu; bu anlamlı bağışın kütüphaneyle buluşmasına vesile olan İl Müdürü Yılmaz’a teşekkür ederek, gençlerin tarihî ve kültürel mirasla buluşmasının önemine dikkat çekti. İl Millî Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz, Hakkâri’nin eğitim tarihine yön veren isimlerin yaşatılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Şehrimizin ilk öğretmenlerinden ve eğitim öncülerinden merhum İbrahim Hatipoğlu’nun aziz hatırasını gelecek nesillere aktarmak adına, isminin bir okul kütüphanemize verilmesini kararlaştırdık. Bu anlamlı bağışla birlikte öğrencilerimizin hem kitaplarla hem de Hakkâri’nin köklü eğitim geçmişiyle buluşmasını son derece kıymetli buluyoruz. Eğitime gönül vermiş büyüklerimizi rahmet ve şükranla anıyor, bu değerli mirası bizlere ulaştıran emekli öğretmenimiz ve yazar Aziz Hatipoğlu’na teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Muğla Büyükşehir’den Menteşe’ye nefes aldıracak bir proje daha Muğla’nın Menteşe ilçesinde, kente nefes aldıracak ve yaşam kalitesini yükseltecek önemli projelerden biri olan Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında bulunan parkta yürütülen çalışmalarda sona yaklaşıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, teknik ekiplerle birlikte alanda incelemeler yaparak çalışmaların son durumunu değerlendirdi. Yaklaşık 8 bin 300 metrekare alan üzerine inşa edilen Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında bulunan park sadece bir yeşil alan olmanın ötesinde, her yaştan yurttaş için güvenli ve estetik bir buluşma noktası olarak tasarlandı. Proje kapsamında, 900 metrekarelik güvenli çocuk oyun alanı, doğal taş amfi ve süs havuzları ile birlikte 3 bin 500 metrekarelik yeşil alan ve yürüyüş yollarına yer verildi. Parkın, sunduğu bu donatılarla Menteşe’de sosyal yaşamı canlandıracak nitelikli bir kamusal alan olma özelliği taşıdığı belirtildi. Genel Sekreter Tayfun Yılmaz: "Bu projeler kent kültürünü güçlendiriyor" Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, proje alanındaki incelemeler sırasında yaptığı açıklamada, çalışmaların planlandığı şekilde ilerlediğini belirterek "Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında inşa ettiğimiz parkımız Muğla’nın kültürel kimliğini, kamusal yaşamını ve sosyal etkileşimini güçlendiren çok değerli bir proje. Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’ın vizyonu doğrultusunda, kentin merkezinde herkesin rahatça nefes alabileceği, bir araya gelebileceği alanlar oluşturuyoruz. Teknik ekiplerimizle birlikte titizlikle yürüttüğümüz bu çalışmayı, Menteşe’ye yakışır şekilde tamamlamaktan mutluluk duyuyoruz." Dedi. Başkan Aras: "Kentler betonla değil, insanla güzelleşir" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise yaptığı değerlendirmede, kentsel projelerde insan odaklı yaklaşımı benimsediklerini vurgulayarak, "Bizim anlayışımızda kentler sadece yollarla, binalarla değil; parklarıyla, meydanlarıyla ve insanların bir araya gelebildiği ortak yaşam alanlarıyla güzelleşir. Cengiz Bektaş Kent Belleği yanında inşa edilen parkımız da bu anlayışın somut bir örneğidir. Menteşe’de yeşil alanları artırmak, çocuklarımıza güvenli oyun alanları, yurttaşlarımıza nefes alabilecekleri sosyal mekanlar sunmak en temel önceliklerimizden biri. Muğla’yı doğasına, tarihine ve insanına yakışır şekilde birlikte büyütmeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Mersin Minikler Togg’la tanıştı, yerli üretimi öğrendi Mersin’in Anamur ilçesinde Yerli Malı Haftası kapsamında minik öğrenciler yerli üretim Togg’u yakından görme fırsatı buldu. Geleneksel Yerli Malı Haftası kutlamaları, bu yıl Anamur’da yerli üretim ve milli teknoloji bilinci temasıyla farklı bir boyut kazandı. Akdeniz Camii Müberra Mert, Yunus Emre ve Değirmencik Burnu 4-6 Yaş Kur’an kurslarında eğitim gören öğrenciler, ev yapımı ürünlerle stantlar kurarak yerli üretimin önemini öğrenirken, yöresel kıyafetlerle Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetişen yerli ürünleri tanıttı. Etkinlik alanında sergilenen Türkiye’nin yerli ve milli otomobili Togg ise miniklerin yoğun ilgisini çekti. Öğrencilere Togg’un üretim süreci ve özellikleri hakkında bilgi verilerek, milli markaların ülke ekonomisine katkısı anlatıldı. Etkinlik kapsamında çocuklar, AKINCI, TCG Anadolu, Gökbey, Hürkuş, Kirpi, Göktürk ve Togg gibi Türkiye’nin yerli ve milli projelerini resmetti. Çocukların çizimleri, yapay zeka destekli bir video ile canlandırılarak katılımcılara izletildi. Programda konuşan Anamur İlçe Müftüsü Mehmet Fidan, yerli ve milli bilincin küçük yaşlarda kazandırılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Fidan, "Yerli Malı Haftası, çocuklarımıza kendi değerlerimizi tanıtmak ve yerli üretimin gücünü anlatmak açısından son derece anlamlıdır. Yerli ve milli aracımız Togg’u yakından inceleyen evlatlarımız, yarının mühendisleri, tasarımcıları ve üreticileri olacaktır. Kendi markalarına sahip çıkan bir nesil, ülkemizin geleceğini daha güçlü kılacaktır" dedi. 4-6 yaş Kur’an kurslarında çocuklara yalnızca dini eğitim verilmediğini ifade eden Fidan, aynı zamanda tutumlu olma, bilinçli tüketim, israftan kaçınma ve milli değerlere sahip çıkma bilincinin de kazandırıldığını belirtti. Fidan, "Yerli ve milli bilinç, güçlü bir gelecek demektir. Bu bilincin erken yaşta verilmesi, çocuklarımızın öz benliklerini koruyarak yetişmelerine katkı sağlar" diye konuştu.